Yönetim Ekonomisi Yüksek Lisans Programı / Management Economics Master's Degree Program

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/8609

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 24
  • Publication
    Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Analitik Bilançosu Temel Parasal Göstergeleri'nin Finansal Okuryazarlık Düzeyinde Analizi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) BAŞER, ERİNÇ VARLIK; Deniz Dilara Dereli
    Üç bölümden oluşan bu çalışma, finansal okur yazarlığın tanımı ve bir finansal okuryazarın bilmesi gereken temel ekonomik kavramlar ile TCMB analitik bilançosunun bu temel kavramlar ile olan ilişkisini anlatmaktadır. Birinci bölümde finansal okur yazarlığın ne demek olduğu, unsurları, önemi, gelişimi ve bir finansal okuryazarın bilmesi ve takip etmesi gereken temel makro ekonomik verilerin neler olduğu anlatılmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde ise merkez bankacılığının ne olduğu, Türkiye'de merkez bankasının tarihsel gelişimi ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın yapısı ve görevleri anlatılmıştır. Merkez bankasının uyguladığı para politikalarını takip etmek ve ekonominin genel durumu hakkında piyasaya bilgi ve ipuçları sağlamak amacıyla merkez bankası analitik bilançosunun aktif ve pasif hesaplarının işleyişine değinilmiştir. Son olarak üçüncü bölümde ise TCMB' nin para politikası araç ve stratejilerinin tanımları yapılarak analitik bilançoya yansıma şekilleri üzerinde durulmuştur. 2022 yılının ilk günü ve son günü analitik bilanço rakamları karşılaştırması yapılarak finansal okuryazarlık düzeyinde piyasada ki gelişmeler ve politikalar ile ilgili olarak bizlere verebileceği ip uçlarından yararlanılmaya çalışılmıştır.
  • Publication
    Ekonomik Kalkınma Sürecinde, Türkiye'de Sağlık Sektörü ve Harcamaları
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) HORAY, ZEHRA; Begüm Erdil Şahin
    Sağlık sektöründeki harcamalar çalışma gücünü koruyarak ve sağlık ile ilgili sorunları azaltarak gelecekteki sağlık harcamalarından tasarruf sağlamaktadır. Bu şekilde de ekonomik kalkınmaya katkı sağlamaktadır. Bir ülkede ekonomik kalkınma ile sağlık düzeyindeki göstergeler arasında olumlu bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle ülkeler de sağlık düzeyinin yükseltilmesine yönelik politikalara daha fazla önem vermektedir. Sağlık harcamalarının artması ve ekonomik kalkınmada beşeri sermayenin ön plana çıkması sağlık sektörünün ekonomi üzerindeki öneminin artmasına yol açmıştır. Sağlık düzeyi gelişmiş olan bir toplumun beşeri sermayenin gelişimini ve verimini arttıracağından ülke kalkınmasında olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Geçmişten günümüze denk uygulanan kalkınma planları içerisinde de sağlık sektörüne yönelik politikalar yer almaktadır. Türkiye'de sağlık reformu ve sağlık politikaları her dönem gündemde olmuş bir konudur. Bu reformların en sonuncu ve kapsamlı olanı Sağlıkta Dönüşüm Programıdır. Sağlıkta Dönüşüm Programı sağlık sisteminin tüm alanlarında yaygın ve ciddi değişiklikler öngören bir içeriğe sahiptir. Ekonomik kalkınma sosyo-kültürel, yapısal, kurumsal gibi birçok alanda gelişmeyle birlikte insani gelişmeyi de kapsamaktadır. Bir ülkede sağlık harcamalarının yetersizliği o ülkedeki bireylerin yaşamlarını zorlaştırmaktadır. Aynı zamanda insani gelişmeyi dolaylı olarak etkileyen sağlık harcamalarının yetersiz kalması ülkelerin insani gelişmesini de güçleştirmektedir. Bu çalışmada sağlık sektörünün ekonomik kalkınma üzerindeki etkileri ve ekonomik kalkınmanın da sağlık sektörü üzerindeki etkileri açıklanmaktadır. Sağlık hizmetleri ve sağlık harcamalarındaki artışın nedenleri ile sağlık sektörü ve ekonomik kalkınma ilişkisi teorik olarak incelenmektedir. Çalışmada aynı zamanda Türkiye' deki kalkınma planları ve Sağlıkta Dönüşüm Programı ele alınmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm programı hayata geçirildikten sonra yaşanılan değişiklikler, sağlık harcamalarının kalkınma ile insani gelişme düzeyi arasındaki ilişkisi incelenmektedir ve son yıllarda yaşanılan pandemi sürecinin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri değerlendirilmektedir. Türkiye ile OECD ülkelerinin sağlık sektöründeki harcamaları karşılaştırılmıştır.
  • Publication
    Türkiye'de 2001, 2008 Ekonomik Krizleri ve COVID-19 Pandemi Dönemi İşsizlik ve İstihdam
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) ÖNEÇ, MERTCAN; Nazife Merve Hamzaoğlu
    Dünyada ulusal ve küresel bağlamda farklı etkileri, nedenleri ve sonuçları olan birçok ekonomik kriz yaşanmıştır. Ekonomik etkileşimler küresel bağlamda gerçekleştiğinden, ülke çapındaki ekonomik krizler küresel ekonomide domino etkisi yaratarak küresel krizlere dönüşebilmektedir. Ekonomik krizler ekonomide yarattığı daralmalarla işsizlik sorununa sebebiyet vermektedir. Bu bağlamda, krizler ve işsizlik arasındaki ilişki son yıllarda daha önemli hale gelmiştir. Türkiye'de kronik bir sorun olan işsizlik, ekonomik kriz dönemlerinde daha da ön plana çıkmaktadır. İstihdamın oluşması ve işsizliğin azalması bir ülke ekonomisi için büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada işsizliğin temel itici güçlerinden biri olan ekonomik krizler ele alınmış ve ekonomik krizlerin Türkiye'de istihdam üzerindeki etkileri ortaya konmuştur. Bu kapsamda 2001, 2008 krizleri ve 2020 Pandemi dönemi dikkate alınarak ekonomik kriz, istihdam ve işsizlik konuları arasındaki ilişki incelenmiştir. Yapılan trend analizinde 2001 ve 2008 krizleri sonrasında işsizlikte hemen bir iyileşme görülmediği ve uzun bir süre sonrasında toparlanmanın olduğu ortaya çıkarken, Pandemi döneminde daha hızlı bir toparlanma söz konusudur. Bununla birlikte, genç işsizliğin kronik olarak çok yüksek seyrettiği, Türkiye'de gelecekte bu sorunu ele alacak politikalar ve reformlar gereklidir.
  • Publication
    Davranışsal İktisat Perspektifinden Tüketim Kültürü ve Karar Verme Süreci
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2021) KARAKUŞ, EDA NUR; Begüm Erdil Şahin
    Tüketici davranışları çevresel faktörlerden oldukça etkilenmekte olup son yıllarda bu durum daha da gözlenebilir hale gelmiştir. İktisat biliminde meydana gelen gelişmelerle psikoloji ve iktisadın birlikte incelenmesi, geleneksel ekonomiden uzak yeni bulguların farklılığını ortaya koymuştur. İnsanların sergilediği davranışlar risk altında değişebilmekte ve bu davranışların ortaya çıkmasını sağlayan bazı faktörler bulunmaktadır. Özellikle 2019 yılında Covid-19 virüsünün ortaya çıkması ve salgının getirdiği kısıtların uygulanması bireylerin kişisel davranışlarında ve tüketim tercihlerinde farklılaşmalara neden olmuş ve bu durum tüm piyasaları etkilemiştir. Bütçelerinde daralma meydana gelen bireyler tüketim alışkanlıklarını değiştirmiş ve davranışsal olarak yalnızca zorunlu ihtiyaçların karşılanması amacı ile tüketimde bulunmaya başlamışlardır. Salgının mecbur kıldığı Evde Kal! çağrıları, uyulması gereken sosyal mesafe kuralları, yaşamı tümüyle etkileyen sokağa çıkma yasakları, iş yerlerinin tam kapasite ile üretimde bulunamaması gibi faktörler hem Türkiye'de hem de küresel olarak ekonomide zor bir sürece girildiğini göstermektedir. Tüm bunlara bağlı olarak tüketici davranış ve tercihlerinde her geçen farklılaşan davranışsal etkiler görülmektedir. Bu yüksek lisans tezinde Covid-19 koronavirüs dönemi içinde tüketicilerin davranışlarıyla ortaya çıkan tercih yönelimlerinin nasıl ve neye göre şekillendiği ele alınmaktadır.
  • Publication
    Bireylerde finansal dayanıklılık / Financial resilience of individuals
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İktisat Ana Bilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2021) Dağlı, Kaan Ali; Şen, Ali
    Bu çalışma, ileride gerçekleşebilecek krizlere karşı bireylerin finansal açıdan sağlamlığını açıklayabilmek ve ölçmek amacıyla yapılmıştır. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi, Mali Hizmetler Daire Başkanlığındaki, Bütçe ve Denetim Müdürlüğü, Finansman Müdürlüğü, Gelirler Müdürlüğü, Giderler Müdürlüğü ve Mali Kontrol Müdürlüğünde çalışan bireylerin Finansal Dayanıklılığı incelenmiştir. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Finansal Dayanıklılık ve Kırılganlık hakkında durulup finansal kavramlar ile alakalı bilgi verilmektedir. İkinci bölümde Finansal Krizler ve Çeşitleri, Bireyde ve Kurumlarda Finansal Dayanıklılığı etkileyen faktörler incelenmiştir. Üçüncü bölümde Kurum ve Şirketlerde Finansal Dayanıklılığın Geliştirilmesi anlatılmaktadır. Dördüncü bölümde ise Bireyde Finansal Dayanıklılığı Geliştirmeye yönelik bilgi verilmektedir. Beşinci bölümde IBB Mali Hizmetler Daire Başkanlığında çalışan katılımcılara finansal dayanıklılıklarını incelemeye yarayan anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışması sonuçları SPSS ve Excel programları kullanılarak bireylerin biyografik özelliklerine göre finansal dayanıklılığını ölçerek, karşılaştırmıştır. Yapılan anket çalışmasının sonuç ve bulguları tablolar yardımıyla ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır.
  • Publication
    Türkiye'de döviz kuru ile faiz oranı arasındaki ilişki
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İktisat Ana Bilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2021) Küçük, Eda; Dereli, Deniz Dilara
    Bir ülkenin ekonomisinin makroekonomik açıdan dengede olabilmesi için döviz kuru ve faiz oranlarının dengede olması gerekmektedir. Bu değişkenler arasındaki dengede meydana gelebilecek bir bozulma ülke ekonomisi açısından negatif sonuçlar doğurmaktadır. Bu bozulma neticesinde ortaya çıkan negatif sonuçların düzeltilmesi için sorunun kaynağının detaylıca incelenmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki değişkenleri etkileyen etkenler dünya çapında meydana gelebilecek gelişmeler ve ülkenin ekonomik politikaları ile bağlantılıdır. Bu çalışma toplamda üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci kısımda döviz kuru ve faiz oranları hakkında teorik bilgilere yer verilmiştir. İkinci kısımda ise, Türkiye'nin 2010-2018 yılları arasındaki döviz kuru ve faiz oranları arasındaki bağ ve etkileri incelenmiştir. Üçüncü kısımda ise, bu ilişkiyi ortaya çıkartmak amacıyla ampirik çalışma yapılmıştır. Bu bağlamda Türkiye'nin 2010-2018 yılları arasındaki aylık verileri kullanılarak döviz kuru ve faiz oranı arasındaki ilişkileri Augmented Dickey-Fuller (ADF) Birim Kök Testi bağlamında analizi ile gerçekleştirilmiştir. Ayrıca Tez çalışmamda serilerin durağanlığı VAR modeli ile test edilmiştir. Döviz kuru ve faiz oranları arasındaki uzun vadeli ilişki Johansen Eşbütünleşme Testi ile sınanmıştır. Nedenselliğin belirlenmesi maksadıyla Granger nedensellik testi uygulanmıştır. Ortaya çıkan uzun vadeli ilişkinin yönü içinde Hata Düzeltme Modeline dayalı Granger nedensellik testi uygulanmıştır. İlk olarak değişkenlerin logaritmaları alınmış ve "Augmented Dickey-Fuller Birim Kök Testi" uygulanmıştır. Daha sonra, serilerde durağanlık olmadığı tespit edilmiş ve birinci farkları alınıp tekrardan "Augmented Dickey-Fuller Birim Kök Testi" uygulanıp durağanlık kontrolü yapılmıştır. Karakteristik köklerin birim çember içerisinde yer almasından ötürü tesis edilen VAR modelinde durağanlığın sağlanmış olduğu tespit edilmiştir. Değişkenler arasında kısa vadeli dönemde bir nedensellik ilişkisi olup olmadığı "Granger Nedensellik Testi" ile incelenmiştir. Bu teste göre kısa vadede döviz ve faiz arasında bir nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir. Döviz kuru ve Faiz oranları arasındaki uzun vadeli ilişki, "Johansen Eşbütünleşme Testi" ile incelenmiştir. Döviz kuru ve faiz oranı arasında ortaya çıkan uzun vadeli ilişkinin yönünün anlaşılması için "Hata Düzeltme Modeline dayalı Granger Nedensellik Testi" uygulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Döviz Kuru, Faiz Oranı, ADF Testi, Granger Nedensellik Testi, Johansen Eşbütünleşme Testi, Hata Düzeltme Modeline dayalı Granger Nedensellik Testi
  • Publication
    Türkiye'de reel döviz kurunun dış ticaret üzerindeki etkisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İktisat Ana Bilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2020) Dinçer, Pelin; Dereli, Deniz Dilara
    Küreselleşme kavramının büyük önem taşıdığı günümüzde; gelişen yüksek teknoloji, sermaye hareketleri, enflasyon ve faiz oranları, ülkeler arası ithalat-ihracat hareketleri döviz kurları arasında büyük dalgalanmalara sebebiyet vermektedir. Kurların dış ticaret üzerindeki yoğun etkisi ülkeler arasındaki dış ticaret hacmini ortaya koymuştur. Döviz kurlarının Türkiye üzerindeki etkileri yıllar içerisinde dış etkenlerden ötürü dalgalanmalara ve ekonomik krizlere yol açmıştır. Tezimde kullandığım farklı testler sonucu ithalat ve ihracatın döviz kurunu doğru orantılı etkilediği ve uzun dönemde bunların birbirinden bağımsız olarak düşünülemeyeceği sonucuna varılmıştır.
  • Publication
    Azerbaycan'da gümrük politikaları
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2019) Mammadov, Umid; Alçın, Kerim Sinan
    Modern koşullarda, gümrük ödemeleri, bir yandan, pazar açıklığına katkıda bulunan önemli bir düzenleyicidir ve diğer yandan korumacılığın en yaygın dış ticaret araçlarından biridir. Ülkenin uluslararası iş bölümündeki yerini büyük ölçüde belirliyor ve devlet gelirlerinin önemli bir kısmını sağlıyor. Üstelik, geçtiğimiz yıllar içerisinde ithalat gümrük vergisi oranlarında istikrarlı bir düşüş yaşanmıştır. Bu aşamada, Azerbaycan'ın dış ticaretinin gümrük tarifeleri düzenlemesinin yasal ve ekonomik temelleri genel olarak DTÖ normlarına ve kurallarına uygun düzenlenmiştir. Ancak, piyasayı açma, Azerbaycan Cumhuriyeti gümrük tarifesinin ortalama oranını düşürme, ulusal girişimlerin korumacılığını koruma ve hem iç hem de dış pazarlarda rekabet edebilirliklerini sağlama sorunları çözülememiştir. Tezin amacı, dış ekonomik faaliyetlerin düzenlenmesinde gümrük vergilerinin rolünü belirlemek ve uluslararası yükümlülüklere ve devletin ulusal çıkarlarına aykırı olmayan Azerbaycan Cumhuriyeti gümrük tarifesinin yapısını geliştirmek için öneriler geliştirmektir.
  • Publication
    Azerbaycan Cumhuriyetin'de uygulanan inovasyon stratejileri ve yasal destek
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2019) İlkinli, Vusal; Alçın, Kerim Sinan
    Azerbaycan`da başarılı bir sosyoekonomik gelişme stratejisinin bir sonucu olarak Azerbaycan'da yaratılan sosyoekonomik potansiyel, sürdürülebilir ekonomik gelişme ve makroekonomik istikrar sağlamıştır. Bu strateji neticesinde ekonominin çeşitlenmesi, petrol dışı sektörlerin gelişimi hızlandırılmış ve stratejik döviz rezervlerinin etkin kullanımı sağlanmıştır. Devlet başkanı tarafından yürütülen politikanın uygulanması, önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir kalkınma için sağlam bir temel oluşturmaya, Azerbaycan Cumhuriyeti ekonomisinin dünya ekonomik sistemine entegrasyonunun hızlandırılmasına ve nüfusun yaşam standartlarının daha da iyileştirilmesine olanak sağlamıştır. Devletin bağımsızlığının restorasyonu, Azerbaycan'da yeni, bütünleşik bir ekonomik sistemin kurulmasını radikal reformların önemli bir görevi haline getirmiştir. Tez çalışmasının amacı, geçiş sürecinde yürütülen ekonomik reformların özelliklerini ve ülkenin ulusal ekonomik kalkınma stratejisinin gerçekleştirilme yönlerini, teorik kavramları ve geçiş sürecinde ekonomik reformların uygulanmasına ilişkin uluslararası deneyimleri incelemek ve ayrıca Azerbaycan ekonomisinde reformu sonuçlandıran etmenlerle ilgili faktörleri tanımlamak, mevcut durumun ve uygulanan ekonomik reformlar stratejisinin yasal desteğinin fiili sorunlarının ortaya çıkarılması ve iyileştirme yönlerinin tanımlanmasıdır.
  • Publication
    Havayollarında Satış-Pazarlama ve Türk Hava Yolları'nın Ürün ve Hizmet Analizi (2003-2016)
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2017) Eroğlu, Uğur; Alçın, Kerim Sinan
    Küreselleşme farklı ülkelerdeki yeni pazarlara ulaşmayı kolaylaştırsa da, bu kolaylık neredeyse bütün sektörlerde önemli ölçüde rekabet artışı yaşanmasına da sebep olmuştur. Küreselleşmenin yayılmasında en önemli etkenlerden biri olan ulaşım sektöründe de rekabet yıllar içerisinde giderek artmıştır. Bu artışın en büyük iki nedeni; meydana gelen teknolojik gelişmelerle uçakların hem hız hem de konfor anlamında yolculara çok iyi imkânlar sağlaması ve tüm dünyada aşamalı olarak yürürlüğü giren havacılıktaki serbestleşme politikalarıdır. Bu politikalar sonucunda havayolları kendilerine yeni pazarlar bulabilmekte, yeni pazarlar ise havayolları arasında ciddi bir rekabet ortamı oluşturmaktadır. Bu rekabet ortamında havayolları piyasada bulunan mevcut yolcuları kendi havayollarına çekebilmek için birtakım satış arttırma politikalarına başvurmaktadır. Bu politikalardan ürün ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesi yolcuların havayolu seçimindeki en önemli etkenlerden biri olmuştur. Yolcuların gelişen teknolojiyle birlikte bilgiye çok daha kolay ulaşabilmesi, uçmak istedikleri parkurlar arasında hava taşımacılığı hizmeti veren havayollarını ücret, tarife, ikram, servis, uçak tipi, bagaj hakkı vb. konularda kıyaslayabilme imkânı sağlamıştır. Bu durum ise havayollarını yolcular ve rakipleri karşısında daha hassas davranmaya zorlamıştır. 2003 yılında Türkiye iç hat pazarında meydana gelen serbestleşme düzenlemeleri ve Türk Hava Yolları'nın bu yıldan itibaren dünya genelinde uçuş ağını genişletme politikaları sonucunda artan rekabet acaba Türk Hava Yolları'nın ürün ve hizmet politikalarında nasıl bir değişime neden olmuştur? 2003 yılından itibaren iç hat pazarına giren Türk taşıyıcılar THY'nin yolcu ve pazar payını nasıl etkilemiştir? 2003 yılından itibaren THY'nin ürün ve hizmet alanındaki politikaları, nitel veriler (uçulan şehir sayısı, uçak sayısı, kapasite, yolcu sayısı, doluluk oranı, gelir, müşteri memnuniyetleri vb.) ve uluslararası bağımsız değerlendirme kuruluşlarının analizleri doğrultusunda incelenerek, THY'nin ürün ve hizmet politikaları yerli ve yabancı rakipleriyle karşılaştırılıp, güçlü ve zayıf yönleri belirlenmeye çalışılacaktır.
  • Publication
    Forex Piyasasının İşleyişi ve SPK Regülasyonları Çerçevesinde Türkiye'deki Gelişimi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2017) Deniz, Evren; Korucu Gümüşoğlu, Nebile; 115505
    Forex piyasası günlük 5 trilyon doları aşan işlem hacmiyle dünyanın en büyük uluslararası finansal piyasası olarak bilinmektedir. Tezgahüstü piyasaların, en çarpıcı örneği şeklinde karşımıza çıkan bu piyasanın, bu denli büyümesinde, dalgalı kur rejiminin küresel olarak benimsenmesi ve gelişen teknolojinin getirdiği iletişim kolaylıkları önemli bir rol oynamıştır. Yüksek kaldıraç oranları, 24 saat açık bir piyasa oluşu ve çift yönlü işlem olanağı aynı zamanda bu piyasayı spekülatif işlemlerin de odağı haline getirmiştir. Bu çalışmada, öncelikli olarak Forex piyasasının işleyişine ve Türkiye'deki gelişimine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda, Forex piyasasında kullanılan analiz yöntemleri incelenmiş ve bu yöntemlerin anlaşılmasına yönelik olarak uygulama örneği yapılmıştır. Devamında ise, SPK'nin 2011 senesinde, resmen düzenlemeler getirdiği ve denetimi altına aldığı Forex piyasanın, Türkiye'de gelişimi düzenlemeler çerçevesinde ele alınmıştır.
  • Publication
    Dünyada ve Türkiye'de doğrudan yabancı yatırım hareketlerinde krizin etkisi: 2008 krizi özelinde bir inceleme
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2012-08) Selim, Ömer; Berksoy, Binhan Oğuz
    2008 Küresel krizi şimdiye kadar yaşananların en şiddetlisi olmuştur. Krizin etki alanı çok geniş olmuştur. Az ya da çok tüm ülkelerin ekonomileri bu krizden olumsuz etkilenmiştir. Türkiye bu krizden göreceli az etkilenerek ve zarar görerek çıkabilmiştir. Bunda ülkede 2001 Bankacılık krizi sonrasında alınan önlemlerin payı bulunmaktadır. Genel olarak krizler kötü ekonomi politikalarından kaynaklanmaktadır. Bir daha krizlerle karşı karşıya kalmamak için ülkelerde reel ekonomi politikaları uygulanması gerekmektedir. 2008 Küresel krizinden dünyadaki doğrudan yabancı yatırım hareketleri de etkilenmiştir. Bu krizle birlikte dünyada yapılan doğrudan yabancı yatırımlar azalmıştır. Ancak 2010 yılında bu konuda bir düzelme olmuştur. Bu tezin ana amacı da doğrudan yabancı yatırımların dünyada 2008 Küresel krizinden nasıl ve ne miktarda etkilendiğini ortaya koymaktır.
  • Publication
    Yerel yönetimlerde hizmet içi eğitimin konumu ve iyileştirilmesi: İETT hizmet içi eğitim uygulamaları analizi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2013-04) Arpaç, Emre; Özbaşar, Sera
    Günümüz modern dünyasının getirdiği yenilikler ve teknolojideki gelişmeler; kurumların bilhassa halka direkt hizmet götürmekle yükümlü yerel yönetimlerin örgütlenmesinin ve yönetim anlayışının revize edilmesini zorunlu kılmıştır. Bu revizeler ışığında personelin kendini yetiştirmesi ve geliştirilmesinden söz edilince, hizmet içi eğitim akla gelmektedir. Globalleşen dünyada bilginin önemli bir rekabet aracı haline gelmesiyle hizmet içi eğitime ihtiyaç talebi daha çok artmıştır. Özellikle nüfus bakımından dev dünya metropolleriyle rekabet halinde olan İstanbul da bu global değişim hızına ayak uydurmak zorundadır. Hizmette değişme ve gelişmelere ayak uydurabilmek için ortaya çıkan değişim ve gelişmelerin süratle personele ve örgüte uygulanması gereklidir. Bu da ancak sistemli bir hizmet içi eğitimle sağlanabilir. Ayrıca öğrenmenin üst yönetimin liderliğinde yapılması ve üst yönetim tarafından desteklenmesi, herkesin katılımına dayanan bir yönetim felsefesine sahip olunması, çalışanların memnuniyetine odaklanılarak, insan kaynağının öğrenmesini destekleyecek çalışma ortamının oluşturulması, öğrenme açısından çalışan motivasyonunun sağlanması, insan kaynakları dairesinin ve ait alt birimlerinin işbirliği içerisinde yürütecekleri hizmet içi eğitimlere önem verilmesi, bilgi paylaşımını destekleyecek ve kolaylaştıracak teknolojik yapıya sahip olunması önemlidir. Yerel yönetimlerin gelişmesi modern yönetim yaklaşımlarına göre tüm personelin ortak gelişim amacı taşımasını ve paylaşılan bir vizyonun oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. Bu şekilde örgütsel gelişimin hedefleri çalışanlarca bilinmeli, amaçlar ve vizyon paylaşılmalı, çalışanlarca genel olarak benimsenmelidir. Benimsenmeyen bir amaca hizmet etmek verimliliği azaltacaktır. Bu durumda hizmet içi eğitimin önemi gene devreye girmektedir. Verilecek hizmet içi eğitimlerle kurum personelinin kuruma karşı olan aidiyet hissi kuvvetlendirilmeli ve kurumsal hedefler doğrultusunda bireysel gelişimi de dikkate alınmalıdır. Yaptığım araştırma İstanbul Büyükşehir Belediyesi?ne bağlı İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü?nde görevli memur personelin hizmet içi eğitime bakış açılarını, kurumlarında uygulanan hizmet içi eğitime dair görüşlerini, hizmet içi eğitimin onlara kazanımlarını ve buna bağlı isteklerini saptama amacıyla yapılmıştır. Araştırmada ki amaçlarım yerel yönetimlerdeki hizmet içi eğitim programlarının türleri, temel amacı, programlarındaki konuların içeriği, katılma şekli, programlara eğitmen olarak katılanların yeterliliği, programların hangi öğretim yöntemiyle işlendiği, eğitim tesislerinin özellikleri, hizmet içi eğitimle ilgili konular oluşturmaktadır. Bu araştırma, betimsel nitelikte, genel tarama modeli bir alan araştırması olarak planlanmış ve yürütülmüştür. Bu çerçevede literatür taranmış, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü?ndeki hizmet içi eğitim etkinliklerine ilişkin verilere ulaşılmış ve gerekli durumlarda yetkililerle görüşülmüş, araştırmanın bulguları anketin değerlendirilmesi kısmında özetlenmiştir.
  • Publication
    Türkiye'de teknoloji ve kalkınma
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2015-02) Çolak, Deniz Müzeyyen; Alçın, Sinan
    Bilim ve teknoloji politikaları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerde de iktisadi gelişmenin temel koşullarından biridir. Yaşadığımız çağda bilim ve teknoloji doğrudan bir üretici güç ve neredeyse bir üretim faktörü niteliği kazanmıştır. Teknoloji alanında yetkinlik kazanan ülke uluslararası alanda rekabet üstünlüğü elde edecektir. Gelişmiş ülkeler kendilerini başarıya götürecek bu yolda kalkınmanın sağlanabilmesi için teknoloji koşulunun sağlanması gerektiğini daha erken fark edip uygulamaya başlarken bazıları ise bu alanda politika ve strateji belirlemek için geç kalmış ya da oluşturulan politikaları uygulamada istikrarlı bir faaliyet gösterememişlerdir. Teknolojik yetkinliği sağlama hususunda geç kalan ülkelerden biri de Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından itibaren bu alanda çalışmalara başlamış, fakat devletin dışa kapalı bir politika sergilemesi, eğitim sistemindeki yetersizlik, bu alan için ayrılan kaynağın az olması, devlet- üniversite ve sanayi üçlemesindeki motivasyonun sağlanamaması, kısacası teknoloji üretimi için etkili bir alt yapı oluşturulamaması Türkiye'yi bu alanda başarılı bir çok örneği geriden takip etmek zorunda bırakmıştır. Bu çalışmanın amacı, son yıllarda teknoloji temelli kalkınmayı öncelikli hedef haline getiren Türkiye'nin, bu hedefe yürürken teknolojiye ne kadar ağırlık verdiği, ne kadar yol aldığı ve gelişmiş ülkelerin başarısına ulaşmak için neler yapılması gerektiğini ortaya koymaktır.
  • Publication
    Türkiye'deki Futbol Kulüplerinin Altyapılarının Yapılanması, Yönetim Biçimleri, İdare Yapısı ve Avrupa'daki Örneklerle Kıyaslanması
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2014-04) Akkoyun, Serkan; Gökçen, Ahmet
    Bu çalışmada Türkiye'deki futbol kulüplerinin altyapılarının nasıl yapılandıklarının ve nasıl yönetildiklerinin incelenmesi ve Avrupa'daki örneklerle kıyaslanması hedeflenmiştir. Çalışma için Avrupa'da altyapı konusunda başarılı olmuş kulüpler belirlenmiş ve genç yetenekleri yönetim biçimleri incelenmiştir. Türk futbolunun en başarılı kulüplerinin altyapı çalışmaları konusundaki durumları saptandıktan sonra ülkenin bu konuda çalışmalarına baktığımızda en dikkat çeken kulübü olan Bucaspor ile futbol kamuoyu tarafından Avrupa'nın en iyisi kabul edilen Ajax yönetim biçimleri bazında kıyaslanmıştır. Altyapılarda yetişen futbolcular ile onları yetiştiren hocalar ile yapılan röportajlar Türkiye ile Avrupa arasındaki farkı da gözler önüne sermiştir.
  • Publication
    Gümrük Birliği'nin Türkiye- Avrupa Birliği dış ticaretine Etkisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2015-06) Aynacı, Tuğba; Tunca, Zafer
    21. yüzyılda başta Avrupa Birliği olmak üzere bölgesel entegrasyonlara katılan ülkelerin dünya ticaretindeki rekabet güçlerini arttırarak güçlü duruma gelmesi diğer ülkelerin de ilgisinin bu konuya çekilmesine yol açmıştır.Türkiye, 1995 yılında Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasına varmış ve bu anlaşma 1996 da yürürlüğe girmiştir. Gümrük Birliği'nin Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ticaretine etkisi ise hala bir tartışma konusudur. Literatürde Gümrük Birliği'nin Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki dış ticarete etkisini inceleyen birçok akademik çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı Gümrük Birliği'nin Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki dış ticareti incelemektir. Bu bağlamda, AB 15 ülkeleri ile ithalat ihracat rakamlarının değişimi ele alınmıştır. Çalışmanın sonucuna göre yaklaşık yirmi yılık bir süreç içinde alınan sonuçlara baktığımıza, Gümrük Birliği sonrasında AB 15'in Türkiye'nin dış ticaretindeki payının azaldığı görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Gümrük Birliği, Avrupa Birliği, Türkiye Dış Ticareti, Gümrük Birliği'nin Statik Etkileri, Gümrük Birliği'nin Dinamik Etkileri
  • Publication
    Türkiye'de Teknoloji ve Kalkınma
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2015-02) Çolak, Deniz Müzeyyen; Alçın, Sinan
    Bilim ve teknoloji politikaları gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, gelişmekte olan ülkelerde de iktisadi gelişmenin temel koşullarından biridir. Yaşadığımız çağda bilim ve teknoloji doğrudan bir üretici güç ve neredeyse bir üretim faktörü niteliği kazanmıştır. Teknoloji alanında yetkinlik kazanan ülke uluslararası alanda rekabet üstünlüğü elde edecektir. Gelişmiş ülkeler kendilerini başarıya götürecek bu yolda kalkınmanın sağlanabilmesi için teknoloji koşulunun sağlanması gerektiğini daha erken fark edip uygulamaya başlarken bazıları ise bu alanda politika ve strateji belirlemek için geç kalmış ya da oluşturulan politikaları uygulamada istikrarlı bir faaliyet gösterememişlerdir. Teknolojik yetkinliği sağlama hususunda geç kalan ülkelerden biri de Türkiye'dir. Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasından itibaren bu alanda çalışmalara başlamış, fakat devletin dışa kapalı bir politika sergilemesi, eğitim sistemindeki yetersizlik, bu alan için ayrılan kaynağın az olması, devlet- üniversite ve sanayi üçlemesindeki motivasyonun sağlanamaması, kısacası teknoloji üretimi için etkili bir alt yapı oluşturulamaması Türkiye'yi bu alanda başarılı bir çok örneği geriden takip etmek zorunda bırakmıştır. Bu çalışmanın amacı, son yıllarda teknoloji temelli kalkınmayı öncelikli hedef haline getiren Türkiye'nin, bu hedefe yürürken teknolojiye ne kadar ağırlık verdiği, ne kadar yol aldığı ve gelişmiş ülkelerin başarısına ulaşmak için neler yapılması gerektiğini ortaya koymaktır. Anahtar Kelimeler: "Teknoloji", "Kalkınma", "Türkiye"
  • Publication
    Bölgesel Kalkınma Ajansları ve Bölgesel Eşitsizlik Üzerine Etkisi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2013-06) Vurucu, Aslı Nazlı; Sinan Alçın
    Sanayi Devrimi ile temelleri atılan üretimin modern anlamda yeniden tanımlanması süreci başta sanayileşme yolunda hızla ilerleyen Batı ülkelerinde ardından tüm dünyada ülke içi gelişmişlik farklarının ortaya çıkmasına sebep olmuş, ülkeler bu farkları ortadan kaldırabilmek ve ulusal çapta kalkınabilmek için çeşitli politikalar geliştirmişlerdir. Zaman içinde kapsamları ve hedefleri değişmekle birlikte, bölgesel kalkınma politikaları, halen gelişmişlik farklarının ortadan kaldırılması ve ülke içindeki farklı yörelerin ulusal kalkınma atılımına katkılarını azami seviyeye çıkarma şeklinde iki temel amaçla uygulanmaktadırlar. Ancak son yıllarda küresel üretim sisteminde yaşanan değişimin de etkisiyle özellikle gelişmiş ülkeler tüm ülkeyi baz alan ulusal kalkınma politikalarını terk ederek bölgesel kalkınma politikalarına yönelmişlerdir. Uzun yıllar gelişmiş ülkelerin birçoğunda bölgesel gelişme için faaliyet gösteren `Bölgesel Kalkınma Ajansları? ülkemizde 2006 yılında yürürlüğe giren 5449 sayılı Kalkınma Ajansları?nın Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun ile yasal zemine kavuşmuştur. 2009 yılında ise tüm Türkiye?de 26 istatistiki bölge kurulmasıyla kuruluşu tamamlanarak ekonomik ve sosyal alandaki faaliyetlerine başlamıştır.
  • Publication
    Türkiye'de yenilenebilir enerji ekonomisi ve Ankara iline ait SWOT analizi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2013-05) Mutlu, Ediz; Durmuş Dündar; Durali Yılmaz
    Geçmişten günümüze gelişen teknoloji ve nüfus artışı, enerjiye olan talebi arttırmıştır. Gelecekte ise bu artışın devam edeceği öngörülmektedir. Artan enerji talebini karşılamak için enerji piyasasına yeni etmenler (yenilenebilir enerji kaynakları) eklenmektedir. Ülkeler rekabet gücünü artırmak üzere ekonomiyi büyütecek ve yaşam standartlarını yükseltecek yeterli, sürekli ve temiz enerjiye ihtiyaç duymaktadırlar. Bu çerçevede Türkiye?deki enerji durumuna genel olarak bakıldığında; Türkiye?nin enerji tüketimi ve ithalatı, hızlı bir artış içerisindedir. Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artırmamız ve arz güvenliği için enerjide çeşitlilik yaratmamız gerekmektedir. Bu tezin amacı, yenilenebilir enerji kaynakları hakkında genel bir bilgi vererek, Türkiye?deki durumunu değerlendirmek, bu sektördeki ekonomiyi analiz etmek ve Ankara ilindeki yenilenebilir enerji olanaklarından bahsedilerek örnek bir SWOT analizi yapmaktır. Çalışmanın birinci bölümünde; Dünyada ve Türkiye?deki genel enerji piyasası ve politikalarından bahsedilmiş ve ayrıca güvenli bir transit ülke olarak Türkiye?nin rolü üzerinde durulmuştur. Bunun yanı sıra, enerji bağlamında Türkiye ? AB ilişkilerine de yer verilmiştir. İkinci bölümde; yenilenebilir enerjinin genel tanımı ve yenilenebilir enerji kaynakları üzerinde durulmuştur. Bu kaynaklardan her birinin Türkiye?deki potansiyeline değinilmiştir. Üçüncü bölümde; Türkiye?deki yenilenebilir enerji ekonomisinden bahsedilmiş ve son olarak da Ankara ilindeki yenilenebilir enerji olanakları üzerinde durularak örnek bir SWOT analizi yapılmıştır.
  • Publication
    2011 krizi sonrasında sorunlu aktiflerin çözümlenmesinde kamunun ve varlık yönetim şirketlerinin önemi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / Yönetim Ekonomisi Bilim Dalı, 2011-11) Ağaoğlu, Ali; Durmuş Dündar
    Bu çalışmanın amacı; 2001 yılında yaşanan krizi sırasında yaşanan tmsf ve hazine arasındaki borç-alacak ilişkisi çerçevesinde, söz konusu maliyetlerin mümkün olduğunca azaltılması amacıyla, tmsf aktiflerinde yer alan tahsili gecikmiş alacakların (tga'ların) etkin bir şekilde çözümlenmesinde, birçok ülkede kullanılanılan varlık yönetim şirketlerinin uygulamaya geçiş aşamasının tartışılmasıdır.