Publication:
Etkili iletişim sürecinde kişilerarası iletişim becerileri ve yaratıcı drama uygulama örneği

Thumbnail Image

Date

2009-02

Authors

Orta, Ahmet Zeki

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Dinler Tarihi Anabilim Dalı

Research Projects

Organizational Units

Journal Issue

Abstract

İnsan; canlılar içinde aklını kullanabilen ve sahip olduğu kültürünü yeni kuşaklara aktarabilen tek varlıktır. Bu özelliğiyle de insan, diğer canlılardan ayrılmaktadır. Bu nedenle değerli, biricik ve özel bir konumdadır. İnsanların, sahip olduğu bütün bu özellikleri gerçekleştirirken başvurdukları yol da; iletişimdir. İletişim, insanların her türlü gereksiniminin karşılanmasında ve geleceğe atılan adımlarda vazgeçilmez bir temel öğe olarak görülmektedir. İnsanoğlunun, yüzyıllar boyu birbirlerini etkileyerek, çabalarını, emeklerini birleştirip, bilgilerini, duygu ve düşüncelerini ifade ederek, kültür ve uygarlıklarını geliştirerek yeni kuşaklara, iletişim sayesinde ulaştırdıkları görülmektedir. İletişim; kişinin kendisini, başkalarını, çevresini ve toplumunu tanıyabilmesi ve yaşamını sürdürebilmesi için bir gereksinimdir. Yaşamımızın olmazsa olmaz bir olgusudur. Bu bağlamda iletişimi, insanlar arasındaki bir anlatma ve anlaşma bilimi olarak görmek mümkündür. Günlük yaşamımızın içinde, sürekli sözü edilen iletişim olgusunun, gerçek anlamda bilinerek uygulanamadığı ve başarıyla sürdürülemediği de kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanların sanıldığı ya da kendileri sandıkları kadar iyi birer iletişimci olmadıkları görülmektedir. Oysa iletişim, insan ilişkilerinin olmazsa olmazı, yaşamı sürdürebilmenin vazgeçilmez aracıdır. İyi dostlukların kurulabilmesi, başarılı aile ilişkilerinin sürdürülebilmesi, mesleki başarıların elde edilebilmesi, yaşam kalitesinin arttırılabilmesi ve toplumsal ilişki ve iletişimin sağlıklı biçimde sürdürülebilmesinin en önemli yolu, iletişim yetisine sahip olan insanın, bu konuda bilgi sahibi olmasına, çaba ve özen göstermesine bağlıdır. İnsanlığa hizmet eden biyoteknoloji, insan ve hayvan genleriyle oynayarak yapay olanı, telekomünikasyon bizlere sanal dünyayı, popüler medyatik kültür ise düşler yaratarak bütün değer yargılarını hızla değiştirmektedir. İnsanlar bu hızlı değişime ayak uyduramamakta, önce kendisine, ailesine, çevresine ve sonunda topluma karşı yabancılaşmaktadırlar. Kendisine, çevresine ve içinde yaşadığı topluma yabancılaşan insan da, iletişim teknolojilerini kullanmasına rağmen, insan iletişimindeki temel öğeleri öğrenemediği ya da doğru uygulayamadığı için ilişkilerini sağlıklı yürütememekte, kendisiyle, insanlarla, çevresiyle ve toplumla çeşitli çatışmalar, ayrılıklar, acılar, öfkeler ve başarısızlıklar yaşamaktadır. İnsanın yaşamı, doğduğu andan başlayarak, sona erene kadar, iletişim ağları içersinde sürdürülen eğitim, öğrenim ve diğer eylemleri içeren bir süreçtir. Yapılan araştırmalar, insanın öğrenimindeki başarıların, duyularının hepsinin kullanılmasıyla olabileceğini ve hatırlama oranlarında da insanların görüp, işitip, dokunup, yapıp, yaşayıp söylediklerinin gerçekleşmesiyle olabileceğini göstermektedir. Klasikleşmiş, ezbere dayalı, edilgen konumdaki öğrenenin, bilgilerini hatırlayabilmesi ve uygulayabilmesi bu durumda olası görülmemektedir. Öğrenilmesi gereken iletişim, kişilerarası iletişim bilgileri için de söz konusudur. Bu bağlamda; birçok disiplinden beslenen, disiplinlerarası bir öğretim yöntemi ve sanat eğitimi alanı olan yaratıcı drama yöntemi, belleğin, bedenin ve tüm duyu organlarının kullanılarak, yaşayarak öğrenme temeline dayalıdır. İnsan olabilmenin ve toplumda çağdaş bireyler olarak yer alabilmenin gereği, yaratıcı bir düşünce sistemine ve yeni tasarımları ortaya çıkarabilmekle başlamaktadır. Bu noktada, alternatif olabilecek bir eğitim yöntemi olarak sürekli gelişmekte olan yaratıcı drama, yeni yaratıcı düşünce sistemi ve tasarımlarda önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı doğrultusunda; toplumu oluşturan bireylerin ilişkilerinin temeli ve pek çok sorunun kaynağı olan kişilerarası iletişim ve yaşayarak, yaşatarak öğrenimi sağlayan yaratıcı drama yöntemi kaynağa dayalı olarak genel bir çerçeve içinde irdelenmiştir. Yaratıcı dramanın, kişilerarası iletişim becerilerini ve öneminin anlaşılması temeline dayalı olarak da uygulamalar yapılmıştır. Bunun sonucunda ise; genel olarak üniversitelerin eğitim fakültelerinde okutulan yaratıcı drama dersinin, özellikle iletişim öğrenimi gören öğrencilere de katkısının ölçülmesi ve böylelikle öğrenme ediminde farklılık ya da yeni bir boyut getirilip getirilemeyeceği tartışılmaktadır. Çalışmamız için yapılan uygulamalı çalışmada da görüldüğü gibi, çok kısa sürede alınan sonuçlar söz konusu olsa da, tezimizin savunduğu gerekçelerin somut biçimde kanıtlandığı da gözlemlenmiştir. Anahtar Kelimeler: İletişim, Kişilerarası İletişim, Eğitim, Öğretim, Yaratıcı Drama, Yaşayarak Öğrenme, Etkileşim
Human being is the only living creature who is able to use his/her mind and transfer the culture he/she belongs to new generations. This characteristic of the human makes him/her different from the other living creatures. Thus, he/she is in a valuable, unique and special position. The way that all the people make use of while executing all their characteristics is communication. Communication is considered as a basic and indispensible element in the supply of the people?s needs and in the steps taken forwards to the future. It has been seen that human beings transfer their culture and civilization to the new generation by affecting each other, by gathering their efforts and struggles, by expressing their knowledge, emotions, and ideas by means of communication. Communication is a necessity for a person to know himself/herself, others, and his/her environment and to pursue his/her life. It is an indispensible fact of our lives. In this respect, it is possible to consider communication as a science of explanation and agreement among people. In our daily lives, we face with the inevitable reality of the fact that the frequently above-mentioned term of communication is not known and practiced in its real sense and is not pursued successfully. It can be observed that people are not good communicators as much as they believe or they are believed to be. However, communication is the must of human relations and the indispensible tool for pursuing our lives. Making good friendships, pursuing of successful family relations, achieving the occupational success, increase in the life quality, and the pursuing of social relations and communication in an effective way depend on the person?s having the ability of communication, being knowledgeable, caring and struggling about the subject matter being discussed. Biotechnology, which serves human beings, by changing the human and animal genes; the telecommunication by creating the virtual world and the popularculture by creating dreams have been changing all the values of human beings rapidly. People are not able to follow these rapid changes and becoming estranged towards themselves, their families, their environment and finally towards the society. Although he/she utilizes the communication technologies; the person becoming estranged towards himself/herself, his environment and the society in which he/she lives is not able to pursue the human relations effectively and experience various conflicts, discrepancies, pains, anger, and failures with himself/herself and among the people as he/she has not learnt or is not practicing the basics of human communication correctly. Human life is a process starting from the birth and this process includes training, education and all the practices which are carried on in the web of communication. The research carried out indicates that people?s success in their education is only possible by making use of all their senses and their level of memorization is possible to increase by people?s seeing, hearing, doing, living, and realization of the subject matter being discussed. Then, it seems impossible for the learner who is passive and who is taught by using traditional and rote learning to remember and practice the things he/she knows. The communication which has to be learnt, is also necessary for the interpersonal communication information. In this respect, the method of creative drama which is fed by many disciplines and which is an interdisciplinary teaching method and a field of art education is based on learning by doing by making use of the memory, the body and all the sensory organs. The requirement of being a human and taking part in a society as civilized individuals begins with creative thinking and with creating new designs. Hence, creative drama which develops continuously as an alternative method of education plays an important role in the new system of creative thinking and designs. As an aim of this study; interpersonal communication being the basis of the relations of the individuals forming the society and the origin of several problems, and creative drama method which makes learning by doing and living possible are examined in a general framework of a literature searched. Also, some practices have been carried out based on the understanding of the importance of interpersonal communication and the creative drama. As a result, the contribution of the creative drama courses, which have been carried out in all the faculties of education in all universities, to the students studying communication particularly is to be measured and in this way, it is argued whether creative drama courses cause differences or provide a new dimension in the act of learning. As it can be seen in the experimental study which was carried out for this thesis, it is obvious that the grounds that our thesis hypothesized are proved to be realistic concretely though the data was collected in a very short period of time. Key Words: Communication, Interpersonal Communication, Education, Training, Creative Drama, Learn by Doing, Interaction.

Description

Keywords

İletişim Bilimleri, Communication Sciences

Citation