Cilt 1, Sayı 4, Haziran 2003

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/184

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 14 of 14
  • Publication
    Örgüt Kişi Uyumu ve Örgütsel Çekicilik : Hangi Kişiler Ne Tür Örgütleri Daha Çekici Bulur ?
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Arbak, Yasemin; Yeşilada, Tahir
    Günümüz örgütleri kendilerine önemli bir rekabet avantajı sağlama imkânına sahip güçlü kültürleri oluşturmak ve korumak amacıyla örgütleri ile uyumlu elemanları kendilerine çekmek, seçmek ve sosyalleştirmek için yoğun çaba harcamaktadır. Bu doğrultuda bu çalışmanın amacı örgüt-kişi uyumundan kuramından hareketle çekim sürecinde bireylerin kişilik özelliklerinin örgütsel çekicilik üzerindeki etkisini incelemek olmuştur. Senaryolara dayalı bir deneysel tasarımın uygulandığı çalışmada elde edilen bulgular farlı gereksinimlere sahip kişilerin bu gereksinimlerine bağlı olarak benzer örgütleri farklı düzeylerde çekici bulduğunu ortaya koymaktadır. Öz saygınlığı düşük kişiler iş güvencesi sağlayan örgütleri öz saygınlığı yüksek olanlara oranla çok daha çekici bulurken, öz saygınlığı yüksek kişiler yenilikçi ve yaratıcı düşünceye imkân tanıyan örgütleri daha çekici bulmuşlardır. Benzer şekilde başarı güdüsü yüksek kişiler ilgi alanına uygun, yenilikçi yaratıcı düşünceye imkan tanıyan, eğitim imkanı sunan örgütleri başarı güdüsü düşük olanlara oranla daha çekici algılamaktadırlar.
  • Publication
    Implementation of Emotional Intelligence (EQ) Principles İn ELT Teacher Training
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Tuncay, Hidayet
    Duygusal zeka (DZ) son zamanlarda birçok araştırmacının önem verdiği konu haline gelmiştir. Günümüzde Duygusal Zekâ uygulaması birçok şirkette ve de eğitim sahasında personelin yetiştirilmesi maksadıyla yapılmaktadır. Bu çalışmada duygusal zekâ prensipleri İngilizce eğitiminde anadili İngilizce olmayan öğretmenlerin yetiştirilmesinde takip edilecek programın hedeflerini belirlemede etken unsur olarak yer alacaktır. İngilizce öğretmenleri dil eğitim ve öğretim ortamında başarıyı sürekli kılabilmek için öğrencilerinin olduğu kadar kendi duygu ve hislerine yön verebilmelidirler. Ayrıca öğretmenler öğrencilerinin var olan his ve duygularının yardımıyla yabancı dilin becerilerini kavramada başarılı olabilmeleri için gerekli olan dilbilim becerilerini geliştirmelerine/kazanmalarına yardımcı olup, rehberlik edebilirler. Geleneksel Zekâ olaraktan bilinen zekâ kavramı bir kimsenin zekâ düzeyini belirlemede ve açıklamada günümüze dek en önemli faktör olarak kullanılmaktaydı ancak, farkına varıldı ki, tek başına zeka düzeyi belirleme verileri bir kimsenin iş yaşamındaki başarılarını açıklamaya yetmemektedir. Bu bağlamda makalede esas olarak, Duygusal Zekâ prensiplerinin ana dili İngilizce öğretmenlerinin eğitiminde ve yetiştirilmesinde nasıl kullanabileceği ve İngilizce öğretiminin yapıldığı ortamdan ne derece fayda sağlanabileceği vurgulamaktır. Farklı İngilizce öğretim seviyelerinden ve yedi ayrı -okuldan İngilizce öğretmenlerine verilen tanımlayıcı anket sonuçları değerlendirilecek ve tartışılacak olup, bazı önemli sonuçlar çıkarılmaya ve dilin yerli ortamında öğretilmediği durumlarda fazla ürkütücü olmayan bir dil öğretim atmosferi yaratmada kullanılabilmesi için bazı çözümler araştırılacak ve sonuçlar çalışmanın sonunda yer alacaktır.
  • Publication
    Aruz Eğitimi Üzerine Düşünceler ve Teklifler
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Pala, İskender
    Divan edebiyatının gerek orta öğretim, gerekse yükseköğretim düzeyinde eğitim ve öğretiminin başlıca problemlerinden biride aruz eğitim ve öğretimi olarak görünmektedir. Aslı Arap edebiyatında iken XIII. Yüzyılda İran edebiyatı yoluyla Türk şiirine vezin olarak kabul edilen ve daha sonraki yüzyıllarda Türkçe’nin gelişim ve genişlemesinde de belirleyici etken olan aruz, şiirde âhenk ve ritim unsuru olarak bulunur.Aruz eğitiminin eskiden beri tef’ ileler ve bahirler bahirler üzerinde durularak ve Arap edebiyatının aruz terminolojisi kullanılarak yapılmış olması, son yıllardaki eğitim sistemimiz içinde sanki bir uzmanlık konusu gibi algılanmasına kapı aralamış ve eğitim aşamasında belli bir güçlüğü beraberinde getirmiştir. Bu güçlüktür ki aruzun faydasız bir uğraş gibi görülmesine ve hatta Divan şiirine yöneltilen bakış açısının olumsuz bir tavır olarak algılanmasına yol açmıştır. Oysa aruz, şiirde, ritmi oluşturan bir dış öğe olmaktan öte dizelerin gerek kulağa ve zihne kattığı âhengi, gerekse bir şairin artık tarihe mâl olan dizelerin doğru okunmasını sağlayacak doğru bir unsurdur.Bugünkü eğitim sistemimiz içinde aruz öğretiminin artık aşılması gereken bazı güçlükleri bulunmaktadır. Bu çalışmada o güçlükler üzerinde durularak öncelikle Türk eğitim sistemi içerisinde aruz eğitiminin neden ve nasıl yapılamadığı irdelenecek, sonrada eğitime katkısı sağlayacağı düşünülen teklifler dile getirilecektir.
  • Publication
    Resimli Oyunluk (Storyboard) Yalnızca Reklam Sunumu İçin Değildir
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Hünerli, Selçuk
    Resimli oyunluk, sinemada ve televizyonda, canlandırma filmlerinde ve reklam filmlerinde olmak üzere üç ayrı başlık altında farklı özellikler taşımaktadır. Sinema ve televizyon filmlerinde ya da izlencelerinde kimi zaman yönetmen, çoğunlukla da bu konularda uzmanlaşmış bir çizer tarafından film ya da izlencenin belli başlı olguların en önemlileri seçilmesiyle çizerek oluşturulur. Resimli oyunluk, hangi alanda olursa olsun çekileceği ortamın çerçeve boyutuyla sınırlıdır. Ayrıca çiziminde film çekim ölçekleri, alıcı açıları ve devinimleri, dikkate alınarak çizilir. Sinema dilinin oluşturulmasında öykünün görsel bir taslağının ortaya çıkmasının çok önemli bir rolü olduğu yadsınamaz bir gerçektir. İster uzun çevrimli, ister kısa çevrimli tüm filmlerde resimli oyunluk yönetmen için yol gösterici bir çalışmadır. Storyboard has different properties which can be studied under three titles: a) movies and television shows b) animated films and c) Tv commercials. The storyboard is created by means of selecting the most important concepts of the program or the movie by either an artist - an expert on the subject - or the director, within movies and drama shows on television. No matter what the subject matter is storyboard is limited with the frame dinemsion of the enviroment it is going to be shot in. Additionaly, the drawing is realized taking the camera angels and motions and shooting scales into consideration. It is a reality that forming up the visual druft of the story has a vital role in creating the language of cinema. The story board forms up a guide line for the director wether the film is long or short.
  • Publication
    Küreselleşme Sürecinde Dünya Ekonomisini ve Yönetimini Yeniden Düzenleyen Eyleyenler
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Tarhanyan, Nayyat
    Yapısal bir dönüşümü beraberinde getiren küreselleşme sürecinin dünya düzeyinde eşitsizlik ve işsizlik sorunlarına yol açması sonucu dünya ekonomisini ve yönetimini yeniden düzenlemek üzere eyleyenler ortaya çıkmıştır. Bu eylenlerin bir kısmı da tavandan gelen "filantropistler" (insanseverler) ve "kosmokratlar" (küresel yöneticiler), diğer kısmı da tabandan gelen yeni dünya sivil toplumundan oluşmaktadır. Ancak bu eyleyenlerin işlevlerini tam anlamıyla ve etkin bir biçimde yerine getirmeleri, kendi çıkarlarını değil de dünya toplumlarının çıkarlarını gözetmelerine bağlıdır. Kuşkusuz bu görev ve sorumluluğu yerine getirip getirmeyeceklerini zaman gösterecektir. As result of global inequalityand unemployement caused by globalisation which occured along with astructural transformation new actors appeared to rearrange the world economy and the administration. Some of these actors are philantropists and cosmocratcoming from top and the others are members of new world civil society coming from the bottom. However, to fulfill their jobs well and desirably these actors should give priority not to their own benefits but to those of world communities. It is of course clear that ime will show whether these actors can fulfill this job and responsability.
  • Publication
    American Myth Trough Perspective of Turkish Newspapers; After September 11
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Gündeş, Simten; Tuncel, Berin
    Söylen kavramının genel tanımlarından yola çıkarak Amerikan söyleninin görünüşü 12-29 Eylül tarihleri arasında yayımlanan 6 ulusal Türk gazetesinin birinci sayfa manşetleri taranarak yapı ötesi yaklaşımla incelenmiştir. Depending on the general definitions of myth, the overall aspects of American myth have been studied through post-structural approach with respect to the headlines of 6 national Turkish newspaper issued between September 12-2009,2001.
  • Publication
    Bilgi ve Verimlilik
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Tıngöy, Özhan
    Bu yazı çerçevesinde, bilgi çalışmalarının sorunları üzerinde durulmaktadır. Bilişim teknolojilerini kullanarak verimliliği artırmak için çözüm yolları sunmaktadır. Bu amaçla çeşitli stratejiler bilişim teknolojisi kullanımıyla geliştirilerek verimlilik artışı sağlama yöntemleri üzerinde durulmaktadır. This article describes the productivity problem in information work by noting that there ara large differences among individuals, and that this amplified by an increasing percentage of workers in the information work class. This article discusses methods for improving productivity in information work by organizing information work around effectiveness and efficiency strategies.
  • Publication
    Tenkit ve Edebi Tenkit
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Gülşen, Hacer
    Türk edebiyatına Batıdan gelmiş önemli bir tür olan tenkit, bizde Fransızca critique kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır. Bazı sanatçılarımız, tenkit ile critique arasında bir ilgi olmadığını savunarak kelimeye başka şekillerde karşılıklar bulmuşlardır. Tenkidin bir çeşidi olan edebi tenkit ise, bir edebi eserin, ne dereceye kadar ve hangi sebeplerden ötürü iyi ya da kötü olduğuna karar verme sanatı olarak önem taşımaktadır. Criticism in Turkish Literature or the Turkish term for it in Turkish Literature: "tenkit", iöported from the West, has been introduced into our language via the french word "critique". Some of our artists who claimed that there is no relationship between "tenkit" and "critique" have found other equivalents for this term. Literary criticism, another kind of criticism, plays an important role in the decision making about a literary work, i.e. it determines the aspects of its success or failure and the reasons why it is labelled good or bad.
  • Publication
    A Preliminary Study on 'History' and 'Historiography' in Translation Studies
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Apak, Fundagül
    Bu araştırmada amaç, çeviribilimde 'tarih' ve 'tarih yazımı'na yönelik olarak yapılan bazı çalışmalarda 'çeviri tarihi'nin mi yoksa 'çeviri tarihi yazımı'nın mı incelendiğini sorgulamaktadır. Bu bağlamda ele alınacak çalışmaların 'çeviri tarihi' ve 'çeviri tarihi yazımı' konularına ne derece ışık tutuğunu araştıracak, yapılan karşılaştırmalarda elde edilen sonuçlardan yola çıkarak 'çeviri tarihi' ve 'çeviri tarihi yazımı'nda hangi çalışmanın yol gösterici olduğunu tespit etmeye çalışacağız. Bu tespitten hareketle oluşturulacak pilot çalışmada, 'çeviri tarihi' ve 'çeviri tarihi yazımı'nda yöntem kullanımı irdelenecektir. The aim of this study is to analyze some work in translation studies on the subjects of 'history' and 'historiography' and find out if they have questioned history of translation or historiography of translation. We will try to see how and to what extent these works shed a light on the concepts of 'history of translation' and 'historiography of translation'; and based on the results of these comparisons we will try to determine which work or works have the leading characteristics on these subjects. Building on these findings, methodology in 'history of translation' and 'historiography of translation' will be analyzed in a pilot study.
  • Publication
    Body and Space : In-Between Sight and Site
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Adiloğlu, Fatoş
    Bu çalışma mimarlık ve sinema alanlarında yer alan beden-mekan ve hareket dinamikleri üzerinde duracaktır. Araştırma, mimarlık-sinema etkileşimi içerisinde, mekan ve beden ilişkisi sorgularken, Stephen Heath'in 'anlatı mekanı', Barbara Bowman'in perdeye yanısyan 'alışagelmiş' mekan ve 'anlatı vurgulayıcı' mekan kavramlarından hareket edecektir. Giuliana Bruno'nun son zamanlarda dikkat çeken bakış açısı ile algıyı optik'den çok haptik algıya yönlendiren yaklaşımına yer verilecektir. Çalışma görsel anlatımda mekan ve beden ilişkisinin sosyo-kültürel yapıyla olan bağlantısını Halit Refiğ sinemasından örnekleyerek kuracaktır. The study will explore dynamics of body in motion/emotion as exercised in architecture and cinema. The analysis as 'questions of space and body' will draw on Stephen Heath's 'narrative soace', Barbara Bowman's 'habitual' and 'acute' space conceptions and Giuliano Bruno's provocative theory dwelling on the transformation from optic to haptic space. The emerging relationships of space nad body will be exemplified and analyzed in filmic construction. Study will finally attempt to establish a connection between the nature of visuality of space-body relationship as a socio-cultural construct in the filmic constructions of Halite Refiğ.
  • Publication
    The Foreign Policy of Atatürk Concerning the Turkish World
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Karakoç, Ercan; Karakoç, Ercan Kılıçoğlu, Gökmen
    Atatürk Türklüğü ile gurur duyan ve ömrünü Türk milletine adayan bir liderdi. O, yeni kurulan cumhuriyetin gücü ve uluslararası konjonktür elverdiği ölçüde Misak-ı Milli sınırlarını elde etmeye çalışmıştır. Atatürk, Lozan Barış Anlaşması sonrası misak-ı Milli sınırları dışında kalmış olan Türk varlığı ile alakasını kaybetmemiş, onların sorunları ile ölümüne değin yakından ilgilenmiştir. Türkiye dışında kalan Türklerle kültürel ve tarihi köprülerin sağlamlaştırılması hususunda yoğun çabalar göstermiştir. Yeni cumhuriyeti tehlikeye düşürecek maceracı poltikalardan uzak kalmış, zamanın büyük devletleriyle çatışma ortamına girmekten kaçınmış, ancak şartlar elverdiği zamanda milli hedeflere ulaşmaktan da geri durmamıştır. Atatürk devoted his life to the Turkish nation, felt proud of being a Turk and lived his life as a Turkish nationalist. He tried to accomplish the borders defined in National Oath as possible as the power of new rebuplic and international conjuncture. After the lausanne Treaty, he was interested in Turkish Diaspora living outside the borders of National Oath and paid attention to solve their problems until he died. He made great effort to strengthen the cultural and historical ties with Turkish people living outside the borders of Turkey. He did not follow adventurous policies which were dangerous for new public, avoided conflicts with powerful countries of that period, but he did not abstain from getting national goals under the suitable international conditions.
  • Publication
    Literatürden Edebiyata
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Yılmaz, Durali
    Batılılaşma sürecinde dilimize giren kavramlar; bazen olduğu gibi, bazen de çeviri olarak geliyordu Bu da bir kavram kargaşasına neden oluyordu. 'Literatür'ü Türkçe 'yazın' kavramı yerine edep anlamını içeren 'edebiyat ile karşılayınca; Yeni Türk Edebiyatı, ahlak kurallarına uygun, öğretici ve eğitici olarak doğdu ve bu anlayışa uymayan çalışmalar, edebiyat dışı sayıldı. Concepts that were imported from other languages during the Westernization process, sometimes were used as non-translations in the Turkish polysystem and sometimes were translated into Turkish. This, therefore, caused a conceptuel confusion. For example, the concept pf 'literature' (literatür) was translated into Turkish as 'edebiyat' instead of 'yazın'. However, as the concept 'edebiyat' stems from the term 'edep', which has moral connotations, Modern Turkish Literature set out to be morally acceptable and didactic, and everything written that did not fit into this perception was not regarded as literature.
  • Publication
    Radyo Programcılığı Keyifli İştir!
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Küçükerdoğan, Bülent
    Çevrilen bir düğme veya hafifçe dokunulan bir tuş; işte haberleriyle, müzikleriyle tüm dünya elinizin altında. Artık sıradan ve gündelik bir mucize bu. 20.yy ile birlikte doğan radyo, çağcıl medya araçlarının en eskisi, en eskiler arasında da en çağcıl kalanıdır. Tüm dünyada giderek artan ve özellikle de gençler tarafından oluşturulan, en büyük dinleyici kitlesine sahip medya aracıdır radyo. Batı demokrasilerinde özel, yerel radyoların çoğalmasıyla, öncelikle müzik ağırlıklı eğlendirici bir araca dönüşen bu medya yeniden ilgi odağı haline gelmiştir. Radio is no ordinary medium. The history of Radio through is a fascinating journey from very simple beginning to today's global reaches. The invention and development of Radio did not just happen by chance. Several brilliant men like Hertz and Marconi contributed to it's creation and development and along the way were awful battles for patents, recognition and profit. The quality of a radio program depend the use of studio equipment, to combine sounds into a finished product. Now it's time for Digital Audio Broadcasting who provides crystal clear sound that is comparable to near CD quality and so many profit.
  • Publication
    Bulgaristan'daki Türk Yatırımları
    (İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, 2003-06) Öztürk, Serdar; Gövdere, Bekir
    Türk yatırımcılarının yurt dışı yatırımlarında belirgin bir artış vardır. Bu çalışma, Bulgaristan'daki Türk yatırımlarını incelemektedir. Bu araştırma Sofya'da yapılmıştır. Araştırma sonucuna göre, Bulgaristan'daki Türk yatırımları yüksek seviyelerde değildir. There is an important increase in abroad investments of Turkish investors. This study, examine Turkish investments in Bulgaria. This research made in Sofia. according to the result of research, there is not high levels of Turkish investments in Bulgaria.