Sanat ve Tasarım Fakültesi / Faculty of Art and Design
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/14
Browse
Browsing Sanat ve Tasarım Fakültesi / Faculty of Art and Design by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 30
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access Aile Kurumundaki Hegemonik İnşanın Parodik Yıkımı: Force Majeure(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2021) ÖZ, PERİHAN TAŞSinemasal anlatılara kaynaklık eden edebi türler, aynı zamanda ilgili anlatının analiz aşamasında da bir yol haritası çizmektedir. Ruben Östlund’un yönetmenliğini yaptığı Force Majeure (Turist - 2014) isimli filmi anlatı analizi yöntemiyle çözümlerken; bu analize kaynaklık eden yazınsal tür olarak parodiyi incelemiştir. Kaynağı Antik Yunan’a dayanan ve önceleri basit anlamda “alaycı taklit” olarak yorumlanan parodi, 1960’lı yıllardan itibaren metinlerarasılık kavramı ile birlikte ele alınmış ve parodinin hedef metin ya da tema ile kurduğu ilişkinin, mizahi yönüne ek olarak eleştirel bir nitelik taşıdığı görüşü ortaya konulmuştur. Bu değerlendirme, parodiyi, “alaycı taklit” tanımından çıkarmış, kültürel ve ideolojik örüntüler üzerinden analiz edilmesine olanak sağlamıştır. Çalışmanın kuramsal çerçevesi, parodinin anlatısal kurulumuna, hedef metin-üst metin ilişkilerine ve parodik dönüşümün söylemsel araçlarına odaklanarak şekillenmiştir. Force Majeure filminin anlatısal kurulumunda, hedef metin ya da tema olarak seçilen aile kurumundaki hegemonik inşa ve toplumsal cinsiyet rolleri, anne ve baba üzerinden şekillenen bir kriz anlatısı odağında, parodik bir tutum ve ironik bir söylemle ele alınmıştır. Bu söylem doğrultusunda parodik dönüşümle şekillenen üst metin aracılığıyla, aile ve toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlarını çizen patriarkal sistemin hegemonik iktidarına sarsıcı bir mizahla yaklaşıldığı ve bu iktidarın parodik bir yıkıma uğratıldığı saptanmıştır.Publication Open Access Arapça Karagöz Oyunlarında Türkçenin İzi(Türk Dil Kurumu, 2023) MUHAMMED, RAGIP; ÜMİT, NAZLI MİRAÇYüzyıllara dayalı Türk-Arap kültürel etkileşiminin izleri çeşitli yazılı ve sözlü kültür unsurlarında gözlemlenebilir. Türk kukla tiyatrosunun bir türü olan ve UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine kayıtlı bulunan Karagöz, bu etkileşimin önemli örneklerindendir. Osmanlının hâkim olduğu Arap coğrafyasında Karagöz gösterileri, toplumun vazgeçilmez bir parçası olmuştur. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupalı şarkiyatçıların dikkatini çekmesi ile beraber, geniş bir coğrafyada farklı dillerde icra edilen Karagöz oyunlarının ilk bilimsel derlemeleri yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından yirminci yüzyılın ilk yarısına kadar olan dönemde, Enno Littmann, Johann Gottfried Wetzstein, Wilhelm Hoenerbach ve Edmond Saussey gibi şarkiyatçılar tarafından derlenen Arapça Karagöz oyunları ele alınmıştır. Ağırlıklı olarak günlük konuşma diliyle icra edilen bu oyunlar, Arapça diyalektlerini yansıtan unsurlar açısından oldukça zengindirler. Buna ek olarak Arapça Karagöz oyunlarında kullanılan Türkçe kelime ve ifadeler de araştırmacıların dikkatini çekmiştir. Arapça Karagöz oyun metinlerini derleyen şarkiyatçılara göre oyunlarındaki Türkçenin varlığının farklı nedenleri vardır. Karagöz’ün bir seyirlik sanat türü olarak Osmanlı İmparatorluğunun Arapça konuşulan bölgelerine ilk defa Türkler tarafından götürülmesi, bazı bölgelerde oyunların sadece Türkçe oynanmasına izin verilmesi, oyunlardaki bazı tiplerin Türkleri ve/veya Osmanlı yönetimini temsil etmesi bu nedenlerin başında gelir. Bu çalışmanın amacı doğrultusunda toplamda on sekiz Arapça Karagöz oyun metni incelenmiş, metinlerde Türkçe ve Türkçe yoluyla Arapçaya giren sözcükler tespit edilmiştir. Söz konusu sözcüklerin geçtiği örneklerin Arapçası orijinal hâliyle verilmiş ve transkripsiyonu yapılmıştır. Daha sonra bütün örnekler Türkçeye tercüme edilmiştir.Publication Open Access Bellek Çalışmaları Bağlamında Zaman ve Mekân Kullanımının Türk Korku Sinemasının Anlatısal Yapısı Üzerindeki Etkileri(Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi, 2020) BİKİÇ, NAGİHAN ÇAKARYirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren sosyal bilimler alanında önemli bir değişim ve dönüşümün ardından başlayan bellek çalışmaları; sinemasal yaklaşımda, yeni kavramların ortaya çıkmasında etkili olmuş ve klasik tarih anlayışına bir alternatif olarak akademik ve kültürel çalışmalarda merkezi bir konuma gelmiştir. Bellek çalışmaları sonucu gelişen farklı yaklaşım ve bakış açıları pozitivist veya belgeci modernist bilim anlayışının aksine insan merkezli bakış açısı sunmakta, pek çok disiplini ve sanatı analiz etmek ve kavramak için bir araç olarak da kullanılmaktadır. Bu bağlamda, sinemanın özellikle geçmişle ve belgeli tarihle olan ilişkisinde kısaca tarihsel film eleştirisi yaklaşımıyla analiz edilebilecek her filmde, yetkin ve sağlıklı bir çözümleme imkânı sunabilen bellek çalışmaları, kavramları ve kavramsallaştırmaları, içinden çıktığı toplum hakkında izleyiciye doyurucu bilgiler veren korku sineması için de kullanılabilir. Bu çalışmada, 2000 sonrasında çıkış yapan Türk Korku Sineması’na ait filmler örnekleme dâhil edilmiş, filmlerde bellek çalışmaları ve yeni kavramlara ait unsurlar analiz edilerek filmlerin toplumsal bellekle ilişkisi ortaya konulmuştur. Çalışmada, nitel araştırmalarda kullanılan amaçlı (nonprobalistic sampling) örnekleme yöntemlerinden biri olan tipik durum örneklemi kullanılmıştır.Publication Open Access Digital Transformation in Museum Management: The Usage of Information and Communication Technologies(ASOS Eğitim Bilişim Danışmanlık Otomasyon Yayıncılık Reklam Sanayi ve Ticaret LTD ŞTİ, 2020) PARSEHYAN, BESTE GÖKÇEToday, museums are undergoing a process of digital transformation. Those museums able to properly manage this process will hold the potential of following and analyzing consumer perceptions and emotions. Information and Communication technologies are an important part of this digital transformation. This study aims to put forth the relationship between digital technologies and museums in terms of participatory technologies. The focus of the study will analyze at which stage private museums in Istanbul are at in the digital transformation process. The study is made up of three steps in order to measure the level at which museums utilize information and communication technologies. The first step takes place prior to the museum visit and analyzes the museums’ corporate websites. The second step is in relation to the visit of the museum, and defines the information and communication technologies available for visitors. The final step determines the social media presence of the museums after the visitation. The study analyzes the degree to which information and communication technologies are used by museums under the supervision of Turkey’s Ministry of Culture and Tourism’s General Directorate for Cultural Heritage and Museums in Istanbul. As a result of the study,the museums have been categorized under four categories: sleepers, social-oriented, visit-oriented and experience-oriented. Of the 62 museums within the framework of the study, 24% are sleepers, 36% social-oriented, 24% visit-oriented and 16% are experience-oriented. It is believed that the study will serve as a guide for museums which took part in the study so that they can increase the participatory experience of visitors.Publication Open Access Dijital Demokrasinin Değerlendirilmesi: Demokrasinin Sorunlarına Bir Çare mi Yoksa Bir Mit mi?(Deniz Yengin, 2023) YEL, NURHANİnternet tabanlı bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) gün geçtikçe artan kullanımı diğer tüm alanlarda olduğu gibi siyaset alanında da yeni beklentilerin ve anlayışların gelişmesine yol açmaktadır. Demokratik amaçlarla bu teknolojilerin kullanımına ilişkin beklentiler dijital demokrasi adı altında gelişen bir anlayışı beraberinde getirirken, beklenti düzeylerindeki farklılıklar, dijital demokrasi araç ve uygulamalarının tasarımlarına yansımaktadır. Temelde yönetsel süreçlere etkin vatandaş katılımını güçlendirmesi beklenen dijital demokrasinin, e-devlet, e-belediye gibi kamu yönetimleri tarafından hayata geçirilen örnekleri bulunmaktadır. Aynı zamanda, sivil toplum örgütleri ya da vatandaş inisiyatifleri tarafından aşağıdan yukarıya demokrasiyi hedefleyen uygulamalar geliştirilmektedir. Diğer yandan dijital demokrasinin gerek modern demokrasinin sorunlarını çözmede gerekse demokrasileri daha ileri bir noktaya taşıma konusunda ne denli etkili olacağına dair şüpheler de mevcuttur. Bunlardan bazıları dijital demokrasiyi bir mit olarak görmektedir ve kaygılarını dijital demokrasinin beklenenin tersine bir etki yaparak, demokrasinin altını boşaltacağı noktasına kadar taşımaktadır. Dijital demokrasinin potansiyelinin ve dijital demokrasi amaçlı geliştirilen araç, platform ve uygulamaların değerlendirilmesi açısından tanımlar arasında farklılıkların ve nedenlerin ortaya konması önem taşımaktadır. Bu doğrultudan hareketle bu çalışmada dijital demokrasiye yönelik tanımları biçimlendiren yaklaşımlar ve beklentiler literatür taraması yöntemi kullanılarak belirlenmiş ve kategorilere ayrılarak irdelenmiştir. Kategorilerin özelliklerine göre belirlenen ulusal ve yerel düzeyde örnek dijital demokrasi uygulamaları ele alınarak, incelenmiştir.Publication Open Access Dijitalleşen Kültür Ya Da Kültürün Dijitalleşmesi: Dijital Kültür Kavramı(Motif Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı, 2022) KOÇ, REZALKültür, kendini iletişim yoluyla var etmektedir. Toplumdaki iletişim biçimlerinin teknoloji temelli değişimi, kültürün de yeniden ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bugün internet ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerin yarattığı, özellikle de bilgisayarların ve internetin bireylerin yaşamına nüfuz etmesiyle başlayan değişim, yeni bir kültür süreci olarak görülmekte ve “dijital kültür” kavramıyla ifade edilmektedir. Dijital kültür; siber kültür, elektronik kültür, internet kültürü, sanal kültür, enformasyon kültürü gibi çok farklı isimlerle anılsa da teknolojinin bireylerin duygu ve düşüncelerini, iletişim ve etkileşim kurma biçimlerini, değer yargılarını ve tüm bunların toplamı olan kültürü önemli ölçüde şekillendirdiği fikrini tanımlayan bir kavramdır. Günümüz dijital iletişim araştırmalarının çok büyük kısmı bu temel yaklaşım üzerinden özellikle bireyin mevcut durumdaki konumuna, rollerine, değerlerine, algı ve tutumlarına odaklanmaktadır. Bu çalışmanın amacı, dijitalleşmenin geleneksel kültürü kullanarak onu yeniden mi yarattığını yoksa dijital kültür dediğimiz şeyin başlı başına yeni bir kültür alanı mı olduğunu tartışmaya açmak, öte yandan dijitalleşmenin etkisiyle bireylerin ve kültürün uğradığı dönüşümü ortaya koymaktır.Publication Open Access Di̇zi̇ Filmlerde Toplumsal Ci̇nsi̇yet Bağlamında Kadının Temsi̇li̇ Örnek İnceleme: “Kadın” Di̇zi̇si̇(Kürşat Öncül, 2020) ŞAKRAK, BİLGEHAN ECEAna akım medya, egemen sınıfın egemen ideolojileri doğrultusundaki söylemlerin yeniden temsil edildiği en temel alanlardandır. Sinema ve televizyon gibi görsel işitsel mecralar, bu yeniden üretilen temsillerin kamusal alana yansımasını en kolay sağlayan kitle iletişim araçlarındandır. Dizi filmler, toplumsal cinsiyet kodlarının anlatı içine yerleştirilerek düzenli şekilde izler kitlesiyle buluştuğu, bu yüzden de sürekli olarak bu kodları yeniden ve yeniden üreterek bu ideolojik söylemlerin yerini sağlamlaştıran en belirgin program türlerindendir. Bu çalışmada, Türkiye'de dizi filmlerde kadınların nasıl temsil edildiği, Ekim 2017'den Şubat 2020'ye kadar toplam 81 bölümüyle FOX TV prime-time kuşağında üç sezon yayınlanan "Kadın" dizisi üzerinden incelenmiştir. Çalışmada, öncelikle cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramlarına yer verilmiş, ardından toplumsal cinsiyet ve medya ilişkisi açıklanarak, dizi filmlerin bu ilişki içerisindeki konumuna değinilmiştir. Bu kuramsal çerçeve dahilinde, nitel araştırma yöntemi kullanılarak, Kadın dizisinin bölümleri çözümlenmiştir. Dizideki ana ve yardımcı kadın karakterlerin motivasyon ve hedefleri incelenmiş, toplumsal cinsiyet kodlarının atfettiği anlamlar doğrultusunda bu kadın karakterler üzerinden yeniden üretilen söylemlerle kadının konumlandırılışı ifade edilmeye çalışılmıştır.Publication Open Access Dizi Karekterlerinin Reklamlarda Kullanılmasının Semiyolojik Çözümlemesi: Mimesis ve Freudyen Yaklaşım Etkileşimi(Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2020) KOÇAK, SEVİNÇ; Tüplek, SemraReklamlar bir ürünün veya markanın hedef kitlelerine tanıtılması ve çeşitli pazarlama çalışmalarının iletilmesi için günümüzde çok farklı yöntemlerle kullanılan, zaman ve yer satın alınması ve ücretinin ödenmesi suretiyle işleyen bir iletişim yöntemidir. Basılı, görsel, işitsel ve dijital medya kanallarında farklı pek çok yöntemle, mesajlarını hedef kitlelerine iletmeye çalışan markalar ve ürünler, binlerce mesaj arasından sıyrılıp, istedikleri etkiyi yaratabilmek için birçok uygulamayı kullanmak durumundadırlar. Reklam filmlerinde ünlü ve topluma liderlik edebilecek kişilerin, sanatçıların, tanınmış kişilerin, sevilen kişilerin kullanılması bilinen ve sıkça uygulanan bir yöntemdir. Böylece marka veya ürünü tüketicisine sevdirmek ve “sevdiğiniz kişi de bu ürünü kullanmaktadır, siz de kullanın” yönlendirmesi yapılmaktadır. Çoğunlukla bu kişiler gerçekte de toplumsal hayat içerisinde rastladığımız, gerçek ve bilinen kişiliklerdir. Reklam filmlerinde sevilen dizi veya film karakterlerinin kullanılması ise son on yılda karşımıza daha sık çıkan bir yöntemdir. Film karakterlerinin reklamlarda gerçek kişi imiş gibi kullanılmasının alt yapısında psikolojik ve sosyolojik olarak etkiler vardır. Bu çalışmada psikanalist Sigmund Freud’un id, ego ve süperego kavramları ile “taklit” olarak ele alınan “mimesis” kavramı çerçevesinde reklam filmlerinde dizi karakterlerinin kullanılmasının hedef kitlelerdeki olası etkileri irdelenmeye çalışılmaktadır. Bu bağlamda, üç dizi karakterinin oynadığı reklamlar Seiler’in adımlarıyla film çözümlenmesi yöntemi kullanılarak çözümleme yapılmaktadır. Sonuçta, reklam filmlerinin sanal gerçek gibi gösterilen dizi karakterleri kullanılarak ürün ve markaların yaratmak istedikleri algının hedef kitlelere iletilmesindeki amaç, Freudyen bir bakış açısıyla ortaya konulmaya çalışılmaktadır.Publication Open Access From Social Media to Metaverse: Evaluation of Meta Avatars Store in The Context of Avatars, Self-Presentation and Luxury Brand(TRT, 2023) ŞİŞMAN, ÖZGE ÖZKÖK; BİLGİCİ, CERENMeta Corporation announced in June 2022 that it was launching the Meta Avatars Store for users who want to adorn their avatars with luxury brands such as Balenciaga, Prada, and Thom Browne, as well as a selection of free outfits available. In this context, the store's function is to allow users to shop for their avatars in social media and Metaverse environments. In this context, the research focuses on discussing the relationship between avatars, selfpresentation, and luxury brands through the example of the Meta Avatars Store. The purpose of the research, which examines the Meta Avatars Store with the case study method, is to examine the relationship between self-presentation and the elements highlighted to direct the users to luxury consumption in the promotional activities of this virtual store. According to the research findings, it is seen that making purchases for their avatars is meaningful to find their "authentic self” and “the best version of themselves” and being “unique” to make the relationships of the users more meaningful with their friends, family, or business partners.Publication Open Access Gemide Filminde Ataerki ve Krizdeki Erkeklik Anlatıları(Motif Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı, 2021) KOÇER, ZEYNEP; Ulucan, ElifBu çalışma 1990’lar Türkiye sinemasındaki erkek merkezli anlatılarda erkeklik krizinin temsillerini Serdar Akar’ın yönetmenliğini yaptığı 1998 yapımı Gemide filmi üzerinden incelemektedir. Çalışmanın ilk bölümü, toplumsal cinsiyet kavramları, toplumsal cinsiyet rolleri ve erkeklik çalışmaları üzerine kısa bir literatür araştırması sunmakta ve Türkiye'de feminist hareketin 1980'lerde kademeli olarak ilerlemesini ve 1990'lı yıllarda kurumsallaşmasını vurgulamaktadır. Çalışmanın ikinci bölümü, 1980’li yıllardan itibaren güçlenen feminist hareketin ve ataerkillik üzerine kamusal alanda gerçekleşen yoğun eleştirel yaklaşımların, 1990'lar Türkiye sinemasındaki erkeklik ve erkeklik krizi temsillerine nasıl yol açtığını incelemektedir. Bu bağlamda, bu çalışma 1990’lı yıllardaki filmlerin erkek merkezli anlatılarının, karanlık, güvensiz ve kaotik bir dünyada, kırılgan, şiddete eğilimli, yersiz yurtsuz erkeklikler yarattığını anlatmaktadır. Çalışma son olarak, metin ve söylem analizi yöntemleriyle, Gemide (Akar, 1998) filmindeki erkeklik anlatılarının modern devlet, aile ve tüketim kavramları ile ilişkili olarak nasıl inşa edildiklerini ve temsil edilen erkeklik krizine filmin kadın bedeni aracılığıyla ataerkil yapıyı nasıl yeniden inşa ederek tepki verdiğini değerlendirilmektedir.Publication Open Access Haber İçeriklerinin Sunumunda Podcast Yayıncılığı(Deniz Yengin, 2022) Kürkçü, Duygu Dumanlı; Yıldız, Göktürk; KOÇ, REZALİletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmeler birçok alanda olduğu gibi habercilik alanında da radikal değişiklikleri beraberinde getirmiştir. İçinde bulunduğumuz dijital çağda habercilik pratikleri, habercilik türleri, vatandaşların haber tüketim alışkanlıkları ve tercihleri de hızla değişmektedir. Günümüzde iletişim teknolojilerinin alternatif bir dijital habercilik türü olarak ortaya koyduğu podcast yayınları giderek yaygınlaşmaktadır. Çalışmada podcast yayıncılığın doğasını, haberciliğe olan katkılarını, haber mecrası olarak etkinliğini, Türkiye’de gazeteciler ve haber platformları tarafından yapılan podcast haberciliğin yansımalarını incelemek amaçlanmıştır. Bu bağlamda çalışma kapsamında haber takipçilerinin en çok dinlediği MedyaScope, Kısa Dalga, Ünsal Ünlü ve Nevşin Mengü tarafından hazırlanan podcastler 1 Haziran ila 30 Haziran 2022 tarihleri arasında kategorisel sınıflandırma ve içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Çalışmada elde edilen bulgulara göre gazeteciler tarafından hazırlanan podcast programlarının medya platformları tarafından yayınlanan podcast programlarına göre yayın süresi bakımından daha uzun olduğu ve kategori bakımından ülke gündemine ilişkin gelişmeleri daha fazla konu aldığı belirlenmiştir. Türkiye’de medya platformları tarafından üretilen podcast yayınlarının podcast haberciliğine özel olarak üretilmeden ilgili platformun radyo içeriği ya da YouTube içeriğinden türetildiği belirlenmiştir. Bu bağlamda ülkemizde podcast yayınlarının nitelik açısından yetersiz olduğu görülmektedir. Ancak gazeteciler tarafından hazırlanan podcast yayınlarının birincil kaynak içerik kullanılarak ilgili mecraya özel üretilmesi ve bu türden podcast yayınların artması podcast haberciliğin geleceği açısından umut vericidir.Publication Open Access Hollywood’da Değişen Kahraman Olgusunun “Son Muhteşem Kahraman” (1993) ve “Gerçek Kahraman” (2021) Filmleri Bağlamında İncelenmesi(Deniz Yengin, 2023) ORMANLI, OKANEn genç sanat dallarından biri olan sinema sanatı, edebiyat ve tiyatro gibi hedef kitlesine çeşitli hayali veya gerçek hikayeleri anlatmaktadır. Sanatsal tarafı kadar ticari yanı da ağır basan sinema, dünya çapında milyonlarca kişiye ulaşmayı başarabilmiştir. Ticari sinemanın önde gelen aktörlerinden Hollywood da yaklaşık yüz yıldır belli başlı hikayeleri zamanla oluşmuş kalıp ve formüllerle, tür formatında seyircisine aktarmaktadır. Bu aşamada mitolojiden, edebiyattan, psikolojiden ve çeşitli yazar ve kuramcıların görüşlerinden de faydalanılmışır. Dünyada olduğu gibi ABD’de de bir kahraman kültürü ve bu durum Hollywood filmlerinde kendisini göstermektedir. ABD süper güç olmasının da etkisiyle ürettiği bazı filmlerde, dünyayı ya da ülkesini kurtaran süper ya da güçlü ve yenilmez kahramanlara yer vermektedir. Ancak bazı ekonomik siyasi ve teknolojik gelişmeler, ABD’nin konumunu sarsmış, bu da sinemaya yansımıştır. Bu bağlamda, 1990’lardan Son Muhteşem Kahraman ve 2020’lerden Gerçek Kahraman adlı filmler Hollywood’daki kahraman olgusunun değişimi bağlamında ele alınarak film çözümlemesi yöntemiyle irdelenmiş ve ortaya çıkan bulgular ayrıntılı olarak tartışılmıştır.Publication Unknown İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde Heykel Eğitimi ve Bu Okulda Eğitim Almış Heykeltıraşlar: Saime Rezan Ramiz Öker, Sabiha Bengütaş ve Nermin Farukî(İstanbul Üniversitesi, 2022) ÜSTÜNİPEK, MEHMET; Sokur, BüşraBu makalede Tanzimat sonrasında başlayan ve İkinci Meşrutiyet ile ivme kazanan değişim sürecinde kadınların toplumsal kazanımlarına değinilerek özellikle eğitim konusundaki gelişmelere yer verilmiş ve İnas Sanayi-i Nefise Mektebi üzerinde durulmuştur. Okulun Sanayi-i Nefise Mektebi’yle birleşme sürecinden sonrası makalenin kapsamı dışında bırakılmıştır. Buradaki heykel eğitiminin içeriğine değinilerek, Saime Rezan Ramiz Öker, Sabiha Bengütaş ve Nermin Farukî’nin sanatsal etkinlikleri ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Kadınların sanat eğitimi almalarını sağlamak ve orta dereceli okullara resim öğretmeni yetiştirmek üzere kurulan bu okuldaki eğitim temelde resim sanatına odaklanmıştır. Ancak okulda eğitimin bir parçası olarak İhsan Özsoy’un eğitim verdiği bir heykel atölyesi de yer almaktadır. Bu makalede okuldaki heykel eğitiminin içeriği saptanmaya çalışılmıştır. Ayrıca, okulda eğitim alarak heykel alanında sanatsal üretim ve etkinlikleriyle daha kalıcı oldukları saptanan üç heykeltıraş seçilmiş olup, bu sanatçıların yaşamları ve çalışmalarının ayrıntılı bir şekilde ele alınması amaçlanmaktadır. Arşiv, süreli yayın ve kaynak taraması ile elde edilen bilgiler doğrultusunda İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde heykel eğitiminin ayrı bir disiplin olarak ele alınmadığı ve resim eğitimini destekleyici bir atölye düzeni kapsamında gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu atölyede eğitim alarak heykel alanında etkinlik gösteren isimler arasında, üretim ve etkinliklerinde devamlılığı sağlamış bu sanatçı kadınların; sanat pratiklerini ortaya koyarak, sanat tarihi yazımında eksik kalan konumlarını belirlemek amaçlanmaktadır.Publication Unknown Kant’ın Müzik Anlayışı, Sınır ve İmkanları(Işıl Bayar Bravo/Hamdi Bravo, 2021) SAKIZLI, SELDA SALMANKant’ın müziğe ilişkin görüşleri tartışmalıdır. Müzikle ilişkisi oldukça sınırlı olduğu bilinen Kant sanatlar hiyerarşisinde düşünceyle ilişkisi içinde müziği en alta yerleştirerek olumsuz bir tablo çizer. Ne var ki Kant’ın incelemesinde işaret ettiği güzel ve açıkça hoş olan arasındaki gerilim ve karar verilemezlik aynı zamanda verimli bir değerlendirmenin yapılabilmesine olanak da verir. Bu çalışmada, tartışmalara neden olan yaklaşımın aslında nüveler halinde de olsa müziği felsefi olarak ele almada bir imkana işaret ettiği ve bu imkân üzerinden Affektenlehre olarak değerlendirilebilir olduğu ve özgünlükler barındırdığı ileri sürülmüştür.Publication Unknown Karakter Tasarımlarının Görsel Etki Ögesi Bağlamında İncelenmesi(Deniz Yengin, 2022) KARAALİOĞLU, SEVİM; Sayın, ZülfükarKarakter tasarımları canlandırma sineması, çizgi roman, grafik roman, animasyon, reklam, kitap resimleme, maskot, oyun grafikleri, oyuncak vb. birçok görsel alanda karşılaşılan önemli grafik tasarım uygulamalarındandır. Dolayısıyla tasarlanan karakterlerin nitelikli, özgün, akılda kalıcı, hedef kitleyi etkileyici ve yansıttığı içerikle uyumlu görsel göstergeler olması çokça önemlidir. Karakter geliştirme çalışmalarında, tasarlanan karakterin renkleri, anatomik özellikleri, jestleri, mimikleri, giysileri, onu etrafındakilerden ayıran karakteristik nitelikleri vb. özellikler tasarımın ayırt edici olması için dikkate alınması gereken etki sağlayıcı ögeler ve ilkelerdir. Görsel iletişim tasarımının önemli ilkelerinden ve ögelerinden biri olan “etki”, özellikle karakter tasarımlarında ifadeyi güçlendirmek ve ayırt edici kılmak amacıyla başvurulan temel yönlendiricilerden biridir. İzleyici ve/veya alımlayıcı kitleler üzerinde akılda kalıcı etkiler (impact) uyandırmak için karakterlerin öne çıkan özelliklerinden hareketle dikkat çekecek görsel etkiler “efekt”ler uygulamak çokça önemlidir. Nitel araştırma yöntemleri ile hazırlanan bu çalışmada, görsel karakter uygulamalarının grafik tasarım ilke ve ögelerinden “etki” bağlamında irdelenmesi, sorunların belirlenmesi ve söz konusu sorunların çözümü için öneriler geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla, grafik karakter geliştirme sürecinde önemli bir yeri olan görsel etki ilkesi ve ögesinin kullanımı izleğinde; konu tanımlanarak önemi ortaya konmakta, uygulanmış karakterlerden hareketle tasarım ve uygulamada karşılaşılan biçim-içerik ilişkisine dayalı betimsel sorunlar belirlenmekte, belirlenen sorunların nedenleri irdelenerek çözümü için önerilerde bulunulmaktadır. İrdelenen karakterler çeşitli canlandırma sineması betimgeleri (figürleri) ve kavram tasarımlarından oluşmaktadır. Yapılan irdelemeler; “semantik”, “sentaktik” ve “pragmatik”gibi göstergebilimsel yaklaşımlardan hareketle, uygulanmış karakter betimgelerindeki görsel etki uygulamalarına yönelik olarak gerçekleştirilmektedir.Publication Unknown Kıyamet ve Deprem: Anadolu Mitleri̇ Ve İslami Öğeler Açısından Küçük Kıyamet Filminin İncelenmesi(Beykoz Üniversitesi, 2020) KOÇER, ZEYNEPÇalışmada 17 Ağustos 1999’da merkez üssü İzmit’in Gölcük ilçesi olan Marmara Depremi’ni konu alan Küçük Kıyamet (Durul Taylan & Yağmur Taylan, 2006) filmi, Türkiye korku sinemasının 2000’li yılların başından itibaren anlatı yapılarının temelini oluşturan Eski Türk mitolojisi, Anadolu inançları ve İslam dinine ait öğeler üzerinden incelenmiştir. Film özelinde kıyamet ve ölüm Meleğine dair mitler ve İslami öğeler ve çeşitli hayvan kültleri incelenmiştir.Publication Unknown Kültür Endüstrisine Eleştirel Bir Bakış: Kahire’nin Mor Gülü Örneği(Deniz Yengin, 2024) KAYA, GİZEM ŞİMŞEKSinema başlangıçta gündelik hayatın içinden olayları beyaz perdeye yansıtırken, insanlar üzerindeki etkilerinin fark edilmesiyle birlikte ideolojik bir kitle iletişim aracına dönüşmüştür. Toplumların sinemayı etkilemesinden daha fazla egemen güçlerin toplumları etkilemesini sağlayan bir araç haline gelen sinema, bu gücünü kullanırken sanat dalı olmaya da devam etmektedir. Bu çalışmada Woody Allen'ın Kahire'nin Mor Gülü (1985) adlı filmindeki ana karakter Cecilia'nın içerisinde bulunduğu 1930’lu yıllardaki Amerika’nın toplumsal hayatında yaşadıkları ve filmin içerisine serpiştirilmiş olan ideolojik söylemler incelenecektir. Yöntem olarak eleştirel söylem analizinin kullanıldığı bu çalışmada sinemanın kültür endüstrisinin büyük bir parçası olmasından hareketle, sinema ve sinemanın izleyiciler üzerindeki etkilerinden bahsedilecek, ardından filmin baş kahramanı olan Cecilia karakterinin gerçekliğini ve sinemaya bağlanmasına neden olan yani Cecilia’nın yaşamının gerçekliğini yapılandıran tarihsel, kültürel, ekonomik ve sosyal koşullar açıklanarak eleştirel söylem üzerinden incelenecektir.Publication Unknown Life Practices on Social Media of Minority’s Generation Z in Turkey during the COVİD-19 Period(ADAMOR Toplum Araştırmaları Merkezi, 2021) KOÇ, REZALThe COVID-19 pandemic has caused and continues to cause uncertainty around the world. It is a traumatic event that psychologically affects all segments of society. However, particularly the young and disadvantaged in a society like minorities, refugees and disabled people may face even harsher problems. The youngest generation to witness this traumatic event is generation Z. Individuals of this generation came to the world in a period when communication technologies have experienced tremendous growth and progress, thus making them carry characteristics which are very different from other generations. Since this generation is still very young, it is challenging to obtain academic data on them. Studies on this generation are just being conducted, and the number of scientific studies in this field is still minimal. However, what stands out in the already existing research is that social media is an integral part of their lives. While there are many studies on social media usage habits and the effects of these during the pandemic, the research done on minorities in society during this period does also not stand out in the literature. Therefore, this study focuses on an even smaller fraction of the already tiny fraction (0,2%) of non-Muslim minorities in Turkey; the Syriac generation Z in Turkey. Using the method of online surveys, this study demonstrated that all of the surveyed members of the Syriac generation Z, in Turkey connect to the internet, use social media and follow COVID-19 related news on social media on a daily basis. The study also revealed that they spend more time on social media than before COVID-19 and frequently communicate with their friends on social media. Furthermore, this study found that during the COVID-19 period, the surveyed members of the Syriac generation Z were more anxious and generally preferred spending time with their hobbies as well as communicating with their friends and families as a method of coping with their concerns. Also, half of the surveyed members stated that social media helped relieve their concerns during this period.Publication Open Access Madunun Kentteki Gölgesi: Zerre(Marmara Üniversitesi, 2021) ÖZ, PERİHAN TAŞ; Yigit, Zehra2000 sonrası Yeni Türkiye Sineması’nda, dönemin toplumsal heterojenliğine paralel olarak toplumsal cinsiyet, sınıf, kimlik ve mekan gibi öğeler üzerinden farklı sinemasal temsiller üretildiği görülmektedir. Bu dönem anlatılarında sıklıkla yer alan temsillerden biri de madun imgesidir. Çalışmanın amacı Yeni Türkiye Sineması’nda madunların gündelik yaşam pratiklerine, sıkıntılarına, çelişkilerine, toplumsal tahakküm ve tabiiyet ilişkilerine ve eğer varsa ürettikleri direniş yöntemlerine nasıl yer verildiğini saptamaktır. Örneklem olarak Zerre (Erdem Tepegöz, 2012) filmi, ana karakteri Zeynep’in madun konumunu bütünlüklü bir şekilde; mekansal, sınıfsal ve bedensel sınırlılıklar çerçevesinde ele alan bir film olması nedeniyle seçilmiştir. Çalışmanın kuramsal altyapısını, Antonio Gramsci, Ranajit Guha, Gayatri Chakravorty Spivak, Gyanendra Randey ve Dipesh Chakrabarty gibi sosyolog ve kuramcıların çalışmalarıyla şekillenen Maduniyet Çalışmaları teorisi oluşturmaktadır. Bu bağlamda film analiz edilirken maduniyeti çerçeveleyen toplumsal koşullar referans alınarak sosyolojik eleştiri yöntemi ile madun kavramının filmde nasıl temsil edildiği saptanmıştır. Madun imgesini öyküsünün merkezinde tutan Zerre, kentsel yoksulluk ve işsizlik çıkmazı içerisindeki bireylerden biri olan Zeynep’in var olma mücadelesini aktarırken, aynı zamanda maduniyetin sosyo-ekonomik şekillenişini de anlatısallaştırmıştır. Bununla birlikte, Maduniyet Çalışmaları kuramcılarının sıklıkla işaret ettiği, madun ile egemen olanın ilişkisinde cinsiyet vurgusunun önemi, çalışmanın yaptığı analizle de belirginleşmiş; madunun cinsiyetinin kadın olduğu durumlarda egemen olanın dayattığı tahakkümlerin çok daha ağır olduğu ve daha çok bedensel politikalar üzerinden kurulduğu sonucuna varılmıştır.Publication Open Access Metaverse Dinamikleri Bağlamında Sosyal Medya ve Dijital Reklamcılığın Geleceği Üzerine Bir İnceleme(Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, 2022) BİLGİCİ, CEREN; ŞİŞMAN, ÖZGE ÖZKÖKÖz Günümüzde İnternet ve mobil teknolojilerle birlikte dönüşen sosyal ve profesyonel yaşam pratikleri sosyal medya platformlarının yaşamın hemen her alanına entegre olmasını sağlarken, reklamcılık sektöründe de yeni dünya düzenine uyumlu alternatif kanallara yönelik bir ihtiyaç doğurmuştur. Sosyal medya alanında çok önemli bir konumu bulunan Facebook şirketinin Meta adını alarak metaverse odaklı bir teknoloji şirketi olarak kendini tanımlamaya başlamasını takip eden süreçte metaverse yatırımlarının yükselmiş ve bu ekosistemin daha yoğun ilgi görmeye başlaması söz konusu olmuştur. Bu bağlamda, bu araştırmanın amacı metaverse dinamikleri ile yeniden şekillenmesi beklenen sosyal medya ve dijital reklamcılığın geleceği üzerine bir inceleme gerçekleştirmektir. Bu çerçevede, sosyal medya ve dijital reklamcılık alanlarında çalışan sektör profesyonellerin görüşlerini ortaya çıkarmak amacıyla derinlemesine görüşme yöntemi ile gerçekleştirilen araştırmada metaverse’ün ilerleyişi ile bu iki sektörde yaşanacak değişikliklerin öngörüler üzerinden tartışılması hedeflenmektedir. Araştırma kapsamında elde edilen bulgulara göre metaverse’ün gelişiminin sosyal medya ve dijital reklamcılık faaliyetlerinin geleceğinde önemli bir rolü olacağı düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Bu kapsamda, zaman içerisinde sanal gerçeklik teknolojilerinin ön plana çıkacağı, sosyal medyanın bireylerin hayatında daha yoğun yer bulacağı, dijital reklamcılıkta yeni reklam formlarının ortaya çıkacağı ve sanal etkileyiciler (virtual influencers) gibi yeni sanal karakterlerin pazarlama faaliyetlerinde giderek daha ön plana çıkacağı vurgulanmaktadır.