Eğitim Bilimleri Bölümü / Department of Educational Sciences

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/7994

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 19 of 19
  • Publication
    Cognitive Control and Flexibility to Happiness: Distress Tolerance and Difficulties in Emotion Regulation as Serial Mediators
    (Springer, 2024) Satıcı, Seydi Ahmet; ÖZTÜRK, MELTEM; Okur, Sinan; Deniz, M. Engin
    Happiness is a positive construct that includes individual, interrelated cognitive and emotional components and is the pursuit of human nature. In this study, serial multiple mediation analysis was performed to test the hypothetical model that addresses distress tolerance and difficulties in emotion regulation as serial mediators in the relationship between cognitive control and flexibility, and happiness. The participants were 315 Turkish individuals from 34 cities in Turkiye. The structural equation modeling revealed that both distress tolerance and difficulties in emotion regulation have a full serial mediator role in the relationships between cognitive control and flexibility, and happiness. Limitations and future research suggestions are discussed.
  • Publication
    İlkokullarda Kullanılan İngilizce Ders Kitaplarındaki Değerlerin İncelenmesi
    (İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) GÜNDÜZ, GÜLTEN FERYAL; ÖZIŞIK, CEM
    Çalışmanın amacı ilkokul İngilizce ders kitaplarında değerlere yer verilme durumunun ne olduğunu belirlemektir. Araştırma nitel bir çalışma olup; verileri doküman analizi tekniği ile elde edilmiştir. 2021-2022 eğitim-öğretim yılında devlet okullarında okutulmakta olan ilkokul İngilizce ders kitapları veri kaynağı olarak kullanılmıştır. Ders kitaplarındaki değerleri tespit etmek için Değer İnceleme Formu oluşturulmuştur. Araştırmada verilerin analizinde betimsel analiz yöntemi kullanılmış; elde edilen verilerin frekans ve yüzde değerleri verilmiş; bulgular alıntılarla desteklenmiştir. Kodlayıcılar arası Miles ve Huberman güvenirlik katsayısı %84’dür. Ders kitaplarında en fazla karşılaşılan değerler 2.sınıfta sevgi, sağlıklı olmaya önem verme, dostluk ve sorumluluk; 3.sınıfta sevgi ve sağlıklı olmaya önem verme; 4.sınıfta özdenetim ve sorumluluk değerleridir. Adalet, dürüstlük, saygı ve fedakârlık değerleri ise hiç karşılaşılmayan ya da çok az karşılaşılan değerlerdir. İncelenen kitaplarda değerlere 2. ve 3.sınıf ders kitaplarında en çok resimlerde yer verilirken; 4.sınıf ders kitabında ise resim, ses ve metin dosyalarında hemen hemen eşit yer verildiği görülmektedir.
  • Publication
    Öğretmen Adaylarının Çocuk Sevme, Çocuk Hakları ve Çocuk Hakları Eğitimine Yönelik Tutumları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
    (Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Hareket, Erdem; HATİCE, LEBLEBİCİ
    Bu araştırmada sınıf öğretmeni adaylarının çocuk sevme, çocuk hakları ve çocuk hakları eğitimine ilişkin tutumlarının ilişkisel bağlamda belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nicel araştırma yaklaşımına uygun şekilde ilişkisel tarama deseninde tasarlanmıştır. Araştırma grubunu amaçlı örnekleme yoluyla belirlenmiş 314 sınıf öğretmeni adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, Duyan ve Gelbal (2008) tarafından Türkçeye uyarlanan Barnett’in Çocuk Sevme Ölçeği, Karaman Kepenekçi (2006) tarafından geliştirilen “Çocuk Haklarına İlişkin Tutum Ölçeği ile Öztürk ve Doğanay (2017) tarafından geliştirilen ‘‘Çocuk Hakları Eğitimine Yönelik Tutum Ölçeği’’ uygulanarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde sınıf öğretmeni adaylarının çocuk haklarına yönelik tutumları, çocuk sevme düzeyleri ve çocuk hakları eğitimine ilişkin tutumlarının farklı değişkenler açısından karşılaştırılması için “Bağımsız Gruplar t-Testi”, “Tek Yönlü Varyans Analizi” kullanılmıştır. “Tek Yönlü Varyans Analizi-ANOVA” sonucunda ortaya çıkan anlamlı farklılığın hangi alt gruplar arasında olduğunu belirlemek için ise “Post-Hoc LSD Testi” analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sınıf öğretmeni adaylarının çocuk sevme, çocuk hakları ve çocuk hakları eğitimine yönelik tutumları farklı değişkenler açısından ilişkisel olarak ele alınmış ve bu doğrultuda da çeşitli tespitler ve önerilerde bulunulmuştur.
  • Publication
    İlkokul Bahçelerinin, Doğal Ögeler ve Çocukların Fiziksel Gelişimi Açısından İncelenmesi
    (Mustafa Süleyman Özcan, 2023) Saygın, Dilruba; GÜNEŞ, DEMET ZAFER
    Doğa ile etkileşim halinde olan çocuklar fiziksel, bilişsel, sosyal, duyuşsal, ruhsal, eğitsel ve sağlık gibi pek çok açıdan olumlu gelişim göstermektedirler. Fakat şehirleşmenin hızla artması, buna paralel olarak nüfusun çoğalması, insanların birbirini tanımaması ve güvenli mekanların azalmasıyla çocukların kapalı mekanlarda geçirdikleri süre artmıştır. Oysa çocuklar günlerinin büyük bir kısmını okulda geçirmektedirler. Bu doğal ortamı oluşturmada ise okul yöneticilerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, ilkokul bahçelerini, doğal ögeler ve fiziksel gelişim açısından incelemektir. Araştırma nitel bir çalışmadır ve araştırma deseni “Olgubilim (fenomenoloji)”dir. Araştırmada ölçüt örnekleme kullanılmıştır. Buna bağlı olarak çalışma grubunu 2021- 2022 eğitim öğretim yılında İstanbul Avrupa Yakası’nda görev yapan 6 müdür, 24 sınıf öğretmeni ve katılımcıların çalıştıkları okul bahçeleri oluşturmaktadır. Veriler, gözlem ve standartlaştırılmış açık uçlu görüşme tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırma sonucunda, doğal ögeler kullanan okul bahçelerinin tamamında çim ve toprak alan bulunmakta; doğal ögeler kullanmayan okulların tamamında ise asfalt veya sadece taş zemin döşendiği gözlemlenmiştir. Doğal ögeler kullanan iki okulda öğrenci başına düşen yeşil alan miktarı yeterli, bir okulda ise yetersizdir. Doğal ögeler kullanmayan okullarda yeşil alan hiç bulunmamaktadır. Okul, tarihi bir alanda değilse ya da sıfırdan inşa edilmiyorsa okul müdürleri, -bazı düzenlemeler için üst makamlardan izin almak şartıyla- bahçelerinde üst yüzey düzenleme yapmaya yetkileri olduklarını ifade etmişlerdir. Yapılan görüşmelerde, okul müdürlerinin bahçeleri düzenlerken dikkat ettikleri unsurların başında güvenlik gelmiştir. Doğal ögeler kullanmayan okul bahçelerinde çalışan öğretmenlerin neredeyse tamamı bahçeleri fiziksel gelişim açısından yetersiz bulmuşlardır. Doğal ögeler kullanan okullarda çalışan öğretmenler de benzer şekilde yetersiz bulmuşlardır. Ancak okul bahçesini fiziksel gelişim açısından yeterli gören doğal ögeler kullanan okullarda çalışan öğretmenler de mevcuttur.
  • Publication
    Ortaokullarda Görev Yapan Yöneticilerin Sergiledikleri Liderlik Stillerinin Öğretmenlerin İş Performansına Etkisi
    (Milli Eğitim Bakanlığı, 2023) Can, Sultan; GÜNEŞ, DEMET ZAFER
    Bu araştırmanın amacı, yöneticilerin dönüşümcü, öğretimsel, kültürel, vizyoner ve etik liderlik stillerinin ortaokulda görev yapan öğretmenlerin iş performansına etkisini belirlemektir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2021-2022 eğitim öğretim yılında İstanbul ili Küçükçekmece ilçesinde devlet ortaokulunda görev yapan 2194 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini basit seçkisiz örnekleme yöntemi ile seçilen 318 öğretmen oluşturmaktadır. Bulguların toplanmasında “Demografik Bilgi Formu”, “Liderlik Stilleri Ölçeği” ve “Öğretmen Performans Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinden önce verilerin normal dağılıp dağılmadığına bakılmış, verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Verilerin analizinde frekans, yüzde, ortalama, minimum, maksimum, standart sapma, korelasyon ve basit doğrusal regresyon kullanılmıştır. Araştırma sonucunda yöneticilerin sergiledikleri; dönüşümcü, öğretimsel, kültürel, vizyoner ve etik liderlik stilleri ile ilgili öğretmen görüşlerinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Öğretmenlerin performans ölçeği geneli için görüşlerinin yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Liderlik stilleri ve öğretmen performansı arasında pozitif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca liderlik stillerinin, öğretmen performansının anlamlı bir yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Publication
    Effectiveness of Motion Graphic-Based Narrative Therapy With a Cognitive-Behavioral Approach in Reducing Fluoride Varnish Therapy Anxiety for Six-Year-Old Children
    (Wolters Kluwer Medknow Publications, 2023) SHABANI, SEVİL MOMENİ; Darabi, Fatemeh; Azimi, Ahad; Shabani, Masoud
    BACKGROUND: Fluoride varnish therapy (FVT) is a dental caries preventive service that its effectiveness has been well documented. A lot of children, especially the five-year-old and six-year-old ones, are suffering with anxiety during this service and do not readily allow it. The present study aimed to cast light on the effect of motion graphic-based narrative story with a cognitive-behavioral approach in reducing FVT anxiety among six-year-old children. MATERIALS AND METHODS:This study was an intervention trial type that was conducted in Ardabil city and among school students. Five children suffering from FVT anxiety were randomly selected for the intervention. First, Venham and Gaulin-Kremer's anxiety scale was completed for them. The motion graphic-based narrative therapy was implemented for six weeks. Session 1 was assigned to filling the questionnaire and collecting data. The motion graphic-based narrative therapy started from the second session. The anxiety scale was filled for the children every ten days for a total of four times. The results were analyzed by Blanchard and Schwarz's progress formula and control charts. The intervention sessions included gathering information, watching motion graphics, relaxation skills, watching the process of performing fluoride varnish therapy, teaching the advantages of fluoride varnish therapy, and in the last session performing fluoride varnish therapy with the technique of attention diversion while watching motion graphics. RESULTS: The motion graphic-based narrative therapy by the cognitive-behavioral approach proved effective in reducing anxiety. At the end of the intervention sessions, the level of anxiety decreased from 8 to 2.2 and the statistical control chart of the process shows that the intervention process is stable and the stability in order to reduce anxiety and the results are within the control limits. CONCLUSION: The results show that motion graphic-based narrative therapy can be a psychotherapy method for reducing the symptoms of dental anxiety among children.
  • Publication
    Ergenlerde Dijital Oyun Bağımlılığının Boş Zaman Can Sıkıntısı Tarafından Yordanması
    (Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2022) Bingöl, Tuğba Yılmaz; EKER, HALİME
    Bu araştırmada ergenlerin boş zaman can sıkıntısı ile dijital oyun bağımlılığı arasındaki ilişkinin ele alınması amaçlanmıştır. Ayrıca oyun bağımlılığının cinsiyet, algılanan anne-baba tutumu ve akademik başarıya göre farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Ergenler İçin Dijital Oyun Bağımlılığı Ölçeği Kısa Formu ile Boş Zaman Can Sıkıntısı Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 258 lise öğrencisi oluşturmaktadır. Yapılan analizler sonucunda erkeklerin dijital oyun bağımlılığı düzeylerinin kızlarınkinden; otoriter tutumla yetiştirildiklerini düşünen ergenlerin demokratik tutumla yetiştirildiklerini düşünenlerden ve akademik başarısı düşük olan ergenlerin orta ve yüksek olanlardan anlamlı şekilde yüksek olduğu görülmüştür. Boş zaman can sıkıntısının alt boyutu olan yetkinlik ve motivasyon cinsiyet ile birlikte oyun bağımlılığının %16’sını açıklamıştır. Dijital oyun bağımlılığı için öncelikli olarak cinsiyet ardından da yetkinlik, anlamlı yordayıcılar olarak bulunurken, motivasyon anlamlı bir yordayıcı olarak bulunmamıştır. Bu araştırma sonuçlarına göre ergenleri dijital oyun bağımlılığından korumada ailelere önemli görevler düşmektedir.
  • Publication
    Okulların Uzaktan Yönetimi
    (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, 2022) KARA, SULTAN BİLGE KESKİNKILIÇ; GÜNEŞ, DEMET ZAFER
    Uzaktan yönetim, yeni teknolojiler olarak dijital örgütlerin yükselişi ve yönü ileyakından ilişkilidir ve okullar da bu kapsamdaki örgütlerdir. Bu değişim sonucunda,okullarda yapılan en temel iş olan öğretimsel ve yönetsel eylemlerde paydaşlarla biraraya gelme ve iletişim kurma şekli gözle görülür şekilde farklılaşmıştır. Uzaktançalışma süresinin artması ve yaygınlaşması ile, bu süreçten birinci derecede etkileneninsan faktörü ve iş yapma biçimlerindeki farklılaşmalar örgütlerin amaçlarınaulaşmalarında dikkatle incelemeleri gereken bir konu haline gelmiştir. Türkiye ve diğerülkeler Covid 19 pandemisi nedeniyle zorunlu olarak uzaktan eğitime geçmiş ve bugeçişle okulların işlevinde ve derslerin kazanımlarında bir değişiklik olmamakla birlikteöğrencilerin, öğretmenlerin, yöneticilerin ayrı ayrı mekanlarda aynı amaç içinbulunmaları iş yapma şekillerinde esas değişimi yaratmıştır. Öğretmenler ve öğrencilersanal okul ortamlarındayken, her iki öğeden de beklenilen yeterlikler değişmiştir. Yeniçalışma ve ders işleme şekilleri beraberinde yönetsel süreçleri farklı şekilde uygulamayızorunlu kılmaktadır. Özelikle sistemin devamı ve eğitsel etkinliklerin niteliği açısındanyönetim, kilit noktada yer almaktadır ve bu süreçte uzaktan yönetimin nasıl olmasıgerektiği, değişen rol ve sorumluluklar ile yönetim ilkelerinin tekrar ele alınmasıgereksinimi doğmuştur. Bu nedenle araştırmanın amacı, eğitimin (okulların) uzaktanyönetiminde dikkate alınması gereken noktaları ayrıntılı bir şekilde ele almak veuzaktan yönetimin nasıl olması gerektiği konusunda önerilerde bulunmaktır.
  • Publication
    The Feasibility Study of Internet-Assisted Play Therapy to Resolve Psychological Disorders in Primary Healthcare Settings: A Qualitative Study
    (Wolters Kluwer Medknow Publications, 2022) SHABANI, SEVİL MOMENİ; Darabi, Fatemeh; Nejaddadgar, Nazila; Azimi, Ahad; Shabani, Masoud
    BACKGROUND: Play therapy is an intelligent tool in cognitive-behavioral therapies. In today's world, the Internet and technology play a key role in all aspects of people's life including mental health. The present study explores the feasibility of using Internet-assisted play therapy to solve children's psychological issues in primary healthcare systems. MATERIALS AND METHODS: The present qualitative research was conducted by the content analysis approach on 20 experts working in the healthcare centers, who were selected purposefully. The sample was saturated with these 20 participants. Data were collected through semi-structured interviews and were coded manually. Then, they were analyzed in the Atlas.ti software package. RESULTS: The results revealed 15 themes and 10 sub-themes. The themes included (1) safety, (2) efficiency, (3) client-orientedness, (4) organizational growth, (5) time, (6) effectiveness, (7) justice-orientedness, (8) access, (9) feedback, (10) analysis, (11) children's computer game room, (12) reward, (13) group game, and (14) capability to be integrated into other electronic programs. CONCLUSION: It seems that Internet-based play therapy is plausible to be used as a service in primary healthcare to tackle the psychological problems of children in the target population if the challenges related to the exploratory themes are taken care of.
  • Publication
    Üniversite Öğrencilerinde Yaşam Doyumunun Yordayıcısı Olarak Kişilerarası Yeterlik
    (Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, 2021) EKER, HALİME; Taş, İbrahim
    Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinde yaşam doyumunun yordayıcısı olarak kişilerarası yeterliği incelemektir. Araştırmanın bir diğer amacı ise, her iki değişkenin cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığını tespit etmektir. Araştırma grubunu 156’sı (%43.9) erkek, 215’i (%56.1) kadın olmak üzere 355 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Katılımcıların yaşları 18-26 arasında olup yaş ortalamaları 20.23’tür. Veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Kişilerarası İlişkiler Ölçeği ve Yaşam Doyumu Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada öncelikle değişkenlerin parametrik testlerin varsayımlarını karşılayıp karşılamadığı test edilmiştir. Varsayımların karşılandığı tespit edildikten sonra analizlere geçilmiştir. Veriler t testi, korelasyon ve basit doğrusal regresyon ile analiz edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, kişilerarası yeterlik ile yaşam doyumu arasında orta düzeyde ve pozitif ilişki tespit edilmiştir. Kişilerarası yeterlik ile yaşam doyumunun cinsiyete göre anlamlı şekilde farklılaştığı ve her iki değişken düzeyinin kadınlarda daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte, kişilerarası yeterliğin yaşam doyumunun anlamlı bir yordayıcısı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar literatür ışığında tartışılmış ve araştırmacılara önerilerde bulunulmuştur.
  • Publication
    Öğretmenlerin Bireysel Yenilikçilik Düzeylerinin Yordayıcısı Olarak Okul Müdürlerinin Kuantum Liderlik Davranışları
    (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, 2021) YOZ, EMRAH; KARA, SULTAN BİLGE KESKİNKILIÇ
    Bu çalışmanın amacı, okul müdürlerinin kuantum liderlik davranışlarının öğretmenlerin bireysel yenilikçilik düzeylerini ne düzeyde yordadığının belirlenmesidir. İlişkisel tarama deseninde yürütülmüş araştırmanın örneklemini 2019-2020 öğretim yılında İstanbul ili Bahçelievler, Bakırköy, Büyükçekmece ve Beylikdüzü ilçe anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liselerinde görev alan 386 öğretmen oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak “Bireysel Yenilikçilik Ölçeği” ve “Okul Yöneticilerinin Kuantum Liderlik Davranışları Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, öğretmenlerin bireysel yenilikçilik düzeylerinin “sorgulayıcı” aralığında ve çoğunluğun yüksek düzeyde yenilikçi; okul müdürlerinin kuantum liderlik davranışlarının da yüksek düzeyde olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın sonunda öğretmenlerin bireysel yenilikçilik düzeyleri ve okul müdürlerinin kuantum liderlik davranışlarına ilişkin görüşleri arasında yüksek düzey ve pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu söylenebilir. Sonuç olarak, öğretmenlerin bireysel yenilikçilik düzeyleri ve okul müdürlerinin kuantum liderlik davranışı değişkenleri ile kurulan model doğrulanmıştır. Diğer bir ifade ile okul müdürlerinin kuantum liderlik davranışları öğretmenlerin bireysel yenilikçilik düzeylerinin anlamlı bir yordayıcısıdır. Bu bulguya göre öğretmenlerin bireysel yenilikçilik düzeylerinin %52’ si okul müdürlerinin kuantum liderlik davranışları ile açıklanabilmektedir.
  • Publication
    Gender, Age and Anxiety as Predictors of Nomophobia in University Students*
    (Sakarya Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2021) Taş, İbrahim; EKER, HALİME
    Mobile technologies have become one of the important parts of human life. Smartphones have become the most used technological devices of daily life, with newly added features every day. However, intense and non-functional use of these devices may cause problems. Nomophobia, which is defined as the fear of being without a mobile phone or being unable to be online, has begun to take place in literature as a current phenomenon. The present study discusses the variables of gender, age and anxiety as predictors of nomophobia in university students since the phenomenon is common especially in young people. The study group consists of 372 university students. Personal Information Form, Beck Anxiety Scale and Nomophobia scale were used as data collection tools in the study. Pearson correlational analysis and hierarchical regressions were conducted for data analysis. According to the results obtained from the study, anxiety total scale and subjective anxiety and somatic symptoms sub-dimensions were found to be positively associated with nomophobia. It was found that gender and subjective anxiety sub- dimension of anxiety scale significantly predicted nomophobia. On the other hand, it was found that the variable of age did not predict nomophobia significantly. The data obtained were discussed in the light of literature and suggestions were made to researchers.
  • Publication
    Yaşam Boyu Özgül Öğrenme Güçlüğü
    (Ali Cangül, 2019) AKSOY, ŞENNUR GÜNAY
    Özgül öğrenme güçlüğü normal ya da normalin üstünde zekâya sahip olduğu halde konuşma, dinleme, okuma, yazma, mantık yürütme ve matematik becerilerinin kaza-nılması ve uygulanmasında zorlukların belirgin olduğu nörobiyolojik bir bozukluktur. Okul çağındaki çocuklardaki görülme sıklığı %5-14, yetişkinlerdeki sıklığı %4 olan bu bozukluk nörogelişimseldir. Özgül öğrenme güçlüğünün etyolojisine yönelik yapılan çalışmalarda biyolojik, genetik, sosyal ve psikolojik faktörlerin yanı sıra beynin yapı ve işleyişi ile bozulmaların etkili olduğu belirtilmiştir. DSM-5’te ÖÖG Okuma güçlüğü (dis-leksi), Yazılı anlatım güçlüğü (Disgrafi), Matematik güçlüğü (diskalkuli) olarak üç baş-lıkta ele alınmıştır. ÖÖG’nün fark edilmesi okuma yazmada yaşanan zorluklarının ortaya çıkması ile genellikle ilkokula başladıkları dönemde olmaktadır. Ancak okul öncesi dönemde de bu bireylerde, dil gelişimi, dikkat, motor gelişim, sosyal ve duygusal alanda bir takım sorunlar yaşanmaktadır. Bu belirtilerin aileler ve uzmanlar tarafından doğru değerlendirilip ele alınması, tanı ve uygun tedavinin başlanması açısından önem taşımaktadır.
  • Publication
    Okul Öncesi Dönemde Yaratıcılığı Geliştirmeye Yönelik Farklı Sosyoekonomik Düzeydeki Ebeveyn Deneyimlerinin İncelenmesi
    (Anı Yayıncılık, 2019) ÖZER, MERVE; Polat, Aslı Yıldırım
    Okul öncesi dönemde çocuğun geliştirilmesi gereken becerilerinden biri yaratıcılıktır. Yaratıcılığın doğuştan geldiği bilinse de herkeste farklı düzeyde olması, bu becerinin gelişimini etkileyen faktörlerin olduğunu göstermektedir. Bu faktörlerin başında ebeveyn gelmektedir. Alan yazında çocukların yaratıcılıklarının yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey gibi değişkenlere göre nasıl değiştiğine yönelik araştırmalar bulunmaktadır. Ancak ebeveynlerin çocuklarının yaratıcılıklarını geliştirmek için neler yaptığına dair herhangi bir araştırmaya ulaşılamamıştır. Bu araştırmanın amacı ebeveynlerin okul öncesi dönemdeki çocuklarının yaratıcılıklarını geliştirmeye ilişkin deneyimlerini ortaya koymaktır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden olgubilim kullanılmıştır. Katılımcılar amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme ile belirlenmiş ve iki alt, iki orta ve iki üst sosyoekonomik düzeyde altı ebeveyn ile görüşülmüştür. İçerik analizi sonucunda ebeveynlerin öğrenim düzeyi fark etmeksizin çocuklarıyla yaratıcılığı geliştirmede benzer etkinlikler yaptıkları ancak düşük sosyoekonomik düzeydeki ebeveynlerin olan imkanlarını kullanarak daha yaratıcı davrandıkları, yüksek sosyoekonomik düzeydeki ebeveynlerin ise çocuğu ile üretmek yerine hazır almaya daha meyilli oldukları görülmüştür. Bu nedenle ebeveynlerin yaratıcılığı geliştiren etkinlikler konusunda desteklenmesi gerekmektedir.
  • Publication
    Ergenlerde Sosyal Görünüş Kaygısı ile Öznel İyi Oluş Arasındaki İlişkide Sosyal ve Duygusal Öz Yeterliğin Aracı Rolü
    (Kafkas Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, 2020) VAROL, DİDEM
    Bu araştırmanın amacı ergenlerde sosyal görünüş kaygısı ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkide sosyal ve duygusal özyeterliğin aracı rolünü incelemektir. Buna ek olarak çalışmada cinsiyetin sosyal görünüş kaygısı ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkide düzenleyici rolü bulunup bulunmadığı da incelenmiştir. Araştırma ilişkisel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemi 2019-2020 öğretim yılında İstanbul’ da bir lisede öğrenimlerine devam etmekte olan 357 lise öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin yaş aralığı 13-18’dir. Öğrencilerin 180’ i (%50.4) kadın, 177’ si (%49.6) erkektir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kişisel Bilgi Formu, Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği, Çocuklar için Özyeterlik Ölçeği ve Ergen Öznel İyi Oluş Ölçeği kullanılmıştır. Veriler Betimsel İstatistikler, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyonu ve Bootstrap Yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Analizler sonucunda elde edilen bulgular p< .05 anlamlılık düzeyinde test edilmiştir. Araştırma bulgularına göre sosyal görünüş kaygısı, sosyal-duygusal özyeterlik ve öznel iyi oluş ile negatif yönde ilişki göstermektedir. Özyeterlik algısı ile öznel iyi oluş arasında ise pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Yapılan aracılık analizi sonucunda sosyal-duygusal özyeterliğin, sosyal görünüş kaygısı ve öznel iyi oluş arasındaki ilişkide aracı rolü olduğu tespit edilmiştir. Düzenleyicilik analizi sonucunda ise cinsiyetin sosyal görünüş kaygısı ve öznel iyi oluş arasındaki ilişkide düzenleyici rolü olmadığı bulgusuna ulaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar literatür bağlamında tartışılarak sunulmuştur.
  • Publication
    Üni̇versi̇te Öğrenci̇leri̇nde Psi̇koloji̇k Sağlamlık İle Yaşamın Anlamı ve Algılanan Sosyal Destek Arasındaki̇ İli̇şki̇ni̇n İncelenmesi̇
    (İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2020) EKER, HALİME; Taş, İbrahim; Anlı, Gazanfer
    Bu araştırmanın amacı, üniversite öğrencilerinde yaş, cinsiyet, sosyal destek ve yaşamın anlamının psikolojik sağlamlığı yordayıp yordamadığını araştırmaktır. Araştırma grubunu 436 üniversite öğrencisi oluşturmaktadır. Bunların 142’si (%32.6) erkek, 294’ü (%67.4) kadındır. Katılımcıların yaşları 17-31 arasında değişmekte olup, yaş ortalamaları 20.40’tür. Veri toplamak için Kişisel Bilgi Formu, Yaşamın Anlamı Ölçeği, Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ve Psikolojik Sağlamlık Ölçeği kullanılmıştır. Normallik varsayımlarının karşılandığı görüldükten sonra analizlere geçilmiştir. Psikolojik sağlamlık ile aileden algılanan sosyal destek, arkadaştan algılanan sosyal destek ve mevcut yaşam anlamı arasında pozitif ilişki tespit edilmiştir. Psikolojik sağlamlığın, cinsiyet, aileden algılanan sosyal destek, arkadaştan algılanan sosyal destek ve mevcut yaşam anlamı tarafından yordandığı tespit edilmiştir. Elde edilen veriler alan yazın ışığında tartışılmıştır.
  • Publication
    2017 Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programının Ortaokul 5.Sınıf Öğrenci Görüşlerine Göre Değerlendirilmesi: Eskişehir İli Örneği
    (Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2020) GÜNDÜZ, GÜLTEN FERYAL; Kuzu-Demir, Elif Buğra
    Bu çalışmanın amacı, ortaokul 5. sınıf öğrencilerinin görüşlerine göre, 2017 yılı Bilişim Teknolojileri ve Yazılım dersi öğretim programını Provus’un Farklar Modeli yaklaşımına dayalı olarak değerlendirmektir. Betimsel tarama modeli kullanılarak yürütülen araştırmaya, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde Eskişehir ili merkez ilçelerindeki devlet okullarında öğrenim gören 804 öğrenci katılmıştır. Veriler, Kuzu Demir ve Gündüz (2019) tarafından geliştirilen “2017 Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Öğretim Programını Değerlendirme Öğrenci Ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistiklerden ve tek örneklem t-testi, ilişkisiz örneklemler için t-testi ve Kruskal Wallis H testi gibi çıkarımsal istatistiklerden yararlanılmıştır. Öğrencilerin 2017 BTY öğretim programının geneline ilişkin görüşleri cinsiyet ve bilişim teknolojileri kullanım düzeylerine göre farklılaşmaksızın olumludur. Buna ek olarak, öğrencilerin programın girdi, süreç ve ürün boyutlarında yer alan maddelere yönelik görüşleri de olumludur. En olumlu görüşler, girdi boyutunda dersin amaçlarının açık ve anlaşılır olmasına; süreç boyutunda derste öğrenilenlerin öğrencileri BT’leri dijital iyi bir vatandaşın sahip olması gereken özelliklere göre kullanmalarını sağlamasına; ürün boyutunda ise programın öğrencilerin BT’leri etkili, doğru ve güvenli kullanma becerilerini geliştirmesine ilişkin ifade edilmiştir. En olumsuz görüşler ise girdi boyutunda konuya ayrılan sürenin yeterli olmasına; süreç boyutunda derste yapılan etkinliklerin günlük yaşamla ilişkili olmasına; ürün boyutunda derste öğrenilenlerin anadilde kendini ifade etme becerilerini geliştirmesine yönelik belirtilmiştir.
  • Publication
    Opinions of Primary School Teachers in Relation to Effectiveness and Applicability of Design Skill Workshops
    (Abdullah Kuzu, 2020) GÜNDÜZ, GÜLTEN FERYAL; Kuzu, Abdullah
    General purpose of this research is to determine the opinions of primary school teachers on the effectiveness and applicability of the studies conducted in relation to Design Skills Workshops (TBA). The participants of the study, designed according to the phenomenology research model, are 20 teachers who work in one of the primary schools that are pilot in the use of TBAs. Research data were collected by using a semi-structured interview form. According to the findings, generally the teachers consider the use of TBAs in education as a positive development for the Turkish education system, but they think that it is difficult to apply them in all schools throughout the country. While almost all of the teachers consider that the training given by the Istanbul Provincial Directorate of National Education for the use of TBAs is insufficient, all of the teachers found the studies of the school administration for the use of TBAs sufficient. Teachers actively use all the workshops in the school, except for the wood, garden and animal care workshops, in almost all lessons. Teachers stated that the use of TBAs mostly enabled students to develop collaborative learning, creative thinking and hand skills. According to the teachers, the use of TBAs enables teachers to associate the lessons with each other more, to do more research and to prepare more detailed lesson plans while performing their teaching. According to the results, most of the teachers do not consider that TBAs are applicable throughout the country because of the crowded class sizes, the teachers’ not having enough knowledge about using TBAs, and the physical conditions’ not being sufficient. Among the proposals made by teachers regarding arrangements to be made in relation to TBAs before disseminating them throughout the country, having collaboration among teachers responsible from design skills workshops and among these teachers and class teachers comes at the forefront. Providing longer-term training for teachers on how TBAs should be used is another most recommended issue.
  • Publication
    Türkiye, İran ve Hollanda'da Ortaokul ve Liselere Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğretmeni/Uzmanı Yetiştiren Lisans Programlarının Karşılaştırılması
    (2019-11) momeni shabanı, sevil; GÜNDÜZ, GÜLTEN FERYAL; 308497; 308302
    Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile vatandaşlarına sundukları eğitim olanakları arasında paralellikler söz konusudur. Eğitim kalitesinin de bir göstergesi olan öğretmen ve onun almış olduğu eğitim vatandaşlara sunulan eğitim-öğretim hizmetleri hakkında bilgi vermektedir. Bu sebepten dolayı öğretmen yetiştirme programları ve izledikleri modeller ülkelerin eğitim sistemine göre farklılık göstermektedir (Ergun, 2012). Bu araştırmada da Türkiye’de, İran’da ve Hollanda’da ortaokul ve liselerde görev yapacak olan Rehberlik ve psikolojik danışmanlık (RPD) öğretmeni/uzmanı-psikolog-sosyal hizmetler uzmanı yetiştiren lisans programlarının karşılaştırılması amaçlanmıştır. Türkiye’de 2018 yılında güncellenen öğretmen yetiştirme lisans programlarından birisi de Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (RPD) lisans programıdır. İran’da ise 2012 yılında RPD ve Psikoloji lisans programları Psikoloji lisans programı altında birleştirmiştir. Hollanda’da ise ortaokul ve liselerde RPD öğretmenlerinin görev ve sorumluklarını psikolog ya da sosyal hizmetler uzmanı gerçekleştirmektedir. Araştırma verilerine doküman analizi tekniği kullanılarak yürürlükte olan lisans programları incelenerek ulaşılmıştır. Bu üç ülkenin programının karşılaştırması, ülkelerin yönetim şekilleri, eğitim felsefesi, yaşam biçimleri, kültürlerinin yükseköğretim eğitim programlarını nasıl etkiledikleri, benzerlikleri ve farklılıkları açısından önem arz etmektedir. Bununla birlikte yapılan araştırmanın Batı ve Doğu ülkelerinde RPD öğretmeni/uzmanı yetiştiren lisans programları hakkında bilgi sahibi olma ve bu bilgiler doğrultusunda Türkiye RPD ve Psikoloji lisans programlarına katkı sağlama ve ülkemizde PDR/Psikoloji lisans programlarında okuyan yabancı öğrencilerin eğitim kültürlerini anlayabilmede faydalı olacağı düşünülmektedir. Araştırmanın çalışma grubu Türkiye’nin İstanbul Kültür Üniversitesi, İran’ın Azad Eslami üniversitesi ve Hollanda’nın Saxion yüksekokulu ve UT Twente üniversitelerinde RPD öğretmeni/uzmanı yetiştiren lisans programları ile sınırlıdır.