İKÜ Tezler / IKU Theses
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/5
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. İKÜ Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing İKÜ Tezler / IKU Theses by Rights "Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States"
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a Göre Abonelik Sözleşmeleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk (Medeni Hukuk) Anabilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2017) Tufai, NurdanBu çalışmanın konusu 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' a göre Abonelik sözleşmeleridir, hedef olarak 6502 Sayılı Tüketicinin Kanun'un abonelik sözleşmesine getirdiği yenilikler araştırılmıştır. Araştırmamızda, abonelik sözleşmesinin temel esaslarını ele alıp, abonelik sözleşmesinin amacı, kapsamı, dayanak ve tanımları gibi genel bilgilere yer verilmiştir. Ayrıca abonelik sözleşmesinin unsurlarına değinilmiş, türleri incelenmiş, tarafların hakları, borçları ve yükümlülükleri üzerinde durulmuştur. Çalışma, tüketicinin mağdur olmaması için tüketiciye aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemler sunmak ya da almasını sağlamak, tüketicileri bilinçlendirip kendilerini koruyucu girişimlerde bulunmalarını istemek ve getirilen yenlikler hakkında bilgilendirmektir.Publication Open Access Aşırı Konsolide Ortamlarda Mekanik Özelleklerin Presiyometre Kullanımı ile Değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2010) Başhan, ElifBu tezde ilk aşamada presiyometre türlerinden Türkiye'de en yaygın kullanılnan Menard presiyometresi ve metodu incelenmiştir. Çalışma ortamı olarak aşırı konsolide ortamlar ile yumuşak/zayıf kaya olarak tanımlanan zemin ve kaya ortamlar arasındaki geçiş bölgesinin seçilmesinin nedeni genelde sondajlı çalışmalar esnasında örselenmemiş numune alınamamasıdır. Bu tür zeminlerden alınabilen örselenmiş numunelerde yaptırılan zemin ve kaya mekaniği deneylerinde yeterinde doğru sonuçlar vermemesidir. Bu çalışma ile presiyometre deneyinden, aşırı konsolide ortamlar ile çok yumuşak kayaçlar için mekanik parametrelerin doğrudan tespit edilmesini sağlamaktır. Ayrıca, presiyometre deneyinde arazi çalışmasında dikkate edilmesi gereken delgi takımı seçimi, zemin türüne uygun kuyu açma teknikleri, kuyunun göçmemesi için yapılması gerekenler irdelenmiştir. İkinci aşamada, mevcut presiyometre eğrilerine bakıldığında, eğrilerdeki yönelime göre, arazideki ölçüm esnasında kuyuda oluşan deformasyonlardan kaynaklanan olası hataların tespitleri yapılmıştır. Üçüncü aşamada presiyometre eğrisinden Menard Modülünün ve limit basınç'ın tespit edilmesi için önerilen doğrudan veya uzatımlı yöntemler incelenmiştir. Ayrıca, Menard parametreleri ile diğer geoteknik parametreler arasındaki korelasyonlar verilmiştir. Menard parametrelerinden temel mühendisliğine geçiş bağıntılarına da değinilmiştir. Son olarak aşırı konsolide ortamlarda yapılan presiyometre deney uygulamalarından örnekler sunulmuştur.Publication Metadata only Aydın, Kuşadası'nda Balatlıoğlu Evi Restorasyon Projesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Mimarlık Tarihi ve Restorasyon Bilim Dalı, 2017) Konuk, Tolga; Semiz, Hayriye NisaKuşadası, kültürel ve mimari dokusuyla Türkiye'nin önemli turizm kentlerinden biridir. Kentin mimari yapısını oluşturan, aynı zamanda kentsel sit alanı olarak nitelendirilmiş olan Dağ ve Cami-i Kebir mahallelerindeki tarihi eser niteliğindeki yapılar zaman içerisinde bilinçsiz müdahalelerden ve yıkımlardan dolayı olumsuz yönde etkilenmişlerdir. Bu nedenle bu çalışma kapsamında Kuşadası'nın tarihi gelişimi ve geleneksel mimari kimliği araştırılmış; Dağ Mahallesi'nde 41 ada, 23 parselde yer alan "Balatlıoğlu Evi"nin rölöve, restitüsyon, restorasyon ve yeniden işlevlendirme projeleri hazırlanmıştır. Tezin amacı, Kuşadası'ndaki geleneksel konut yapısını incelemek ve seçilen örnek yapı üzerinden geleneksel Kuşadası Evlerinin durum değerlendirmesini yaparak, bölgedeki koruma çalışmalarına kaynak oluşturmaktır. Bu amaçla, Kuşadası kentsel sit alanı içerisinde yer alan Dağ Mahallesi'ndeki 41 ada ve 23 parselde yer alan ahşap yapının; mimari özellikleriyle birlikte strüktür ve malzeme bozulmaları incelenerek, uygun müdahale yöntemleri ve yeniden işlevlendirme önerisi üzerine çalışılarak yapının korunmasına katkıda bulunabilecek temel bilgi ve yaklaşımların geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda, restorasyon projesi hazırlanan Balatlıoğlu Evi'nin, belirlenen müdahale şekilleri çerçevesinde bakım ve onarımı, ardından belirlenen yeni işlev uyarınca sürdürülebilirliğinin sağlanması önerilmiştir.Publication Open Access Belediye Hizmetlerinde Kullanılan Harita Üretimlerinin Temel Ölçütlerle Kıyaslanması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı / Geomatik Bilim Dalı, 2017) Seydanlıoğlu, Ahmet; Uzel, TurgutBelediye hizmetlerinde ihtiyaç duyulan temel haritaların üretiminde, hangi yöntemin ve metodolojinin kullanılacağına karar vermek, yöneticilerin, karar vericilerin ve uygulayıcıların görevleri arasındadır. Karar verme süreçlerini etkileyen birçok faktör olmakla birlikte, en fazla etkileyen temel ölçütler maliyet, kapasite, süre ve kalitedir. Bu temel ölçütlerin yanında projenin boyutu, amaçları, sonucunda elde edilecek faydalar, üretimindeki aciliyet durumu vb. hususlar, karar verme süreçlerini doğrudan etkileyen faktörlerdir. Bir haritacılık projesinde kullanılacak yönteme karar verebilmek için öncelikle amacın kesin olarak belirlenmesi ve istenen doğruluğun saptanması gerekir. Sonrasında bunu sağlayan yöntemlerin maliyet, kapasite, kalite ve süre bakımından incelenerek kıyaslanması en doğru sonucu verir. Belediye hizmetlerinde kullanılan harita üretim tekniklerinin kıyaslanmasında klasik fotogrametri, LIDAR ve İHA yöntemleriyle elde edilen mevcut veriler üzerinde yapılan araştırma sonuçlarına, uygulamalardan elde edilen konum ve yükseklik doğruluklarına, birim fiyat/maliyet analizlerine, ayrıca bu konuda yapılan tez ve araştırma çalışması sonuçlarına başvurulmuştur. Büyük sahaların, meskûn/gayri meskûn alanların haritalanmasında, yüksek doğruluk ve hassasiyet istenen projelerde, hava fotoğrafları çekimi, sayısal yükseklik modeli verilerinin üretimi, topografik vektör ve ortofoto haritaların üretimi ve revizyonunda klasik fotogrametri, sadece yükseklik bilgisine ihtiyaç duyulan projelerde, uzun şeritvari harita yapımı projelerinde, sayısal yükseklik verisi üretiminin zor olduğu arazi kesimlerinde LIDAR fotogrametrisi, kazı ve dolgu alanları gibi küçük alanlarda ya da kısa mesafeli şeritvari güzergâhlarda, hassas konum ve yükseklik doğruluğunun talep edilmediği, ancak üretimin hızlı ve ekonomik yapılmasının beklendiği küçük haritalama projelerinde ise İHA fotogrametrisinin kullanılmasının uygun olduğu belirlenmiştir.Publication Open Access Bina Kullanım Evresinin Denetimine Yönelik Bir Çerçeve Yaklaşım Önerisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2017) Elmas, Eyüp Salih; Hatay Önen, YusufBinalar yapım tekniklerine göre belli bir yaşam ömrüne sahiptir, kullanıcılarının gelişen ihtiyaçları ve olumsuz müdahaleleriyle ömürleri kısalmakta ve olası afetlerde emniyetsiz hale düşmektedirler. 1999 Marmara Depremi ve 2011 Van Depremi sonrasında açıklanan veriler, özellikle binaların kullanım evresinde kullanıcıların olumsuz müdahaleleriyle, yeni yapısal şekil ve fonksiyonlara maruz kaldığını ortaya koymaktadır. Bu tez çalışmasında bina türü yapıların sistem dâhilinde muayene edilmemesi ve verilerin kayıt altında tutulmaması bir eksiklik olarak tespit edilmiş, bu eksikliğin giderilmesi tez çalışmasının temel amacı olmuştur. Bu çalışmada bina türü yapıların daha sağlıklı ve emniyetli bir nitelik kazanması için kullanım evresi sürecinde denetim ve kayıt altına alınmasını amaçlayan bir çerçeve yaklaşım önerisi hazırlanmıştır. Çalışma, dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; problemin tanımlanması, araştırmanın amacı ve önemi, problemin çözümüne yönelik mevcut çalışmalar, literatür taraması, araştırma kapsamı ve araştırmada izlenen yöntem irdelenmiştir. İkinci bölümde; araştırmanın kavramsal çerçevesi açıklanmıştır. Bu bölümde yapı, yapı kimlik ve yapı denetim sistemi kavramları arasındaki ilişkilere ayrıca bina yaşam döngüsü kavramı ve kullanım evresi denetimine ilişkin süreçlere değinilmiştir. Çalışmada bina yaşam döngüsü evreleri kapsamlı bir vaka çalışmasıyla örneklendirilmiştir. Üçüncü bölümde; araştırmanın yöntemi ve araştırmada kullanılan teknikler açıklanmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında durum çalışması ve eylem araştırması süreçlerinde toplanmış olan veriler, içerik analizine tabi tutularak denetim süreci için geçerli olacak kriterler belirlenmiştir. . Durum çalışması ve eylem araştırmaları birbirini takip eden farklı iki dönem içerisinde 7 akademisyen ve 5 sektör uzmanının katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu aşamada kriterler belirlendikten sonra ikinci aşamada Delphi tekniği kullanılarak üç turdan oluşan bir çalışma neticesinde akademisyenler ve sektör uzmanları arasında bir önceki aşamada belirlenen bu kriterlere ilişkin görüş birliği sağlanmaya çalışılmıştır Delphi tekniği ile yürütülen çalışmaya inşaat sektöründe yapı ve yapı denetimi alanlarında bilimsel çalışmaları olan 12 akademisyen ile İstanbul ilindeki belediyelerin imar müdürü veya teknik başkan yardımcısı pozisyonunda olan 19 sektör uzmanı toplam 31 uzman/akademisyen katılmıştır. Durum çalışması ve eylem araştırması süreçlerinde veri toplama aracı olarak; yarı yapılandırılmış görüşmeler, doğrudan gözlem ve literatür taraması kullanılmıştır. Toplanmış olan veriler frekans skorları ve yüzdelik dilim analizine tabi tutulmuştur. Delphi tekniği ile yürütülmüş olan çalışmada, katılımcılardan daha önce belirlenen kriterleri beşli likert ölçeğine göre değerlendirmeleri istenmiştir. Bu işlem için birbirini takip eden iki Delphi anketi kullanılmıştır. Delphi anketleri aracılığıyla toplanan verilerin analizinde genel aritmetik ortalama, standart sapma değeri, medyan (ortanca), mod (tepe değer), yüzde, frekans, minimum ve maksimum değer katsayısı kullanılmıştır. Görüş birliği tanımında genel ortalama, medyan, standart sapma katsayısı değerleri dikkate alınmıştır. Durum ve eylem araştırması süreçlerinde yaklaşık 35 saat belirlenmiş akademisyen/uzmanlarla görüşme yapılmış, konuyla ilgili 79 farklı kaynak, içerik analizine tabi tutulmuştur. İçerik analizi sonucunda 7 alt başlık altında toplam 86 adet yeterlilik ifadesi ortaya çıkarılmış, yapılan çalışma neticesinde 86 adet yeterlilik ifadesinden 64 adeti üzerinde uzmanlar arasında görüş birliği sağlanmıştır. Araştırmanın sonucunda bina türü yapıların kullanım evresi denetimi için gerekli olan kriteler 7 ana kategoride toplanmıştır. Son bölümde ise; bu kriterlerin birleştirilmesi ve formülize edilmesi neticesinde, bina türü yapıların kullanım evresi denetimi için bir çerçeve yaklaşım modeli önerilmiştir. Bu sayede, binaların nitelikli ve uzun ömürlü olmalarını sağlamak, resmi idarelerin denetimini kolaylaştırmak, bina kullanıcılarının emniyetli bir binada yaşamalarını sağlamak amaçlanmıştır. Araştırma neticesinde oluşturulan çerçeve denetim modeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Yerel İdareler tarafından kullanıldığı taktirde bina kullanıcılarının farklı nedenlerle gerçekleştirecekleri olası müdahaleleri denetim altına alarak mevcut problemlerin çözümüne inovatif ve etkin bir kontrol sağlanacağı ve sektörde önemli bir eksikliği gidereceği değerlendirilmektedir.Publication Metadata only Büyüme Hormonu Gen Anlatımı Arttırılmış Meme Kanseri Hücrelerinde Curcuminin Apoptotik Hücre Ölümü Üzerine Etkisinde İnflamasyonun Rolü(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Moleküler Biyoloji ve Genetik Anabilim Dalı / Moleküler Biyoloji Bilim Dalı, 2018) Özakaltun, Buse; Çoker Gürkan, AjdaDünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseridir. Kanser kaynaklı ölümler arasında meme kanseri akciğer kanserinden sonra kadınlarda ikinci sırada gelmektedir. Meme kanseri gelişiminde HER2/neu (insan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2) gibi büyüme faktörleri, östrojen ve prolaktin (PRL) gibi hormonların etkisi bilinmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalara göre postnatal dönemde hipofiz bezinden salınan BH'nin meme tümör biyopsi örneklerinde normal meme epitel hücresine kıyasla artmış olduğu belirlenmiştir. Akromegali hastalığı gibi malign durumların sıklıkla görüldüğü endokrin bozuklukların meme kanseri gelişimini tetiklediği ve BH meme bezi gelişiminde prolaktin gibi indükleyici etkisi olduğu tespit edilmiştir. Otokrin BH anlatımı kazandırılan meme kanseri hücre hatlarında hücre invazyon, metastaz ve kanserojenik artış belirlenmiştir. Curcumin, "Curcuma longa'' bitkisinin kökünden üretilen doğal bir bileşik olup, prostat, kolon, servikal, melanoma, pankreas ve meme kanserleri üzerinde anti-oksidan, antiinflammatuar, anti-proliferatif ve anti-kanserojenik etkisi olduğu görülmüştür. In vitro ve in vivo kanser modellerinde curcuminin kanser hacmini azalttığı, metastazı engellediği gösterilmiş olsada klinik çalışmalar curcuminin stabilite kaynaklı etkisini azaldığını ifade etmektedir. Ancak NF-B inhibitörü gibi görev yapan curcuminin klinik çalışmalarda bazı kemotörapatik ilaçların (5-FU, docetaksel, gemsitamib) karsinojenik etkisini arttırdığı pankreas, kolon ve meme kanseri vakalarında gösterilmiştir. BH sinyalinde anahtar moleküllerden sinyal transdüseri ve transkripsiyon aktivatörü 3 (STAT-3)'ün inhibitörü olarak görev yapan atiprimod, anti-inflamatuar, anti-anjiyogenenik ve anti-karsinojenik ajan olarak meme kanseri, melanoma ve hepatosellüler karsinomada etkisi gösterilmiştir. Bu tez ile amacımız, otokrin BH anlatımı kazandırılan MCF-7, MDA-MB-231, MDA-MB-453 ve T47D meme kanseri hücre hatları üzerinde atiprimod'un curcumin uygulamasına bağlı apoptotik hücre ölümü üzerine etkisinin irdelenmesidir. Atiprimod, MCF-7, MDAMB-231, MDA-MB-453 ve T47D hem doğal tip hem de BH anlatımı kazandırılan meme kanseri hücrelerinde curcumin uygulaması kaynaklı hücre canlılığına ket vurma potansiyelini arttırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca atiprimodun, curcumin kaynaklı hücre ölümü, mitokondri membran potansiyeline ket vurma potansiyelini ve apoptotik ölümü tüm meme kanseri modellerinde BH anlatımına bağlı kalmadan arttırdığı PI,xvi DAPI, DiOC6 floresan boyamaları, PI ve Annexin V/PI hücre akış sitometresi ile gösterilmiştir. Böylece atiprimod uygulamasının otokrin BH bağlı curcumine karşı ilaç direncini MCF-7, MDA-MB-231, MDA-MB-453 ve T47 meme kanseri hücrelerinde apoptotik hücre ölüm mekanizmasını aktive ederek gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.Publication Open Access Ekip Kaynak Yönetiminde Kabin Ekiplerinin İletişim, Ekip Çalışması ve Stresle Başa Çıkma Tutumları ile Kişilik Yapıları Etkileşimi: Kabin Ekipleri Üzerinde Bir Çalışma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2018) Erdem, Zühal; Paksoy, MahmutBu çalışmanın amacı kabin ekiplerinin kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzlarını Ekip Kaynak Yönetimi çerçevesinde ortaya koymaktır. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, sivil havacılık ve uçuş emniyeti ile meydana gelmiş olan uçak kaza ve kırımlarından bahsedilmiştir. Uçak kazalarının en önemli nedenleri arasında, birinci olarak insan faktörünün gelmesi nedeni ile uçuş operasyonunda insanın yeri, ekip kavramı ve havacılıkta ekip çalışması açıklanmış olup bu bölümün sonunda, insan faktörleri ve SHELL modeli üzerinde durulmuştur. İkinci bölümünde, ekip kaynak yönetimi kavramı ve bileşenleri, oluşumuna etki eden uçak kazaları, ekip kaynak yönetimi eğitimlerinin zaman içinde gelişimi ve ekip kaynak yönetiminin bileşenleri açıklanmıştır. Üçüncü bölümünde, kişilik ve ekip kaynak yönetiminde kişilik, ayırıcı özellikler yaklaşımı, beş büyük faktör kişilik özellikleri, kişilik ile ekip kaynak yönetimi ilişkisi ve stres kavramı ile kabin ekibi stres ilişkisi açıklanmıştır. Dördüncü bölüm olan araştırmada ise, Türkiye'de ticari sivil havacılık işletmelerinde çalışan 800 kabin ekibi (kabin memuru/kabin amiri) üzerinde, kişilik yapılarının ve stresle başa çıkma tarzlarının, kabin ekip kaynak yönetimine yönelik tutumları arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik araştırma yapılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde; tanımlayıcı istatistikler korelasyon, regresyon, analizleri kullanılmıştır. Sonuçlara göre; kabin ekiplerinin kabin ekip kaynak yönetimi davranışlarına yönelik tutumları ile beş büyük kişilik faktörü boyutları arasında ve stresle başa çıkma tutumları arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Türkiye'de kokpit ekipleri üzerinde yapılan araştırmalar olsa da, kabin ekiplerinin kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzları ile KEKY boyutları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır, bu nedenle ilk çalışma niteliğinde sayılabilir.Publication Metadata only Filmsel Anlatıda Güç/İktidar İlişkisinin Gözetim ve Simülasyon Kavramları Bağlamında Simgesel Aktarımı: Göstergebilimsel Çözümleme Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İletişim Sanatları Anabilim Dalı / İletişim Sanatları Bilim Dalı, 2017) Yılmaz, Selin; Zeybek, IşılBu çalışmanın amacı, filmsel anlatıda güç ve iktidar ilişkisinin, gözetim ve simülasyon kavramları bağlamında simgesel olarak incelenmesi ve göstergebilimsel olarak çözümlenmesidir. Güç ve iktidar kavramlarının hangi semboller aracılığı ile filmsel anlatılarda nasıl aktarıldığı, hangi temalar, hangi çağrışımlarla aktarıldığının gözlemlenmesidir. Çağrışım kavramları, varlıkları, duyguları ve düşünceleri; duyduğumuzda, gördüğümüzde ya da işittiğimizde zihnimizde oluşan imgelerdir. Bireylerin zihninde semboller, imgeler, görsel göstergeler aracığıyla oluşan algılardır. Güç/iktidar ilişkisi, bazı filmsel anlatılarda gözetim ve simülasyon kavramları ile birlikte izleyenlere ulaşmaktadır. Buna göre filmsel anlatılarda güç/iktidar ilişkilerinin gözetim ve simülasyon bağlamına göre nasıl aktarıldığı ve bu kavramları çağrıştıran semboller ve simgeler ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada, filmsel anlatı çözümlemesi, göstergebilimsel çözümleme yöntemi kullanılmıştır. Göstegebilimsel çözümleme ile filmler dizisel ve dizimsel çözümleme yöntemine göre incelenmiştir.Publication Metadata only Halkla İlişkilerde Yeni Medya ve Uzaktan Eğitime İlişkin Bir Model Önerisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2018) Sevgen, Deha;Günümüzde; dünyadaki değişim rüzgârı, gelişen teknoloji ve buna bağlı değişen talepler, yüksek kaliteyi yakalamaya çalışan ve kendine küresel dünyada yer edinmek isteyen kurumları yeniden yapılanmanın önemini kavramaya itmiştir. Bu bağlamda halkla ilişkiler kurumlar için gün geçtikçe önem kazanan bir ihtiyaca dönüşmüştür. Uzaktan eğitim alanında özellikle bir öğrenme aracı olarak kullanılan İnternet ve Web halkla ilişkiler aracı olarak da öğrencilerin uzaklık ve yalnızlık duygularını gidermek, aidiyet duygusu kazandırmak, kurum içi ve dışı iletişimi gerçekleştirmek, basın ile sağlıklı ilişkiler kurmak, haber akısını sağlamak, hedef kitleleri gözlemek, iç ve dış hedef kitlelerle diyaloga dayalı bir iletişim oluşturmak için kullanılmaktadır. Sosyal medya markalara, marka imajlarını oluşturmaları, pekiştirmeleri ve korumaları için birçok avantaj sağlamaktadır. Bu avantajlardan yararlanabilmek için; sayısı günden güne artan sosyal medya araçlarından nasıl kullanılması gerektiği çok önemlidir. Bu çalışmanın amacı; geniş bir kitleye öğretim hizmeti veren mega üniversitelerin halkla ilişkiler uygulamalarında yeni iletişim araçlarından İnternet ve Web 'in etkin olarak kullanılıp kullanılmadığını araştırmak, üniversitelerin Web sitelerini hazırlarken, halkla ilişkiler sürecini uygulanıp uygulanmadığını, çift yönlü iletişime dayalı iletişimin ilkelerini Web sitelerinde kullanıp kullanmadığını belirlemektir.Publication Open Access Hata Türü ve Etkileri Analizi ve Tekstil Sanayisinde Bir Uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2017) Yılmaz, Melih; Bilişik, Murat TahaHata Türü ve Etkileri Analizi, hataya neden olabilecek riskleri tespit ederek, bu hataların nedenlerine ve etkilerine göre uygun iyileştirme teknikleri ile sıralanmasını sağlar. Uygulanan iyileştirme teknikleri ile hata minimize edilerek müşteriye veya bir sonraki işleme sorunlu ürün gönderilmesi engellenerek sorunun kaynağında çözülmesi sağlanmaktadır. Yaptığımız bu çalışma ile, tespit edilen mevcut ve ortaya çıkma olasılığı olan hatalara yapılan tavsiyelerin öncesinde ve sonrasında ki risk öncelik sayısı hesaplama yöntemi ile elde edilen sonuçlara göre değerlendirmede bulunulmuştur.Publication Metadata only Havayollarında Satış-Pazarlama ve Türk Hava Yolları'nın Ürün ve Hizmet Analizi (2003-2016)(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2017) Eroğlu, Uğur; Alçın, Kerim SinanKüreselleşme farklı ülkelerdeki yeni pazarlara ulaşmayı kolaylaştırsa da, bu kolaylık neredeyse bütün sektörlerde önemli ölçüde rekabet artışı yaşanmasına da sebep olmuştur. Küreselleşmenin yayılmasında en önemli etkenlerden biri olan ulaşım sektöründe de rekabet yıllar içerisinde giderek artmıştır. Bu artışın en büyük iki nedeni; meydana gelen teknolojik gelişmelerle uçakların hem hız hem de konfor anlamında yolculara çok iyi imkânlar sağlaması ve tüm dünyada aşamalı olarak yürürlüğü giren havacılıktaki serbestleşme politikalarıdır. Bu politikalar sonucunda havayolları kendilerine yeni pazarlar bulabilmekte, yeni pazarlar ise havayolları arasında ciddi bir rekabet ortamı oluşturmaktadır. Bu rekabet ortamında havayolları piyasada bulunan mevcut yolcuları kendi havayollarına çekebilmek için birtakım satış arttırma politikalarına başvurmaktadır. Bu politikalardan ürün ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesi yolcuların havayolu seçimindeki en önemli etkenlerden biri olmuştur. Yolcuların gelişen teknolojiyle birlikte bilgiye çok daha kolay ulaşabilmesi, uçmak istedikleri parkurlar arasında hava taşımacılığı hizmeti veren havayollarını ücret, tarife, ikram, servis, uçak tipi, bagaj hakkı vb. konularda kıyaslayabilme imkânı sağlamıştır. Bu durum ise havayollarını yolcular ve rakipleri karşısında daha hassas davranmaya zorlamıştır. 2003 yılında Türkiye iç hat pazarında meydana gelen serbestleşme düzenlemeleri ve Türk Hava Yolları'nın bu yıldan itibaren dünya genelinde uçuş ağını genişletme politikaları sonucunda artan rekabet acaba Türk Hava Yolları'nın ürün ve hizmet politikalarında nasıl bir değişime neden olmuştur? 2003 yılından itibaren iç hat pazarına giren Türk taşıyıcılar THY'nin yolcu ve pazar payını nasıl etkilemiştir? 2003 yılından itibaren THY'nin ürün ve hizmet alanındaki politikaları, nitel veriler (uçulan şehir sayısı, uçak sayısı, kapasite, yolcu sayısı, doluluk oranı, gelir, müşteri memnuniyetleri vb.) ve uluslararası bağımsız değerlendirme kuruluşlarının analizleri doğrultusunda incelenerek, THY'nin ürün ve hizmet politikaları yerli ve yabancı rakipleriyle karşılaştırılıp, güçlü ve zayıf yönleri belirlenmeye çalışılacaktır.Publication Open Access Hekimin tıbbi müdahalede bulunma yükümlülüğünün sınırları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2019) Güney Tunalı, Fatma Işıl; Ulusan, Mehmet İlhanTıbbın başlıca amacı ve dolayısıyla hekimlerin de öncelikli görevi, insan yaşamının ve sağlığının korunmasını ve iyileştirilmesini sağlamaktır. Hekimler mesleklerini hasta üzerinde tıbbi müdahaleler gerçekleştirme yoluyla icra ederler. Tıbbi müdahale, genel hatlarıyla, bir hastalığı, anormalliği ya da eksikliği önlemek, ortadan kaldırmak ya da olumsuz etkilerini en aza indirmek için, en basit tanı ve tedavi yöntemlerinden en ağır cerrahi müdahalelere kadar uzanan her türlü faaliyet olarak tanımlanmaktadır. Hekim hasta arası ilişkilere binlerce yıldır hakim olan modelde hastanın yaşamı ve sağlığı, hekimler tarafından korunması gereken en üstün değer olarak görülmüş ve tüm mesleki çabalar bunun sağlanmasına yönelmiştir. Yirminci yüzyılda yaşanan bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin etkisiyle yeni yöntemlerin tıp uygulamasına girmesi, iletişimde yaşanan devrimsel nitelikteki değişimler, hasta hakları kavramının ortaya çıkışı ve gelişmesi, hastanın iradesinin, yaşam ve sağlığının da önüne geçecek şekilde kazandığı önem ve bunun gibi unsurlar, tıbbi müdahale süreçleri üzerinde de doğrudan ya da dolaylı etkiler oluşturmuş, hekimlerin, hastaya müdahalede bulunmadan önce, tıp bilimi ve mesleğinin kalıplaşmış kurallarının ötesinde pek çok ilave hususu göz önünde tutmalarını zorunlu kılmıştır. Hekimlerin tıbbi müdahalede bulunma yükümlülüğünün sınırlarını gözden geçirme ve öne çıkan bazı tartışmalı noktalara çözüm önerme amacıyla gerçekleştirilen çalışmamızda ilk olarak tıbbi müdahale kavramı ve hekim ile hasta arasındaki ilişki çeşitli yönleriyle ele alınmıştır. Ardından hukuka uygun tıbbi müdahalenin koşulları gözden geçirilmiş; öncelikle genel nitelikli hukuka uygunluk nedeni olarak rıza ve rızanın aranmadığı istisnai durumları takiben, tıbbi müdahalelerin hukuka uygunluğu için aranan diğer unsurlar ele alınmıştır. Çalışmanın son bölümünde ise hekimin tıbbi müdahalesine sınırlama getiren ve müdahaleden kaçınmasına yol açabilen durumlar, hasta kaynaklı sınırlamalar, kanundan kaynaklanan sınırlamalar, tıbbi durumdan kaynaklanan sınırlamalar ve hekim kaynaklı sınırlamalar şeklinde ayrılarak irdelenmiş, uygulamada önemli sorun teşkil eden noktalara dikkat çekilerek, hem bu sorunsallar özelinde hem de genel olarak bazı öneriler getirilmeye çalışılmıştır.Publication Metadata only İç Mekan–Tipografi İlişkisinin Kapalı Otopark Mekanları Üzerinden İrdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Anabilim Dalı / İç Mimari Tasarım Bilim Dalı, 2017) Vakılova, Nasıba; Garip, ErvinSunulan tez çalışması, temel anlamda iç mekan – tipografi ilişkisini irdelemekte ve bu ilişkiyi çevresel algı üst başlığı çerçevesine ortaya koymaktadır. Burada amaç, disiplinlerarası bir yaklaşım ortaya koymak ve genellikle grafik tasarım üst konusu üzerinde araştırılmakta olan tipografi konusuna mekânsal bağlamda yaklaşmak ve tipografi-mekan arakesitini ortaya koymaktır. Tezin birinci bölümünde, tezin amacı, kapsamı ve yöntemi ortaya konmuştur. Tezin ikinci bölümünde, tipografi bir iletişim aracı olarak ele alınmış ve çevresel algı üst başlığı çerçevesinde incelenmiştir. Bu bölümde tipografi, bir ifade ve temsil biçimi olarak da tanımlanmış ve bu bağlamda semiyotik ile olan ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Tezin üçüncü bölümüde, tipografi-iç mekan ilişkisi tanımlamaya çalışılmış, bu ilişki örnekler üzerinden irdelenmiştir. Tez kapsamında, tipografi'yi mekanla beraber daha iyi anlayabilmek, ve günün sosyal ve ekonomik durumları ile daha iyi irdeleyebilmek amacıyla, tipografi – mekan ilişkisi dört alt başlıkta incelenmiştir. Bu başlıklar; ideolojik mesaj, bilgi amaçlı mesaj, dinsel amaçlı mesaj ve görsel etki-kurumsal kimlik'tir. Tezin dördüncü bölümünde, çalışmanın alt başlığını oluşturan otopark mekanları üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu bölümde otopark mekanlarının temel tasarım prensipleri ve fonksiyonel gereksinimleri incelenmiş ve bunun yanında önem kazanan yön bulma olgusu, işaret sistemleri gibi bilgi edime kavramları tanımlanmıştır. Kapalı otopark alanlarında, tipografik anlatımlar, bilginin yanında görsel bir değere de dönüşmekte ve adeta tasarımın parçası olmaktadırlar. Duvarlar ve yerler, tipografi ile donatılmış görsel bilgi desenlerine ve dokularına dönüşmektedirler. Bu nedenle tipografinin, yapının iç mimari karakteri bakımından da çok önemli olduğu ve iç mekan aurasını etkilediği söylenebilir. Kapalı otopark alanlarının alan çalışması olarak seçilmesinin nedenleri şu şekilde sıralanabilir; 1. Kapalı otoparklar, büyüklükleri nedeniyle diğer mekânlardan farklı şekilde algılanırlar. Havaalanları, hastaneler gibi, kapalı otoparklar da çok sayıda kullanıcıya hizmet etmektedir ve kullanıcı çok kısa zamanda istediği noktaya gitmeyi hedeflemektedir. Kullanıcı gitmek istediği noktaya en kısa yoldan ve en kısa sürede gitmeyi hedeflemektedir. İç çevreye ait bilgi, otoparklarda genellikle, tipografik bilgi ve işaret sistemleri ile verilmektedir. Bu bilginin nasıl verildiğini anlamak, iç mekânlardaki tipografik bilginin tasarıma etkisini ve onun kullanıcı tarafından nasıl algılandığına ait bilgiyi bize verebilmektedir. 2. Kapalı otoparklar, dış çevreye kapalı olduklarından (genellikle), diğer mekânlara göre daha fazla görsel bilgi ve mesaj içermektedirler. Alan çalışması ve tipografi-iç mekan ilişkisinin kapalı otopark alanları üzerinden irdelendiği analizler beşinci bölümde yer almaktadır. Alan çalışmasında, Trump Tower ve Şişhane Otopark olmak üzere iki farklı otopark yeri seçilmiştir. Bu otoparklar, son dönem tasarım anlayışını yansıtmaları, yenilikçi bir iç mekan tavrı sergilemeleri, tipografiyi bilgi edinme ile beraber bir iç mimari bileşenine dönüştürmeleri bakımından öne çıkmaktadırlar. Her iki iç mekanda tipografik anlatımlar mekânsal durumları ile birlikte irdelenmiş, karşılaştırılmış ve yapılan görsel ve biçimsel çözümlemelerle ortaya konmuştur. Tipografinin, iç mekanda 3 farklı ana bağlam içerisinde ortaya konduğu görümektedir. Bunlar; yön bulma amaçlı, bilgi verme amaçlı ve bir tasarım bileşeni yaratma amaçlı olduğu söylenebilir. Özellikle üçüncü başlık, tipografiyi bir mekânsal değere kavuşturmakta ve bir mekânsal kimlik öğesi olarak karşımıza çıkarmaktadır. Tez çalışması, yapılan okumalar, analizler ve görsel çözümlemeler üzerinden, tipografinin mekan içerisindeki mekânsal biçimlenmesini ortaya koymaktadır. İki otopark örneği üzerinden yapılan analizler, benzer bilgi verme eylemlerinin farklı şekilde gerçekleştirildiğini, tipografik dilin farklılık gösterdiğini ortaya koymaktadır. Diğer bir deyişle her iki örnekte benzer bilgiler farklı biçimde verilmeye çalışılmış, bu düşünce de farklı tipografik ve görsel anlatımların oluşmasına neden olmuştur.Publication Metadata only İlkokul yöneticilerinin liderlik stilleri ile öğretmenlerin örgütsel bağlılık düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi (İstanbul ili Fatih ilçesi örneği)(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı / Eğitim Yönetimi ve Planlaması Bilim Dalı, 2017) Tekingündüz, Nursel; Şimşek, HasanBu araştırma, İstanbul ili Fatih ilçesinde bulunan devlet ilkokullarındaki öğretmenlerin algılarına göre ilkokul müdürlerinin lider özellikleri ve bu özelliklerin öğretmen açısından örgüte bağlı olma düzeyini nasıl etkilediğini incelemek amacıyla yapılmıştır.Publication Open Access Kentsel Planlamada Rant Etkisi: İstanbul Zekeriyaköy Örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Mimarlık Anabilim Dalı / Kentsel Tasarım Bilim Dalı, 2017) Menteş, Elif; Töre, EvrimZekeriyaköy'de Koza İnşaat'ın başlattığı yapılaşma hareketi ve devamında bölgeye olan ulaşım probleminin büyük ölçüde çözülmesi buraya dair talebin artmasına önayak olmuştur. Arsa sahipleri bu talep sebebiyle kendilerine ait toprakları kimi zaman satarak, kimi zaman yüklenici firmalarla kat karşılığı anlaşarak, kimi zamansa kendileri inşaat yaparak bölgedeki büyük değişimin ortakları olmuşlar, kar-rant-ücret ilişkilerinin getirilerinden faydalanmışlardır. Koza'nın yatırımı ile başlayan bu döngü, gerek yatırımcı gerekse kullanıcıyı tetiklemiş, yerel yönetimlerin de bu arz-talep döngüsüne katkıda bulunması süreci hızlandırmıştır. Yapılaşmayı etkileyen unsurlar arasında "çevre" ve "kültür" de sayılabilecekken, Zekeriyaköy'ün gelişiminde bu iki kavramın zaman zaman öne çıktığı, zaman zamansa göz ardı edildiği gözlenmektedir. Önceleri yalnızca yoğun ağaç dokusu ve küçük bir köyün var olduğu Zekeriyaköy toprağın bir yatırım elemanı haline gelmesi ve alana olan ilginin artması ile değişmiş, zamanla, neredeyse tamamı villalardan oluşan bir mahalle haline gelmiştir. Zekeriyaköy, rant unsurunun bir yerleşmenin gelişimine etkilerini izleyebilmek açısından önemli bir laboratuvardır.Publication Metadata only Marka Hukukunda Mutlak Ret Sebepleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Anabilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2018) Memişoğlu, Sami Özgür; Öztürk Akkartal, HanifeBu çalışmanın konusu marka hukukunda tescil engeli mahiyeti taşıyan mutlak ret sebeplerinin kapsamına, yorumuna ve uygulamasına yönelik sorunlardır. Hedef, mutlak ret sebeplerinin hukuki mahiyetinin incelenmesi ve uygulamada hangi esasların benimsenmesi gerektiğini araştırmaktır. Araştırma, mutlak ret sebeplerine yönelik olması gereken hukuk açısından önerilerde bulunmayı ve yeni tartışmalara yol açmayı amaçlamaktadır. Çalışmada konunun uluslararası niteliği gereği, mukayeseli hukukta benimsenen yöntemlerden yararlanılmış, yabancı hukuk düzenlemeleri ve yargı kararlarına sıklıkla yer verilmeye çalışılmıştır. Bunun yanı sıra, iç hukukun eski ve yeni düzenlemeleri ile Yargıtay kararları da metne işlenmiştir. Çalışma sürecinde mutlak ret sebebine dayalı tescil engellerinin uygulanma ve yorumunda ortaya çıkan sorunlar tanımlanmış; yabancı hukuk sistemlerinde benimsenen esaslar irdelenerek, çözüme yönelik incelemeler gerçekleştirilmiştir. Çalışma, marka olabilecek işaret türlerine ve bunların sicilde temsil şartlarına, soyut ve somut ayırt edicilik kavramlarına, tanımlayıcı işaretler kapsamındaki jenerik ibareler ile coğrafi adlara, ayırt edilemeyecek derecede benzer markalara, münhasıran teknik zorunluluğun gereği olan işaretlerden oluşan markalara yönelik değerlendirme yönteminin, mülga 556 sayılı Marka KHK'da benimsenen yöntemden farklılaşması gerektiğini göstermektedir. Çalışmada birlikte var olma (coexistence) sözleşmesinin SMK m.5/f.1/(ç) ve m.5/f.3 kapsamında yaratacağı çelişkiler gösterilmekte; egemenlik sembolleri ve uluslararası örgüt işaretleri ile dini sembolleri içeren markalara yönelik inceleme metodları önerilmekte; kamu düzeni ve genel ahlaka aykırılık ile ticari ifade özgürlüğü arasındaki ilişki de irdelenmektedir. Ayrıca çalışma, münhasıran mala asli değeri veren unsurlardan oluşan markalar ile coğrafi işaretleri içeren markalara ilişkin düzenlemeleri konu alan eleştiriler içermekte; alternatif düzenleme önerilerini içermektedir.Publication Metadata only Motivasyonun Performans ve Verimlilik Üzerindeki Etkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2017) Tekin, Tekin Şakir; Ataseven, Burçinİnsan kaynakları, günümüz dünyasının rekabetçi ortamında organizasyonların varlığını sürdürmeleri adına önem vermeleri gereken bir konu haline gelmiştir. İnsan kaynaklarının verimli ve etkili bir şekilde kullanılabilmesi için de motivasyon büyük önem taşımaktadır. Çalışmanın amacı insan kaynağının daha yüksek performansla ve verimlilikle kullanılabilmesi için motivasyonun etkisini incelemektir. Bunun yanında BMW çalışanlarının motivasyon, performans ve verimlilik alanındaki algılarını inceleyerek çalışanlara ve yöneticilere fayda sağlamak da amaçlanmaktadır. Çalışmanın birinci bölümü olarak yer alan giriş bölümünde çalışmanın teknik hatları ve içeriğine yönelik bilgiler yer almaktadır. İkinci bölümde ise literatür taraması yapılmış ve motivasyon, performans ve verimlilik kavramları ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Üçüncü bölümde motivasyonun performans ve verimlilik üzerine etkisini ölçmek amacıyla Münih BMW montaj çalışanlarının katılım sağladığı bir araştırma yürütülmüştür. Çalışmanın son bölümünde ise elde edilen veriler yorumlanmış ve çeşitli öneriler sunulmuştur. Çalışmada anket yöntemi uygulanmıştır. Anket sonucunda edinilen verileri analiz etmek için SPSS 20.0 paket programı kullanılmaktadır. Veri analizinde katılımcıların demografik özelliklerine ait frekans tabloları, faktör analizi, güvenilirlik testleri, Mann Whitney U testi, Kruskal Wallis testi ve Spearman Sıra testi kullanılmıştır. Elde edilen istatistiki veriler ışığında BMW çalışanlarının motivasyonlarının özellikle eğitim seviyeleri, gelir düzeyleri ve toplam çalışma süreleri ile ilişkilendiği gözlemlenmiştir. Bu konuda çeşitli öneriler sunulmuştur.Publication Metadata only Mühürde sahtecilik(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı / Kamu Hukuku Bilim Dalı, 2018) Bozyel, Hafit; Sırma Gezer, ÖzgeMühür, Devlet ve hükümet makamları veya kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından, alınan bir kararın veya hukuki işlemin bu makamlarca yapıldığını göstermek veya bazı işlem veya belgelerin doğruluğunu, belirli bir içerikte ya da nitelikte olduğunu belirli bir biçimde düzenlendiğini tasdik etme veya belgelenmesinde kullanılır. 5237 sayılı TCK'daki mühürde sahtecilik suçu tek madde olarak TCK 202'nci maddesinde düzenlenirken,765 sayılı TCK'daki mühürde sahtecilik suçu iki maddede, 332'nci maddesinde Devlete Ait Mühürler ve Damgalarla Sair Alametlerin Taklidi suçu ve 333'üncü maddesinde Resmi Mühür veya Aletleri Taklit veya Kullanma suçu olarak düzenlenmiştir. Bu çalışmada, 5237 sayılı TCK'nın 202'nci maddesinde düzenlenen Mühürde Sahtecilik Suçu ile 765 sayılı TCK'nın 332'nci maddesinde düzenlenen Devlete Ait Mühürler ve Damgalarla Sair Alametlerin Taklidi Suçu ile yine aynı kanunun 333'üncü maddesinde düzenlenen Resmi Mühür veya Aletleri Taklit veya Kullanma Suçu inceleme konusu yapılmıştır. Ayrıca bu suçlar sahtecilik suçları arasında yer aldığından, sahtecilik suçlarının genel özellikleri ve bu suçların sahtecilik suçları ile karşılaştırılması ve tarihsel gelişimi inceleme konusu yapılmıştır. Çalışma ile uygulaması çok bulunmayan bu suçlarla ilgili olarak doktrinde yer alan görüşler ve uygulamadan örneklere yer verilmiştir. İnceleme konusu yapılan suç tipi ile ilgili olarak suç tipinin seçimlik hareketleri ile kastedilmek istenenin ne olduğu ve hangi kurumlar tarafından kullanılan mühürlerin kötüye kullanılması halinde bu suçun oluşabileceği vurgulanmak istenmiştir.Publication Metadata only Ortaöğretim Öğrencilerinin Okul Tükenmişliği ile Okul Aidiyetleri Arasındaki İlişkinin Çeşitli Değişkenler Açısından Araştırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Psikoloji Anabilim Dalı / Endüstri ve Örgüt Psikolojisi Bilim Dalı, 2017) Aksoy, Mustafa; Çelik Turpoğlu, AysınBu araştırma, ortaöğretim (lise) öğrencilerinin okul tükenmişliği ve okula aidiyetleri arasındaki ilişkiyi yaş, cinsiyet, akademik başarı durumu ve ders dışı sosyal etkinliklere katılım değişkenleri açısından incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, öğrencilerin demografik bilgilerini derlemeyi amaçlayan bir Kişisel Bilgi Formu'nun yanı sıra, Salmela-Aro, Kiuru, Leskinen ve Nurmi tarafından geliştirilmiş olup Seçer ve arkadaşları (2013) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Okul Tükenmişliği Ölçeği ve Goodenow (1993) tarafından geliştirilen ve Sarı (2011) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği (The Psychological Sense of School Membership Scale) kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan ölçekler öğrencilerin kişisel bilgileri ile ilgili 11, okul tükenmişliği ile ilgili 9, okula aidiyet duygusu ile ilgili 18 soru olmak üzere toplamda 38 maddeden oluşmaktadır. Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği, reddedilmişlik duygusu alt boyutu ve aidiyet duygusu alt boyutu olmak üzere iki alt boyuta ayrılmıştır. Tüm değişkenlerin frekans (f) ve yüzde (%) değerleri hesaplanmıştır. Tüm boyutların ortalama ve standart sapma değerleri verilmiştir. Boyutların tamamına güvenilirlik ve faktör analizleri uygulanmıştır. Boyutların normallik varsayımlarının test edilebilmesi için Kolmogrov Smirnov Testi uygulanmıştır. Karşılaştırmalı analizlerde İki Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) uygulanmıştır. ANOVA analizi sonucunda farklılık gözlenmesi durumunda farklılığın hangi gruplardan kaynaklandığının bulunması için LSD Post-Hoc test tekniği uygulanmıştır. Okula Aidiyet Duygusu Ölçeği ve Okul Tükenmişlik Ölçeği arasındaki ilişki için Spearman Korelasyon Analizi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda yılsonu başarı puanı düşük olan ortaöğretim öğrencilerinin, okula aidiyet duygularının yılsonu başarı puanı yüksek olan öğrencilere oranla çok daha düşük olduğu görülmüştür.Yüksek başarı puanına sahip öğrencilerin okula aidiyetleri yüksek olması durumunda okul tükenmişlikleri en az seviyede olduğu saptanmıştır. Farklı not ortalamalarına sahip öğrencilerin tükenmişlik düzeyleri arasında anlamlı farklılıklar görülmüştür. Yılsonu başarı puanı yükseldikçe öğrencilerin tükenmişlik düzeyleri düşmektedir. Yıl sonu başarı puanı düşük öğrencilerin düşük okula aidiyeti durumunda okul tükenmişlikleri en yüksek seviyededir. Karnesinin yanına takdir, teşekkür veya onur belgesi alan öğrenciler ile belge alamayan öğrencilerin okula aidiyet ve okul tükenmişliği arasındaki ilişkide farklılık olmadığı gözlenmiştir. Eğitsel kulübe üye olan öğrenciler, olmayan öğrencilere kıyasla daha fazla okula aidiyet ve aidiyet duygusu, daha düşük reddedilmişlik ve okul tükenmişliği hissetmektedir. Okul gezilerine ve pikniklere katılan veya katılmayan öğrencilerin okula aidiyet duygusu ve okul tükenmişliği arasındaki ilişkide anlamlı farklılık olmadığı bulgulanmıştır.Publication Open Access Ortaokullarda Okul Yöneticilerinin Öğretmenleri Etkileme Davranışları (İstanbul ili Fatih İlçesi Örneği)(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı / Eğitim Yönetimi ve Planlaması Bilim Dalı, 2017) Korkmaz, Metin; Şimşek, HasanBu çalışma, ortaokul müdürlerinin öğretmenleri etkileme davranışlarına ilişkin öğretmen ve yönetici görüşlerini belirleyerek, yöneticilerin etkililiklerini yorumlamak ve bu konularda önerilerde bulunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca bu araştırma ile ortaokullarda okul müdürleri ile öğretmenlerin görüşleri arasında cinsiyet, görev türü, yaş, meslekte çalışma süresi, kıdem, bulunduğu okulda çalışma süresi, branş gibi değişkenler arasında anlamlı bir fark olup olmadığını, öğretmenlere göre etkileme davranışlarının ortaokul müdürleri tarafından gösterilme düzeyi, okul müdürü görüşlerinin öğretmen görüşlerine ve kişisel özelliklerinin kendi görüşlerine etki edip etmediği de araştırılmıştır.