İç Mimarlık Yüksek Lisans Programı / Interior Architecture Master's Degree Program

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/4939

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 46
  • Item
    Ekolojik Malzemelerle Tasarlanmış Mobilyaların Tasarım, Ekolojik ve Ekonomik Açıdan İrdelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) AL-SAMARAIE, FATIMAH ADIL MOHAMMED; Aliye Rahşan Karabetça
    Dünya, artan nüfus ve gelişen teknolojilere bağlı olarak gittikçe daha çok kirlenmekte ve kaynaklar bakımından tükenmektedir. Buna bağlı olarak dünyanın sürdürülebilirliği ve gelecek nesillere sağlıklı bir şekilde bırakılabilmesi için insan neslinin ürettiklerine ve tükettiklerine dikkat etmesi gerekmektedir. Bu üretimlerin en önemlilerinden birisi olan mobilya, mekanın en gerekli tamamlayıcılarından birisi sayılmaktadır. Bu sebeple, mobilyanın sağlıklı bir şekilde üretilmesi, kullanılması ve yeniden değerlendirilmesi söz konusu sürdürülebilir bir gelecek için önemlidir. Mobilya sektöründe sürdürülebilirlik yaklaşımı yeni olmasına rağmen ekolojik dengenin korunması için faaliyet gösteren çeşitli kuruluşlarca ve uluslararası yapılan anlaşmalarla desteklenmektedir. Bu destekler doğrultusunda, yapılacak olan ekolojik mobilyaların üretiminin ve tüketiminin yaygınlaşması, sürdürülebilir bir ekolojik denge için gereklidir. Bu tez çalışmasında, mobilyalarda ekolojik malzemeleri anlamak için iki aşamadan oluşan bir araştırma yapılmıştır. İlk aşamada karşılaştırma yöntemiyle mobilya tasarımında ve iç mekânda kullanılan malzemelerle geleneksel malzemeler arasındaki farklar araştırılmıştır. Ekolojik mobilya tasarım ilkeleri ve 5R kuralı: Reduce (Azalt), Reuse (Tekrar kullan), Recycle (Geri dönüştür) , Replace: (Değiştir) , Recover (Geri kazanım), örnekler ilkesi, ekolojik malzeme ilkeleri ile iç mekân kullanıcı ilişkisini sağlamak için önemli olan araçlar ele alınmıştır. Bunun yanında ekolojik malzemelerle tasarlanmış mobilyaların önemi ekonomik ve ekolojik açıdan ele alınmıştır. İkinci aşamada ise ekolojik malzemelerle tasarlanmış mobilyaların konut ve ofis özelinde iç mekâna olan etkileri, örneklerle uygulanma yöntemi, kullanım amacı ve kullanım alanı analiz tabloları oluşturulmuştur. Bu analizin amacı, konut ve ofis mobilyalarında kullanılan çevre dostu malzemelerin ekonomik ve ekolojik açıdan incelenmesi ve iç mekan tasarımına olan etkilerini incelemektir. Yapılan araştırmalar sonucunda, ekolojik malzemelerle tasarlanan mobilyaların sürdürülebilirliğe, mobilya geri dönüşüm sistemini iyileştirerek ekonomik kalkınmayı sağlamaya katkı sağladığı tespit edilmiştir. Ayrıca doğal kaynakların israf edilmesi sorununu çözmeye ve çevrenin korunmasına katkı sağladığı da ortaya konmuştur. Geri dönüşüm malzemelerinin kullanılması, ekolojik malzemelerin tercih edilmesi, kolay paketleme, nakliye için ürüne esneklik ve demontaj uygulanmasının sürdürülebilir mobilya tasarımı için gerekli olduğu vurgulanmıştır.
  • Item
    Yeniden İşlevlendirilen Tarihi Endüstri Yapılarında Aydınlatma Düzeninin İncelenmesi: Hasanpaşa Gazhanesi Örneği
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÖZTÜTÜNCÜ, PERİHAN DUYGU; Rana Kutlu
    Aydınlatma insanlığın varoluşundan itibaren hayatında bulunan ve ihtiyaç duyulan bir öge olmasının yanı sıra yapı tasarımını şekillendiren parametrelerden biridir. Tüm dünyayı etkisi altına alan endüstri devriminin başlangıcı ile hızla yenilenen endüstriyel gelişmelerin, var olan ve bulunduğu çağın gerisinde kalan endüstri yapılarını işlevsiz bir hale getirdiği görülmektedir. Tezin alt yapısını oluşturan, endüstri mirası yapıların korunması ve bu nitelikte bulunan yapıların, korunma kararları için geçirilen süreç ve mimaride endüstriyel miras kavramı ile birlikte incelenmiştir. Aynı zamanda bu süreçlerin Türkiye'ye nasıl ve ne şekilde yansıdığı irdelenmiştir. Türkiye'de kurulan ilk gazhanenin kuruluş amacının 'aydınlatma' olduğu bilinmekte, kentsel bellek açısından bakıldığında kaybolmaması gereken bir endüstriyel miras olduğu görülmektedir. Aydınlatma konusu çerçevesinde Hasanpaşa Gazhanesi'nde bulunan ve yeniden işlevlendirilen 'Müze' ve 'Sergileme Alanları' incelenmiştir. Çalışma kapsamında yapılan literatür araştırmalarında, müze ve sergi alanları ve endüstri yapılarında aydınlatma konuları araştırılmıştır. Sonuç olarak; ele alınan yapıların aydınlatma düzenleri incelenerek, literatür araştırmaları sonucu genel bir değerlendirme yapılmıştır.
  • Item
    Post Pandemi Döneminde Tasarım Stüdyosunu Yeniden Düşünmek; İstanbul Kültür Üniversitesi Mimari Tasarım Stüdyosu İçin Bir İç Mekân Önerisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ALKURDIEH, HADEEL MAZEN MOHAMMAD; Armağan Seçil Melikoğlu Eke
    Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmesi ile Covid-19 pandemisi yaşamın her alanında zorunlu değişimlere sebep olmuştur. Pandeminin dünyada ilk kez ortaya çıkmasıyla, diğer ülkelere yapılan uçuşların tamamen iptal edilmesi, halka açık alanların, ofislerin, spor salonlarının, alışveriş merkezlerinin ve eğitim kurumlarının kapatılması, etkileşim ve mobiliteyi azaltmaya yönelik bağışıklama tedbirleri alınmıştır. İnsanlar halka açık alanlarda sosyal mesafeyi korumak, maske ve eldiven takmak gibi düzenlemelere tabi tutulmuştur. Eğitimin her düzeyi de pandemi koşullarından etkilenmiştir. Pandemi sürecinde ilk önce okullar birkaç haftalığına tamamen kapanmış, ardından online eğitim ile kaldığı yerden devam etmiştir. Ancak 2021 güz döneminden itibaren yüz yüze ve hibrit eğitim modellerine geçilmesiyle birlikte eğitim mekanlarında düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur. Bu durum eğitim yapılarının mevcut durumunun sorgulanması ve yeniden planlanması gibi konuları gündeme getirmiştir. Özellikle bu çalışmanın da ilgi odağını oluşturan, yükseköğretim düzeyinde uygulamalı derslerin ağırlıkta olduğu mimarlık, iç mimarlık gibi tasarım disiplinlerinin eğitimlerinin işleyişi açısından eğitim mekanları için yeni öneriler geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Mimarlık ve iç mimarlık eğitimlerinin mekânı tasarım stüdyolarıdır. İçinde bir üretim sürecini barındıran ve karşılıklı tartışmalar sonucunda ürünlerin geliştiği tasarım eğitiminin odağındadır. Bu nedenle stüdyo eğitimi esnasında öğrencilerin öğreticilerle ve kendi aralarında kurdukları iletişim çok önemlidir. Geleneksel tasarım eğitim anlayışında uygulamalı derslerin yüz yüze işlendiği kabul edildiğinde tasarım eğitiminin mekânı olarak tasarım stüdyolarının da tekrar yüz yüze eğitim modeline ve pandemi şartlarına göre iyileştirilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır. Tasarım stüdyolarında yüz yüze eğitime imkân sağlayabilmek için birtakım önlemler alınmıştır. Ancak söz konusu önlemler alınırken mekân tasarımı anlamında yenilikler getirmek yerine sadece mevcut unsurların mesafesini değiştirmek ya da bu unsurların bazılarını kullanım dışı tutmak yeterli görülmüştür. Bu nedenle tasarım stüdyosunda pandemi riskini en aza indirecek bir tasarım önerisinin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmuştur. Bu bilgiler ışığında "Post Pandemi Döneminde Tasarım Stüdyosunu Yeniden Düşünmek; İstanbul Kültür Üniversitesi Mimari Tasarım Stüdyosu İçin Bir İç Mekân Önerisi" başlıklı tez çalışmasında, yaşanılan pandemiden edindiğimiz bilgilerle mevcut tasarım stüdyolarının yeniden düzenlenmesine yönelik bir tasarım önerisi geliştirmek hedeflenmiştir. Bu hedef doğrultusunda pandemi kavramına, pandemilerin mekânsal etkileri ve Covid-19 pandemisine dikkat çekilmiş, genel olarak dünyada tasarım stüdyolarında geleneksel eğitimin nasıl gerçekleştirildiğine dair bilgiler verilip pandemi sürecinde nasıl bir tasarım stüdyosu olması gerektiği ortaya konulmuştur. Araştırma iki aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada İstanbul Kültür Üniversitesi mevcut tasarım stüdyolarının kullanıcılarına yönelik kapalı uçlu sorulardan oluşan bir anket çalışması yapılmıştır. İkinci aşamada ise anket sonucunda elde edilen bulgular ile mevcut mekânın verileri değerlendirilip bu çalışmanın konusu olan tasarım önerisi ortaya konmuştur. Bu çalışma ile İstanbul Kültür Üniversitesi tasarım stüdyosunun mevcut tasarım sorunlarına çözüm aramanın yanında gelecekte yaşanabilecek pandemi vb. durumlarda tasarım eğitiminin ve tasarım stüdyolarının nasıl evrileceği üzerine fikirler geliştirilmeye çalışılmıştır.
  • Item
    Geleneksel Türk Evinin İç Mekan Özelliklerinin Odunpazarı ve Kütahya Evleri Özelinde İrdelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ATICI, BÜŞRA; Aliye Rahşan Karabetça
    Kentsel yaşamın getirisi olan toplumsal yaşam içerisinde insanlar birlik içinde yaşamaktadırlar. Bu birlikteliğin sağlıklı bir şekilde sürmesi, insanların yaptıkları ortak paylaşımlar sonucu oluşmaktadır. İnsanların bir arada yaşamasıyla ortak paylaşım sonucu oluşan ürün, kültür olarak nitelendirilmektedir. Kültür, bir aradalığı sağlayan temel bir olgudur. İnsanoğlu yaşadığı andan itibaren kendisini ve çevresini anlamlandırmaya başlamıştır. Bu anlamlandırma süreci içerisinde ilk olarak yaşadığı çevreyi anlamış ve daha sonra şekillendirmeye başlamıştır. Bu şekillendirme sürecinde ilk olarak aile ve ailenin kurulduğu konut kavramı öne çıkmaktadır. Yapılan tez çalışmasında, Türklerin aile yaşantısı ve İslam inancının getirdiği konut tipinin araştırılması yer almaktadır. Bu sebeple Türk evi konut tasarımında yaşamın sürdüğü iç mekan kurgusu öne çıkmaktadır. Dolayısıyla Türk evinin iç mekan kurgusunu etkiyen kültürel faktörler ve bunların fiziki çevreyi nasıl şekillendirdiğinin görülmesi, konut kültürünün sürdürülebilirliği açısından değerlidir. Bu sebeple çalışma kapsamında, kültürün geleneksel konut tasarımını nasıl şekillendirdiğinin araştırılması amaçlanmıştır. Belirlenen bu amaç doğrultusunda Eskişehir ve Kütahya'nın ilk Türk yerleşim yerine ait geleneksel konut tiplerinin incelenmesi tez çalışmasının kapsamını oluşturmaktadır. Yapılan tez çalışması, nitel araştırma yöntemleri doğrultusunda yapılmıştır. Literatür taraması ve saha araştırmalarından yararlanılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda, iç mekana ait plan kurgusu, kapı ve tavan detayları çizilerek tablolarla ifade edilmiştir.
  • Item
    Konutlarda Balkon Tasarımının Biyofili Kavramı İle Pandemi Sonrası Yeniden Ele Alınması: İstanbul Bakırköy Örneği
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) ÖZBAY, SELEN NUR; Aliye Rahşan Karabetça
    Yüzyıllar boyunca, şehirler farklı savaşlar, salgın hastalıklar ve doğal afetler gibi çeşitli krizlere tanık oldu, ancak şimdi yirmi birinci yüzyılda insanlar yeni çevresel zorluklardan etkileniyorlar: küresel ısınma ve çeşitli pandemiler. Tarihsel olarak baktığımız zaman bulaşıcı hastalıklardan dolayı başlayan pandemi süreci ve salgınlar, dünya tarihi boyunca farklı nedenlerden dolayı farklı şekillerde yayılım göstererek tüm dünyayı etkisi altına almıştır (Pinheiro ve Luis, 2020). Hava, temas veya mikroplar yoluyla viral bulaşmayı önlemek için dünyanın dört bir yanındaki insanların belirli dönemlerde kendilerini evlerinde izole etmesi tavsiye edildi (Dietz ve d., 2020; Byrareddy, 2020). Salgının bulaşma riskinden dolayı, dışarıda giyilen kıyafetlerin havalandırılması veya yıkanması, mekanlarda havalandırma sürelerinin sık sık tekrarlanması, evlerde daha ferah alanların tercih edilmesi gibi birçok durum insanların yaşam döngüsünde değişiklikler yaratmıştır. Pandemi nedeniyle yetkililer tarafından alınan sosyal mesafe önlemleri, yaşam tarzımızı düşünmeye teşvik etmiştir. Bir zamanlar kamusal alanlarda rahatça hareket edebiliyorken pandemi nedeniyle kısıtlamalar engel teşkil etmeye başladı. Pandemi önlemleri gözden geçirilerek, yapılması gerekenler (alanların düzenlenmesi, fiziksel engellerin ortadan kaldırılması) farklı yapısal değişikliklere gidilmesi (yapı malzemelerindeki değişiklikler, pencereler, balkonlar) konut alanlarının tasarımı için, yaşam kalitesini arttırıcı çözümler olarak varlığını göstermektedir (Pinheiro ve Luis, 2020, s.1). Yüksek ve kompakt yoğunluklu şehirler geliştirmek, sürdürülebilir gelişimi desteklemek, nüfus büyümesini sağlamak ve insanların yerel ve küresel çevre üzerindeki etkilerini azaltma düşüncesi kentleşmenin artmasına olanak sağlamıştır. Bu artan kentleşmeyle, konut balkonlarının en çok istenen mimari ögelerden biri olduğu fikrini vurgulayarak, bu mimari elemanın, halkın memnuniyetini ve şehirlerde yaşana bilirlik algısını artırabileceği düşüncesiyle araştırma yapılmaktadır. Dahası, mevcut pandemi krizi, evlerde özel bir dış mekân alanına sahip olma isteği bu kolektif iradeyi güçlendirmektedir. Bilim adamları, bu tür küresel bir krizin son olmayacağını ve insanların olası pandemileri uzun vadeli planlarla hesaba katması gerektiğini öne sürdüler (Morse ve diğerleri, 2012; Smith ve diğerleri, 2014). Kısıtlamalar sırasında hem fiziksel hem de sosyal refahın yeniden sağlanması için, konutlardaki balkonların giderek artan kullanımı ve değer kazanması 'yeni kamusal alan olarak' ev tasarımına dahil edilmesinin önemini göstermektedir. Kentlerde yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde başlıca faktörlerden biri yarı açık ve yarı özel alanlardır. Yarı açık alan olarak balkon, en az bir tarafı açık (çıkıntılı veya yarı çıkıntılı), özel (ev) ve kamusal (cadde) arasında tampon görevi gören dışa dönük eşik alanıdır (Aronis, 2009). Konut dairelerinde balkonlar, boş zamanların tadını çıkarmaya, komşularla sosyalleşmeye ve temiz hava almaya kadar değişen günlük yaşam hareketlerine katkıda bulunur (Aydın ve Sayar, 2020). Konutlarda dışarıyla teması sağlayan mimari eleman olan balkonlara yönelik / balkon tipolojilerinin yeniden değerlendirilmesi üzerine çalışmalar, çözümler ve yaratıcı fikirler önermek hedeflenmiştir. Bu çalışma, konut balkon tipolojilerinin biyofili tasarım ile değerlendirerek etkilerinin kapsamlı bir şekilde inceleyerek araştırmak amaçlanmıştır. Balkonların çevresel faktör etkenleri yönünden durumu değerlendirilip, İstanbul'un coğrafi özelliği, iklim koşulları ve çevresel etkenleri bağlamında konut balkonları irdelenmiştir. Çalışmaya, pandeminin etkisiyle özellikle konutlarda yarı açık alanların (balkonlar) artan rolü ve biyofilik tasarım parametreleri hakkında bir literatür taraması ile başlanmaktadır. Yapılan literatür taramasında, morfolojilerine ve sınır sistemlerine göre balkon tiplerini sınıflandırılması gerçekleştirilmiştir. Bu balkon tiplerinin iç mekâna; termal konfor, iç hava kalitesi, görsel konfor ve akustik konfor olarak etkileri araştırılmak istenilmiştir. Çalışmanın amacı, insanların yapılı çevrede kültürel özelliklerini, eylemlerini, alışkanlıklarını, biyofilik tasarım kavramı doğrultusunda doğa bilincini mekâna aktararak, insanların günlük aktivitelerini sağlıklı ve bilinçli ortamlarda gelişmesine olanak sağlamasıdır. Doğa ile iletişim kurulan, doğaya ayak uyduran, çevre bilincine sahip olan, bir kültür düşünüldüğünde, tasarlanan balkon mekanlarının da 'insanı fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı olmaya yönelten etkisi' yönünde olduğunu destekleyen niteliktedir. Araştırma yönteminin bir parçası olarak anket hazırlanıp, balkonla ilgili düşünceler, balkonların fiziki tutumları, pandemi öncesi ve sonrasında balkonda geçirilen zaman ve istenilen balkon tasarımı hakkında görüşler toplanılmıştır. Veriler titizlikle analiz edilip, yeni biyofilik balkon tasarım stratejilerine yol gösterici unsurlar oluşturulmuştur.
  • Item
    İç Mimarlık Birinci Yıl Eğitim Planları Üzerine Nicel Bir Araştırma
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) KURUL, ÖZGE SOHTAOĞLU; Armağan Seçil Melikoğlu Eke
    İç mimarlık terimi, özellikle 20. yüzyılda literatürde kullanılmaya başlanmıştır. İç mimarlık, kullanıcıların mekandaki ihtiyaçlarını fiziksel, psikolojik ve sosyolojik açıdan çözümler üreten bir meslek dalı olmuştur. Doğru planlama ve uygulama ile iç mimari, bir mekana güzellik ve konfor getiren bir meslektir. İç mimarlık eğitiminde öğrencilerin, bir iç mekanın renk, doku ve mobilya gibi farklı unsurları arasındaki ilişkiyi ve bunların estetik açıdan hoş ve işlevsel bir ortam yaratmak için nasıl kullanılabileceğini anlamaları önemlidir. İç mimarlık eğitimi ile öğrencilere çevreleri hakkında eleştirel düşünmeleri ve yaratıcı becerilerini kullanarak mekanın amacına uygun mekanlar tasarlamaları öğretilir. Öğrenciler, bir iç mekanın farklı unsurlarını ve bunların bir arada nasıl kullanılabileceğini öğrenirler. İç mimarlık eğitim ve meslek kültürü bağlamında bir dönüşüm süreci yaşamıştır. İç mimarlık eğitimi veren eğitim kurumlarının amaçları, bilgi organizasyonunu sağlamak ve paylaşımını yaparak daha formel bir yapı oluşturmaktır. Türkiye'de iç mimarlık eğitiminin temellerinin atıldığı yıllarda Alman ve Fransız ekolünün hakim olduğu söylenebilir. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite'sinde Fransız ekolü hakimken, Marmara Üniversitesi'nde Alman Bauhaus ekolü hakimdir. Bu durum temellerin atıldığı o yıllarda dahi eğitim anlayışında farklılıklar olduğunu gözler önüne sermektedir. Türkiye'de İç Mimarlık ile İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümleri olarak iki alanda tasarım eğitimi dört yılda gerçekleşmektedir. İç mimarlık eğitiminde "yaratıcı düşünme" kavramı ön plana çıkmaktadır. Yaratıcı düşüncenin geliştirilmesi için yaparak öğrenme, eleştirel düşünme ve görsel iletişim gibi becerilerin geliştirilmesi gerektiği tartışılmaktadır. İç mimarlık eğitimi alan birinci yıl öğrencileri yaratıcı düşüncenin önemini kavrama aşamasındalardır. Öğrenciler birinci yılda kazandıkları yaratıcı düşünme yetisini öğrencilik ve meslek hayatları boyunca kullanmaktadırlar. Bu açıdan birinci yıl iç mimarlık eğitimi yaratıcı düşünmenin geliştirildiği bir ara eşik olarak önemlidir. Öğrenciler lisans öncesi eğitim hayatlarında kazanmış olmaları gereken bir beceri, yeti ve anlayışın kazanılmamış olması, lisans eğitimini etkilemektedir. Türkiye'de bazı okullar birinci yıl tasarım eğitiminde uygulama alanının üzerinde dururken, bazı kurumlar teorik alanlara önem vermektedir. İç mimarlık eğitimi her iki alanın kendi içerisinde getirdiği gereklilikleri, eş zamanlı olarak kazanılması gerekmektedir. Ülkemizde iç mimarlıkta birinci sınıf eğitiminde tasarımın temellerinin öğrencilere aktarıldığı uygulamalı tasarım derslerine dayanmaktadır. Bu kapsamda yaratıcı düşünce ve yaparak öğrenme derslerin temel dayanağını oluşturmaktadır. Bu bilgiler ışığında tez çalışmasının amacı birinci yıl iç mimarlık eğitiminin öneminin vurgulanması yönündedir. Araştırma kapsamında Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde toplam 86 iç mimarlık eğitimi veren okuldan ve bölümden 20 tanesi seçilerek birinci yıl eğitim planları incelenmiştir. Örneklem grubuna dahil edilen bölümler iki seçim kriteri üzerinden belirlenmiştir. Öncelikle 2022 ÖSYM kılavuzu temel alınarak eşit ağırlık ve sayısal puan türlerinden öğrenci kabul eden bölümler belirlenmiş, ardından bu bölümlerin açılış tarihlerine göre sıralama yaparak 2012 yılı ve öncesi açılan okullardan ilk 10 tanesi seçilerek örneklem grubu oluşturulmuştur. Araştırma metodolojisi nicel analizlere dayandırılarak iç mimarlık birinci sınıf eğitim planları üzerinden gerçekleştirilmiştir. İç mimarlık birinci sınıf eğitim planlarını oluşturan ders grupları, AKTS ve ders saati değerleri ile içerikleri incelenerek analiz edilmiştir. Araştırmanın her iki aşamasında da birinci sınıf iç mimarlık eğitim planlarındaki çalışmalara yer veren, yayını durdurulmamış ve en az bir yıl süreyle yayınlanan kaynaklardan yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular betimsel analiz yönüyle incelenmiştir ve veriler tablolar aracılığıyla ortaya konmuştur. Bu çalışma ile iç mimarlık eğitiminin en önemli eşiğini oluşturan birinci sınıfın ülkemizde nasıl planlandığını anlayarak gelecekte özellikli bir birinci sınıf eğitim müfredatının oluşturulması için veriler ortaya konulmuştur. Bununla birlikte tez çalışması yaratıcılık, görsel düşünme, eleştirel düşünme, iletişim gibi tasarım eğitiminin temelini oluşturan bileşenlerin tasarımla daha önce ilişkilenmemiş öğrencilerle buluşmasına imkan veren eğitim planlarının geliştirilmesi açısından da faydalı olacağı düşünülmektedir
  • Item
    Modernizmin Erken Cumhuriyet Dönemi Konutlarında İç Mekan Organizasyonuna Etkisinin Arkitekt Dergisi Üzerinden İncelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TUĞCU, SENA; Gülay Usta
    19. yüzyıl itibari ile sanayi devrimi ve bilim, sanat ve kültür alanında etkilerini göstermeye başlamıştır. Mimarlık alanında birçok yapı türünde hissedilen değişimler en fazla konut alanında kendini göstermiştir. Bunun nedeni toplumsal değişimlerin öncelikle bireyi ve yaşam ortamını etkilemesi olarak düşünülebilir. Yaşanan savaşlar ve devamında Cumhuriyet'in ilanı ile birlikte özellikle barınma ve konut kavramı acil ve önemli çözüm önerileri geliştirilmesi gereken hususların başında yer almaktadır. Kamu binaları, okullar, sergi evleri, tren garları bu yeni planlama çalışmalarının başında gelmiştir. Yaşanan tahribatlar ve gelişen politik düzenlemelere karşın ülkede mimar sayısının yetersiz olması, yabancı mimarların da kendi ülkelerinde yaşadıkları politik baskılardan kaçarak Türkiye'de oluşan yenilenmeye dahil olma çabası sonucu birçok mimari yapılanma söz konusu olmuştur. Bu yeni yapılanma sürecinde özellikle modernizm sürecinin de getirisi olarak konut tasarımlarındaki farklılaşmalar dikkatleri çekmektedir. Bu çalışmada amaç, tarihsel süreçte konut kavramında devrimsel nitelik taşıyan "Modernizm" olgusu sonucu Türkiye'de inşa edilen konut örneklerini, mimarlık disiplininde ilk basılı kaynak olma özelliği taşıyan Arkitekt dergisi üzerinden inceleyerek tanımlamaktadır. Çalışma ile ilgili 20 adet modern konut olarak seçilmiş ve ülkemizde Erken Cumhuriyet Döneminde mimarlık yapmış üstadların tasarımları seçilmiştir. Modernizm ile ilgili mimari açıdan gelişimi hakkında literatür taraması yapıldığı zaman çalışmaların kütle ve cephe özelinde olduğu, iç mekana dair geliştirilen tasarım yaklaşımlarından bahsedilmediği gözlemlenmiştir. Seçilen 20 konut özelinde Modernizm'in iç mekandaki etkilerini üzere analiz tabloları oluşturulmuştur. Yapılan analizlerde iç mekan özelinde bazı parametreler seçilen konutlar değerlendirilmiştir.
  • Item
    Çarşı Kavramının Tarihsel Değişiminin Analizi ve Tasarım Önerileri: İznik Konak Çarşı
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) KANDEMİR, AYŞENUR; Vehbi Tosun
    Tarih öncesi dönemlerden beri insanoğlu, barınma ihtiyacına yönelik mekânlar yaratmakta ve çözümler üretmektedir. Bireyin içinde bulunduğu mekân, zamanla bireyin düşüncelerinin, dini ve kültürel hareketlerinin ve mekândaki faaliyetlerinin fiziksel bir kaydı haline gelir. Özel mekânlar bireylerin kültür ve değerlerini yansıtırken, kentsel mekânlar toplumun değerlerini yansıtır. Bu nedenle kentler, ait oldukları toplumun düşünce ve yaşam biçimlerini yansıtan somut veriler olarak kabul edilebilir. Kentlerin merkezleri, kentin ilk yerleşim alanları olduğundan, daha fazla kültürel öğe, tarihi doku ve dolayısıyla içinde yaşayan toplumun kimliğine ve yaşam tarzına dair daha fazla ipucu içerir. Bu çalışmada, tarih boyunca kentlerin merkezinde yer alan çarşı kavramı, geçmişten günümüze kentsel iç mekân kapsamında incelenmiştir. Kentsel ara mekânı oluşturan öğeler ve organizasyon biçimleri incelenmiş, elde edilen veriler sentezlenerek tümevarım yöntemiyle tasarım kodları oluşturulmuş ve bu tasarım kodları pilot çalışma olarak sunulacak tasarım önerisinde kullanılmıştır. Pilot çalışma alanı olarak, çok katmanlı bir kültürel geçmişe ve bu nedenle kültürel turizm potansiyeline sahip olan İznik şehri ve şehrin eski kent merkezinde yer alan Konak Çarşı seçilmiştir. Mevcut yapılı çevre genel olarak, kentin geçmişi ve kullanıcıları ile doğru anlam ve iletişim kurulmasını sağlayan kodları barındırmamaktadır. Yapılı çevrenin bölgenin tarihi ve kültürel kimliği ile örtüşecek şekilde yeniden tasarlanması önemlidir. Bu amaçla İznik Belediyesi'ne ait olan ancak İznik'in tarihi ve kültürel kimliğini yansıtmayan Konak Çarşı seçilmiştir. Önerilen projedeki kodlar kullanılarak kentsel iç mekân çerçevesinde yeniden düzenlenecek olan Konak Çarşı'nın, kullanıcı ile iletişim kuran, kültürel ve tarihi değerini yansıtan bölgesel bir dönüm noktası ve odak noktası olması hedeflenmektedir.
  • Item
    Pandemi Sürecinde Küçük Metrekareli Konutlarda Çalışma Ortamlarının Oluşturulması
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TURNA, EMİNE AYLİN; Gülay Usta
    Bu çalışmada Covid-19 pandemisi döneminde küçük metrekareli konutlarda çalışma ortamlarının oluşturulması incelenmektedir. Son dönemlerde çeşitli nedenlerden dolayı tercih edilen küçük metrekareli konutların özellikle salgın gibi olağan dışı durumlarda karantina ve evlere kapanma dönemi ile birlikte veya sonraki dönemlerde nasıl verimli kullanılacağı sorgulanmaktadır. Bu nedenle çalışma kapsamında ilk olarak geçmişten günümüze pandemiler ve Covid-19 pandemisi kavramları incelenmiştir. Daha sonrasında pandemi döneminin dünya üzerindeki etkileri ve bu etkilere karşı alınan önlemler üzerinde durulmuştur. Covid-19 pandemisi dönemi üzerinde durulduktan ev kavramı üzerinde durularak evin fiziksel anlamı ve duyusal anlamı anlatılmıştır. Evin çeşitli anlamları üzerinden ev kavramının Covid-19 pandemisi ile birlikte değişen fiziksel ve duyusal anlamları üzerinde durulmuştur. Pandemi döneminde hayatımıza girmiş yeni düzenler aktarılmıştır. Covid-19 döneminde ev kavramının etkisi, eve düşen görevler ve insanlara sağladığı imkanlar ile pandemi döneminde eve yüklenen yeni işlevler ve evin fiziksel değişimi anlatılmıştır. Özellikle pandemi döneminde ön plana çıkan ve desteklenen evden çalışma prensibi üzerinde durulmuş ve çalışma kapsamında kısa bir ofis gelişimi ve evden çalışma kavramının gelişimi aktarılmıştır. İncelenen başlıklar doğrultusunda konut kavramına geçilerek kısa bir konut kavramının gelişimi ve tarihi özet şeklinde aktarılmıştır. Daha sonrasında küçük metrekareli konut kavramına geçiş yapılmış, gelişimi ve ortaya çıkış nedenleri araştırılarak tasarım prensipleri açıklanırken dünya üzerinden birkaç örnek verilerek konu başlığı desteklenmiştir. Son bölümde ise küçük metrekareli konutlarda evden çalışma ortamlarının oluşturulması üzerine durum küçük metrekareli konutlar üzerinden değerlendirilerek aktarılmaya çalışılmıştır. Küçük metrekareli konutlarda evden çalışma alanlarına dair geçmişte tasarlanmış örnekler sunulmuştur. Covid-19 salgını ve bu salgın ile birlikte oluşan yeni düzenler ile insan hayatına yeni girmiş kavramlar, evden çalışma sistemi ile birleştirilerek küçük metrekareli konutlarda çalışma ortamlarının oluşturulması üzerine belirlenen bir alanda anket çalışması yapılmıştır. Küçük metrekareli konut oranlarının yüksek olduğu İstanbul içinde yer alan yaşam alanı seçilmiş ve burada yaşayan sakinlerden rastgele bir grup oluşturularak bu gruba çevrim içi kanallardan 23 soruluk çevrim içi bir anket çalışması yapılmıştır. Daha sonrasında literatür araştırması ve anket sonuçları birleştirilerek yapılan analizler sonucunda küçük metrekareli konutlarda çalışma alanları oluşturulabilecek bir tasarım önerisi sunulmuştur.
  • Item
    Pandemi Sürecinde Evden Çalışmak Zorunda Kalan Kullanıcıların Verimliliğinin Artırılmasına Yönelik İç Mekanda Biyofilik Tasarım İlkelerinin Kullanılması
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) MAMMADOVA, GUNEL; Aliye Rahşan Karabetça
    Koronavirüs olarak adlandırılan Covid-19 pandemisi 2019 yılından itibaren hayatımızda yer almaktadır. Virüsün yayılma ve bulaşma riskini azaltmak adına ülkeler sınırlarını kapatmış, seyahat kısıtlaması, sokağa çıkma yasağı, eğitime ara verilmesi, karantina gibi önlemler almıştır. Bu nedenle de, insanlar çeşitli değişikliklere maruz kalmıştır, yaşadıkları konutlarda tasarım olarak bir dizi değişiklikler yapma kararı almış, evden çalışmak zorunda kalan kullanıcılar ise çalışma alanlarını daha kullanışlı hale getirme ihtiyacı duymuştur. Bu sebeple, konutlarda ofis kavramı değişmiş, kullanıcılar daha verimli ortamlar için değişik tasarım fikirlerine ihtiyaç duymuştur. Ancak, salgın döneminde kullanılan malzemelerin doğal olması, tasarımda kullanılan renkler, konuttaki oksijen miktarı vb düşünülerek doğa ile iç içe tasarım anlayışı benimsenmiş ve biyofilik tasarımın kullanılmasına önem verilmiştir. Biyofilik tasarım pandemi döneminde daha fazla önem kazanmıştır, çünkü evde kapalı kalınan süreçlerde insanlar doğadan uzaklaşmıştır. Bu tezde doğadan uzaklaşmamak, tam tersine biyofilik tasarımla çalışma kapasitelerinin artırılabilecek mekanların tasarlanmasına yönelik öneriler yapılması hedeflenmiştir. Bunu yapabilmek için de biyofilik tasarımla yapılmış var olan ofislerin incelenmesi, buradan çıkarılacak tespitler sonucunda yeni bir tasarım önerisi geliştirilmesi hedeflenmiştir. Bu tasarım önerisiyle, pandemi sürecinde veya buna benzer karantina döneminde home office'te çalışmak zorunda kalan kullanıcıların bu süre içerisindeki verimliliklerini artırabilmeleri hedeflenmiştir. Ancak, bu önerinin tam anlamıyla uygulanabilmesi için pilot bir bölge seçilerek bir tasarım uygulaması yapılması uygun olacaktır.
  • Item
    Konteynerların Geçici Konut Olarak Kullanımı ve Mekansal Çözüm Önerileri Geliştirilmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) KUMAŞ, BERKAY; Arzu Erçetin
    Barınma kavramı günümüz koşullarında mekânsal kurgunun geliştirilmesi, doğa ile uyumlu olma, pratik çözümler üretme gibi birçok konuyu içerisinde barındırmaktadır. Çağımızda doğal ve yapay birçok nedenle kaynakların tükenmesi, teknolojinin gelişmesi, insanların yeni arayışlara girmesi, savaşlar, maddi sıkıntılar, salgınlar ve doğal afetler insanları barınma kavramında da yeni arayışlar içerisinde olmaya ve çözüm önerileri bulmaya zorlamaktadır. Mekan bir var oluştur ve yaşadığımız sürece de hayatımızda olacaktır. Ancak zaman içerisinde ihtiyaçlar ve fizyolojik, psikolojik vb. nedenler ile mekânsal şekillenmeler de değişiklikler göstermiştir. Özellikle doğa ile birlikte olma konusunun insanlara daha ilgi çekici olması, beton yapılardan uzaklaşmak konusu daha basit malzemeler ile daha pratik çözüm önerileri geliştirme çabasını da devamında getirmiştir. Bu tezde günümüz dünyasının yapı ve betonlaşma konusunda en büyük paya sahip olan konut kavramı ele alınmıştır. İnsanların doğaya verdiği zararların en başında gelebilecek unsurlardan olduğu düşünülen yapı stoğunun sürdürülebilir yapılar oluşturulması ve bunun nesilden nesile aktarılması ile bu zararın minimuma indirgenmesi hedeflenebilmektedir. Sürdürülebilirlik çerçevesinde düşünüldüğünde konut üretimi açısından önemli olan bazı unsurlara geri dönüşüm, yeniden kullanım, onarım, doğaya adapte olma ve sürdürülebilir materyal kullanımı örnek gösterilebilir. Ayrıca insanlık varoldukça ve zaman içerisinde farklı etkenler hayatımıza etki ettikçe, ihtiyaç ve gereksinimlerimizin farklılaştığı görünmektedir. Barınma ve konut bağlamında düşünüldüğünde insanlar herhangi bir doğal afet, pandemi ve benzeri unsurlar sonrasında barınma alanlarında değişiklik ve doğaya geri dönüş düşüncesini benimsemişlerdir. Bu düşünce yapısı, sürdürülebilir yapıların daha yaygınlaşmasına ve sürdürülebilirliğe daha da ihtiyaç duyulmasına yol açmıştır. Tüm bu olgu ve unsurlar çerçevesinde ele alınan bu tezde birinci bölümde konuya giriş yapılıp ikinci bölümde ise tezin çalışma alanı, kapsamı ve yöntemi, çalışma alanının belirlenmesi ile birlikte gerekçeleriyle ortaya koyulmuştur. Ardından üçüncü bölümde ise geçici konut kavramı ele alınıp sırası ile afet konutları, prefabrike konutlar, karavanlar, konteynerler ve treylerler açıklamalarıyla ele alınmıştır. Ele alınan bu geçici konut birimlerinin ardından afet sonrası bu konutlara nasıl ihtiyaç duyulduğunun kanıtı niteliğinde olarak afet sonrası barınma ve acil yardım aşamasında barınma konularından bahsedilirken rehabilite dönemi de göz önünde bulundurulmuştur. Sürdürülebilirlik kavramının açıklamasının ve gerekliliğinin ardından sürdürülebilirliğin özelliklerinden söz edilmekte, bu özellikler ve boyutlar tablolar ile karşımıza çıkmaktadır. Devamında dördüncü bölümde ise konteyner kavramı ve konteynerin kullanım alanları anlatılmaktadır. Tasarımı etkileyecek tüm kriterler ve konteyner yapıların ve ham konteynerlerin özellikleri ortaya koyulmaktadır. Bu kriterler göz önünde bulundurulurken tüm konteyner çeşit ve modelleri açıklamaları ve görselleri ile birlikte anlatılmaktadır. Konteyner yapıların modellemesinin yapılıp detaylı bir şekilde parçalarının anlatımının ardından konteynerlerin avantajları ve dezavantajlarından bahsedilmektedir. Son bölümde ise geçici barınma kavramı özelinde konteynerlerin kullanımı, kullanıcı tiplerinin belirlenmesi ve ülkemizdeki aile kavramının belirlenmesi ile birlikte anlatılmaktadır. Minimum iç mekan gereksinimleri göz önünde bulundurulduktan sonra belirlenen standartlar özelinde konteyner örnek model geliştirilmektedir. Tezin beşinci bölümünün sonunda bulunan prototip çeşitleri ile sürdürülebilir konteyner modellerinin tekil kullanımı ile birlikte minimum yaşam alanları oluşturulabileceği plan ve üç boyutlu modeller ile birlikte ortaya koyulmaktadır.
  • Item
    Aynı Dili Konuşan Konutlar: Sosyal Medyanın İç Mekân Kullanıcı Tercihlerine Etkisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ALBAYRAK, YASEMİN SELEME; Handan Güzelci
    Geçmişten günümüze gelişen teknoloji ve internet ile yaygınlaşan sosyal medya kullanımı pek çok alanda etkisini göstermektedir. En belirgin etkiler tüketim kültürü üzerinde ortaya çıkmaktadır. Kullanıcıların sosyal medya ile doğrudan veya dolaylı olarak tüketim tercihleri etkilenmektedir. Ayrıca bireylerin iç mekân tercihlerini yönlendirme konusunda da doğrudan veya dolaylı olarak etkisi görülmektedir. Tercihleri yönlendiren görsel paylaşımlarının mekân tasarımında benzerliklere sebep olmaktadır. Böylelikle bireyler sosyal medya üzerinden etkilendikleri iç mekân görsellerine benzer iç mekânlara sahip olabilmeyi istemektedirler. Bu bağlamda tez çalışmasında; sosyal medyanın bireylerin tercihleri üzerindeki etki düzeyi saptanarak, iç mekân kullanıcı tercihlerine olan yansımaları incelenmesi amaç edinilmiştir. Bu amaca bağlı olarak öncelikle tüketim, tüketici ve pazarlama konularında literatür araştırmaları yapıldıktan sonra sosyal medyanın kullanıcılar üzerindeki etki düzeyini belirlemek için anket çalışması yapılmıştır. Sonuç olarak sosyal medyanın doğrudan veya dolaylı olarak kullanıcıların iç mekân tercihleri üzerindeki etkileri incelenmiş ve varlığı saptanmıştır. Bu tez çalışmasında edinilen verilerin gelecekte iç mimari tasarımların dönemsel olarak nasıl şekillendiği üzerine yapılacak olan bilimsel çalışmalar için çalışmanın yapıldığı döneme ışık tutarak kaynak oluşturabileceği öngörülmektedir.
  • Item
    Modernist Sürecin Bauhaus Okuluna Etkileri ve Eichler Evleri Örneklemesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) KARADEMİRLİDAĞ, SONAY; Arzu Erçetin
    Bu çalışmanın amacı temelde II. Dünya Savaşının ardından değişen dünya düzeni ve tasarım anlayışının getirmiş olduğu zorluklar sonrasında ortaya çıkan Modern Mimarlık kavramını etkilendiği eğitim düzeni beraberinde incelemek ve sonrasında Amerika da ortaya çıkan ve büyük ses getiren modern mimari, konut kavramı olan, Joseph Eichler tarafından Kaliforniya'da inşa edilen "Eichler Evleri" bağlamında incelemektir. Bauhaus un bir getirisi olarak ortaya çıkan ve tüm dünya yı etkisi altına alan yaşamdan, alışkanlıklara, sanattan, sosyolojiye büyük ses uyandıran modernizm özellikle mimaride birçok temel değişikliğin ana kaynağı olma rolünü üstelenmiştir. Malzeme ve teknolojide ki gelişmeler insanların yaşam alanların iç mekan ve dış mekan bütününde şekillenmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır. Bunun yanı sıra modernizm' in getirisi olarak Bauhaus eğitimden, sanata hem tasarım anlayışının şekillenmesine hem de yetiştirdiği mimarlar ile dünya üzerinde yeniden şekillenmeye zemin hazırlamıştır. Bu kapsamda çalışmanın ilk bölümünde tezin amacı, kapsamı ve yöntemi tanımlanmıştır. Üzerinde çalışması planlanan örnek yapılar literatür taraması sonucunda seçilmiştir. Tezin ikinci bölümünde modernizm kavramı incelenmiştir. Bu bölümde kavram sadece kelime karşılığı olarak değil, mimarlık mesleği açısından ortaya çıkış, gelişim süreci değerlendirilmiş, dünya ve Türkiye literatüründe örnekleri de konu anlatımına dahil edilmiştir. Tezin üçüncü bölümünde Bauhaus kavramı incelenmiştir. Bauhaus kavramı eğitim ve dönemde yetiştirilen mimarlar, tasarladıkları yapılar ve bauhaus okulunda verilen eğitimler, atölye çalışmaları modernizm kavramı ile pekiştirilerek anlatım desteklenmeye çalışılmıştır. Bu bölümde konu Amerika örnekleri ile de tez' in son bölümünde anlatılmak istenen yapı örneği olarak seçilen Eichler evlerinin tasarım anlayışını ortaya koyan mimari tasarım süreçleri ile desteklenmiştir. Tezin dördüncü bölümünde ilk olarak Amerika da ki kent ve yerleşim anlayışından konunun anlatımına başlanılmıştır. Çünkü modernizm in etkileri bu dönemde sadece kentleşme özelinde veya binaların kabuk yapılarında değil, bütün olarak iç mekan ve dış mekan kurgusu ile değerlendirilmiştir. Bauhaus eğitimini ve modernizm Amerika da yerleşim ile ilgili ilk örneklerin verildiği bölgedir. Joseph Eichler tarafından Kaliforniya'da inşa edilen "Eichler Evleri" modern yapı anlayışının en güzel örneklerindendir. Tamamı ile modernizm' in etkilerini taşıyan bu yapı anlayışları farklı metrekarelerde tasarlanmış ve kendisinden sonra inşa edilen bir çok yapının ilham kaynağı olmuştur. Sonuç ve öneri bölümünde ise gerçekleştirilen çalışma ile ilgili değerlendirme yapılmıştır.
  • Item
    İç Giyim Mağazalarında Kurumsal Kimliğin Mobilya ve Donatı Üzerine Etkisi: Victoria's Secret Mağazalarının Analizi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) SANCAK, DİLAN; Vehbi Tosun
    Bu çalışmada; perakende iç giyim ve giyim mağazalarında markaların kurumsal kimlik yapısı değerlendirilecektir. Bu doğrultuda kurumsal kimlik, marka kimliği, kurumsal imaj, marka imajı olguları tanımlanacaktır. Günümüzde ürün ya da hizmetin kalitesinden ziyade, markanın tüketiciye sağladığı avantaj ve statü önem kazanmıştır. Bu sebeple markanın; ürün ya da verdiği hizmetin tüketiciye kurumsal yapı ögelerinin doğru aktarımı gerekmektedir. Bu bağlamda marka ve kurumsal kimliğin, iç mimarlar tarafından oluşturulan tasarımlara aktarımı ve önemi açıklanacaktır. Mağaza tasarımında kullanılan mobilya ve donatılar, iç mimarların tasarladığı projelerde marka imajını yansıtması açısından en önemli araçlardan biridir. Bu doğrultuda, marka imajını yansıtan özel tasarlanmış mobilya ve donatıların alışveriş kapsamındaki önemi, tüketici ve personele etkisi incelenecektir. Alışveriş kapsamında moda ve mimari ilişkisi açıklanacak olup, mağaza tasarımlarında ve marka imajında bu iki olgunun ilişkisi incelenecektir. Tez konusu kapsamında iç giyimin tarihi hakkında bilgi verilecek olup, konu dahilinde seçilen markanın belirlenen iki mağazasının analizi yapılacaktır.
  • Item
    Bitkisel Tasarımın Ofislerde Mekansal Öğe Olarak Kullanımının Incelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ÖZKAHRAMAN, YEŞİM; Gülay Usta
    Doğa ile insan arasında sürdürülebilir bir etkileşimin sağlanmasında rol oynayan en etkili unsurlardan biri bitkilerdir. Bitkiler insanlara psikolojik, fizyolojik ve ekolojik olmak üzere birçok fayda sağlamakla birlikte iç mekan organizasyonlarında mekansal öğe olarak önemli bir yer tutarlar. Bitkilerin iç mekan tasarımlarında mekansal öğe olarak sunduğu olanakların etkin olabilmesi, ancak uygun şekilde ve doğru amaçlar doğrultusunda düzenlenmeleriyle mümkün olabilir. Bitkilerin, kullanım amacına ve bulundukları ortamda yaratmaları istenen etkilere bağlı olarak belirli kriterler çevresinde düzenlenmesi 'Bitkisel Tasarım' kavramını ortaya çıkarmaktadır. İç mekan bitkisel tasarımında bitkilerin, çok sayıda ekolojik, estetik, işlevsel katkı ve hizmetler sağlayacak özellikleriyle birlikte, içinde bulunduğu çevreyi organize ederek daha tanımlı hale getirip kişilerin mekanı algılama biçimleri üzerinde etkili olmaktadır. Bu araştırmada, araştırma alanı olarak seçilen beş ofis; Tentie Offices, Usen Next Offices, Citi Wealth Hub, Enocta Ofis ve Slack Offices, 'Bitkisel Tasarım' yönüyle ele alınıp, ofislerden seçilen tasarım örnekleri üzerinde bitkilerin üstlendikleri mimari ve estetik fonksiyonları irdelenmiştir. Bu doğrultuda ofislerin bitkisel tasarımının işlevsel ve estetik yönü hakkında genel bir değerlendirme ortaya koyulmuştur. İç mekan organizasyonlarında yapılan tasarımların başarıları göz önünde bulundurulduğunda ofisler ve çalışanlar için bitkisel tasarımın önemli bir tasarım yaklaşımı olduğunu söylemek mümkündür.
  • Item
    Balat Semti İçin Bir Aydınlatma Tasarımı Önerisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) OK, HANİFE; Rana Kutlu
    Kentsel aydınlatma, iki açıdan tanımlanmaktadır. Bunlar; kent yaşamının güvenli ve emniyetli bir şekilde sürdürülebilirliğinde önemli etkenlerden birisi olan işlevsel aydınlatma ile kent kimliğinin vurgulanması ve algılanması üzerine kentsel değerlerin ön planda olduğu mimari aydınlatmadır. Küreselleşen dünyada kentlerin birbiriyle yarışması, yaşanan teknolojik ve bilimsel gelişmelerle birlikte kentsel aydınlatma konusunda da önemli gelişim ve değişimler yaşanmasına neden olmuştur. Bu bağlamda kentsel alan aydınlatmasının tüm paydaşların görüşlerini içeren kapsayıcı yaklaşımla hazırlanması, ayrıntılı olarak işlenmesi ihtiyacı doğmuştur. Aydınlatma master planları; kent aydınlatma kriterlerine istinaden hazırlanan planlar olup, kenti bir bütün olarak düşünüp kent kimliğini koruyarak aydınlatma ile bu kimliği vurgulamayı amaçlar. Kapsamlı bir şekilde tasarlanan aydınlatma master planları çağdaş aydınlatma tekniklerinin, uygun standart ve şartların sağlandığı, gereksiz enerji kullanımının minimuma indirildiği bir kent aydınlatması ortaya koyarken, kentin gelişmişliğinin ve yüksek yaşam kalitesinin en önemli göstergelerinden birini oluşturur. Kent yaşayanlarına ve ziyaretçilerine görsel konfor koşullarını sağlamanın yanında gün saatleri dışında da ortak toplumsal değerleri yaşama ve paylaşmalarına imkan sunan, kenti çekici kılan, en önemli planlama araçlarından biri olma özelliğini taşımaktadır. Bu çalışmada kentsel aydınlatma kriterleri ve amaçları irdelenmiş olup etkili bir kentsel aydınlatma için aydınlatma master planın önemi ve kapsamı vurgulanmıştır. Bu amaçla, Aydınlatma master planlanın tarihi gelişim süreci incelenmiş ve planlama aşamalarında bahsedilmiştir. Ardından dünyada ve Türkiye'de uygulanmış aydınlatma master plan örnekleri incelenmiştir. Tez çalışması; çok disiplinli bir çalışma gerektiren Aydınlatma Master Planı için bir altlık veya yönlendirici oluşturacak şekilde kurgulanmıştır. Alan çalışması için İstanbul kimliğinde önemli bir yeri olan Fatih İlçesi - Balat semti seçilerek, ele alınan kriterler bağlamında tanımlanan belirli bir bölgenin aydınlatma tasarımı önerisi geliştirilmiştir. Balat; kozmopolit kimliği ve geçirdiği tarihsel süreçlerden dolayı detaylı analiz ve bölgeleme çalışması gerektirmektedir. Tarihi Yarımada'da yer alan Balat, tarihi kent kimliğini yansıtan bir bölgedir. Çalışma kapsamında Balat'ın geçirdiği tarihsel süreçten bahsedilmiş, sahip olduğu kimlik değerleri belirlenmiştir. Kentsel kimlik, kentsel imge kavramları çevresel algı ile ele alınarak Kevin Lynch'in öncelikli Kent İmgesini oluşturan beş maddesi ile daha sonraki çalışmalarını esas alan anlam ve algı üzerinden analiz edilerek geliştirilmiş, Balat Bölgesi için işlevsel-mimari aydınlatma esasları bağlamında bir aydınlatma tasarımı önerilmiştir. Bu kapsamda oluşturulan senaryosu ile Balat semti, sahil kıyısı ve komşu alanda bir çalışma bölgesi belirlenmiştir. Bu çalışma bölgesinde aydınlatılması gereken kentsel ögeler incelenmiştir. Oluşturulan güzergahta Balat'ın kimliğini vurgulayan yapılar ve sokaklar analiz edilerek hem gündüz hem de gece mevcut durum karşılaştırmaları yapılmıştır. Oluşturulan senaryo kapsamında güvenli ve emniyetli yürüyüş yolları oluşturularak, Balat'ta görülmesi gereken öğelerin planlı ve kapsamlı bir şekilde aydınlatılması kent kimliğine kazandırılması ve tanıtılması amaçlanmıştır. Mevcut durum analizinde aydınlatma sorunları tespit edilmiş ve bu bağlamda öneriler getirilmiştir. Çalışmanın gelecekte yapılacak daha kapsamlı bir aydınlatma master planı için başlangıç oluşturması hedeflenmiştir.
  • Item
    Birinci Kademe Sağlık Mekanlarında Nitelik
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) GENÇ, EDİBE; Rana Kutlu
    Geçmişten günümüze doğru teknolojik gelişmeler ile değişime uğrayan sağlık yapıları, kullanıcı ihtiyaçlarına yönelik tasarımları sonucunda olumsuz izlenimlerden kurtulmuştur. Ancak bahsedilen iyileştirilme çalışmaları hastaneler özelinde kalmış ve birinci basamak tedavi hizmet grubunda bulunan aile sağlığı merkezlerinde görülmemektedir. Halbuki bu merkezler bireyler için sağlığın ilk adımı olma niteliğindedir. Tez kapsamında ele alınan sorunlar doğrultusunda; yönetmelerin ve bilimsel çalışmaların nicelik bazında olup, nitelik açısından eksik kaldığı aile sağlığı merkezlerinin iç mekan tasarımı çerçevesinde iyileştirme çalışması amaçlanmıştır. İyileştirme süreci fiziksel parametrelerin irdelenmesi ve değerlendirmeler sonucunda tasarım önerisi geliştirilmesi üzerinedir. Bahsi geçen hedeflere bağlı olarak bir aile sağlığı merkezi seçilmiş ve mevcut durumu gözlemlenmiştir. Literatürden edinilen bilgiler neticesinde tasarım önerisi planlanmıştır. Tasarım önerisinde, kullanıcıların yoğun olarak kullandıkları; koridor ve bekleme salonu, muayene odası, gebe izlem ve bebek bakım odası örneklenmiş; simülasyon programında modellenmiştir. Hazırlanan üç boyutlu çalışmalar ankete mevcut durumlarıyla sunularak, mekansal algı bağlamında kullanıcı memnuniyet oranları belirlenmiştir. Sonuç olarak mekan tasarımında insan faktörünün önemli bir parametre olduğu düşüncesi ile mekansal algı bağlamında memnuniyet oranları tespit edilerek, çözüm önerileri sunulmuştur. Bu tez çalışmasında edinilen verilerin gelecekte yapılacak olan bilimsel çalışmalara altlık oluşturacağı ve tasarlanacak yahut yenilecek aile sağlığı merkezlerinin planlanması sürecine yön vereceği öngörülmektedir.
  • Publication
    Sağlık yapılarında şifa bahçeleri ve günümüz hastanelerinde kullanımı
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı / İç Mimarlık Bilim Dalı, 2021) Turgay, Yağmur; Usta, Gülay
    İnsan bulunduğu fiziksel ortamdan etkilenen bir varlıktır. Fiziksel ortamın rengi, kokusu, aydınlatması ve daha birçok özelliği insan psikolojisini etkilemektedir. Bu durum mimari tasarımları da yönlendiren bir konudur. İnsan – çevre etkileşiminden yola çıkılarak özellikle sağlık yapılarının tasarımlarına çok eski dönemlerden itibaren bu etkileşim göz önüne alınarak başlanmış, doğanın ve yeşilin iyileştirici gücü üzerinden sağlık yapılarının tasarlanması sağlanmıştır. Dünyada kökenleri antik döneme değin rastlanan, Türk tarihinde ise İslam Devletlerinden sonra özellikle Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde darüşşifalar üzerinden devam eden şifa bahçeleri geleneği, sağlık yapılarının çevre unsurunun tedavi üzerindeki etkisi göz önüne alınarak sürdürülen bir gelenektir. Bu gelenek günümüzde de farklı şekillerde devam ettirilmekte olup, modern sağlık yapıları tasarımlarında da şifa bahçelerinin iyileştirici gücü göz önüne alınmaktadır. Bu çalışmada Acıbadem Altunizade Hastanesi, Koç Üniversitesi Hastanesi, Medicana Kadıköy Hastanesi ve Memorial Bahçelievler Hastanesi'nin iç ve dış tasarımları üzerinden şifa bahçelerinin modern tasarımlara uygulanma biçimi araştırılarak sonuçlarıyla sunulmuştur.
  • Publication
    Tarihi alanlarda genişletilmiş gerçeklik kullanımıyla mekan sentezleme: Efes antik kenti üzerine bir uygulama
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı / İç Mimarlık Bilim Dalı, 2021) Gürsu, Murat; Güzelci, Handan
    Günümüzde sanal ortamların içeresinde bulunan gerçeklik ve sanallık yerini, genişletilmiş gerçeklik (XR) olarak tanımlanan ortamlara bırakmaktadır. Genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojileri özelinde farklı yazılımlar ve donanımların geliştirildiği görülmektedir. Gerçek ve yapay bilginin fiziki dünya ile bağdaştırıldığı bu ortamların, eğitici kazanımlar sağlamada da yüksek potansiyele sahip olduğu görülmektedir. Genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojisinin sunduğu olanaklar sayesinde, mekanlar arasında akışkanlık gerçekleşebilmektedir. Mekanlar arasında akışkanlık kullanılarak, gerçek ve sanallığın birbirlerine geçtiği bu ortamların gelecek çalışmalarda da önem kazanabileceği düşünülmektedir. Genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojisindeki gelişmeler diğer alanlarda olduğu gibi tasarım, mimarlık, iç mimarlık, gösterim teknikleri alanlarında da birden fazla uygulamanın ortaya çıkmasına olanak sağlamaktadır. Genişletilmiş gerçeklik (XR) teknolojisinin potansiyel olanakları kullanılarak, tarihi alanlara yönelik uygulamaların artması gerektiği düşünülmektedir. Bu düşünce özelinde, genişletilmiş gerçeklik alanında son gelişmeler incelenerek, tarihi alanlara yönelik gösterim tekniği oluşturmada ki kullanım olanakları araştırılmıştır. Bu araştırmaların sonucunda Efes Antik Kenti Yamaç Evler 2'nin 6 no'lu konut biriminde bulunan Mermer Salon üzerine bir uygulama önerisi oluşturulmuştur. Uygulama içeresinde mekân sentezlemeye yönelik iç mekân öğelerini ekleyip çıkarma, mekânda kullanılan malzemeler hakkında bilgi edinilmesi, su öğelerinin akustik simülasyonu, iç mekânın 3 boyutlu görseli ve mozaik panoların dijital olarak sergilenmesine yönelik holografik ara yüz tasarlanmış, dijital ortamda hazırlanarak sunulmuştur. Çalışma kapsamında sunulan uygulama önerisi ile holografik ara yüz tasarımının gerçekleştirilmesine yönelik bir ön hazırlık oluşturulmasına çalışılmıştır.
  • Publication
    Ekolojik mimarlık kapsamında malzeme seçiminin yerel mimarideki yeri; Geleneksel Urfa evleri
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Ana Bilim Dalı / İç Mimarlık Bilim Dalı, 2021) Çiftçi, Sümeyya Yazmacı; Erçetin, Arzu
    Hızlı nüfus artışı ve teknolojik gelişmelerle insanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik pratik çözümler geliştirilmeye çalışılmıştır. Olaya sadece " anı kurtarma" şeklinde yaklaşılarak artan konfor isteklerini karşılarken doğaya verilen zarar ve çevre tahribatı göz ardı edilmiştir. Verilen zararın geri dönülmez boyutlara ulaşmasıyla 20.yy sonlarında çeşitli kuruluş ve mimarlar bu duruma farkındalık yaratmak amacıyla sorunu uluslararası platforma taşımıştır. Araştırma kapsamında ekolojiye en fazla zararın yapı sektörünün verdiği saptanarak bu konuda çözümler üretilmesi hedeflenmiştir. Bu doğrultuda geliştirilen çözümlerin başında enerji etkin ekolojik yapıların tasarım kriterleri ve yapım sistemleriyle birlikte uygun malzeme seçimi üzerinde durularak bu alanda çalışmalar yapılmıştır. Yapılan çalışmada üç ana başlık üzerinde durulmuştur.İlk olarak ekoloji kavramı ve tarihsel süreç içerisinde göstermiş olduğu gelişim üzerine bilgiler verilmiştir. İkinci ana başlık olarak,enerji etkin yapıların ana bileşenlerinden olan yapı malzemelerinin enerji tasarrufundaki rolüne değinilerek malzemeden beklenilen temel unsurların;enerjiyi az kullanması ve verimli kullanması bunu yaparken de dayanıklığından ödün vermeyerek uzun yıllar kullanım fırsatı sunması, yapı ömrü sonlanınca da tekrar geri dönüşüm özelliğiyle doğaya kazandırılması özellikleri detaylı olarak anlatılmıştır. Son ana başlık olarak da günümüzde popilerliğini kaybeden yerel malzemelerle yapılan geleneksel yapıların ekolojik kriterleri tam olarak sağladığından tekrardan gündeme gelip inşa edilmesi gerektiği savunulmuştur. Tez kapsamında ekolojik yapı tasarım kriterlerinden belki de en önemlisi olan malzeme seçimi üzerine bilgiler verilerek geleneksel mimariyle olan ilişkisi irdelenmiştir. Alan çalışması olarak seçilen Şanlıurfa'daki geleneksel konutların; plan şemaları ,uygulama teknikleri ve kullanılan yerel malzemeleri detaylı ele alınarak ekolojik kriterleri nasıl sağladığı örnekler üzerinden açıklanmıştır. Bölüm sonunda verilen bilgiler ışığında yerel malzeme seçimiyle Şanlıurfa'nın geleneksel mimarisini yansıtan, enerjiyi doğru kullanıp, kendi kendine yetebilen ekolojik konut önerisi tasarlanmıştır.