Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Postgraduate Education Institute
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/1
Yasal Uyarı ⚠️
Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz.
İKÜ Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Postgraduate Education Institute by Publisher "Ahmet Fidan"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access Bağdat Caddesi-Erenköy Mahallesinde Kentsel Dönüşüm Uygulamaları: Aktörlerin Rolü ve Karşılaşılan Sorunlar(Ahmet Fidan, 2023) ÇINAR, MERVE ÇOBAN; TÖRE, EVRİM ÖZKANTürkiye’de son dönemde kentsel dönüşüm uygulamaları geniş bir mevzuat yelpazesinde hızla gerçekleşmekte, bu uygulamalar dönüşümün odağında rant olduğu yönünde yaygın eleştirilere neden olmaktadır. Makalenin amacı; Kadıköy ilçesi sınırları içerisinde yer alan Bağdat Caddesi Erenköy Mahallesi’nin altı sokağında yürütülmekte olan parsel bazlı konut-eksenli kentsel dönüşüm uygulamalarında riskli yapı tespit ve planlama evresi ile proje tasarım evresinde yaşanan sorunlara odaklanmak ve bu sorunları aktörler ve kentsel dönüşüm aşamaları bağlamında ortaya çıkarmaktır. Yöntem kapsamında; çalışma alanının tarihsel süreç analizi yapılmış, 2017 tarihli Kadıköy Belediyesi Stratejik Alan Raporu’nun incelenmesi süreçteki unsur ve aktörleri belirlemede faydalı olmuştur. Alan çalışması kapsamında Erenköy Mahallesinde sekiz binanın dönüşüm süreçlerini anlayabilmek üzere görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen verilere göre riskli yapı tespit ve planlama evresi ile proje tasarım aşamasında sıklıkla sorunlar ile karşılaşıldığı belirlenmiştir. Anlaşmazlığa neden olan sorunların başında kat maliklerinden gelen arsa rantı odaklı istekler nedeniyle müteahhitlerin fiilen gerçekleştiremeyecekleri işlere sözleşme imzalamaları ve maliyet yükü nedeniyle süreci tamamlayamaması gelmektedir. Söz konusu isteklerin ortaya çıkardığı diğer bir sıkıntılı durum da müteahhitlerin şartları kabul etmemesi ve riskli yapı olarak belirlenmiş yapıların dönüşemeden beklemesidir. Odağında parsel ölçekli rant beklentisi olan bu talepler, dönüşüm süreçlerini tıkayarak olası bir depreme yönelik kentsel riskleri büyütmektedir. Yapılan çalışmada elde edilen verilerin, takip eden uygulamalar ve mevzuat değişiklikleri için öneri niteliğinde olması hedeflenmektedir.Publication Open Access Ekoloji Temalı Expoların Sürdürülebillir Kalkınma Anlayışı Üzerine Bir İnceleme: Milano ve Antalya Expo(Ahmet Fidan, 2023) HÜR, SİMGE; BİRER, EMELExpolar, dünyanın tüm ülkelerini ilgilendiren sorunlara yanıt aramaları sebebiyle küresel ölçekte önemli sayılan ortak kentsel platformlardır. Son yıllarda giderek artan çevre problemleri sebebiyle expolara tema olan ekoloji konusu, sergi ve etkinlik mekanlarının da sürdürülebilir mekanlar olmasını gündeme getirmiştir. 20.yüzyıl expolarında inşa edilen bu mekânların kentle ve ziyaretçiyle etkileşiminin expo sonrasında da devam ettiği ve kente miras kaldığı görülmektedir. Bu makalenin amacı; expoların sürdürülebilir bir bakış açısıyla tasarlanmasında belli kriterlerin oluşturulması ve yapılacak analizler çerçevesinde teorik bir kavramsal altlık oluşturularak söz konusu kentsel alanların planlanmasının önemini vurgulamaktır. Makale “ekoloji temelli expoların mimari yaklaşımı sürdürülebilir olmalıdır” hipotezine dayanmaktadır. Yöntem olarak ortak temaları ekoloji olan yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen iki farklı exponun sürdürülebilir kalkınmaya dayalı tematik, mekânsal ve sosyal yaklaşımları içerik analizi yapılarak karşılaştırılmıştır. Milano Expo ve Antalya Expo örnek çalışma alanlarının betimsel analizlerinden elde edilen bulguların, benzer konularda yürütülecek kentsel mekân tasarımları için yol gösterici olması beklenmektedir. Sürdürülebilir expo tasarımlarının, mimari tasarımın nihai yaşamla örtüşmesi, kente atık değil simge yapılar bırakması, doğal çevrenin korunması, yeşilin arttırılma çabalarının gerçekleştirilmesi, kentin gelecek projeksiyonuna uygun bir biçimde tasarlanmasına katkıda bulunması ile sağlanacağı sonucuna varılmıştır.Publication Open Access Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması(Ahmet Fidan, 2022) UZALDI, BERİL; BİRER, EMELÜtopyalar, var olan devlet ve toplumların aksayan taraflarını, olması mümkün yanlışlıklarını ve yetersizliklerini eleştiren, ideal düzeni kurmak amacıyla yazılmış hayali tasvirlerdir. Ütopyalar bugüne gelene kadar birçok dönemsel olay ve düşüncelerden etkilenmiştir. 20.yyda sanayileşmenin de etkisiyle başlayan hızlı kentleşme ve nüfus artışı, çevre sorunlarının küresel ölçeğe taşınmasına, geri dönüşü olmayan doğa bozulmalarna sebep olmuş ve ekolojik tasarımı geleceğin ütopyalarına konu haline getirmiştir. Bu tarihten sonra yaşananabilir bir toplum ve mekan yaratma çabasıyla ütopyalar ekolojik olarak tasarlanmaya başlamıştır. Ekotopya kavramı ilk kez 1975 yılında Ernest Callenbach tarafından yayınlanan ‘’Ekotopya’’ kitabında kullanılmış, eserde yer alan ekolojik tasarım ilkeleri ekotopya tasarımlarının temelini oluşturmuştur. 20. Yüzyılda yazılmış edebi ekolojik ütopyalar, ekotopya tasarım kriterlerine uygun olup ekotopya olarak tanımlanabilirken, 20 ve 21.yy da tasarlanmış mimari ekolojik ütopyalar, ekolojik özellik taşımalarına rağmen ekotopya olarak tanımlanamamaktadır. Oysa günümüzde yaşayan ekoköylerin ekolojik ütopya tasarım ilkeleri özelliklerini taşımakta olduğu görülmektedir. Bu nedenle çalışma “bugünün gerçek ekotopyaları ekoköyler olabilir mi?” araştırma sorusuna dayandırılmıştır. Çalışmanın yönteminde ilk olarak ekotopya kavramının tasarım ilkeleri Ernest Callenbach’ın ‘’Ekotopya’’ eseri üzerinden söylem analizi yoluyla elde edilmiş, geçmiş edebi ütopya eserleri ile metinlerarası bağlamları çıkarılmış ve son adımda seçili 6 adet ekoköyün tasarım ilklerine yansıtma yapılmıştır. Sonuç olarak ekotopyanın hayali tasarım olmadığı ve uygulanabilir yerleşimler olduğu tespit edilerek, ekotopyaların günümüzde ekoköy örnekleri ile hayat bulduğu ortaya konmuştur.