Publication: Madunun Kentteki Gölgesi: Zerre
Loading...
Date
2021
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Marmara Üniversitesi
Abstract
2000 sonrası Yeni Türkiye Sineması’nda, dönemin toplumsal heterojenliğine paralel olarak toplumsal cinsiyet, sınıf, kimlik ve mekan gibi öğeler üzerinden farklı sinemasal temsiller üretildiği görülmektedir. Bu dönem anlatılarında sıklıkla yer alan temsillerden biri de madun imgesidir. Çalışmanın amacı Yeni Türkiye Sineması’nda madunların gündelik yaşam pratiklerine, sıkıntılarına, çelişkilerine, toplumsal tahakküm ve tabiiyet ilişkilerine ve eğer varsa ürettikleri direniş yöntemlerine nasıl yer verildiğini saptamaktır. Örneklem olarak Zerre (Erdem Tepegöz, 2012) filmi, ana karakteri Zeynep’in madun konumunu bütünlüklü bir şekilde; mekansal, sınıfsal ve bedensel sınırlılıklar çerçevesinde ele alan bir film olması nedeniyle seçilmiştir. Çalışmanın kuramsal altyapısını, Antonio Gramsci, Ranajit Guha, Gayatri Chakravorty Spivak, Gyanendra Randey ve Dipesh Chakrabarty gibi sosyolog ve kuramcıların çalışmalarıyla şekillenen Maduniyet Çalışmaları teorisi oluşturmaktadır. Bu bağlamda film analiz edilirken maduniyeti çerçeveleyen toplumsal koşullar referans alınarak sosyolojik eleştiri yöntemi ile madun kavramının filmde nasıl temsil edildiği saptanmıştır. Madun imgesini öyküsünün merkezinde tutan Zerre, kentsel yoksulluk ve işsizlik çıkmazı içerisindeki bireylerden biri olan Zeynep’in var olma mücadelesini aktarırken, aynı zamanda maduniyetin sosyo-ekonomik şekillenişini de anlatısallaştırmıştır. Bununla birlikte, Maduniyet Çalışmaları kuramcılarının sıklıkla işaret ettiği, madun ile egemen olanın ilişkisinde cinsiyet vurgusunun önemi, çalışmanın yaptığı analizle de belirginleşmiş; madunun cinsiyetinin kadın olduğu durumlarda egemen olanın dayattığı tahakkümlerin çok daha ağır olduğu ve daha çok bedensel politikalar üzerinden kurulduğu sonucuna varılmıştır.
Starting in 2000, New Turkish Cinema has given room to different representations in relation to gender, class, identity and spaces, parallel to the era's social heterogeneity. The image of the subaltern is one of the most recurring representations in these narratives. In this context, this study aims to analyze the ways in which New Turkish Cinema represents the subaltern's daily life practices, problems, contradictions, relations of oppression and subordination, and if there is any, modes of resistances. The analysis will focus on the film, Zerre (Erdem Tepegoz, 2012), and its protagonist Zeynep, who is positioned as the subaltern in terms of spatial, class-based, and embodied boundaries. The theoretical framework of the study will draw on the works of Antonio Gramsci, Ranajit Guha, Gayatri Chakravorty Spivak, Gyanendra Randey, Dipesh Chakrabarty, all pertinent to subaltern studies. In this context, the analysis is based on the social conditions defining subalternity. The representation of subaltern was studied by using the social criticism method. Zerre focuses on the image of the subaltern by narrating the story of Zeynep's struggle for survival, as an individual who is pressured by urban poverty and unemployment, while also narrativizing the socioeconomic formation of subalternity. At the same time, the importance of gender in the relationship between the subaltern and those in power, as often pointed out by subaltern studies scholars, is an important aspect that is underlined in this film's analysis. Finally, it has been concluded that when the gender of the subaltern is female, the relationship of domination established by the ruling class is much more severely practiced, and particularly based on body politics.
Starting in 2000, New Turkish Cinema has given room to different representations in relation to gender, class, identity and spaces, parallel to the era's social heterogeneity. The image of the subaltern is one of the most recurring representations in these narratives. In this context, this study aims to analyze the ways in which New Turkish Cinema represents the subaltern's daily life practices, problems, contradictions, relations of oppression and subordination, and if there is any, modes of resistances. The analysis will focus on the film, Zerre (Erdem Tepegoz, 2012), and its protagonist Zeynep, who is positioned as the subaltern in terms of spatial, class-based, and embodied boundaries. The theoretical framework of the study will draw on the works of Antonio Gramsci, Ranajit Guha, Gayatri Chakravorty Spivak, Gyanendra Randey, Dipesh Chakrabarty, all pertinent to subaltern studies. In this context, the analysis is based on the social conditions defining subalternity. The representation of subaltern was studied by using the social criticism method. Zerre focuses on the image of the subaltern by narrating the story of Zeynep's struggle for survival, as an individual who is pressured by urban poverty and unemployment, while also narrativizing the socioeconomic formation of subalternity. At the same time, the importance of gender in the relationship between the subaltern and those in power, as often pointed out by subaltern studies scholars, is an important aspect that is underlined in this film's analysis. Finally, it has been concluded that when the gender of the subaltern is female, the relationship of domination established by the ruling class is much more severely practiced, and particularly based on body politics.
Description
Keywords
Maduniyet Çalışmaları, Madun, Yeni Türkiye Sineması, Zerre, Erdem Tepegöz, / Subaltern Studies, Subaltern, New Turkish Cinema
Citation
TAŞ ÖZ P, YİĞİT Z (2021). Madunun Kentteki Gölgesi: Zerre. Türkiye İletişim Araştırmaları Dergisi (Online), 0(38), 174 - 187. 10.17829/turcom.934120