Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/9
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. İKÜ Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing Doktora Tezleri / PhD Dissertations by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 55
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access 2,5-5 Yaş Arası Çocuklarda Türkçe Edinimlerin Biçimsözdizimsel Çözümlemeleri(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) GÜVENEK, EMİNE SERAP; Hacı Ömer KarpuzBu tezde 2,5-5 yaş arası çocukların Türkçe edinimlerinin biçimsözdizimsel incelemesi yapılmaya çalışılmıştır. Örneklemde Edirne ili içerisindeki altı kreş ve gündüz bakımevi ve yakın çevredeki çocuklardan seçilen 151 çocuktan derlenen veriler kullanılmıştır. Tez metni Giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde tezin konusu, amacı, araştırma soruları ile tezin evreni ve örneklemi açıklanmış, veri toplama yöntemi ve tezin değişkenlerine değinilmiştir. Birinci ana bölümde çocuğun gelişim ilkeleri ve dönemleri, çocukta dilin oluşum aşamaları ve sözcük öğrenme yöntemleri yer almaktadır. İkinci ana bölümde dil-düşünce gerçekliği, somut ve soyut algı açıklandıktan sonra çocuklardaki birtakım gramatikal özelliklere ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Son bölüm olan üçüncü kısımda ise Türkçenin öbek yapısı, cümlenin derin ve yüzey yapısı, cümle çözümleme yöntemleri açıklanmış ve sonrasında örneklem metninden seçilen örnekler ışığında çocuklardan elde edilen cümleler biçimsözdizimsel bir yöntemle analiz edilmiştir. Değerlendirme kısmında ise, 2,5-5 yaş arasında ana dilleri Türkçe olan çocuklarda dilin ulamsal gerçekliği ve tüm aşamaları parçadan bütüne dil bilimsel metotlarla; çocuklardaki dilsel kullanımlar yaş aralığına göre tasnif edilmiş ve yaşsal farklılıklar üzerinden karşılaştırmalı olarak elde edilen veriler değerlendirilmiştir. Örneklem metnindeki niceliksel veriler maddeler şeklinde verilmiş, tespitler istatistiklerle desteklenmiştir. Sonuç bölümünde kelimelerin oluşumu, morfolojik yapıların ilerleme aşaması ve sıklığı, son olarak da kullanılan sentaks yapıları biçimsözdizimsel bir çözümleme ile ortaya konularak varılan sonuçlar, 21 madde altında değerlendirilmiştir.Publication Open Access 2008 küresel finansal krizinin Türkiye, Japonya ve Çin'de demir çelik sektörüne etkileri üzerine ekonometrik bir uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Taşdelen, Selvihan; Çetiner, Emine Müge2008 küresel finansal krizi, 1929 Büyük Bunalımından bu yana yaşanan en büyük ekonomik kriz olarak kabul edilmektedir. Amerika'da başlayan ve küresel olarak tüm dünyayı etkisi altına alan 2008 finansal krizi, tüm ülkeleri ve sektörleri etkilediği gibi demir çelik sektörünü de etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, sunulan çalışmanın konusu, 2008 küresel finansal krizinin, Türkiye, Japonya ve Çin demir çelik sektörleri üzerindeki etkisinin ekonomik olarak test edilmesidir. Hedef, küresel finansal krizden, demir çelik sektöründe hangi ülkenin ne düzeyde etkilendiğini araştırmaktır. Çalışma, ülkeler bazında demir çelik sektörünün teorik olarak incelenmesi ve küresel finansal krizin etkilerinin belirlenmesi için yapılmıştır. Metodolojik olarak da, ülkelerin demir çelik tüketimleri, ihracatları, ithalatları ve gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) verileri ele alınarak krizin etkilerinin ortaya konulması amacıyla, kriz öncesi ve sonrası değişkenler için kukla değişkeni kullanılarak, 1990-2019 yılları arası için otoregressif hareketli ortalamalar modeli (ARIMA) uygulanarak ekonometrik bir analiz yapılmıştır. Analiz bulgularına göre, vaka ülkelerdeki demir çelik sektörünün 2008 krizinden etkilendiği gözlemlenmiştir.Publication Open Access Äbuġalisina, Abilḥaris (Giriş, Metin, Aktarma, İnceleme, Dizin)(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TÜRKDİL, YAKUP; Vahit TürkYaşadığı dönemde derin izler bırakmış, kendini halka sevdirmiş, adını ve yaptıklarını gelecek nesillere aktarabilecek güçte olan önemli kişilerin gerçek hayatlarının yanında bir de halkın onlara atfettiği hayatları olmuştur. İnsanlar onları gerçek hayattan koparıp birer kurtarıcı, yol gösterici günümüz tabiriyle birer süper kahraman olarak görmüşlerdir. Bilgin, filozof ve hekim İbni Sînâ'nın eserleri günümüzde hâlâ ilim dünyasında yaşamaktadır. İbni Sînâ sadece ilim dünyasında değil aynı zamanda Türk-İslam dünyasındaki insanların kalplerinde ve hayallerinde günümüzde de yaşamaktadır. Onunla ilgili hikâyeler ve fıkralar dilden dile dolaşmış ve nihayetinde kâğıda dökülmüştür. Günümüzde birçok Türk coğrafyasında bu eserler büyük ilgi görmektedir. Çalışmamıza konu olan metin Kazakistan'da bir akın tarafından söylenerek yazıya geçirilen halk hikâyesidir. Metinde İbni Sînâ ve kardeşinin hayat hikâyesi ele alınmaktadır. Çalışmamız "Giriş, Metin, Aktarma, İnceleme ve Dizin" bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş kısmında çalışmanın amacı, İbni Sînâ'nın hayatı, İbni Sînâ'nın milliyeti, İbni Sînâ'nın eserleri, İbni Sînâ hikâyelerinin kaynağı ve İbni Sînâ hikâyeleri üzerinde durulmuştur. Metin bölümünde halk hikâyesinin çeviri yazılı şekli verilmiştir. Aktarma bölümünde ise metnin hikâyeleştirilmiş genel bir aktarmasına yer verilmiştir. İnceleme bölümünde ise çalışmamıza konu olan halk hikâyesinden yola çıkılarak ses ve şekil bilgisi örneklerle ele alınmıştır. Çalışmamızın son kısmında ise dizin yer almıştır.Publication Open Access Adi Ortaklıkta Yönetim ve Temsil(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) GÖKDEMİR, EGEMEN; Merih Kemal Omağ6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620. ile 645. Maddeleri arasında Adi Ortaklık hükümleri yer almaktadır. Adi ortaklığın kendine has birtakım özellikleri bulunmaktadır. Adi ortaklık ortaklıklar hukukumuzun temel ortaklık yapısını oluşturmaktadır. Uygulamada en çok kullanılan ortaklık türü olma özelliği bulunmaktadır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Tüzel kişiliğinin bulunmaması nedeniyle adi ortaklık ortaklıklar hukuku içerisinde özel bir yerde bulunmaktadır. Adi ortaklığın kendine has özelliği olarak yer alan -tüzel kişiliğinin olmaması- durumu çeşitli sonuçlara yol açmaktadır. Bunlardan biri tüzel kişiliğin yokluğu sonucunda organsal olarak temsilin mümkün olmamasıdır. Adi ortaklıkta temsil konusunun nasıl gerçekleşeceği ve temsile bağlı olan sonuçları konusunda Türk Borçlar Kanunu 637. madde ve 638. maddelerinde düzenlemeler yapılmıştır. Ayrıca Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan temsile dair genel nitelikte yapılan düzenlemelerin özelliğine uygun düştüğü ölçüde adi ortaklığa uygulanması durumu da söz konusudur. Adi ortaklık yönetim organına ve temsil organına sahip olmayan bir ortaklık türüdür. Adi ortaklıkta yönetim konusu iki yönlüdür. Yönetimin iç yönü ve dış yönü olmak üzere iki yönü bulunmakta olup, iç ilişkide ortaklar arasında hüküm ifade eden ilişki "karar", dış ilişki ise alınan kararın icrasına yönelik "temsil" olarak adlandırılmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'muzda adi ortaklıkta yönetim ve temsili birbirinden ayrılmış yönetim kanunun 625. maddesinde, temsil ise 637. maddesinde düzenlemiştir. Çalışmamızda adi ortaklıkta yönetim ve temsil konuları ele alınmıştır. Çalışmamız içerisinde üç bölüme ayrılarak inceleme yapılmıştır. Birinci bölümde, "adi ortaklık sözleşmesi" başlığı altında, adi ortaklığın tanımı, temel özellikler kuruluşu ve özel görünüş şekilleri ile ilgili olarak genel açıklamalar yapılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde, "adi ortaklıkta yönetim" başlığı altında adi ortaklıkta yönetim, adi ortaklığa hakim olan ilkeler, yönetim yetkisinin kazanılması, yönetim yetkisinin sınırı, yöneticinin hak ve borçları, yönetim yetkisinin sınırlandırılması, kaldırılması ve yönetici ortakların diğer ortaklarla arasındaki ilişkilerden bahsedilmiştir. Son bölümde "adi ortaklıkta temsil" başlığı altında adi ortaklıkta dolaylı temsil, doğrudan temsil, temsil karinesi, yetkisiz temsil ve temsilin sonuçları konularına değinilmiştir.Publication Open Access Adil yargılanma hakkı boyutuyla ceza muhakemesi hukukunda hakimin davaya bakamaması ve reddi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı / Hukuk Bilim Dalı, 2019) Kolcu, Selahattin; Tezcan, DurmuşDevletin üç temel erkinden birisi olan yargı organının tarafsızlığının sağlanması, başta hakimin tarafsız olması ile sağlanacaktır. Hakimin tarafsızlığını sağlama yolunda öngörülmüş olan en önemli araçlardan birisi de hakimin davaya bakamaması ve reddi kurumudur. Dolayısıyla bu kurumun adil yargılanma hakkı ile doğrudan ilişkisi vardır. Bu nedenle çalışmamızın ilk bölümünde AİHS çerçevesinde adil yargılanma hakkı değerlendirilmiştir. Daha sonra, ikinci bölümde Ceza Muhakemesi Kanunu'nun sistematiğine uygun olarak, hakimin davaya bakmaktan yasaklı olduğu haller, üçüncü bölümde de hakimin reddi konusu ayrıntılı şekilde incelenmiştir. Dördüncü bölümde, hakimin çekinmesi konusu incelenmiştir. Çalışmanın son kısmında ise, konumuzla olan ilgisi nedeniyle zabıt katiplerinin reddi ile savcının reddi ve çekinmesi konuları kısaca değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında doktrindeki görüşlere yer verilmiş, ayrıca uygulama ayrıntılı olarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, Yargıtay kararlarına sıklıkla yer verilmiş, kararlarda katılmadığımız hususlar açıkça belirtilmiştir. Yine uygulamada karşılaşılan ve tereddütlere yol açan hususlarla ilgili çözüm önerileri dile getirilmiştir. Anahtar Sözcükler : Adalet, Adil Yargılanma, Hakimin Davaya Bakamaması, Ret, Çekinme, Hukuk Devleti, Bağımsızlık, Tarafsızlık.Publication Open Access Alman ve Türk hukukunda anonim şirket pay sahibinin bilgi alma hakkı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Özel Hukuk Ana Bilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2021) Ünal, Bahadır; Akkartal, Hanife ÖztürkÇalışmamızın konusu Alman ve Türk hukukunda anonim şirket pay sahibinin bilgi alma hakkının Türk Ticaret Kanununun 437. maddesi ile Aktiengesetz (Alman Pay Senetli Ortaklıklar Kanunu) 131. ve 132. paragraflar çerçevesinde incelenmesidir. Bu bağlamda pay sahibinin bilgi alma hakkına ilişkin her iki hukuk sistemindeki düzenlemelerin tanımı, amacı, tarihsel gelişimi, hukuki niteliği, hükümleri ve kanuni unsurları incelenmiştir. Ayrıca her iki hukuk sistemindeki düzenlemeler karşılaştırılmış, aradaki benzer yönler ile farklılıklar açıklanarak varılan sonuçlar ortaya konmuştur.Publication Open Access Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim ve temsil yetkisinin devri ve sınırlandırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Özel Hukuk (Ticaret Hukuku) Ana Bilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2019) Büyükatak, Aytuğ; Omağ, Merih KemalAnonim şirketin yönetim ve temsil yetkileri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda ayrı başlıklarda düzenlenmiştir. TTK'da, anonim şirketlerde yönetim yetkisinin devri için esas sözleşmede devre izin veren bir hükmün bulunması ve yönetim organizasyonuna ilişkin bir iç yönerge hazırlanması gerekmektedir. Bu hususlara uygun şekilde, yönetim kurulu alacağı bir karar ile yönetim yetkisinin tamamını veya bir kısmını kurul üyelerine ve/veya üçüncü kişilere devredebilecektir. Temsil yetkisinin devri ve sınırlandırılmasına ise TTK, kanuni ve iradi sınırlandırmaların yanısıra 371. maddenin 7. Fıkrasında yapılan ekleme ile sınırlı temsilci tayini hususunda yeni ve eleştirilen bir rejim getirmiştir. Bu bağlamda çalışmamızda, yönetim ve temsil yetkilerinin devir ve sınırlandırılmasının kapsamı, devir ve sınırlandırmalar için uyulması gereken şartlar, yönetim yetkisi ile temsil yetkinin devri arasındaki ilişki ve bu yetkilerin devredilebileceği kişiler inceleme konusu yapılmakta ve bu konulara ilişkin güncel tartışmalar ele alınmaktadır. Anahtar Kelimeler: Anonim Şirket, Yönetim Kurulu, Yönetim Yetkisi, Temsil Yetkisi, Yetki Devri, Örgüt Yönergesi, Sınırlı Yetkili, Sınırlı Temsilci, Sorumluluk.Publication Open Access Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Halinde İş Sahibinin Seçimlik Hakları(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ÇETİNKAYA, VOLKAN; Maya Turgut ÖzBu tezin konusu olarak, ülkemizde yaygın bir biçimde uygulama alanı bulan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde sıklıkla karşılaşılan bir durum olan yüklenici temerrüdü halinde iş sahibinin sahip olduğu seçimlik haklar olarak seçilmiştir. Bu cümleden olmak üzere: konunun çerçevesini çizmek bakımından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde şekil şartı eksikliğinin sonuçları, Yargıtay'ın dürüstlük kuralı çerçevesinde şekil şartı eksikliğinin ileri sürülmesini sınırlandırdığı haller ve geçersiz sözleşmelerin tasfiyesi, iş sahibi sayısının birden fazla olması durumunda arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin kurulması ve sona erdirilmesi hususlarındaki Yargıtay uygulaması belirtilmiş; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerini ani edimli ya da sürekli sözleşme olarak kabul eden öğretideki görüşler, Yargıtay içtihatları ve bu konudaki kanaatlerimiz ile birlikte açıklanmıştır. Yüklenicinin temerrüdü nedeniyle iş sahibinin yüklenicinin ediminin ifasından vazgeçip müspet zararını talep edebilmesine ilişkin yasal hakkının, Yargıtay'ın ifasına başlanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde mübadele teorisini uygulanması gerektiği hususundaki içtihatları nedeniyle kullanılamaz hale getirilişine ilişkin mevcut uygulamaya ve bu uygulamaya yönelik eleştirimize yer verilmiştir. Özellikle tam iki taraflı sözleşmelerde temerrüt, gecikmeden kaynaklanan zararın tazmini, cezai şart, nama ifa, sözleşmeden dönülmesi, ileri etkili fesih, müspet ve menfi zarar kavramları, öğretideki görüşler ve Yargıtay içtihatları ışığında değerlendirilmiştir.Publication Open Access Atıl kaynakların blokzinciri üzerinden menkulleştirilerek finansal varlıklara dönüştürülmesi: Bir model önerisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Çağlar, Onur Baran; Çetiner, Emine Müge; Çarıkçıoğlu, Peyami Sefa; Gökçen, Başak AtamanToplumda kabul gören ve iyiyi, güzeli öven estetik değerler, insan davranışlarını doğruya yönlendiren kültür ve sanat ortamlarıdır. Türkiye'de kültür ve sanat varlıklarının çeşitliliği dikkate alındığında sadece artan sayıda sanat yatırımcısının yanında kamusal anlamda sanat varlıklarının finansal risk ve yatırım durumunun araştırılmasına ihtiyaç vardır. Ekosistem oyuncularının finansal varlık yönetimi açısından âtıl durumda bulunan sanat eserlerinin değerlendirme algıları ve farkındalıkları bu proje kapsamında irdelenecektir. Sanat eserlerinin finansal risk yönetiminde özellikle çoklu mülkiyet haklarının Blokzincir2 ağı ve bağlı teknolojiler ile mümkün hale gelmesi, kanıta bağlı görünür varlıkların artmasına ve dijital haklar yönetimi ve uzlaştırma konusunda yeni nesil sözleşmelere olanak sağlamaktadır. Atıl durumdaki kaynaklarımız, taşınmaz menkuller, tarih, sanat ve antika eserlerimiz asıl değeri üzerinden finansman aracı olarak kullanılamamaktadır. Aile şirketleri başta olmak üzere girişimciler alternatif finansman kaynaklarına ve varlıklara ihtiyaç duymaktadır. Bu tezde; âtıl kaynakları gerçek değeri üzerinden alternatif finansal varlığa dönüştürme modeli önerilecektir. Model, Sanat eserlerinin fiziksel olarak farklı teknik altyapılar ile çalışabilir, ancak bu çalışmada NFC mikro-işlemcileri ile takip edilebilirliği baz olarak alınmıştır. Önerilecek model kapsamında Blokzincir ağı ve bağlı teknolojiler ile bireylerin veya kurumların sahibi oldukları sanat eserlerini menkulleştirilmesine yönelik mali düzenleme esasları, teknolojik ve hukuksal koruması konusunda veriler kullanılacaktır. Dünyada son dönemde varlık yönetimi konusunda artan finansal modellerin etkileri sanat eserleri konusunda da önemli gelişmelere neden olmuş ve sanat eserlerinin finansal varlık olarak tanımlanmalarına neden olmuştur. Özellikle sanat alanında teknolojik yenilikler ile birlikte dijital sanat gibi yöntemler ile ortaya çıkan eserlerde yatırımcı profili de çeşitlenmekte ve yeni nesil finansal modeller oluşmaktadır. Ayrıca, mevcut finansal varlıkların günlük dalgalanmalarından bağımsız bir alternatif yatırım aracı olabilir. Oldukça yeni bir bakış açısı olarak değerlendirilen bu modeller özellikle sanat eserleri konusunda farkındalığı yüksek olan bireysel veya kurumsal yatırımcılar açısından âtıl kaynak yönetiminden aktif finansal modele dönüşümün önünü açacaktır.Publication Open Access Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararlarında Adil Denge Kavramı(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÖZMEN, AHMET MÜNCİ; Durmuş TezcanAdil denge, AİHM'in 23.7.1968 tarihli Belçika'daki eğitim dillerine ilişkin kararından bu yana, çok sık başvurulan bir kavram veya ilkedir. Konu, AİHS ve Ek Protokoller tarafından güvence altına alınan hak ve özgürlüklerle, kamu çıkarlarının / yararlarının veya bu hak ve özgürlüklerin kendi aralarında çatışmalarıyla ilgilidir. Buna, üçüncü olarak, kamu çıkarlarının, bir yandan birbirleriyle çatışırken, diğer yandan, AİHS ve Ek Protokollerle güvence altına alınan hak ve özgürlüklerle çatışmalarını da ekleyebiliriz. Adil denge ilkesi, bu çatışma ortamında devreye girer ve çatışan ögeleri ayakta tutacak bir dengeyi sağlayarak çatışmayı durdurur. Bu süreçte, denge sağlanana kadar, çatışan ögelerin, terazide farklı ağırlıklarla tartılması söz konusudur ancak, kural olarak, hakkın özü çiğnenmez ve genel olarak, mutlak hakların ağırlığı azaltılmaz. Oldukça eski bir geçmişe sahip olan adil denge ilkesine, AİHM dışında, bizim Anayasa Mahkememiz dahil, temel haklarla ilgili yargılama yapan çeşitli yargı organları da başvurmaktadır. Tezimizde, ilkenin boyutlarının ortaya konabilmesi için, tarihsel gelişimine ve felsefi temellerine yer verilmeye çalışılmıştır. İlkenin kökeninde yatan orantılılık / ölçülülük kavramı ve terminoloji üzerinde durulmuştur. Adil denge ilkesinin tanımı yapılmış ve bu ilkeyle ilgili olabilecek dengeleme modelleri sunulmuştur. Ayrıca, adil denge ilkesine göre dengeleme yapılana kadar izlenmesi gereken dikey basamaklar / aşamalar gösterilmiştir. AİHM'nin ikincilliği (subsidiarity) ilkesi uyarınca, adil denge ilkesine uyulmasının, öncelikle ulusal yetkililerden beklendiği ve AİHM standartarına uyulması koşuluyla, ulusal yetkililerin değerlendirme ve kararlarına saygı gösterilip uyulacağı (deference) konusuna da değinilmiştir. AİHM kararları ise, yukarıda sözünü ettiğimiz üç çatışma görünümüne uygun olarak bölümlenmiş ve bu bölümlenme içinde, çeşitli dava konularına göre incelenmiştir. Tezin sonunda, AİHM'nin istisnaen de olsa, mutlak hakları bile içine alacak kadar geniş bir yelpazede dengeleme yaptığı; devletlerin önemli ekonomik çıkarlarını gözettiği ve adil denge ilkesine yönelik dengeleme sürecinde, belirli tanım ve kurallara göre değil, olaya / davaya özgü (ad hoc) dengeleme yaptığı sonucuna varılmıştır.Publication Open Access Bağımsız denetimde görüş ve görüşü etkileyen unsurlar üzerine bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Erdoğan, Tolga; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaBu çalışmanın temel amacı denetçi tarafından yapılan denetim sonucunda verilen olumlu görüş dışındaki şartlı görüş, olumsuz görüş ve görüş bildirmekten kaçınma türleri için denetçinin görüşünü etkileyen unsurların neler olduğunun tespit edilmesidir. Bu çalışmada öncelikli olarak denetimin tanımı yapılarak tarihsel gelişimi ele alınmış, denetimin türleri, amaçları ve yararları incelenmiştir. Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları ve ardından Uluslararası Denetim Standartlarının ortaya çıkışı ve gelişimi ile son olarak Türkiye Denetim Standartlarının ortaya çıkışı ve gelişimi incelenmiştir. Çalışmanın diğer bölümünde denetimde görüş oluşturma ile yakından ilişkili BDS 700 ve BDS 705 incelenmiş bununla birlikte denetim raporu, yeni denetim raporu projesi ve raporun yeni şekli, denetim görüşü, görüş oluşturma ve olumlu görüş dışında bir görüş bildirilmesi incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde çalışmanın temel amacı olan denetimde olumlu görüş dışında bir görüş verilmesine neden olan unsurların tespitine ilişkin bir çalışma yapılmıştır. Bu kapsamda 2015-2019 yılları arasında Borsa İstanbul'da işlem gören ve bilgilerine ulaşılabilen 430 şirketin bağımsız denetim raporları incelenerek denetçinin kararında etkili olan unsurlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmaya beş yıllık sürede tüm denetim raporlarına ulaşılabilen şirketler dahil edilmiş olup tüm sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin olumlu görüş dışındaki tüm görüş türleri ele alınmıştır. Bu sayede sektör ve görüş türü ayrımı yapmaksızın görüş üzerinde etkili olan unsurların tespit edilmesi amaçlanmıştır.Publication Open Access Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde hukuki sorumluluk(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Özel Hukuk Ana Bilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2020) Ateş, Zehra Gizem; Öz, Maya TurgutÇalışmamızın konusunu 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde hukuki sorumluluktur. Biyogüvenlik Kanunu'nun 14. maddesinde genetiği değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve/veya ürünleriyle ilgili faaliyette bulunanlar hakkında hukuki sorumluluğa ilişkin düzenlemeler mevcuttur. Maddede biyoteknolojik gelişmeler göz önünde bulundurularak insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması için genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili faaliyette bulunanlar hakkında hukuki sorumluluğun şartları, bunlara uymamanın yaptırımları, ihtiyat ilkesine göre önlem alma gerekliliği, zamanaşımı süresi ve mücbir sebepten dolayı sorumsuzluk halleri düzenlenmiştir. Bu çalışma ile Biyogüvenlik Kanunu çerçevesinde hukuki sorumluluğun niteliği, şartları, nasıl uygulanacağının açıklanması amaçlanmış ve kanunda yapılabilecek değişiklikler hakkında önerilerde bulunulmuştur. Bu bağlamda mehaz kanun olan İsviçre Gen Teknik Kanunu'nun ilgili maddeleri karşılaştırmalı olarak incelenmiş, İsviçre öğretisindeki görüşler ve uygulamadan örnekler verilmiştir. Ayrıca yine bu kapsamda Alman Gen Teknik Kanunu da gerekli olduğu ölçüde incelenmiştir. Tezin ilk bölümünde biyogüvenlik kavramının uluslararası hukuklarda ve ülkemizde gelişimi ile çeşitli ülkelerde biyogüvenlik alanında yasal düzenlemeler yer almaktadır. İkinci bölümde kanunun çerçevesi ve konuyla ilgili kavramlar tanımlanmış ve Biyogüvenlik Kanunu'nun uygulama alanı belirtilmiştir. Üçüncü bölümde ise sorumluluğun hukuki niteliğinin tehlike sorumluluğu olduğu belirlendikten sonra sorumluluğun şartları açıklanmıştır. Son bölümde genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili faaliyette bulunanlar hakkında hukuki sorumluluğun sonuçları, tazminat yükümlülüğü, zamanaşımı süresi ve mücbir sebep halleri belirtilmiştir. Ayrıca son olarak Biyogüvenlik Kanunu md. 15'de düzenlenen cezai yaptırımlar okuyucuya bilgi amaçlı olarak verilmekle yetinilmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Genetiği Değiştirilmiş Organizma, Biyogüvenlik Hukuku, Kusursuz Sorumluluk, Tehlike Sorumluluğu, İhtiyat İlkesiPublication Open Access Büyüme hormonu salgılatıcı hormona [GHRH (1-44)] özgü X-aptamerlerin sentezlenmesi, karakterizasyonu ve anti-karsinojenik etkilerinin araştırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Moleküler Biyokimya ve Genetik Ana Bilim Dalı / Moleküler Biyoloji ve Genetik Bilim Dalı, 2021) ŞAHİN, BURCU AYHAN; Gürkan, Ajda ÇokerBüyüme Hormonu Salgılatıcı Hormon (GHRH), hipotalamustan salınan bir nöropeptittir ve farklı kanser türlerinde ekspresyonunda artış olduğu literatürde ortaya koyulmuştur. Bu artan ekspresyonun bloke edilmesi amacıyla çeşitli peptid antagonistleri sentezlenmiş ve bu antagonistlerin anti-kanser etkisi çeşitli kanser tiplerinde in vitro ve in vivo olarak gösterilmiştir. Bu kapsamda, GHRH sinyalinin bloke edilmesi, çeşitli kanser tiplerinde önemli bir terapötik yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır. Aptamerler, yüksek özgünlükle hedef moleküllere bağlanabilen tek iplikli oligonükleotidlerdir ve ilaç taşıyıcılığı, görüntüleme, deteksiyon, yeni ilaç geliştirilmesi gibi farklı amaçlarla kullanılabilmektedir. Aptamerler geleneksel olarak SELEX adı verilen bir yöntemle seçilmekle birlikte, hedefe bağlanma afinitesinin ve nükleazlara karşı stabilitesinin arttırıldığı manyetik boncuk tabanlı farklı yöntemlerle de elde edilebilmektedir. Bu yöntemlerden bir tanesi olan x-aptamer seçilimi, patentli bir teknik olup modifiye edilmiş nükleotitler içermekte ve bu sayede hedef moleküle bağlanma afinitesi daha yüksek ve nükleazlara karşı stabilitesi daha yüksek olan x-aptamerlerin seçilimi mümkün olmaktadır. Bu tez çalışmasında, GHRH (1-44)'e özgü x-aptamerlerin sentezlenmesi, karakterizasyonu ve GHRH sinyalini bloke ederek çeşitli kanser hücrelerindeki anti-karsinojenik etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, GHRH gen bölgesini taşıyan plazmidleri içeren prokaryotik E. coli ve ökaryotik HEK293 hücrelerinden elde edilen GHRH proteini hedef olarak kullanılarak, manyetik boncuk teknolojisi yardımıyla x-aptamer seçilimi gerçekleştirilmiş ve 19 adet putatif x-aptamer elde edilmiştir. Elde edilen x-aptamerlerin rekombinant GHRH proteinine bağlanma afiniteleri Dot blot yöntemi ile araştırılmış ve aptamer uygulaması ile proteine bağlanma afinitesinin 1,5 ila 4 kata kadar arttığı belirlenmiştir. Ayrıca aptamer dozuna bağlı gerçekleştirilen Dot blot yöntemi sonucunda non-lineer regresyon analizi yapılarak aptamerlerin disosiasyon sabiti (Kd) değerleri hesaplanmıştır. TKY2.T1.13 aptameri ile gerçekleştirilen SPR analizi sonucunda bu aptamer için Kd değeri 47,5 nM olarak tespit edilmiş ve non-lineer regresyon analizi ile elde edilen 57,5 nM Kd değerine yakın bir değer olarak gösterilmiştir. Aptamerler süreye bağlı olarak insan serumu ile muamele edilerek aptamerlerin serum stabiliteleri araştırılmış ve aptamerlerin çoğunlukla 72 saate kadar insan serumunda %50'nin üzerinde stabil kaldığı belirlenmiştir. TKY2.T1.08 ve TKY2.T1.13 aptamerlerinin hücre içerisinde yer alan endojen GHRH'ye doza bağlı olarak artan bağlanma afinitesi MIA PaCa-2 hücrelerinde immunofloresan yöntemi ile gösterilmiştir. Putatif x-aptamerlerin GHRH sinyal yolağına etkisinin araştırılması için aşağı yolak elemanları olan GH ve GHRH-R ekspresyonuna etkileri immunofloresan yöntemi ile gösterilmiş ve aptamer uygulaması ile bu proteinlerin ekspresyonlarındaki azalma gösterilmiştir. Ayrıca, TKY2.T1.08 ve TKY2.T1.13 x-aptamerlerinin MIA PaCa-2 pankreas, HT29 kolorektal ve PC3 prostat kanseri hücrelerinde hücre canlılığına ket vurduğu ve mitokondriyal membran potansiyelini düşürdüğü belirlenmiştir. Putatif x-aptamerlerin hücre döngüsü üzerine etkileri araştırıldığında ise TKY2.T1.13 aptamerinin MIA PaCa-2, HT29 ve PC3 hücrelerinde SubG1 populasyonunu arttırdığı, TKY2.T1.08 aptamerinin ise HT29 ve PC3 hücrelerinde G2/M populasyonunu arttırdığı gösterilmiştir. Putatif x-aptamerlerin hücre ölümü üzerine etkileri Annexin V/PI hücre akış sitometrisi yöntemi ile araştırılmış ve TKY2.T1.13 x-aptamerinin MIA PaCa-2, HT29 ve PC3 hücrelerinde geç apoptotik hücre populasyonunda artışa neden olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak, bu tez çalışması kapsamında GHRH (1-44) proteinine özgü x-aptamer sentezi ilk kez gerçekleştirilmiş, sentezlenen x-aptamerlerin hedef proteine bağlanma afiniteleri gösterilmiş ve GHRH sinyal yolağına ket vurarak antikarsinojenik etkileri MIA PaCa-2, HT29 ve PC3 hücrelerinde gösterilmiştir.Publication Open Access Çağatay Türkçesi Dürr-i Yetim [1b-100a] (Dil İncelemesi-Çeviri Yazılı Metin-Dizin)(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) COŞKUN, HARUN; Vahit TürkÇağatay Türkçesi, 15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Batı Türklüğünün sınırlarını çizen Karadeniz, Kafkas Dağları, Hazar Denizi ve Orta İran'ın kuzey ve doğusunda -Türkistan'da- yaşayan Türk toplulukları tarafından kullanılan ortak yazı dilinin adıdır. Bu yazı dili ile çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerden biri de siyer türünde yazılan Dürr-i Yetim'dir. Şimdiye kadar bu eser üzerinde tespit edebildiğimiz herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamıştır. Eserin bu çalışmaya kaynaklık eden nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi Özel Koleksiyon bölümünde 00015 numarada kayıtlıdır. 415 yapraktan oluşan Dürr-i Yetim adlı eser, 1201/1786 tarihinde Çağatay Türkçesi ile kaleme alınmıştır. Çalışmamızda bu eserin 1b-100a yaprakları arasındaki kısım incelenmiştir. Beş bölümden oluşan çalışmamızın giriş bölümünde Çağatay Türkçesi ve Çağatay Edebiyatına kısaca değinilmiş ve incelenen eser hakkında bilgi verilmiştir. Dil incelemesi bölümünde metnin yazım, ses ve şekil bilgisi özellikleri incelenmiş, tespit edilen dil özellikleri örnekleriyle açıklanmıştır. Eserin dil özelliklerinde Doğu Türkistan bölgesinin bazı yerel dil özellikleri tespit edilmiş ve önemli görülen yerleri karşılaştırılmıştır. Metin bölümünde Arap harfli eserin Latin harflerine çeviriyazı ile aktarımı sağlanmıştır. Metinde geçen sözcüklerin kullanıldığı yerler bu sözcüklere gelen ekler sözcüklerin anlamlarıyla beraber alfabetik olarak dizinde gösterilmiştir. Sonuç bölümünde ise metinde tespit edilen eskicil özellikler, Oğuz Türkçesi, Yeni Uygur Türkçesi ve Doğu Türkistan ağzı ile ilgili ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı özellikleri ve bu özellikler arasındaki farklılıklar hakkında bilgi verilmiştir.Publication Open Access Çalışanların meydana getirdiği eserler üzerindeki fikri haklar(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Özel Hukuk Ana Bilim Dalı / Özel Hukuk Bilim Dalı, 2021) Özçetin, Neslihan Kurt; Öz, Maya TurgutÇalışmamızın konusu 5846 S. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu md. 18/2'de düzenlendiği çerçevede çalışanların meydana getirdiği eserler üzerindeki fikri haklardır. Bu kapsamda hükmün Türk hukukundaki tarihçesi, uluslararası hukuklarda yer alan benzer hükümler, hükmün uygulanabilmesinin şartları, hükmün kapsamı, hükmün nitelendirilmesi ve FSEK'in diğer hükümlerinin FSEK md. 18/2 ile birlikte uygulanması incelenmiştir. Ayrıca uygulamada karşılaşabilecek bir takım sorunlar ve çözüm önerileri ve Kanunda yapılması gereken değişiklikler hakkında öneriler ortaya konulmuştur.Publication Open Access Eğitim Sektöründe Büyük Veri Destekli Teknoloji Kullanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TOPTAŞ, OĞUZ; Ali ŞenBilgi çağında teknolojinin ve internetin hızla gelişmesinin sonucu olarak hem özel, hem de kamu kurumlarında bilgisayarlar, akıllı cihazlar gibi bir çok algılayıcılarla toplanan bilgiler devasa veri yığınları oluşturmuştur. Kullanıcıların teknolojik aletleri kullanması sonucunda da geçmişte ürettikleri bu loglar, bilinen hakkında fikir yürüterek geleceğe yönelik tahminlerde bulunma konusunda insanlara yardımcı olur. Ancak bunun için elde edilen verilerin (data) analiz edilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu da günümüzde verilerin analiz edilmek üzere belli bir ortamda toplanmasıyla oluşan "Büyük Veri"yi (Big Data) oluşturmuştur. Günümüzde hızla artan rekabet ortamında özellikle eğitim sektöründe rekabet gücünü elde tutmak ve sektördeki eğitim kalitesini artırmak da, Geleneksel Yaklaşım'dan ziyade elde edilen dataların analizi sonucu yapılan planlamalar ile mümkün olabilmektedir. Geleneksel Yaklaşım'ın eğitim sektörüne katkıları kısıtlı olmakla birlikte aynı zamanda "kurum kültürü algısından" öteye geçememektedir. Bu nedenle her sektörde olduğu gibi eğitim sektörünün başarısında da "Büyük Veri ve teknoloji kullanımı" gereksinimi kaçınılmazdır. Bu çalışmanın amacı eğitim kurumlarında Büyük Veri (Big Data) ve teknoloji kullanımının eğitim kalitesine etkisini irdelemektir. Nicel araştırma yöntemlerinden betimsel araştırma modeliyle basit seçkisiz örnekleme ile yapılan "Eğitim Kurumlarında Büyük Veri ve Teknoloji Kullanımı" konulu anket ve sosyodemografik bilgi formu uygulanmıştır. Araştırma sonucunda eğitim sektöründe Büyük Veri kullanımının eğitimde kaliteyi ve verimliliği artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalişmada, "eğitimde Büyük Veri kullanım alanlarına", "gerçek hayattan örnek uygulamalara" ve "eğitimde Büyük Veri kullanımına yönelik endişelere" yer verilmiştir. Çalışmamızda Büyük Veri konusu değerlendirilirken; "eğitim sisteminde bireyselleştirilmiş öğrenmenin sağlanması, öğrenci performansının iyileştirilmesi, eğitimde verimsiz süreçlerin belirlenmesi, başarıya göre ders içeriklerinin yeniden yapılandırılması, öğrenci performansının takip edilmesi, vb." gibi Büyük Veri ile "yapılanlar ve yapılabilecekler" ele alınmıştır.Publication Open Access Epibrassinolidin kanser hücrelerinde interaksiyon partnerlerinin in silico araştırılması ve bu partnerlerle ilişkili hücre ölüm mekanizmalarının in vitro incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Moleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı / Moleküler Biyoloji ve Genetik Bilim Dalı, 2021) Mehdizadehtapeh, Leila; Yerlikaya, Pınar Obakan; Tok, Tuğba TaşkınKanser biyolojisinin moleküler temeli ve gelişim risk faktörlerine yönelik araştırmalar kanserin tanı ve prognozu hakkında genetik, epigenetik ve hücresel boyutlarda aydınlatıcı ilerlemeler sağlamaktadır. Bu durum geliştirilen terapötik stratejilern hedefe yönelik odaklanmasına ve kişiye özel alternatif ve etkin ajanların ortaya çıkmasına fırsat tanımaktadır. Diyet kaynaklarından ve bitkilerden elde edilen çeşitli özütler ve küçük sentetik analoglarının DNA onarımı, hücre döngüsü modülasyonu, protein katlanması ve sentezi, apoptoz, anti-inflamatuar aktiviteler gibi önemli hücresel ve moleküler mekanizmalara dahil oldukları bilinmektedir. Bu araştırmada, epibrassinolidin kanser hücrelerinde interaksiyon partnerlerinin in siliko araştırılması ve bu partnerlerle ilişkili hücre ölüm mekanizmalarının in vitro incelenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, ilk olarak, bitki metabolizması ve stres yönetiminin aktif steroid fitohormonu olan 24- Epibrassinolidin (EBR),tümör biyolojisi ile ilişkili seçili otuzbeş fonksiyonel hedef proteinine karşı, in siliko reseptör-ligand moleküler kenetlenme yaklaşımı ile skorlama fonksiyonları hesaplanmıştır. AutoDock Tools-1.5.7 yazılımı ile yürütülen analizler sonucunda, EBR ligandı için retinoik asit nükleer reseptör RARγ hedefinin -14.78 kcal/mol bağlanma enerjisi (BE) ile en kararlı interaksiyon partneri olarak belirlenmiştir. Ayrıca, RARγ ve altı selektif agonisti bileşikle ikinci raund simülasyon analizleri en düşük BE skorunu EBR için belirlemiştir. Kompütasyonel verilerin doğrulanması ve EBR'nin hücre içi biyolojik süreçlerdeki moleküler hedeflerinin tanımlanması amacıyla, hücre canlılığı, sitotoksisite, koloni oluşumu ve hücre ölüm mekanizmalarının aktivasyonu ile bağlantılı in vitro moleküler analizler tasarlanmıştır. Üç farklı kanser tiplerine ait MDA-MB-231 meme, MİApaca-2 pankreas ve HEP-G2 hepatöselüler karsinoma doğal tip hücre soylarında, doza ve zamana bağlı EBR uygulanma sonrasında nükleer hormon reseptör (NHR) anlatımları, apoptotik, ER stres ve Hipp-YAP/TAZ sinyalizasyonları ile ilişkili etkileri incelenmiştir. Elde edilen bulgular, EBR uygulamanın doza ve zamana bağlı NHR, ER stres ve hippo aktivatör markerlerin çoğunda anlamlı ifade değişikliliğine yol açtığını, özellikle ER stres aracılı esansiyel biyobelirteçlerinin proteomik profil değişimine doğrudan bağlantılı olarak mitokondriyel hücre ölümünü teşvik ettiğini göstermiştir. Özetle, bu araştırmada, 24-epibrassinolidin hormon reseptör duyarlı/duyarsız tümör hücrelerindeki proliferasyon, ER stres yönetimi ve metastaz üzerinde ket vurucu etkileri ile alternatif terapötik stratejilerin geliştirilmesinde umut verici potansiyeli taşıdığı sonucuna varılmıştır.Publication Open Access Eski Oğuz Türkçesi Eserlerinde Alıntı Sözlerin Yapı ve Anlam Bakımından İncelenmesi (Çarh-Nâme, Kıssa-yı Yûsuf, Risâletü'n-Nushiyye, Sultan Veled'in Türkçe Manzumeleri)(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TOPCİ, ÇAĞLA BARİKAN; Vahit TürkBu çalışmanın konusunu, Türkçenin Anadolu'da yazı dili olma sürecini şekillendiren Çarh-nâme, Kıssa-yı Yûsuf, Risâletü'n-Nushiyye ve Sultan Veled'in Türkçe Manzumeleri adlı eserlerde yer alan alıntı sözler oluşturmaktadır. Çalışmanın amacı, söz konusu eserlerde yer alan alıntı sözlerin Türkçe işletime nasıl sokulduğunu ve hangi kavram alanlarına ait olduğunu saptamaktır. Çalışma, giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Yapı incelemesi başlığını taşıyan birinci ana bölümde, çalışmanın kapsamını oluşturan eserler sözcük düzeyinde alıntılar ve sözcük grubu düzeyinde alıntılar başlıkları altında, ekleşme bilgisi ve söz dizimi yöntemleriyle incelenmiştir. Anlam incelemesi başlığını taşıyan ikinci ana bölümün ilk kısmında, söz konusu alıntı sözlerin hedef dil ve kaynak dil anlamları karşılaştırılarak art zamanlı anlam bilimi yöntemiyle anlam değişimine uğrayan sözler bir tablo üzerinden gösterilmiş; ikinci kısmında yapısal anlam bilimi yöntemlerinden kavram alanı kuramı bağlamında ele alınarak tematik bir biçimde tasnif edilen alıntı sözler, her metinden seçilen bir örnek cümlenin bağlamı üzerinden değerlendirilmiştir. Sayısal tablolar başlığını taşıyan dördüncü ana bölümde, alıntı sözlerin metinlerdeki geçiş sayısı göz önünde bulundurularak sayısal tablolar oluşturulmuştur.Publication Open Access Etnik Anklavı Tanımlamak İçin Bir Yaklaşım Önerisi: İstanbul Fatih'te Suriyeli Göçmen Mekanları(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÇOHADAR, MERVE GÜLERYÜZ; Neslihan DostoğluGöçmen grupları, göç ettikleri yeni kentlerde mekansal olarak bazı bölgeleri daha çok tercih etmektedir. Bu durum kent mekanında mekansal kümelenmelerin ve ayrışmanın oluşmasına neden olmaktadır. Mekansal kümelenme ve ayrışma kimi zaman gönüllü kimi zaman göçmenlerin 'öteki' olarak dışlanmaları sonucunda gelişebilmektedir. Tarihten günümüze geçen süreçte, İstanbul kenti pek çok göçe ve göçün neden olduğu sosyo-mekansal değişime sahne olmuştur. İstanbul'un bu çok kültürlü yapısı ve göçmenler tarafından çokça tercih edilen bir metropol olması nedeniyle, çok katmanlı ve parçalı bir mekansal yapıya sahip olduğu söylenebilir. Bu mekansal yapıya, 2011 yılı itibariyle Suriyeli kitlesel göçü sonrasında gelen göçmenlerin mekansal kümelenme ve ayrışma eğilimleri de eklemlenmiştir. Birçok ilçede, göç sonrası gelişen Arapça tabelaları olan etnik dükkanların sayısının artışı dikkat çekmektedir. Bu tez çalışması, İstanbul'un en eski tarihi semtlerinden biri olan Fatih'te bu etnik dükkanların yoğunlaştığı bölgeler üzerine bir bakış açısı geliştirmek için yola çıkmıştır ve bu bölgelerin, dünyada pek çok örneği olan Chinatown'lar, Little Italy'ler gibi birer 'etnik anklav' olarak adlandırılması ve görülmesi gerektiğine dair bir düşünce geliştirmiştir. Günümüz kentlerinde değişim geçiren bir mekana dair bir okuma geliştirilecekse, 21. yüzyılda mekanın, kültürün ve kimliğin değişen karakterini dikkate almak gerekmektedir. Bu nedenle, bu tez çalışması, 'etnik anklavın tanımlanması ve karakterinin belirlenmesi' hedefine ulaşmak için, küreselleşme ve küyerelleşme sürecinde mekanların, kimliklerin, kültürlerin algılanma, anlamlandırılma ve anlama biçimlerindeki değişime odaklanmıştır. Bu bağlamda, etnik anklavların göstergelerle donatılmış sembolik tüketim mekanları gibi hareket ettiğine dair bir düşünce geliştirilmiştir. İşaretlerin, yani yapılı çevrede bulunan ve mekansal atmosferi oluşturan görsel ve görsel olmayan göstergelerin kentliler veya göçmenler açısından birden çok anlamı ve algılanma şekli olduğu söylenebilir. Bu açıdan düşünüldüğünde, bu tez çalışması, anklavların, kültür, ideoloji, din vb. birçok farklı konuda göçmenlerin toplumsal mekanına ve gündelik yaşamına dair şifrelenmiş mesajları içeren bir iletişim aracı olduğu savından yola çıkmıştır. Bu bağlamda tez, 21. yüzyıldaki bir etnik anklavın oluşma motivasyonları, toplumsal / ekonomik / fiziksel karakterleri ve niteliklerinin tanımlanması için bir yaklaşım önerisi oluşturmaya çalışmıştır. Bu tanımlama modeli ile, günümüzde, bir etnik anklavın göçmenler tarafından nasıl anlamlandırıldığı ve algılandığı, popüler kültürün ve tüketim kültürünün bu kadar etkin olduğu günümüzde göçmenlerin halen neden etnik temalı bir çevreyi gündelik yaşamlarında tercih ettiği ve genel anlamda etnik anklavlar üzerine yeniden düşünmek hedeflenmiştir. Tezin amacı, günümüzde oluşan anklavdaki mekan üretiminin nasıl gerçekleştiğine, anklavın şifrelenmiş, örtük mesajlarını göçmenlerin nasıl algıladığına, anlamlandırdığına dair bir okuma gerçekleştirmektir. Bunun için gündelik yaşamın mekanları olarak görülebilecek etnik anklavda mekansal atmosfer anklavın karakterini oluşturan göstergelerin belirlenmesi için iki aşamalı bir yaklaşım önerisi oluşturulmuştur. İlk aşamada, Fatih'te Suriyelilerin etnik dükkanlarının yoğunlukta olduğu beş mahalle üzerine incelemeler yapılmış ve bu alanlarla ilgili, dükkanların Suriyeli işletmecileri ve dükkanları kullanan Suriyeli göçmenler ile derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerin bulgularına dayanarak, göçmenlerin en çok anlam yükledikleri göstergeleri (signs) ve gösterenleri (signifier) içeren şematik bir 'gösterge listesi' oluşturulmuştur. Bu 'gösterge listesinin', anklavlardaki ve dolayısıyla anlam oluşturan göstergelerin belirlenmesini ve incelenmesini olanaklı kılabileceği düşünülmektedir. Yaklaşımın ikinci aşamasında ise, Fatih'teki Akşemsettin Caddesi çalışmanın pilot alanı olarak seçilmiştir. Caddenin dokusu ve 12 etnik dükkan üzerine toplumsal göstergebilim yöntemi ile bir okuma gerçekleştirilmiştir. Bu okuma bağlamında cadde üzerindeki Suriyeli işletmelerin cephe ve iç mekan karakterini oluşturan somut ve soyut (görsel veya görsel olmayan) öğelerin günümüzde değişen anlamlarının ve gündelik yaşamda göçmenlerin anklavı algılama, anlamlandırma pratiklerinin çözümlenmesi hedeflenmiştir. Yapılan çalışmanın oluşturduğu yaklaşım önerisi ve şematik 'gösterge listesi'nin etnik anklavlar üzerine yapılacak gelecekteki çalışmalar için başlangıç noktası niteliği taşıyabileceği ve yol göstereceği düşünülmektedir.Publication Open Access Generalization of harmonic univalent convex functions(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Matematik ve Bilgisayar Bilimleri Ana Bilim Dalı / Matematik Bilim Dalı, 2020) ÇETİNKAYA, ASENA; Polatoğlu, YaşarKuantum kalkülüsün harmonik yalınkat fonksiyonlarda uygulamaları oldukça yenidir. Bu çalışmada, q-türev operatörü kullanılarak tanımlanan q-harmonik yalınkat fonksiyonların bazı alt sınıflarının incelenmesine odaklanılmıştır. Bu amaç için, harmonik fonksiyonların bazı temel terimlerini q-harmonik fonksiyonlara genelleştirmek gerekmektedir. İkinci bölümde, Jakobiyen ve ikinci dilatasyon q-harmonik fonksiyonlara genelleştirilmiştir. Bu yeni terimlerin ışığında, analitik kısmı komplex mertebeden q-konveks fonksiyon olan q-harmonik dönüşümlerin S_(HC_q)(b) sınıfı tanımlanmıştır. Ayrıca q-Jack Lemma da ispatlanmıştır. Subordinasyon tekniği ve q-Jack Lemma kullanılarak, bu sınıfa ait fonksiyonların distorsiyon sınırları elde edilmiştir. Üçüncü bölümde, komplex mertebeden α tipinde q-harmonik yalınkat konveks fonksiyonların C_(H_q )(b,α) sınıfı tanımlanmıştır, ve bu sınıfa ait fonksiyonların katsayı tahminleri ve yalınkatlık kriteri incelenmiştir. Katsayı tahminlerinden yararlanarak, bu sınıfa ait fonksiyonların kısmi toplamları, distorsiyon sınırları, kapsama teoremi ve konvolüsyon koşulları elde edilmiştir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »