Person:
ŞAHAN, KAYHAN

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Dr. Öğr. Üyesi

Last Name

ŞAHAN

First Name

KAYHAN

Name

Search Results

Now showing 1 - 4 of 4
  • Publication
    Evle Sokak Arasında Ölümün Eşiğinde Bir Şair: Ahmet Erhan
    (Yusuf Çetin, 2020) ŞAHAN, KAYHAN; Erçıktı, Cansu
    Kimlikteki adıyla Erhan Bozkurt, 8 Şubat 1958 yılında Ankara'da dünyaya gelir. Çok sevdiği babası Ahmet İzzet'in ölümü üzerine onun adını kullanmaya başlar. İlk gençlik yıllarını Mersin ve Adana'da geçiren Ahmet Erhan, Gazi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunudur. Adana Demirspor'da profesyonel oyuncu olarak forma giyen Erhan, geçirdiği sakatlık sebebiyle en büyük tutkusu futbola, veda etmek zorunda kalır. Sakatlığın getirdiği uzaklaşma onu yeni bir tutkuya yöneltir. Bu tutku, bugün onu bu çalışmanın öznesi haline getiren şiirdir. İlk şiirlerini 1976 yılında Militan Dergisi'nde yayımlayan Erhan, ilk şiir kitabı olan Alacakaranlıktaki Ülke ile Behçet Necatigil Şiir Ödülü'ne layık görülür. 1980 Kuşağı şairleri arasında önemli bir yere sahip olur. Henüz yirmi iki yaşındayken bu başarıyı elde etmiş bir şair olarak sürekli ölümden bahsetmesi ilgi çekici bir durumdur. Ahmet Erhan’ın şiirlerini nasıl bir atmosferde yazdığını bilmek, şiirinin zeminini oluşturan ölüm teması için açıklayıcı olacaktır. Bu çalışma da şairin, ölüm kavramını şiirlerinde nasıl bir yapı içerisinde ele aldığını inceledik.
  • Publication
    Cemâl Sâfi̇’ni̇n Şi̇i̇rleri̇nde Alkış ve Kargışlar
    (Motif Halk Oyunları Eğitim ve Öğretim Vakfı, 2020) ŞAHAN, KAYHAN
    İnsan, mutlak otoriteden tarih boyunca bir şeyler istemiştir. Kendisi için; ailesi, ülkesi ya da tüm insanlık için taleplerde bulunmuştur. Bu talepler ve bunların istenmesi, doğrudan güce sahip olmak/olmamakla ilişkilendirilir bir durumdur. Birinin mutlu, iyi olmasını isteyip gerçekleştirememek ya da kötü olmasını umut edip beklemek teorik olarak benzer kaynaklardan beslenmektedir. Dolayısıyla insan, her ikisi için de gücü yetmediği durumlarda yardımı mutlak otoriteden umar ve taleplerini bazı kalıp ve bu kalıpların genişletildiği/değiştirildiği formlarla sunar. Alkış, iyi dileklerin temennisi iken kargış, kötü dileklerin dile getirilmesidir. Alkışlar – kargışlar varlığını hayatın içinde, sözlü kültürde devam ettirdiği için çağın getirileri, değişen ihtiyaçlar, koşullar altında değişimlere uğrayabilmektedir. Varlığını olduğu gibi koruyan alkışlar - kargışlar yanında güncellemeler ve yeni yaratımlar da dilde yerini almaktadır. Tümüyle insanî olan, mutlak güçten yardım isteme güdüsü elbette dile ve buradan da edebi dile sıçramıştır. Şairler ait oldukları toplumun bir parçası olarak zaman zaman alkış ve kargışlarını şiir dili vasıtasıyla ortaya koymuşlardır. Vurgun, Sende Kalmış, Kıyamete Kırk Kala isimli eserleri ve bunlar içinden bestelenmiş birçok şiiri ile ünlenmiş Cemâl Sâfi de şiirlerinde mutlak otoriteden iyi ve kötü dileklerde bulunmuştur. Bu çalışmada, Cemal Safi’nin şiirlerindeki alkış ve kargış unsurları belirlenerek bunların şairin poetikasındaki yeri örnekler üzerinden çözümlenecektir.
  • Publication
    Anlatının Söylemi̇ Işığında Bir “Yedi̇ Kocalı Hürmüz” Karşılaştırması
    (Türk Edebiyatı Vakfı, 2020) ŞAHAN, KAYHAN; Dizdar, Firdevs
    Anlatı bilim çeşitli dallara uygulanabilmektedir. Tiyatro ve sinema eserlerinde bu alanda çalışmalar yapılmaktadır. Mihail Bahtin, Roland Barthes, Todorov anlatıbilim çalışmalarının önemli isimlerinden olmuştur. Gérard Genette ise Anlatının Söylemi çalışmasıyla tanınmıştır. Anlatının söylemini temelde “Düzen”, “Süre”, “Sıklık”, “Kip” ve “Ses” olmak üzere beş başlığa ayırmıştır. “Düzen”, “Süre” ve “Sıklık” anlatı ile zaman ilişkisini anlatan kavramlardır. “Kip”, anlatı temsilini, “Ses” ise anlatı durumunu anlatmaktadır. Yedi Kocalı Hürmüz, ilk önce senaryo biçiminde yazılıp filme çekilmiş, ardından tiyatro yapıtı olarak kaleme alınmıştır. 1963 yılında Yılmaz Atadeniz, 1971 yılında Atıf Yılmaz, 2009 yılında ise Ezel Akay tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. Çalışmamızda Gérard Genette’in Anlatının Söylemi çalışmasından yararlanarak Yedi Kocalı Hürmüz tiyatro yapıtı ile filmlerinin anlatı bilimsel açıdan karşılaştırması yapılmıştır.
  • Publication
    Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri Sözlüğü Bağlamında “Anlama”Nın Kavram Alanı Üzerine
    (Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) ŞAHAN, KAYHAN
    Toplumların önemli fikir ve kültür miraslarından biri olan atasözleri gerek verdikleri öğüt ve öneriler gerekse onlar oluşturulurken kullanılan sözcük tercihlerinin bir sonucu olarak ait oldukları milletin dünya görüşleri ve geçmiş tecrübeleri hakkında bilgi sağlarlar. Türkçenin atasözlerinde, Türk milletinin tarih sürecinde edindiği deneyimleri, maddi ve manevi yaşadığı sorunları, bunlardan çıkardığı dersleri ve bu dersleri gelecek kuşaklara aktarmak üzere “öz” hale getirdiği söylemleri görmekteyiz. Atasözleri aynı zamanda yazıda ve konuşmada verilmek istenen mesajı kuvvetlendirmek için de kullanılırlar. Toplumun ve dilin geçmişine ayna tutan ve aynı zamanda geleceğini şekillendirme görevini üstlenen bu kıymetli sözlerin satırları arasında tamamen ortaya çıkarılıp işlenmemiş bir alan daha vardır. Kavram alanı olarak adlandırılan bu alanın detaylı bir biçimde incelenmesi, atasözlerinin hem taşıdıkları görevi daha iyi anlamamızı hem de tarihsel bilgiyi daha detaylı bir biçimde görmemizi sağlayacaktır. Bu çalışmada atasözlerinin verdiği mesajın yanında işaret ettiği kavramlar açısından da ilk bakışta görünmeyen birtakım detayları açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Zihinsel bir bilgi işleme süreci olan “anlama”nın Türkçenin atasözlerinde hangi koşullara, duyulara, duygulara, deneyimlere bağlandığı ve anlama süreci gerçekleşmediğinde neler olabileceği gibi hususlar Ömer Asım Aksoy’un Atasözleri Sözlüğü bağlamında incelenip açıklanmıştır.