Publication: Bewertung der Entscheidung des Verfassungsgerichts über die Verfassungsbeschwerden von ‘Süleyman Bağrıyanık und anderen' im Rahmen der Unschuldsvermutung
No Thumbnail Available
Date
2017-03
Authors
Korkmaz, Ömer
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Seçkin Yayıncılık
Abstract
Die Unschulsvermutung werde ich Rahmen der Verfassungsbeschwerden von Süleyman Bağrıyanık und anderen Antragstellem (2015/9756) veim türkischen Verfassungsgericht vom 16.11.2016 prüfen und bewert. Die Antragsteller haben in einer Verfassungsbeschwerde erhoben, dassder Prozess neben vielen Verstössen auch eine Verletzung des Unschuldsprinzips beinhaltet. Die Antragsteller waren der republikanische Generalstaatsanwalt der Oberstaatsanwalt und der Staatsanwalt.Gegen ihre gerichtlichen und administrativen Aufgaben wurden Ermittlugen und Strafverfolgungen eigeleitet. Wahrend der Strafverfolguen stellten der Prasident, der Ministerprasident die Regierungsmitglieder die Politiker die Mitglieder der Justiz und einige Medienorganisationen die Antragsteller als Verbrecher und Terroristen dar Das Gericht stellt fest dass die Bereitstellung von Informationen an die Öffentlichkeit durch die öffentlichen Behörden zu einer strafrechlichen Untersuchung im Rahmen der Meinungsausserungsfreiheit die in Artikel 26 der türkischen Verfassung festgelegt ist. Berücksichtigt werden konnen Die Unschuldsvermutung geregelt in Artikel 38 Absatz 4 konne dies nicht verhindern Wir konnen darauf hinweisen dass die Verletzung der Unschuldsvermutung durch das Verfassungsgericht nicht im gesellschaftlıch demokratischen Rahmen ausreichend hin überpruft und erortert worden ist. Das Verfassungsgericht beurtille die Krtik und Aussurungen der Politiker uber die Antragsteller im Rahmen der Meinungsausserungsfreiheit dass die Unschuldsvermutung keinen Schutz gegen die Freiheit der Meinungsausserungsfreiheit geniesst Die Unschuldvermutung wurde durch das hohe Interesse der öffentlichen Meinung dominiert.
Türk Anayasa Mahkemesi’nin 16.11.2016 tarihli “Süleyman Bağrıyanık ve Diğerleri” (2015/9756) bireysel başvuru kararı masumiyet karinesi açısından değerlendirilmektedir. Başvurucular, bu karara konu olan başvurularında, birçok ihlal iddiası yanında masumiyet ilkesinin de ihlal edildiğini iddia etmişlerdir. Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili ve Cumhuriyet savcısı olan başvurucular, yürütmüş oldukları adli ve idari görevleri sebebiyle haklarında adli ve idari soruşturma ve kovuşturma başlatıldığını, bu süreçte, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Hükümet üyeleri, siyasetçiler, bazı yargı mensupları ve bir kısım medya organının açıklama ve yorumlarının kendilerini suçlu ve terörist olarak ilan ettiğini, bu suretle masumiyet karinesinin ihlal edildiğini belirterek Anayasa’nın 38. maddesine yönelik ihlal şikâyetinde bulunmuşlardır. Yüksek Mahkeme’ye göre, ancak yürütülmekte olan bir ceza soruşturması hakkında yetkililerin kamuoyuna bilgi vermesi Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama özgürlüğü çerçevesinde düşünülmelidir. Anayasa’nın masumiyet karinesini düzenleyen 38. maddesinin 4. fıkrası, bunu engellemeyecektir. Mahkeme’ye göre, masumiyet karinesi, ancak yetkililerin kamuoyuna bilgi verirken, gereken bütün dikkat ve ihtiyatı göstermelerini gerekli kılar. Anayasa Mahkemesi, siyasetçilerin, başvurucular hakkındaki eleştiri ve açıklamalarını, onların düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirmiş; düşünceyi açıklama özgürlüğü karşısında masumiyet karinesinin koruma görmeyeceğini belirtmiştir. Kamuoyunun konuya ilgisinin fazlalığı, masumiyet karinesine baskın tutulmuştur.
Türk Anayasa Mahkemesi’nin 16.11.2016 tarihli “Süleyman Bağrıyanık ve Diğerleri” (2015/9756) bireysel başvuru kararı masumiyet karinesi açısından değerlendirilmektedir. Başvurucular, bu karara konu olan başvurularında, birçok ihlal iddiası yanında masumiyet ilkesinin de ihlal edildiğini iddia etmişlerdir. Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili ve Cumhuriyet savcısı olan başvurucular, yürütmüş oldukları adli ve idari görevleri sebebiyle haklarında adli ve idari soruşturma ve kovuşturma başlatıldığını, bu süreçte, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Hükümet üyeleri, siyasetçiler, bazı yargı mensupları ve bir kısım medya organının açıklama ve yorumlarının kendilerini suçlu ve terörist olarak ilan ettiğini, bu suretle masumiyet karinesinin ihlal edildiğini belirterek Anayasa’nın 38. maddesine yönelik ihlal şikâyetinde bulunmuşlardır. Yüksek Mahkeme’ye göre, ancak yürütülmekte olan bir ceza soruşturması hakkında yetkililerin kamuoyuna bilgi vermesi Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama özgürlüğü çerçevesinde düşünülmelidir. Anayasa’nın masumiyet karinesini düzenleyen 38. maddesinin 4. fıkrası, bunu engellemeyecektir. Mahkeme’ye göre, masumiyet karinesi, ancak yetkililerin kamuoyuna bilgi verirken, gereken bütün dikkat ve ihtiyatı göstermelerini gerekli kılar. Anayasa Mahkemesi, siyasetçilerin, başvurucular hakkındaki eleştiri ve açıklamalarını, onların düşünceyi açıklama özgürlüğü kapsamında değerlendirmiş; düşünceyi açıklama özgürlüğü karşısında masumiyet karinesinin koruma görmeyeceğini belirtmiştir. Kamuoyunun konuya ilgisinin fazlalığı, masumiyet karinesine baskın tutulmuştur.
Description
Keywords
Verletzung der Unschuldsvermutung, Faires Strafverfahren, Die Begrenzungen der Meinungsausserungsfreiheit, Das Recht auf Informierung der Öffentlichkeit, Schutzes derAutoritat und der Neutralitat der Justiz, Masumiyet Karinesinin ihlali, Adil yargılanma hakkı, Düşünceyi açıklama özgürlüğünün sınırları, Kamuoyunun Bilgilendirilmesi Hakkı, Yargının otorite ve tarafsızlığının korunması