İletişim Sanatları Yüksek Lisans Programı / Communication Arts Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/82
Browse
Browsing İletişim Sanatları Yüksek Lisans Programı / Communication Arts Master's Degree Program by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 70
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Açıkhava reklamlarında yaratıcı strateji kullanımı: Reklam mesajları ve marka imajı etkileşimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Sanatları Anabilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2017) Salkım, Osman Onur; Küçükerdoğan, RenginBu çalışmada, Reklamcılar Derneği'nin düzenlemiş olduğu "Kristal Elma Festivali" etkinliğinin 2016 yılında gerçekleştirilen 28. Kristal Elma Reklam Ödülleri, Açıkhava Kategorisi'nde ödül alan 5 reklam afişi, Açıkhava reklamlarında yaratıcı tasarım ve marka imajı etkileşimi bağlamında dilsel ve görsel göstergeler açısından incelenmiştir. Çalışmanın amacı, açık hava reklamcılığında reklam mesajlarının ve marka imaj etkileşiminin analiz edilmesidir. Çalışmada ele alınan afişler; yaratıcılık, tasarım ve marka kimliği unsurlarını içeren üç temel kriter temelinde oluşturulan bir yöntemle ele alınmıştır. Ayrıca afişlerin çözümlenmesi aşamasında temel tasarım ilkeleri ve Roland Barthes'ın göstergeleri anlamlandırmaya odaklı çözümleme yöntemi temel alınarak analiz edilmiştir.Publication Aile içi etkili iletişimde drama teknikleri ve nlp uygulamaları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Sanatları Anabilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2016-01) Ölmez, Dilekİnsan sosyal bir canlıdır. Toplumun en küçük birimi olan aile de, sosyal yapılanmanın en önemli parçasıdır. Bu nedenle insanlar arasında kurulan ilişkiler zaman geçtikçe önemini arttırmakta, sosyal problemlerin çıkış noktası olarak da aile ön plana çıkmaktadır. İnsanlar, zamanlarının büyük çoğunluğunu iletişim kurarak geçirirler. Anacak başarılı bir iletişim sanıldığı kadar kolay ve kendiliğinden gelişen bir unsur değildir. Olumlu ve etkili bir iletişim kurmak istiyorsak, karşımızda ki kişilerin duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını dikkate alarak, empati kurarak ve duyarlı davranarak istenilen sonucu elde edebiliriz. Aile içinde oluşturulan etkili ve olumlu iletişim zaman içerisinde, tüm toplumu etkisi altına alan önemli bir oluşumdur. Bu çalışmada, aile içinde olması gereken anlayış ve sevgi ortamına katkı sağlayacağı düşünülerek, çözüm odaklı yaklaşım seçeneklerini incelenmiş, bilimsel araştırmalar ve veriler doğrultusunda, göstergebilimsel yaklaşımın temel kavram ve ilkeleri ele alarak, Drama sanatının uygulamalı yöntemleri, oyun ve önemi, NLP teknikleri, örneklerle irdelenmiştir. vii Çalışmamızın amacı ise, aile içi olumlu iletişim hedeflenerek, söz konusu çocuklar olduğunda kullanılması gereken yöntem ve uyugulamaların, içeriğinde oyun, mizah ve yeniden çerçeveleme (NLP), yöntemleri kullanılarak, hayal gücüne ve yaratmaya dayalı eğlenceli durumların, sorun çözmede daha etkin olduğunun benimsenmesidir. Bu doğrultuda anne-babalara yol göstemek, göstergelerin verdiği mesajları, empati ve beceri yoluyla algılama kolaylığı sağlamak, mutlu, anlayışlı, birbirine bağlı ve sevgi dolu aileler oluşmasına katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Böylelikle sözü edilen nitel araştırma yöntemiyle, Drama tekniklerinin ve NLP (Nöro Linguistik Programing) uygulamalarının aile içi iletişime olumlu katkıları, çözüm odaklı yaklaşımlara farklı bakış açısı ve getirdiği kolaylıklar, oyunun ve mizahın hayatımıza kattığı zenginlikler ve iyileştirici özellikleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Ayrıca, iletişim dilinde empatiye, gözleme dayalı, hayal gücü ile zenginleştirilmiş yeni dilsel ve bedensel göstergeler oluşturmak çabası da çalışmada irdelenmiştir.Publication Avrupa'da rejisörlük kavramının ortaya çıkışı- "Stanislavski ve Brecht" örnekleri üzerinden yönetmenlik metodolojisinin incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009-08) Sezgin, Bülent; Önder PakerBu çalışmanın konusu, tarihsel bağlamda Avrupa?da 19. yüzyılda yönetmen tiyatrosunun ortaya çıkışı, rejisörlüğün ve sahneye koyuculuğun tarihsel evrimi ve bu geleneğin en önemli iki öncüsü olan Konstantin Stanislavski ve Bertolt Brecht?in dram sanatına bakışlarını ve yönetmenlik perspektiflerini incelemektir. Araştırmada, rejisörlük ve sahneye koyuculuk kavramı tarihsel olarak ele alınmış, Avrupa?da ilk yönetmen proto-tiplerinden başlayarak, yönetmenin tiyatro içindeki konumu ve işlevleri incelenmiştir. Daha sonra, vaka incelemesi olarak Konstantin Stanislavski ve Bertolt Brecht?in Üç Kızkardeş ve Cesaret Ana ve Çocukları prodüksiyonlarıyla ilgili yazılı kaynaklar ele alınmış, reji defterlerinde ortaya çıkan veriler analiz edilmiştir. Avrupa?da 19. yüzyılda yönetmenlik kavramına dair görüş belirten yaklaşık 10 yönetmenin gözünden; sahneye koyuculuğun kavramsallaştırılması hedeflenmiş ve yönetmenlik sanatının ilkeleri açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Yapılan okuma, araştırma ve analiz çalışmalarının derlemesiyle oluşan tez çalışması Türkiye tiyatro tarihinde çok fazla üzerine değinilmemiş yönetmenlik kavramına dair bir bakış açısı sunmayı hedefler. Araştırma, modern anlamda tiyatro yönetmenliğinin yaklaşık 150 yıllık bir tarihi olduğunu, kaçınılmaz ve sabit bir olgu olmadığını ve sosyokültürel yapıdaki değişikliklerin bir sonucu olarak ortaya çıktığını göstermiştir. Çalışmayla, Konstantin Stanislavski ve Bertolt Brecht gibi iki büyük yönetmenin günümüze bıraktıkları miras tartışmaya açılmış ve bir yönetmen modeli olarak neyi temsil ettikleri sorunsallaştırılmıştır.Publication Bankaların kültür ve sanat projeleri: Garanti Bankası SALT projesi örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Bilimleri Anabilim Dalı, 2012-11) Yağız, Yağmur; Volkan EkinBilgi ve iletişim çağında olduğumuz bu dönem içinde, gerek kamu, gerekse özel sektör kuruluşları, değişen ekonomik, politik ve sosyal koşullarla birlikte, artan rekabet ortamıyla hedef kitleleri üzerinde farkındalık yaratabilmek, olumlu bir imaj oluşturabilmek ya da var olan imajlarını sürdürebilmek için, halkla ilişkiler uygulamaları arasında, sponsorluk etkinliklerine de yönelmişlerdir. Kamuoyunu ilgilendiren kültür ve sanat ya da spor alanındaki ciddi bir çalışmanın içinde yer almak, bankalar için son derece saygın bir iş haline gelmiştir. Bu tür sponsorluklar, bankalara çok kısa yoldan etkili bir tanıtım olanağı vermektedir. Aynı zamanda bankaların reklam, pazarlama ve halkla ilişkiler amaçlarına da hizmet etmektedir. Bu nedenle, sponsorluk çalışmaları pek çok kurum tarafından, ağırlıklı olarak, özel sektör kuruluşları ve bankalar tarafından tercih edilmektedir. Özel sektör kuruluşlarının, kültür ve sanat etkinliklerinin gelişmesine, alternatif bir katkı olarak sunduğu sponsorluk desteğinin, Türkiye'de, 1990'lı yıllardan bu yana gelişim çizgisine bakıldığında, bugün, pek çok sıkıntı yaşandığı görülmektedir. Bunun en önemli nedenleri arasında, Türkiye'de sponsorluğun sınırlarının net bir şekilde çizilememesi gösterilebilir. Bu eksiklik, toplumsal yaşama da sağlıksız bir şekilde yansımaktadır. Diğer bir neden ise, Türkiye'de kültür ve sanat sponsorluğunun, özel sektör kuruluşları tarafından daha çok kurumsal itibar elde etmeye yönelik bir çaba olarak görülmesidir.Publication Bütünleşik Pazarlama İletişimi'nde Kullanılan Bir Ortam Olarak İnternet(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Dinler Tarihi Anabilim Dalı, 2005-07) Çaptuğ, İlke; Rengin KüçükerdoğanBu çalısmanın amacı pazarlama iletisimi ve bütünlesik pazarlama iletisimi unsurlarıçerçevesinde interneti incelemek, internetin bir ortam olarak degerini ve kullanılırlıgınıarastırmaktır.Arastırmada, öncelikle iletisim, iletisimin ögeleri ve ikna kuramı üzerinde durulmus, bunoktadan yola çıkılarak Pazarlama iletisimi kavramı irdelenmistir. Pazarlama iletisimi'niolusturan unsurların belirlenmesinin ardından, daha kapsamlı bir kavram olan BütünlesikPazarlama iletisimi incelenmistir. Ardından internetin bir ortam olarak sahip oldugu nitelikler,uygulanabilen pazarlama yordamları ve olumlu olumsuz yönlerine deginilmis, BütünlesikPazarlama iletisimi'nde internetin bir ortam olarak nasıl kullanılabilecegi arastırılmıstır.Çalısmada bir sormaca uygulamasına da yer verilmistir. Türkiye'de internetreklamcılıgının etkisini ölçmeyi hedefleyen arastırmada reklam/internet/medya ajansları ileweb yayınlarına ve kurumlara yönelik iki farklı sormaca çalısması yapılmıs, bulgularındegerlendirilmesinin ardından karsılastırmalı olarak internette reklam ve pazarlamaya bakısirdelenmistir.Anahtar Sözcükler: iletisim, Pazarlama iletisimi, Bütünlesik Pazarlama iletisimi, internet,Etkilesimli Pazarlama, Etkilesimli Reklam.Item Çalışanların İş Tercihlerini Belirlemelerinde İşveren Markasının Etkisi: Genç Yetenekler Üzerine Bir Araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÖZER, BERNA KUTSAL; Işıl ZeybekGünümüzde nitelikli elemanlara duyulan ihtiyacın artmasıyla, iş verenler kendilerini iş gücü piyasasında "Yetenek Savaşı" olarak adlandırılan yeni bir rekabet ortamında bulmuşlardır. Yetenek savaşı, nitelikli yeteneklerin ilgisinin çekilmesi ve aday deneyimi sürecinin ardından nitelikli adayların şirkete kazandırılmaları, mevcut çalışanların elde tutulması ve şirkete olan bağlılıklarının sağlanması için verilen ciddi ve karmaşık bir mücadeledir. Bu mücadelede, rekabet avantajı yakalama ve başarılı olabilme kaygısı ile çözüm arayan pek çok işveren, iş veren markalaşmasının önemini kavramış ve şirket stratejilerini bu kavrama göre optimize etmişlerdir. Son yıllarda yapılan anketlerin sonuçlarına göre, niteliği yüksek aday ve çalışanlar; işveren markası olarak başarılı gördükleri, "çalışılabilecek en iyi yer" olan şirketleri tercih etmektedirler. İşveren markası, insanların bir anlamda şirketin değerlerini ve çalışma ortamını nasıl algıladıklarıdır. Bu nedenle, işveren markası, bir şirketin mevcut ve potansiyel çalışanlar arasında bir işveren olarak benzersiz kimliğini tanıtmak için uygulanması gereken önemli bir stratejidir. Saygın bir işveren markası, şirketin olumlu itibarıdır. En iyi, en nitelikli adayların şirkete çekilmesini, elde tutulmasını ve şirkete kazandırılan bu nitelikli çalışanların, şirkete bağlılığını sağlayan en önemli etmendir.Item COVİD-19 Döneminde Çevrimiçi Yemek Sipariş Uygulama Markalarının Sosyal Medya Stratejileri: Instagram Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ÇELİK, GONCA NUR; Ceren BilgiciCovid-19 pandemi döneminde sosyal ve profesyonel yaşamda köklü değişiklikler meydana gelmiştir. Pandemi kısıtlamaları dikkate alındığında bu süreçte çevrim içi yemek sipariş uygulamalarının daha da popülerlik kazandığı söylenebilmektedir. Bu kapsamda gerçekleştirilen bu araştırmada Covid-19 Pandemi döneminde aktif faaliyetlerini sürdüren ve sektörel olarak hâkimiyeti elinde bulunduran Yemek Sepeti ve Getir Yemek markalarının sosyal medya stratejileri Instagram üzerindeki paylaşımları dikkate alınarak analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında 13 Mart 2020 – 30 Eylül 2020 tarihleri arasındaki sosyal medya paylaşımları içerik analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Araştırma kapsamındaki analizde Laskey, Day ve Crask'ın 1989 yılında geliştirdikleri temel mesaj stratejileri tipolojisi temel alınmıştır. Sosyal medya paylaşımlarının analizi sürecinde mevcut tipolojiye "etkileşime yönlendiren içerik" ve "Covid-19 ile ilişkili içerik" başlıklarının da eklenmesine karar verilmiştir. Araştırmanın bulguları kapsamında her iki markanın bilgisel mesaj stratejilerini kullanmayı tercih etmediği ve paylaşımlarında transformasyonel mesaj stratejilerinden kullanım fırsatının öne çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda, Yemek Sepeti'nin etkileşime yönlendiren içeriklere Getir Yemek 'ten daha yoğun şekilde yer verdiği tespit edilmiştir.Item Değişen ve Dönüşen Halkla İlişkiler Uygulamaları Doğrultusunda Kurumsal Kimlik Çalışmaları Üzerine Bir Araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) BAYLAN, CEYHAN; Gülnur IşıklarTeknolojik gelişmeler ve dijitalleşme ile birlikte gerçekleşen değişim ve dönüşümler bireylerin iletişim kurma biçimlerinden, tüketim alışkanlıklarına ve gündelik hayatlarına kadar pek çok alanda etkisini gösterirken; kurum, kuruluş, örgüt ve işletmelerde yönetim stratejileri, çalışma şekilleri gibi birçok alanda değişim ve dönüşümü zorunlu kılmıştır. Çağımızın dijitalleştiği ve hayatın dijital yönde aktığı toplumsal bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda halkla ilişkiler uygulamalarının da etkin ve etkili olabilmesi için uygulayıcılarının dijitalleşmenin bir parçası olması gerekmekte markaların ise kendilerini tanıtabilmek ve tanınır olabilmek için dijitalleşmeye uygun olarak kimliklerini ve imajlarını yeniden ele almaları gerekmektedir. Bu anlamda, gerçekleştirilen çalışmada; Türkiye'nin en değerli 100 markası arasından, 2000 yılı sonrası dijitalleşmeye uygun olarak logo değişimi yapan ve 5 farklı sektörden seçilen 5 ayrı markanın gerçekleştirdiği logo ve amblem değişimleri araştırılmıştır. Bu çalışma kapsamında incelenen 5 ayrı markanın logo ve amblem değişimi göstergebilimsel çözümleme yöntemi ile incelenmiştir. Çalışmanın amacı, değişen ve dönüşen halkla ilişkiler uygulamaları doğrultusunda kurumsal kimlik çalışmalarının dijitalleşme ile birlikte nasıl bir dönüşüm izlediğine yönelik veriler ortaya çıkarmaktır. Bir diğer ifadeyle, gerçekleştirilen çalışmada değiştirilen kurumsal kimlik çalışmaları ile dijitalleşme sonrası markaların hakla ilişkiler uygulamalarında değişen ve dönüşen iletişim şekilleri tespit edilmiştir.Publication Dergi kapak tasarımlarında günümüz erkek imajının oluşturulması: Esquire dergisi kapak tasarımlarının göstergebilimsel analizi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İletişim Sanatları Ana Bilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2019) Ekşi, Nuray; Yıldız, Öykü EzgiBasılı yayın ürünlerinden olan dergiler, kapak tasarımlarında yer alan görsel ve dilsel öğeler aracılığıyla hedef kitle ve tüketici ile ilk etkileşimlerini, iletişimlerini kurmalarını sağlamaktadır. Kurulan bu ilk etkileşimi ve iletişimi kolaylaştıran tasarım öğeleri ve ilkeleri görsel iletişim türüdür. Tasarım öğeleri ve ilkeleri de tasarım kavramı aracılığıyla belirli bir düzen içerisinde yer almakta ve dergi içeriğinden bilgi aktarmadır. Çalışmada, Türkiye'de ilk erkek yaşam dergisi olan Esquire dergisinin kapak tasarımlarında yer alan görsel ve dilsel öğelerin göstergebilimsel yöntem ile incelenmesi ve bu dergi kapaklarından yer alan erkek öznesinin imajının aktardığı anlamı ortaya çıkarmaya çalışılmaktadır. Çalışmada, erkek yaşam dergilerinden esquire dergisinin çalışma kapsamında incelenen sayılarının kapaklarının görsel ve dilsel iletilerinin çözümlenmesiyle kapak tasarımlarında yer alan söz konusu iletilerin hedef kitleler tarafından nasıl algılandığı ve anlamlandırıldığı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda çalışmada temel tasarım ilkelerinden yola çıkılarak, göstergebilimsel bir analiz gerçekleştirilmiş ve günümüzde erkek imajının erkek yaşam dergilerinin kapak tasarımları aracılığıyla nasıl oluşturulduğunun saptanması amaçlanmıştır.Publication Etkili iletişim sürecinde kişilerarası iletişim becerileri ve yaratıcı drama uygulama örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Dinler Tarihi Anabilim Dalı, 2009-02) Orta, Ahmet Zeki; Işıl Zeybekİnsan; canlılar içinde aklını kullanabilen ve sahip olduğu kültürünü yeni kuşaklara aktarabilen tek varlıktır. Bu özelliğiyle de insan, diğer canlılardan ayrılmaktadır. Bu nedenle değerli, biricik ve özel bir konumdadır. İnsanların, sahip olduğu bütün bu özellikleri gerçekleştirirken başvurdukları yol da; iletişimdir. İletişim, insanların her türlü gereksiniminin karşılanmasında ve geleceğe atılan adımlarda vazgeçilmez bir temel öğe olarak görülmektedir. İnsanoğlunun, yüzyıllar boyu birbirlerini etkileyerek, çabalarını, emeklerini birleştirip, bilgilerini, duygu ve düşüncelerini ifade ederek, kültür ve uygarlıklarını geliştirerek yeni kuşaklara, iletişim sayesinde ulaştırdıkları görülmektedir. İletişim; kişinin kendisini, başkalarını, çevresini ve toplumunu tanıyabilmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için bir gereksinimdir. Yaşamımızın olmazsa olmaz bir olgusudur. Bu bağlamda iletişimi, insanlar arasındaki bir anlatma ve anlaşma bilimi olarak görmek mümkündür. Günlük yaşamımızın içinde, sürekli sözü edilen iletişim olgusunun, gerçek anlamda bilinerek uygulanamadığı ve başarıyla sürdürülemediği de kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların sanıldığı ya da kendileri sandıkları kadar iyi birer iletişimci olmadıkları görülmektedir. Oysa iletişim, insan ilişkilerinin olmazsa olmazı, yaşamı sürdürebilmenin vazgeçilmez aracıdır. İyi dostlukların kurulabilmesi, başarılı aile ilişkilerinin sürdürülebilmesi, mesleki başarıların elde edilebilmesi, yaşam kalitesinin arttırılabilmesi ve toplumsal ilişki ve iletişimin sağlıklı biçimde sürdürülebilmesinin en önemli yolu, iletişim yetisine sahip olan insanın, bu konuda bilgi sahibi olmasına, çaba ve özen göstermesine bağlıdır. İnsanlığa hizmet eden biyoteknoloji, insan ve hayvan genleriyle oynayarak yapay olanı, telekomünikasyon bizlere sanal dünyayı, popüler medyatik kültür ise düşler yaratarak bütün değer yargılarını hızla değiştirmektedir. İnsanlar bu hızlı değişime ayak uyduramamakta, önce kendisine, ailesine, çevresine ve sonunda topluma karşı yabancılaşmaktadırlar. Kendisine, çevresine ve içinde yaşadığı topluma yabancılaşan insan da, iletişim teknolojilerini kullanmasına rağmen, insan iletişimindeki temel öğeleri öğrenemediği ya da doğru uygulayamadığı için ilişkilerini sağlıklı yürütememekte, kendisiyle, insanlarla, çevresiyle ve toplumla çeşitli çatışmalar, ayrılıklar, acılar, öfkeler ve başarısızlıklar yaşamaktadır. İnsanın yaşamı, doğduğu andan başlayarak, sona erene kadar, iletişim ağları içersinde sürdürülen eğitim, öğrenim ve diğer eylemleri içeren bir süreçtir. Yapılan araştırmalar, insanın öğrenimindeki başarıların, duyularının hepsinin kullanılmasıyla olabileceğini ve hatırlama oranlarında da insanların görüp, işitip, dokunup, yapıp, yaşayıp söylediklerinin gerçekleşmesiyle olabileceğini göstermektedir. Klasikleşmiş, ezbere dayalı, edilgen konumdaki öğrenenin, bilgilerini hatırlayabilmesi ve uygulayabilmesi bu durumda olası görülmemektedir. Öğrenilmesi gereken iletişim, kişilerarası iletişim bilgileri için de söz konusudur. Bu bağlamda; birçok disiplinden beslenen, disiplinlerarası bir öğretim yöntemi ve sanat eğitimi alanı olan yaratıcı drama yöntemi, belleğin, bedenin ve tüm duyu organlarının kullanılarak, yaşayarak öğrenme temeline dayalıdır. İnsan olabilmenin ve toplumda çağdaş bireyler olarak yer alabilmenin gereği, yaratıcı bir düşünce sistemine ve yeni tasarımları ortaya çıkarabilmekle başlamaktadır. Bu noktada, alternatif olabilecek bir eğitim yöntemi olarak sürekli gelişmekte olan yaratıcı drama, yeni yaratıcı düşünce sistemi ve tasarımlarda önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı doğrultusunda; toplumu oluşturan bireylerin ilişkilerinin temeli ve pek çok sorunun kaynağı olan kişilerarası iletişim ve yaşayarak, yaşatarak öğrenimi sağlayan yaratıcı drama yöntemi kaynağa dayalı olarak genel bir çerçeve içinde irdelenmiştir. Yaratıcı dramanın, kişilerarası iletişim becerilerini ve öneminin anlaşılması temeline dayalı olarak da uygulamalar yapılmıştır. Bunun sonucunda ise; genel olarak üniversitelerin eğitim fakültelerinde okutulan yaratıcı drama dersinin, özellikle iletişim öğrenimi gören öğrencilere de katkısının ölçülmesi ve böylelikle öğrenme ediminde farklılık ya da yeni bir boyut getirilip getirilemeyeceği tartışılmaktadır. Çalışmamız için yapılan uygulamalı çalışmada da görüldüğü gibi, çok kısa sürede alınan sonuçlar söz konusu olsa da, tezimizin savunduğu gerekçelerin somut biçimde kanıtlandığı da gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İletişim, Kişilerarası İletişim, Eğitim, Öğretim, Yaratıcı Drama, Yaşayarak Öğrenme, EtkileşimPublication Etkili İletişim ve Şenlik Örnekleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Dinler Tarihi Anabilim Dalı, 2005-08) Fidan, Ridade; Nükhet GüzBu çalısmanın amacı senlik yasamını ve gündeki yasamı tanımlayarak senlik ve gündelik yasamın kavramlarını tartısmaya açmaktadır. Bu çalısma senlik ve gündelik yasamın ne oldugunu karsılastırmalı bir yöntemle tanımlayarak baslamıstır. Senlik ve gündelik yasam karsıt konumlarda yer almaktadır. Karsıtlık gündelik yasamın ve festivalin kavramlarıyla baslar ve bu anlamda zaman ya da uzam gibi kavramların tanımlanması senlik zamanının ne oldugunun anlasılması için önemlidir. Senlik yasamı basladıgında gündelik yasamın bütün kavramlarında bir kırılma yasanmaktadır. Senlik ve gündelik yasam arasındaki karsıtlık aynı zamanda doga ve kültür arasındaki karsıtlıgı da göstermektedir. Bu karsıtlık ve kırılmalar da doga ve kültürle iliskilenmekte bu da insanın dogasıyla ilgili temel kavramları anlamamıza yardımcı olmaktadır.Publication Filmsel Anlatıda Güç/İktidar İlişkisinin Gözetim ve Simülasyon Kavramları Bağlamında Simgesel Aktarımı: Göstergebilimsel Çözümleme Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Sanatları Anabilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2017) Yılmaz, Selin; Zeybek, IşılBu çalışmanın amacı, filmsel anlatıda güç ve iktidar ilişkisinin, gözetim ve simülasyon kavramları bağlamında simgesel olarak incelenmesi ve göstergebilimsel olarak çözümlenmesidir. Güç ve iktidar kavramlarının hangi semboller aracılığı ile filmsel anlatılarda nasıl aktarıldığı, hangi temalar, hangi çağrışımlarla aktarıldığının gözlemlenmesidir. Çağrışım kavramları, varlıkları, duyguları ve düşünceleri; duyduğumuzda, gördüğümüzde ya da işittiğimizde zihnimizde oluşan imgelerdir. Bireylerin zihninde semboller, imgeler, görsel göstergeler aracığıyla oluşan algılardır. Güç/iktidar ilişkisi, bazı filmsel anlatılarda gözetim ve simülasyon kavramları ile birlikte izleyenlere ulaşmaktadır. Buna göre filmsel anlatılarda güç/iktidar ilişkilerinin gözetim ve simülasyon bağlamına göre nasıl aktarıldığı ve bu kavramları çağrıştıran semboller ve simgeler ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, filmsel anlatı çözümlemesi, göstergebilimsel çözümleme yöntemi kullanılmıştır. Göstegebilimsel çözümleme ile filmler dizisel ve dizimsel çözümleme yöntemine göre incelenmiştir.Publication Freud'un kişilik birimleri (id-ego-süperego) ile reklam iletisinin izleyici üstünde yarattığı etkiler arasındaki baglantı : Magnum, kalbim benecol ve lösev reklamları üzerine bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Dinler Tarihi Anabilim Dalı, 2007-08) Oktuğ, Zeynep; Rengin KüçükerdoğanBu çalısmanın konusu, televizyon reklamlarının izleyici üzerinde etkili olmasına yönelik arastırmalarda ruhbilimin kullanılmasına örnek olusturmak, ruhbilim ve reklam olgularına çalısma içerisinde kurulan baglantılar aracılıgıyla farklı bir bakıs açısı getirmektir. Çalısmanın hedefi, Freud'un yapısal kisilik kuramında yer alan kisilik birimlerinin -id,ego ve süperego- seçilen üç reklamda hangi biçimde ve ne amaçla yer aldıgını arastırmak, Freud'un kisilik birimlerinden yola çıkarak günümüzde reklam olgusunun kisilik özelliklerini, satın alma davranısı üzerinde etkili olacak biçimde kullandıgını ortaya koymaktır. Çalısmanın birinci bölümünde, Freud'un yapısal kisilik kuramı açıklanmıs, ikinci bölümde etkili iletisim aracı olarak reklamın islevi ele alınmıstır. Üçüncü Bölümde seçilen üç reklamdaki filmsel olgular çözümlenmistir. Dördüncü bölümde ise, kuramsal bölümde ve çözümleme bölümünde ortaya konulan baglantıları desteklemek amacıyla yapılmıs olan sormacanın açıklaması ve degerlendirmesi yapılmıstır. Çalısmanın sonunda, televizyon reklamlarının Freud'un kisilik birimlerine seslenecek biçimde hazırlandıklarında, izleyicinin satın alma davranısı üzerinde etkili olabilecekleri sonucuna varılmıstır.Publication Görsel iletişim tasarımı açısından dergi kapak tasarımları: Elele dergisi kapak tasarımlarının çözümlenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Sanatları Anabilim Dalı, 2011-04) Ekim, Berna; Rengin KüçükerdoğanBasılı yayın ürünlerinden biri olan dergiler, kapaklarında yer alan görsel kodlar aracılığı ile hedef kitlesine ulaşmaktadır ve ilk etkileşimi oluşturmaktadır. Oluşan bu iletişim görsel bir iletişim kapsamında ele alınabilecek bir iletişim türüdür. Bilindiği gibi, görsel iletişim, kapakta yer alan tüm görsel kodların bir araya gelerek, o kodların kolay ve anlaşılır bir şekilde sunumunu sağlayan bir iletişim türüdür. Söz konusu görsel kodların belli bir düzen içerisinde aktarımı da ?tasarım? aracılığı ile sağlanmaktadır. Çalışmamız, ilk Türk patentli kadın dergisi olan Elele dergisinin kapaklarının zaman içerisinde görsel tasarımları açısından gözlemlenen farklılıklar ve değişimler üzerine odaklanmıştır. Söz konusu dergi kapakları, tasarımsal açıdan hem görsel hem de dilsel iletileri oluşturan göstergelerin çözümlemesini amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, dergi kapaklarının zamana ve hedef kitleye göre nasıl değişim gösterdikleri ve bu değişimin anlamsal ve tematik açılardan da değişimlere neden olup olmadığı ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Çalışmamızda, görsel iletilerin çözümlenmesinde çok boyutlu bir çalışma hazırlamak amacıyla, söz konusu iletilerin alıcı tarafından etkili biçimde algılanması ve anlamlandırılması için ?nasıl? kurgulandığı ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Bu doğrultuda göstergebilimsel yaklaşımın temel kavram ve ilkelerinden yola çıkılarak seçmeci bir yöntem oluşturulmuştur. Bu doğrutuda çalışmamızın amacı, bütüncemizde yer alan Elele dergisinin kapak tasarımlarının, görsel ve dilsel iletiler aracılığıyla aktardıkları anlamın zaman ve hedef kitleye uygun biçimde değişimlerinin ele alınması ve tasarımsal açıdan bu değişimlerin hangi dilsel ya da görsel göstergeler aracılığıyla kapak tasarımlarına aktarıldığının ortaya çıkarılmasıdır. Yine bu doğrultuda amaç, çalışmanın konusu olan Elele dergilerinin kapaklarında, yukarıda belirtilen seçmeci yöntemdeki ölçütlere göre nasıl bir ?kimlik? kazandırıldığının ve ?diğer? dergilere göre nasıl bir ?farklılık? yaratıldığının göstergeler üzerinden belirlenmesidir.Publication Günümüzde değişen ve gelişen halkla ilişkiler uygulamalarında, fanatizm ve bireysellik olgusunun incelenmesi; Fenerbahçe spor kulübü fener ol kampanyası örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İletişim Sanatları Ana Bilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2021) Sarıcaoğlu, Özge; Işıklar, Gülnurİnsanlığın ortaya çıkışı kadar eski olan iletişim, dönemler içinde gelişmiş ve modern dünyada hayatın her alanında yer almaya başlamıştır. Kurumsallaşmanın ve globalleşmenin artmasıyla beraber kendine kimlik edinen halkla ilişkiler, iletişim olgusuyla birleşerek kurum ve kuruluşların odak noktası haline gelmiştir. Kapital düzenin gelişmesi ve buna paralele olarak hızla büyüyen spor endüstrisi de taraftarıyla daha sağlıklı iletişim kurmayı kendine amaç edinen halkla ilişkileri bünyesine katarak çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Sporun, özellikle de futbolun beraberinde getirdiği rekabet duygusuyla ortaya çıkan fanatik taraftarlarla olan iletişimin önemi günden güne artmaktadır. Fanatik taraftarın takımına karşı geliştirdiği duygusal derin bağ kontrol edilemediği takdirde büyük sorunlara yol açmaktadır. Bu çalışma içerisinde fanatik taraftarların da yer aldığı kulübe destek amaçlı kampanyalar ile paylaşımcılık duygusunun getirdiği sonuçların nasıl anlaşıldığı ve algılandığı Fenerbahçe Spor Kulübünün "Fener Ol" çalışması üzerinden incelenmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılarak 8 kampanya katılımcısı üzerinden farklı bulgular tespit edilmiştir. Bu bulgulardan biri kulüplerin bu hazırladığı kampanyaların taraftarlarla var olan bağlarını daha da güçlendirip güçlendirmediğidir. Bu soruya verilen cevapların çoğunluğu ya şartlı olarak ya da şartsız olarak kesinlikle katıldığıdır. Bu durum bize bağ oluşumu için kampanyaların olumlu bir etkisi olduğunu göstermektedir. Çalışma ile ortaya çıkan bir diğer önemli tespit ise kampanyanın hem yeni medya hem de geleneksel medya üzerinden çalışmaya katılan taraftarların haber alabilmesi ve bunu bir açıdan kayda değer bulup takip etmesidir. Bu durum bizi şu gerçeğe de ulaştırabilmektedir. Eğer hem geleneksel hem de yeni medya araçlarını kulüpler çeşitli olumlumalar üzerinden sıklıkla gerçekleştirirlerse bu iletiler taraftarlar tarafından takip edilip dikkate alınabileceğidir.Item Halkla İlişkiler Perspektifinden Yapay Zekanın Popüler Kültüre Etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) DEMİRKAYA, SEZEN; Gülnur IşıklarBu çalışmanın amacı halkla ilişkiler perspektifinden yapay zekanın popüler kültüre olan etkisini araştırmaktır. Yapay zeka destekli teknolojiler popüler kültürde yeni üretim imkanlarını artırarak insanları tüketime teşvik etmektedir. Yapay zeka destekli robotlar ve insansız araçlar insanların işlerini kolaylaştırmaktadır. Robotların çok hızlı gelişmesi ve yeni beceriler kazanması yapay zekanın geleceği ile ilgili toplumda kaygıların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde halkla ilişkiler, iletişim, popüler kültür kavramları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde yapay zeka kavramı, yapay zekanın gelişimi, insan beyniyle olan benzerliği, yapay sinir ağları, yapay zekanın etkileri, yapay zeka ile ilgili kaygılar, yapay zekanın popüler kültüre etkileri açıklanmıştır. Araştırmanın üçüncü bölümünde halkla ilişkiler perspektifinden yapay zekanın popüler kültüre etkisi ile ilgili halkla İlişkiler tanımlamasının getirmiş olduğu dolaylı ve direkt tüm bağlar değerlendirildiğinde bu kapsama giren kişiler ile yapılan odak grup çalışmasının değerlendirmesine yer verilmiştir.Item İç Mekanlarda Kullanılan Göstergelerin İleti Aktarımı Üzerine Bir İnceleme Örneği: Sait Faik Abasıyanık ve Tevfik Fikret Müze Evleri(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) GÜMÜŞ, HÜSEYİN; Gülnur Işıklarİletişim; iletinin kaynaktan alıcıya aktarıldığı devingen bir süreçtir. İletişimi süreç haline getiren ise geribildirimdir. İletişim salt insan-insan arasında değil; kişi-içi, örgüt içi ya da kitle iletişimi vb. gibi çeşitli boyutlarda da oluşmaktadır. Bir başka durumda ise mekân-insan iletişimi dikkat çekmektedir. Mekân-insan arasındaki iletişimde kaynak konumunda mekân; alıcı konumunda ise insan karşımıza çıkmaktadır. Buradaki geribildirim ise; insanın mekândaki davranışları, tutumu, duygu durumu, vb. gibi çok boyutlu olmaktadır. Bu doğrultuda da mekânların dili insanlar tarafından alımlanıp çeşitli edimleri ortaya çıkarmaktadır. Mekân-insan arasındaki iletişimde, söz konusu mekân ile iletişime geçen insan, mekânların dilini kendi anlam üretiminin sonucunda ortaya çıkarmaktadır. Söz gelimi, insan içinde bulunduğu mekânlardaki; nesne, doku, renk, ışık ya da mekânsal boşlukları duyu organları vasıtasıyla duyumsar. Bu duyumsama sonucunda, insanın zihninde anlamlandırma süreçleri ortaya çıkar ve bu sürecin de bireyin kişiliği, geçmiş deneyimleri, gereksinimleri, değer yargıları, kültürü, bağlı bulunduğu sosyal gruplar ya da o anki psikolojik ve fiziki durumu gibi birçok unsuru içerdiği söylenebilmektedir. Bu bağlamda da insanların içerisinde bulunduğu mekânları algılamaları birbirinden çok farklı olabilmektedir. Söz konusu çalışmamızda mekân-insan arasındaki iletişimde mekânlarda bulunan nesneler, ışık, renk, doku vb. gibi birçok unsur, XX. yy. çağdaş göstergebilim kuramcılarından olan Roland Barthes'ın gösterge, gösteren ve gösterilen boyutunda incelenerek; elde edilen verilerin kişinin anlam üretmesinde ortaya çıkardığı sonuçlar üzerinde durulacaktır. Söz konusu çalışmamız için örneklem olarak Tevfik Fikret'in Aşiyandaki evi ile Sait Faik Abasıyanık'ın Burgazada'daki evi seçilmiştir. Bu doğrultuda mekânların dilinin neden ve nasıl kişiden kişiye farklılık gösterdiği, göstergebilimsel çözümleme sonucunda ortaya çıkarılarak mekân-insan arası iletişim irdelenecektir.Publication İmgelerin toplumsal işlevinde anlamın görüntüsü(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İletişim Sanatları Ana Bilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2020) Bilek, Nagihan Umay; Işıklar, GülnurGörsel kültürün etkili olduğu çağın toplumları, iletişim araçlarından kendilerine aktarılan göstergelerle yüklü mesajları algılayarak, görsel dünyada bulunan imgelerin ilettikleri duyguları ve düşünceleri anlamlandırmaya çalışmaktadırlar. Evrende varoluş sürecinde toplumlar her zaman göstergelerle çevrelenmiştir. Sanatın göstergebilimle ilişkilendirilmesi ise iletişim ihtiyacı ile paralel bir varoluş içinde günümüze kadar gelmiştir. Önemli bir iletişim biçimine dönüşen resimlerin, anlatılarından hareket ederek anlam kümeleri içinden zihin kendi imgesini seçerek öznel ifadelerini oluşturmaktadır. Göstergelerin imgesel karşılıkları durağan olmamakla birlikte zamanla değişerek, katmanlı bir yapıya bürünmektedir. İletişimdeki öznel deneyimler nesnel bir temsil aktarımına dönüşerek simgeler, göstergeler, semboller, işaretler oluşmuştur. Sanatın, içinde bulunduğu toplum ve kültürün izlerini taşıdığı bilinmektedir. Bir sanat yapıtını çözümlerken içinde bulunduğu dönem şartları altında değerlendirmek gerekmektedir. İmgelerin öznel ve nesnel anlamları değişkenlik göstermekte birlikte dinamik bir yapıdadır. Bu anlamda gerçekleştirilen sanat yapıtlarındaki anlamın imgeler aracılığıyla yaratılmaya çalışılan anlatıların ele alındığı çalışmada Rönesans dönemi resimlerinden sekiz örnek belirlenerek Roland Barthes'ın "Gösteren ve Gösterilen" kuramı doğrultusunda biçim ve içerik yönünden Göstergebilimsel yöntemle çözümlenmesiyle, derin düzlemlerdeki simgesel anlamlar belirlenmiştir. Anlamlandırma sürecinde Erwin Panofsky'nin "İkonografik ve İkonolojik Eleştiri Yöntemi" ile ilişkilendirilerek resimlerin derin anlamlarındaki etkisi değerlendirilmiştir.Publication İnşaat şirketlerinin satış ofislerinde gerçekleştirilen halkla ilişkiler uygulamalarının satış ve marka değeri yaratma süreçlerine etkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Sanatları Anabilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2015-06) Aydeniz, Ersin; Zeybek, IşılGünümüzde rekabetin giderek arttığı konut sektöründe yeni satış yöntemlerinin uygulandığı görülmektedir. Toplum bireylerinin kimi yerde birikimlerini ve hatta kimi zaman geleceğini satın aldığı bir ürünün/hizmetin satışında halkla ilişkiler yöntem ve yordamlarına önem giderek artmaktadır. Konut alıcılarının konut satıcıları ile buluştuğu satış ofislerindeki iletişim uygulamalarını araştırdığımız çalışmamızda halkla ilişkiler yöntem ve yordamlarının doğrudan ya da dolaylı biçimde satış ofislerinde uygulamaya sokulduğu ve önemli bir iş kolu haline geldiği dikkat çekmektedir. Firmaların iletişim bütçelerinin de büyük bir oranına sahip halkla ilişkiler uygulamalarının satışa etkisinin ölçümlenebilir hale getirilip getirilmediği sorunsalı araştırmamızın temelini oluşturmaktadır. İnşaat sektörünün ve sektörün satış çabalarında uyguladıkları yöntemlerin gelişimini kapsayan araştırmada halkla ilişkiler yöntem ve araçları inşaat sektörü çerçevesinde örneklendirilmeye çalışılmıştır. İnşaat firmalarının yazılı-basılı, yayın ve etkinlik araçlarına ne ölçüde başvurduğunu sorgulayarak ve konut üreticilerinin inşaat firmalarının satış ofislerinde kullanılan halkla ilişkiler araçlarının ve uygulanan yöntemlerin konut satışına etkisinin olup olmadığı araştırılmaya çalışılmıştır bu çalışmada.Publication İzleyicilerin demografik özelliklerine göre medyaokur yazarlığının dijital ortamda paylaşılan haberler bağlamında incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İletişim Sanatları Ana Bilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı Konu:Halk Bilimi (Folklor) = Folklore ; İletişim Bilimleri = Communication Sciences, 2020) Fettahoğlu, Burak; Işıklar, Gülnurİletişimin bir öğesi olan haberleşme, ilk insanın varlığından başlayarak duygu, düşünce ve bilgilerin karşı tarafa aktarılmasıdır. Birey yaşamını sürdürebilmek için hayatın her evresinde iletişime ihtiyaç duymaktadır. İletişim sürecinin vazgeçilmez parçası olan medya, iletişim tarihinin başlangıcı kabul edilen ilk insan topluluklarından bugüne kadar süregelen bir tarihsel sürecin parçasıdır. İnternet öncesi ve internetten sonra olarak farklı bölümlerde inceleyebileceğimiz "medya" geleneksel ve dijital olmak üzere iki farklı dönemde incelenmektedir. Yaşadığımız 21.yüzyıl birçok bilim insanı tarafından "İletişim Çağı" olarak adlandırılmaktadır. İçinde yaşadığımız bu iletişim çağında bireyin dış dünya ile iletişimini sağlayacak birçok araç üretilmiştir. Bu bağlamda, yaşanan bu hızlı gelişmeleri takip etmek insanlar için zorlu bir süreç haline gelmeye başlamıştır. Bu doğrultuda gerçekleştirilen bu çalışmada, bireylerin dijital ortamlarda karşılaştıkları haberleri algılamalarında eğitimin rolünün, çeşitli demografik değişkenlerle (cinsiyet, yaş, gelir düzeyi, eğitim durumu ve kullanılan sosyal medya araçları) birlikte incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda araştırma, bilimsel araştırma yöntemlerinden nicel araştırma ve genel tarama modellerinden betimsel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu; çalışmanın amacına uygun olarak farklı cinsiyet, yaş, eğitim ve gelir gruplarından seçilen 215 katılımcıdan oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen ve demografik bilgilerin yanı sıra dijital ortamlarda karşılaşılan haberlere ilişkin bireylerin görüşlerinin belirlendiği soruların yer aldığı anket formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) 23.0 paket programına aktarılmış, analiz edilmiş ve analiz sonuçlarına göre çıkarımlarda bulunulmuştur.