İşletme Yönetimi Programı / Business Management Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/6802
Browse
Browsing İşletme Yönetimi Programı / Business Management Program by Rights "http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/3.0/us/"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Metadata only Attitudes of citizens of the United States, the Unidet Kingdom, and Turkey in permits requested by mobile apps(2020-02) Öçlü, BurakLearning Overview: After attending this presentation, attendees will be able to understand the relationship between risk, privacy and mobile risk attitudes of citizens of different countries and interpret this in terms of mobile application permissions. Impact on the Forensic Science Community: This presentation will impact, the forensic science community by informing about the difference between attitudes in daily life and the actual situation that occur according to the data security risks that may arise. How to secure this information has become an important problem as application-maker firms have increased their access to personal data. In this context, our research aims to establish the relationship between risk, privacy and mobile risk attitudes of people living in different countries. For the purpose, a survey of 26 questions was conducted for citizens living in the USA, UK and Turkey, provided that there were 150 people from each country (in total 450 people). Surveys of their native languages were conducted for participants in all countries. The survey consists of multiple-choice questions with questions consisting of a Likert scale of 5s. Hypotheses are " HOa: there is no relationship between the risk attitude and the privacy attitude.” and “HOb: there is no relationship between the privacy attitude and mobile risk attitude." and "HOc: there is no relationship between risk attitude and mobile risk attitude." in the study. Within the scope of this research, “HOa” and “HOb” rejected and strong positive relationship in the USA, weak positive relationship in the UK and moderate positive relationship in Turkey were identified. “HOc” also rejected and found that a moderate positive relationship in the USA and UK and a weak positive relationship in Turkey. Participants were asked which of the 9 different types of mobile application permission request options they would not want to grant access to. As a result of the research, the most unwanted permission to be given in the US was “location information” and “access to SMS records” in the UK and “phone call records” in Turkey. According to the results of the research, 55.33, 48, 87.39 percent of respondents in the USA, UK and Turkey stated that they are using Instagram application, while respectively 54.21, 68.05, 46.56 percent of users have declared that they will not allow downloads for the application if they see the permissions requested by the application without specifying the application name. Respectively, 19.33, 70, 95.30 percent of respondents in the USA, UK and Turkey stated that they are using the WhatsApp app, while respectively 34.48, 63.80 and 46.85 percent declared that they would not download the app with current permission. Respectively, 28.67, 39.33, 22 percent of respondents in the USA, UK and Turkey stated that they are using the Spotify app, while respectively 55.81, 55.93 and 42.42 percent declared that they would not download the app with current permission. Although the real estate application is different in each country, respectively 12, 10, 16 percent of the respondents in the USA, UK, Turkey said they are using the real estate application, while respectively 50, 80, 70.80 percent of these users have declared that they will not download the current permissions When the results are examined, all hypotheses are accepted for all countries and it means that there was a positive relationship between “risk, privacy and mobile risk attitude”. In addition, the permissions that the participants do not want to allow are different in the countries. In comparison to the already downloaded applications and declarations against the permits requested without naming the application, it is understood that citizens living in the UK are more likely to avoid taking risks than citizens living in the United States and Turkey. It has also emerged as an important finding of denial of application permit request at a high rate seen in all countries. Because people avoid reading individual permissions and because the requested permissions become routine after a certain period of time, differences can arise during the course of the activities with the risk attitudes of people in daily life. This can lead to questions about the sharing and protection of personal information.Publication Metadata only Is information manageable? A conceptualApproach(2015) Safran, BarışIn this study, in the light of knowledge and management concepts is intended to answer the question of the conditions under which information can be managed. Therefore, unlike the first insights behind the different definitions of the concept with emphasis on the concept of knowledge management are grouped under three main headings. The first of these approaches, knowledge management basically considers the problems associated with information technology as a computer network. Other approache is based on the employees how to work and know what is being done through the creation and collection of this information, storage, dissemination and adaptation, knowledge management. According to last approach is that the information management issues which an human resource that focuses more on organizational culture and teamwork. Secondly, examining the debate is not being managed or managed to draw attention to the paradox between information and knowledge management concepts. Although concept of knowledge management used very extensively, the knowledge by investigating what is actually managed is focused on the circumstances in which the problem can be managed. Knowledge management refers to the management information when it receives the focus, it may cause unnecessary non-productive use of information technology also made to several investment. Whereas management is related to the management of people.Publication Open Access Kurumsal Sosyal Sorumluluk Algısının Marka Vefasına Etkisinde Marka Aşkının Aracılık Rolü(ACC Publishing, 2024) ANIK, EMİNE; Tığlı, EmineGünümüzde bilgi teknolojilerinin yaygınlaşması ve markalar arası rekabet bilgi odaklı ve sürekli değişen bir tüketici profilinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Yeni tüketiciler değişen beklentileriyle, marka tercihlerinde somut değerlere ek olarak soyut değerleri de önemsemeye başlamışlardır. Markalar da tüketicilerin beklentilerini karşılayarak olumlu desteklerini alabilmek ve sürdülebilir, güçlü ilişkiler kurmak için toplum yararına olan faaliyetlere yönelmişlerdir. Literatürde kurumsal sosyal sorumluluk kavramı olarak karşılaşılan bu faaliyetlerin pazarlama stratejisi olarak kullanılmaya başlandığı söylenebilir. İlgili literatür incelendiğinde kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin tüketici marka ilişkilerinde kritik bir rol oynadığı ve tüketicilerin markalara karşı bilişsel, davranışsal ve duygusal tepkilerini olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, bu çalışma kurumsal sosyal sorumluluk algısının, yeni bir kavram olarak literatürde yerini alan marka vefasına etkisini ve bu etkide marka aşkının aracılık rolünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmada e-ticaret markalarından alışveriş yapan 509 nihai tüketiciden toplanan veriler Smart PLS programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Yapılan analizler sonucunda kurumsal sosyal sorumluluk algısının marka vefası üzerinde anlamlı olarak etkili olduğu ve bu ilişkide marka aşkının kısmi aracılık rolü olduğu belirlenmiştir.Publication Metadata only Sağlık Sektöründe Marka Sadakati: Vakıf Üniversitesi Öğrencilerinin Marka Sadakati Üzerine Bir Uygulama(2018-10) Gedikçi Fener, TuğbaTüketici ile marka arasında güçlü bir bağ kurmak markanın varlığını sürdürebilmesinde kritik bir roloynamaktadır. Bu nedenle; tüketicilerin bir markayı düzenli olarak satın almak için gösterdikleri bilinçli veya bilinçsiz niyet veya davranışlar, daha önceden satın alıp denedikleri bir markayı satın almayı sürdürme eğilimleri ya da belirli bir süre içinde bir ürün kategorisi içinde yer alan bir ya da daha çok markaya karşı takındıkları olumlu tutum ve davranış tepkisi olarak tanımlanabilen marka sadakati; basit bir "tekrar eden satın alma davranışı"nın çok ötesinde bir anlam ifade etmektedir. Rakip isletmelerin uyguladıkları iskonto ve indirimlerden, reklam kampanyalarından ve bunun. gibi tutundurma çabalarından etkilenmeyen, satın alma için kesin istek gösteren ve yeni ürün arayışına girmeyen tüketicilerin sadık (bağımlı) müşteri olarak değerlendirildiği bir ortamda bu konudaki çeşitli araştırmalara göre, marka bağımlısı tüketicilerin işletme için bağımlı olmayanlardan dokuz kat daha karlı olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle müşterileri bağımlı müşterilere dönüştürmenin isletmeler için olmazsa olmaz olduğu sonucuna varılabilir. Marka sadakati en fazla gençler ve eğitim düzeyi yüksek tüketici kitleleri arasında görülmektedir. Bu nedenle; araştırmanın evrenini, bir işletmenin marka yaratmadaki başarı ya da başarısızlığını gösteren en önemli müşteri gruplarından biri olan "üniversite gençleri" oluşturmaktadır. Bu çalışmada; vakıf üniversitesi öğrencilerinin sağlık sektöründe faaliyet gösteren markalardaki tercihlerini ve marka sadakatierini ölçmeye yönelik bir uygulama yapılacaktır.