Moleküler Biyoloji ve Genetik Yüksek Lisans Programı / Molecular Biology and Genetics Master's Degree Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/4953
Browse
Browsing Moleküler Biyoloji ve Genetik Yüksek Lisans Programı / Molecular Biology and Genetics Master's Degree Program by Publisher "İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Moleküler Biyokimya ve Genetik Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Epibrassinolidin kolon kanserine karşı anti-tümöral etkisinin scıd fare ksenograft modelinde gösterimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Moleküler Biyokimya ve Genetik Anabilim Dalı, 2019) Adacan, Kaan; Yerlikaya, Pınar ObakanKolon kanseri, kanserden ölümlerde akciğer kanserinden sonra yer alan yaygın bir kanser türüdür. Kolon kanserinin dünyada artan görülme sıklığına bağlı olarak yeni tedavi stratejilerine ve moleküler mekanizmaların aydınlatılmasına gerek duyulmaktadır. Epibrassinolid (EBR), bitki büyüme düzenleyicilerinden brassinosteroidlerin (BR) bir üyesi olup polihidroksisteroid yapıdadır. EBR'nin omurgalılarda bulunan steroid hormonlara da yapısal olarak benzerlik gösterdiği bilinmektedir. EBR'nin apoptotik hücre ölümünü tetiklediği farklı kanser hücre hatlarında laboratuvarımız tarafından çeşitli çalışmalarda belirlenmiştir. Ayrıca, çalışmalarımız EBR'nin normal epitel hücrelerine etki etmediğini göstererek, klinikte kullanılabilirliği açısından önemli bilgiler elde edilmiştir. EBR'nin neden olduğu apoptozun moleküler temelleri SILAC (stable-isotope labelled aminoacid in cell culture) yöntemi ile belirlenmiştir. Hücre sağkalımı, apoptoz ve endoplazmik retikulum (ER) stresi ile ilgili pek çok proteinin anlamlı bir şekilde değiştiği laboratuvarımızda gerçekleştirilen deneyler ile gösterilmiştir. Bu noktadan hareketle tez kapsamında EBR'nin potansiyel anti-tümöral etki mekanizması kolon kanseri hücrelerinde in vitro ve in vivo denemeler ile aydınlatılmak istenmiştir. Bu amaçla SW480 ve DLD-1 hücre hatları kullanılmış, SW480 hücreleri ise SCID (severe combined immunodeficiency) farelere subkutan olarak matrijel içerisinde verilerek kolon kanseri modeli oluşturulmuştur. İn vitro deneylerde EBR'nin sferoid büyümesini engelleyici etkisi tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra, tümör oluşumunu takiben günlük EBR uygulamaları ile tümör çapı ve hacminin doz uygulamasına bağlı olarak tümör büyümesine ket vurucu etkisi tespit edilmiştir. Bunun yanısıra bu etkinin tümörü oluşturan hücrelerde apoptotik hücre ölümünün tetiklenmesinden daha ziyade hücre döngüsüne ket vurarak tetiklediği gösterilmiştir. Bu çalışma ile EBR'nin kolon kanserine karşı in vivo modelde olası anti-tümöral ve sistemik etkisi literatürde ilk defa modellenmiştir.Publication Obezite tedavisinde kullanılan Orlistat'ın prostat kanseri pc3 ve pnt1a hücre hatlarında ampka hedefi ile İlişkili global protein ifade düzeylerinin 2d-dıge yöntemi ile tanımlanması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Moleküler Biyokimya ve Genetik Anabilim Dalı, 2019) Nebiler, Esra; Arısan, Elif DamlaGünümüzde prostat kanseri, erkekler rastlanma sıklığı bakımında diğer kanser türlerine oranla daha üst sıralarda yer bulmaktadır. Prostat kanserine yakalanma oranlarına bakıldığında risk faktörleri ve kronik hastalık içerisinde obezite, dünyada son birkaç yıldır artış gösteren bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Daha önce yapılmış birçok çalışmada obez hastaların kansere yakalanma oranlarının daha fazla olduğu tespit edilmiştir ve kanser vakalarında agresiviteyi artırarak ilaç direncine sebep olduğu gösterilmiştir. Ayrıca yapılan çalışmalar göstermektedir ki obezite, vücut yağ oranın artmasına neden olması yanısıra prostat kanseri gelişimi sırasında çeşitli hormonların seviyesinin yükselmesine bağlı agresivite, metastazda da rol oynamaktadır. Bunun yanısıra, obezite tedavisinde kullanılan ilaçların kanser gelişiminde lipogenez ve adipogenez yollarını baskılamasına bağlı olarak anti-tümör etki gösterdiklerini belirten çalışmalar oldukça dikkat çekmektedir. Bu nedenle obezite ve prostat kanseri ilişkisi aydınlatılması, tanı ve tedavisine yönelik yeni stratejilerin geliştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Yapılmış çalışmalar da obezite tedavisinde de sıklıkla kullanılan Orlistat'ın apoptozu indüklediği, kanser hücreleri üzerinde tümör büyümesini baskıladığı gösterilmiştir. Ayrıca Orlistat, uzun zincirli yağ asitlerinin sentezinden sorumlu olan FASN inhibitörüdür ve FASN aşırı anlatımının olduğu kanser için anti-kanser etkisi gösterdiği bilinmektedir. Prostat kanseri hücre tipleri incelendiğinde prostat tümörıgenezi gelişiminde yağ asid sentez yolunun tetiklenmesi, kolesterol metabolizması düzensizliği etkisi görülmektedir. Bozulan bu metabolik süreç üzerindeki hedefler FASN ve hücresel metabolizma üzerinde etkili metabolik sensör olan AMPK'dır. AMPK'ın tümör gelişimi üzerindeki baskılayıcı etkiler gösterebildiği ve prostat kanseri hücrelerinde androjen reseptör (AR) kontrolünde lipogenik yolak üzerindeki etkileri çeşitli çalışmalarda belirtilmiştir. Bu öncü bilgilerden yola çıkarak yapılan bu çalışmada, AMPK'nın lipogenez ile ilişkili prostat kanseri progresyonunda, metastatik prostat kanser hücresi PC3 ve prostat epitel hücresi PNT1A hücrelerindeki rolünü belirlemek amaçlı olarak AMPK susturulması gerçekleştirildi ve lipaz inhibitörü, AMPK aktivatörü olan Orlistat uygulanarak hücrelerin proteomik haritadaki değişimi 2D-DIGE yöntemi ile belirlenmiştir. Orlistat'ın AMPK'nın fosforillenmesi üzerinden yaptığı etki ise Asetil koenzim A karboksilaz (ACC)'ın durdurulması ile alt yolakta yer alan FASN'e etki ederek inhibe etmesi sonucu hücrenin yağ asit metabolizmasına ket vuracak yönde gerçekleşmiştir. Ayrıca hücre çoğalması ve hücre canlılığı önemli ölçüde azaltmıştır. Orlistat'ın FASN inhibisyonuna bağlı sağ kalım ve ölüm yolu apoptoz ile ilişkilendirebilir. Hücrelerin Sub-G1 populasyonunda artış meydana gelmesi ve Akt protein seviyesindeki azalışın gerçekleşmesi hücrenin hayatta kalma oranın azalmasına yol açtığını orataya koyulmuştur. AMPK – hücrelerde western sonuçlarında AMPK yokluğunda ACC miktarı sabit kalmış Lipin ise azalmıştır. Lipin üzerinde ifade düzeyindeki azalmayı teşvik etkisi AMPK yoksunluğunda daha belirgin bir şekilde gözlenmiştir. mTOR etki eden Orlistat lipin seviyesini azaltmakta ve adipogenez, yağ asid metabolizması baskılamaktadır. Yolaklarda gösterilen majör protein farklılıklarına bağlı 2D-DIGE tekniği kullanılarak Orlitat uygumasına bağlı olarak AMPK susturulması gerçekleştirilen iki hücre hattı için 4 katı ve üzeri değişiklikler saptanarak PDQuest (Biorad) programı ile analiz edilmiş ve elde edilen verilerin hangi moleküler ağırlık ve izoelektrik noktası dağılımı arasında olduğu belirlenmiştir. Bu bağlı tüm veri setinin filtrelendiği ve ortak artan protein spotlarının gösterimi ile 81 azalan protein spotuna karşın 10 tane ifade düzeyi artan spot gösterilmiştir. Bu nedenle filtre edilen veri setlerinde artan ve azalan gen sayılarından yola çıkılarak seçilen spotların kütle spektroskopisi sonuçlarının tüm yolak analizi açısından önemli veriler sağlayabileceğini düşünülmektedir. Orlistat hücrelerde doza bağımlı bir şekilde FASN ifadesine ket vururken, bu etki AMPK sessizleştirilmesi yapılmış hücrelerde gözlenmemiştir. Bu nedenle AMPK ifadesinin orlistat ve FASN etkileşimi açısından kritik rol oynadığı düşünülmektedir. Elde edilen bulgular ışığında Orlistat'ın prostat kanser hücreleri üzerindeki yağ metabolizmasını düzenleyen önemli bir ajan olabileceği ve diğer kanser türlerindeki yetkin etkisinin araştırılarak tedavi amaçlı ilaç olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.