İKÜ Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 16, Sayı 2-1, (2017) Makale Koleksiyonu

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/8567

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 12 of 12
  • Publication
    Alacağı Devredenin Garanti Sorumluluğu ve Garanti Sorumluluğunun Faktoring Sözleşmelerindeki Görünümü
    (Seçkin Yayıncılık, 2017) BİLGİÇ, YARGI
    Özel hukuka dayalı, üçlü taraf ilişkilerinin bir türü olan alacağın devri, de-vamlı gelişen ve değişen sosyo ekonomik dünyada kişi ve kurumların nakit para ihtiya-cını sağlaması amacıyla işlev gösteren bir müessese olup günümüzde faktoring şirketle-rinin alacağın devri anlaşmalarında sıkça görülmektedir. Bu uygulama gereğince şahısve/veya kurumlar alacaklarını faktoring şirketlerine devreder, nakit para ihtiyaçlarınıkarşılarlar. Geçmiş hukuk sistemlerinde şahsa bağlı borç olma özelliğini koruyan alaca-ğın devri, günümüzde bağımsız bir borç ilişkisi olarak karşımıza çıkmış, ama üçlü tarafilişkisi olması dolayısıyla devredilen alacağın doğmamış veya ileride doğmayacak ola-bilmesi ya da geçmişte doğmuş alacağın devir anında son bulmuş olması risklerini be-raberinde getirmiştir. Aynı zamanda alacağı devralanın borçlu şahsın ödeme gücündenyoksun olmasıyla karşılaşması da olasılıklar içerisindedir. Bu sorunlar karşısında çeşitlimevzuatlarda problemleri çözmek amacıyla bazı düzenlemeler yapılmış ve biz de bumakalede alacağı devredenin garanti sorumluluğu müessesenin daha iyi anlaşılmasınısağlamak adına ilginç çözüm önerileri getirmiş kanuni düzenlemeleri incelemekteyiz.
  • Publication
    Limited Şirkette Bağlılık Yükümü ve Rekabet Yasağı
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Bağrıaçık, Safiye Nur; 258070
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) şirket ortaklarına ve yönetici-lerine yeni bir takım haklar getirilmiştir. “Limited Şirkette Bağlılık Yükümü ve RekabetYasağı” 6762 sayılı TTK’da müdürler için bulunan ancak limited şirket ortakları için de6102 sayılı TTK ile getirilen bir yükümlülük olmuştur. Bu kapsamda öncelikle TTKm.613 “Bağlılık Yükümü ve Rekabet Yasağı” hükmü başta olmak üzere TTK m. 626 veTTK m.437/3 hükümleri incelenmiştir. Bağlılık yükümü ve rekabet yasağına tabi olankimseler hakkında bilgi verilmiştir. Bağlılık yükümü ve rekabet yasağına aykırılık so-nucunda uygulanacak yaptırımlar açıklanmıştır. Çalışma da yer yer anonim şirket hü-kümlerine de yer verilmiştir.
  • Publication
    Hukuk Felsefesi Akımlari Işığında Speluncean Gezginleri
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Demir, Nazlı Hilal; 273247
    Speluncean Gezginler davası Lon. L. Fullar tarafından kaleme alınmış farazi bir davadır. Bu dava herhangi bir davada karşılaşılabilecek birçok sorunu içinde barındırmakta ve en önemlisi, görüşlerini belirten hakimler vasıtasıyla hukuk teorilerinin uygulamada ne denli önemli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle dava özellikle akademisyenler ve hukuk öğrencileri açısından hukuk alanında mevcut teorik ve Pratik sorunları tartışabilmek açısından mükemmel bir örnek oluşturmaktadır. Bu makale ile amacım söz konusu davaya ilişkin olguları ve farklı perspektiflerden olayı değerlendiren hakimlerin ileri sürdüklerini ortaya koymak suretiyle okuyucuyu birbiriyle çatışan farklı hukuk akımları zorlu bir yolculuğa çıkarmaktır.
  • Publication
    Yargıtayın Aile Konutu Şerhinin Üçüncü Kişilere Etkisi ile İlgili İçtihat Değişikliği Hakkında Bazı Tespit ve Değerlendirmeler
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-06) Gündoğdu, Fatih; 113726
    TMK m. 193’e göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça , eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilir. Kanun koyucu eşlerin ve aile yaşamının merkezinde olduğunu göz önünde tutarak aile konutu bakımından bu hükme bir istisna getirmiştir. TMK m.194’e göre eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunun devdemez veya aile konutu üzerindeki hakların sınırlayamaz. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, kütüğüne konutla ilgili şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebileceği ifade edilmiştir. Türk öğretisinde ve mahkeme kararlarında “aile konutu şerhi”nin hukuki niteliği ve etki alanı hususu tartışmalıdır. Yargıtay 2015 yılında aile konutu şerhinin üçüncü kişilere etkisi ile ilgili görüşünü değiştirmiştir.
  • Publication
    Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin Şerhi
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Gümüşsoy Karakurt, Güler; 258071
    Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmemiştir. Buna karşın, arsa payı karşılığ inaşaat sözleşmelerinin şerhi imkanı Türk Medeni Kanunu mad. 1009’da düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye ek olarak, 2009 yılında 5831 sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapilmasina Dair Kanun ile 2644 sayılı mevcut Tapu Kanunu’nun 26. Maddesinin 7. Fıkrasına yapılan bir ekleme ile birlikte arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin şerhinde şekle ilişkin özel bir düzenleme yoluna gidilmiştir. Çalışmamızda bu sözleşmenin şerhi usulü ele alınacaktır.
  • Publication
    Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Hukuksal Satatüsü Karşılaştırmalı Bir İnceleme
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Altınok Çalışkan, Elif; Seyhan, Serkan; 202820; 239196
    Türkiye’nin göç hareketleri bakımından stratejik açıdan önemli bir konuma sahip olması ve Türkiye’ye çeşitli amaçlarla gelen yabancı sayısındaki artış karşısında, göç sorunlarının etkin yönetimi bakımından, dünyadaki örnekleri de dikkate alınarak, görev alanine yönelik stratejik ve güncel politikaları geliştirip uygulayabilen, insan hakları odaklı, nitelikli personel ve sağlam bir maddi alt yapıyla donatılmış, yetkin bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç duyulmuş ve “Göç İdaresi Genel Müdürlüğü” teşkilatı kurulmuştur. Çalışmamızda öncelikle, 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün hukuksal statüsü ve bu bağlamda tüzel kişilik yapısı irdelenecek, ardından ise, Müdürlüğün Fransız sistemindeki muadili olan L’OFII (I’Office Française de, I’Immigration et de I’ Integration)’nin hukuksal statüaü ele alınacaktır.
  • Publication
    Ceza Kavramı, Nitelikleri, Amacı ve Sınıflandırılması
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Altınok Villemin, Derya; 253608
    İlk çağlardan itibaren, insanların birlikte yaşama eğilimleri, suç ve ceza kavramlarını da beraberinde getirmiştir. Toplum olmanın bir gereği olarak ortaya çıkan bu kavramlar, günümüzde dahi tartışmalara neden olmaktadır. Zaman içinde suçun tanımı ve türleri hızlı bir değişim gösterirken, suça tepki olarak doğan cezanın amacı ve çeşitleri de değişmektedir. Bu çalışmada ceza kavramı, tanımı nitelikleri ve doktorindeki teoriler ışığında cezanın amacı incelenecektir.
  • Publication
    6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Bilgilendirme Yükümlülüğünün Değerlendirilmesi
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Bellican, Cüneyt; 112852
    6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun, tüketicinin bilgilendirilmesi konusunda, eski 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a göre daha geniş düzenlemeler getirmiştir. Tüketicinin, sözleşmeden makul süre önce bilgilendirilmesi, sağlık karar verebilmesi bakımından önem taşır. Çalışmamızda, bilgilendirme yükümlülüğü, çeşitli tüketici sözleşmeleri dikkate alınarak ele alınmıştır.Bilgilendirme yükümlülüğü sadece, 6502 sayılı Kanun düzenlenen hükümlerle sınırlı değildir. Genel hükümler de, bu bağlamda dürüstlük kuralı da bu yükümlülüğün varlığının, kapsamının belirlenmesinde önemli rol oynar. Yükümlülüğün yerine getirilmemesi, hile ve culpa in contrahendo kavramları bakımından da değerlendirme yapılmasının gerekli kılar. Bilgilendirme yükümlülüğünün ihlalinin yaptırımı sadece idari para cezası değildir. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi durumunda tazminat yaptırımı da sözkonusu olur.
  • Publication
    2872 sayılı Çevre Kanunu md. 3/g Uyarınca Masraf Kavramı ve Kirletenin Masrafları Ödeme Yükümlülüğü
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Akbıyık, Cem; 113789
    Çevre kanunu md 3/g uyarınca kirlenme bozulmanın önlenmesi, giderilmesi azaltılması durdurulması için gerekli tedbirleri almakla ve tedbirlerin gerektirdiği masrafları karşılamakla yükümlüdür. Kirleten gerekli tedbirleri almazsa bu tedbirleri alan kamu kurum ve kuruluşları masrafları kirletenden anılan hükme göre talep edilir. Ancak söz konusu tedbirleri alan, masraf yapan özel hukuk kişilerinin kirletenden bu masrafları nasıl geri isteyeceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Bu durumda öncelikle üçüncü kişi ile kirleten ile sözleşmesel bağ olup olmadığına bakılır. Eğer aralarında sözleşmesel yoksa hangi hükmün uygulanacağını belirsizdir. Öncelikle TMK md. 730 hükmü uygulanabilir gözükse de. Bu hüküm masraf taleplerini karşılamak için elverişli değildir. Kanaatimizce burada TBK md. 529'da düzenlenen vekaletsiz iş görme hükmü kıyas yoluyla uygulanmalıdır. Böylece üçüncü kişi yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları kirleten geri talep edebilcektir.
  • Publication
    Sınai Mülkiyet Kanunu’na Göre Marka Hakkının Yetkisiz Tasarrufu Suçu
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Esen, Egemen; 273245
    Marka hukuku esas olarak özel hukukun inceleme alanındadır. Ekonomik gelişmeler sonucunda, marka hukuku koruma kapsamını genişletmek için ceza hukukunun desteğine ihtiyaç duymaktadır. Yine de diğer tedbir ve yaptırımlardan sonra, ceza kanununun marka hukukunu destekleyebilmek için (ultima ratio) son çare ilkesi gereğince en son uygulanacağı aşikardır. Ayrıca, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de kanunilik ilkesi dikkate alınmamıştı. Anayasa Mahkemesi’nin 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye ilişkin iptal kararları art arda gelmişti. Tüm bunların sonucu olarak 10 Ocak 2017’de Resmi Gazete’de yayımlanan 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu aynı gün yürürlüğe girmiştir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda yer alan cezai hükümlerin biri marka hakkının yetkisiz tasarrufu suçudur. Bu çalışmanın konusu marka suçlarından olan marka hakkının yetkisiz tasarrufu suçunun unsurları açısından değerlendirilmesi ve incelenmesidir.
  • Publication
    Rüşvet Suçunda Fail Kavramının Kazandığı Yeni Boyut
    (Seçkin Yayıncılık, 2017-07) Erden Tütüncü, Efser; 254842
    Bu çalışmada, geleneksel anlamda ancak bir kamu görevlisinin işleyebileceği özgü suç niteliğindeki rüşvet suçunda zaman içerisinde yaşanan değişim incelenmiştir. Bu bağlamda, 2.7.2012 tarihli ve 6352 Sayılı Kanunla yapılan son değişiklik ile Türk Ceza Kanununun 252’nci maddesinde 8’inci ve 9’uncu fıkralarında yabancı kamu görevlileri ve özel sektör personeli bakımından rüşvet suçu düzenlenmiştir. Bu son değişiklik ile birlikte rüşvet suçunun failinin artık yalnızca kamu görevlileri değil, özel sektör çalışanı da olabileceği, böylece bu suçta fail sıfatının genişletildiği görülmektedir. Bu çalışma, Türkiye’nin uluslararası hukuk bakımından mevcut olan şeffaflık yükümlülüğü doğrultusunda Türk Ceza Kanunundaki rüşvet suçundaki fail sıfatında meydana gelen değişimi ve bu değişimin uluslararası sözleşmeler ile uyumluluğunu incelemeyi amaçlamaktadır.
  • Publication
    İş Hukuku Bakımından Çalışan Mahkumların Hakları
    (Seçkin Yayıncılık, 2017) Demir, Ender; 166437
    Anayasamıza göre, hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır. Şekil ve şartları kanunla düzenlenmek üzere hükümlülük veya tutukluluk süreleri içindeki çalıştırmalar; olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz. Bu çalışmada çalıştırılan mahkum ve tutukluların hakları üzerinde durulmuştur.