Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü / Department of Radio, Cinema and Television
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/6824
Browse
Browsing Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü / Department of Radio, Cinema and Television by Author "Ormanlı, Okan"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Unknown Başlangıç Filminde Psikanalitik Öğeler Ve Rüya Olgusu(Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2011) Ormanlı, Okan; 108048İnsan beyninin bir ürünü olan rüya olgusu birçok sanat dalını olduğu gibi sinema sanatını da etkilemiştir. Çoğu zaman, sinema sanatının rüyalardan etkilendiği ya da sinemanın kendisinin bir rüya fabrikası olduğu yorumları yapılmıştır. Rüya olgusunun bilimsel ve kapsamlı bir biçimde ele alınması ancak 19.yüzyılın sonunda bilim adamı Sigmund Freud ve onun psikanaliz kuramıyla mümkün olmuştur. Freud’un rüya yorumları alanında ağırlık verdiği, kişisel bilinçaltıyla ilgili görüşleri birçok kuşağı derinden etkilemiştir. O tarihten günümüze neredeyse her rüya çalışması, yorumu veya analizi, Freud’a yapılan referanslarla gerçekleştirilmiştir. Freud sonrası çalışmalarda da çok sayıda anti tez ileri sürülmüş ve Freud sıkça eleştirilmiştir. Bu çalışmada 2010 yılı Hollywood yapımı Başlangıç filmi ve filmdeki rüya olgusu ele alınacaktır. Bu bağlamda film üzerinden sinema-rüya ilişkisi sorgulanacak, eser psikanalitik çözümleme yöntemiyle irdelenecektir.Publication Unknown Dijital Çağın Kara Aynası: Black Mirror(2018-10) Ormanlı, Okan; 10804821. yüzyılın başından itibaren analog çağ yavaş yavaş sona ererken, dijital çağ her alanda hakimiyet kurmaya başlamıştır. İnternet altyapısı önceleri askeri bir gereklilik olarak ortaya çıkıp, kısıtlı olarak kullanıma açıkken günümüzde insanlar internetsiz bir yaşamı hayal edemez hale gelmişlerdir. Dijital teknolojilerin, kullanım oranına göre göreceli olarak daha rahat satın alınıp, kullanılıp, fazla tüketilir hale gelmesi, sosyal ve kültürel açıdan ölçülmesi ve incelenmesi gereken etkilere yol açmaya başlamıştır. 2O.yiizyılın bilimsel buluşları ve teknolojik gelişimi belirli aralıklarla gerçekleşirken, sinema, edebiyat ve daha sonraları televizyon da bu gelişmeleri ve olası etkileri, çok sayıda ürünle izleyicilerine ve okuyucularına ulaştırdı. Değişik ama, göreceli olarak, yakın zaman dilimlerinden gelen; H.G.Wells, Freud, Asimov, Orwell, Huxley, Foucoult, Einstein ve Hawking gibi isimler, kitaplarıyla, kuramlarıyla (zaman yolculuğu, psikanaliz, yapay zeka, gözetim toplumu vb.) önceki yüzyılı şekillendirirken 21 .yüzyıl vizyonuna da katkıda bulundular.Bu çalışmanın ana konusu olan "Black Mirror" dizisi 2011-2017 yılları arasında 4 sezon boyunca 19 bölümle milyonlarca kişiye ulaşmıştır. Dizi kısa sürede bir fenomen haline gelerek dünya çapında çeşitli tartışmaları beraberinde getirmiş ve üzerinde en çok çalışma yapılan diziler arasına girmiştir. Dizi ayrıca EMMY, BAFTA gibi çeşitli ödüller de kazanmıştır. İngiliz televizyoncu Charlie Booker tarafından yaratılan dizi önceleri Channel Four'da yayınlanmış ve belli bir izleyici grubunu etkilemeyi başarmıştır. Bu başarı sonrası, önde gelen dijital sinema ve dizi film platformlarından Netflix, dizinin yayın haklarını almıştır. Her bölümde farklı yönetmen, teknik ve artistik kadroyla çekilen dizi, genel olarak teknoloji bağımlılığı, yapay zeka, sosyal medya, hafıza, bilinçaltı gibi konuları çoğu zaman eleştirel yaklaşımla ele almaktadır. Bu bir anlamda seyircilerde; özdeşleşme, yüzleşme, arınma (katharsis) duyguları uyandırırken, aynı zamanda gelecek kaygısını ütopik olmaktan çıkarmakta ve distopik yaklaşımları da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda belki de geleceğe dair olası olumsuz beklentiler ve ön yargılar ehlîleştirilmekte ve normalleştirilmektedir.“Black Mirror”un farklı ekiplerle çekilmesi farklı yaklaşım ve fikirlerin dile getirilmesini sağlarken; monotonlaşma, klişelere boğulma veya didaktik olma riskleri de büyük ölçüde bertaraf edilmektedir. Günümüzde ana akımı temsil eden bazı filmler ve diziler, gişe kaygısı odaklı yaklaşımların ve kültür endüstrisinin sıkı kurallarının da etkisiyle farklı şekillerde izleyiciye sunulmaktadır. “Black Mirror” bu bağlamda diğer ana akım rakiplerinden’ çeşitli farklılıklarıyla ayrılmaktadır ki bu nedenle son zamanlarda en çok tartışılan dizilerden biri olmuştur. "Black Mirror" ele aldığı konular bağlamında; sosyoloji, psikoloji gibi temel bilim alanlarının olgularını dizi formatında işlerken, aynı zamanda yayınlandığı dijital platformun da dahil olduğu küresel şirketlerin çıkarlarıyla çakışacak bir pozisyon alması oldukça zordur. Dizinin son sezonları çeşitli çevrelerce eskisi kadar eleştirel olmamak ve daha izlenir hale gelmek için ana ekseninden kaymakla eleştirilmektedir. "Kara Ayna" olarak olumlu-olumsuz çok sayıda tepki alan "Black Mirror"un, içinde bulunduğu sisteme alternatif üretme ya da önerme gibi bir yaklaşım içinde olması oldukça zor görünürken aynı zamanda böyle bir tavır takınmasının gerekliliği ya da gereksizliliği ayrı bir araştırma konusudur.Saygın sinema sitesi imdb.com'da "Karanlık Ayna" olarak da adlandırılan "Black Mirror"un tüm bölümleri bu çalışmada nitel bir yaklaşımla ele alınacaktır. Bölümler fılmsel anlatı bağlamında irdelenecek ve yukarıda vurgulanan kavramlara ek olarak mahremiyet ve sanallık gibi olgular bağlamında çözümlenecek ve tüm sezonlar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar incelenecektir. konusudur.Publication Unknown Dijitalleşme Ve Türk Sineması(The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2012-04) Ormanlı, Okan; TR108048Until the 1990’s Turkish cinema was considered as a less developed and insufficient cinema in terms of technology. With the rise of private TV channels, the advances in the advertising industry and with the sponsorships and funds of local and foreign foundations, Turkish cinema was able to use the latest technology in the field of cinema. In this context the technical equipments which were used in western cinema were put in to use in the Turkish cinema and with this oppurtunity, even special effects were applied in some big budget movies. Changes in the classical production style led to changes in distribution and viewership trends. This change caused a discussion about how to deal with the old and how to adapt to the new. Now, there is an environment in the cinema industry where analogue technology has nearly completely been replaced by digital technology. Some filmmakers suggest that digital tehnology has led to the democratisation of the Turkish cinema, whereas some cinema critics believe that due to the cheapness of this technology has led to an increase in interest in the film industry and made people believe that anyone could be a filmmaker. The aim of this study is to evaluate the effects of digitalisation in Turkish cinema in terms of production, distribution and spectatorship.Publication Open Access Küreselleşme Ve Yerellik Bağlamında Günümüz Türk Sineması(The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2013-04) Ormanlı, Okan; TR108048The Art of Cinema, which has a past of more than a century long, is frequently discussed in terms of globalization and localization. Cinema started in Europe (France) but became a worldwide phenomenon due to the US (Hollywood). And today Hollywood, which generally represents the American cinema industry and commercial cinema, is the leader in terms of spectator and profits with billions of dollars. It constantly tries to enter every corner of the world to show / sell American movies after the rise of the globalization and sometimes makes concessions in terms of national values. Turkish cinema which is on the way to create a renaissance after the fall of Yeşilçam in terms increasing number of films and spectators by beating Hollywood’s big productions has the most percentage with its local admissions in Europe. Turkish cinema is successful at home and receives international awards almost every year but not as widespread comparing with other successful European cinemas. In this study, the reasons for the failure of Turkish, which has remained local yet also aims at taking on a more global nature, will be analyzed.Publication Metadata only SANATTA YARATICILIK: “SEVMEK ZAMANI” BİR VE ÜÇ SANDALYE(İstanbul Kültür Üniversitesi / İletişim Sanatları Bölümü, 2015) Ormanlı, Okan; 108048Publication Open Access Sinemada Edebiyat Uyarlamaları Ve Göstergeler: Muhteşem Gatsby (2013) Filmi Örneği(The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2014-04) Ormanlı, Okan; TR108048The cinema and literature are two different branches of the arts that have on occasion collaborated with one another over the past 120 years. The Hollywood film industry, along with many other national cinemas have taken best sellers or important literary sources and turned them into films. Although some novels are fictional, they nonetheless are able to give information regarding the socio-economic and cultural setting in which they take place. The Great Gatsby written by F. Scott Fitzgerald is set in 1920s America and was published in 1925. The novel, which has today become a classic in literature, holds parallels between the life of the main character Jay Gatsby and the life of the writer of the novel, Fitzgerald. The novel was first adapted to the cinema in 1970’s. The second version of the novel was filmed in 2013 and was directed by Baz Luhrmann. Although the film, which will be the subject of this study, stays true to the storyline of the novel, it has visual and auditory elements that signal differences. By taking full advantage of today’s technology, the film is able to successfully reflect the period’s flamboyance and craziness. The film highlights the dance and music of the time, but still makes room for some of today’s songs. Furthermore, the costumes and hair styles also reflect the times in which the events unfold. The green light emphasized in the novel holds its place in the film in the signifiers of the Valley of Ashes and Dr. T.J. Eckleburg’s advertisements boards, and comes to mean dreams, the inability to come together, class difference and society of surveillance. The Great Gatsby is a film that stays true to the original novel; however, even so, it bears a new, updated, postmodern approach that has a stylized and spectacular style in terms of form and content.Publication Metadata only Son Dönem Türk Dizilerinde Psikolojik Öğeler: "EZEL" Dizisi Örneği(Akdeniz Üniversitesi / İletişim Fakültesi, 2010-12) Ormanlı, Okan; 108048Sinema filmleri, televizyon dizileri kitleleri etkilerken içinde bulunulan toplumun birtakım kodlarını da ortaya koyarlar. Psikoloji bu kodları anlamada ve çözümlemede en uygun disiplinlerden biridir. Sigmund Freud‟un “kişisel bilinçaltı” kuramına karşı geliştirilen ve aynı zamanda bu kuramı tamamlayan “kolektif bilinçdışı” kuramı C.G.Jung‟un “analitik psikoloji” çalışmalarında önemli yer tutar. Psikolojinin ve psikanalizin ana temalarından baba-oğul ilişkisi sinema ve edebiyatta da sıkça ele alınan bir konudur. Bu bağlamda baba arketipi evrensel anlamda bir arketiptir. Bireyin bilhassa erkek çocuğun ve geniş kapsamda toplumun erginleşmesinde baba figürü ve modeli ayrı bir önem taşımaktadır. Son dönemlerin başarılı, popüler ve ilgi gören televizyon dizilerinden “Ezel” adlı dizi bu kapsamda, Jungcu Yaklaşımda ön plana çıkan baba-oğul ilişkisi açısından çözümleme anlamında zengin malzemeler içermektedir. Bir aylık dönem içinde izlenilen dizi, “psikanalitik çözümleme” yöntemiyle ele alınacaktır. “Ezel” dizisi bir yandan Türkiye‟deki dizi sektörünün biçim ve içerik bağlamındaki gelişimi hakkında ipuçları verirken, diğer yandan da Jungcu Yaklaşım bağlamında Türk toplumunun kolektif bilinçdışını arketipler, persona ve gölge kavramları açısından çözümlemeye olanak sağlamaktadır.Publication Open Access Tasarım ve Teknoloji Olguları Bağlamında “Avatar” Filminin Çözümlemesi(Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2010) Ormanlı, Okan; 108048Sinema filmleri belirli bir tasarım aşamasından geçerken, teknolojiyle de bire bir bağlantılı olan sanat eserleridir. Birçok kişinin aynı anda ya da farklı zamanlarda görev aldığı, çalıştığı kolektif bir sanat olan sinema matematiksel bir biçimde tasarlanmaktadır. Üç boyutlu sinema, teknolojik gelişmelere bağlı olarak genellikle Hollywood sinemasında sıkça gündeme gelen bir olgudur. Sinema perdesinde olup bitenleri daha gerçekçi biçimde yansıtan bir teknoloji olan Üç boyutlu sinemanın ve teknolojinin günümüzdeki yetkin ve başarılı örneklerinden biri 2009 yılı yapımı “Avatar” adlı filmdir. “İçerik analizi” yöntemiyle ele alınacak filmin, tasarım ve teknoloji olguları bağlamında sinema sanatının ve bilimine nasıl bir katkıda bulunduğu ortaya çıkarılacaktır.Publication Metadata only YEŞİLÇAM HOLLYWOOD VE İSTANBUL ÜÇGENİ(İstanbul Kültür Üniversitesi / İletişim Sanatları Bölümü, 2015) Ormanlı, Okan; 108048