Çizgi Film ve Animasyon Bölümü / Department of Cartoon and Animation
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/6826
Browse
Browsing Çizgi Film ve Animasyon Bölümü / Department of Cartoon and Animation by Rights "Attribution-NonCommercial-NoDerivs 3.0 United States"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Metadata only Colour Semantics in the Sufism of Rumi(2019-09) Yıldıran, Ayşe; 112109This paper aims to propose a semantic analysis of colour used in Mawlana Jalal-al-Din Rumi’s Sufi poetry which was created following the lost of his mystical love, Sams-al-Din Tabrizi. Due to Sams’s guidance, the Sufism of Rumi (1207-1273), had shifted towards ‘Sama’. This form of worship including music and whirling dance, caused the mystical mentor Sams to leave Konya, and to disappear for ever. After his abandonment, Rumi devoted himself to producing works. His poetry was world wide known both in his native tongue Persian, and in many other languages including Turkish after six hundred years. Even one work by Rumi, that is Divan-i Kebir, is composed of more than 43.000 distichs thanks to his creative genius by synthesising Islam, Sufism, Iranian Literature and Culture. This paper investigates his works as a historical corpus with a synchronic approach by refering to Turkish, English and French translations when needed. Does the Turkish translation, correspond to the Basic Colour Terms (BCT) of Old Anatolian Turkish? How many of Arabic and Persian references which were blended together are reflected to Old Anatolian Turkish and then to modern Turkish? How many of BCT is Turkish? The urban vernacular features can be identified in the compiled colour data. BCT of universal and evolutionary paradigm apart from Turkish, is as follows: ak Pers) I Besides, there is the relation among yeşil and gök, rendered in English as turquoise (firuzePublication Metadata only Siberpunk Sinema Anlatılarına Bahtin’in Kavramlarıyla Bakış(2019-10-10) Yalçın, Murat; 284584Bilimkurgu, modem zamanların en ilgi çekici türlerinden olmasının yanında, insanlığın geleceğine dair söylediği teknolojiye dayalı yenilikçi söylemiyle de yığınların beğenisine uygun ürünler üretmeyi sürdürmektedir. Geleceğe yönelik mitler ve hikayeler, insanlığın ortak bilincinde benzer merak ve dürtüler uyandırmaktadır. Bilimkurgunun Sanayi Devrimi’ne bağlı modem tarihçesi, ütopya konulu pek çok devrim öncesi eserde izlerine rastlanacak kadar da kök sahibidir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında edebiyat alanında ortaya çıkan bilimkurgu, sinemaya da erkenden işlemiştir. Bir bakıma birlikte yeşeren iki ayrı oluşumun en belirgin ortak besin kaynağı teknoloji ve edebiyattır. Tarih sahnesine çıktığı ilk yıllarında ucuza erişilebilen kitlesel eğlence aracı olarak görülen sinema, anlatının görüntüde işlevsel olduğunun ayırdma varıldığı anda, edebiyatı yazılı kaynak olarak kullanmaya başlamış ve ilk örneklerinden birinde de bilimkurguyu tür olarak benimsemiştir. Yirminci yüzyılda, özellikle II.Dünya Savaşı sırasında teknolojinin akıl almaz hızda gelişmesine karşın, toplumun yaşam kalitesinin bir o kadar hızlı düşüş gösterdiği gözlenmiştir. 1980’lere gelindiğindeyse, teknolojiye ulaşılabilirliğin halk için kolaylaşmasına karşın, liberal ekonomi politik sistemlerin yaşattığı buhran yeni bir alttürün doğmasına neden olmuştur. Alanında yenilikçi söylemlerde bulunan edebiyat kuramcısı Mihail Bahtin’in ortaya koyduğu kavramlar bu alttürü ele almada oldukça işlevseldir. Bu araştırmanın amacı da bilimkurgu alttürü olan siberpunk sinema yapıtlarının zaman içerisindeki dönüşümlerini Bahtin’in kavramlarıyla ele almaktır. Son dönemlerde yeniden uyarlanan siberpunk filmler, öncülleriyle karşılaştırmaya olanak sağlamaktadır.