İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisans Programı / Civil Engineering Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/4949
Browse
Browsing İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisans Programı / Civil Engineering Master's Degree Program by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 66
- Results Per Page
- Sort Options
Publication İstanbul örnek alanında yapı üretiminde tasarım, yapım ve denetim aşamaları sırasında izlenecek yol, alınması gereken evraklar, belgeler ve örnekleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2001) Hamzaoğlu, Ali; Karataş, HasanPublication Atatürk Havalimanı yeni terminal binasının proje yönetimi uygulamasının irdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2001) Gürbilek, Andaç; Karataş, HasanPublication Maliyet tahmin modeli(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2002) Şahin, Murat; Ali ŞentürkYeni yapılacak projelerin maliyetlerinin hesaplanması zor ve zahmetli bir iştir. Bu hesaplamalar bir çok değişkene bağlıdır. Bu değişkeler, dünyadaki ve ülke içindeki gelişmelerden direk olarak etkilenmektedir. Güçlü bir ekonomik yapıya sahip olmayan ülkemizde, yapılacak projelerin tahmini maliyetlerini hesaplaması daha da zordur. Yapılmak istenen projelerin beklenen maliyetlerini öngörmede karşılaşılan bir problem de projenin taraflarının, projenin beklenen maliyetinin hesaplanmasında kullanılan değişkenleri kendilerine avantaj şekilde kabul edip, beklenen maliyeti amaca göre düşük veya yüksek göstermeleridir. Çoğunlukla devlet, iş sahibi olarak taraf olduğu projelerde, projelerin beklenen maliyetlerini normalden düşük göstermeye çalışmaktadır. Bunun için hesaplamalara temel teşkil eden birim fiyatları olduğundan düşük kabul etmektedir. Birçok niteliksiz ve yarım kalmış proje bu düşüncenin sonucudur. Yüklenici coğu zaman özellikle anahtar teslim projelerde maliyeti daha yüksek göstermeye çalışmaktadır. Bu da bağzı projelerin hiç başlayamamasına dolayısıyla yüklenicinin zarar görmesine sebep olmaktadır. Bu modelin, modeli inceleylere ve kullananlara faydalı olacağı düşünülmektedir. Modeldeki veri tabanı değiştirilerek diğer gelişmekte olan ülkelerde de kullanılması mümkündür. Bazen de beklene proje maliyet hesaplamaları, yanlış ve yetersiz verilerin kullanılması, yetersiz ve kalifiye olmayan elemanaların çalıştırılması veya hesaplamalardaki hatalardan dolayı doğru olmamaktadır. Bir çok örnekte ise yapılan maliyet tahminleri ilk etapta doğru olmakla beraber dünya ve ekonomik şartların değişmesinden etkilenen döviz kurlarının hammaddeye olan etkisiyle gerçekten uzaklaşmaktadır. Geliştirilen bu maliyet tahmin modeli, projelerin beklenen maliyetlerinin hesabını, daha önce yapılmış benzer projelerin maliyetlerini veya ihale bedellerini değişik satın alma araçlarını kullanarak güncelleyerek yapmaktadır. Güncellemede hem devlet, hem özel, sektör hem de global ekonomi verilerini kullanmaktadır. Bu verilerle yapılan hesaplamaların gösterildiği grafikler daha anlaşılır olacaktır. Söz konusu grafikler yorumda ve karar vermede kolaylı sağlayacaktır. Maliyet tahmin modelin, yapılacak projelerin beklenen maliyetlerini hesaplamada bir kıstas olacak ve bir mertebe yaklaşımı verecektir. 2003 yılında yürürlüğü girecek olan yeni ihale kanunundaki tahmini maliyetlerin hesaplanmasında kullanılabileceği ve iyi netice vereceği düşünükmektedir.Publication Çelik levha perdeli yapı sisteminin levha kalınlığına bağlı olarak incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2004-09) SEÇKİN, EDİP; Güven Kıymaz; The purpose of this work is to identify the building response to variations in modeling thicknesses for the steel plate shear wall systems. Different frame models for this system were developed and nonliear pushover analysis were carried out using SAP2000 Structural Analysis Program. The frames investigated involved nonlineer hinges for the beam and column ends and analysis parameters for the pushover analysis. Static pushover analysis was used to assess the performance of frames subjected to lateral forces. The global storey level and roof displacement demands, storey drift ratio demands, base shears and structural periods were obtained by subjecting the eleven frames to a set of lateral forces. The results are compared to evaluate the influence of plate thicknes on the nonlinear response of the frames. According to the results obtained in the studies, it is concluded that varying the plate thickness has a significant effect on the linear and nonlinear response of the frames. It was found and that increasing the plate thicknessresults in higher elastic frame stiffness and a higher lateral load resisting capacity. However, frame ductility reduces in frames with plates of higher thickness.Bu çalışmanın amacı, özellikle çelik yapılarda kullanılan çelik levhalı perde sistemlerinin levha kalınlığının sistemdeki etkileri ve davranışını saptamaktır. Çalışmada Kanada Çelik Standardına göre bazı parametreler ele alınmış ve düzlem çerçeveli 5 katlı bir yapı taşıyıcı sistemi ele alınmıştır. Yapı sisteminde sadece levha kalınlıkları değiştirilerek analizler yapılmıştır. Modellerde moment aktaran çerçeve ve çeşitli gövde kalınlıklarına sahip çelik perdelerde doğrusal olmayan parametreler kullanılmıştır. Çalışmada ele alınan düzlem çerçevelerin performansını tayin etmek üzere deprem riski olan bölgelerde daha popüler olan ve üstünde birçok çalışma yapılan performans esaslı tasarım analizi (pushover) yöntemi kullanılmıştır. Taşıyıcı sistem için 11 farklı çerçeve tanımlanmış ve yapının kat ve tepe noktası yerdeğiştirmeleri, göreli kat ötelemeleri, taban kesme kuvvetleri ve yapı periyotları elde edilmiştir. Bulunan sonuçlarla çerçevenin doğrusal olmayan davranışı üzerindeki etkiler incelenmiştir. Sonuç olarak, yapılarda çelik levhalı perde sistemlerinin levha kalınlığının artmasıyla rijitliklerinin arttığı, depremden dolayı oluşan yatay kuvvetlerin karşılanmasında kapasitenin arttığı ancak sünek davranamadıkları görülmüştür.Publication Integration of GPS and GIS(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005) Abdalla, Hamza A. Khalefa; Eren, KamilTwo of most exciting and effective technical developments to emerge in the last tow decade are: the Global Positioning System (GPS) and the Geographic Information System (GIS). GPS is a powerful tool providing a unique position of a specific feature. It allows you to know where you are by consulting a radio receiver. The accuracies range as good as a few millimeters to somewhere around 100 meters, depending on equipment and procedures applied to the process of data collection. While GIS is an extremely broad and complex field, concerned with the use of computers to input, store, retrieve, analyze, and display geographic information. Basically GIS programs make a computer think it?s a map, a map with wonderful powers to process spatial information, and to tell its users about any part of the world, at almost any level of detail. Combining the GPS data with GIS allow for greater capabilities than what GPS and GIS can provide individually. With the combination of two technologies one is able to display the ?Field/Actual Site? on a PC and make information decisions. There is no need to make specific site visits or review several documents/drawings. Also, anther benefit of the integration is the fact that the data can be shared by unlimited users in various departments for their own specific needs and analysis. This work has two main objectives; the first objective is to study the integration of GPS and GIS technologies. The second objective is to design and establish a good and up-to-date base for a modern cadastre system for Beyşehir municipality, Turkey, by using the GPS and GIS techniques and other modern surveying instrumentsPublication Effect of particle size on some physical properties of glass ceramic tiles(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005-08) Elbuaishi, Nozhat Moftah; Sarıer, NihalCam amorf, kimyasal tepkimeye girmeyen, gözenekli olmayan bir maddedir. Hijyeniktir ve kolayca geri dönüştürülebilir. Camın yığın (bulk) yoğunluğu yaklaşık olarak 1.300 kg/m3 ve özgül ağırlığı 2.500 kg/m3 tür. Geridönüştürülmüş camın özellikleri de farklı değildir. Çeşitli sanat ve dekoratif uygulamalar için kullanılabilir. Cam seramik yapmanın etkin bir yolu atık camdan yararlanmaktır. Cam seramik karolar duru beyazdan siyaha kadar uzanan çok farklı renklerde oluşturulabilir, görünümleri doğal taşlara benzer olarak bile hazırlanabilir. Bu karolar binaların iç ve dış kaplamasında kullanılmaktadır. Ambalaj malzemelerinin geri dönüşümü pek çok ülkede yeni bir kavramdır. Son yirmi yıldır geri dönüşüm endüstrisinde dikkat çekici değişimler ve uygulamalar gözlenmektedir. İyi işleyen bir geri dönüşüm sisteminin oluşturulması için ekonomik ve yasal çalışmalarla gönüllü çabalar gereklidir. Geridönüştürülmüş cam kullanımı hem ham maddede hem de camı eritmek için gerekli enerjide kayda değer bir tasarruf sağlar. Ham maddeden cam üretimi için gerekli olan enerjinin % 5 `i geridönüşmüş cam kullanılirsa yeterli olmaktadır. Bu da kuşkusuz önemli bir tasarruftur. Bu çalışmada, geridönüşmüş camın öğütülmesi ile elde edilen cam ham maddenin tane iriliği dağılımının uzun ömürlü , ışık geçirgenliği yüksek ve homojen görünümlü cam seramik karo üretimine etkisi incelenmiştir. Daha sonra, tane iriliğinin, sinterleşme sıcaklığı ve süresinin cam seramik karoların mikro yapısına etkisi polarize mikroskop görüntüleri ile çalışılmıştır. Ham madde olarak kullanılan camın kimyasal bileşimi XRF yöntemi ile saptanmıştır. Tane iriliği seçiminin, sıcaklık aralığının ve sinterleşme süresinin cam seramiklerin mikroyapısını, dolayisiyle mekanik ve optik özelliklerini etkileyeceği sonucuna varılmıştır. 0.25 mm tane iriliği aralığından % 50 ve 0.075 mm tane iriliği aralığından % 50 oranında alınarak harmanlanan ham cam karışımının cam seramik hazırlanmasında uygun tane iriliği aralıklardan bir olduğu söylenebilir. Sinterleşme sıcaklığı 800°C ve uygulanabilir sinterleşme süresi 15 dakika olarak belirlenmiştir. Gelecek çalışmalarda renk verici ağır metal oksidlerinin, sinterleşme sıcaklığını düşüren PbO ya da B? O? bileşiklerinin belirli tane iriliği aralığındaki ham maddeye eklenerek, bu değişkenlerin sinterleşme sıcaklığına, süresine ve mikroskobik özelliklere etkisi incelenebilir. Ayrıca mikroskobik çalışmaları desteklemek amacı ile DTA- TG yöntemleri ile ısıl değişim incelemeleri yapılabilir.Publication Nutritional behavior in Libya(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005-09) Moftah, Omar Ali SaieedFood is one of the important needs of all living beings. You need food to live. Without food you will not be able to live long. You eat different kinds of foods such as bread, rice, meat, etc. You also take liquid foods like milk, soups and fruit juices. Whatever may be the food, it is made up of small units, which keep you healthy and fit. One of the saddest features of the modern world is that millions of people do not have enough to eat and many more do not have the right kinds of food required for good health. In order to be healthy, man needs a balanced diet, i.e. a diet that contains the right amounts of protein, fat, carbohydrate, vitamins and minerals. The carbohydrate in bread, rice, potatoes and sugary foods provides energy for the body. Too much carbohydrate, however, can make people obese and obesity can endanger health. These people usually have serious health problems since they are extremely fat. The oils and fats in milk, cream, butter, cheese and meat provide the body’s main stored food and contain much more energy than carbohydrates. The protein in cheese, eggs, meat, fish and milk quickens growth and repair damage to the body’s tissues. The body also needs small amounts of vitamins and minerals. When a persons diet consists of a variety of foods, the required amounts of vitamins and minerals are taken in. Historically, the diets of different societies depend on such factors as climate, soil and the ease or difficulty of transporting foods from one place to another. The simple diet of the Bedouin Arabs consists of dates, grains and sometimes meat and vegetables. This is because the land is very dry and, as a result, very few foods can be grown there. On the other hand, a country such as France, with a good climate and rich soil, has always had plentiful and a great variety of foods.Publication Evaluation of bentonite in Libya(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2006) IAB, ADEL KHALED MOHAMEDPublication Betonarme binalarda oluşan deprem ve yangınların binaya etkisinin incelenmesi ve bir uygulama örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2006-07) Şentürk, Hasan Orçun; Erdal CoşkunBu çalışmada, betonarme binalarda oluşan deprem ve yangınların binaya etkisi incelenmiş ve uygulama örneği yapılmıştır. Yangınların evreleri ve çıkış nedenleri üzerinde durulmuştur. Otel binasında deprem tetiklemesiyle yangın çıkmasına sebep olacak kaynaklar irdelenmiştir. Analizlerde deprem ile yangının aynı anda etkime olasılığı oldukça düşük olduğu için deprem ile yangın etkileri ayrı ayrı düşünülmüştür. Taşıyıcı sistem önce yangın yükleri altında ele alınmıştır. Taşıyıcı sisteme deprem kuvveti tepki spekturumları ile uygulanmıştır. Malzeme olarak beton elastik homojen olarak kabul edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, binaların taşıyıcı sistemlerini oluştururken katlar arasındaki ani kesit değişimlerinin, bina deprem ve yangın yüklerine maruz kaldığında dayanımı etkilediği ve taşıyıcı sisteme aşırı yüklemeler getirdiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler : Deprem, Taşıyıcı sistemler, YangınPublication Çeliğin plastik akma ve pekleşmesinin taşıma gücüne etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2006-09) Pakdel, Vahit Soltani; Erdal CoşkunBu çalısmada, egilme moment etkisi altındaki çelik kesitlerin plastik davranısı, sünek malzemenin özelliginden kaynaklanan peklesme etkisi de dikkate alınarak incelenmistir. Dört bölümden olusan çalısmanın, birinci bölümünde elastik-plastik davranıs ana hatları ile verilmis yapıların plastik analizi konusunda ilgili çalısmalar özetlenmistir. kinci bölümde dikdörtgen kesit ve iki tip I profili üzerinde seçilen farklı elastisite modülü ve birim sekil degistirme oranı için moment-egrilik baglantıların çıkarılmıstır. Üçüncü bölümde moment-egrilik baglantılarında elde edilen dogru denklemlerinden alınan kesitler için bir basit kiris örnegi üzerinde yük-deplasman bagıntılarına geçilmis ve kirisin tasıma güçü irdelenmistir. Dördüncü bölümde bu çalısmada varılan sonuçlar yer almaktadır.Publication Coğrafi bilgi sistemi ve uygulamaları (Gürpınar uygulaması)(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2007-01) Toklucu, Mustafa; Güzel, GürselPublication Betonarme çerçeve sistemlerde göçme hasar seviyesindeki plastik mafsalların klasik afsallara dönüşümünün performansa olan etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2007-06) Yıldırım, Mahmut; Erdal CoşkunÇalısması kapsamında: 1. Deprem bölgesinde Z4 zemin sınıfında yer alan on katlı simetrik ve ortogonal betonarme çerçeve sistem bir yapının deprem yüklerinin belirlemesi için Mod Süperpozisyon Yöntemi kullanılmıstır. Yapının birinci mod seklindeki yatay yük dikkate alınarak FEMA 356'da yer alan Deplasman Katsayıları Yöntemi ile yapının performansı ve plastik mafsalların hasar seviyeleri incelenmistir. Mod Süperpozisyon yöntemin sonucu yapının periyotları ve mod sekilleri bulunmustur. Sadece 1. mod sekli dikkate alınarak yatay yükler yapıya deprem yükü olarak etkitilerek, (G+0,3Q) yükleme durumundaki itme analizi sonuçları baslangıç durumu kabul edilerek onuncu kattaki bir nolu dügüm noktasında adım adım kuvvet arttırılarak itme analizi yapılmıstır. FEMA 356'da yer alan Deplasman Katsayıları Yöntemiyle yapının performans egrileri olusturulmustur. Mafsallarda göçme hasar seviyesi görüldügü ilk adımda göçme konumundaki plastik mafsallar tespit edilmistir. Bu plastik mafsalların yerlerine klasik mafsallar tanımlanmıstır. Bu islem yapının periyodunu ve mod sekillerini degistireceginden yeniden mod süperpozisyonu analizi yapılarak yeni periyotlar ve mod sekleri bulunmustur.. 1.Mod'a göre yük dagılımları tekrar elde edildi. Aynı islemler tekrarlandı. Sistem göçme konumuna gelene kadar analiz tekrarlanmıstır. Analizlerin yapılmasında ETABS Nonlinear yazılımı kullanılmıstır. Bu çalısmada; göçme hasar seviyesindeki mafsalların klasik mafsallara çevrilmesi sonucu periyot ve performans egrilerindeki degisim incelenmistir. Elde edilen sonuçlar degerlendirilmistir. Anahtar Sözcükler: Mod Süperpozisyon, Plastik Mafsal, Klasik Mafsal, FEMA 356, Deplasman Katsayıları YöntemiPublication Main problems and prospective solutions for turkish small and medium sized (SME) construction companies specialized on the real estate sector(2007-09) Göksel, Gökmen; Ali ŞentürkBu çalısmada, Türkiye ekonomisinde oldukça önemli bir yere sahip olan insaat sektörünün, Küçük ve Orta ölçekli firmalar bazında yasadığı sıkıntılar ve bu sıkıntılara karsı alınabilecek çözüm önerileri incelenmistir. ?stihdam yaratma konusunda etkin bir sektör olan insaat sektöründe, Küçük ve Orta ölçekli firmaların önemi yeterince anlasılamamaktadır. Avrupa Birliği'ne adaylık sürecindeki Türkiye'nin diğer pek çok sektörde olduğu gibi, insaat sektöründe de kat etmekte olduğu mesafe yadsınamaz. Üyelik sürecinde irdelenmesi gereken temel konulardan birisi de Birliğe üye ülkelerdeki esdeğer firmalar hakkındaki arastırmaların irdelenmesidir. Bu konuda yürütülen çalısmaların Türkiye'deki pek çok firma için oldukça aydınlatıcı olduğu bir gerçektir. Bunun yanı sıra, sektör firmalarının yasadığı sıkıntılar, sektörün içinden gelen firmalarla yapılan anketlerde gözlenmekte ve sorunların tespiti yönünde oldukça etkili bir bilgi kaynağı olusmaktadır. Bu bilgiler ısığında hazırlanmıs olan bu tez, Türkiye'de önemli bir konumda olan insaat sektörünün konut fazında faaliyet gösteren firmaları için, sıkıntıların derlenmesinde ve bu sıkıntılara çözüm önerileri sunmak gayesinde hazırlanmıstırPublication Construction risk management in Libya(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2008) Abumnighir, Belgasem F. O.; Sözen, ZeynepPublication Rapid map updating procedures using orthophotos(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2008-06) Alrajhi, Muhamad Nasir; Kamil ErenThe General Directorate of Surveying and Mapping (GDSM) of the Ministry for Municipal and Rural Affairs (MOMRA) of the Kingdom of Saudi Arabia has the mandate for large scale mapping of 200 Saudi Arabian cities. During the last 30 years all of these cities have been mapped in 3D at least once using stereo photogrammetric procedures. The output of these maps is in digital vector files with more than 300 types of features coded. Mapping at the required scales of 1:10 000 for the urban and suburban areas and at 1:1000 for the urban areas has been a lengthy and costly process, which did not lend itself to regular updating procedures. For this reason the major cities, where most of the developments took place, have been newly mapped at about 10 year intervals. To record the changes of urban landscapes more rapidly orthophoto mapping has recently been introduced. Rather than waiting for about 10 years for the line mapping of a large city after the inception of a mapping project, orthophotos could be produced a few months after a new aerial flight was made. While new, but slow stereomapping in 3D provides accurate results in conformity with the usual urban mapping specifications, the geocoded superposition of outdated maps with the more recent orthophotos provided a very useful monitoring of the urban changes. At the same time the use of orthophotos opens up a new possibility for urban map updating by onscreen digitizing in 2D. This can at least be done for the most relevant features, such as buildings, walls, roads and vegetation. As this is a faster and muvh more economical method than 3D stereo plotting a lesser geometric accuracy is to be expected for the onscreen digitization. There is a need to investigate and to compare the two methods with respect to accuracy and speed of operation as a basis for a decision, whether to continue with new 3D stereomapping every 10 years or to introduce rapid map updating in 2D via onscreen digitization every 3 to 5 years. The thesis proposes to investigate these aspects for a chosen test area covering one 1:10 000 and one 1:1000 map sheet over the city of Huraymilah, where aerial photography was taken last year and Aerial Triangulation was completed.Publication Soğukta şekil verilmiş ince cidarlı C kesit eğilme elemanlarının davranış ve dayanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2008-06) Genç, Fatih; Güven KıymazBu tez çalışmasında, soğukta şekil verilmiş ince cidarlı ve kenarları rijitleştirilmiş C kesit elemanların eğilme ve kesme kuvveti etkisi altında davranışları ve dayanımları incelenmiştir. Çalışma üç ana aşamadan oluşmaktadır. İlk aşamada, ince cidarlı çelik eleman ve sistemlerle ilgili genel bilgiler verilmiştir. Bu kapsamda soğukta şekil verme yöntemleri, soğukta şekil verilerek üretilen profillerin kullanım alanları, avantaj ve dezavantajları, soğukta şekil verme işleminin malzemenin mekanik özellikleri üzerine etkisi gibi konular üzerinde durulmuştur. İkinci aşamada, ince cidarlı çelik elemanların dayanım ve hesap esasları, ince cidarlı levhaların farklı mesnetlenme ve yüklenme durumları (düzleminde basınç, eğilme, kesme) için elastik burkulma davranışları ve dayanımlarının hesabıyla ilgili kuramlar detaylı olarak açıklanmış, elastik burkulma sonrası levhanın etkin bir genişlikte taşıdığı ilave dayanımın hesabı anlatılmıştır. Ayrıca bu kısımda kenarları rijitleştirilmiş C kesit ince cidarlı elemanların AISI-96 ve TS 11372 standartlarına göre hesabı detaylı olarak açıklanmış, bu profillerinde gövdelerinde delik bulunması durumu için de hesap esasları tarif edilmiştir. Çalışmanın üçüncü aşamasında ise, ince cidarlı, kenarları rijitleştirilmiş C kesit elemanların eğilme ve kesme dayanımları yukarıda verilen iki ayrı standarda göre parametrik olarak incelenmiştir. Kesitlerin dayanım hesabı için bir bilgisayar programı yazılmış ve hesaplamalarda bu program kullanılmıştır. Bu program ayrıca kesit gövdesinde delik bulunması durumu için de dayanım hesabı yapabilmektedir. Parametrik çalışma kapsamında ele alınan değişken parametreler genel olarak kesit ve delik geometrisi içermekte olup detaylı açıklamalar tezin beşinci bölümünde yapılmıştır. Sonuç itibariyle bu tez kapsamında ele alınan ince cidarlı, kenarları rijitleştirilmiş C kesit elemanların farklı geometriler (gövde ve başlık narinlikleri, gövdede delik çapı, başlığın rijitleştirilme oranı vb.) için moment ve kesme kuvveti dayanımları standartların belirttiği limitler içinde ve dışında parametrik olarak tespit edilmiş ve bu şekilde oluşturulan eğriler üzerinden çeşitli önemli bulgulara ulaşılmıştır. Bu bulgulara beşinci ve altıncı bölümde detaylı olarak yer verilmiştir.Publication Yapay sinir ağları metodu ile kalıp işlerinde bir verimlilik ve adam-saat tahmini modeli(2009) Sönmez, Murat; Dikmen, Umut1980'li yılların başından itibaren mühendislikte artarak uygulama alanı bulan yapay sinir ağları yöntemi, temelinde insan beyninin çalışma ilkelerini taklit ederek çalışan bir problem çözümleme yöntemidir. Yöntemin en önemli özelliği gerçek veriler ile kurulan modelin eğitilmesi ve eğitilmiş olan modelin yeni veriler için sonuç üretebilmesidir. Bu bağlamda kurulan model sürekli olarak yeni veriler ile sürekli kendini yenileyebilmesidir. Diğer bir deyişle model sürekli öğrenerek kendini geliştirebilmektedir. Bu çalışmada, bina türü projelerde kaba yapı maliyetleri içerisinde önemli yer tutan kalıp işlerine ait adam-saat ve verimlilik değerlerinin sağlıklı tahmini amacıyla yapay sinir ağları yöntemi ile bir karar destek sistemi oluşturulması hedeflenmiştir. Bu amaçla çalışmanın ilk aşamasında bir yapay sinir ağı oluşturulmuştur. Bu aşamanın en önemli kısmı girdi ve çıktı değişkenlerinin tespitidir. İkinci aşamada oluşturulan bu ağ elde mevcut bulunan üstyapı projelerine ait kalıp puantajları eğitilmiştir. Üçüncü ve son aşamada ise modelin sağlıklı çalışıp çalışmadığı farklı projelerden elde edilen veriler ile test edilmiştir.Publication 2007 Türk Deprem Yönetmeliği kriterlerinin sanayi yapılarının inşaat maliyetine etkileri(2009) Özek, Senem; Dikmen, ÜmitPublication İnce daneli zeminlerin koni penetrasyonunda boşluk suyu basınçlarının sönümlenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2009-06) Yekte, Yeşim; Akın ÖnalpIstanbul Kültür Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Inşaat Mühendisligi Anabilim Dali, Geoteknik Bilim Dal Programinda yüksek lisans tezi olarak hazirlanan bu çalşmanin amaci; ince daneli zeminlerde CPTU sönümlenme deneyi ile elde edilen boşluk suyu basinci sönümlenme egrilerinin COMSOL Multiphysics yazilimi yardimiyla Elsworth ve dig. (2006)'nin boşluk genleşmesi teorisine dayanarak modellenmesidir. Bu çalşmada, koni penetrasyon deneyi (CPT)'nin olumlu ve olumsuz yanlar, deneyin uygulanmasi, ölçümler sonucu elde edilen veriler ele alnmiştir. Esas olarak; CPTU sönümlenme deneyi incelenmiştir. Deneyin yaplşi, avantajlar, sönümlenmeyi etkileyen faktörler ve deneyden elde edilen zorlanma modülü(M), rijitlik indisi(Ir), konsolidasyon katsayisi(c) ve hidrolik iletkenlik(k) ayrntl olarak açklanmiştir. Arazi CPTU sönümlenme egrilerinin modellenmesi konusunda Elsworth ve dig. (2006)'nin önerdigi boşluk genleşmesi modeli kullanilmiştir. Bu modelde boşluk suyu basinci artişlar izotrop ve deviatörik gerilmelerin etkisinde drenajsiz kayma direnci Cu, kayma modülü G ve Skempton A parametresi ile tanimlanmaktadir. Zemin siniflarna göre farkl lk gösteren arazi sönümlenme egrileri üç tipe ayrlmiştir. Tip 1 sönümlenme egrisi çogunlukla siltli (ML, MI) ve kumlu (SM, SW-SM) zeminlerde görülmektedir. Tip 2 sönümlenme egrisi çogunlukla killi (CH, CL) zeminlerde karşimiza çkmaktadir; ancak nadiren de olsa siltli ve kumu zeminlerde de görülmektedir. Tip 3 sönümlenme egrisi ise siltli zeminlerde (ML, MI) karşimiza çkmaktadir. Bu egri tiplerine göre bofluk genleşmesi teorisine dayanarak COMSOL Multiphysics yazilimi ile analizler yapilmiştir. Tip 1 egrilerinde SM ve SW-SM kumlar difinda siltli olan zeminlerde arazi egrileri ile programin egrileri uyum göstermiştir. Tip 2 egrilerinde killi ve siltli olan örneklerde uyum yakalanmiştir ancak SM kumda uyum gözlenmemiştir. Tip 3 egrilerinde arazi ve program sonucu elde edilen egriler arasinda tam bir uyum gözlenmiştir. Analizler sonucu kumlu(SM, SW-SM) zeminler dişinda diger zemin siniflar nn sönümlenme egrisi tiplerinin (Tip 1, Tip 2, Tip 3) Elsworth ve dig., (2006)'nin boşluk genleşmesi modeli ile temsil edilebilecegi açklanmiştir. Anahtar kelimeler : CPT, CPTU, Sönümlenme, Boşluk Genleşmesi, COMSOL MultiphysicsPublication Aşırı Konsolide Ortamlarda Mekanik Özelleklerin Presiyometre Kullanımı ile Değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2010) Başhan, ElifBu tezde ilk aşamada presiyometre türlerinden Türkiye'de en yaygın kullanılnan Menard presiyometresi ve metodu incelenmiştir. Çalışma ortamı olarak aşırı konsolide ortamlar ile yumuşak/zayıf kaya olarak tanımlanan zemin ve kaya ortamlar arasındaki geçiş bölgesinin seçilmesinin nedeni genelde sondajlı çalışmalar esnasında örselenmemiş numune alınamamasıdır. Bu tür zeminlerden alınabilen örselenmiş numunelerde yaptırılan zemin ve kaya mekaniği deneylerinde yeterinde doğru sonuçlar vermemesidir. Bu çalışma ile presiyometre deneyinden, aşırı konsolide ortamlar ile çok yumuşak kayaçlar için mekanik parametrelerin doğrudan tespit edilmesini sağlamaktır. Ayrıca, presiyometre deneyinde arazi çalışmasında dikkate edilmesi gereken delgi takımı seçimi, zemin türüne uygun kuyu açma teknikleri, kuyunun göçmemesi için yapılması gerekenler irdelenmiştir. İkinci aşamada, mevcut presiyometre eğrilerine bakıldığında, eğrilerdeki yönelime göre, arazideki ölçüm esnasında kuyuda oluşan deformasyonlardan kaynaklanan olası hataların tespitleri yapılmıştır. Üçüncü aşamada presiyometre eğrisinden Menard Modülünün ve limit basınç'ın tespit edilmesi için önerilen doğrudan veya uzatımlı yöntemler incelenmiştir. Ayrıca, Menard parametreleri ile diğer geoteknik parametreler arasındaki korelasyonlar verilmiştir. Menard parametrelerinden temel mühendisliğine geçiş bağıntılarına da değinilmiştir. Son olarak aşırı konsolide ortamlarda yapılan presiyometre deney uygulamalarından örnekler sunulmuştur.