Kamu Hukuku Yüksek Lisans Programı / Public Law Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/86
Browse
Browsing Kamu Hukuku Yüksek Lisans Programı / Public Law Master's Degree Program by Title
Now showing 1 - 20 of 75
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu Kapsamındaki İhalelerin İdari ve Yargısal Denetimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı, 2018) Seyhan, Serkan; Tezcan, Durmuş; 1142374734 sayılı Kanun ile düzenlenmiş olan kamu ihalelerinin idari ve yargısal denetimi konusu bu çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, serbest piyasa ekonomisinde kamu kaynaklarının verimli kullanımı ve yolsuzlukları önleme aracı olarak kurgulanan ihale sistemine ilişkin idari ve yargısal denetimin Türk hukukundaki düzenleniş biçimini, mevzuat hükümleri, öğreti ve yargısal içtihatlar ışığında incelemektir. Ayrıca bu çalışmada 4734 sayılı Kanun, ilgili Yönetmelikler, Kamu İhale Kurulu ve Danıştay kararları arası farklılıkları saptayarak ideal bir ihale denetim mekanizmasının oluşturulması için çeşitli öneriler ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Publication Open Access 5237 sayılı TCK. nun 220. maddesi gereğince suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Hukuk Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2012-11) Seçer, Volkan; Durmuş TezcanÖrgütlü suçluluk, eylemlerini gerçekleştirmek için niteliği ne olursa olsun,işlenen suçla suç işlemek için kurulmuş bir örgüttür. Örgütlü suçun oluşabilmesi için doğrudan kast ile niteliği ne olursa olsun işlenen suçla, suç işlemek için kurulmuş örgütün amacının gerçekleşmesinin hedeflenmesi diğer bir deyişle 3 veya daha fazla kişilerin birleşmekteki gayelerinin 5237 sayılı Tek 220. Maddesinde gösterilen suçlardan birini işlemeye yönelik olmasıdır. Burada toplumsal düzenler için önemli olan tehdidin bu tehdit ile mücadele eden devletlerin,ceza hukuk kurallarını devreye sokarak bu tür eylemleri yaptırım altına alarak cezai hükümler getirmektedir. Faaliyetlerini bölgesel ve ulusal sınırlardan uluslararası sınırlara taşıyan, sınır aşan bir nitelik kazanan organize suçluluk, eylemlerini gerçekleştirirken sergilediği görüntü ile de toplumsal düzenler için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu tehdit ile mücadele adına devletler, ceza hukuku kurallarını devreye sokmak suretiyle, bu tür yapılanmaları yaptırım altına almak adına çeşitli cezai hükümlergetirmektedirler. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, 220'nci maddesi ile bu suçluluk türü bakımından genel ve tamamlayıcı nitelikte bir norm olanPublication Open Access 5237 sayılı Türk Ceza kanununda güveni kötüye kullanma suçu(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı, 2019) Çam, Fatih; Özaydın, ÖzdemGüveni kötüye kullanma suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 155. maddesinde ve "Malvarlığına Karşı Suçlar" bölümünde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile yasa koyucu kişinin mülkiyet hakkının korunması ve aralarındaki güven ilişkisinin korunmasını amaçlamıştır. Güveni kötüye kullanma suçu failin devir olgusunu inkâr etmesi ya da devir amacı dışında tasarrufta bulunması halinde meydana gelir. Güveni kötüye kullanma suçunun basit halinin takibi şikâyete bağlıdır. Ancak nitelikli hallerin varlığı halinde suçun takibi re'sen yapılır. Güveni kötüye kullanma suçunun yaptırımı olarak kanunda hem hapis cezası hem adli para cezası öngörülmüştür.Publication Metadata only 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre petrol ve petrol ürünleri kaçakçılığı suçları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2016) Gezer, Reşat Doğukan Hazer; Öztürk, BahriPetrol, daha yeni keşfedildiği zamanlardan itibaren hem onu keşfeden devletlere bir kısım yararlar sağlamış, hem de bu devletlerin başına bela olmuştur. İnsanlığın ilerlemesi açısından bir basamak olarak görülebilecekken, aynı zamanda en basit haliyle bir silahın özelliklerini taşımaktadır. Her ne kadar son iki yüzyıl içerisinde kömürün yerini alarak yükselmiş olsa da, tahmini olarak 50 yıllık bir rezervin kalmış olması, hâlihazırda petrole tam anlamıyla bir alternatif üretememiş olan dünya piyasaları açısından vazgeçilemez bir kaynak değeri taşımaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünde petrolün bu özelliğinin daha iyi anlaşılabilmesi için, ülkemizde ve dünya üzerinde göstermiş olduğu gelişime yer vermeye çalıştık. Özellikle ülkemizde Osmanlı İmparatorluğu'ndan itibaren vergilendirilmesi ve silah olarak kullanılması, petrolün devletler tarafından sistematik olarak gelir kaynağı yapıldığını göstermektedir. Bu kaynak o denli önemlidir ki, devletlerin ve hatta kıtaların kaderini belirlemiştir. Öyle ki bilinen savaşlar içerisinde petrol uğruna yapılan ilk savaş sandığımızdan çok daha eski zamanlarda meydana gelmiştir. Bununla birlikte, petrolün can verdiği alevler semavi dinlerin kitaplarına dahi girmiştir. Nitekim petrol, eski çağlarda bugünkü bildiğimiz haliyle sadece enerji için kullanılmamakta, sağlık, inşaat ve hatta tarıma kadar birçok alanda ihtiyaç duyulan bir madde halinde bulunmaktaydı. Biz de çalışmamız kapsamında yukarıda bahsetmiş olduğumuz konularda örneklemelere giderken, aynı zamanda petrol ve petrol ürünleri kaçakçılığı hususunun Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında açıklamaya çalıştık. Anahtar Kelimeler: Kaçakçılık, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Petrol Piyasası Kanunu, Petrolün Tarihçesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, OPEC, Avrupa Birliği (AB)Item Open Access Adil Yargılanma Hakkı Kapsamında Cumhuriyet Savcısının Etkin Soruşturma Yapma Görevi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) KARAHAN, FATMA AK; Özge Sırma GezerCeza Muhakemesinde soruşturmayı yürütmekle görevli olan Cumhuriyet Savcısının etkin soruşturma yapma görevi bulunmaktadır. Etkin soruşturma yapma görevinin çerçevesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ile oluşturulmuştur. Etkin soruşturma yapma yükümlülüğü iç hukukumuzda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenmeyip, taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesi olan Adil Yargılanma Hakkı kapsamında değerlendirilen ve mahkeme içtihatlarıyla ortaya konulan bir yükümlülüktür. Etkin soruşturmanın yürütülmemesi adil yargılanma hakkı ihlallerine sebebiyet vermektedir. Çalışmamızda soruşturma aşamasında uygulanan koruma tedbirleri, Cumhuriyet Savcısının düzenlediği İddianame, Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı, Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı, hukuka aykırı deliller ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 6 kapsamında düzenlenen Adil Yargılanma Hakkı, etkin soruşturma yükümlülüğü kapsamında incelenmiştir. Çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. "Ceza Muhakemesi Evreleri ve Cumhuriyet Savcısının Rolü" başlıklı ilk bölümde etkin soruşturma yapma görevi bulunan Cumhuriyet Savcısının soruşturma işlemleri ve etkin soruşturma ile bağlantısı inceleme konusu yapılmıştır. Çalışmamızın "Etkin Soruşturma" başlıklı esas bölümü olan ikinci bölümünde ise etkin soruşturma yükümlülüğü kavramı, kapsamı, özellikleri ve Türk Hukukunda Ceza Muhakemesi kanunu kapsamında etkin soruşturma inceleme konusu yapılmıştır. Akabinde "AİHM Kararları Işığında Etkin Soruşturma" başlığında ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları uyarınca etkin soruşturma yürütülmemesi nedeniyle ortaya çıkan adil yargılanma hakkı ihlallerine yer verilerek adil yargılanma hakkı bakımından etkin soruşturma yapma yükümlülüğü irdelenerek Cumhuriyet Savcısı tarafından etkin soruşturma yürütülmesinin adil yargılanma hakkının korunması bakımından önemi ve gerekliliği ortaya konulmuştur.Publication Open Access Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları ışığında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının kesintisiz infazının işkence yasağı açısından incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Hukuk Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2014-08) Altınok Villemin, Derya; Tezcan, DurmuşAğırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının kesintisiz infazının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi güncel kararları ile işkence yasağı kapsamında incelenmiştir.Publication Open Access Avrupa insan hakları sözleşmesinin 7. maddesi ışığında suç ve cezada kanunilik ilkesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Hukuk Anabilim Dalı, 2007-11) Sade, Ümit; Durmuş TezcanBu çalışmanın konusu Ceza Hukukunun anayasası ve evrensel nitelikte olan suç ve cezada kanunilik ilkesidir. Bu amaç için kavram olarak ilkenin açıklanması, tarihsel süreç, karşılaştırmalı hukukta ilkenin görünümü, Türk Hukukunda ilkenin gelişimi, ilkeye yönelik eleştiriler, AİHS ilkenin düzenlenişi, Uluslararası Ceza Hukukunda ilkenin düzenlenişi, ilkenin unsurları, ilkeye ilişkin ulusal ve uluslararası yargı içtihatları, ilkenin ceza hukuku ile ilgili diğer hukuk dallarında görünümü araştırılmıştır. Hedef suç ve cezada kanunilik ilkesi denince ne anlaşılması gerektiğinin araştırılmasıdır. Araştırma, suç ve ceza kanunilik ilkesinin anayasal bir ilke olduğunu ve ceza hukukunun en temel konusu olduğunu, ceza hâkimin önüne gelen somut olayda ilk önce eylemin suç olarak düzenlenip düzenlenmediğini araştırmak olduğunu, ilkenin yargı kararlarında uygulamasının neler olduğunu tartışmayı ve uygulayıcıya bu konuda ışık tutmayı amaçlamıştır. Bu gerçekleştirirken yazılmış bilimsel eserler, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve AİHM içtihatları irdelenmiş, ilkenin ceza hukuku ile ilgili yansıdığı diğer alanlara özet halinde değinilmiştir. Bu çalışma, suç ve cezada kanunilik ilkesinin uzun tarihsel süreçten geçerek bugünkü anlamını kazandığını, ceza hukukunun özü ve omurgası olduğunu, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olduğunu, ulusal ve uluslararası hukukta yargı denetimi ile güvence altında olduğunu, ceza hukuku ile bağlantılı diğer alanlara da yayıldığını ve uygulanmaya başladığını, Uluslararası Ceza Hukuku'nun da temel ilkesi haline geldiğini göstermiştir. Amaç insan haklarına saygılı, insanların kendilerini hukuki güven içerisinde hissettikleri bir hukuk düzeninin oluşturulmasıdır.Publication Open Access Avukatlar hakkında arama ve elkoyma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2021) Tığlı, Dicle Erdoğmuş; Tütüncü, Efser ErdenTez çalışmamızda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nda birinci kitap, dördüncü kısımda, koruma tedbirleri başlığı altında düzenlenen arama ve elkoyma tedbirleri ile avukatlar hakkında arama ve elkoyma tedbirinin uygulanması ele alınmıştır. Avukatlar hakkında arama ve elkoyma tedbirlerinin özel olarak düzenlenmesinin sebeplerinden sır saklama yükümlülüğü, avukatların bağımsızlığı, savunma hakkının korunmasına değinilmiş olup, bu kapsamda avukatların üstünün, konutlarının aranması ile bürolarında arama ve elkoyma, avukatın postasında elkoyma işlemi incelenmiştir. Çalışmamızın birinci bölümünde; avukatların kamu görevlisi olup olmadığı konusuna değinilerek, ceza muhakemesi işlemlerinden arama ve elkoyma tedbirlerinin avukatlar hakkında özel olarak düzenlenmesinin sebepleri incelenmiştir. İkinci bölümde; arama tedbiri, tedbirin avukatlar hakkında uygulanması, tedbirin denetimi ve hukuka aykırı olan arama işlemi ile bu durumdan kaynaklanan Devletin tazminat yükümlülüğü incelenmiştir. Üçüncü bölümde; elkoyma tedbiri, tedbirin avukatlar hakkında uygulanması, tedbirin denetimi ve hukuka aykırı olan elkoyma işlemi ile bu durumdan kaynaklanan Devletin tazminat yükümlülüğü, avukatlar hakkında uygulanan arama ve elkoyma tedbirlerinin hukuki denetimi ile Devletin tazminat yükümlülüğü incelenmiştir.Publication Open Access Avukatlar hakkında cezai soruşturma ve kovuşturma usulü(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2021) Küçük, Bengü; Tütüncü, Efser ErdenToplumun adaletin gerçekleşmesine yönelik beklentisi, hak arama özgürlüğünün ve savunma hakkının temsilcisi avukatların görevlerini her türlü baskı, tehdit ve korkudan uzak yapabilmelerini gerektirmektedir. Avukatlık mesleğinin doğasından kaynaklanan bu gerekliliğin yerine getirilmesi avukatın bağımsızlığının sağlanması ile mümkün olabilmektedir. Ülkemizde 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile avukatların görevlerinden doğan ve görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı cezai soruşturma ve kovuşturma yapılması özel kurallara bağlanmıştır. Avukatların asılsız suçlamalar sebebiyle görevlerini yapmalarının engellenmesini önlemeyi amaçlayan bu düzenleme avukatlara görevleri ile ilgili olarak dokunulmazlık sağlamaktadır. Anahtar Kelimeler: avukatlık mesleğinin nitelikleri, avukatın bağımsızlığı, avukatlar hakkında özel soruşturma ve kovuşturma usulü, soruşturma izni, kovuşturma izni, avukat dokunulmazlığıItem Open Access Cenevre Sözleşmesi (Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme) ve AİHS Kapsamında Geri Göndermeme İlkesi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) GÜNGÖRDÜ, İLKNUR; Sakine Nilüfer BilginTez çalışmamın konusu, Cenevre Sözleşmesi(Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme) ve AİHS kapsamında geri göndermeme ilkesidir. 2011 yılından bu yana Suriyeliler kitlesel göçü, Türkiye'de uygulanan açık kapı politikası, Yunanistan'ın Türkiye üzerinden düzensiz göçmenlerin geçişini önlemek niyetiyle 40 km uzunluğundaki sınır duvarı, Yunanistan'ın denizde geri itmesi nedeniyle derme çatma deniz araçları alabora olan hayatını kaybeden çocuklar ve kadınlar, Yezidi kadınların savaş ganimeti olarak kabul edilerek insan ticareti mağduru yapılmaları geri göndermeme ilkesi üzerinde çalışma yapmamın çıkış nedenleridir. Geri göndermeme ilkesi/geri gönderme yasağı, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi'nin 33'üncü maddesinde düzenlenmiştir. Geri göndermeme ilkesi uyarınca, yabancı; ırkı, dini, tabiiyeti, sosyal gruba mensubiyeti ve siyasi fikirleri nedeniyle özgürlüğü ve güvenliğinin tehlikede olduğu ve haklı korku yaşadığı ülkeye ve sınırlarına geri gönderemez veya iade edemez. Geri göndermeme ilkesi 1951 Cenevre Sözleşmesinin ve 1967 New York Protokolünün tarafı olsun ya da olmasın tüm devletlerin uymakla yükümlü olduğu uluslararası teamül hukuku kuralıdır. Tez çalışmam içinde ilk bölümde mülteci kavramının tarihçesi, mülteci ve sığınmacı kavramları arasındaki farklar, yerinde mültecilik, varışta mültecilik, yerinden edilen kişiler, iklim mülteciliği kavramları üzerinde durulacaktır. İkinci bölümde geri göndermeme ilkesi içinde yer alan ırk, dil, din, tabiiyet, sosyal statü ve siyasi düşünce kavramları 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi ve uluslararası sözleşmeler ışında açıklanacaktır. Üçüncü bölümde, denizde geri itme, havalimanı transit bölgesinde sığınma, kaçak yolcu, Dublin sözleşmesi kapsamında sığınma başvurusunun incelenmesi prosedürü açıklanacaktır. Bu bölümde diplomatik sığınma hakkı Assange- wikiLeaks olayıyla birlikte incelenecektir. Dördüncü bölümde geri göndermeme ilkesinin yer aldığı uluslararası sözleşmeler tek tek ele alınacaktır. İstanbul Sözleşmesi ve Yogyakarta İlkeleri bağlamında kadın mültecilerin ve kırılgan gruptaki kişilerin durumu, AİHS karar örnekleri ışığında kadın mültecilerin sığınma başvuruları incelenecektir. Çocuk mültecilerin ve refakatsiz çocukların durumu Çocuk Hakları Sözleşmesi ve AİHS karar örnekleriyle birlikte değerlendirilecektir. Bu bölümde suçluların iadesi ve geri gönderme yasağı üzerinde de durulacaktır. Beşinci bölümde geri göndermeme ilkesinin yer aldığı bölgesel sözleşmeler incelenecektir. Altıncı bölümde yaşam hakkı, işkence yasağı, aile hayatına saygı, etkili başvuru hakkı geri göndermeme ilkesi, sınır dışı ve yabancı suçluların iadesi AİHM kararları ışığında ele alınacaktır. Yedinci bölümde geri gönderme yasağının koruması dışında kalan kişiler, ulusal güvenlik, ciddi suç ve kamu güvenliği kavramları üzerinde durulacaktır. Sekizinci bölümde gönüllü geri dönüş, üçüncü ülkeye yerleştirme, entegrasyon kavramları açıklanarak kalıcı çözümler irdelenecektir. Dokuzuncu bölümde Türkiye'deki geçici koruma statüsü, şartlı mülteci ve ikincil koruma statülerinden yararlanan kişiler iç hukuk düzenlemesi çerçevesinde açıklanmıştır.Publication Open Access Ceza Hukuku açısından tıbbi müdahalede mağdurun rızası(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Hukuk Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2012-06) Yıldız, Ceren; Durmuş TezcanHukuka uygunluk nedenlerinden olan rıza kavramı son zamanlarda tıp biliminin gelişmesiyle beraber gerçekleşen tıbbi müdahaleler açısından ceza hukuku ile beraber doğabilecek olumsuz sonuçlar karşısında sorumluluk doğmasının önüne geçebilen bir hukuka uygunluk nedeni haline gelmiştir. Yaşam hakkı başta olmak üzere kişinin kendi geleceğini belirleme ve vücut bütünlüğü haklarının yanı sıra sağlık hakkı açısında da tıbbi müdahalelerde rıza, gerekli düzenlemelerin yapılmasına ve var olan düzenlemelerin yeniden yapılandırılması gerekliliğini ortaya koymuştur. Çalışmamızın temelinde öncelikle rıza kavramını genel olarak bir hukuka uygunluk nedeni olarak değerlendirildikten sonra tıbbi müdahaleler açısından özelleştirerek, rızanın alınabilmesi için öncelikle konuya ve kişiye özel aydınlatmanın önemi ortaya konularak, ceza hukuku çerçevesinde yapılacak müdahalelere ilişkin değerlendirmeler ortaya konmaya çalışılmıştır.Publication Open Access Ceza Muhakemesi Hukukunda arama ve elkoyma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2021) Karapazar, Meltem Deniz; Özaydın, ÖzdemCeza Muhakemesi Hukukunda Arama ve Elkoyma isimli tez çalışmamızda ceza muhakemesi açısından çok önemli bulduğumuz iki koruma tedbiri, birbirleri arasındaki bağ da göz önüne alınarak çalışmaya esas alınmıştır. Çalışma sırasında kanunlardan, yönetmeliklerden ve yargı kararları ile doktrinden yararlanılmıştır. Çalışmada öncelikle Arama ve Elkoyma hakkında açıklamalarda bulunulmuş, arama ve elkoymaya hakim olan ilkeler açıklanmıştır. Arama tedbiri adli arama ve önleme araması olarak ayrı ayrı açıklanmış, ardından da hukuka aykırı aramanın anlatımı yapılmıştır. Arama tedbirinin anlatımı sonrasında Elkoyma tedbiri açıklanmış, öncelikle genel olarak Elkoymadan bahsedilmiş, ardından Basit ve Özel Elkoyma türleri açıklanmıştır. Son olarak ise hukuka aykırı elkoyma ele alınmıştır. Çalışmamızdaki amaç, Arama ve Elkoyma tedbirlerini öncelikle kanunlar, daha sonra ise tartışmalı veya eksik görülen hususlar çerçevesinde ele alarak kusurlu veya eksik görülen hususlarda çözüm yolu üretilmesi için katkıda bulunmaktır.Publication Open Access Ceza muhakemesi hukukunda gizli soruşturmacı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2021) Aydın, Müge; Özaydın, ÖzdemÖrgütlü suçlulukla mücadelede, klasik koruma tedbirlerinin yanı sıra kimi zaman modern koruma tedbirlerinin dahi çaresiz kalması; suç ortamına girilerek, suçun daha yakından soruşturulması mecburiyetini doğurmuştur. Bu noktada ise görevlendirildiği örgütün iç kısmına sızabilecek bir gizli soruşturmacının, maddi gerçeğe ulaşılması açısından vazgeçilmez bir araç olduğu anlaşılmıştır. Nitekim, görevlendirildiği örgüt hakkında her türlü araştırmada bulunan ve görevini, muhataplarının bilgisi haricinde yürüten gizli soruşturmacının, suç delillerine ulaşılabilmesi ve faillerin tespit edilebilmesi bakımından son derece etkili ve elverişli olduğu açıktır. Buna karşın, bir yönüyle suçların aydınlatılmasına hizmet eden, diğer yönüyle ise hak ve özgürlüklere müdahalede bulunan gizli soruşturmacının, tartışmalara yol açması da kaçınılmaz olmuştur. Bu bağlamda, özellikle gizli soruşturmacının; diğer koruma tedbirlerine re'sen başvurabilmesi, konuta girebilmesi ve suç işleyebilmesi tartışma konusu olmuştur.Publication Open Access Ceza Muhakemesi Kanunu'nda uzlaşma kurumu(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2013) Şahin, Altuğ Kürşat; Durmuş TezcanBu çalışmanın konusu 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuza giren uzlaşma kurumunun hukukumuzdaki uygulaması, etkinliği ve işlerliğini irdeleyip anlatmaktadır. Araştırma, uzlaşma kurumunun yürürlüğe girdiği günden bu yana uy-gulanabilirliğini, ne kadar uygulandığını, uygulanamama sebeplerini, uzlaşma kurumunu ayrıntılı bir şekilde irdeleyerek anlatmayı amaçlamıştır. Uzlaşma kurumunun usul hukukumuza uygulayıcılar tarafından yerleş¬tirilerek kullanılır hale gelmesi için neler yapılması gerektiği, neden uygulana¬madığı, uzlaşmanın ülkemiz toplumsal yapısına uygunluğu değerlendirilmiştir.Publication Open Access Ceza Muhakemesinde Alternatif Uyuşmazlık Çözümü Olarak "Uzlaştırma Kurumu''(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı, 2018) Bıkmaz, Raif; Özaydın, Özdem; 174318Ceza sistemleri uzun süre, cezalandırıcı adaleti esas alan bir uygulama içerisinde iken, mağdur haklarının korunması yönünde yaşanan gelişmeler ve akabinde onarıcı adaletin ön plana çıkmasıyla alternatif uyuşmazlık çözüm sistemleri batılı hukuk sistemlerinde yerini almıştır. Bu gelişmelere paralel olarak Türk hukuk sisteminde de tartışılmaya başlanan onarıcı adalet uygulamalarından olan Uzlaştırma kurumu, Ceza uygulamamıza ilk olarak 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu m.73/8 ve Ceza Muhakemesi Kanunun 253. maddesinde yapılan düzenleme ile fiilen sistemimize girmiştir. Uygulama sonuçlarına bağlı olarak değişikler yapılmış, 5560 sayılı yasa ile yapılan bu kurum tamamen Ceza Muhakemesi kanunu kapsamına alınmıştır. Ancak Ceza muhakemesi Kanununda düzenlenmiş olmakla beraber sonuçları itibariyle maddi ceza hukuk hükmü olarak nitelendirilebilecek bir karma bir kurum olduğu kabul edilmektedir. Uzlaştırma, Uzman Uzlaştırmacı aracılığıyla fail ile mağdurun özgür iradeleri ile bir araya gelerek iletişimleri sağlanmakta, özgür ortamda aralarındaki yürütülen müzakereler sonucunda mağdurun mağduriyetinin giderilmesi ve failin de yargılama ortamına sokulmaksızın husumetin giderilmesini sağlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu itibarla yargının iş yükünü azaltan bir etkiye sahip olduğu gibi toplumsal barışında sağlanmasına katkı sağlayan bir kurumdur. 6763 sayılı yasa ile Ceza Muhakemesinde yapılan değişikliklerle uygulamada yaşanan aksaklıklar dikkate alınarak Uzlaştırma kurumunda radikal değişiklikler yapılmıştır. Hukuk sistemimizde Uzlaştırmanın en son düzenlenmiş şekli yazımızda inceleme konusu yapılmıştır. Bu yazımızda, Uzlaştırma kurumunun hukuki niteliği, tarihsel gelişimi ve mukayeseli hukukta uzlaştırma kurumu açıklandığı gibi, Türk Hukuk sisteminde Uzlaştırma, Uzlaştırmaya tabi suçlar, Uzlaştırmanın koşulları, Uzlaştırma Usulü, Uzlaştırma teşkilatı ve Uzlaştırmanın sonuçları tüm hatları ile tartışılarak çözüm önerilerine yer verilmiştir. Anahtar Sözcükler, Uzlaşma, Uzlaştırma, Onarıcı Adalet, Uzlaştırmacı, mağdur hakları, çocuklarda Uzlaşma, uzlaşmaya tabi suçlarItem Open Access Ceza Muhakemesinde Dijital Delillerin İspat Gücü(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) KAYA, AYŞENUR; Yasemin Filiz SaygılarÇalışmamızın konusu, klasik deliller ile karşılaştırıldığında daha yeni bir delil türü olan dijital delillerdir. Dijital delillerin kendilerine has yapıları sebebiyle, bu delillerin elde edilişinden mahkeme önüne getirilmesine kadar olan sürecin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir. Dijital delillerin adli bilişim süreci, uzmanlık gerektiren bir alandır. Bu sürecin titizlik ile yürütülmesi muhakeme açısından büyük öneme sahiptir. Konunun adli bilişimle ilgili kısmını sınırlı tutmaya çalışarak, ceza muhakemesi hukuku açısından gerekli olan kısımlarını çalışmamızda ortaya koymayı hedefledik. Türk hukukunda dijital delillerin elde edilmesine yönelik mahallinde ve mahallinden uzakta aramayı kapsayan CMK m.134 hükmü çalışmamızın önemli bir kısmıdır. CMK m.134, Bilgisayar, Bilgisayar Programları ve Kütüklerinde Arama, Kopyalama ve Elkoyma, özel bir arama ve elkoyma türüdür. Bu tedbirin önemi, dijital delillerin elde edilmesinde arama ve elkoymanın usul hükümlerini ortaya koymasıdır. Tedbir, temel hak ve özgürlükleri ihlal etmeyecek şekilde delillerinin elde edilmesini amaçlamaktadır. Dijital delillerin elde edileceği bilişim cihazına, şifrenin çözülememesinden dolayı girilememesi, gizlenmiş bilgilere ulaşılamaması veya işlemin süresinin uzun sürecek olması hallerinde, bilişim cihazlarına elkonulabilecektir. Dijital deliller, adli bilişim ile bağlantılı bir elde edilme sürecine tabidir bu sebepten, adli bilişime dair hususlar yeterince bilinmediği takdirde bu durum uygulamada eksikliklere yol açabilecektir. Adli bilişim sürecinden geçen dijital delillerin muhakemeye esas alınması için gerekli şartlar, bu delillerin tek başına mahkumiyet için yeterli olup olamayacağı, hukuka aykırı ve tesadüfen elde edilen delillerin durumu ispat kısmında açıklanacaktır. Çalışmamızın gerek teorik gerekse uygulama açısından fayda sağlamasını temenni ediyoruz.Item Open Access Ceza Muhakemesinde Yapay Zekâ Kullanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) SAPAN, OĞUZHAN; Efser Erden Tütüncüİnsanlık kendisinden bağımsız şekilde düşünen, öğrenen, karar alan ve aldığı kararları uygulayan bir varlığı ilk çağlardan beri hayal etmektedir. Daha önce ancak insan denetiminde ve gözetiminde hareket edebilen mekanik araçlardan farklı olarak yapay zekâ, ilk kez bu hayalin gerçekleşmesinin mümkün olabileceğini göstermiştir. Modern toplumlarda yargı üzerindeki ağır iş yükünün hafifletilmesine ilaç olma ve yargının daha dinamik bir şekilde hareket etmesine olanak sağlayabilecek olması nedeniyle yapay zekânın hukuktaki uygulanabilirliği büyük verinin kullanım imkânları ve teknolojinin gelişimiyle birlikte daha güçlü şekilde gündeme gelmiştir. Ceza muhakemesi hukuku bağlamında da yapay zekânın uygulanabilirliği, dünya üzerindeki çeşitli örnekler ve ortaya çıkardığı sonuçlarla birlikte daha fazla görünür ve tartışılır hale gelmiştir. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği başta olmak üzere çeşitli uluslararası ve uluslarüstü organizasyonlar ile ulusal makamlar, yapay zekâyı en doğru şekilde kullanmak ve bunların kullanılmasıyla ortaya çıkan riskleri en aza indirerek bu sistemleri denetlenebilir hale getirmek için konuyu derinlemesine ve tüm paydaşlarıyla beraber ele alarak çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalardan elde edilen sonuçlarla ortak bir anlayışla tek bir hukuki bir çerçeve oluşturulması hedeflenmektedir. Bu çalışmada öncelikle yapay zekânın ne olduğu, öğrenme yöntemleri ve yakın kavramlardan farkına değinilmiş, devamında ceza muhakemesinde hangi başlıklarda ve ne şekilde kullanılabileceği dünya üzerindeki örneklerle ele alınarak tartışılmış, ortaya çıkarabileceği sonuçlar hakkında bilgi verilmiş ve yapay zekânın Türk ceza muhakemesi hukukundaki muhtemel kullanımı bakımından değerlendirmelerde bulunulmuştur.Publication Open Access Cinsel kimliklerin ötesinde: Queer hukuk kuramı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2020) Erdoğan, Ali; Demir, Nazlı HilalQueer Hukuk Kuramı, en temelinde kimlikler ve sonrasında da queer kurama dair tarihsel süreç içerisinde ortaya atılan düşünceler ile doğal bir bağlantı içerisindedir. Bunun yanında, eşitlik ilkesinin mutlak bir şekilde uygulanabilmesi için bireyler arasındaki temel ortak özelliklere inmek gereklidir. Rawls'un cehalet perdesi ile ileri sürdüğü insanların temel haklarının eşit olarak verilebilmesi için hakların öznesi olan kişilerin kendi ve diğerlerine ait özelliklerden bağımsız düşünmesi gerekliliği, queer hukuk kuramı nezdinde de kullanılabilmektedir. Buna göre, bireylerin en temel ortak özelliği olan insan olma hali göz önüne alınarak ortaya çıkabilecek hukuk alanı kapsayıcı bir yapıda olabilecektir. Ek olarak, zaman içerisinde sürekli ve akışkan bir yapıda inşa edilen kimlikler ile çalışmamız gereğince inceleme konusu edilen cinsel kimliklerle ilişkili bireylerin hukuk alanı içerisinde var olabilmesi için temele dönmek, zamansal değişime rağmen karşılık bulmaya devam edecek bir yöntem olarak düşünülmektedir. Sonuç olarak, queer hukuk kuramının getirileri ile yasama organı ve aynı zamanda yargılama gücüne sahip olan kişilerin kimliklerden bağımsız şekilde hareket etmesi beklenmektedir. Ancak bu sayede, kimliklerin akışkan yapısına ayak uydurabilecek bir hukuk sisteminin ortaya çıkarılabileceği görüşü tarafımızda hakim olmaktadır.Publication Open Access CMK'da Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Hukuk Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2010-08) Öztürk, Burhanettin; Öztürk, BahriPublication Open Access Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve denetimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2013-11) Çiftçioğlu, Cengiz Topel; Tezcan, Durmuş5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu?nu, suç şüphesinin öğrenilmesiyle başlayan soruşturma evresinin, adeta tek hukukçusu olan Cumhuriyet savcısını, bu evrenin odağına yani merkezine almıştır. Bu nedenle öğretide, Cumhuriyet savcısı soruşturma evresinin imparatoru, süper gücü, koordinatörü ve sahibi olarak nitelendirilmiştir. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür. Soruşturma evresinin sonunda sonuç çıkarma görevi bulunan Cumhuriyet savcısının ivedilikle sonuç çıkarmaya yönelik bir değerlendirme yapması icap eder. Yapılan değerlendirme sonucunda, kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar verir. Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı bir iddianame düzenler. Aksi takdirde, yani suç isnadını gerekçelendirebilecek maddi ve hukuki nedenler bulunmadığı takdirde, Cumhuriyet savcısı mecburilik ilkesi uyarınca kamu davası açamaz ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verir. CMK m.171 ile kamu davasının açılması bakımından Cumhuriyet savcısına istisnai nitelikte takdir yetkisi tanınarak Türk Hukuku?na önemli bir yenilik getirilmiştir. Buna göre ilk olarak; cezayı kaldıran şahsi sebep olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasını gerektiren koşulların ya da şahsi cezasızlık sebebinin varlığı halinde, Cumhuriyet savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verebilir. Yine maddenin ikinci fıkrasında da, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumuna yer verilmiştir. Bu noktada önemli olan husus, kamu davasının açılmasının ertelenebilmesi için suçun işlenmesiyle kamunun veya mağdurun uğradığı zararın şüpheli tarafından tazmin edilmesinin zorunlu olmasıdır. Bu düzenlemeyle, kovuşturma mecburiyeti ilkesinin istisnası olarak, maslahata uygunluk ilkesi uyarınca Cumhuriyet savcısına geniş takdir yetkisi verilmiştir. CMK m.172/1 uyarınca da; Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hallerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Burada Cumhuriyet savcısının suç isnadını gerekçelendirebilecek maddi ve hukuki nedenlerin bulunmaması halinde mecburilik ilkesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek zorunda olduğu belirtilmiştir. Cumhuriyet savcısı yapılan soruşturma sonucunda yeterli şüpheye ulaşamamış ya da kovuşturma olanağı bulunmuyor ise, kamu davası açmayıp kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verecektir. Bu karar adli-idari bir nitelik taşıdığından kesin hüküm oluşturmaz. Kamu davasını açma mecburiyeti ilkesinin koşullarının gerçekleşmiş olmasına karşın, Cumhuriyet savcısı kamu davasını açmayacak olur ise, bu durumda Cumhuriyet savcısının vermiş olduğu kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı başvurulacak biri idari, diğeri yargısal olmak üzere iki çeşit denetim yolu bulunmaktadır. Ancak, Cumhuriyet savcısının CMK m.171/1 uyarınca takdir yetkisine dayanarak verdiği kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı başvurulabilecek yargısal bir yol bulunmamaktadır. Bu karara karşı idari denetim yani başsavcının denetimi söz konusu olabilir. Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı ve denetiminin ele alındığı bu çalışmada; Cumhuriyet savcısının ceza muhakemesindeki yeri, Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verebileceği haller ile kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın denetimi ayrıntılı olarak izah edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Cumhuriyet Savcısı, Kovuşturma Mecburiyeti İlkesi, Maslahata Uygunluk İlkesi, İdari Yoldan Denetim, Yargısal Yoldan Denetim