Person:
ÖZELÇİ, MUSTAFA AYTAÇ

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Dr. Öğr. Üyesi

Last Name

ÖZELÇİ

First Name

MUSTAFA AYTAÇ

Name

Search Results

Now showing 1 - 4 of 4
  • Publication
    Yenilenebilir Enerji Santrallerinin Kurulumunda Kaynak Alanlarının Belirlenmesi ve Doğal Sitlerin Korunması
    (Kadir Has Üniversitesi, 2021) ÖZELÇİ, MUSTAFA AYTAÇ
    Yenilenebilir enerji, fosil yakıt tüketiminin ve iklim değişikliğine etki ederek doğada tahribat yaratan küresel ısınmanın en aza indirilmesinde, aynı zamanda enerji alanında dışa bağımlılığın azalması ve enerjide arz güvenliğinin artırılmasında önemli bir işleve sahiptir. Bir ülkenin enerji politikasının birden fazla bileşeni bulunmaktadır. Ulusal hukuk düzeni, uluslararası sözleşme ve protokoller, yatırım teşvikleri, enerji tasarrufuna dönük tedbirler, vergi avantajları, kamu mallarının tahsisi veya kiralanması, kamulaştırma ve imar uygulamaları bu politikanın bileşenleridir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilecek elektriğin üretimi için kamunun veya özel hukuk kişisinin mülkiyetinde bulunan yerler tahsis edilmekte; üretilen elektrik belli koşullar altında ve süreyle devlet tarafından satın alınmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak belirlenen taşınmazın bu amaçla kullanımını engelleyecek planlama ve imar uygulamasının yapılması engellenmiştir. Yenilenebilir enerji santrallerinin kurulumuna dönük ilkelerin belirlenmesinde, enerji gereksiniminin karşılanması ile çevrenin korunması arasında kamu yararı temelli politika geliştirilmesi önerilmektedir.
  • Publication
    Mahkemeye Erişim Hakkı Yönünden Doğrudan Doğruya Tam Yargı Davası Açılması Usulünde Zorunlu Başvuru ve Dava Açma Süresi Hakkında İçtihadi Görüşlerin Seyri
    (Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti., 2019) ÖZELÇİ, MUSTAFA AYTAÇ
    İdarenin kamusal faaliyetlerinin yürütülmesi aşamasında haklarıihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarında, dava açma usulleri farklılık göstermektedir. Hak ihlalinin idari işlem ve eylemden kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusu, idari yargıya başvurunun usulünü de belirlemektedir. İdari işlemden kaynaklanan zararların giderimi için idareye -aksine yasal düzenleme olmadığı sürece- başvuru zorunluluğu bulunmadığı halde, salt idari eylemlerin sonucunda oluşan zararların giderimi için açılacak idari davada, idareye başvuru zorunlu tutulmuştur. Bu zorunlu başvuru, açılacak tam yargı davası yönünden bir “dava şartı”dır.İdareye zorunlu başvuru için öngörülen süre -özel yasada ayrı bir sürekabul edilmemişse- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu ile belirlenmiştir. Zorunlu başvuru sürelerinin ne zaman başlayacağı ve sona ereceği konusunda yeknesak bir uygulamanın olanaklı olmadığını, somut olayın tüm verilerine göre bir yorumun hakkaniyete daha uygun olduğunu belirten Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nin bu yaklaşımı, hak arama özgürlüğünün korunması yönünden son derece önem taşımaktadır.
  • Publication
    Posta Hizmetleri Sektöründe Uygulanan İdari Yaptırımların Bağlı Olduğu Hukuksal Düzen
    (Seçkin Yayıncılık, 2021) ÖZELÇİ, MUSTAFA AYTAÇ
    6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanunu, posta sektörünün serbestleştirilmesi sü-recinde etkin düzenleme ve denetim yoluyla rekabetçi bir piyasanın oluşturulması ve Avrupa Birliği düzenleyici çerçeve direktifine uyum sağlanması hedeflerinin gerçekleş-tirilmesi amacıyla yürürlüğe girmiştir. Yeni düzende işletmecilik ile regülasyon işlevi birbirinden ayrılmış; sektörün düzenleme ve denetim yetkisi Bilgi Teknolojileri ve İleti-şim Kurumu’na tanınmıştır. Kurum bilgi teknolojileri, elektronik haberleşme ve posta hizmetleri sektörlerinde faaliyet gösteren işletmecilerin yasa ve ikincil düzenlemelerle belirlenmiş kuralları ihlal etmesi durumda idari yaptırım uygulama yetkisine sahiptir. Bu yaptırımlar idari para cezası, yetkilendirmenin iptali ve diğer idari tedbirler olarak sınıflandırılır. Kurum idari yaptırım yetkisini, rekabete dayalı piyasanın kendine özgü hassas dengesini; hukuk devleti ile suç ve cezada kanunilik ve ölçülülük ilkelerini göze-terek kullanmalıdır.
  • Publication
    Danıştay Kararları
    (Seçkin Yayıncılık, 2014) ÖZELÇİ, MUSTAFA AYTAÇ
    5233 sayılı Kanun sosyal risk ilkesinin yasalaşmış hali olup; Kanunun yü- rürlüğe girdiği tarihten sonra artık içtihatlarla geliştirilen sosyal risk ilkesinin uygulan- ma imkanı kalmamıştır. Dolayısıyla sosyal risk ilkesine dayalı tazmin istemlerinin anı- lan Kanun ile yapılan tanım ve sınırlandırmalar çerçevesinde karara bağlanması zorun- ludur. Aksi bir düşünce, yasama organının anayasal sınırlar içinde takdir ederek düzen- lediği alanın aşılması anlamına gelecektir.