Temel Eğitim Bölümü (Okul Öncesi Eğitimi) / Department of Elementary Education
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/6784
Browse
Browsing Temel Eğitim Bölümü (Okul Öncesi Eğitimi) / Department of Elementary Education by Rights "http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/3.0/us/"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access An Examination of cartoons watched by preschoolers in terms of gender stereotypes: The case of Niloya(2017) Ay, Aylin; Saray, Filiz; Kılıç, İsmihan; YAĞAN, SEVCANThis is a basic interpretive qualitative research as it aims to examine the cartoon named Niloya in terms of the gender stereotypes. 50 episodes of the cartoon were watched and the data collected were subjected to a content analysis. It has been emerged that the characters found in the cartoons have proper behaviors and appearances in terms of gender stereotypes and that the cartoon contributed to the production of gender stereotypes. It was seen in the cartoon that housework such as cooking, cleaning, childrearing is always done by the mother and work such as driving, gardening and keeping the animals is done the father and the grandfather. In the episodes watched, it was observed that female characters wear pink and purple dresses while male characters have colors like blue, yellow, green on their clothes. It was also found that play and toy preferences of girls and boys in the cartoon are conformed with the gender stereotypes. When considering that majority of children watch cartoons and identify themselves with this character, it can be said that the problem of gender inequality needs to be solved in the cartoon and the messages within the content should be reorganized to achieve women-men equality.Publication Metadata only Çocukluğun PR Aracı Olarak İnşası:Yılsonu Gösterileri(2019-10-02) Toran, Şahika; TORAN, MEHMET; 127979Çocukluk kavramı uzun yıllardır tartışılan, farklı bilim dalları tarafından da kavramsallaştırılmaya çalışılan önemli bir kavram olarak ele alınmaktadır. Çocukluk ile ilgili şimdi kadar ortaya çıkan ve çocuk ile ilgili birçok alanda rehber niteliği taşıyan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) en önemli uluslararası sözleşme olarak kabul edilmektedir. Bu sözleşmede çocukluğun tanımından eğitimine; sağlığından yaşam haklarına kadar birçok düzenleme bulunmaktadır. Bu bağlamda sözleşme, taraf olan ülkeler için önemli bir başvuru kaynağı olarak kabul edilmektedir. Sözleşme bağlamında değerlendirildiğinde çocuğun yüksek yararını kapsayan eğitim hakkı çocuğun aktif katılımının sağlanmasını önermekte ve mümkün olan en erken yaşta çocuğun eğitim hakkının nitelikli olarak karşılanmasını tavsiye etmektedir. Erken yaşlarda çocuğa eğitim hizmetlerinin sunulması çocuğun toplumsal, gelişimsel ve pedagojik olarak yetkinliklere sahip olması ve uzun vadede topluma aktif katılan ve katkı sunan bir birey olmasını desteklemektedir. Türkiye’de zorunlu olmamasına rağmen erken çocukluk eğitimi 0-3 yaşlar için kreş, 3-6 yaş arası için ise okul öncesi eğitimi olarak sunulmakta ve yapısal işleyişi MEB tarafından izlenmektedir. Türkiye’de okul öncesi eğitim kurumlarında gerçekleşen uygulamalar programda da yer aldığı gibi aileleri de kapsayacak şekilde yürütülmektedir. Özellikle yılsonunda okul öncesi eğitim kurumlan yıl boyunca gerçekleştirdikleri pedagojik uygulamaları sergilemek, paydaşlarla paylaşmak için yoğun çalışmalar yürütmektedir. Bu uygulamalardan biri de çocukların aktif aktörü olduğu yılsonu gösterileri sıklıkla karşılaşılan bir olgudur. Bu olgu zaman zaman eleştirilmekte ama çoğunlukla uygulayıcıları tarafından da savunulmaktadır. Okul öncesi eğitim kurumlan tarafından gerçekleştirilen yılsonu gösterilerinin hazırlanma sürecinin ve gösteri anının çocuklar üzerindeki etkisi, öğretmenlerin bu olguya dair algısı ve izleyiciler tarafından algısına ilişkin araştırmanın olmaması bu araştırmayı önemli kılmaktadır. Bu önem üzerinden mevcut araştırma yılsonu gösterilerinin inşa ettiği çocukluk değerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda 1) Yılsonu gösterilerine hazırlanma sürecinde çocuklar ne yaşamaktadır? 2) Yılsonu gösterilerine hazırlanma sürecinde öğretmenler ne yaşamaktadır? 3) Gösteri anında çocuklar ve öğretmenler ne yaşamaktadır? Sorularına yanıt aranmıştır. Araştırmada yöntem olarak etnografık araştırma yöntemi benimsenmiş ve araştırma bu yönteme uygun olarak tasarlanmıştır. Etnografı, bir insan grubunu ya da bir grubun kültürünü anlama ve betimleme için gösterilen bilimsel çabaların bütünü olarak değerlendirilmektedir. Nitel düşünceye dayalı bu çabalar, araştırılan grup ya da kültürün bütününü, bileşenlerini, onların arasındaki ilişkileri, kültürün mensuplarının gözünden görüp onların kültür kodlarıyla açarak anlamayı içerir. Okul öncesi eğitim kurumlarında yılsonu gösterilerine hazırlanan çocukların ve öğretmeleri deneyimleri ve süreçte yaşadıkları incelendiği için araştırmanın çalışma grubu amaçlı örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu görüşmelerin yapıldığı 9 devlet 6 özel okul öncesi öğretmeni, sürecin izlendiği iki okul öncesi eğitim kurumu ve gösterilerin izlendiği bir okul öncesi eğitim kurumu oluşturmaktadır. Öğretmenler ile yapılan görüşmeler, süreci ve yıl sonu gösterilerin izleme aşamasında tutulan anekdot kayıtları veri toplama aracı olarak kullanılmıştır. Öğretmenler ile yapılan görüşmeler için uzman görüşü alınarak yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmış, anekdot kayıtları için ise araştırmacıların süreçteki gözlemlerine dayanmaktadır. Araştırmada, verilerin, veri toplama sürecinin geçerliği ve güvenirliğinin sağlanması amacıyla birden fazla geçerlik ve güvenirlik tekniği kullanılmıştır. Mevcut araştırmada, elde edilen veriler araştırmacılar tarafından içerik analizi tekniği kullanarak analiz etmiştir. Verilerin analiz sürecinde, ilk aşamada kodlama yapılmış, ikinci aşamada temalar bulunmuş, üçüncü aşamada kodlar ve temalar sistematik olarak düzenlenmiş ve dördüncü aşamada bulgular tanımlanarak yorumlanmıştır. Verilerin analizi sonucunda yılsonu gösterilerine hazırlanma sürecinde çocukların sürece katılmaları için istismara maruz kaldığı, eğitimin ihmal edildiği, öğretmenlerin süreçte okul yönetiminin ve ebeveynlerin isteklerine boyun eğdiği saptanmıştır. Bununla birlikte gösteri anında çocukların yoğun stres yaşadıkları, sahnede gösteriye isteksiz oldukları, yetişkin desteği bekledikleri gözlenmiştir. Sonuç olarak yılsonu gösterileri her ne kadar, yıl boyunca yapılan uygulamaların sunumu gibi planlansa da gerçekte çocuğun bizzat gösteri yaptığı, okulun tanıtımına katkı sunduğu ancak ÇHS’ye göre aktif katılımının olmadığı bir süreç olduğu söylenebilir.Publication Metadata only Comparison of Indoor and Outdoor Environment Standards of Early Childhood Education Institutions: Turkey, Singapore, Australia, New Zealand, and Switzerland Example(Okul Öncesi İç ve Dış Mekan Eğitim Ortamları Standartlarının Karşılaştırılması: Türkiye, Singapur, Avustralya, Yeni Zelanda ve İsviçre Örneği.)(2019-10) Erbil Kaya, Özlem Melek; Poyraz, Ezgi; ÖZER, MERVE; 273995; 58252Okul öncesi dönem çocuğa zengin fırsatlar ve deneyimler sunma açısından kritik öneme sahiptir. Bu dönemdeki eğitimin başarıya ulaşmasında pek çok faktör etkilidir. Bu faktörlerin biri de eğitim ortamıdır. Eğitim ortamları iyi tasarlandığında çocukların sosyal duygusal gelişimi, bilişsel gelişimi gibi pek çok gelişim alanını desteklemekte ve yaratıcı problem çözme, mantık yürütme gibi becerilerini geliştirmektedir. Etkin öğrenmeye ve gelişime katkı sağlayacak eğitim ortamları, çocuğun gelişimin yanı sıra davranış, çocuk- yetişkin etkileşimi, sınıf iklimi, zaman yönetimi gibi pek çok faktörü etkilemektedir. Bu nedenle çocuğa kaliteli bir eğitim sunmanın bir yolu iyi tasarlanmış eğitim ortamlarından geçmektedir. İyi tasarlanmış eğitim ortamları; sağlıklı, güvenli, çocuğun yararını düşünen ve esnekliğe fırsat veren yerlerdir ve bu ortamların hazırlanmasında ülkelerin konu ile ilgili yasa ve yönetmeliklerinde yer alan standartlar belirleyici olmaktadır. Bu açıdan Türkiye ele alındığında ve okul öncesi eğitim kurulularının sağladıkları eğitim açısından farklılıklar göz önünde bulundurulduğunda ilgili yasa ve yönetmeliklerde ulusal bir standardın olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte alan yazınında okul öncesi eğitim ortamlarına ilişkin öğretmen görüşlerini ya da fiziksel ortamları değerlendiren çalışmaların çoğunlukta olduğunun görülmesi alandaki boşluğu göstermektedir. Bu araştırma; Türkiye’deki okul öncesi eğitim kuramlarının eğitim ortamları tasarlanırken hangi tasarım standartların dikkate alındığı göstermesi ve diğer ülkelerle karşılaştırdığında eksik ve farklı yönlerin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Bu araştırmanın amacı; Türkiye (2015), Singapur (2016), Avustralya (2016), Yeni Zelanda (2016) ve İsviçre (2019)’nin okul öncesi iç ve dış mekan eğitim ortamlarına dair standartların karşılaştırmalı olarak incelenmesidir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması kullanılmıştır. Durum çalışmaları sistematik bir biçimde verileri toplamakta, analiz etmekte ve sonuçları ortaya koymaktadır. Veri toplama sürecinde doküman analizi aracılığıyla Türkiye (2015), Singapur (2016), Avustralya (2016), Yeni Zelanda (2016) ve İsviçre (2019) ülkelerine ait okul öncesi eğitim ortamlarını betimleyen eğitim standartları incelenmiştir. Bu ülkelerin seçilmesinde eğitim standartlarının güncelliği, kolay ulaşılabilirliği dikkate alınmış ve standartlara ilgili bakanlıkların internet sayfalarından ulaşılmıştır. Verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Betimsel analizde amaç; bulguları okuyucuya daha anlaşılır ve okunabilir şekilde sunmaktır. Alan yazınında yapılan çalışmalar göz önünde bulundurularak araştırmacılar tarafından kodlar belirlenmiş ve üzerinde uzlaşıya varılmıştır. Bu doğrultuda her araştırmacı ülkelerin okul öncesi eğitim ortamlarına ilişkin standartları incelenmiştir. Veri analizi sonucunda ülkelerin okul öncesi eğitimde iç mekan ve dış mekan özelliklerine ait standartlarına ilişkin benzer ve farklı yönlerin olduğu görülmüştür. Türkiye (2015) Eğitim Yapıları Asgari Tasarım Standartları Kılavuzunda iç mekan eğitim ortamının diğer ülkelere kıyasla daha detaylı hazırlandığı görülmüştür. Depo, oyun odası, sınıf, çocuk tuvaleti gibi iç eğitim ortamında bulunan pek çok alan araştırma kapsamına dahil olan tüm ülkelerde açıklanmışken, rehberlik birimi, sağlık birimi, gözlem odası gibi alanlara ilişkin herhangi bir açıklamaya rastlanmamıştır. Kış bahçesine ilişkin ise hiçbir ülkede bilgi verilmemesi dikkat çekici bir bulgudur. Benzer şekilde ülkelerin dış mekan eğitim ortamları incelendiğinde gölgelik alanın Türkiye dışındaki diğer ülkelerde var olduğu, su havuzu, hayvan besleme, bitki yetiştirme gibi alanların ise Türkiye için belirlenen standartlarda değinilmediği görülmüştür. Dış mekan eğitim ortamına ilişkin ateş alanı ise sadece İsviçre’ de (2019) yer almaktadır. İsviçre’de dış mekan eğitim ortamında çocuk başına 25 metrekare alan düşerken, Avustralya’da (2016) 12 metrekare, Yeni Zelanda’da (2016) ise 5 metrekare düşmektedir. Türkiye’de (2015) ve Singapur’da (2016) ise bu oran belirtilmemiştir. Bu nedenle okul öncesi eğitim kuramlarının iç ve dış mekan eğitim ortalarına ilişkin ulusal standartların belirlenmesi, kuramların bu standartları taşımasına yönelik düzenli olarak kalite kontrollerinin yapılması ve bu doğrultuda kuramlara derecelerin verilmesi yaşanan sorunları en aza indirmede etkili olabilir.Publication Open Access Investigation of different socioeconomic levels parental experience to improve creativity in preschool period(2019) Polat, Aslı Yıldırım; ÖZER, MERVEOne of the skills that a child needs to develop in pre-school is creativity. Although it is known that creativity comes from birth, the fact that everyone is at different levels shows that there are factors affecting the development of this skill. One of these factors is the parent. In the literature, there are researches on how children's creativity changes according to variables such as age, gender and socioeconomic level. However, no research has been achieved on what parents do to improve their children's creativity. The aim of this study is to reveal the experiences of parents in developing pre-school children's creativity. In this research, phenomenology is used. Participants were determined by criterion sampling from purposeful sampling methods and interviewed with six parents at two sub, two middle and two upper socioeconomic levels. As a result of the content analysis, it was observed that parents did similar activities in developing creativity with their children regardless of their level of education, but they were more creative by using the opportunities of parents at low socioeconomic level, while parents with a high socioeconomic level were more prone to getting ready to produce with their children. Parents should therefore be encouraged to develop creativity.Publication Metadata only Mother-Child Shared Reading with Digital and Print Books(2018-07) ÖZTÜRK, GÜLŞAH; 256405Publication Metadata only Öğretmen Adaylarının Mobil Değerlendirme Uygulamalarına İlişkin Görüşleri(2019-05) Kulaksız, Taibe; Kelleci, Özge; Pala, Ferhat Kadir; 249670; 249671; 60839Mobil değerlendirme uygulamaları sağladığı pek çok kolaylık sebebiyle eğitim-öğretimin ölçme değerlendirme aşamalarına entegre edilmeye başlanmıştır. Eğitimde bu uygulamalarm kabul durumunu etkileyen faktörlerden biri bireysel yenilikçilik özellikleridir. Bu nedenle öğrenenlerin bireysel yenilikçilik özelliklerine göre sınav tercihlerinin belirlenmesi ve mobil değerlendirme uygulamalarına ilişkin görüşlerin değerlendirilmesi önem teşkil etmektedir. Bu kapsamda araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının smavlarda mobil değerlendirme uygulamalarmm kullanılmasına ilişkin görüşlerini almaktır. Buna ek olarak araştırmada öğretmen adaylarmm bireysel yenilikçilik özelliklerine göre sınav tercihleri de incelenmiştir. Çalışmanın katılımcılarını 27 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırma kapsammda katılımcıların mobil değerlendirme uygulamalarını, çalışmanın yürütüldüğü dersin ölçme değerlendirme aşamalarında deneyimlemesi sağlanmıştır. Durum çalışmasına göre yürütülen bu çalışmada veri toplama aracı olarak Bireysel Yenilikçilik Ölçeği ve Görüşme Formu kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre öğretmen adaylarmm bireysel yenilikçilik düzeyleri yüksek olmasına karşın geleneksel smav yöntemini özellikle alışkanlık, smav süresi ve soru üzerinde karalama yapabilme gibi sebeplerle tercih ettikleri görülmüştür. Öğretmen adaylarının mobil değerlendirme uygulamalarmm smavlarda kullanımını tercih etmemelerinde, söz konusu uygulamalarda sınav esnasında cevapları kontrol etme imkânının sınırlı olması, teknik problemlerin yaşanma potansiyeli, soru başına düşen sürenin sınırlı olması başlıca nedenlerdir. Mobil değerlendirme uygulamalarım tercih eden öğretmen adayları ise bu uygulamaların anlık geribildirim özelliğine sahip olması, eğlenceli ve ilgili çekici, çevreci ve düşük maliyetli olması gibi avantajlarını dile getirmişlerdir. Bunlarm yanı sıra mobil değerlendirme uygulamalarmdaki anlık geribildirim özelliğinin kimi öğretmen adaylarında kaygıya ve motivasyon düşüklüğüne sebep olduğu kimilerinde ise tam tersi yönde etki yarattığı belirtilmiştir. Öğretmen adayları, mobil değerlendirme uygulamalarının sonuç değerlendirme yerine süreç değerlendirmede kullanılmasının daha etkili olabileceğine ilişkin önerilerde bulunmuşlardır. Buna ek olarak mobil değerlendirme uygulamalarında söz konusu sınırlılıkların giderileceği güncellemelerin yapılması önerilmektedir.Publication Metadata only Okul Öncesi Dönem Çocuklarının Sosyal Problem Çözme Becerileri ile Oyun Davranışları Arasındaki İlişkisinin İncelenmesi(2019-06-19) DEMİR, GÜL; AYVAZ, EBRU; TUZCUOĞLU, Necla; 235562; 258019; 170647Sosyal problem çözme, sosyal hedeflerin gerçekleştirilmesi için davranışsal, duygusal ve bilişsel kaynakları esnek bir şekilde kullanırken diğerlerinin hedef ve isteklerini de göz önünde bulundurabilmeyi içermektedir. Belli bir problem durumunda uygun davranışı göstermek sadece bir beceri meselesi değil, aynı zamanda bir etkileşim sırasında neler olup bittiğini ve diğer kişinin ne düşündüğünü veya hissettiğini anlama isteğidir. Sosyal anlaşmazlıklar, benliğe yararlı neticeler ile sonuçlanan stratejiler üretmek ve uygulamak olarak tanımlanan sosyal problem çözme için bir olanak sağlamaktadır. Çocukların akran iletişimleri, sosyal uyumları ve çatışmalarının oyun süreçlerine yansıdığını ve bu nedenle bu becerileri incelemek için oyunun oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Bu bilgilerden yola çıkarak, bu araştırmada okul öncesi dönem çocuklarının sosyal problem çözme becerileri ile oyun davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubunu, İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde bulunan MEB’e bağlı bağımsız bir anaokuluna ve Avcılar ilçesinde bulunan bir anaokuluna devam etmekte olan 18 kız, 15 erkek olmak üzere toplam 33 çocuk dahil edilmiştir. 48-72 aylık çocukların sosyal problem çözme becerilerini test etmek amacıyla Yılmaz, Ural ve Güven (2018) tarafından geliştirilmiş olan 48-72 Aylık Çocuklara Yönelik Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği; Çocukların oyun davranışlarının ölçülmesi için Arslan (2016) tarafından geliştirilmş olan 36-71 Aylık Çocuklar İçin Oyun Davranış Ölçeği; Katılımcı çocuklar hakkında cinsiyet, yaş gibi bilgilerin edinilebilmesi için araştırmacılar tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Veri toplama aşamasında ilk olarak katılımcı öğretmenlere Kişisel Bilgi Formu ve 36-71 Aylık Çocuklar İçin Oyun Davranış Ölçeği dağıtılmış, ölçeğin nasıl doldurulması gerektiği açıklanmıştır. Daha sonra araştırmacılar uygulamaların yapılması için okul yönetimlerinden gürültü ve dikkat dağıtıcı uyaranlardan uzak bir oda istemiş, uygulamaları bu odada gerçekleştirmişlerdir. Araştırmacılar ilk olarak katılımcı çocuklara kendini tanıtmış, onların da kendisini tanıtmasını isteyerek sıcak ve güvenli bir ortam oluşturmuşlardır. Daha sonra 48-72 Aylık Çocuklara Yönelik Sosyal Problem Çözme Becerileri Ölçeği uygulanmıştır. Ölçeğin uygulanması her çocuk için yaklaşım 20 dakika sürmüştür. Bu ölçeğe ait verilerin toplanması iki gün içerisinde tamamlanmıştır. Aynı hafta Sessiz davranış ile sosyal oyun alt boyutları arasında negatif yönde ve yüksek düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=-0,720; p<0,01). Sessiz davranış alt boyut puanı ile itiş kakışh oyun alt boyut puanı arasında pozitif yönde ve orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=0,644; p<0,01). Oyun Davranışları Ölçeği alt boyutlarından tek başına oyun alt boyut puanları ile paralel oyun alt boyutu arasında pozitif yönde ve orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=0,382; p<0,05). Sosyal oyun alt boyut puanı ile itiş kakışlı oyun alt boyut puanı arasında negatif yönde ve orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır (r=-0,543; p<0,01). îtiş kakışlı oyun alt boyut puanı ile sosyal problem çözme becerisi arasında negatif yönde ve orta düzeyde bir anlamlı ilişki saptanmıştır (r=-0,490; p<0,01).Publication Metadata only Okul Öncesi Dönemde Müze ile Eğitim:Öğretmenler Ne Biliyor? Ne yapıyor?(2019-06-19) Yıldırım Polat, Aslı; ÖZER, MERVE; 273995; 55949Müzeler, günümüzde eğitimin bir parçası haline gelen ve birinci elden deneyim sağlayan kurumlardır. Müzelerde nesneler ile etkileşime giren birey, yaparak yaşayarak öğrenme sürecine katılmaktadır. Avrupa, Amerika gibi gelişmiş ülkelerde müzelerden okul öncesi dönemden itibaren yararlanılmaya başlanmaktadır. Bireylerin müze kültürünü küçük yaşlarda kazanabilmesi ve yetişkinlikte müze tüketicisi olabilmeleri için; bireyler müzeler ile okul öncesi dönemde tanıştırılmalıdır. Bunun için de müze eğitiminin önemini bilen ve müzelerden okul öncesi dönemde eğitim amaçlı yararlanan öğretmenlere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu araştırmanın amacı okul öncesi öğretmenlerinin müze ile eğitime ilişkin görüş ve deneyimlerini ortaya koymaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim kullanılmıştır. Olgubilim çalışmalarında, bireylerin bir olgu ile ilgili yaşadıkları deneyimlere odaklanılmaktadır. Olgubilim ile desenlenen araştırmanın katılımcıları amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile belirlenmiş ve 2 alt, orta ve üst sosyoekonomik düzeyde toplam 6 öğretmen ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verilerinin toplanmasında araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde olgubilim yöntemine ilişkin analiz kullanılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin çalıştıkları kurumların sosyoekonomik düzeyi değiştikçe, müzelerden yararlanma durumunun değiştiği görülmüştür. Düşük sosyoekonomik düzeydeki bir okulda çalışan öğretmenin müzelere ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyinin daha az olduğu ve eğitimde müzelerden daha az yararlandığı belirlenmiştir. Sosyoekonomik düzey fark etmeksizin araştırmaya katılan tüm öğretmenlerin müzelerden gezi amaçlı yararlandıkları ortaya çıkmıştır.Publication Metadata only Oyun Geliştiricilerin Dijital Eğitsel Oyun Geliştirme Öz-Yeterliklerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi(2019-10-30) Kulaksız, Taibe; KELLECI, OZGE; 249670; 249671Eğitimde teknoloji entegrasyonun önem kazanmasıyla birlikte alternatif öğretim yöntem ve yaklaşımları 21. yüzyıl öğrenme ortamlarına dahil olmuştur. Bunlardan birisi de dijital oyun tabanlı öğrenme yöntemidir. Bu yöntemde öğrenme ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen kazanımlar dijital eğitsel oyunlar yoluyla aktarılarak öğrenme gerçekleşmektedir. Bu noktada dijital eğitsel oyunların geliştirilmesi süreci ve oyun geliştiricilerin sahip olması gereken beceriler ön plana çıkmaktadır. Türkiye yükseköğretim sistemi göz önünde bulundurulduğunda Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi (BÖTE) bölümü öğrenci ve mezunlarının potansiyel dijital eğitsel oyun geliştiriciler oldukları söylenebilir. Belirtilen bilgiler ışığında, bu çalışmanın amacı BÖTE bölümü öğrencileri ve mezunlarının dijital eğitsel oyun geliştirme öz-yeterliklerinin (DEOGÖ) belirlenmesi ve çeşitli değişkenler açısından (cinsiyet, oyun geliştirme deneyimi, oyun geliştirme aracı türü) incelenmesidir. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmanın katılımcılarını 159 BÖTE öğrencisi ve mezunu oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Kelleci ve Kulaksız (2019) tarafından geliştirilen, 24 maddeden oluşan iki faktörlü beşli likert tipinde Dijital Eğitsel Oyun Geliştirme Öz- Yeterlik Ölçeği (DEOGÖÖ) kullanılmıştır. Ölçekten alınabilecek en düşük puan 24, en yüksek puan ise 120’dir. DEOGÖÖ’nin Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı .973 olarak hesaplanmıştır. Buna ek olarak katılımcıların demografik bilgilerini elde etmek maksadıyla Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistik, bağımsız grup t-testi ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre katılımcıların DEOGÖ’leri ölçeğin eğitim faktörü için 22.14 puan ile “yüksek”, oyun geliştirme faktörü için 62.79 puan ile “orta” ve ölçekten toplamı için 84.93 puan ile “orta” düzeyinde oldukları görülmektedir. Katılımcıların önceden oyun geliştirme ve dijital eğitsel oyun eğitimi alma durumlarına DEOGÖ puanları deneyimli katılımcıların lehine hem ölçeğin alt boyutlarında hem de ölçekten alman toplam puana göre anlamlı farklılık göstermektedir. Deneyimli katılımcıların DEOGÖ puanları oyun geliştirme aracı türüne (oyun motoıu-diğer) göre incelendiğinde ise katılımcıların DEOGÖ puanları anlamlı farklılık göstermemektedir. Bununla birlikte katılımcıların DEOGÖ puanları hem ölçeğin alt boyutlarından alınan hem de ölçeğin tamamından alınan puanlar katılımcıların cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermemektedir. İleıiki çalışmalarda ölçeğin farklı bağımsız değişkenler ile ilişkilerinin incelenmesi ve oyun geliştiricilerin DEOGÖ’leıinin ve oyun geliştirme becerilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların yürütülmesi önerilmektedir.Publication Open Access Rose with thorns: Phenomenological study regarding being a preschool teacher in rural areas in Turkey(2019) YAĞAN, SEVCAN; 55019The main purpose of this study is to reveal the experiences of pre-school teachers who teach in rural areas. Phenomenology design, which is one of the qualitative research designs, was used in this study. This study included 9 pre-school teachers who performed teaching profession in Diyarbakir, Ordu, Van, Bursa, Sanliurfa and Agri provinces between 2016-2017 educational year. The data of the study were collected via semi-structured interviews which were conducted through the Skype program. The results of this study indicate that teaching in the rural areas gives high level of spiritual satisfaction; on the other hand, it is a difficult process that contributes to professional development of the teachers. Teachers also expressed that they experienced language and communication problems with both parents and children and that they had problems with regard to heating, water, electricity, unsuitable class environments and teaching material deficiencies.Publication Open Access Social network addiction scale development: Validity and reliability study(2019-06) KARACA, FERIDE; Yıldırım, Osman Gazi; Kulaksız, TaibeSocial networks are very widely used in today's world. Although the use of social networks contributes to individuals' lives by improving communication opportunities, excessive use gives increasing rise to addiction related problems. The purpose of this study is to develop a valid and reliable Social Network Addiction Scale (SNAS) covering scientific indications of addiction. With the help of a valid and reliable Turkish measurement tool, the problematic use of social networks in society can be revealed and individuals can gain awareness about social network addiction. There were 285 participants in this study. The vast majority of participants were university students and graduates (n = 267). A comprehensive literature review revealed the main components of social network addiction to be salience, mood modification, tolerance, withdrawal symptoms, conflict, and relapse. An explanatory factor analysis was conducted following items' pool creation process. The factor analysis revealed that the final form of the SNAS consisted of 26 items and five factors and explained 63.6% of the total variance. Internal consistency values of the SNAS ranged from .87 to .95 for the whole scale and sub-factors, whereas total correlations between items ranged from .46 to .74. A Confirmatory Index Analysis was used to determine the model's fit index and Chi-square value (chi(2) = 601.849, df = 286, p = 0.00), and were found to be significant.Publication Metadata only Understanding young children's attitudes towards reading in relation to their digital literacy activities at home(2018) Ohi, Sarah; ÖZTÜRK, GÜLŞAHThe effect of digital literacy practices upon young children's learning is a contentious and growing area for research and debate. Nowadays, children encounter many different types of texts through their everyday engagement with digital technologies. The study reported here investigated the relationships between 6 and 7-year-old children's home digital literacy practices, parental views about the use of technology and children's attitudes towards reading as perceived by the children and their parents. A total of 105 children and their parents, from two primary schools in Istanbul participated in this study. Parents completed a questionnaire about their views on the use of technology, their children's digital literacy experiences and their perceptions of their children's reading attitudes, while the children engaged in individual interviews. The results from this study indicate that children's attitudes towards reading are significantly related to both the frequency of their engagement in digital literacy activities in their homes and their parents' perception of their child's attitudes to reading. The findings suggest that parents can support children's enjoyment in reading by engaging in both digital and non-digital print experiences with their children.Publication Metadata only What do they do digitally? Identifying the home digital literacy practices of young children in Turkey(Routledge Journals, Taylor & Francis LTD., 2019-12-12) Ohi, Sarah; ÖZTÜRK, GÜLŞAHYoung children develop understandings about literacy from birth through experiences of print in their home environments. Today, written text is often present in children's homes in both print and digital forms. What kind of technologies are young children accessing at home and for what purposes? This paper discusses research findings from questionnaires completed by parents about the home digital literacy practices of 105 Turkish children aged 5-7 years and the nature of parental support for digital technology use at home. Parent interviews with five families further identified the technologies used, the children's repertoire of digital literacy practices and issues confronting parents about children's use of technology. The study revealed that children were actively engaged in multimodal practices through the use of digital technologies in play and learning in their homes. The main implications of this study are that it is important that educators be aware of children's existing digital home literacy practices as a foundation for further literacy learning and that parents may need support in understanding how technology use can contribute to children's literacy learning. Further research is warranted in this area.Publication Metadata only Yerli ve Çeviri Çocuk Kitaplarında Dil Dışı Öğelerin Toplumsal Cinsiyet Rollerini Sunuş Bağlamında İncelenmesi(2019-10) Gayberi, Elif; YAĞAN, SEVCAN; 55019Kitaplar; çocuk eğitiminde kullanılan önemli, etkili ve çocuklar üzerinde iz bırakan eğitim materyallerinden biridir. Çocuk kitaplarının çocuğun bilişsel duyuşsal ve devinişsel gelişim sürecinde etkili bir araç olduğu bilinmektedir. Resimli çocuk kitapları, zihinsel ve dilsel gelişimine katkıda bulunduğu gibi çocuğun sosyal anlamda da gelişmesine yardımcı olur. Kitaplar sayesinde çocukların dünyayı tanıma fırsatları olur. Çocukların oynayarak yaşamı öğrendiği dönemde yazınsal nitelikli kitaplar, onların hem toplumsallaşmalarını, dilsel becerilerini ve yaratıcılıklarını geliştirmelerini hem de bilişsel öğrenmeleri için doğal yaşantı ortamları hazırlamaktadır. Çocukların bir olguyu ya da olayı anlamasında oldukça etkili olan olay örgüsü, kitaplarda çok sık kullanıldığından, kitaplar bu yönüyle çocuklara bir tür sosyal öğrenme imkanı da sağlar. Çocuklar kültürleri, çeşitlilikleri, farklılıkları, toplumsal cinsiyet rollerini kitaplar sayesinde öğrenmektedirler. Kitaplara yansıyan karakterler çocuklara yön vermektedir. Karakterlerle birlikte sunulan toplumsal cinsiyet rolleri bu noktada oldukça önemlidir. Çocuklar kitaplardaki karakterler ile çoğu zaman özdeşim kurarak nasıl bir kadın ve nasıl bir erkek olunması gerektiğini öğrenmektedirler. Yapılan alan yazın taramasında hem yerli hem de yabancı pek çok çalışmada benzer cinsiyetçi kalıp yargılar tespit edilmiştir. Genellikle öykü ve masal kitaplarında kadınların çalışma hayatının kısıtlı tutulduğu ve mesleki rollerinin çok az belirtildiği; kadın figürlerinin genellikle ev içinde ve çocuklarla ilgilenen anne rolünde, kız çocukları annelerine mutfakta ya da evin temizliğinde yardım ederken, erkek çocukları ise annelerine alış verişte yardım ederken betimlendiği belirlenmiştir (Köseler, 2009). Öte yandan, masal kitaplarında da erkekler genellikle kurtaran kadınlar ise kurtarılan olarak tasvir edilmiştir. Kadının kahramanlık motifi ile anlatıldığı masallarda ise babanın yaşlanması ve erkek çocuğun olmaması sabit ön koşuldur. Masallardaki cadılar ya çok çirkindir ya da çok güzeldir. Masallardaki yüceltme de aşağılama da dişilik özellikleri üzerinden yapılmaktadır (Sezer, 2010). Ayrıca, öykü kitaplarında kızların edilgen ve çoğunlukla ev işleri ile uğraşan, erkekler için yemek pişiren, temizlik yapan ve erkeğin yolunu gözleyen şekilde tasvir edildikleri; erkeklerin ise savaşçı, polis, yargıç, kral olarak betimlendiğini belirlenmiştir (Giddens, 2008). Bu bağlamda, bu araştırmanın temel amacı; yerli ve çeviri çocuk kitaplarında dil dışı öğelerin toplumsal cinsiyet rollerini sunuş biçimine göre incelemektir. Resimli çocuk kitaplarını toplumsal cinsiyet rollerini ele alış şekilleri açısından iki farklı şekilde ele almak mümkündür. Bunlar; kitapların metin özellikleri ve resimleridir. Bu çalışmada çocuk kitaplarının resimleme (dildışı) öğelerine odaklanılmıştır. En çok tercih edilen yerli ve çeviri çocuk kitaplarının toplumsal cinsiyet rollerini sunuş biçimlerinde, resimler incelenerek karşılaştırılması yapılmıştır. Araştırmada hem kitapçılarla iletişime geçilerek hem de internet üzerinden ‘’çok satan” listesi araştırılarak liste oluşturulmuştur. 2006-2018 yılları arasında 3-6 yaş grubu en çok satılan yerli ve çeviri yayın evlerine ait kitaplar ele alınarak 85 yerli 120 çeviri kitap olmak üzere toplamda 205 kitap ile çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi benimsenmiş olup çalışma nitel araştırma modelleri içerisinden temel nitel araştırma modeli ile desenlenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak ‘’Çocuk kitaplarında toplumsal cinsiyet rolleri kontrol listesi” hazırlanmıştır. Kontrol listesi bu alanda çalışılmış yerli, yabancı araştırmalardan oluşan literatür taranarak oluşturulmuş ve uzman görüşleri alınmıştır. Kontrol listesinde meslek, giysi, renkler, aksesuar, fiziksel özellikler, eylemler, duygular gibi maddeler yer almaktadır. Verilen analizinde içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Her kitaptan elde edilen veriler araştırmacı tarafından oluşturulan kontrol listesine kaydedilmiş ve yüzde ile frekans dağılımları hesaplanmıştır. Çalışmada yerli ve çeviri çocuk kitaplarında toplumsal cinsiyet rollerini sunuş biçiminde, dil dışı öğelerin cinsiyetçi gösterildiği tespit edilmiştir. Yerli ve çeviri çocuk kitaplarında, meslekler, giysiler, fiziksel özellikler, oyun ve oyuncaklar, konumlandırılma, eylemler ve birlikte gösterilme durumlarında geleneksel cinsiyet rollerinin devam ettirildiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında henüz yeterince eşitlikçi bir bakış açısının sunulmadığı sonucuna ulaşılmıştır.