İKÜ Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 15, Sayı 2-2 (Özel Sayı), (2016) Makale Koleksiyonu
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/8547
Browse
Recent Submissions
Publication Restricted Yargı Kararlarının İdarece Uygulanmaması Durumuna Fransız Hukukunda Getirilen Çözüm: Yargısal Emir(Seçkin Yayıncılık, 2016) SEYHAN, SERKANHukuk devleti ilkesi, çağdaş ve demokratik bir devlet olmanın öncelikli şartlarındandır. Hukuk devleti ilkesinin varlığından bahsedilebilmesi için belli başlıgereklerin yerine getirilmiş olması zorunludur. Bu gereklerden birisi de idarenin yargısal denetimi ve yargı makamlarınca alınan kararların gereklerinin idare tarafından süratle yerine getirilmesinin sağlanması ihtiyacıdır. Çalışmada bu bağlamda idari yargı kararlarının uygulanmaması durumuna Fransız Hukukunda getirilen bir çözüm olarakyargısal emir kurumu tarihsel evrimi ile birlikte ele alınacak ve bu kurumun Türk Hukukunda ne denli karşılık bulduğu üzerinde durulacaktır.Publication Restricted Karayolları Trafik Kanunu’na Göre Araç İşletenin Hukuki Sorumluluğu(Seçkin Yayıncılık, 2016) SİVRİ, AHMETMotorlu araçların zarara her an yol açma potansiyellerinden dolayı trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk halini, bir tehlike sorumluluğu olarak görmekteyiz. Araç işletenin sorumluluğu tehlike sorumluluğunun en çok karşılaşılan bir konusuolup 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda özel olarak düzenlenmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, on üç bölüm, 138 maddeden oluşmaktadır. Hukuki sorumluluk ve sigorta sekizinci kısımda yer bulmuş ve beş bölüme ayrılmıştır:birinci bölümde (KTK. m.85-90) işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, ikinci bölümde (KTK. m.91-100) sigorta, üçüncü bölümde(KTK. m.102-107) özel durumlar, dördüncü bölümde (KTK. m.108) garanti fonu (güvence hesabı), son bölümde (KTK. m.109-111) ise ortak hükümler olan zamanaşımı, yetkili mahkeme ve sorumluluğa ilişkin anlaşmalar düzenlenmiştir.Publication Restricted İşverenin İş Kazalarından Doğan Sorumluluğu Bakımından Fedakarlığın Denkleştirilmesi İlkesinin Uygulama Alanının Değerlendirilmesi(Seçkin Yayıncılık, 2016) TÜTÜNCÜ, MUHARREMİşverenin iş kazalarından doğan sorumluluğunun hukuki niteliği, gerekdoktrinde gerekse mahkeme kararlarında uzun yıllardır süregelen tartışmalara konuolmuştur. 6098 S. Türk Borçlar Kanunu ile 6331 S. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunununkabul edilmesi de, söz konusu tartışmaları sona erdirmediği gibi, tehlike sorumluluğunun genel bir hükümle düzenlenmesi ve işverenin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak alması gereken önlemlerin ayrıntılı biçimde düzenlenmesi karşısında,meseleyi daha da karmaşık bir duruma gelmiştir.Konunun düğümlendiği nokta, işverenin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması içingerekli her türlü tedbiri aldığı ve işçinin de meydana gelen iş kazası dolayısıyla hiçbirkusurunun bulunmadığı durumlardır. “Kaçınılmazlık” olarak nitelendirilen bu durumlarda meydana gelen zarardan dolayı her iki tarafın da sorumluluktan kurtulmak içinhaklı gerekçeleri bulunmaktadır.Söz konusu sorunun çözümüne yönelik olarak, kaçınılmazlık halleriyle sınırlı olmak üzere, mevcut hukuki müesseseler çerçevesinde, tali bir sorumluluk prensibi olanfedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi işletilerek, meydana gelen zararın her iki taraf arasında paylaştırılması fikri değerlendirilmelidir.Publication Metadata only Vergi yaptırım hukukunda Non Bis in idem ilkesi(Seçkin Yayıncılık, 2016-07) Karaçoban Güneş, Tuğçe; 254840Non Bis İn İdem ilkesi, usulden hareket eden klasik anlamıyla sadece ceza muhakemesine konu yaptırımlara uygulandığında, vergi yaptırım hukuku bakımından de lege ferenda anlam ve olması gereken kapsamından uzaklaşmaktadır. Bu nedenle, Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen vergi yaptırımları özelinde, ilkeden ne anlaşılması gerektiği önem arz etmektedir. AİHM, Glantz v. Finlandiya kararı da dahil olmak üzere tüm kararlarında tutarlı biçimde, ilkeyi suç ve suç karşılığında verilen cezalar bakımından uygulamaya, belli kriterler uygulayarak test ettiği ve sonucunda “suç niteliğinde” kabul etmediği vergi kabahatlerini, ilkenin kapsamı dışında tutmaya devam etmektedir. Bu makale, AİHM kararlarındaki kriterleri de ortaya koyarak, idari yaptırım kavramını, ilkenin -anlamı ve kapsamı çerçevesinde- vergi yaptırım hukukuna uygulanabilirliğini değerlendirmektedir.Publication Metadata only Spor Müsabakalarında Yaşanan Seyirci Taşkınlıklarından Doğan Hukuki Sorumluluk(Seçkin Yayıncılık, 2016-07) Gündoğdu, Fatih; 113726Spor müsabakalarında müsabakanın sevrini ve güvenliğini tahliye atacak hareketlerde bulunan seyirciler, bu davranışlarıyla müsabakayı düzenleyene, diğer seyircilere ve müsabaka sebebiyle stadyumda bulunan kişilere zrar verebilirler. Seyirci taşkınları sebebiyle meydana gelen zararlardan sorumluluk seyirci sözleşmesinden doğan koruma yükümlerinin ihlalinden ya da haksız fiilden doğabilecektir. Taraflar yaptıkları seyirci sözleşmesiyle sadece asli edim yükümleri altına girmemekte, bu sözleşmeden taraflar için birtakım yan yükümler doğabilmektedir. Bu sözleşmeyle seyirciler ücret ödeme ve yer temin etme asli edim yükümlerinin yanı sıra müsabanın seyrini bozmama, diğer tarafları tahlikeye atmama ve zarar vermeme yükümü altındayken, müsabakayı, düzenleyen ise objektif olarak koruma önlemelerini almak zorundadır. Söz konusu yan yükümlere aykırı davranan karşı tarafın zararını karşılamak zorunda kalacaktır.Publication Metadata only Şirketler Hukukunda Yan Sözleşmeler(Seçkin Yayıncılık, 2016) Öztürk Akkartal, Hanife; Kandıralıoğlu Cuylan, Çağla; 114552; 141814TTK (Türk Ticaret Kanunu), sermaye şirketlerinden anonim şirketlerin ana sözleşmelerinde veya limited şirketlerin şirket sözleşmelerinde yer alması gereken zorunlu unsurları düzenlemektedir. Bu hükümler emredici niteliktedir. Esas sözleşmelerde kanun emredici hükümlerinin dışına çıkılamaz. Bu sebeple şirket sözleşmeleri dışında, ortaklar arası ilişkileri düzenleyen “yan sözleşmeler” pay sahipleri sözleşmeleri (shareholders agreement)” ya da ortaklar arası sözleşmeler olarak adlandırılan ek sözleşmeler uygulamada yapılmaktadır. Esas sözleşmelerde yer verilemeyen bazı hususlar yan sözleşmeye konu olabilmektedir. Böyle borçlar hukuku karakterli yan sözleşmeler ile şirketler hukuku düzeyinde yapılandırma sağlanmaktadır. Yan sözleşmeler ile şirket ortakları arasında şirket sözleşmelerinde yer almayan konular dışındaki ilişkiler detaylı olarak belirlenebilmektedir.Publication Metadata only Alman Kira Hukuku'nda Kira Artışını Frenleme Sistemi, Emlakçı Komisyonunda Sipariş Prensibi ve Türkiye'deki Benzer Uygulamalar(Seçkin Yayıncılık, 2018-07) Altınok Villemin, Derya; Köker, Nilüfer; 253608; 229489Alman hukukuna, kira hukuku ile ilgili olarak 01 Haziran 2015 tarihinde, sıkışık konut piyasasında kira artışlarını frenlemeye yönelik ve emlakçı komisyonunun kim tarafından ödeneceğine dair iki yeni düzenleme getirilmiştir. Sıkışık konut piyasasında kira artışını frenlemeye yönelik düzenleme Alman Medeni Kanunu olan BGB ye eklenmiştir. Bu düzenleme ile ev sahipleri yeni kira sözleşmesi yaparken artık 10%'dan fazla zam yapamayacaktır. Emlakçı komisyonuna ilişkin düzenleme ise Konut Aracılığı Kanunu'na eklenmiştir. Bu düzenlemeye göre emlakçılar kimden talimat alırsa komisyonu ondan alacak; dolayısıyla komisyonu her zaman kiracıdan değil kendisini görevlendiren kişiden talep edebileceklerdir. Almanya ugulaması ile karşılaştırılmak üzere Türkiye'deki kira artış oranlarının belirlenmesine dayanak olan yasal düzenlemeler çerçevesinde kiracının korunması konularına değinilmiştir. Türkiye'de kira artış oranlarının belirnemsine dayanak olan yasal düzenlemeler çerçevesinde kiracının korunması konularına değinilmiştir. Türkiye'deki emlakçı komisyonculuğunun yasal temelleri sorgulanmış ve yerleşik uygulamalardan bahsedilmiştir.Publication Metadata only Asıl Borçlu Hakkında Verilen İflâsın Ertelenmesi Kararı Üçüncü Kişiye Ait İpotekli Taşınmazın Satışına Engel Olur mu?(Seçkin Yayıncılık, 2016-07) Simil, Cemil; Pekcanıtez, Hakan; 142307; 132495Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 10.04.2015 Tarih ve 2015/9115 Esas 2015/9290 Karar numaralı kararında, iflâsın ertelenmesine karar verilen şirketin borcu için ipotek gösteren üçüncü kişinin taşınmazının ertelenme kararı nedeniyle satışının mümkün olmadığını ifade etmiştir. Bu karar çerçevesinde, iflâsın ertelenmesi kararının ipotek borçlusu üçüncü kişiye ait ipotekli taşınmazın satışının mümkün olup olmadığı değerlendirilmiştir.Publication Metadata only Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Eski Hâle getirme(Seçkin Yayıncılık, 2016-07) Taş Korkmaz, Hülya; 134779Yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülebilmesini sağlamak amacıyla usûli işlemlerin yapılması belirli sürelere tabi tutulmuş ve taraflar için öngörülen kesin sürelere uyulmaması, süreye riayet etmeyen tarafın o işlemi yapma hakkının ortadan kalkması şeklinde yaptırıma bağlanmıştır (m.94/3). Taraflar için belirlenen kesin sürelere riayetsizliğin sonucu bazen kesin süre içinde işlem yapmayan taraf aleyhine davanın sonuçlanmasını sağlayacak kadar ağır olabilir. Ancak kesin süre, kendisine süre verilenin elinde olmayan sebeplerle de kaçırılmış olabilir. Kesin süreye uyulmamasının yaptırımını (m.94/3) istisnasız uygulamak, aşırı bir şekilciliğe dolayısıyla şeklin esasın önüne geçmesine yol açar. Bunu öngören kanun koyucu eski hâle getirme kurumunu (m.95-101) kabul ederek elde olmayan sebeplerle kesin sürenin kaçırılmış olması halinde ortadan kalkmış olan o işlemi yapma hakkının tekrar elde edilmesine olanak sağlamıştır. Bu çalışmayla, Hukuk Muhakameleri Kanunu hükümlerine göre eski hâle getirme yoluna başvuru koşullarını, eski hâle getirme usûlü bağlamında talebin şekil ve kapsamı, talebi inceleyecek mercii, bu merciin yapacağı inceleme ve bu konuda verilecek kararlar izah edilmektedir.Publication Metadata only Trips Antlaşması’ndan Kaynaklanan İhtilâfların Çözümü(Seçkin Yayıncılık, 2016-07) Mesci, Barış; 2422381995 yılından itibaren faaliyet göstermekte olan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), dünya ticaretinin kurallarını koyan kurum olarak milletlerarası ticarette çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu rol, sadece kural koymakla sınırlı olmayıp aynı zamanda bu kuralların tatbikinin denetlenmesini de içermektedir. DTÖ’yü kuran antlaşmanın eklerinden biri olan Agreement on Trade-Related Aspects of Intellectual Property Rights [Fikri Mülkiyet Haklarının Ticari Niteliklerine İlişkin Antlaşma (kısaca TRIPS Antlaşması)] ile fikri mülkiyet haklarının korunması da DTÖ çatısı altına alınmıştır. Gerek DTÖ Kurucu Antlaşması gerek DTÖ’nün ekini teşkil eden diğer antlaşmalar bakımından olduğu gibi, TRIPS Antlaşması’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklar da DTÖ’nün kendine özgü uyuşmazlık çözüm mekanizması içinde görülecektir. Çalışmamızın ilk kısmında TRIPS Antlaşması ve DTÖ uyuşmazlık çözüm mekanizması hakkında genel bilgiler verildikten sonra mekanizmanın ve özellikle panel aşamasının işleyiş süreci açıklanacaktır. Ardından, günümüze kadar cereyan eden TRIPS Antlaşması’na ilişkin DTÖ uyuşmazlıkları ana hatlarıyla ele alınacaktır.