İnşaat Mühendisliği Yüksek Lisans Programı / Civil Engineering Master's Degree Program

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/4949

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 66
  • Item
    İnşaat Sektöründe Çalışan Beyaz Yakalıların Çevik Proje Yönetimi Algılarının Ölçülmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) TÜRKMENOĞLU, RUMEYSA NUR; Mehmet Nurettin Uğural
    Son yıllarda oldukça popüler olan Çevik Proje Yönetimi, 1990'lı yıllarda bilişim teknolojileri projelerinin başarısız olması sonucu ortaya çıkan bir kavramdır. Bu başarısızlıkların temel nedeni, proje sonuçlarını önceden görememek, proje bitmeden hedefleri test edip duruma göre değiştirememek ve projedeki bazı krizlere çözüm bulamamaktır. Bu sorunların üstesinden gelmek için geleneksel proje yönetimi yaklaşımlarından farklı bir tekniğin uygulanması gerekmektedir. Mühendislik endüstrisi, özellikle gereksinimlerin toplanması ve şartnamelerin toplanması sırasında projenin ilk aşamalarında alternatif tasarım seçeneklerini analiz etmek ve araştırmak için tasarım sürecinde yinelemelerin faydalarını fark etmiştir. Geleneksel yöntemlerin kullanıldığı projelerde analiz ve tasarım süreci uzun sürmektedir. Bu süre içerisinde projenin tüm gereksinimleri öngörülmektedir. Süreç içerisinde müşteri ile iletişim çok az olduğu için ürün müşteri ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Projenin yürütülmesi sırasında yapılacak değişiklikler daha sonra tanınır. Tüm bu nedenlerle geleneksel yöntemler başarısız olabilir. Bu nedenle inşaat sektöründe çevik proje yönetimi kavramı git gide ön çıkmaktadır. Bu çalışma ise inşaat sektöründe çalışan beyaz yakalıların çevik proje yönetimi algılarının ölçülmesini amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında yapılan araştırma neticesinde nitel ve nicel bulgular elde edilmiş; bu bulgular doğrultusunda inşaat sektörüne önerilerde bulunulmuştur.
  • Item
    Şantiye Mühendislerinin Karar Verme Durumları Üzerine Bir Araştırma
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÇELİK, FATİH; Mehmet Nurettin Uğural
    Ülkemizde, inşaat sektörünün önemi gün geçtikçe artmakta ve bu artış neticesinde de sektörün problemleri daha da fazla gün yüzüne çıkmaktadır. Sektördeki projeler, her ne kadar zaman, maliyet ve kalite üçlüsü açısından en uygun kararlar verilerek hayata geçirilmek istense de genellikle, beklenen kalitenin altında, planlanan zaman ve hesaplanan ilk maliyetin üstünde hayata geçirilmektedir. Bu çalışmada, inşaat sektöründe karar verici pozisyonunda olan şantiye mühendislerinin karar verme davranışlarının araştırılması amaçlanmıştır. Şantiye mühendislerinin karar verme davranışlarını, Doğal Karar Verme (DKV) süreçleriyle anlamak ve doğal karar verme süreçlerinin Karar Verme Stilleri (KVS) ile ilişkisini açıklamak, karşılaşmış oldukları problemlere karşı karar verme davranışlarının iyileştirilmesine katkı sağlayacaktır. Bu çalışmanın örneklem grubunu, Türkiye'deki özel firmaların şantiyelerinde çalışan 150 şantiye mühendisi oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak oluşturulan 34 maddelik anket formunda, demografik sorularla birlikte 6 maddelik Doğal Karar Verme (DKV) ölçeği ve 24 maddelik Karar Verme Stilleri (KVS) ölçeği kullanılmıştır. Katılımcılardan toplanan veriler, SPSS 26 ve AMOS 23 programları ile analiz edilmiştir. Bulgularda; Kaçıngan Karar Verme Stili (KÇKVS)'nin, Rasyonel Karar Verme Stili (RKVS) ile negatif, diğer KVS'leri ve DKV ile de pozitif anlamlı bir ilişkisi olduğu görülmüştür. Analiz sonuçlarına göre şantiye mühendislerinin, 3,57 puan ortalaması ile en çok Kaçıngan Karar Verme Stili (KÇKVS)'ni ve 3,21 puan ortalaması ile Kendiliğinden Karar Verme Stili (KNKVS)'ni benimsedikleri ortaya çıkmıştır. Bu durumda şantiye mühendislerinin rasyonel süreçler yerine, doğal karar verme davranışı ile pozitif anlamlı ilişkisi olan, sezgisel, kaçıngan ve kendiliğinden karar verme stilini benimsediği, ayrıca karar verme davranışlarının, demografik özelliklere göre anlamlı bir şekilde farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Item
    The Effect of Surface Friction on the Seismic Response of Isolated Structures With Triple Friction Pendulum Bearings
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ALJALAB, RAWAN; Gökhan Yazıcı
    Since the 1970s, the aseismic design of structures has greatly benefited from the application of seismic control systems. Seismic isolation is used to protect the structural and non-structural components as well as the contents of structures. The triple friction pendulum bearings (TFPBs) have attracted the attention of engineers and researchers due to their adaptive performance. Triple Friction Pendulum Bearings (TFB) are seismic isolators which have four concave sliding surfaces. Radius of curvature and friction coefficients of these surfaces are adjusted to meet the performance objectives of the seismic isolation system. This study aims to investigate the effect of contact surface friction on the seismic response of structures on Triple Friction Pendulum Bearings under near-fault and far-fault earthquakes through a parametric study. Generally, the results of the analysis have shown that increasing the value of the coefficient of friction mostly decreases the bearing displacements and increases the story accelerations. It has also been found that the effect of increasing the friction coefficient had a more profound influence on the seismic response parameters for the isolated structure subjected to near-fault earthquake ground motions.
  • Item
    Atık Yönetiminde Yakma Teknolojisinin Uygulanabilirliği: İstanbul Örneği
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TAŞTAN, MEHMET; Mehmet Nurettin Uğural
    Kentsel atık miktarının artması günümüzdeki en ön önemli çevre sorunlarından biridir. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi neticesinde kişi başına üretilen katı atık miktarı her geçen gün artmaktadır. Taraf olunan uluslararası antlaşmalar ve AB'ye uyum süreci çerçevesinde katı atıkların depolanarak bertaraf edilmesi yerine, çevreye verilecek olan zararların minimize edilmesi ve atıklara ekonomik bir anlam kazandırılması maksadıyla yeni çözümlerin bulunması gerekmektedir. Bu çalışmanın amacı; evsel katı atıkların bertarafı ve enerji üretimine yönelik İstanbul ilinde inşa edilmiş olan tesise ilişkin fizibilite verilerinden hareketle ilk yatırım maliyetleri, işletme maliyetleri, geri ödeme süresi ve karlılık hesapları analiz edilerek, ileriye dönük benzer tesislerin yapılmasına yönelik teknolojik ve finansal bir öngörüde bulunmaktır. Bu çalışma kapsamında projenin mali ve ekonomik açıdan karlılığı incelenmiş ve özellikle büyük şehirlerde yapılacak diğer atık bertaraf tesisleri için maliyet ve iç karlılık oranları ortaya konulmak suretiyle geleneksel sayılabilecek atık yönetim sistemleri (depolama veya kompostlaştırma) ile yakma yöntemlerinin kıyaslaması yapılmıştır. Yapılan uygulama çalışması sonucunda; geleneksel atık yönetim sistemlerinden mümkün olduğunca ayrışarak, teknolojik yöntemlerin kullanıldığı sistemlerin hem finansal hem de çevre bağlamında daha gerçekçi ve ekonomik olacağı görülmüştür. Günümüzde artan enerji ihtiyacını karşılamak ve dışa olan bağımlılığı azaltmak için fosil yakıt harici sürdürülebilir yenilenebilir enerji sistemlerine yönelik yatırımların arttırılması gerekmektedir. Bunun için gelişen teknolojilerle birlikte çevre dostu enerji yatırımlarına hız verilmesi ve bu yatırımların politik olarak desteklenmesi önem arz etmektedir.
  • Item
    The Influence of Liquid Tanks on the Seismic Response of Isolated Structure
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) MIRZADA, RAMEEN; Gökhan Yazıcı
    This study investigates the influence of liquid tanks on the seismic response of a Lead Rubber Bearing isolated structure under six near-fault ground excitations. Liquid tanks with various sizes and aspect ratios located on the base floor were used to assess the effect of sloshing on the seismic response. The response history analysis of the building model was performed with a MATLAB script. The sloshing effect of liquid was considered by using a mechanical modeling of liquid tanks with rigid walls. The structural response was analyzed using the selected ground acceleration records. The response parameters, such as hysteresis loops, bearing displacement, story drift of the structure, and liquid sloshing displacements, were investigated. The analysis results show that large bearing displacements were observed for building models with slender tanks subjected to earthquakes with high Peak Ground Displacements (PGD).
  • Item
    Influence of the Soil Amрlification on the Seismic Response of Base Isolated Structures
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ATIED, HAMDULLAH; Gökhan Yazıcı
    This study investigates the influence of soil amplification due to local site conditions on the seismic response of a base-isolated structure. Soil amplification effects were evaluated using linear one-dimensional site response analysis with DEEPSOIL. The structural model used in this investigation is a shear frame on lead core rubber bearings. The force-displacement relationship of the lead core rubber bearings was modeled with the Bouc-Wen model. The dynamic analysis of the structural model was conducted using a MATLAB script. The seismic response of the base-isolated structural model was investigated using time history analysis with six earthquake-strong ground motion records. A comparison of the dynamic response of the structure directly subjected to the selected earthquake ground motions and the free surface ground motions obtained from site response analysis shows that local site conditions can significantly change the dynamic response of structures.
  • Item
    The Comparative of Life Cycle Assessments Between Steel and Reinforced Concrete Structures
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) GHREIWATI, FAWZI; Erdal Coşkun
    The major of this study is to understand the influence of considering the lateral load during the design face of the buildings on the 𝐶𝑂2 emissions. Since steel and reinforced concrete structures have been used in a variety of buildings in the United States in recent years, it is critical to examine and perform research on the environmental implications of the designs and materials used in those constructions. This study investigated various multi-story residential structures in the United States with similar functions for this purpose. sixteen of the buildings was constructed with a steel frame and the other thirteen with a concrete structure. Accordingly, to achieve these aims assets of 32 different structures vary considering factors such as structural type, height, location of the structure, and loading scenarios. As this study show that Concrete structures emitted 23% more CO2 than steel buildings. While the results reveal that constructing a concrete building in an A class earthquake area creates 25% higher CO2 emissions than building in a non-seismic region.
  • Item
    Simplified Modeling of Isolated Bridges With Triple Friction Pendulum Bearings Using Opensees
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) NOUR, RAWAN ALI; Gökhan Yazıcı
    Many recent studies and research have been concerned with the issue of seismic isolation and its importance for our buildings, but very few of them have concentrated on this issue regarding bridges even though bridges are important as residential buildings or even more. Therefore, further studies of seismic isolation for highway bridges will lead to a better understanding of this concept. Especially the seismic response of these isolated bridges should be studied to learn the importance of this issue and discover its gaps and weaknesses to improve this concept and apply it on a larger scale. In this paper, we are going to study the seismic response of an existing bridge that is isolated seismically by using a special type of sliding components isolator which is: "The Triple Friction Pendulum Bearings". The seismic behavior of the bridge will be examined in two conditions: fixed and isolated base structure simultaneously through time history analysis using the OpenSees software. Furthermore, Nodal displacement of the selected bridge, the base shear and the force-displacement hysteresis loops of the isolation system are presented graphically under three earthquake ground motion records. The findings of the study are summarized in the conclusion section.
  • Item
    Earthquake Performance and Cost Comparison of Core Wall and Tunnel Formwork RC High Rise Buildings
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) AMINI, MOHAMMAD IBRAHIM; Mustafa Cömert
    This study investigates the earthquake performance and cost comparison of core wall and tunnel formwork of 30 story high-rise buildings. Floor and roof systems in core wall buildings are designed to carry gravity loads and transfer these loads to the supporting beams, columns, and to footings. Furthermore, they play a key role in distributing earthquake induced loads to the lateral load resisting systems such as inner cores and columns by diaphragm action. And in tunnel formwork buildings the flat slabs are designed to carry gravity loads and directly transfer them to the shear walls and finally transferred them to the footings. This kind of buildings systems resisting earthquake-induced loads with the help of flat slab and shear walls only, without any beams and columns. Core wall building and tunnel formwork building systems are very commonly used as lateral load resisting systems which have shown very good results in past earthquakes. In the present research, the modelling of (G+29) story RC residential high-rise buildings was performed in ETABS software then the data have been transferred to PERFORM-3D analysis software for analysis purposes. Nonlinear dynamic (Time￾history) analysis has been performed, according to (ASCE 7-16) and (ACI-318-19) codes and according to (PEER TBI,2017), and (LATBSDC,2020) guidelines. The results in terms of design base shear, building periods, different mode shapes maximum displacements, drift, drift ratio, moment curvature relationship, and costs of the buildings obtained.
  • Item
    AHP-TOPSIS Hibrit Çok Kriterli Karar Verme Tekniğiyle En Uygun Güçlendirme Alternatifinin Seçimine İlişkin Bir Örnek Olay İncelemesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) YAVUZ, TUĞBA; Mehmet Nurettin Uğural
    Bu çalışmada, 2018 Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve Deprem Etkisi Altında Binaların Tasarımı için Esaslar adlı yönetmelikte bahsi geçen güçlendirme teknikleri; örnek bir proje içerisinde birlikte kullanılarak güçlendirme alternatifleri incelenmiştir. Bu teknikler birlikte ve ayrı ayrı kullanılabilen güçlendirme alternatifleri olup tez kapsamında dört farklı güçlendirme alternatifi olarak ele alınmıştır. Oluşturulan her alternatif güçlendirme yönteminin statik analizleri yapılmış, uygulama süreleri belirlenmiş ve maliyet analizleri yapılmıştır. Karar verici pozisyonunda bulunan yapı sahiplerinin ve/veya kullanıcının güçlendirme alternatiflerini hangi kriterler altında tercih ettikleri inşaat sektöründe aktif faaliyet gösteren şirketler ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilmiştir. Bu kriterler sırasıyla: güçlendirme projesinin maliyeti, uygulama süresi, güçlendirme projesinden sonra oluşacak alan kayıpları ve seçilen tekniğin fiziksel olarak uygulanabilirliği başlıklarını kapsamaktadır. İlgili şirketlerden, tespit edilen kriterler için; kriterler arasında ikili karşılaştırma yapılması istenmiştir. Kriterlerin değerlendirilip kullanıcının ve/veya karar vericinin optimal çözüme ulaşabilmesi için çok kriterli karar verme yöntemlerinden AHP ve TOPSIS yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Bu değerlendirme sonucunda belirlenen kriterlerin AHP yöntemi kullanılarak ağırlıkları elde edilmiş, TOPSIS yöntemi ile de mevcut kriterler arasından en optimal güçlendirme alternatif seçimi yapılmıştır.
  • Item
    Binalarda BIM-Lazer Tarama Entegrasyonlu Boyutsal Kalite Kontrolü Üzerinde Bir Alan Çalışması
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ERTAŞ, DİDEM; Mehmet Nurettin Uğural
    İnşaat sektörü, tasarım, yapım, işletme ve bakım süreçleri ile yıkım evrelerinden oluşan, diğer sektörlerden benzersiz, zor, karmaşık ve girift bir sektördür. Son ürün olan yapı (bina) kalitesi kuşkusuz tasarım ve yapım aşamalarındaki kalite performansına direkt bağlıdır. Bir yapının tasarım ve yapım süreci sonundaki kalite performansı kullanıcı ya da işveren beklentilerini ne ölçüde karşıladığının matematiğidir. Bu denklem yüzyıllar boyunca her yapıda farklı kurulmuş ve farklı sonuçlar elde edilmiştir. Kullanıcı beklentileri her ne kadar değişkenlik gösterse de her yapının projelendirme ve yapım süreçlerinde asgari düzeyde evrensel kalite standartlarını yakalaması beklenmektedir. İnşaat sektöründe bu beklentiler ve doğal oluşumların sonucu olarak da evrensel ölçekte ortak kabul çerçevesi içerisinde doğal kurallar oluşmuş ve yüzyıllar boyunca zamanın şartlarına göre günümüze kadar süregelmiştir. Bu doğal kuralların beklentilerine cevap verebilmek amacıyla da kalite kontrol denilen bir saha oluşmuş ve bu beklentileri karşılamak için kontrol mekanizması gelişmiştir. Genellikle işverenin belirlediği kurallara göre oluşturulan muayene ve kabul koşulları yine işverenin kendisi tarafından ya da işvereni temsil eden teknik elemanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. İnşaat sektörünün karmaşık doğasından ve her yapım sürecinin dinamiğinin farklılığından dolayı geçmişten günümüze kalite kontrol süreçleri geleneksel yöntemlerle ve insan temelli yapılmaktadır. Burada temel amaç gerek tasarım aşamasında gerekse de yapım sürecinde oluşabilecek hata ve kusurları asgari düzeye indirebilmek, hatalardan kaynaklı zaman ve maliyet kayıplarını azaltmak, müşteri / işveren memnuniyetini sağlamak, beklenen kalite standardını yakalamak, sektördeki rekabet gücünü artırmak vb sebepler sıralanabilir. Bu beklentilerini yakalamak için işverenin belirlediği imalat şartnamelerine göre de tasarım ve yapım aşamasında kalite kontrolü sürekli olarak yapılmalıdır. Teknolojinin parabolik geliştiği son yüzyılda diğer sektörlerden daha yavaş adapte olsa da inşaat sektörü de etkilenmiş ve teknolojiyi kullanmaya başlamıştır. Başta gelişmiş ülkeler (ABD, İngiltere, Japonya gibi) olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde de inşaat sektöründe teknolojinin imkânları kullanılmaya başlanmıştır. Dünyanın önemli bir kesiminde bu adaptasyon gerçekleştiği gibi ülkemizde de son yıllarda inşaat sektörü dijital teknoloji ile tanışmış ve bu imkanlardan yararlanmaya başlamıştır. İnşaat sektöründe yeni bir çığır açan ve başta gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyada ve ülkemizde kullanımı hızla yaygınlaşan Yapı Bilgi Modelleme (BIM) teknolojisi ve bu teknolojiyle bütünleşik çalışma becerisi olan üç boyutlu lazer tarama teknolojileri binaların tasarım, yapım, işletme ve bakım süreçleri ile yıkım evrelerinde kullanıcısına müthiş olanaklar ve avantajlar sunmaktadır. Bu çalışmada da Yapı Bilgi Modelleme (BIM) teknolojisi ve bu teknolojiyle bütünleşik çalışma becerisi olan üç boyutlu lazer tarama teknolojilerinin mevcut bir yapının yeniden kullanım süreçlerindeki boyutsal analizlerinin anılan teknolojilerle birlikte kusursuz çözümlerinin olabilirliği anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışma iki temel adımdan oluşmaktadır. Çalışmanın birinci adımı Kalite Kavramlarının, Yapı Bilgi Modelleme (BIM) teknolojisi ve üç boyutlu lazer tarama teknolojilerinin akademik olarak irdelendiği; bu iki yeni sistemlerin ortak kullanılabilirliği üzerine literatür araştırmaları ekseninde oluşan aşamasıdır. Çalışmanın hem diğer adımı hem de ana odak aşaması ise yeniden kullanım aşamasında olan bir yapının BIM modeli ile lazer tarama verileri çakıştırılarak yeniden kullanım öncesi yapının boyutsal anlamdaki hata ve bozulmaların tespiti yapılarak sonuçlar ortaya konulduğu çalışmadır.
  • Item
    Seismic Response of Liquid Storage Tanks on Base Isolated Structures With Triple Friction Pendulum System
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) NUH, HAMZA HASSAN; Gökhan Yazıcı
    The use of base isolation systems is a common and effective method of reducing the seismic response of structures. This thesis investigates the seismic response of liquid storage tanks in a base isolated structure isolated with Triple Friction Pendulum bearings subjected to six unidirectional near-field ground motions. The time history analysis of the structure was conducted with the Sap2000 structural analysis program. The seismic response of liquid storage tanks with different aspect ratios located in different floors was investigated for both the fixed base and the isolated structure using the floor accelerations obtained from the time history analysis of the building model. Seismic response of the contained liquid has been modelled using a mechanical analogue model which considers the flexibility of the tank wall. The variation of tank design parameters namely, the base shear, overturning moment, and liquid sloshing displacement were investigated for the fixed base and isolated structure using a MATLAB script. The analysis results indicate that base isolation can significantly reduce the dynamic response of tanks during earthquake ground motion events, especially for the tanks located on the upper floors of the structure.
  • Item
    Life Cycle Assessment of Reinforced Concrete Buildings in Seismic Regions
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2021) HALIM, ZABIHULLAH; Erdal Coşkun
    The structural engineering profession has been developed significantly over the last decades as new systems, design methods, and other integrated approaches come to the field. From the 1950s and 60s onwards, cities throughout the world have expanded rapidly, high rise buildings increased, and cities expanded their occupied areas; in such circumstances, serious demand for sustainable development approaches can be observed, such as needs for setting some standards applicable in the local and global level. An integrated approach can help us properly address these debated issues. Experts from the sustainability field point out that materials and energy resources are limited, and the construction sector consumes a large portion of these remaining resources unquestionably. These points should be the main motivation for insisting on sustainable development approaches. However, it is a well-known fact that structural design engineers do not have a fundamental role in sustainable construction topics yet. Many approaches mainly focus on some specific topics of sustainability like environment and economy, whilst there is a need for an integrated approach to maintain a balance between all components of sustainability. There are many challenges that structural engineers face now a day, but the global environmental challenge is the most prominent of them. Within the scope of this thesis, it is aimed to determine and define how buildings in seismic regions affect sustainability by comparing steel and reinforced concrete frame structures. This comparison will be made using Athena Impact Estimator and SAP2000 by taking into account the environmental effects for the entire life cycle of reinforced concrete and steel frames in seismic regions.
  • Item
    Behavior of Irregular RC Structures Subjected to Horizontal and Vertical Seismic Excitations
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2021) AHMED, SEAD MOHAMED; Erdal Coşkun
    The past earthquakes show that the structures are not designed well to prevent the effect of earthquakes. Irregular structures have become very popular, and they carry a risk of failure during strong ground motions. The aim of this study is to evaluate the behavior of vertical irregular structures when subjected to both components (horizontal and vertical) of seismic excitations. Stiffness and mass irregularities are considered throughout the study. In this study, Four 2D models with 6-storey each were chosen to represent this problem. All the models were analyzed insides SAP2000 V21 software and designed according to ASCE 7-16 seismic code. Analyses were performed using nonlinear time history analysis using Newmark's average method. However, five different ground motions for both components in the near field region were obtained from the PEER website and scaled inside the seismomatch 2020 program. All the frame models are analyzed under two different loading cases: 1) Horizontal Only and 2) Horizontal plus Vertical. The structure's response in the form of maximum inter-story drifts, the axial force of column, joint acceleration, and mass participation ratio are compared under two loading conditions.
  • Publication
    Seismic behavior RC adjacent buildings during structural pounding with soft storey consideration
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Yapı Mühendisliği Bilim Dalı, 2021) Abdirahim, Abdullahi Mohamed; Coşkun, Erdal
    Yakın geçmişte meydana gelen depremlerde, bitişik nizam yapıların çarpışmasında şiddetli hasarlar gözlenmiş, hatta bazıları çökmüştür. Yapının deprem sırasında hasar görmesini önlemek ve uygun bir çözüme ulaşmak için birçok araştırmacı bu soruna odaklanmıştır. Bu çalışmada, betonarme ve dokuz ve altı katlı dolgu duvarı olmayan betonarme bitişik nizam bina çerçevelerinin çeşitli PGA ve Mw ile beş farklı deprem hareketi için modellenerek SAP2000 V21 ile bitişik nizam yapıların davranışı incelenmiştir. Yer hareketleri, PEER yer hareketi veri tabanından seçilerek ve ardından TSC18'den elde edilen hedef tepki spektrumu ile eşleştirilerek Seismomatch programı ile de ölçeklendirilmiştir. Çarpma kuvvetini hesaplamak için 0,5 mm boşluklu doğrusal olmayan elastik modelleme simüle edilmiştir. Model sonuçlarını elde etmek için bir çözüm türü olarak doğrudan entegrasyonlu doğrusal olmayan zaman tanım alanı analizi yapılmıştır. Tüm modellerin analizini gerçekleştirmek için SAP2000 V21 yazılımı kullanılmıştır. Deprem sırasında, dolgu duvarı olan ve dolgu duvarı olmayan bitişik binalarda çarpmanın sismik etkisi dikkate alınmıştır. Sonuçlar, kat yer değiştirme, kat kayma oranı, çarpma kuvveti, ivme ve çarpma geçmişi şeklinde gösterilmiştir. Her iki durumda da elde edilen sonuçlar, hangisinin kritik sismik etkiye sahip olduğunu belirlemek için karşılaştırılmıştır. Bitişik binalar arasındaki dinamik fark artınca, yer değiştirme azalır çarpma kuvveti ve ivme artar.
  • Publication
    Arsa paylı kat karşılığı inşaat sözleşmeleri ve örnek sözleşme önerisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Proje Yönetimi Bilim Dalı, 2021) Şahin, Erdem; Uğural, Mehmet Nurettin
    Bu çalışmada Türkiye'de geniş uygulama alanı bulan arsa paylı kat karşılığı inşaat sözleşmeleri incelenerek, örnek sözleşme önerisi hazırlanması amaç edinilmiştir. Bu örnek sözleşme önerisi arsa sahibi açısından incelenerek hazırlanmıştır. Bu çalışmanın amacı; arsa sahibinin kat karşılığı inşaat işinde proaktif bir yaklaşım ile mağdur edilmesinin önüne geçilmesidir. Arsa paylı kat karşılığı inşaat sözleşmeleri Türkiye' de borçlar kanunu kapsamında değerlendirilen atipik bir sözleşmedir. Bu sözleşme türünü hem hukuksal hem de teknik açıdan inceleyerek literatür taraması yapılmıştır. Ayrıca bu tip sözleşmelerin dünyadaki uygulamaları incelenmiş, Malezya, Filipinler, Çin ve Hindistan'da uygulama alanları olduğu görülmüştür. Malezya'da "Joint Development Agreement" adı altında, Filipinler'de "Joint Venture / Development Agreement" adı altında, Hindistan'da "Joint Development Agreement" adı altında yer almaktadır. Çalışmada yöntem olarak anket ve yarı yapılandırılmış görüşme teknikleri kullanılmıştır. Anket soruları literatür araştırmasına, uzman görüşlerine ve yüksek yargı kararlarına göre hazırlanmıştır. Anket yapılırken hedef kitle arsa sahipleri, bölge olarak da Türkiye'nin en gelişmiş ve bu tür sözleşmelerin en yaygın olduğu İstanbul ili seçilmiştir. Anket sonuçları İstanbul'da uygulama alanı bulan arsa sahibi yatırımcı firmalar ile yapılan yarı yapılandırılmış mülakat ile desteklenmiştir. Yapılan analizler sonucunda sözleşmeye bağlı sorunların proaktif bir yaklaşım ile önlenebilmesi için sözleşmenin ve sözleşme tadilinin noterde yapılması gerekliliği, sözleşmenin feshinin ve sözleşmede belirtilen mücbir sebeplerin arsa sahibi açısından etkileri, hisse paylaşımı ve tapu devrinin nasıl yapılması gerektiği, sözleşmede kapsamlı iş programı ve teknik şartname gereksinimi, arsa sahibi için yapılan işin kalite ve süre açısından takibi amacıyla müşavirlik hizmetlerinin gereksinimi konuları olduğu tespit edilmiştir. Böylelikle hem teknik açıdan hem de hukuki açıdan yeterli bilgi sahibi olmayan arsa sahibinin mağdur edilmeyeceği örnek sözleşme önerisi oluşturulmuştur. Çalışmanın, birinci bölümünde, Türkiye'de konut sektörünün gelişimiyle birlikte yapılan kat karşılığı arsa payı sözleşmeler ile ilgili bilgiler sunulmuş daha sonrasında ise çalışmanın amacı ve kapsamı anlatılmıştır. İkinci bölümde ise, sözleşme, arsa paylı kat karşılığı inşaat sözleşmelerin hem hukuki hem de teknik açıdan literatür taraması yapılmış ve kavramsal bilgilere yer verilmiştir. Üçüncü bölümde, araştırmanın yöntemi ve çalışmada uygulanan iş akış diyagramı açıklanmıştır. Dördüncü bölümde, anket ve yarı yapılandırılmış görüşme sonuçlarının analizleri verilmiştir. Beşinci bölümde ise arsa paylı kat karşılığı sözleşmelerin arsa sahibi açısından oluşturulan örnek sözleşme önerisi için sonuç ve değerlendirmeler açıklanmıştır. Anahtar Kelimeler: Arsa paylı, kat karşılığı, inşaat, sözleşme, sözleşme önerisi
  • Publication
    Belediye çalışanlarının kentsel dönüşüm uygulamalarına yönelik tutum ve algılarının tespiti İstanbul ilinde bir alan araştırması
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Proje Yönetimi Bilim Dalı, 2021) Baştan, Nurullah; Uğural, Mehmet Nurettin
    Bu tez çalışmasının amacı, gerçekleştirilmesi planlanan ve mevcut kentsel dönüşüm projelerinin amacına uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini ve projelerin uygulama ayağını oluşturan belediye çalışanlarının kentsel dönüşüm uygulamalarına yönelik tutum ve algılarını çeşitli değişkenler açısından inceleyecek bir ölçüm aracı geliştirmek ve geliştirilen bu ölçüm aracı vasıtası ile belediye çalışanlarının kentsel dönüşüme yönelik algı ve tutumlarını ortaya çıkartmaktır. Çalışma kapsamında kentsel dönüşüm olgusu kavramsal çerçevede incelenerek detaylı olarak tanımlanmış, günümüzde gerçekleştirilen kentsel dönüşüm çalışmalarının şehirleri nasıl etkilediği, kentsel dönüşümün uygulama amaçlarının neler olduğu, kentsel dönüşümün fiziki etkilerinin yanı sıra sosyal, ekonomik, çevresel boyutları ortaya konulmuştur. Araştırmada Türkiye'de kentsel dönüşüm gerçekleştirmek için çıkartılan yasal mevzuatlar incelenerek kentsel dönüşümün önemli aktörlerinden olan belediyelerde çalışan personel ile geliştirilen ölçek yardımıyla uygulama yapılarak belediye çalışanlarının kentsel dönüşüme yönelik algı ve tutumları tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada elde edilen veriler SPSS V22.0 programı kullanılarak yorumlanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre belediye çalışanlarının kentsel dönüşüm çalışmaları ile ilgili genel görüşü, kentsel dönüşüm sürecinin birçok paydaşın (yerel yönetim, bakanlık, halk) söz sahibi olduğu ve karşılıklı denetim mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işleyebileceği yapının oluşturulması şeklinde olmuştur. Ayrıca araştırma katılımcıları, kentsel dönüşümün sadece yeni ve dayanıklı binaların yapımı olmadığını bununla birlikte birçok yeni kazanımları da bölgeye ve vatandaşın hizmetine sunması gerektiğini düşünmektedir.
  • Publication
    Global response of 2D reinforced concrete structures under blast loads and progressive collapse
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Yapı Mühendisliği Bilim Dalı, 2021) Mahad, Mohamed Abdullahi Adan; Karadoğan, Hüseyin Faruk; MOHAMED ABDULLAHI ADAN MAHAD
    Patlama, evrendeki terör grupları tarafından yapılan terör saldırılarının artması nedeniyle son yıllarda yapı mühendislerinin ilgisini çekti; Bu tür saldırılara bir örnek, 1993 yılında Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan bombalı saldırıdır. Aşamalı çöküş, bu tür olayları takip eder ve yapıların tamamen çökmesine neden olur. Bu kitapta, 2B betonarme bir yapının patlama ve aşamalı çökme altındaki küresel tepkisi üzerinde durulmuştur. Bu çalışmanın amacı, gerinim oranlarının RC yapılarının genel tepkisi üzerindeki etkisini araştırmak, iki özdeş yapının direnç kapasitesini değerlendirmek ve karşılaştırmak; biri düşük dayanımlı beton (Çerçeve B) ile tasarlanırken, diğeri yükleri patlatmak ve kademeli olarak çökmek için nispeten yüksek dayanımlı beton (Çerçeve A) ile tasarlanmıştır. Farklı gerinim hızları altında ikinci mertebeden itme analizi yapılarak, yapıların tepkisi üzerindeki gerinim hızı etkisi incelenmiş, ardından itme eğrileri karşılaştırılmıştır. Yapıların patlama direnci kapasitesini değerlendirmek için yapılar, her ikisi de yapılardan 10 m uzaklıkta iki yüzey patlaması senaryosuna (100 ve 300 kg) tabi tutuldu, her bir eklemin patlama basıncı-zaman geçmişi UFC_3_340_02'ye göre hesaplandı ve üç yükleme kalıpları karşılaştırılmıştır. İki yapının aşamalı çökme direnci kapasiteleri, GSA yönergelerine göre çeşitli kolon kaldırma konumlarında karşılaştırıldı. Patlama ve aşamalı çökme analizleri, Newmark'ın ortalama yöntemi kullanılarak adım adım entegrasyonla doğrusal olmayan dinamik analizle yapıldı. Analizlerde kütle ve sertlik orantılı Rayleigh sönümü dikkate alınmıştır. Sonuçlardan, gerinim hızının artmasıyla yapısal mukavemetin arttığı gözlemlenmiş, ayrıca patlatma analizinden, olay açıları dikkate alınarak basitleştirilmiş patlama yükü modelleme yöntemlerinin kabul edilebilir doğruluk sağladığı fark edilmiştir. B Çerçevesi, aşamalı çöküşün tüm durumlarında başarısız olurken, iki dahili sütunun çıkarılması durumunda Çerçeve A başarısız oldu.
  • Publication
    Zeminde ve kayada kazık taşıma gücünün sonlu elemanlar yöntemi ile tahmini
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Geoteknik Bilim Dalı, 2021) Hothot, Merve; Türk, Ahmet Murat
    Günümüzde kentleşmenin artmasıyla yapılaşma süreci hızlanmış ve yüksek yapı yapma ihtiyacı artmıştır. Bu gelişme yapılaşmaya tam olarak uygun olmayan zeminlere inşaat yapılma gereksinimini de artırmış ve zemin iyileştirme ve kazıklı temel imalatı yapımı ihtiyacını beraberinde getirmiştir. Zemin yapısındaki bilinmezlikler, kazık imalatlarındaki bazı elverişsiz durumları ortadan kaldırabilmek ve kazık taşıma gücünün belirlenmesi için kullanılan yöntemlerden biri de sahada gerçekleştirilen kazık yükleme deneyleridir. Tez çalışması kapsamında, farklı bölgelerde farklı zemin ve kaya birimlerinde yapılmış olan kazık yükleme deney sonuçları irdelenmiştir. Kazıklar ile ilgili genel bilgiler verilmiş olup, kohezyonlu/kohezyonsuz zeminler ile kayaya soketli kazıklarda kazık taşıma gücü hesap yöntemleri anlatılmıştır. Sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak (Plaxis-3D ve Plaxis-2D) geri analizler yapılmış, arazide yapılan deney sonuçları birbiriyle uyumlu olacak şekilde zemin parametreleri (E, c, ) yeniden değerlendirilmiş ve farklı kazık boyları için de kazıkların oturma-yük grafikleri hesaplanmıştır. Bulunan parametreler yaklaşık yöntem hesaplarında da kullanılmıştır. Bulunan tüm sonuçlar tablo halinde verilmiştir. Yapılmış olan tüm hesaplamalarda sonlu elemanlar yönteminin, yaklaşık yöntemle hesaplanan sonuçlara göre daha gerçekçi ve doğruya yakın sonuçlar verdiği görülmüştür. Bu elde edilen sonuçlar ile arazide imal edilecek olan kazıklar için gerçek sonuçlar ile uyumlu veriler elde edilmiştir. Farklı zemin profili ve yapı yükleri altında kazık taşıma kapasitesi ve oturmaların hesaplanmasının gerektiğinde, sahadan ve laboratuvardan elde edilen zemin parametreleri kullanılarak sonlu elemanlar yönteminden faydalanılabileceği anlaşılmıştır.
  • Publication
    A proposed model for estimating the curvature ductility of reinforced concrete sections
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı / Yapı Mühendisliği Bilim Dalı, 2021) Mari, Mohamad; Karadoğan, Hüseyin Faruk
    Reinforced concrete is a widely used system for constructing structures all over the world. Currently, the main requirement for designing reinforced concrete structures is achieving a ductile behavior by deforming before the section fracture under the ultimate limit state. In general, to ensure a ductile behavior, an adequate moment-curvature is important. Nowadays, one of the most used methods for quantifying the ductility of the section is through curvature ductility. Previously, several analytical models were proposed to determine this parameter and its effect. However, some problems are encountered due to the major assumptions in developing these models which reduce their reliability for general applications. In this study, computer software was developed to calculate the curvature ductility of reinforced concrete columns and walls. In addition to that, an enhanced mathematical model for estimating the curvature ductility is proposed. Finally, a parametric study was conducted to evaluate the influencing parameters on the curvature ductility of different sections. The results of this study have shown a significant improvement in the proposed against the currently available one. Furthermore, the developed program was capable of defining the moment-curvature with good accuracy in comparison to both ETABS and Xtract. Moreover, the results of the parametric study have presented a considerable independency of the sectional ductility on the level of the confinement and the tensile strength of the concrete used. This study is expected to help practicing engineers in their daily works by reliably estimating the behavior of reinforced concrete sections.