İç Mimarlık Yüksek Lisans Programı / Interior Architecture Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/4939
Browse
Browsing İç Mimarlık Yüksek Lisans Programı / Interior Architecture Master's Degree Program by Author "Eceoğlu, Arzu"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Dolmabahçe Sarayı'nda Dört Büyük Salonda İç Mimaride Kullanılan Renkler(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Anabilim Dalı, 2007-06) Eceoğlu, Arzu; Levent ArşirayDolmabahçe Sarayı'nın bulundugu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Bogaziçi'nin büyük bir koyuydu. Osmanlı Kaptan Pasalarının gemilerini demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldıgı bu koy zamanla bataklık haline gelmis ve 17'nci yüzyıldan itibaren baslayarak doldurulmus, padisahların dinlenme ve eglenceleri için düzenlenen bir "hasbahçe"ye dönüstürülmüstü. Bu bahçede, çesitli dönemlerde yapılan köskler ve kasırlar toplulugu, uzun süre Besiktas Sahil Sarayı adıyla anıldı. Besiktas Sahil Sarayı, Abdülmecit döneminde (1839-1861), kullanıssız oldugu gerekçesiyle ve 1843 yılından itibaren bölüm bölüm yıktırıldı. Aynı yıllarda, Dolmabahçe Sarayı'nın 15.000 m2'lik bir alanı kaplayan temelleri, mese kazıklar ve agaç hasırlar üstünde yükselmeye basladı. Yapımı, çevre duvarlarıyla birlikte 1856 yılında bitirilen Dolmabahçe Sarayı 110.000 m2'yi asan bir alan üstüne kurulmus ve ana yapısı dısında onaltı ayrı bölümden olusmustur. Bunlar saray ahırlarından degirmenlere, eczanelerden mutfaklara, kusluklara, camhane, dökümhane, tatlıhane gibi isliklere uzanan bir dizi içinde, çesitli amaçlara ayrılmıs yapılardır. Bu yapılar arasına Sultan II. Abdülhamid Döneminde (1876-1909) Saat Kulesi ve Veliahd Dairesi arka bahçesindeki Hareket Köskleri eklenmistir.Dönemin önde gelen Osmanlı mimarları Karabet ve Nikogos Balyan tarafından yapılan sarayın ana yapısı; Mabeyn-i Hümâyûn (Selâmlık), Muayede Salonu (Tören Salonu) ve Harem-i Hümâyûn adlarını tasıyan üç bölümden olusur. Mabeyn-i Hümâyûn; devletin yönetim isleri, Harem-i Hümâyûn; Padisah ve ailesinin özel yasamı, bu iki bölümün arasında yer alan Muayede Salonu'ysa; Padisah'ın devlet ileri gelenleriyle bayramlasması ve kimi önemli devlet törenleri için ayrılmıstır. Tüm yapı, bodrumla birlikte üç katlıdır. Biçimde, ayrıntılarda ve süslemelerde gözlenen belirgin batı etkilerine karsılık bu saray, bu etkilerin Osmanlı ustalarca yorumlanmıs bir uygulamasıdır. Öte yandan, gerek kurulus gerekse oda ve salon iliskileri açısından geleneksel Türk evi plan tipinin çok büyük boyutlarda uygulandıgı bir yapı bütünüdür. Beden duvarları tastan, iç duvarları tugladan, dösemeleri ahsaptan yapılmıstır. Çagın teknolojisine açık olan saraya, 1910-12 yıllarındaysa elektrik ve kalorifer sistemi eklenmistir. 45.000 m2'lik kullanılır döseme alanı, 285 odası, 46 salonu, 6 hamamı ve 68 tuvaleti vardır. Dösemelerin ince isçilikli parkelerinin üstünde, önce sarayın dokumevinde, sonra da Hereke'de dokunmus 4454 m2 halı serilidir. Padisahın devlet islerini yürüttügü Mabeyn; islevi ve görkemiyle Dolmabahçe Sarayı'nın en önemli bölümüdür. Giriste karsılasılan Medhal Salon, üst kat ile baglantıyı saglayan Kristal Merdiven, elçilerin agırlandıgı Süfera Salonu ve padisahın huzuruna çıktıkları Kırmızı Oda; imparatorlugun tarihsel görkemini vurgulayacak biçimde süslenmis ve dösenmistir. Üst katta yer alan Zülvecheyn Salonu; padisahın Mabeyn'de kendine özel olarak ayrılmıs dairesine bir tür geçis mekanı olusturmaktadır. Bu özel dairede, padisah için mermerleri Mısır'dan getirilmis görkemli bir hamam, çalısabilecegi oda ve salonlar bulunmaktadır. Harem ve Mabeyn bölümleri arasında yer alan Muayede Salonu; Dolmabahçe Sarayı'nın en yüksek ve en görkemli parçasıdır. 2000 m2'yi asan alanı, 56 sütunu, yüksekligi 36 m.yi bulan kubbesi ve bu kubbeye baglı yaklasık 4,5 tonluk ngiliz yapımı avizesiyle bu salon, sarayın diger bölümlerinden belirgin bir biçimde ayrılmaktadır. Salon, bodrumdaki tesislerden elde edilen sıcak havanın sütun diplerinden içeri verilmesiyle ısıtılmakta, böylelikle soguk mevsimlere rastlayan törenler daha sıcak bir atmosferde yapılabilmekteydi. Geleneksel bayramlasma töreni günlerinde, Topkapı Sarayı'nda bulunan altın taht bu salona getirilerek kurulur ve padisah bu tahtta devlet ileri gelenleriyle bayramlasırdı. Galeriler ise elçilik görevlilerine, Saray Orkestrası'na, bay ve bayan konuklara ayrılmıstı. Dolmabahçe Sarayı'nın Batı etkileri altında, Avrupa saraylarından örnek alınarak yapılmıs bir saray olmasına karsılık, islevsel kurulusu ve iç mekan yapısında ?Harem?in eskisi kadar kesin çizgilerle olmasa da ayrı bir bölüm olarak kurulmasına özen gösterilmistir. Ancak Topkapı Sarayı'nın tersine, Harem, artık saraydan ayrı tutulmus bir yapı ya da yapılar toplulugu degildir; aynı çatı altında, aynı yapı bütünlügü içinde yerlestirilmis özel bir yasama birimidir. Dolmabahçe Sarayı'nın yaklasık üçte ikisini olusturan Harem Bölümü'ne, Mabeyn ve Muayede Salonu'ndan geleneksel ayrımı vurgulayan demir ve ahsap kapılarla kesilmis koridorlardan geçilmekte, bu bölümde Bogaziçi'nin yansımalarıyla aydınlanan salonlar, sofalar boyunca padisahların, padisah eslerinin, çesitli görevleri olan kadınların, sehzade ve sultanların yatak odaları, çalısma ve dinlenme odaları sıralanmaktadır. Valide Sultan Dairesi, Mavi ve Pembe Salonlar, Abdülmecid, Abdülaziz ve Resad tarafından kullanılan odalar, Cariyerler Bölümü, Kadınefendi odaları, Büyük Atatürk'ün çalısma ve yatak odası, sayısız degerli esya, halı, levha, vazo, avize, tablo gibi sanat yapıtları Harem'in ilginç ve etkileyici parçalarını olusturmaktadır. Dolmabahçe sarayı renk açısından önemli bir yapıya sahiptir. Tarihimizin en gösterisli ve en rnkli sarayıdır. Dönemin zenginligine uygun olarak insa edilmistir. Kullanılan renk ve desenler de bunu çok güzel yansıtmaktadır. Sıcak ve soguk renkler uyum içinde bir arada kullanılmıstır. Mimari bu sarayda gerek tavan bezemeleri gerek islemeler nedeni ile net olarak algılanamamaktadır. Dolmabahçe sarayı konumu açısından dogu ısıgını almaktadır. Bunun en güzel örneklerini giris kısmında mabeyn salonunda görmekteyiz. Diger salonlar da plansal olarak ele alındıgında aldıkları ısıgın özelliklerini tasımaktadırlar. Renkler dört salondada birbirine büyük oranda benzemektedirler ve çogu yerde aynı renkler kullanlmıstır. Sadece mavi salon adıyla baglantılı olarak mavi rengin her tonunu fazlasıyla barındırmaktadır.