Uluslararası İndeksli Yayınlar / International Indexed Publications
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/6356
Browse
Browsing Uluslararası İndeksli Yayınlar / International Indexed Publications by Title
Now showing 1 - 20 of 2178
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access 1923-1980 Yılları Arasında Kadınlar Tarafından Çıkarılan Dergiler(Namık Kemal Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, 2024) YILDIRIM, TANER; Çelik, Yakup29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte gelişen toplumsal eşitlik fikri ve toplumun farklı katmanları arasındaki bütünleşme düşünceleri ve bu doğrultuda yapılan çalışmalar neticesinde Türk kadını da her alanda kendini göstermiştir. Bundan dolayı bilimden sanata, ekonomiden sanayiye, eğitimden kültürel faaliyetlere, spordan ziraata kadar geniş bir sahada Türk kadınının izi görülmeye başlanmıştır. Yayımlandığı döneme ayna tutan dergiler, cumhuriyetten sonra kadınların nazariyesi ile çıkmış ve olayların kadın gözüyle görülmesini sağlamıştır. Makalemizin konusunu 29 Ekim 1923 tarihinden sonra cumhuriyetin kadınları tarafından çıkarılmış olan dergiler oluşturmaktadır. 1923-1980 yılları arasına temas edilecek olan bu çalışmada Adımlar, Fikirler, Yeni Yayınlar, Tarla, Şiir Sanatı ve Türk Çocukları ele alınacak olan dergilerdir. Farklı sahalar hakkında yayımlanmış olan bu dergilerde kadınların pek çok konuya hâkim oldukları tespit edilmeye çalışılacaktır. Ele alınan yayınların değişik görüşleri barındırmasına ve çeşitli türleri ihtiva etmesine özen gösterilecek ve bu sayede cumhuriyetin kazanımları neticesinde kadınların her konuda ve her görüşte dergi çıkarabildiği açıklanmaya çalışılacaktır.Publication Metadata only 1980 Sonrası Türk Romanında Öne Çıkan Tipler(2018) Akyol Aycan, Gizem; 113299Publication Open Access 20. Yüzyıl Konutlarında İç - Dış Kavramının Görsel Temsilleri Üzerinden İncelenmesi(Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, 2021) KARAARSLAN, SETENAY; YAZICI, YASEMİN ERKANMimaride iç ve dış diyalektiği yaşam alanlarının tanımlanması ve sınırlandırılması için bir gereklilik olmuş olup 20.yüzyıl konutlarında iç-dış ilişkisinde farklı düşünceler ortaya konmuştur. Bu ilişki mimarların görsel temsillerine de yansımıştır. Görsel temsiller, modernizmin ve postmodernizmin dönemsel farklılıklarını yorumlamak için önemli veriler sunmaktadır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, mimarların iç-dış kavramı üzerine görsel temsillerini irdelemek ve mekân-temsil ilişkisini ortaya koymaktır. Çalışma yöntemi olarak, temsilin kırılma noktaları dikkate alınarak belirlenen üç dönem aralığından seçilen 6 konut örneği ve mimarların bu konutların tasarım süreçlerinde kullandığı görsel temsil araçları arasında niteliksel karşılaştırmalı bir analiz yapılmıştır. Ayrıca, dönemsel incelemeler yapılırken, mimari söylemler, söylem ve pratik ilişkisi ile yapıya ilişkin metinsel ve görsel anlatının mekânsal karşılıkları incelenmiştir. Çalışma sonucunda, mimarların görsel temsil biçimleriyle iletmek istedikleri anlamlar, bu temsillerle iç-dış ilişkisinin farklı dönemlerde nasıl vurgulandığı ortaya koyulmuş ve iç-dış ilişkisine ait yaklaşımlarının altında çeşitli alt düşüncelerin olduğu görülmüştür.Publication Open Access 2008 Küresel Finansal Krizinin Türkiye, Japonya ve Çin’de Demir Çelik Sektörüne Etkileri Üzerine Ekonometrik Bir Uygulama(2022) Taşdelen, Selvihan; Çetiner, Emine Müge; 28552008 küresel finansal krizi, 1929 Büyük Bunalımından bu yana yaşanan en büyük ekonomik kriz olarak kabul edilmektedir. Amerika’da başlayan ve küresel olarak tüm dünyayı etkisi altına alan 2008 finansal krizinin, tüm ülkeleri ve sektörleri etkilediği gibi demir çelik sektörünü de etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, sunulan çalışmanın konusu, 2008 küresel finansal krizinin, Türkiye, Japonya ve Çin demir çelik sektörleri üzerindeki etkisinin ekonomik olarak test edilmesidir. Hedef, küresel finansal krizden, demir çelik sektöründe hangi ülkenin ne düzeyde etkilendiğini araştırmaktır. Çalışma, ülkeler bazında demir çelik sektörünün teorik olarak incelenmesi ve küresel finansal krizin etkilerinin belirlenmesi için yapılmıştır. Metodolojik olarak da, ülkelerin demir çelik tüketimleri, ihracatları, ithalatları ve gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) verileri ele alınarak krizin etkilerinin ortaya konulması amacıyla, kriz öncesi ve sonrası değişkenler için kukla değişkeni kullanılarak, 1990-2019 yılları arası için otoregressif hareketli ortalamalar modeli (ARIMA) uygulanarak bir analiz yapılmıştır. Analiz bulgularına göre, vaka ülkelerdeki demir çelik sektörünün 2008 krizinden etkilendiği gözlemlenmiştir.Publication Open Access 2017 Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programının Ortaokul 5.Sınıf Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi: Eskişehir İli Örneği(Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2020) GÜNDÜZ, GÜLTEN FERYAL; Kuzu-Demir, Elif BuğraBu çalışmanın amacı, ortaokul 5. sınıf öğrencilerinin görüşlerine göre, 2017 yılı Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi öğretim programını Provus’un Farklar Modeli yaklaşımına dayalı olarak değerlendirmektir. Betimsel tarama modeli kullanılarak yürütülen araştırmaya, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Eskişehir ili merkez ilçelerindeki devlet okullarında öğrenim gören 804 öğrenci katılmıştır. Veriler, Kuzu Demir ve Gündüz (2019) tarafından geliştirilen “2017 Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programını Değerlendirme Öğrenci Ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistiklerden ve tek örneklem t-testi, ilişkisiz örneklemler için t-testi ve Kruskal Wallis H testi gibi çıkarımsal istatistiklerden yararlanılmıştır. Öğrencilerin 2017 BTY öğretim programının geneline ilişkin görüşleri cinsiyet ve bilişim teknolojileri kullanım düzeylerine göre farklılaşmaksızın olumludur. Buna ek olarak, öğrencilerin programın girdi, süreç ve ürün boyutlarında yer alan maddelere yönelik görüşleri de olumludur. En olumlu görüşler, girdi boyutunda dersin amaçlarının açık ve anlaşılır olmasına; süreç boyutunda derste öğrenilenlerin öğrencileri BT’leri dijital iyi bir vatandaşın sahip olması gereken özelliklere göre kullanmalarını sağlamasına; ürün boyutunda ise programın öğrencilerin BT’leri etkili, doğru ve güvenli kullanma becerilerini geliştirmesine ilişkin ifade edilmiştir. En olumsuz görüşler ise girdi boyutunda konuya ayrılan sürenin yeterli olmasına; süreç boyutunda derste yapılan etkinliklerin günlük yaşamla ilişkili olmasına; ürün boyutunda derste öğrenilenlerin anadilde kendini ifade etme becerilerini geliştirmesine yönelik belirtilmiştir.Publication Open Access 21. Yüzyılda Tarih Yazımı ve Tarihçilik Üzerine Bir İnceleme(A Kitap, 2021) PAPUÇÇULAR, HAZALPopülizm, otoriterleşme ve sağın yükselişiyle dünya siyasetinde gerçekleşen dönüşümler, günümüzde sosyal bilimcilerin en sık tartıştığı meseleler haline gelmiştir. Öyle ki, sosyal bilimcilerin birçoğu dünya siyasetinin, iktisadının, toplumlarının ve dolayısıyla da bunları inceleyen bilimlerin yeni bir paradigmanın eşiğinde olduğu konusunda hem fikir görünmektedir. Buradan hareketle bu makale böylesi bir dönemde ortaya çıkan veya önem kazanan tarihyazımı akımlarını analiz etmektedir. Bu bakımdan, bu çalışma küresel düzen ve tarihyazımı arasındaki bir tezadı da ortaya koymaktadır. Zira, son on yıllık dönemde tarih yazımı, dünyaya damgasını vurmakta olan ideolojilerin aksine, parçalanmadan ziyade 1990’larda dahi görülmeyen bir globalleşme trendi göstermektedir. Küresel tarih (global history) ve ulus-ötesi tarih (transnational history) alanında verilen eserler giderek artarken, bu alanlar uluslararası ilişkiler tarihi (international history) ve/veya diplomasi tarihi (diplomatic history) gibi geleneksel alanları da dönüştürmektedir. Tarihçiler bir taraftan bir devleti, toplumları ya da devletler arasındaki ilişkileri ortaya koymaya devam ederken, diğer taraftan giderek daha fazla araştırmacı daha geniş kavramlarla ve sınırları aşan meselelerle uğraşmaya başlamıştır. Çevre tarihi (environmental history), duygular tarihi (emotional history) ve nöro-tarih (neuro-history) de son dönemde daha çok önem kazanan alanları oluşturmaktadır. Bu çalışma, tüm bu alanların gelişimini mevcut literatür üzerinden aktarırken aynı zamanda son yıllardaki teknolojideki ilerlemelerle tarihin yönteminde de birtakım değişiklikler olduğunu belirtmektedir. Bu gelişmelerin yanında, gerçek sonrası dönem olarak adlandırılan bu dönemin ve içinde bulunulan Covid-19 pandemisinin tarihyazımına ne derece etki edebileceği analiz edilmektedir. Sonuç olarak bu makale, tarihyazımı literatüründeki dönüşümleri ve yeni tartışmaları ortaya koymayı hedeflemektedir.Publication Open Access 28-Faruk Duman’ın “Av Dönüşleri” Hikâyesi Üzerine Bir Tahlil Denemesi(Yakup YILMAZ, 2022) SEVİNDİK, BERNAFaruk Duman, 1990’lı yıllardan beri Türk edebiyatında roman, hikâye, deneme türlerinde eserler veren bir yazardır. Postmodern sanat anlayışının etkili olduğu yıllarda ürün veren yazarın kendine has masalsı bir üslûbu vardır. Bugüne kadar yayımladığı eserleriyle; Orhan Kemal Öykü Ödülü’nde ikincilik (1998), Sait Faik Hikâye Ödülü (2000) , Haldun Taner Öykü Ödülü (2010), Orhan Kemal Roman Ödülü (2019) gibi birçok ödüle layık görülmüş, günümüzün en verimli yazarlarından biridir. Bu çalışmada yazarın 1999 yılında yayımladığı ikinci hikâye kitabı olan ve içinde altı hikâyesinin yer aldığı “Av Dönüşleri” kitabında bulunan “Av Dönüşleri” adlı hikâyesi tahlil edilecektir. Kitaptaki altı hikâyede birbiriyle ilişkili, sıralı bir olay örgüsü ve düzen söz konusu değildir. Yalnız tüm hikâyelerde doğa, orman ve bilhassa hayvanlar önemli bir yer tutar. Duman, bu kitaptaki hikâyelerinde olaydan ziyade insan zihninin karmaşasına yoğunlaşır. Söz konusu kitapta yer alan hikâyelerden, yazarın üslûbunu yansıtması ve kullandığı teknikleri göstermesi bakımından kitaba ismini veren hikâye “Av Dönüşleri” seçilmiştir. Çalışmanın giriş kısmında yazarın hayatı hakkında bilgi verilmiş, ald ığı ödüller ve diğer eserlerine değinilmiştir. Bu bölümden sonra “Av Dönüşleri”; konu, olay örgüsü, anlatıcı ve bakış açısı, zaman, mekân, şahıs kadrosu, dil ve anlatım teknikleri ve sonuç olmak üzere sekiz başlık altında incelenmiştir. Makalenin sonuç kısmında, bu tahlilden hareketle hikâye üzerine değerlendirmeler yapılmıştır.Publication Metadata only 2872 sayılı Çevre Kanunu md. 3/g Uyarınca Masraf Kavramı ve Kirletenin Masrafları Ödeme Yükümlülüğü(Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Akbıyık, Cem; 113789Çevre kanunu md 3/g uyarınca kirlenme bozulmanın önlenmesi, giderilmesi azaltılması durdurulması için gerekli tedbirleri almakla ve tedbirlerin gerektirdiği masrafları karşılamakla yükümlüdür. Kirleten gerekli tedbirleri almazsa bu tedbirleri alan kamu kurum ve kuruluşları masrafları kirletenden anılan hükme göre talep edilir. Ancak söz konusu tedbirleri alan, masraf yapan özel hukuk kişilerinin kirletenden bu masrafları nasıl geri isteyeceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Bu durumda öncelikle üçüncü kişi ile kirleten ile sözleşmesel bağ olup olmadığına bakılır. Eğer aralarında sözleşmesel yoksa hangi hükmün uygulanacağını belirsizdir. Öncelikle TMK md. 730 hükmü uygulanabilir gözükse de. Bu hüküm masraf taleplerini karşılamak için elverişli değildir. Kanaatimizce burada TBK md. 529'da düzenlenen vekaletsiz iş görme hükmü kıyas yoluyla uygulanmalıdır. Böylece üçüncü kişi yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları kirleten geri talep edebilcektir.Publication Metadata only 2D UAV path planning with radar threatening areas using simulated annealing algorithm for event detection(2018) Basbous, Bilal;Path Planning for Unmanned Aerial Vehicles (UAVs) can be used for many purposes. However, the problem becomes more and more complex when dealing with a large number of points to visit for detecting and catching different type of events and simple threat avoidance such as Radar Areas. In the literature different type of algorithms (especially evolutionary algorithms) are preferred. In this project, Simulated Annealing (SA) Algorithm is used for solving the path planning problem. Firstly, problem is converted to a part of Travelling Salesman Problem (TSP), and then the solutions are optimized with the 2-Opt approach and other simple algorithms. The code is implemented in MATLAB by using its visualization. Circular avoidance approach is developed and applied with the Simulated Annealing in order to escape from circular radar threats. Tests have been made to observe the results of SA algorithm and radar threats avoidance approaches, where the results show that after a period of time, SA algorithm gives acceptable solutions with the capacities of escaping from radar area threats. Where SA algorithm gives better solutions in less period of time when there are no radar threats. Experimental results depicted that the proposed model can result in an acceptable solution for UAVs in sufficient execution time. This model can be used as an alternative solution to the similar evolutionary algorithms.Publication Restricted 4-Hydroxyquinolin-2(1H)-One Isolated in Cryogenic Argon and Xenon Matrices: Tautomers and Photochemistry(Elsevier, 2024) Secrieru, A.; Lopes, S.; Nikitin, T.; Cristiano, Maria L. S.; FAUSTO, RUI4-Hydroxyquinolin-2(1H)-one (4HQ2O) was synthesized, isolated in cryogenic matrices (argon and xenon), and studied by infrared spectroscopy. Quantum chemical calculations carried out at the DFT(B3LYP)/6-311++G (3df,3pd) level of theory were used to determine the conformational and tautomeric properties of the molecule. Two tautomeric forms were identified in the as-deposited matrices with the help of the theoretical data. To investigate the photochemistry of the compound, in situ broadband ultraviolet (lambda > 283 nm) irradiation of the asdeposited argon matrix was performed. This irradiation led to the generation of an additional tautomer, together with the products of fragmentation of the heterocyclic ring of the molecule, specifically isocyanic acid and carbon monoxide. Photoproducts such as 1,3-dihydro-2H-indol-2-one and cyclohepta-1,2,4,6-tetraene were also observed in the photolyzed argon matrix. A comprehensive assignment of the infrared spectra of all the species observed experimentally is presented.Publication Open Access 41-Usûlî'nin Şiirlerinde Sevgili Portresi(Yakup YILMAZ, 2022) YALÇINKAYA, YAĞIZKlâsik Türk şiirinin estetik geleneği içinde oluşmuş aşk üçgeninin baş öğesi olan sevgili, yüzyıllarca şairlerin dilinden düşmemiştir. Yegâne olan sevgili, bu üçlemede âşık rolüne bürünen şairin şiirlerinde klâsik nazmın estetik değerleri içinde gâh ay gâh güneş olmuş; boyu selviye saçı sümbüle benzetilmiştir. O, eziyet ve cefaları ile vefadan habersiz, erişilmez bir tip olarak tasvir edilmiştir. Çok geniş bir coğrafyada ve çok uzun bir zaman diliminde var olmuş Klâsik Türk şiiri, kendi geleneği içerisinde idealize edilmiş bir sevgili tipi kurgulamıştır. 16. yüzyılda Vardar Yenicesi’nde yaşamış Usûlî, sevgiliyi dilinden düşürmeyen Klâsik dönem Türk şairlerinden biri olmuştur. Hayatında tasavvufun belirleyici yeri olan şair Klâsik Türk şiirinin estetik anlayışını tasavvufî dü şünceleriyle harmanladığı şiirleri ile klâsik edebiyat literatürüne önemli bir divanı miras bırakmıştır. Çalışmada, Usûlî Divanı’nda şairin edebî kişiliği ve şiir anlayışı çerçevesinde sevgili tipinin nasıl bir portre çizdiği üzerinde durulacaktır.Publication Metadata only 5-Methylhydantoin: From isolated molecules in a low-temperature Aaon matrix to solid state polymorphs characterization(2017-12) Nogueira, Bernardo.A.; Canotilho J.; Eusébio MES; Henriques MSC; Paixão JA; Fausto R.; ILDIZ, GÜLCE ÖĞRÜÇThe molecular structure, vibrational spectra and photochemistry of 5-methylhydantoin (C4H6N2O2; 5-MH) were studied by matrix isolation infrared spectroscopy and theoretical calculations at the DFT(B3LYP)/6-311++G(d,p) theory level. The natural bond orbital (NBO) analysis approach was used to study in detail the electronic structure of the minimum energy structure of 5-MH, namely the specific characteristics of the σ and π electronic systems of the molecule and the stabilizing orbital interactions. UV irradiation of 5-MH isolated in argon matrix resulted in its photofragmentation through a single photochemical pathway, yielding isocyanic acid, ethanimine, and carbon monoxide, thus following a pattern already observed before for the parent hydantoin and 1-methylhydantoin molecules. The investigation of the thermal properties of 5-MH was undertaken by differential scanning calorimetry (DSC), polarized light thermal microscopy (PLTM) and Raman spectroscopy. Four different polymorphs of 5-MH were identified. The crystal structure of one of the polymorphs, for which it was possible to grow up suitable crystals, was determined by X-ray diffraction (XRD). Two of the additional polymorphs were characterized by powder XRD, which confirmed the molecules pack in different crystallographic arrangements.Publication Metadata only 5-Methylhydantoin: from isolated molecules in a low-temperature argon matrix to solid state polymorphs characterization(Amer Chemical Soc, 1155 16th St, Nw, Washington, Dc 20036 USA, 2017-07-20) Nogueira, Bernardo A.; Canotilho, J.; Eusebio, M. E. S.; Henriques, M. S. C.; Paixao, J. A.; Fausto, Rui; ILDIZ, GÜLCE ÖĞRÜÇ; 107326The molecular structure, vibrational spectra and photochemistry of 5-methylhydantoin (C4H6N2O2; 5-MH) were studied by matrix isolation infrared spectroscopy and theoretical calculations at the DFT(B3LYP)/6-311++G(d,p) theory level. The natural bond orbital (NBO) analysis approach was used to study in detail the electronic structure of the minimum energy structure of 5-MH, namely the specific characteristics of the sigma and pi electronic systems of the molecule and the stabilizing orbital interactions. UV irradiation of 5-MH isolated in argon matrix resulted in its photofragmentation through a single photochemical pathway, yielding isocyanic acid, ethanimine, and carbon monoxide, thus following a pattern already observed before for the parent hydantoin and 1-methylhydantoin molecules. The investigation of the thermal properties of 5-MH was undertaken by differential scanning calorimetry (DSC), polarized light thermal microscopy (PLTM) and Raman spectroscopy. Four different polymorphs of 5-MH were identified. The crystal structure of one of the polymorphs, for which it was possible to grow up suitable crystals, was determined by X-ray diffraction (XRD). Two of the additional polymorphs were characterized by powder XRD, which confirmed the molecules pack in different crystallographic arrangements.Publication Restricted 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Adam Çalıştıranın Sorumluluğu(Seçkin Yayıncılık, 2016) ATEŞ, ZEHRA GİZEMAdam çalıştıranın sorumluluğu kusursuz sorumluluk hallerinden biridir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda İstihdam Edenlerin Mes’uliyeti olarak düzenlenen mad- de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda Adam Çalıştıranın Sorumluluğu olarak düzen- lenmiştir. Maddeye eklenen yeni fıkrada adam çalıştıranın organizasyon sorumluluğu düzenlenmiştir. Çalışmamızda TBK md. 66’nın düzenleniş biçimi, uygulama şartları ve adam çalıştıranın sorumluluğunun hukuki sonuçları ele alınacaktır.Publication Metadata only 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununa Göre Tehlike Sorumluluğu(Seçkin Yayıncılık, 2014-07) Gümüşsoy Karakurt, Güler; 258071Özellikle gelişen teknoloji ile birlikte kusur ilkesinin adaleti sağlamada yetersiz kalması sonucu kusursuz sorumluluk halleri Kabul edilmiş olup, bunların başında da tehlike sorumluluğu gelmektedir. Tehlike sorumluluğu ilk defa 1 Temmuz 20012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 71. Maddesi ile genel bir düzenlemeye kavuşmuştur. 6098 sayılı TBK ile yürürlükten kaldırılan 818 Sayılı Borçlar Kanununda böyle bir düzenlemeye yer verilmemişti. Tehlike sorumluluğu hukukumuza 6098 sayılı TBK ile girmemiştir. Bu konuya ilşikin özel kanunlar mevzuatımızda bulunmaktadır. Bunların başında da Karayolları Trafik Kanunu gelmektedir. Çalışmamızda öncelikle hukukumuzda tehlike sorumluluğunun düzenleniş biçimini, sonrasında TBK mad. 71’in uygulama şartlarını ve sonuçlarını ele alacağız.Publication Restricted 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Sürelere İlişkin Genel Hükümleriyle (M.90-94) Getirilen Değişikliklerin Değerlendirilmesi(Seçkin Yayıncılık, 2013) KORKMAZ, HÜLYA TAŞYargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir şekilde yürütülebilmesini sağlamak amacıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda, dava esnasında yapılması gereken işlemlerin gerçekleştirilmesi için süreler öngörülmüştür. Bu süreler esas olarak taraflar için öngörülmüş olmakla birlikte, her iki Kanun’da da, ilgililer ve mahkemeler için de süreler belirlenmiş; taraflar için öngörülen sürelere riayet edilmemesi, kesin süre içinde yapılması gereken işlemi yapma hakkının ortadan kalkması şeklinde yaptırıma bağlanmıştır (HUMK m.163, c.2; HMK m.94/3). Her iki Kanun’daki sürelere ilişkin genel hükümler birbirine benzemekle birlikte, anılan hükümler arasında şekil ve esas bakımından farklılıklar da mevcuttur. Bu çalışmanın amacı, esas olarak söz konusu farklılıkları tespit ederek 6100 sayılı Kanunla getirilmiş değişiklikleri değerlendirmektir. Ancak bu arada sürelerle ilgili münferit bazı özel hükümler ile Yargıtay’ın sürelerle ilgili kararlarındaki tutum da konuyla ilgisi olduğu ölçüde genel olarak değerlendirilecektir.Publication Metadata only 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamında İşverenin Yükümlülükleri ve Sorumluluğu(Seçkin Yayıncılık, 2014-01) Demir, Ender; 166437İş sağlığı ve güvenliği gerek insan yaşamının kutsallığı ve gerekse son yıllarda iş hayatında meydana gelen iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle oluşan yüksek maliyetler nedeniyle büyük önem taşımaktadır. 30 Haziran 2012 tarihinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konmuştur. Anılan Kanun’da kamu ve özel sektör ayrımı yapılmaksızın işverenlere önemli yükümlülükler öngörülmüştür. Bu çalışmada 6331 sayılı Kanun kapsamında işverenin yükümlülükleri ve sorumluluğu üzerinde durulacaktır.Publication Restricted 6356 Sayılı Kanun Çerçevesinde İşletme Toplu İş Sözleşmesi(Seçkin Yayıncılık, 2016) GÜMRÜKÇÜOĞLU, YELİZ BOZKURTİşletme toplu iş sözleşmesi, hukukumuzda kabul edilen toplu iş sözleşmesi türlerinden biridir. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nda toplu iş sözleşmesinin üç farklı türde yap ılabileceği kabul edilmiştir. Bunlar, işyeri, işletme ve grup toplu i ş sözleşmeleridir. 6356 sayılı Kanun’un 34. maddesinin 2. fıkrasına göre, ‘Bir gerçek ve tüzel kişiye veya bir kamu kurum ve kuruluşuna ait aynı işkolunda birden çok işyerinin bulunduğu işyerlerinde, toplu iş sözleşmesi ancak işletme düzeyinde yap ı- labilir’. Böylece kanun koyucu tarafından bir zorunluluk olarak öngörülmüş olan işlet- me toplu iş sözleşmesinin koşulları varken, taraflarca başka bir sözleşme türünün seçi- lebilmesi mümkün değildir. Bu çalışmada 6356 sayılı Kanun kapsamında işletme toplu iş sözleşmesinin yapılması, işletme niteliğinin tespiti ve işletme toplu iş sözleşmelerinde ortaya çıkabilecek hukuki sorunlar incelenmeye çalışılacaktır.Publication Metadata only 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Bilgilendirme Yükümlülüğünün Değerlendirilmesi(Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Bellican, Cüneyt; 1128526502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun, tüketicinin bilgilendirilmesi konusunda, eski 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre daha geniş düzenlemeler getirmiştir. Tüketicinin, sözleşmeden makul süre önce bilgilendirilmesi, sağlık karar verebilmesi bakımından önem taşır. Çalışmamızda, bilgilendirme yükümlülüğü, çeşitli tüketici sözleşmeleri dikkate alınarak ele alınmıştır.Bilgilendirme yükümlülüğü sadece, 6502 sayılı Kanun düzenlenen hükümlerle sınırlı değildir. Genel hükümler de, bu bağlamda dürüstlük kuralı da bu yükümlülüğün varlığının, kapsamının belirlenmesinde önemli rol oynar. Yükümlülüğün yerine getirilmemesi, hile ve culpa in contrahendo kavramları bakımından da değerlendirme yapılmasının gerekli kılar. Bilgilendirme yükümlülüğünün ihlalinin yaptırımı sadece idari para cezası değildir. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda tazminat yaptırımı da sözkonusu olur.Publication Restricted 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’na Göre Tescilli Markanın Kullanılmaması ve Buna Bağlanan Hukuki Sonuçlar(Seçkin Yayıncılık, 2019) AKKARTAL, HANİFE ÖZTÜRKTescilli markanın marka korumasından yararlanabilmek için, Sınai MülkiyetKanunu’nda belirtilen biçimde kullanılması gereklidir. Aksi halde, marka sahibi tarafından,tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiğimal veya hizmetler bakımından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımınabeş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline Türk Patent ve Marka Kurumutarafından karar verilir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarlakullanılması, sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması., markasahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.Tescilli marka sahibinin markasını kullanmaması, sonraki tarihli marka başvurusunaitirazının reddine sebep teşkil edebileceği gibi; sonraki tarihli bir markanın hükümsüzlüğütalebiyle veya markasına tecavüz edildiği gerekçesiyle açılan davada, def’i olarakda ileri sürülebilecektir.