Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı / Architectural Design Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/4944
Browse
Browsing Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı / Architectural Design Master's Degree Program by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 38
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access Metropoliten bir alan olarak İstanbul'da kalabalıkların ürettiği mekanların okunması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2005) Güvenç, Muna; Fidanoğlu, EsraGünümüzde birbirinden farklı mekansal ilişkilerin birbirleriyle etkileşerek ve dönüşerek açığa çıktığı alanlardan biri de metropoldür. Metropolde kalabalıklar farklı zaman ve biçimlenmelerde bir araya gelebilmekte, kimi zaman rastlantısal kimi zaman da kaçınılmaz olarak kendi mekanlarını üretebilmektedirler. Bu tezde; metropolde kalabalıkların gerçekleştirdikleri eylem ve olaylarla ürettikleri geçici mekanlar; bir okumaya tabi tutulmuştur. İstanbul'da farklı zaman ve yerlerde kalabalıkların izi sürülmüş, ürettikleri mekanlar gözlemlenmiş, deneyimlenmiş, ve mimari bir metin olarak okunmuştur. Okunan her bir mekana, ait mimari metin; program, sınır, hareket bağlamında imge ile beraber sunulmaktadır. İlk bölüm, mimarlık tarihi boyunca mimarlığın temel konularından biri olan mekan anlayışındaki değişiklikleri kısaca özetlemekte ve bu bağlamda tezin hangi noktalardan ve nasıl ele alındığını içermektedir. İkinci bölümde, mekan ve mekanın üretilmesi gündelik hayat, kalabalıklar ve gerçekleştirdikleri eylem / olaylar bağlamında açılımlanmaktadır. Üçüncü bölümde; metropoliten bir alan olarak İstanbul ele alınmakta ve İstanbul' da kalabalıkların ürettikleri mekanların açığa çıkartılmasına yönelik okumalar gerçekleştirilmektedir. Gerçekleştirilen okumalar, imge olarak yeniden tasarlanmaktadır. Sonuç bölümü gündelik hayatın dayattığı mekanların arasında ve/veya içinde kendi mekanlarını üretebilme olanaklarına dikkat çekilerek, kalabalıklar tarafından üretilen mekanların ortak özelliklerini içeren bilgiyi içermektedir.Publication Open Access İstanbul'da yapı cephelerinin iç mekan ile dış çevre arasında bir durum olarak irdelenmesi(İstanbul'da yapı cephelerinin iç mekan ile dış çevre arasında bir durum olarak irdelenmesi, 2006) Bayraktutan, Ozan; Fidanoğlu, EsraPublication Open Access İstanbul'da Yapı Cephelerinin İç mekan ile Dış Çevre Arasında Bir Durum Olarak İrdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2006-04) Bayraktutan, Ozan; Esra FidanoğluPublication Open Access Yaşam alanlarının biçimlenmesi sürecinde; plan yapımı, katılım ve Küçükçekmece (Fatih Mahallesi) örneklemesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2007-02) Günen, Cemil; Koray GökanKentsel yerleşmelerin gelişmesini yönlendiren ?PLANLAMA? çok fonksiyonlu bir uygulama alanıdır. Bundan dolayı İmar Planlarının hazırlanmasında ki en temel amaç ?insan toplum ve çevre münasebetlerinde kişi ve aile mutluluğu İle toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın koruma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemektir.? P lanlamayı devlet kurumları arasında görevsellik ilkesine bağlı kalarak çözer. Üst ölçekli planlar ile alt ölçekli planlar arasında bir hiyerarşi olmalı ve birbirlerini kapsamalıdırlar. Üst ölçekli planlarda öncelikli hedefler belirlenir, alt ölçekli planlarda bu hedefe götüren işleyişinin hangi esaslar dâhilinde yapılacağına karar verilir. B u çalışmada imar planını oluşturan alt ve üst ölçekli planların hangi kurumlar tarafından ve nasıl belirlendiği ortaya konularak imar planları nasıl yapılır, plan yapımına kurum ve kuruluşlar nasıl katılır, katılımın kamusal ve toplumsal yönüne yer verilerek halkın ve halkı temsil eden sivil toplum kuruluşlarının bu süreçteki yeri belirlenmiştir. Planlama alanı olarak Küçükçekmece fatih mahallesi örnek olarak seçilmiş olup planlama süreci sonucu oluşan ortak yaşam alanlarına halkın nasıl katıldığına yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Planlama, Kamusal yapı, Toplumsal yapı, Katılım, Yönetişim, Küçükçekmece, Ortak yaşam alanıPublication Open Access Ulusal mimari proje yarışmalarının izinden Türkiye'de mimarlık(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2011-06) Gencal, Osman Ali; Sevinç ErtürkKaybedilmiş Birinci Dünya Savaşı ve son derece zor koşullarda kazanılmış Kurtuluş Savaşından sonra 1923 yılında ilan edilen Cumhuriyet rejimi ile her alanda devrimler gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti'nin, yaklaşık 90 yıllık süreçteki mimarlık faaliyetinin çağa ayak uydurma çabası ve bu süreçte mimari proje yarışmalarının rolü çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Giriş bölümünde; Mimari proje yarışmalarının mimarlık ortamını nasıl etkilediği, Avrupa ülkelerinin proje yarışmalarına verdiği önem ve gösterdiği ilgi, Türkiye ile karşılaştırmalı olarak anlatılmıştır. İkinci bölümde, çalışmanın amacı, kapsamı ve izlenen yol hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde Cumhuriyet tarihinin imar faaliyetleri araştırılmıştır. Araştırma yapılırken ülkenin yaşadığı toplumsal, siyasal ve ekonomik olayların keskin dönemeçleri saptanmış ve bu veri ile mimarlık ortamını şekillendiren dönemler belirlenmiştir. Bu dönemlerin mimarlık ortamında da dönüşümlerin yaşandığı, farklılığın oluştuğu dönemler olduğu anlatılmıştır. Anlatım yarışma dışı elde edilen projelerin görsel verileri, yarışma ile elde edilen projelerin analiz sonuçları ve görsel verilerinin sunumu ile zenginleştirilmiştir. Proje analizleri sadece dönemin yansıttığı toplumsal, siyasal ve ekonomik özelliklere göre değil, aynı zamanda yıllara, yapı türlerine, yapıldığı bölgeye, kentlere göre farklı başlıklarda incelenmiştir. Bölüm sonu, 90 yıllık yapılaşma sürecinin, belirlenen mimari dönemlere damga vuran imar faaliyetleri bakımından hem yarışmasız elde edilen hem de yarışma ile elde edilen projelerin karşılaştırılmasıdır. Sonuç olarak, bu analizler bize ülke mimarlığının hangi dönemlerde nasıl şekillendiği sonucunu göstermekte ve gelecek hakkında nasıl şekilleneceği tahminini yapma şansı vermektedir.Publication Open Access Bir ütopya hareketi olarak eko-köyler:Türkiye deki örnekler üzerine bir inceleme(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2013-06) Güleryüz, Merve; Neslihan DostoğluKaynakların hızla tükendiği, iklim değişikliğinin yaşandığı, küresel ölçekte toplumsal eşitsizliğin arttığı, doğadan kopuşun çoğaldığı ve sosyal birlikteliklerin giderek zayıfladığı kentsel alanlarda yaşanan çevresel, ekonomik ve toplumsal sorunların, gelecekte insan yerleşimleri için daha büyük sorunlara neden olacağı düşünülmektedir. Bu sorunların çözümü için sürdürülebilir alternatif yaşam çevrelerinin oluşturulması konusunda dünyada çeşitli öneriler geliştirilmektedir. Bu önerilerden biri de eko-köy yerleşimleridir. Eko-köyler, alternatif yaşam çevrelerine örnek olarak verilebilir. Eko-köy hareketi, bir arada yaşamaya dair geleneksel fikirlerle, 1960 ve 70?lerde ortaya çıkan çevreci yaklaşımların birleşiminden doğmuştur. Ortak ve özel bir amaç için bir araya gelmiş bilinçli topluluklar olan eko-köylerin amaçları, günümüzün sorunlarına çözüm üreten sürdürülebilir, doğayla bütünleşmiş, sağlıklı topluluk ve yerleşimler oluşturmak olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir, barışçıl ve doğayla bütünleşmiş toplulukların, 21. yüzyıl kentlerinin içinde bulunduğu sağlıksız koşulları değiştireceği öngörülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye?deki eko-köy girişimleri, fiziksel, ekonomik ve sosyal özellikleri bağlamında değerlendirilmiştir. Tezin giriş bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi açıklandıktan sonra, tezin ikinci bölümünde ?ekoloji?, ?sürdürülebilirlik? ve eko-köyler hakkında tanımlamalar yapılmış, üçüncü bölümde ise, sürdürülebilir topluluk ütopyası olarak ele alınan eko-köy yerleşimlerinin, 19. yüzyıl öncesinden 21. yüzyıla kadar geliştirilmiş diğer ütopik yerleşim ve topluluk kavramları ile benzerlikleri irdelenmiştir. Bu irdeleme sonucunda, eko-köy girişimlerinin bir ütopya hareketi olarak nitelendirilebileceği düşünülmüştür. Dördüncü bölümde, eko-köylerin sürdürülebilirliği konusunda araştırmalar yapmış kişilerin çalışmaları incelenmiş, eko-köylerin karşılaştığı sorunlar ve zorluklar sıralanmıştır. Ardından, literatürde ismi sıkça geçen, başarılı olarak değerlendirilen, GEN?e (Küresel Eko-köyler Ağı) üye eko-köy girişimleri, genel, fiziksel, ekonomik ve sosyal özellikleri bağlamında analiz edilmiştir. Dünyadaki başarılı girişimlerin incelenmek üzere seçilmesinin nedeni, sürdürülebilir eko-köy yerleşimlerinin nasıl oluşturulacağı sorusunun cevabının bulunma isteğidir. Beşinci bölümde, Türkiye?de alternatif yaşam şeklini benimseyen girişimlerin tarihsel süreci, eko-köyler ile ilgili ulusal kuruluşlar ve eko-köy olarak adlandırılan tüm yerleşimler analiz edilmiştir. Bazı yerleşimler, tezde belirlenen seçim kriterleri doğrultusunda seçilmiş, daha sonra, seçilen eko-köy yerleşimleri (Marmariç Eko-yerleşkesi, Dutlar Kolektifi ve İmece Evi, Eko-Foça Eko-köyü, Çamtepe Ekolojik Yaşam Merkezi, Dedetepe Eko-çiftliği) yerinde ziyaret edilmiş ve girişimlerin kurucuları ile kişisel görüşmeler yapılmıştır. Bu ziyaret ve görüşmeler sonucunda yerleşimlerin, fiziksel, ekonomik ve sosyal özelliklerine ilişkin bulgular ortaya konmuştur. Araştırma sonuçları ve öneriler bölümünde ise, yapılan inceleme çalışmasıyla birlikte, kişisel görüşmelerin ve yerleşim ziyaretlerinin sonucunda elde edilen bulgular değerlendirilerek, öneriler geliştirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Ekoloji, Sürdürülebilirlik, Ütopya, Eko-köy, Sürdürülebilir ToplulukPublication Open Access Tekirdağ'da geleneksel ahşap konutların malzeme sorunları ve koruma yöntemleri üzerine bir metodoloji çalışması: Tekirdağ'dan bir konut örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimarlık Tarihi ve Kuramı Bilim Dalı, 2013-12) Şık, Büşra; Ege Uluca TümerTrakya'nın geleneksel konut dokusunun hala var olduğu illerden biri olan Tekirdağ, tarihsel gelişimi içinde konut ağırlıklı bir yerleşim merkezi olmuştur. Bölgedeki geleneksel konutların çoğunun ahşap olmasının yanında kagir konutlara da rastlanmaktadır. Konutların yükseklikleri, mimari özellikleri birbiriyle uyumludur. Dolayısıyla çevreye ve birbirine saygılı olup, yanyana ve destek olarak da bir bütünlük oluşturmaktadır. 19. yüzyılda başlayan endüstrileşmenin etkisiyle ve zaman içerisinde yeni malzemelerin kullanımı sebebiyle, ahşap yapı sektöründe tercih edilmez bir hal almıştır. Günümüz problemlerinden olan küresel ısınma, kaynak yetersizliği ve tüketimi, ekolojik bilincin başlaması ahşabın eski önemini kazanmasını sağlamıştır. Ahşap, kullanım süresi, sürdürülebilirliği, yoğun olarak bulunduğu yerlerde ekonomik olması, geniş açıklıkları sağlaması ve günümüzde yangın dayanımının arttırılması sebebiyle tekrar tercih edilmeye başlanmıştır. "Tekirdağ'da Geleneksel Ahşap Konutların Malzeme Sorunları ve Koruma Yöntemleri Üzerine Bir Metodoloji Çalışması: Tekirdağ'dan Bir Konut Örneği" başlıklı bu tezin amacı, Tekirdağ'daki geleneksel ahşap yapıların durumlarını incelemek, seçilen örnek yapı üzerinden geleneksel ahşap yapıların durum değerlendirmesini yaparak hasar haritasını oluşturmak, daha sonra yapılacak koruma çalışmalarına kaynak oluşturarak geleneksel yapıların gelecek nesillere aktarılmasına katkıda bulunmaktır. Dolayısıyla çok büyük bir hızla yok olmakta olan Tekirdağ geleneksel konut örneklerinin sürdürülebilirliğini sağlayacak yöntemlerin geliştirilmesi de sağlanmış olacaktır. Bu amaçla, Tekirdağ sit alanı içerisindeki geleneksel ahşap konutlarının çok tipik bir örneği olan, Ertuğrul Mahallesi, Eski Bedesten Sokak 15 ve 17 numaralar bulunan geleneksel ikiz konutların konum, mimari özellikleri, yapım sistemleri, malzeme kullanımı, değişmişlikleri, strüktür ve malzeme bozulmaları, malzeme bozulma sebepleri ve türleri, ahşap sorunlarının giderilmesine yönelik öneriler üzerinde çalışılarak, diğer geleneksel konutların da korunması sürecine katkıda bulunabilecek temel bilgi ve yaklaşımların geliştirilmesi hedeflenmiştirPublication Open Access Mudanya Tarihi Kent Dokusunun 1994-2013 Arasındaki Değişiminin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimarlık Tarihi ve Kuramı Bilim Dalı, 2014-04) Güner, Ezgi; Elif Mıhçıoğlu BilgiMudanya, ülkemizin tarihi ve ekonomik öneme sahip Bursa İl'inin kuzeyinde, deniz kenarında yer alan; hem tarihi, hem de genel özellikleri dolayısıyla önemli değerlere sahip bir ilçesidir. Bölgede, Türk ve Rum halkları uzunca bir süre beraber yaşamışlardır. Bu iki kültür, bölgede sosyal ve fiziksel açıdan çeşitlilik yaratmıştır. Rumlar daha çok sahil kenarında konumlanırken, Türkler iç kısımlarda varlıklarını sürdürmüştür. Bu nedenle, sahil kesimi ile iç kesimde mimari ve çevre nitelikleri açısından farklılar gözlenmektedir. Alandaki topoğrafik özellikler, fiziki çevredeki farklılıklar için önemli bir unsur oluşturmaktadır. Tarihi süreç içinde oluşan tüm bu kültürel çeşitlilik ve tarihi değerlerin varlığı bir yana, fiziki ve sosyal çevrele ilgili olumsuz etkenler, Mudanya için önemli sorunlara yol açmaktadır. Bu tez çalışmasında, detaylı çevresel ve mimari analizler neticesinde, Mudanya'nın değerleri, sorunları ve potansiyelleri ele alınıp, tarihi bölgenin korunması ve sürdürülebilirliği amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda oluşturulan çalışma yöntemi, üç temel aşamada ele alınmaktadır. İlk aşamada, çalışma alanı verilerinin analizi doğrultusunda, 2013 yılındaki mimari ve çevresel niteliklerin incelenmesinin ardından, 1994 yılında Neşe Çağlarım, Belde Batum ve Gülhan Aydoğan'a ait YTÜ Yüksek Lisans tezlerinin çevresel ve mimari analizleri baz alınarak, 2013 yılına kadar geçen sürede değişim, özellikle iki farklı doku vurgusuyla, karşılaştırılarak incelenmiştir. Bundan başka, alanda yapılan ankete dayanarak güncel sosyo-ekonomik veriler ve ayrıca geçerli koruma imar planı incelenmiştir. İkinci aşamada, tüm bu analizler neticesinde oluşturulan fiziksel ve sosyal yapı değerlendirilmiş ve son aşamada da tüm değerlendirmelerden yararlanarak hem genel öneriler, hem de iki farklı dokudan örnekleme yapılarak, iki sokak sağlıklaştırma önerisinde bulunulmuştur.Publication Open Access İstanbul'daki çok katlı konut yapılarında mekansal değişim sürecinin analizi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2014-06) Eren, Tuğçe; Dostoğlu, NeslihanDünyanın pekçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de konut üretim süreçlerinde özellikle 19. yüzyılla birlikte önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişiklikler Türkiye'de özellikle İstanbul'da kendini göstermiştir. Sürekli yenilikleri bünyesinde barındırmaya çalışan İstanbul, çizmiş olduğu metropol kent imajı ile her geçen gün doğal dokuyu tahrip edici bir güç haline gelmiştir. Nüfus yoğunluğunun kontrol edilemez artışı, kapitalist yaklaşımın etkisiyle kaynakların tüketilmesi, teknolojideki yenilikler, rant ve siyasi etkenler, sosyal etkileşimin azalması, kent arsalarının tükenmesi ve maliyet artışı gibi nedenlerle düşeyde yükselme ihtiyacı duyulmuş ve yüksek binaların sayısı giderek artmıştır. Yükselme eğilimi kentlerde farklı işlevli pekçok binayı etkilemiştir. Özellikle insan yaşamının büyük bir kısmının geçtiği konutların çok katlı olmasıyla birlikte yaşam biçimleri de büyük değişime uğramıştır. Geleneksel konutlar kullanıcıların yaşam tarzlarını ve kültürlerini yansıtırken, çok katlı konutlardaki daireler farklı kullanıcıları barındırmasına rağmen birbirini tekrar etmektedir. Bu bağlamda, zaman içerisinde birbirine benzer ve minimal mekan tipleri oluşmuştur. Tez çalışmasında 19. yüzyıl sonundan günümüze kadar ekonomik, sosyal, politik nedenlerle birbirinden farklılaşan dört dönemde (1923 öncesi, 1923-1950 dönemi, 1950-1980 dönemi, 1980 sonrası) belirlenen çok katlı konut yapılarında, mekan büyüklükleri ve bu mekanların birbirleriyle olan ilişkilerinde görülen değişimler, hangi mekanların eksilip hangilerinin eklendiğine ilişkin bilgiler incelenmiş ve bunların nedenleri değerlendirilmiştir. Bu çalışmada, İstanbul özelinde belirlenen ve yukarıda belirtilen dört dönemde inşa edilen 40 adet çok katlı konut yapısı, yapılan plan çizimleri üzerinden yorumlanmış, şematik anlatım, grafik ve tablolar yardımı ile de desteklenerek incelenmiştir. Bu incelemeler ile sadece planlar hakkında bilgi edinilmeyip, mekanların dairedeki oranlarının yıllara bağlı değişimi de ele alınmıştır. Daire büyüklüklerinin belirlediği çerçeve içerisine yerleşen mekanların maruz kaldığı sınırlanmayı göz ardı edersek, yıllar içinde bir mekanın genişlerken diğerinin küçülmesi, hatta yok olması ve yerine başka bir mekanın türetilmesi durumu, değişen yaşam koşullarının bireylerin gereksinimlerinde oluşturduğu dönüşümleri de sergilemektedir.Publication Metadata only Mersin geleneksel konut mimarisinin ekolojik yönden incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2014-07) Gündoğdu, Ebubekir; Birer, EmelBu çalışma; 19.yüzyılda Akdeniz'de bir liman kasabasıyken, hızla büyüyüp gelişerek, metropole dönüşen Mersin kentindeki geleneksel konut mimarisinin ekolojik yönden incelenmesini kapsamaktadır. Teknolojik gelişmeler ve hızla artan yapılar enerji kullanımındaki artışlara, doğal kaynakların tükenmesine ve çevrenin zarar görmesine sebep olmaktadır. Ekolojik mimarlık bu sorunlara çözüm üretmek amacıyla ortaya çıkmış bir kavramdır. Bu yüzden çalışmanın kuramsal kısmında; çevre, ekoloji ve ekolojik mimarlık kavramları irdelenmiştir. Alan çalışmasında yer olarak Mersin ili seçilmiş ve ilin kent tarihi, coğrafi konumu, iklim özellikleri, sosyo-kültürel durumu ve doğal kaynakları anlatılmıştır. Alandan seçilen örnek geleneksel evlerle ilgili sayısal veriler ve objektif sonuçlar elde etmek için ekolojik tasarım kriterleri dikkate alınarak fişler oluşturulmuştur. Kentin merkezinde bulunan kentsel sit alanındaki 30 yapı hazırlanan fişler doğrultusunda incelenerek, yapıların ekolojik yönden durumları ortaya çıkarılmıştır. Elde edilen bulgular tablo ve grafiklerle anlatılmıştır. Sonuç olarak bu çalışma, Mersin geleneksel konut yapılarının ekolojik yönden durumlarını ortaya koymakta ve Mersin'de yapılacak yeni tasarımlara ışık tutacak niteliktedir.Publication Open Access Sürdürülebilirlik Bağlamında Sosyo-kültürel Etkenler Açısından Antakya Konutlarının Mekansal Analizi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2014-09) Yoldaş, Hüda; Ertürk, SevinçGeleneksel konutlar, çevresel ve sosyal bakımdan sürdürülebilir nitelikleri ile yüzyıllardır çevreyle barışık bir yaşam sunmuşlardır. İçinde bulundukları farklı iklim, yer şekli gibi doğal ve kültürel koşullara karşın bölgenin yerel verileri ile çelişmeyen çözümler üretmiş olan geleneksel konutların, yeni konut tasarımlarında yararlanılabilecek ilkesel özelliklerinin ayrıntılı olarak analiz edilmesi sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Tarihi ve kültürel değerlerimiz olan geleneksel konutların yok olma sürecinde daha önceleri deprem, sel baskını gibi doğal afetler ve savaşlar bu değerlerin yitirilmesinde temel nedenler arasında sayılırken, geçtiğimiz yüzyılda bu sebeplerin yerini sağlıksız kentleşme, küreselleşme ve sanayileşme politikalarının neden olduğu gelişmelerin aldığı söylenebilir. Bu çalışmada geçmişten günümüze geleneksel konutlardaki mekanların ve bu mekanlarda gerçekleşen eylemlerin; nasıl değişimlerden geçirdiği, bu değişimlerin sebepleri ve sürdürülebilirlik özellikleri geleneksel Antakya konutları özelinde irdelenmiştir. Tez çalışması, çalışmanın problem alanının neden ve nasıl belirlendiğini, belirlenen problem doğrultusunda çalışmanın amacını, kapsamını, çalışmanın nasıl bir yöntemle gerçekleştirildiğini açıklayan ve alan çalışmasının sınırlarını belirten giriş bölümü ile birlikte dört bölümden oluşmaktadır. İkinci bölümde öncelikle tezin ana konusu olan konut ve geleneksel konutların oluşum ve değişim sürecinde en etkili faktör olan kültür kavramı ve bu konutların günümüzdeki değişimlerini algısı amacıyla sürdürülebilirlik kavramları açıklanmış, geleneksel Türk konutları özellikleri ve konut tipolojileri irdelenmiştir. Sonrasında konut; kültür ve sürdürülebilirlik bağlamında ele alınarak geleneksel Türk konutları mekânsal ve kültürel boyutta incelenmiştir. Üçüncü bölümde, çalışma alanı olarak seçilen Antakya'nın genel özelliklerine değinilmiş sonrasında Antakya'daki konutların oluşumda etkili olan faktörler; doğal, tarihi, fiziksel ve kültürel faktörler başlıkları altında ele alınmıştır. Geleneksel ve günümüz Antakya konutlarının mekânsal analizleri yapılmış ve alan çalışması metodolojisi belirlenmiştir. Konutlardaki değişim ve dönüşümleri analiz edebilmek amacıyla; fiziksel ve sosyal yoğunluklar hesabının nasıl yapıldığını anlatan şablon tablolar hazırlanmıştır. Alan çalışması sonucunda elde edinilen tüm bilgiler, hesaplar ve hazırlanan ölçümler, tablo ve grafiklerle anlatılarak, geleneksel ve günümüz konutları için hazırlanan yoğunluk tablolarının derlenip özet grafiklerle gösterimi ve gezilen tüm evler genelinde mekanların yoğunluk ortalamaları hesabı dördüncü bölümde gerçekleştirilmiştir. Sonuç bölümünde; Antakya konutlarında gözlenen değişimler mekansal ve fiziksel aktiviteler çerçevesinde ortaya konmuş ve geleneksel ve günümüz Antakya konutlarının mekânsal ve işlevsel bağlamda karşılaştırılması yapılmıştır. Anahtar kelimeler: geleneksel konut, Antakya, sürdürülebilirlik, mekânsal analiz, fiziksel yoğunluk, sosyal yoğunluk, aktivite yoğunluğu, kültür.Publication Open Access Sürdürülebilirlik ve ekoloji açısından sertifikalı konutların analizi: İstanbul örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı Konu:Mimarlık = Architecture, 2015) Akıncıtürk, Merve; Dostoğlu, NeslihanDünya enerji tüketiminin yaklaşık yarısının yapı kaynaklı olduğu bilinmektedir. Günümüzde bir tasarımın başarısı, genelde dünyayı etkileyen çevre ile ilgili sorunların bilinciyle, ülke ve bölge kapsamında farkındalık yaratacak çözüm önermesiyle ilişkilendirilmektedir. Yenilenemeyen enerji kaynaklarını çok daha dikkatli kullanan, doğaya saygılı tasarlanan ve üretilen binalar, gelecekteki yaşamın kaliteli bir şekilde sürdürülmesi için gittikçe önem kazanmaktadır. Yirminci yüzyılın son çeyreğinden beri yapılan tüm çalışmalar, çevresel sorunların boyutlarını ve yapılardaki enerji etkin tasarımın rolü ve önemini tüm ciddiyetiyle ortaya koymuştur. Sanayileşme ile başlayan değişim ve teknolojik gelişmeler, son yüzyılda doğal çevre ve insan üzerindeki olumsuz etkilerini giderek arttırmıştır. Yapay çevre ve yapım sürecinin bu olumsuzluktaki etkinliği, sürdürülebilirlik ve ekolojik mimari kavramlarının daha fazla önem kazanmasını sağlamıştır. Sürdürülebilir bir gelecek için yapının yaşam döngüsü sürecinde çevreyle olumlu etkileşimini sağlamak gereklidir. Bu da başta tasarımcıların ve uygulamacıların sorumluluğunda olup, bina tasarım, yapım ve işletim sürecinde enerjiyi verimli kullanacak tedbirlerin alınması ile sağlanabilir. Ancak, yapı sektöründe yer alan yatırımcı, tasarımcı, malzeme ve hizmet üreten tüm aktörlerle ile beraber kullanıcıların da gerekli bilinci edinmesi gerekmektedir. Ekolojik mimari kavramının felsefesi insana ve doğaya saygılı yaklaşmak enerjiyi verimli kullanmak, sağlıklı mekanlar yaratmak, dayanıklı ve doğaya saygılı malzeme seçmek olarak özetlenebilir. Günümüzde ise; bu felsefenin çevre, sağlık, ekonomi ve üretkenlik faktörlerini binanın ömrü boyunca tasarım sürecinde ele alarak, enerji etkin kriterlere uygun üretilmiş sertifika almış yapılar, yeşil bina olarak literatüre girmektedir. Gelişmiş ülkeler tarafından geliştirilen yeşil bina değerlendirme sistemleri yapıların sadece insan sağlığına ve doğaya önem verilmesini değil, aynı zamanda bina yapım, tasarım sürecinin de tekrar gözden geçirilmesini sağlamıştır. Bu hedeflerle çevreye ve insan sağlığına zararlı etkilerin en aza indirilmesi arayışı sonucunda "ekolojik yapı" kavramı önem kazanmıştır. Ekolojik bir yapı tasarlayabilmek için yapının hayata geçirileceği çevre verileri doğru saptanmalı ve uygulanacak sürdürülebilir yaklaşımlar bu bilgiler ışığında seçilmelidir. Bu kavramlar bağlamında, tezin ilk bölümünde çalışmanın önemi, amacı, kapsamı, ve yöntemi ele alınmıştır. İkinci bölümde sürdürülebilirlik, çevre, ekoloji, enerji etkinliği, v.b. temel kavramlar açıklanarak, konut tasarımında ekolojik yaklaşım ve yeşil konut kavramı irdelenmiştir. Üçüncü bölüm de ise açıklanan kavramların ışığında, kentsel bağlamda da ele alınan ekolojik mimarlık ilkeleri, dünyadan ve Türkiye'den örneklerle ele alınmaktadır. Çalışmanın dördüncü bölümünde sürdürülebilirlik yaklaşımlarından çevre ve yapı ilişkisinde enerji etkin tasarım kriterleri incelenmiştir. Konutta ekolojik yaklaşımlar ve yeşil konut kavramı, ekolojik ayak izi, sıfır karbon gibi güncel kavramlar beşinci bölümde ele alınarak, konut tasarımında sertifikasyon sistemleri, akıllı binalar ve enerji simülasyon programları incelenmiştir. Alan çalışması doğrultusunda ele alınan altıncı bölümde, İstanbul ili özelinde seçilen sertifikalı konut örnekleri üzerinden, ekolojik mimarlık, enerji etkinliği ve sertifika sistemleri irdelenmiştir. Yedinci bölümde, alan çalışmasında seçilen örnekler, yeşil binalarda enerji etkin tasarım ölçütleri olan sertifikasyon sistemleri üzerinden yapılan araştırma sonuçları ışığında değerlendirilmiştir. Çalışmanın son bölümü olan sonuç bölümünde, alan çalışması için seçilen İstanbul örneği üzerinden ele alınan yeni konutlarındaki özellikler tasarım sürecinde geçerli sertifika kriterleri bağlamında değerlendirilmiştir. Konutlarda, süreç içinde amaçlanan uygulama ve kullanıma yönelik ortaya çıkan olumlu olumsuz sonuçlar ve uygulamadaki problemlerin değerlendirilmesi doğrultusunda geliştirilen öneriler sunulmuştur. Sürdürülebilir mimarlık ve ekolojik tasarım anlayışıyla; konutlarda binanın yaşam döngüsü boyunca, kullanıcıların günümüz nesnel gereksinimleriyle öznel isteklerinin, çevre değerlerine zarar vermeyecek, doğal kaynakları ve enerjiyi etkin kullanacak şekilde optimizasyonunu sağlayacak binaları üretmek için öneriler geliştirilmiştir.Publication Open Access Mimari tasarımda ulaşılabilirlik kavramının tekerlekli sandalye kullanıcıları açısından irdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2015-04) İskender, Emine; Türkyılmaz, EmrahTürkiye'de özürlülerin sahip olduğu yasal haklar bilinmekle birlikte, yapılı çevrenin özürlülerin fiziksel ulaşılabilirliğine hizmet edecek şekilde düzenlenmesi konusunda çalışmalar yetersiz kalmaktadır. Bu çalışma, özürlü bireylerin Türkiye'de mevcut sistem içinde sahip oldukları yasal hakların incelenerek, yapı içinde özürlü bireylerin ulaşılabilirliğine olanak sağlayan düzenlemelerin ortaya konmasını amaçlamaktadır. Bu amaçla, TS9111 Özürlüler ve Hareket Kısıtlılığı Bulunan Kişiler İçin Binalarda Ulaşılabilirlik Gerekleri standartlarının incelenmesiyle yapı içinde özürlü bireylerin fiziksel ulaşılabilirliğine imkân sağlayan minimum gereklilikler belirlenmiş ve bu gereklilikler seçilen örnek projeler üzerinden analiz edilmiştir. Bu araştırma kapsamında tekerlekli sandalye kullanıcısı olan özürlü bireylerin yapı içi ulaşılabilirliği ele alınmış ve örnek proje analizleri tekerlekli sandalye kullanıcısının gerekliliklerinin kontrol edilmesi üzerinden yapılmıştır. Analizler sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesiyle seçilen örnek projelerin ulaşılabilirliği belirlenmiş ve minimum gereklilikleri göz önüne alarak nasıl tasarım yapılması gerektiği konusunda çıkarsamalar yapılmıştırPublication Open Access Bakü' deki çok katlı konut yapılarında mekansal değişim süreci(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2016-11) Sadıglı, Tural; Erkan Yazıcı, YaseminAzerbaycan'da konut üretim süreçlerinde, özellikle 20. yüzyılda önemli değişiklikler yaşanmıştır. Çok katlı konutlara geçiş, hızlı yapım süreci ve beraberinde getirdiği birbirine benzer projeler, inşaat kalitesindeki düşüş gibi yaşanan değişiklikler Azerbaycan'da en çok Bakü'de kendini göstermiştir. Nüfus yoğunluğunun artışı, teknolojideki yenilikler,ekonomik faktörler, sosyal ve siyasi etkenler gibi nedenler bu duruma neden olmuştur. Tez çalışmasında, 20. yüzyılın başından günümüze kadar uzanan bir asırlık zaman diliminde, Bakü'deki çok katlı konut yapılarında gerçekleşen mekansal değişim süreci, ekonomik, sosyal ve siyasi etkenler bağlamında incelenmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda, bu etkenlerin üç farklı zamanda diliminde değişkenlik gösterdiği belirlenmiştir. Bu zaman dilimleri tez kapsamında, 1920–1950 yılları arası, 1950–1990 yılları arası ve 1990'dan günümüze olmak üzere üç dönem olarak ele alınmıştır. Dönemlerin karakteristik özelliklerini en iyi yansıttığı düşünülen, ilk iki dönemde beşer, son dönemde ise üç olmak üzere toplam onüç çok katlı konut seçilmiştir. Her konut yapılan plan çizimleri, şematik anlatımlar, grafikler ve tablolar yardımı ile mekansal ilişkiler bağlamında yorumlanmıştır. Her bir mekanın, farklı konutta ve farklı dönemde olması durumunda geçirdiği değişimler karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. Sonuçta ise, seçilen örnekler üzerinden yapılan alan çalışmasından elde edilen veriler ışığında, Bakü'deki çok katlı konutların, belirlenen dönemlerdeki mekansal değişim süreci, etkili olduğu düşünülen, ekonomik, sosyal ve siyasi faktörler ile birlikte değerlendirilmiştir.Publication Open Access 2000'li Yıllarda Üst Gelir Grubu Konutlarında Kullanıcı Memnuniyeti: Ataköy Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2018) Barutçular, Tülin; DOSTOĞLU, NESLİHAN; 110251Konut kullanıcıları için konut seçimi ve memnuniyeti en önemli yaşamsal faktörlerden biridir. İstanbul Ataköy yerleşimi birçok bakımdan konut memnuniyetinin üst düzeyde olduğu semtlerden biridir. Alanda önceki yıllarda memnuniyet üzerine çeşitli çalışmalar yapılmış olmakla birlikte zaman içinde yeni binalarla genişleyen bu alan hala araştırmacılar için öğretici önemdedir. Araştırmada, Ataköy'de 2006 yılında teslim edilen ve on iki yıldır kullanılan "Ataköy Konakları" ile 2016'da teslim edilen ve iki yıldır kullanılan "Yalı Ataköy" siteleri üzerinden, yeni veriler elde edilmesi hedeflenmiştir. Ataköy'de memnuniyet ve yere aidiyet birbiri içine geçmiş kavramlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Komşuluk önem verilen bir değer olarak ortaya çıkarken, yerleşim kararlarını da etkilemektedir. Bu açıdan Ataköy özellikli bir bölgedir. Araştırmada fenomenolojik bir yaklaşım benimsenmiş; derinlemesine görüşmelerle kullanıcıların yanıtları doğrudan alınarak mahalle, komşuluk, memnuniyet ve aidiyet kavramları yorumlanmıştır.Publication Open Access Mimarlığı Deneyimlemenin Arayüzü Olarak Mimarlık Okulları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2018) Saka, Ahmed Emin; Usta, Ayhan; 5854Mimarlık, merkezinde tasarım faaliyeti olan, fiziksel çevreyi şekillendirirken bağlam, kullanıcı, işlev, maliyet, sanat, teknoloji gibi birçok parametreyi göz önüne alan, bir disiplindir. İşlevsel ve estetik mekânlar üretmek, mimarlık eğitiminde öğrencilerin, profesyonel yaşamda da mimarların en önemli amaçlarından biridir. Bu bağlamda mekân üretimi ve mekânın kuramsal anlamı üzerinde birçok çalışma mevcuttur. Modern mimarlık eğitimi interaktif bir süreçtir. Öğrenme süreci okulla sınırlı kalmamaktadır. Öğrencilerin etkileşime imkân veren doğru çözümlenmiş mekânları deneyimlemeleri bile yaratıcılıklarını geliştirmektedir. Mekân, her kullanıcı için farklı bir arayüz oluşturur. Mimarlık okulları için de bu durum geçerlidir. Buna göre, mimarlığı deneyimleyerek öğrenmenin mimarlık okulundan başladığı düşünülebilir. Bu çalışmada, mimarlık okullarının yaratmış olduğu mekânsal arayüzlerin, stüdyo mekanları ve sirkülasyon alanları üzerinden okuması yapılarak, mimarlık eğitiminin kalitesi ve mimarlık okullarının tasarımları arasındaki ilişki irdelenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda QS Rankings'in dünya sıralamasında belirlediği en iyi on mimarlık okulu bu çalışmanın çerçevesini belirlemektedir. Tezin ilk bölümünde çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi ele alınmıştır. İkinci bölümde, mimarlık okullarının geçmişten günümüze nasıl gelişerek geldiği ve günümüzde bu okullar arasındaki rekabetin doğurduğu sıralama sorunsalına değinilmiştir. Devamında ise üniversite sıralama kuruluşları detaylı irdelenmiş ve bir kıyaslamaya gidilmiştir. Üçüncü bölümde tezin kuramsal altyapısını oluşturan "arayüz" kavramı ve mekân ilişkisi irdelenmiştir. Dördüncü bölümde, çalışma kapsamındaki en iyi on mimarlık okulunun, plan, kesit ve görselleri kullanılarak, arayüz kavramı üzerinden detaylı bir mekân okuması yapılmıştır. Beşinci bölüm olan bulgular kısmı, okulların stüdyo mekanları ve sirkülasyon alanlarının kıyaslanmasını içermektedir. Sonuç bölümünde ise mekânsal etkileşimin mimarlık okulları için önemli bir tasarım girdisi olduğu üzerinde durulmuştur.Publication Open Access Günümüz Konut Tasarımında Mutfak Mekanının Değişim ve Dönüşümünün İncelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2018) Ustalar Uyan, Özge; Enginöz, Evren Burak; 121923Modern toplumlarda mutfak; gelenekselden moderne toplumsal iş bölümünün dönüşmesi, gelişen teknoloji ve "beyaz eşya" olarak adlandırılan mutfak gereçlerinin işleri kolaylaştırması ile beraber kültürel ve fonksiyonel bir dönüşüm geçirmektedir. Modern toplumun mutfağa olan ilgisi, global bilgiye ulaşmanın kolaylaşması, sosyal medya ve başka özendirici enstrümanlar, sosyal medya platformlarında kurulan ve binlerce üyeye ulaşan, erkek ve kadınların neredeyse eşit sayıda takip ettiği yemek grupları, "şöhretli" mutfak şefleri ve onların farklı formatlardaki televizyon programları, "meşhur" restoranlar ve "yemek blogger" ları vasıtasıyla; günümüzde sağlıklı ve doğal gıdaya duyulan özlem gibi paremetreler ile birleşerek, ortak bir evrensel mutfak kültürünün oluşumuna meydan açmaktadır. Bu çalışma kapsamında, gün geçtikçe kentleşen dünyada ve ülkemizde, mutfak mekanının konut içerisinde öneminin daha da artacağı ve kamusal alan tarifinin günden güne değiştiği, mahremiyetin dönüştüğü, sosyal medya aracılığı ile kamusal alanın evin en mahrem noktalarına kadar girdiği, bunun yanında mahremiyetin de yine sosyal medya aracılığı ile kamusal sanal alana taşındığı, günümüz ve gelecek dünyası için bilinen tüm toplumsal parametrelerin ve paradigmaların değiştiği öngörülmektedir. Bu bağlamda bu çalışma, tasarımcıların mutfak mekanı için yeni fonksiyonel ve estetik tasarım kriterleri geliştirmeleri gerektiğini savunur. Yöntem olarak öncelikle, konut mekanının, mutfakların tarihsel gelişimi, tarihi süzgeçte geçirdiği evreler ve mekânsal olarak mutfak mekanının gelişimi ve dönüşümü incelenmiştir. Ardından toplum ve cinsiyet rolleri, mahremiyet, toplumsal ve aile yapısındaki değişimler, dönüşümler, mahremiyet olgusunun dönüşümü ve Anadolu topraklarındaki deneyimler ve tüm bu süreçlerde mutfak kavramının mahremiyet açısından dönüşümü incelenmiştir. Tez kapsamında toplumsal ve aile yapısında mutfak mekanıyla ilgili değişen ihtiyaçların mutfak beğenilerinde, tercihlerinde ve işlevsel kullanımlarındaki farklılaşmanın neler olabileceğinin incelenmesi amacıyla bir alan çalışması yapılması düşünülmüştür. Bu bağlamda, toplumsal ve kullanıcı çeşitliliğinin fazla olduğu İstanbul metropolünde apartmanda yaşayan kullanıcılar üzerinde bir inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Araştırma kapsamında anketten elde edilen sonuçlara göre, dünya ve ülkemizde yoğun, akıcı kent yaşamında, değişen dönüşen aile yapısına bağlı olarak mutfakların içinde barındırdıkları yemek pişirme, yemek yeme, oturma ve dinlenme gibi işlevleriyle artık konutun öncelikli düşünülmesi gereken en önemli mekanları olduğu anlaşılmıştır. Mimar veya tasarımcıların bu nedenle mutfak tasarımında yemek pişirme işlevinin haricinde farklı işlevleri barındıran, esnek kullanıma izin veren, geniş kullanım, depolama ve saklama imkanları sunan, aydınlık, ferah, sade ve estetik görünüme sahip mekanlar düşünmelerinin gerektiği vurgulanmıştır.Publication Open Access Göç ve mekân etkileşimi: İstanbul'da Suriyeli göçmenlerin konut alanları üzerine bir inceleme(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2019) Chagel, Meha; Gültekin, Asiye AkgünGöç, toplumların hayatını her dönemde etkilemiştir ve etkisini sürdürmeye de devam etmektedir. Bu çalışmada günümüzde İstanbul'da bulunan Suriyeli göçmenlerin mekân ve komşuluk ilişkileri üzerinden, aidiyet oluşumları ve kimlik değişimleri analiz edilerek irdelenmektedir. Göçmenlerin taşıdıkları kültürel kodları ortaya çıkarabilmek için ilişkili görülen kavramlar irdelenmiş, Suriye'deki yaşam alanları, alışkanlıkları ve sosyal yaşantılarına ilişkin bilgiler toplanmıştır. Belirli bir habitusa sahip göçmenlerin yeni toplumda içselleştirdikleri özelliklerin mekânsal karşılığı araştırılmıştır. Bunu anlayabilmek için araştırmada, İstanbul'un sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi farklı dört mahallesinde yaşayan Suriyeli göçmen aileleri ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Göçmenlerin, yeni yaşam alanları (konut, komşuluk ve kent merkezi) ile önceki yaşam alanları arasındaki farklılıklar karşılaştırmalı olarak ortaya konulmuştur. Çalışmanın bulgularına göre; göç sürecinde göçmenlerin mekânsal aidiyet duygularının gelişmesinde en önemli faktörün sosyal sermayeye dayalı olduğu anlaşılmıştır. Bu sosyal sermayenin devam ettirilmesinde ve geliştirilmesinde hemşerilik ilişkilerinin ve dil bilmenin önemli rol oynadığı tespit edilmiştir. Anahtar sözcükler: Göç, sosyal sermaye, yaşam alanı, aidiyetPublication Open Access Mimari tasarım sürecinde sosyal medyanın analiz verisi olarak kullanılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2019) Dağdelen, Can; Yazıcı, Yasemin ErkanÇevremizdeki ve dünyadaki dinamikler hızla değişmektedir. Dünyanın yeni teknoloji çağının içerisine girmesiyle birlikte insanlar da oldukça hızlı bir şekilde bu teknolojiye uyum sağlamıştır. Gelişen teknoloji ve farklılaşan kültürel değerler insanların yaşam şeklini etkilediği gibi onların var olduğu çevreleri de etkilemektedir. Mimarların da bu değişen ve farklılaşan topluluklar içerisinde teknolojiye ayak uydurmaları gerekmekte ve farklı metotlar geliştirip bu teknoloji çağına entegre olmaları gerekmektedir. Bu tez kapsamında mimari tasarım analiz yöntemleri, günümüz teknoloji çağının bir parçası olan yapay zeka temelli yazılımlar yardımıyla geliştirilecek ve model önerisi olarak sunulacaktır. Mimari tasarım sürecinde, analiz, yerin ruhunu anlamak ve mekan potansiyeli olan mekanlar üretmek için en önemli tasarım girdilerinden biridir. İkinci önemli tasarım girdisi ise kullanıcının etkisidir. Günümüzde analiz ve kullanıcı verilerini elde etmek için çeşitli internet sitelerinde; araştırmalar, gözlem, anket, vb. yöntemlere başvurulmaktadır fakat elde edilen bilgiler kullanıcıdan direkt olarak elde edilmemekte ve bazı durumlarda ise özgür olarak sağlanmamaktadır. Bu tez kapsamında geliştirilecek olan model sayesinde geliştirilmesi planlanan yapay zeka ile birlikte sosyal medya verileri, (kişilerin herkese açık olarak konum etiketli özgürce yaptığı paylaşımlar), fenomenoloji bağlamında yapılan mimari mekan tanımlamaları filtresinden geçerek bilgiler üretilmekte, bu bilgiler ile haritalar oluşturulmakta ve mimari tasarım analiz verisi olarak kullanılmaktadır. Bu tez kapsamında, kent içerisinde mekan potansiyeli oluşturan gömülü bilgiler sosyal medyadan çekilerek kullanılmakta ve günümüz teknoloji çağına uyumlu bir şekilde mimari tasarım analiz sürecine katkı sağlaması amaçlı model önerilmektedir.Publication Open Access Mimarlıkta ekotopya kavramı ve ekolojik ütopyalar(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Mimarlık Ana Bilim Dalı / Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2020) Uzaldı, Beril; Birer, EmelÜtopyalar, mevcut yönetimin ve toplumun aksayan yönlerini, olası yanlışlıklarını ve yetersizliklerini eleştiren ideal düzeni kurmak amacıyla yazılmış düşsel tasvirlerdir. Antik Çağ'dan günümüz 21. Yüzyıla kadar olan süreçte ütopyalar incelendiğinde, dönemlere ait çeşitli gelişmelerden etkilendiği gözlenmiştir. Özellikle 20. Yüzyıl döneminde hızlı kentleşme, hızlı sanayileşme ve artan nüfus nedeniyle çevresel sorunların küresel ölçeğe taşınması ve geri dönüşü olmayan doğa tahribatlarının oluşması, ekolojiyi ve paralelinde ekolojik tasarımı gündeme getirmiştir. Ekoloji, başlangıçta yalnızca canlı hayvan ve bitkileri konu alırken, tüm canlıları ve canlıların cansız çevre ile olan ilişkilerini konu alan bir bilim dalı haline gelmiş ve ütopya tasarımlarını şekillendirmiştir. Yaşanabilir ve sürdürülebilir toplum ve mekân yaratma çabasıyla, ütopyalar ekolojik olarak tasarlanmış, ekolojik ütopya söylemi olan ekotopya alt başlığını oluşturmuştur. Ekotopya kavramı ilk kez Ernest Callenbach tarafından 1975 yılında yayınlanan ''Ekotopya'' eserinde kullanılmıştır. Bu eserde yer alan ekolojik tasarım kriterleri ekotopya tasarımlarının temelini oluşturmuştur. Ekotopya tasarımlarında doğayla uyumlu alanlarda yaşama, kırsal alanlara geri dönme, ekolojik tasarımlardan oluşma, doğayı tüketmeden sürdürülebilir denge kurma ve çevresel sorunları ortadan kaldırma cabası söz konusudur. Bu çalışmada, ekolojik ütopya söylemi olan ekotopya kavramının tasarım kriterleri; 20. Yüzyıl ve 21. Yüzyıl dönemlerine ait, edebi ve mimari ekolojik özellik taşıyan ve tamamen ekolojik olarak tasarlanan ütopya örnekleri üzerinden mekânsal analizleri yapılarak karşılaştırmalı değerlendirilmiş ve ortaya farklı söylemler çıkmıştır. 20. Yüzyıl döneminde yazılmış edebi ekolojik ütopyalar, ekotopya tasarım kriterlerine uygunluk gösterip ekotopya olarak tanımlanabilirken, 20. Yüzyıl ve 21. Yüzyılda tasarlanmış mimari ekolojik ütopyalar, ekolojik özellik taşımalarına veya tamamen ekolojik olmalarına rağmen ekotopya olarak tanımlanamamaktadır. Çünkü ekotopya tasarımları, tasarım aşamasından itibaren yönetim yapısından mimari yapısına kadar her türlü alanda ekolojik olma çabası ile tasarlanmaktadır. Ekolojik ütopyalarda ise, ekotopyalarda bulunan kırsal alana yayılmış yerleşim özellikleri, ilkel ve geleneksel mekân tasvirleri ve ekolojik toplum yaşamı gibi tasarım kriterleri yerine, ileri teknolojinin sunduğu imkânlar kullanılmakta ve kentsel ölçekte mekânlara ekolojinin entegre edilmesi ile tasarımlar şekillendirilmektedir. Bu nedenlerle, çalışmanın sonunda her ekolojik ütopyanın ekotopya olarak tanımlanamayacağı ve ekotopyanın ekolojik ütopyalardan ayrılarak başlı başına ayrı bir kavram olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ekolojik ütopya söylemi olmayan ekotopya kavramının günümüzdeki yeri incelendiğinde ise, düşsel tasarım olmaktan çıktığı ve uygulanabilir niteliğe sahip olduğu gözlemlenmiştir. Ekoköy örneklerinin tasarım kriterleri üzerinden ekotopya tasarım kriterleri karşılaştırmalı değerlendirildiğinde; benzerlik gösterdiği ve ekotopyaların ekoköy örnekleri ile hayat bulduğu bulgusu ortaya konmuştur. Anahtar Kelime: Ütopya, Ekoloji, Ekolojik Ütopya, Ekotopya, Ekoköy