Hukuk Fakültesi / Faculty of Law
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/133
Browse
Browsing Hukuk Fakültesi / Faculty of Law by Author "Altınok Çalışkan, Elif"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Metadata only 6643 sayılı Türk Eczacıları Birliği Kanunu 30 ve 45 Türk Eczacıları Deotoloji Tüzüğü md. 2, 8, 11 ve 17 Eczane ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik md. 30 Karar İncelemesi(Seçkin Yayıncılık, 2014) Altınok Çalışkan, Elif; 202820Publication Metadata only Anayasa md. 2 Anayasa md. 138/son 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu md. 28/1 Karar İncelemesi(Seçkin Yayıncılık, 2012-07) Altınok Çalışkan, Elif; Özelçi, Mustafa Aytaç; 202820; 141896Publication Metadata only Birleşik Krallık Temyiz Mahkemesi (Hukuk Bölümü)'nün "Oturma İzninin Uzatılması" Talebinin Reddi İle "Ülkeden Çıkarma" İşlemlerinin Birbirinden Farklı Olduğuna İlişkin Kararı(Seçkin Yayıncılık, 2011-01) Altınok Çalışkan, Elif; 202820Publication Metadata only Danıştay 10. Dairesinin 2009-2010 Yıllarına İlişkin Bazı Kararları(2011-01) Altınok Çalışkan, Elif; 202820Publication Metadata only Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Hukuksal Satatüsü Karşılaştırmalı Bir İnceleme(Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Altınok Çalışkan, Elif; Seyhan, Serkan; 202820; 239196Türkiye’nin göç hareketleri bakımından stratejik açıdan önemli bir konuma sahip olması ve Türkiye’ye çeşitli amaçlarla gelen yabancı sayısındaki artış karşısında, göç sorunlarının etkin yönetimi bakımından, dünyadaki örnekleri de dikkate alınarak, görev alanine yönelik stratejik ve güncel politikaları geliştirip uygulayabilen, insan hakları odaklı, nitelikli personel ve sağlam bir maddi alt yapıyla donatılmış, yetkin bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç duyulmuş ve “Göç İdaresi Genel Müdürlüğü” teşkilatı kurulmuştur. Çalışmamızda öncelikle, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün hukuksal statüsü ve bu bağlamda tüzel kişilik yapısı irdelenecek, ardından ise, Müdürlüğün Fransız sistemindeki muadili olan L’OFII (I’Office Française de, I’Immigration et de I’ Integration)’nin hukuksal statüaü ele alınacaktır.Publication Metadata only İmar Planlamasında Yetkili Makamın Tespitinde Merkez Yerel Geriliminden Hukuki Kesitler ve Yetki Paylaşımının Önemi(Seçkin Yayıncılık, 2018-03) Altınok Çalışkan, Elif; Önüt, Lale Burcu; 202820; 48170Ülkemizde imar planlarını yapma yetkisi kural olarak yerel yönetimlere aittir. Ancak bu kuralın istisnaları bulunmaktadır. Yerel yönetimler ve merkezi idare aynı alanda planma yetkisine sahip olabilmektedir. Nazım imar planı ile uygulama imar planının aynı anda “hazırlanması ve onaylanması” planlama ilkelerine uygun gözükmemektedir. Büyükşehir belediyelerinin ilçe belediyelerinin yerine geçerek işlem yapması yerel yönetimlerin özerkliği ilkesine uygun değildir. İmar planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından re’sen yapılmasıda kanaatimizce Anayasa aykırıdır. İmar uygulamaları nedeniyle mülkiyet hakkının özüne dokunulmamalıdır.Publication Metadata only İmar Planlarına Karşı İtiraz ve Dava Açma Süresi Yönünden Güncel Karar Analizi(Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Altınok Çalışkan, Elif; Özelçi, Musta Aytaç; 202820; 141896İdari işlem nedeniyle menfaati ihlal edilenler iptal davası açmadan önce İdari Yargılama Usulü Kanunun 11. Maddesinde yer alan başvuru yolunu tüketebilirler. İhtiyari bir başvuru yolu öngören bu düzenlemede idare, ilgilinin başvurusuna 60 gün içinde yanıt vermez yani suskun kalırsa başvurunun zımnen reddedildiği Kabul edilir. Bu zımni ret kararından sona ilgili kalan süresi içinde dava açmaz ise dava açma hakkı sona erer. Danıştay’ın yerleşik uygulamasına göre, zımni ret kararından sona başlayan dava açma süresi geçtikten sonar, iadreden gelen açık ret cevabı üzerine dava açılamamaktadır. Ancak son zamanlarda bu konuda Danıştay, idarenin yargısal denetiminin işlerliğinin tam olarak sağlanması ve mülkiyet hakkının Korunması yönlerinden içtihat değişikliğine gitmiştir.Publication Metadata only Kamu hizmetleri ve insan haklarındaki gelişmeler ışığında mültecilerin / sığınmacıların hukuki durumu ve başlıca sorunları üzerine gözlemler(Seçkin Yayıncılık, 2011-05) Altınok Çalışkan, Elif; 202820İnsanlık tarihi kadar eski olan ve tarihin hemen her döneminde ortaya çıkan “sığınma” statüsü hukukun önemli bir parçası olup, “insan hakları hukuku ve özellikle insancıl hukuk” kapsamında her geçen gün daha da gelişmektedir. Bu önemi sebebiyle konu İdare Hukuku ilkeleri çerçevesinde irdelenmiş; özellikle “mülteci statüsü”nün ilgili idarece verilmesi kararının bir idari işlem olması nedeniyle, işlem, idari işlemin unsurları açısından incelenmiştir.Bununla birlikte mülteci sığınmacıların başlıca sorunları ve insan hakları il kurullarının rolü üzerinde de durulmuştur. Son olarak , Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı Taslağı ile getirilmek istenen başlıca yenilikleri kısaca değinilmiş ve AİHM’nin konu ile ilgili kimi önemli kararlarına yer verilmiştir.Publication Metadata only Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Hakkında Genel Değerlendirmeler ve Anayasaya Aykırılık Sorunu(Seçkin Yayıncılık, 2018-03) Altınok Çalışkan, Elif; Öztürk, Bahri; 202820; 15074Çalışmamızda 1970’li yıllardan bu yana süren çalışmaların ürünü olan ve ülkemizin de “kişisel verileri güvence altına alan” ülkeler arasında yerini almasını sağlayan, 07.04.2016 tarihli 6698 Sayılı “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” hakkında genel değerlendirmelerde bulunularak Anayasa aykırılık sorunu ele alınmaya çalışılmıştır. Yapılan değerlendirmede, 2016 yılında nisan ayına kadar, Türkiye’de kişilik haklarımızı ve özel hayatımızı koruyan böyle bir temel kanunun olmayışı; özel hayatımız ve kişilik haklarımızın adeta başkalarının insafına terk edilmiş gibi olduğu; her türlü kişisel değerlerimizin saldırı ve müdahaleye açık olduğu; TCK’da yer alan birkaç yetersiz ve çarpık düzenleme ile gerçek bir koruma sağlanamadığı; bütün bunlara ilave olarak yaşamakta olduğumuz dijital devrimin gereklerinin de yapılamadığı gerçeklerinin vurgusu yapılmıştır. Bu yönüyle Kanunun dijital dünyamızın Anayasa konumunda olduğu ve temel hak ve özgürlüklerimizin, böyle bir dünyada ancak ayrı ve teknik müstakil bir yasa ile teminat altına alınmasının gerekliliği ve doğruluğu üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte Kanunda, kamu düzeni, güvenliği, esenliği ve toplumsal hayatın idamesi için bazı istisnalara bilinçli olarak yer verildiği; Kanunun özellikle pek çok alanı bu Kanunun kapsamı dışına çıkaran 28’inci maddesine bakıldığında; “kamu” söz konusu olunca, kanunla getirilen tüm güvenceler kaldırılıyormuş gibi bir izlenimin ortaya çıktığı ileri sürülebilirse de uygulamayı görmeden bu konuda bir görüş sevk etmenin erken olacağı, çalışmada esas alınan Anayasa Mahkemesi Kararı ile desteklenerek değerlendirilmeye çalışılmıştır.