İşletme Yüksek Lisans Programı / Business Administration Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/74
Browse
Browsing İşletme Yüksek Lisans Programı / Business Administration Master's Degree Program by Type "masterThesis"
Now showing 1 - 20 of 110
- Results Per Page
- Sort Options
Publication 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile bütçe kanunlarına dayalı olarak yürütülen kamu borç yönetimi yaklaşımının karşılaştırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Çetin, Mehmet; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaKamu açıklarının oluşturduğu yüksek borç stoku ülkemizin en büyük problemlerinden birisi olmuştur. Bu problemin temelinde borçlanma işlemlerini düzenleyen yasaların finansal piyasalarda yaşanan değişime ayak uyduramaması yatmaktadır. Borç yönetiminden sorumlu olan Hazine yer ve zaman bakımından nakit dengesini sağlama gibi geleneksel fonksiyonlarına ek olarak ekonomik istikrarı sağlama ve ekonomiyi düzenleme gibi çağdaş fonksiyonlar üstlenmiştir. Hazine'nin yükümlülüklerinin artmasına rağmen 2002 yılına kadar borç yönetime ilişkin yasal altyapı bütçe kanunlarına konulan birkaç madde ile sınırlı kalmıştır. Bu durum değişen dünyada finansal gelişmeleri takip etmek ve oluşan yeni riskler için yeni borç yönetim tekniklerini uygulama konusunda borç yönetiminin elini güçlendirecek yasal düzenleme yapılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. 4749 Sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun kamu borç yönetiminde yasal anlamda dağınıklığı gidermiş, getirdiği mali disiplin ile borç yükünde ve faiz oranlarında düşüşler, borç vade yapılarında uzama, para ve maliye politikaları arasında koordinasyon ve işbirliği, borç yönetiminde şeffaflık sağlamıştır. Bu çalışmamızda kanunun borç yönetiminde yaptığı yapısal değişimin bütçe kanunlarına dayalı olarak yürütülen kamu borç yönetimi yaklaşımı ile karşılaştırması yapılarak 1990-2002 ile 2003-2015 dönemlerine ilişkin kamu borç göstergelerindeki iyileşmelere sağladığı katkının; borç yükü, borç servisi oranı, borç vade yapıları, borç faiz oranları, dış borç rasyoları gibi kamu borç göstergeleri üzerinden karşılaştırmalı analizi yapılarak gösterilmesi amaçlanmaktadır.Publication Açıklanmış karşılaştırmalı üstünlükler yaklaşımına göre Türkiye oluklu mukavva ambalaj sektörünün rekabet gücü(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2013-11) Engin, Ersin; S. Kadri MirzeRekabet ve rekabet gücü kavramları günümüzün küreselleşen iktisadi anlayışı içinde ele alındığında geçmişe göre son otuz yıllık süreçte çok daha büyük önem arzetmekle birlikte dış ticaret ve modern iktisat teorisiyle ilişkili uygulama çalışmalarının da ana merkezine oturmaktadır. Firma, endüstri ve ülkeler düzeyinde ele alınan rekabet gücü kavramı üzerine geliştirilen ölçüm yöntemleri içerisinde Balassa tarafından ortaya atılan ve Vollrath tarafından geliştirilen Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler yaklaşımı özellikle endüstri düzeyinde yapılan çalışmalarda araştırmacıların elindeki en etkin ölçüm yöntemlerindendir. Bu çalışma, Türkiye'nin son dönemde en çok gelişen endüstrileri içerisinde yer alan ambalaj endüstrisinin kağıda dayalı ambalajlar grubundaki oluklu mukavva ambalaj sektörünün 2000-2011 yıllarını kapsayan dönemde rekabet üstünlüğüne sahip olup olmadığını Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlükler (AKÜ) yaklaşımı ve çalışmanın sonuçlarını destekleyici olması açısından belirlenmiş diğer ölçüm yöntemleri yardımıyla ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Uygulama çalışmasında elde edilen sonuçlara göre 2001-2011 yıllarını kapsayan dönemde Türkiye oluklu mukavva ambalaj sektörü dış ticaret verilerine göre rekabet avantajına sahiptir. Diğer ölçüm yöntemleri ve istatistiki veriler ele alındığında sektörün önemli bir rekabet gücüne sahip olduğu ve bu gücün pozitif bir ivmeyle artış içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.Publication Adli muhasebe, uygulamaları ve günümüzdeki durumu(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2014-06) Balcı, Murat; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaBüyük şirketler and işletmeler ile ilgili yaşanan skandallar, mahkemeye intikal eden uyuşmazlıklardaki artış ve mahkemelere intikal eden olayların çeşitli nedenlerle karmaşık olması nedeniyle özümlenmesinde hukukçuların yetersiz kalması adli muhasebecilik mesleğinin doğmasına neden olmuştur. Ülkemizde fazlaca bilinmemesine karşın adli muhasebe son yıllarda, muhasebe mesleğinin hızlı gelişen alanlarından biri haline gelmiştir. ABD gibi gelişmiş ülkelerde birçok uygulama sahası olan adli muhasebecilik, günümüzde değişik bilim dallarını kullanır. Adli muhasebeciler uyuşmazlıkların çözümünde hakimlere yardım etmelerinin yanı sıra, hile ve suçları önleyici tedbirlerin alınması ve bu amaca dönük sistemlerin kurulmasında da faaliyet göstermektedir. Genel olarak bakıldığında bu tez çalışmasının hedefi, adli muhasebecilik mesleği hakkında bilgi vermek ve mesleğe ilişkin bulgulara erişmektir. Ayrıca, adli muhasebecilik mesleğinin Türkiye'deki ve Dünya'daki durumu, uygulama alanları, dava örnekleri, basında görülen yansımaları gelişme potansiyelini ortaya koyulmuştur. Elde edilen bilgilerle birlikte çalışma sonunda bazı sonuçlara ulaşılmıştır.Publication Aile İşletmelerinin Kurumsallaşması ve Kurumsallaşma Sorunları - Türkiye Genelinde Üretim Yapan Aile İşletmeleri Üzerine Bir Araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2018) Çalışkanel, Salih Şafak; Çağlar, Hatice Nazan; 110809Özel sektörün temelini gerek ülkemizde gerek dünyada aile işletmeleri oluşturur. Özellikle üretim yapan aile işletmelerinin istihdamdan ekonomiye ve toplumsal hayata sayısız katkıları vardır. Bu öneminden dolayı özellikle aile işletmelerinin sürekliliği, uzun yıllardır üzerinde durulan ve önemini koruyan bir konu olmaya devam etmektedir. Aile işletmelerinin gerek işletme yönünden örgütlü bir yapı olarak gerekse aile ilişkileri açısından kurumsallaşması ve devamlılığının sağlanması hayati önemdedir. Ülkemizde üretim yapan gerek yerli gerekse yabancı aile işletmeleri, sanayinin de önemli dinamiklerinden biridir. Bu çalışmanın amacı Türkiye'de üretim yapan aile işletmelerinin kurumsallaşmasını ve kurumsallaşma sorunlarını inceleyerek ortaya koymak ve tavsiyelerde bulunmaktır. Araştırma için Türkiye genelinde üretim yapan aile işletmelerine anket uygulaması yapılmıştır. Anket uygulaması, ağırlıklı işletme kurucu patronlara veya birince derece yakınlarına e-posta yoluyla uygulanmıştır. Elde edilen bulgular, hazırlanan araştırma sorularına göre SPSS programında analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, genel olarak aile anayasasının önemine rağmen uygulamadaki eksiklik, kişisel tutum ve davranışların kurumsallaşmaya olan engelleri, işletmelerde sonraki kuşaklara yönetim devri planlamasının eksikliği, kurumsallaşma konusundaki zihinsel bilgi ve düşüncelerle işletmedeki fiili durumun uyuşmadığı sonuçları ön plana çıkmıştır.Publication Altı sigma metodolojisi ile süreç iyileştirme ve hizmet sektöründe bir uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / Kalite ve Ürün Yönetimi Bilim Dalı, 2013-07) Sönmez, Zekeriya; Erdal YılmazYatay ve dikey örgütlenmenin unsurlarını bünyesinde barındıran süreç yönetimi ve süreç iyileştirmesi konusunda detaylı bilgilendirmeler yapılan bu tez çalışmasında, süreç iyileştirme metodolojileri derinlemesine analiz edilmiştir. İstatistiksel araçların profesyonelce kullanımını gerektiren bir süreç iyileştirme metodolojisi olan 6 Sigma kullanılarak örnek bir iyileştirme projesi uygulanmıştır. Proje İstanbul Kalkınma Ajansında yapılan yatırım teşvik belgelerinin düzenlenmesinde gerçekleşen süreçlerin iyileştirilmesini hedeflemektedir. Yapılan hataların azaltılması amaçlanarak 6 Sigmaya ilişkin gerekli tanımlamalar yapılmış, veri toplanması, ölçüm, analiz, iyileştirme ve kontrol aşamaları uygulanmıştır. Proje sonunda hedef ve sonuçlar karşılaştırılmış, proje sürecinde ortaya çıkan problemlere ilişkin öneriler getirilmiş ve Kamu Kurumlarında iyileştirme projesi yapılırken kullanılabilecek önek bir uygulama geliştirilmiştir.Publication Androgojik yaklaşımlar çerçevesinde kurumsal akademilerin Türkiye'de konumlandırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Alioğlu, Buse; Bilişik, Murat TahaBilginin sürekli olarak değiştiği ve geliştiği günümüzde, işletmelerin de iş süreçleri ve insan kaynağı beklentileri de değişime uğramaktadır. Bu noktada beşeri sermayenin yeni süreçlere uygun hale getirilmesi hususunda işletmeler çeşitli çözüm arayışlarına girmişlerdir. Bu çözümlerden biri 90'lı yıllardan başlayarak günümüze kadar gelen süreçte ehemmiyet kazanan kurumsal akademilerdir. Günümüzde şirketlerin vazgeçilmez bir stratejik destekçisi olan kurumsal akademiler, insan kaynağı yetiştirerek işletmelerin rekabet ortamında üstünlük sağlamasının bir vasıtası olarak görülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye'de kurumsal akademi kavramının nasıl algılandığı, kurulum amaçlarının neler olduğu, işletmelere ne gibi yararlar sağladığı ve nasıl konumlandırıldığı ele alınmıştır. Birinci bölümde; eğitim ve geliştirme kavramlarının tanımları, süreçleri, eğitimde yetişkin öğrenmesi, pedagoji ve androgoji kavramlarının tanımları ve bu kavramlarla öğrenme incelenmiştir. İkinci bölümde; kurumsal akademi kavramından yola çıkarak tarihi, gelişim aşamaları, gruplandırılması ve işletmeler içerisindeki konumu, işletmeye katkıda bulunduğu faydaları, yetkinlikleri, dünyada ve Türkiye'deki örnekleri incelenmiştir. Son bölüm olan araştırma bölümünde ise; kurumsal akademilerin kurulum amaçlarının neler olduğunun, işletmelere ne gibi yararlar sağladığının ve nasıl konumlandırıldığının test edilmesi için bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek için modeller kurulup, modelleri test etmek için regresyon analizi yapılmıştır.Publication Bağımsız Denetimde Analitik Inceleme Prosedürleri ve Uygulaması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2016-01) Tüzün Şahmaroğlu, SimgeSon yıllarda yaşanan finansal krizler, küreselleşen dünya, bilgi teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, işletmelerin karmaşıklaşmasına, verilerin çokluğu ve karışıklığı nedeni ile de mali tablolarının güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olmuştur. Bu durum bağımsız denetim mesleğinin geliştirilmesini ve alanında uzman bağımsız denetçilerin yetiştirilmesini de beraberinde getirmiştir. Bilgi kullanıcılarının alacakları kararlara dayanak olmak üzere gereksinim duydukları doğru ve güvenilir finansal bilgiler ancak tarafsız, tecrübeli, alanında uzmanlaşmış bağımsız denetçilerin söz konusu finansal verileri analiz etmesi ve denetlemesi ile elde edilebilir. Denetim mesleğindeki gelişmelere paralel olarak, ihtiyaçlar doğrultusunda denetim teknikleri de gelişme göstermiştir. Günümüzde gözlem ve sorgulamadan, bilgisayar destekli dijital analizlere kadar pek çok yöntem denetim amacıyla kullanılmaktadır. Söz konusu denetim tekniklerinin en önemlilerinden biride pratik ve kolay uygulanabilen analitik inceleme prosedürleridir. Bu prosedürler denetçiye zaman, maliyet ve iş gücü tasarrufu sağlamanın yanı sıra sapmaları ve tutarsızlıkları tespit ederek denetim çalışmasına ışık tutarlar. Bu tez çalışmasının amacı bağımsız denetimi ve analitik inceleme prosedürlerini tanıtmak ve yapılan bir araştırma ile bağımsız denetçilerin analitik inceleme prosedürlerini kullanma algılarını ortaya koymaktır.Publication Belediyelerde İdari Vesayet Sistemi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Çaykara, Utku Caner; Çaykara, Utku Caner; Atılgan, Özgür; Atılgan, ÖzgürÜlkemizde kamu hizmetlerinin yerel gereksinimlere uygun ve zamanında uygulanabilmesi bakımından merkezi idareye hiyerarşik bağlı olan ve kuruluşları çok eskilere dayanan taşra birimleri oluşturulmuştur ancak bu teşkilatlar merkeziyetçi bir sistemle kurgulandığından yerel ihtiyaçlara olması gereken gibi cevap verememiştir. Bu tür bürokratik yoğunlaşmalar sonucunda ülkemizde asli kurucu iktidar, Subsidiarite ilkesi çerçevesinde yerelde ihtiyaç duyulacak bazı kamu hizmetlerinin yine yerelde kurulacak merkezi idare teşkilatı dışında örgütlenmiş, kısmen özerk bir statü bahşedilerek ve bizzat Anayasada sayılmak suretiyle kurulan özel idareler, belediyeler ve köyler gibi yerel yönetim birimlerine bırakma gereğini duyulmuştur. Bu bağlamda asli kurucu iktidar, söz konusu idarelere yetki ve gelir desantralize ederken yasama organına (tali kurucu iktidara) geniş bir takdir yetkisi bırakmıştır fakat yasama organı ülkemizin üniter devlet yapısından kaynaklı olarak yerel yönetimlerin görev ve yetkilerinin arttırılması halinde bazı yerel idarelerin siyasal olarak kriminalize olacağı endişesiyle bu yetkiyi yerel idareler lehine kullanmakta oldukça çekimser davrandığı görülmektedir ki bunun tam aksine idareyi bütünlemeye dönük sıkı bir idari vesayet denetimi öngörmüştür. Üzerinde çalışıyor olduğum konu, tüm bu çekinceleri ortadan kaldırmak üzere tesis edilmiş olan yukarıda kısmen değindiğim idari vesayet sistemidir idari vesayet bilindiği üzere üniter devletlerde devlet tüzel kişiliğini temsil eden merkezi idarenin yerel idareler yani kamu tüzel kişileri üzerinde, bu idarelerin anayasa, kanunlar ve düzenleyici işlemlerle belirlenmiş mevzuata aykırı karar alıp almadıkları dolayısıyla bu yönde bir işlem tesis edip etmediklerini hukukilik denetimi ile merkezin talimat ve direktiflerine uyup uymadıklarını, yaptıkları işlemlerde kamu düzenini gözetip gözetmediklerini ise yerindelik denetimi şeklinde denetlemesidir.Publication Bilgi güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması, IEC/ ISO 27001 standartının bir sivil havacılık kurumunda hayata geçirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Erdoğan, Seyda Emir; Atılgan, ÖzgürGünümüz gelişen teknolojisinde ve rekabetçi pazar koşullarında kuruluşların en değerli varlıklarından bir tanesi şüphesiz sahip olduğu bilgilerdir. Bu bilgilerin kötücül amaçlar besleyen kişilerin eline geçmesi veya çeşitli tehditlerin meydana gelmesi durumunda kuruluşlar maddi anlamda zarara uğrayacaktır. Dijital veya basılı olarak işlenen, saklanan bilginin uygun güvenlik süreçleri tanımlanarak koruma altına alınması oluşabilecek zararları en aza indirmektedir. Özellikle havayolu firmaları gibi ülkelerin stratejik öneme sahip kuruluşları kötü niyetli kişiler tarafından sıklıkla hedef alınmaktadır. Hassas bilgilere sahip olan sivil havacılık kuruluşlarının, bilgi güvenliği unsurlarını dikkate alarak, etkinliği sürekli denetlenen bir bilgi güvenliği yönetim sistemi oluşturması gerekmektedir. Bilgi güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması konusunda gereken tüm maddeleri içeren IEC/ISO 27001 standartı kuruluşlara bir çerçeve sunmaktadır. IEC/ISO 27001 standartı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün yayınlamış olduğu bir genelge ile tüm kurumlara zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenle, sivil havacılık kuruluşları IEC/ISO 27001 standartına sadece bilgi güvenliği'ne uygun bir yapının oluşturulması için değil SHGM tarafından yayınlanan genelgeye uygunluk sağlanabilmesi için uyumlu hale gelmelidir. Kuruluşlar, IEC/ISO 27001 standartını uygulayarak bilgi güvenliği yönetim sisteminin hedeflenen çıktılarını tüm personele ve paydaşlara duyurmalı ve kurum genelinde bilgi güvenliği farkındalığı oluşturmalıdır. Kapsam içerisinde bulunan birimlerin risk ve fırsatları ele alarak değerlendirmeli, ve uygun risk işleme seçenekleri uygulanmalıdır. BGYS'nin hedeflenen çıktıları denetlenerek sürekli iyileştirme yapılmalıdır. IEC/ISO 27001 standartının maddeleri uygulanarak bir bilgi güvenliği yönetim sisteminin sivil havacılık kuruluşunda nasıl uygulanacağı araştırılmıştır. Bu amaçla, IEC/ISO 27001 standartına sahip olan Türkiye'nin bayrak taşıyıcısı Türk Hava Yolları A.O esas alınarak bilgi güvenliği müdürlüğü yönetişim ekibi ile mülakat çalışması gerçekleştirilmiştir. Yapılan mülakat sonucunda bilgi güvenliği yönetim sisteminin oluşturulması için önemli noktalar tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: BGYS, SHGM, Bilgi Güvenliği, IEC/ISO 27001 StandartıPublication Bir destinasyon olarak bilinen Artvin ilinin kırsal turizm potansiyelinin belirlenmesine yönelik bir çalışma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Hacıoğlu, Yasin; Ataseven, BurçinTurizmin bulunduğu bölge üzerinde kültürel, sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri bulunmaktadır. Bir destinasyon bölgesinde gerçekleşen turizm faaliyetlerinin çeşitliliği, turizm faaliyetlerinin on iki aya yayılmasında önemli etkenlerden biridir. Ayrıca turizm faaliyetlerinin çeşitli olması hem bölgesel kalkınmayı hem de bölgeler arası ekonomik dengesizlikleri gidermede önemli bir etkiye sahiptir. Ortaya çıkan bu etkilerin yerel halk açısından olumlu ya da olumsuz algılanması bölgede turizm faaliyetlerinin sürekliliği yönünden büyük bir önem arz etmektedir. 20. yüzyılın sonlarından itibaren turizm sektörünün giderek önemini arttırmasıyla birlikte alternatif turizm türleri üzerinde durulmaya başlanmıştır. Alternatif turizm türleri içinde yer alan ve birçok turizm türünü de içinde bulunduran kırsal turizm, turizm ile tarım sektörüne olan katkısı nedeniyle üzerinde oldukça durulan ve geliştirilmesi yönünde uygulamaları olan bir turizm türüdür. Bu çalışmada Artvin'in kırsal turizm potansiyelini belirleyerek kırsal turizmin kırsal kalkınmadaki önemini vurgulamak, yörenin güçlü-zayıf yönlerini, tehdit ve fırsatlarını ortaya koymak amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda; Artvin yöresinin kırsal turizm açısından oldukça güçlü bir potansiyele sahip olduğu görülmüştür. Kırsal alanlarda kalkınmanın kırsal turizmin gelişimi ile sağlanabileceği ve bölgenin temel geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık sektörlerinin kalkınmaya olan faydasını güçlendirmekte kırsal turizmin önemli bir katkı yaratacağı, ancak bu potansiyelden henüz yeterli düzeyde faydalanılamadığı sonucuna ulaşılmıştır.Publication Bir işletmede talep tahmini ve ekonomik sipariş miktarı modellerinin uygulanması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Selçuk, Semih; Bilişik, Murat TahaTedarik, hizmet ve üretim sektörlerinde çok önemli bir rol oynayan stoklama işlemi müşteri memnuniyeti ve sürekliliğin sağlanması için önemlidir. Gündelik hayatta ve endüstriyel sektörde gitgide daha da çok kullanılmaya başlanan ve insanların hayatında önemli bir role sahip olup; evlerde, işyerlerinde, arabalarda, toplu taşımada ve fabrikalarda gerek ısıtma ve soğutma, gerekse de üretim sahasına katkıda bulunmak amacıyla kullanılan klimalar ile ilgili çeşitli hesaplamalar ve yorumlamalar yapılmıştır. Sektöründe lider bir japon klima firmasından alınan veriler, fiyat listeleri ve talep miktarıları kullanılmış olup; bilimsel makaleler, tezler, konu anlatımları ve formüller yardımıyla hesaplamalar ve tahminler yapılmıştır. Bu çalışmada ekonomik sipariş miktarı hesaplanmış ve talep tahmin modelleri uygulanarak en uygun talep tahmin yöntemine göre 2019 yılı için bir talep tahmini hesaplanmıştır. Bu veriler ışığında ekonomik sipariş miktarı hesaplandıktan sonra da sektöründe lider klima firmasının yıllık toplam stokta tutma maliyetleri yine aynı yöntemle hesaplanmıştır. Son olarak bu veriler değerlendirilip karşılaştırılmış olup tahminin gerçekçiliği ile bu maliyetlere etki eden etkenlerin etki dereceleri de tartışılmıştır.Publication Bulut bilişimin Müşteri İlişkileri Yönetimine (CRM) etkileri üzerine bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Kösebay, Didem; Çağlar, Hatice Nazanİçinde bulunduğumuz bilgi çağında işletmeler ve tüketiciler için hızla şekillerden ekonomik ortam, şirketlerin sergilediği geleneksel pazarlama anlayışı ve uygulamalarını pazar paylarını korumak, güçlenmek ve diğer rakipleri ile rekabet etme çabalarını neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Günümüzde müşteriler bilgi çağının etkisi ile daha bilinçli hale gelmiştir. Müşteriler; ihtiyaç, istek ve beklentilerinin değişik şekilde karşılanması beklentisi içine girmişlerdir. İşletmelerin bu beklentileri müşterinin istediği şekilde karşılaması durumunda kazançlı çıkmaları kaçınılmaz olacaktır.Şirketlerin müşteriler ile ilişkilerini geliştirmeleri, müşterilerin istek ve ihtiyaçlarına en doğru şekilde cevap verebilmeleri için CRM ve CRM uygulamalarına duydukları ihtiyaç gözle görülür bir şekilde artış göstermiştir. Bulut bilişim gelişen teknoloji ile birlikte bilişim sektöründe adı sıkça duyulmaya başlayan yeni bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Bulut bilişimin temelinde sanallaştırılma yatmaktadır. Bu sanallaştırılma ile gerek büyük ölçekli firmalar gerek gelişmekte olan firmalar ve gerekse son kullanıcılar; yer, işletim sistemi, BT gibi kaynaklarına bilgisayardan bağımsız ulaşabilme ve istediği zaman erişebilme imkânı yakalamıştır. Bu kolaylık firmaların iş faaliyetlerini daha hızlı ve daha az maliyetler altında gerçekleştirmesine imkân sağlamıştır. Bulut bilişim telekomünikasyon, bankacılık, sağlık gibi müşteri akışı fazla olan sektörlerde öncelik verilmesi gereken teknolojik bir yaklaşımdır. Bu araştırmanın amacı, yeni gelişen teknoloji ve iletişim çağında iş dünyasında kritik önem taşıyan müşteri ilişkileri yönetimini her yönüyle inceleme ve hali hazırda gelişmekte olan crm ve bulut bilişim iş birliğini hakkında bilgi vermektir.Publication Çalışan milliyeti, misafir milliyeti ve konaklama özellikleri bağlamında otel hizmetlerinden memnuniyet ve tekrar ziyaret niyeti(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Akgün, Fatma; Arıker, ÇağlaBu araştırmanın amacı, otel hizmetlerinden memnuniyetin çalışan milliyeti, misafir milliyeti ve konaklama özellikleri değişkenleri bazında farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymaktır. Misafir mennuniyetinin veya memnuniyetsizliğinin sebeplerinin araştırılması ve bu doğrultuda gerekli tedbirlerin alınması otel yöneticileri için en önemli konulardan bir tanesidir. Misafir memniyetini sağlamanın yollarından bir tanesi de misafiri anlamak ve kendisinin özel olduğunu hissettirmektir. Bu bağlamda, misafiri en iyi şekilde anlamak için farklı milletlerden personel çalıştırmanın önemi ortaya çıkmaktadır. Otel işletmelerinde konaklayan misafirlerin milliyetlerine göre hizmet beklentileri de farklı olabilir. Buradan yola çıkarak, otel hizmetlerinden memnuniyetin hizmet alınan personelin milliyetine ve misafir milliyetine göre farklı olup olmadığı araştırılmıştır. Elde edilen sonuçların, otel hizmetlerinin misafir milliyetine göre farklılaşmasına ihtiyaç duyulup duyulmadığını ve personel milliyeti bazında dikkate alınması gereken kriterlerin varolup olmadığını göstermesi beklenmektedir. Ayrıca konaklama amacı ve konaklanan oda tipi gibi çeşitli konaklama özelliklerinin otel hizmetlerinden memnuniyeti değiştirip değiştirmediği de araştırılmıştır. Araştırmada özellikle son dönemlerde otelcilik sektöründe yaygın olarak istihdam edilen yabancı personelin, misafir memnuniyeti üzerindeki etkileri ölçülmüş ancak bu noktada otel hizmetlerinden memnuniyette bir fark olmadığı görülmüştür. Diğer taraftan, insan kaynağına eğitim yatırımının daha az yapıldığı otellerde sonucun farklı olabileceği unutulmamalıdır. Sonuçlara göre, Doğu kültüründen gelen misafirlerin, Batı kültüründen gelen misafirlere göre yiyecek-içecek hizmetlerinden ve ön büro hizmetlerinden daha az memnun oldukları tespit edilmiştir. Ayrıca çeşitli konaklama özellikleri de otel hizmetlerinden memnuniyet düzeyini değiştirebilmektedir. Otel yöneticilerine sundukları hizmetleri misafir milliyeti bazında değişen beklentilere göre özelleştirmeleri önerilmiştir.Publication Çelik kapı sektöründe ahşap bölümü için üretim - dağıtım planlama modeli(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008-09) Kavi, Ümit; Rıfat Gürcan ÖzdemirBu çalışmada, Çelik kapı sektöründe faaliyet gösteren bir işletmenin ahşap departmanında ürettiği ürünler için daha etkin bir üretim planlama ve dağıtım modeli geliştirilmiştir. Modelin amacı firma karlılığını ön planda tutarak üretim, stok ve dağıtım maliyetlerini en aza indirmektir. Model tamsayılı doğrusal programlama modeli olarak tasarlanmış ve paket program yardımı ile çözümlenmiştir. Bu uygulamanın sonuçlarına göre firma karlılığı arttırılmış, daha etkin bir üretim planlama yapılmış, stok miktarı ve maliyeti en aza indirilmiş, daha düşük maliyetli dağıtım planı çıkarılmıştır.Publication Çevre muhasebesinin gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliği üzerine bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Dilber, Nurcihan; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaYaşam kaynağımız olan çevre, bize hayatta kalma ve yaşamak için gerekli mal ve hizmetleri sunar. Teknoloji alanındaki gelişmelerle hızlanan sanayileşme, çevreyi kıt, az bulunur bir ekonomik mal haline dönüştürmüştür. İnsan yapımı sermaye edinebilmek için sömürülen çevre, tahribata ve doğal sermayenin azalmasına neden olmuştur. Sanayi Devrimi ile başlayan süreçte insan-çevre dengesinin bozulması, insanoğlunu çevresel sorunlara daha ciddi olarak ilgilenmeye itmiştir. Çevre Muhasebesi kavramı, işletmelerin çevreyi koruyarak üretim yapması, kaynakları etkin ve verimli kullanarak gelecek nesillere yaşanılır bir çevre bırakma gayesi ile ortaya çıkmıştır. Bu amaçla doğal sermaye açısından zengin olan gelişmekte olan ülkelerde çevre muhasebesi uygulaması daha çok önem kazanmaktadır. Çalışmanın amacı; çevresel kaynakların kullanımı ile ekonomik ve sosyal faktörler arasında istatistiksel olarak ilişki olup olmadığı analiz edilerek, çevre muhasebesinin gelişmekte olan ülkelerde uygulanabilirliği araştırılmak istenmiştir. Gelişmiş ülke verileri de analize dâhil edilerek gelişmişlik düzeyine göre ülke grupları arasında karşılaştırma yapma imkânı sağlanmıştır. Bu bağlamda 80 gelişmiş ve 107 gelişmekte olan ülke 2006-2018 dönemine ait verileri ile betimsel ve korelasyon analizi yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre; gelişmekte olan ülkelerde çevresel kaynakların kullanımının çevre muhasebesi uygulamasına; sanayi sektörü katma değeri ve tarım sektörü katma değerinin negatif; doğrudan yabancı yatırımlar, eğitim, kişi başına gelir düzeyi, nüfus, ticaret, yolsuzluk ve yüksek teknoloji ihracatı değişkenlerinin pozitif etkisi bulunurken; gelişmiş ülkelerde doğrudan yabancı yatırımlar, nüfus, sanayi sektörü katma değeri ve ticaretin negatif; eğitim, kişi başına gelir düzeyi, tarım sektörü katma değeri, yolsuzluk ve yüksek teknoloji ihracatı değişkenlerinin pozitif etkisinin bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Çevre Muhasebesi, Gelişmekte Olan Ülkeler, Betimsel Analiz, Korelasyon AnaliziPublication Covıd-19 kriz döneminin uçucu ekip kaynak yönetimine etkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Bulut, Selahaddin; Toksoy, AndaçHer geçen gün daha da hızlı globalleşen ve aradaki mesafeleri kısaltan teknolojiyle aynı ölçüde istenilene ulaşmak giderek kolaylaşmaktadır. Kıtalar arası bir toplantıya katılmak veya seyahat etmek artık bu yüzyılın sıradanlaşan ve rutin haline gelen aktivitelerindendir. İnsanlar artık şehirlerine, ülkelerine ve hatta dünyaya sığamaz noktaya gelmişlerdir. Gelişen bu teknoloji ve insanın küreselleşen rutinleri sayesinde havacılık endüstrisi de bu durumdan oldukça pozitif etkilenmiştir. İnsanların artan seyahat alışkanlıkları, arz talep dengesinden dolayı, genişleyen hava aracı filolarıyla kendisini havacılıkta da göstermektedir. Doğru oranda artış gösteren bu duruma havacılık endüstrisi ivmenin gerisinde kalmadan, hep bir sonraki adıma her zaman hazır bir şekilde beklemelidir. Bu durum pozitif artışlarla karşımıza çıkabileceği gibi bazen de bu yoğun talebe alışmış havacılık endüstrisini zor durumda yakalayabilmektedir. Son yarım yüzyılda yaşanan krizler aslında birer örnek teşkil etmektedir. Krizler, uçağın uçmasında katkısı olan insanları hem psikolojik hem de maddi açılardan oldukça zora sokmaktadır. Son dönemde etkisini oldukça yoğun hissettiğimiz Covid-19 krizinin havacılıkta etkileri çok derin olmaktadır. Bu araştırmanında temelini oluşturan insan ve krizlere olan tepkisi, bir nebzede olsa havacılığın tüm elementleriyle ne durumda olduğunun anlaşılmasına ışık tutmayı amaçlamaktadır. Önemi giderek artan EKY ve insan faktörünün nasıl etkilendiği ve ayrıca ülke ekonomilerinin büyük gelir kaynağı haline gelen havayollarının bu Covid-19 kriz döneminde içinde bulunduğu durum anket çalışmasıyla analiz edilip sonuçlar incelenmiştir. Ayrıca IATA ve EUROCONTROL gibi öncülerinde havayollarının bugünü ve geleceği hakkındaki çalışmaları da tezin araştırma alanında yerini almıştır.Item Covid-19 Pandemi Sürecinde Örgütsel Değişim ve Bir Vakıf Üniversitesi Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÇITIR, ZUHAL; Mahmut PaksoyDeğişim yaşamın her alanında olduğu gibi örgütler için de varlıklarını sürdürebilmek ve pozitif yönde gelişimlerini tamamlayabilmeleri için engellenemez bir olgu olarak tanımlanmaktadır. Örgüt için en önemli adımlardan birisi örgütsel değişimin, doğru zamanda, doğru adımlar atılarak ve planlı bir şekilde yürütülebilmesidir. Ancak bu süreç doğru şekilde yürütüldüğünde başarılı bir örgütsel değişim süreci gerçekleşmiş olacaktır. Örgütsel değişim kavramı, örgütsel değişimin adımları, örgütsel değişime direnç ve direncin çözümleri, liderlerin değişim sürecindeki önemi, kriz dönemi ve değişim yönetimi kavramları literatürde öne çıkan konular arasındadır. Bu kapsamda; örgütsel değişim sürecindeki çeviklik ve dayanıklılığın önemi, değişime doğru zamanda doğru tepkilerin verilebilmesi, kriz döneminde planlanamayan bir değişim sürecinde değişim yönetimi adımlarını inceleyerek, plansız bir değişimin de etkili liderler, kısa vadeli doğru planlar ile başarıya ulaşabilmesinin saptanması çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Örgütsel değişim, çeviklik, dayanıklılık, değişime karşı direnç ve kriz kavramlarının açıklanması, birbirlerine olan etkileri, aralarındaki ilişkinin incelenmesi çalışmanın İçeriğini Oluşturmaktadır. Çalışmanın araştırma kısmı İstanbul İlinde bir Vakıf Üniversitesinin Covid 19 Pandemisi dönemindeki davranışlarının ve araştırmaya konu olan Üniversiteye ait Covid 19 Pandemisi öncesi, Covid 19 Pandemisi sırasında, Covid 19 Pandemisi sonrasındaki verilerin analiz edilmesi ve yorumlanması şeklinde yapılmıştır. Araştırmaya konu olan Üniversitenin kendi örgüt üyelerine uyguladığı memnuniyet anketleri, Covid 19 Pandemi öncesi oluşturulan stratejik plan hedefleri incelenmiş buna göre kriz dönemindeki adımlarının hedeflerine ulaşmadaki etkilerine bakılmıştır. Ayrıca nitel bir araştırma yöntemi olarak Üniversitenin Covid 19 Pandemi dönemindeki üst düzey yöneticileri ve süreç yöneticilerinden oluşan beş kişi ile mülakat yapılmıştır. Sorular, Üniversitenin sürece ilişkin açıklama ve işlemlerinin yer aldığı görsel, basılı kaynaklar, literatür taramasında ortaya çıkan bazı başlıkların incelenmesi ile Türkiye ve Dünya basınında yayınlanan Covid 19 Pandemisine ilişkin açıklamalar, Covid 19 Pandemi sürecindeki diğer örgütlerin yapıları incelenerek düzenlenmiş, oluşturulan sorular ile ilgili olarak akademisyenlerden görüşler alınmıştır. Daha geniş kapsamlı yapılması planlanan mülakatların, sorulara aynı ya da benzer yanıtların verilmesi sonucunda sınırlandırılarak beş kişi üzerinde durulmuştur. Mülakata katılan kişilerin yetkinlikleri kapsamında sorularda bazı farklılıklar oluşmuştur. İnceleme sonucunda; Üniversitenin beklenmeyen bir kriz karşısında değişim yönetimini pozitif yönde yürüttüğü, kriz ve değişim süreçlerini kısa vadeli planlar ve öngörülü kararlar ile dış çevre uyumunu sağladığı buna bağlı olarak da kriz öncesi dönemdeki hedeflerini başarılı şekilde gerçekleştirerek hem krizi hem de değişim sürecini doğru yönlendirdiği görülmüştür. Üniversitenin hizmet kalitesinde herhangi bir düşme yaşanmadan değişim ve kriz sürecini yürüttüğü, değişim sürecinde gelecek için kurum hafızasına önemli bir tecrübe katarak gelişim planı oluşturduğu izlenmiştir. Tüm bu başarılı değişim ve kriz dönemine rağmen Üniversitenin başarılarını dış paydaşları ve hedef kitlelerine de etkili şekilde yansıtamadığı, uzaktan eğitim sürecindeki başarısına rağmen Resmi açıklanan istatistik kayıtlarda farklı şekilde yapılan değerlendirmelerde olmamasından anlaşılmaktadır. Ayrıca Araştırmaya konu Üniversitenin geçmiş yıllarda ve pandemi döneminde başarıyla atlatmış olduğu krizler, yenilik ve değişim adımlarından oluşan ve tecrübelerini kalıcı hale getirerek bir sonraki duruma hazırlıklı olmak adına kayıtlı bir plan ve iş akış süreçlerinin olmadığı görülmüş ve çalışmanın sonunda bir Yönerge taslağı benzer örgütlerde de kullanılabilecek şekilde düzenlenerek ekler kısmında sunulmuştur.Item COVID-19 Sürecinde İstanbul'daki Restoranların Yaşadığı Sorunlar ve Normalleşme Sürecinde Çözüm Önerileri(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) EKER, MERT; Andaç ToksoyCovid-19 salgını sürecinden yoğun olarak etkilenen sektörlerden turizm sektörünün en büyük kollarından biri olan restoranlar da olumsuz etkilenmiş, bir kısmı ayakta kalabilirken bir kısmı iflas etmiştir. Restoran çalışanları bu durumdan en çok etkilenen meslek gruplarından biri olmuş, pek çok restoran çalışanı işini kaybetmiş, ücretsiz izne çıkarılmış ya da kısa çalışma ödeneği ile geçimini sürdürmek durumunda kalmıştır. Bu araştırmanın amacı Covid-19 sürecinde restoranların karşılaştıkları zorlukları ortaya koymak ve normalleşme sürecine yönelik çözüm önerileri sunmaktır. Araştırma İstanbul ilinde bulunan restoranların çalışanları ile yürütülmüştür. Çalışma farklı iş tanımları, yaş grupları, eğitim seviyeleri, restoran türleri ve gelir seviyelerinden 105 restoran çalışanı ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılar Covid-19 korkusu, iş güvensizliği, mesleki farkındalık yoksunluğu, duygusal tükenmişlik ve hissedilen kurumsal destek ana başlıklarından oluşan 33 soruyu beşli likert ölçeği ile cevaplandırmışlardır. Yapılan analizler sonucunda 55 yaş üzeri çalışanların Covid-19 korkusu ve mesleki kaygıları en yüksek olan grup olduğu saptanmıştır. Korku, kaygı, tükenmişlik hissi ve mesleki farkındalık yoksunluğu, yüksek eğitim seviyesi ve yüksek gelir seviyesine sahip çalışanlarda en az görülmüştür. Fine-dining restoran çalışanlarının duygusal olarak diğer restoran türlerinde çalışan katılımcılardan daha iyi durumda olduğu ortaya çıkmıştır. Elde edilen veriler üzerinden yapılan korelasyon analizi sonucunda iş güvensizliği ile duygusal tükenmişlik arasında, mesleki farkındalık yoksunluğu ile duygusal tükenmişlik arasında ve Covid-19 korkusu ile iş güvensizliği arasında korelasyon olduğu saptanmıştır. Sonuç bölümünde, yapılmış olan analizler değerlendirilmiş ve restoran işletmecilerinin normalleşme sürecinde uygulayabilecekleri çözüm önerileri sunulmuştur.Publication Deneysel tasarım yöntemiyle hizmet kalitesinin iyileştirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2006) Bilişik, Murat Taha; Gençyılmaz, Mehmet GüneşPublication Döner sermaye işletmelerinde tek düzen muhasebe sisteminin uygulanması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2011-07) Köroğlu, Burcu; Müge İşeriDevlet, insanların bireysel çabalarıyla karşılayamadıkları kamusal nitelikli ihtiyaçları karşılamaya çalışan bir örgüttür. Devlet; bireylerin birlikte yaşamasını, bir başkasının hak ve özgürlüklerine saygı duyarak ve ihtiyaçlarına eşitlik ölçüsünde cevap verecek yapıda oluşması sağlamalıdır. Temelde, bireyin varlığı devam etme de olsa birlikte yaşamdan oluşan toplumlarında ihtiyaçlarını karşılayabilecek güce sahip olmalıdır. Bu ihtiyaçlar bireylerin, toplum varlığının devam etmesi için oluşan ihtiyaçlar olup ancak devlet gibi bir örgütün sağlayabildiği ihtiyaçlardır. Bunlar eğitim, güvenlik, sağlık, adalet vb sayılabilecek ancak, bir örgüt tarafından hakkaniyet ilkesi gereği herkesin aynı ölçüde faydalanmasına imkan verecek olan temel ihtiyaçlardır. İşte bu bağlamda bu yapının önemi anlaşılmaktadır. Devletler toplumsal ihtiyaçları gidermek amaçlı kurulmuşlardır. Varlığını geçmişten bu güne kadar sürdüren ve daha yüzyıllar boyu devamını sürdürecek olan bu örgütün, bu varlığın devamlılığı için oluşturacağı yaşamsal piramidinin de bir o kadar sistemli çalışması gerekmektedir. Devlet; sürekliliğini devam ettirmek zorundadır. Bu devamlılığı sağlayabilmek için ekonomik açıdan kalkınmasını sağlamalıdır. Devletlerin amacı sahip oldukları ülkeyi ekonomik, beşeri,sosyal yönden en iyi şekilde yönetebilmektir. Ekonomik yönden kalkınma ve devamlılık sadece sanayileşmeyi sağlayarak kar ii amacı güden işletmeler kurarak değil,hizmet amacı güden işletmeler de kurarak sahip olduğu ülke ekonomisine yön vermektedir Kurulan hizmet işletmeleri sadece günümüzde değil Osmanlı İmparatorluğundan bugüne kadar varlığını devam ettirmektedir. Tarihsel süreci çok eski zamanlara dayanmakta olan hizmet işletmeleri devlet tarafından kamu hizmeti olarak görülmektedir. Bu hizmetlerin nitelikli olarak yürütülmesi açısından denetlenmesinin de gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bunu sağlamak açısından kurulan hizmet işletmelerini denetlemek amacıyla döner sermaye işletmeleri kurulmuştur. Osmanlı imparatorluğundan bu güne kadar bu yapı varlığını devam ettirmiştir. Bu kurumların gerekliliği tarihsel süreçte anlaşıldığı için sayıları her geçen gün artmıştır. Döner sermaye işletmeleri kamu için var olan hizmet işletmelerinin denetlenmesi açısından son derece önemli bir yere sahiptir. Toplumların ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla kurulan işletmelerin yeksenak biçimde işlevlerini devam ettirebilmesi için denetlenmesi gerekir ve elde ettikleri gelirlerden devletin devamlılık ilkesi gereği pay vermek zorundadırlar. Çünkü kamu hizmeti önceliğiyle kurulmuş olan kamu kurumları aslında gelir elde eden kurumlardır. Bundan dolayı aynı bireylerde ve kar amacı güden işletmelerde olan sorumluluk gibi gelir ve giderlerini kayıt altına almak zorundadırlar. Devleti piramidal bir yapıya benzetecek olursak kamu hizmeti veren kurumları denetleyici ve düzenleyici konumunda bu kurumların üstünde yer almaktadırlar. Döner sermaye işletmelerinin bir çok faydası bulunmaktadır Ekonomideki atıl kapasiteyi değerlendirmek açısından son derece önemlidir. Bu işletmelerin vermiş oldukları her türlü hizmeti devletin belirlemiş olduğu kanun ve yönetmelikler çerçevesinde denetleyerek kurumların varlığını daha sağlıklı yürütebilmesinin sağlamaktadırlar. Sayıları gittikçe artmış olsa da son yıllarda değişikliğe uğrayan bir takım kanunların sonucunda döner sermaye işletmeleri amaçlarından kopmuş bütçe disiplininden kopma yoluna gitmiştir. Bu kurumlar işletmelerin varlığını daha sağlıklı yürütebilmesi amacıyla kurulmuş olsa da asimile edilmeye çalışılmaktadır.Yeni getirilen düzenlemeler döner sermaye kurumlarını özerk bir kurum olmaktan çıkarmış denetleyici gücünü ortadan kaldırmış, kamu hizmeti veren kurumların parçası haline getirmeye çalışmıştır.Bu söylemin en önemli sebebi saymanların denetleyici gücünün ortadan kaldırılmasıyla ilgilidir.Çünkü 1050 sayılı kanunun 22.maddesi gereğince Saymanlar,tahakkukiii memurları,harcama sürecine bir uzman gibi katılım sağlayarak Sayıştay?a karşı olan sorumlulukları açıkça belirtilmiştir.Saymanların 1050 Sayılı Muhasebeyi Umumiye Kanunu gereğince denetleme yetkisi,kaynakların daha verimli kullanılması konusunda kanunda görevleri daha net bir şekilde açıklanmışken 10/12/2003 tarihinde 1050 Sayılı Devlet Umumiye Kanunu yerine getirilen 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda Saymanlıkların etkisi tamamen ortadan kaldırılarak harcama ve gerçekleştirme görevlilerinin sorumlulukları ön plana çıkartılmış bulunmaktadır.Sayman ifadesi kabul edilen 5018 Sayılı Kanun uyarınca Muhasebe Yetkilisi ünvanına dönüştürülmüştür.Sadece isim değiştirilmeyip içerik ve yetkilerde kısmen yok edilmiştir.Artık yeni getirilen kanunla saymanlar raporlama memuru gibi çalıştırılmaya başlanıp ellerinde yetkiler etkisiz hale getirilmiştir..Varlığı kaybettirilmeye çalışılsa da yeni düzenlemeler sayesinde bu işletmeler denetlenmeye devam etmesi gerekmektedir. Döner sermayeli işletmeleri kamu yönetimi içinde yer almaktadır. Bu işletmeler genel ve özel bütçeli idarelere bağlı olarak kurulmaktadırlar. Kamu yönetimi genel ve özel bütçeli idareler, sosyal güvenlik kurumları ve düzenleyici kurumlardan oluşmaktadır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde döner sermaye işletmelerinin ortaya çıkış süreci, tarihsel gelişim süreci, neden gerek duyulduğu, hangi yasal dayanaklarla kurulduğu, tanımı, gerekliliği, amaçları, yararlarının neler olduğundan bahsedilecektir. İkinci bölümde İşletmelerde kullanılan tek düzen muhasebe sisteminin ne olduğu, öneminin neler olduğu, Döner sermaye işletmelerinde kullanılan tek düzen muhasebe sisteminin işleyişi, kullanılan hesapların niteliği ve nedenleri anlatılırken şirketlerde kullanılan hesaplarla arasındaki farkların var olup olmadığına değinilecektir. Üçüncü bölümde ise uygulamalı olarak kamuya ait hastanelerinde bu işlemlerin nasıl yapıldığına dair örnek bir uygulama yapılacaktır.