Publication:
Doğanın Biyo-İşlevsellik Özelliğinin Mekana Aktarılması: Biyo Adaptasyon

No Thumbnail Available

Date

2018-12

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Research Projects

Organizational Units

Journal Issue

Abstract

Mimaride birçok tasarım mimarinin en önemli öğretilerinden kabul edilen "form fonksiyonu takip eder" söylemi ile örtüşür. Mimarlık eğitiminde de bu öğreti halen öğretilmektedir. Fonksiyon hertanımı ile önemli bir kavramdır ancak fonksiyonun fiziksel olarak tanımlanması da forma bağlıdır. Form eğer fonksiyon ile birlikte çalışabiliyorsa, tasarım da bir o kadar özgün ve fonksiyonel olabilir. Bu tanıma en uygun örnekleri doğada görmek mümkündür; örneğin bir termit tepeciğinin lokasyonu, şeklinin nasıl olacağını belirler ve termitlerin bu forma göre iç mekanda iklimlendirme sistemini kurmasını sağlar. Doğadaki bu tür biyo-işlevsel özellikleri tüm doğal organizmalarda ve ekosistemlerde görmek mümkündür. Bu özelliğin tasarıma ve buna bağlı mekana aktarılması konusunda oldukça az ama önemli tasarımlar yapılmıştır. Mick Pearce, East Gate binası ile Grimshaw Mimarlık da Eden Projesi ile biyo- adaptasyonun öncüleridir. Ancak hem bu öncü tasarımların artırılması, daha yaşanabilir, sürdürülebilir ve doğa dostu mekanların tasarlanması için doğadaki biyo-işlevselliğin mekana aktarılması ve hem de sürdürülebilir biyo-adaptasyonun mekan kurgusunda sağlanmasına yönelik tasarım stratejilerinin geliştirilmesi önemlidir. Bu çalışmanın ana hedefi de bu stratejilerin doğadaki organizmalarla iş birliği içinde geliştirilmesi ve mekan tasarımında sürdürülebilir tasarımların ortaya konmasına yönelik katkının artırılmasına yol göstermektir. Bunun yanında biyo-adaptasyonun tanımı ve nasıl kullanılması gerektiği açıklanırken bu özelliğin mekana aktarılması ile elde edilecek neticelerin örneklerle irdelenmesi de çalışmanın hangi amaçla ne için yapıldığını vurgulamakta aynı zamanda da sınırlarını belirlemektedir. Çalışmanın kapsamını belirleyen bu vurgu dahilinde organizmaların fonksiyonlarının belirlenerek bir tasarım stratejisinin oluşturulması ve örneklerle açıklanması da dahil edilmiştir. Doğadaki organizmaların fonksiyon ve formlarının belirlenmesinde kullanılan ve yeni bir bilim dalı olan biyomimikrinin bir mimari tasarım stratejisi olarak nasıl kullanılması gerektiği de kapsam dahilinde aşama aşama anlatılmıştır. Bu çalışmada, biyomimikri kullanılarak biyoadaptasyon kavramının mekan tasarımına adapte edilmesi sürecinin tasarımcı tarafından daha iyi anlaşılması için kuramsal yaklaşım yöntemi kullanılmıştır. Örnekler ve öneriler kullanılarak konu ile ilgili günümüzde ne tür çalışmalar yapıldığı, bunun neticesinde ne tür çalışmaların ortaya konması gerektiğinin tanımlanabilmesi için bu yöntem seçilmiştir. Bu yöntem neticesinde tasarımlarda formdan çok fonksiyona odaklanmanın önemi vurgulanmış olmaktadır. Biyomimikrinin en önemli işlevlerinden birisi olan "fonksiyona odaklanmak", binalar arasında temel iki farklılığa işaret eder; doğadaki bir şekil gibi görünen binalar ve işlevsel performansı artırmak için doğanın yaptığı gibi yapan binalar. Art Nouveau'daki korintiyan kolonunda yaprakların dışarıya doğru kıvrılması, Frank Lloyd Wright'in Samara Evi'ndeki kanatlı tohum motifi, yakın tarihe bakıldığında ise Gehry'nin balığı ve Calatrava'nın kuşu doğanın form olarak kullanılmasına örnek olarak verilebilirken, kar baykuşunun tüylerinden esinlenerek ses yalıtımı tasarlanması, köpekbalığının derisinden esinlenerek hijyenik kaplama malzemesi tasarlanması, doğanın yaptığını yapmaya-doğadaki fonksiyonlara odaklanmaya örnek olarak verilebilir. Araştırmacılar için bir yol gösterici olarak düşünülmüş olan ve bu örneklerden ilham alınıp biyoadaptasyon özelliğinden yola çıkılarak iki tane tasarım örneği geliştirilmiştir. Sadece fikir olarak düşünülmüş olan bu örneklerde, seçilen organizmaların formlarından çok fonksiyonları tasarıma adapte edilmiştir. Kar baykuşunun tüy yapısından yola çıkılarak açık ofislerde toplantı sırasındaki gizliliği sağlamak için ses yutucu perde paneller ve gün ışığı alamayan mekanların doğal ışıkla aydınlatılmasını sağlayabilecek barreleye spookfish isimli organizmadan esinlenerek tasarlanmış gün ışığı yansıtıcısı tasarlanmıştır. Bu tasarımlar, laboratuvar çalışması gerektiren önemli örneklerdir. Tasarımcılar bu tür çalışmalar yaparken bir laboratuvar ortamında ve mutlaka bir biyolog ve buna bağlı gereksinim duyulan diğer disiplinlerden destek alarak çalışmalıdır. Bu tür tasarımların geliştirilmesi ve artırılması ile yenilikçi, sürdürülebilir, ekonomik, ekolojik estetik ve dinamik tasarımlar ortaya koymak mümkündür. Doğadaki tasarım modellerinin iç mimaride kullanılarak yaşanan çelişki ve sorunlara çözüm bulunması hedeflenmelidir. Teknolojinin en üst seviyede geliştiği bu çağda doğadaki organizmaların işlevlerini esin kaynağı olarak kullanmak, istenen şekilde ve fonksiyonda binalar, mekânlar veya malzemeler üretmeyi mümkün kılabilmektedir. Bununla birlikte tasarımlarda bir yol gösterici olarak biyomimikrinin kullanılması mekan yaratmak için kullandığımız sistemi yeniden yapılandırmak ve mekanın sürdürülebilir yaşam koşullarına sahip olmasını sağlamak açısından önemlidir. İnsanın yarattığı mimari, fonksiyonellik ve gerekçeden daha çok sembolik, fiziksel ve estetik amaçlarla zorlanmaktadır. Oysa ki mimari sadece bir mekanı objelerle veya farklı malzemelerle tanımlamak değildir. Mimarlık, bir mekanı doğal yaşam alanı haline getirirken onu aynı zamanda sürdürülebilir kılmaktır; olumsuz çevresel etkilerinin olmadığı, bir yenisini yaratma ihtiyacı doğurmayan, ihtiyaç duyulan fonksiyonların ne azını ne de fazlasını barındıran bir mekanı ortaya koymaktır. Bu tür bir mimarinin elde edilebilmesi için doğanın dehasından faydalanmak, doğadaki yapılaşmanın evrimsel sürecini takip etmek ve bunu insanın yaşadığı yapılaşmaya aktarabilmek gerekmektedir. Bunu yapabilmek için doğaya dönmek esastır; doğa, bünyesinde barındırdığı binlerce ekosistemle, her türlü sorunun kolayca üstesinden gelebilmektedir. Tasarımcıların bu durumdan etkilenerek ortaya koyduğu tasarım örneklerinin yapısal, kurgusal ve işlevsel özellikleri doğadaki organizmaların özünde bulunmaktadır.

Description

Keywords

Biyo-işlevsellik, Biyomimikri, Form, Doğa, Fonksiyon

Citation