Cilt 3 Sayı 4 / Volume 3 Issue 4
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/1025
Browse
Browsing Cilt 3 Sayı 4 / Volume 3 Issue 4 by Language "tr"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access İstanbul sanat müzeleri ve sosyal- medya: Twitter örneği(The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2013-10) Üstünipek, Mehmet; TR110512Türkiye’de çağdaş sanat müzeleri son on yıllık zaman dilimi içerisinde kurulmuş ve sosyal yaşamda etkinleşmeye başlamıştır. Bu süreç, bir sosyal medya platformu olan twitter’ın doğuşuyla da örtüşmektedir. Müzelerin daha iyi bir toplum yaratmak konusunda katkı sağlamak ve bireylerin entelektüel gelişimine ivme kazandırmak gibi toplumsal misyonları doğrultusunda facebook, twitter, bloglar, networkler gibi sosyal medya platformlarından etkili bir şekilde yararlanmaları kaçınılmazdır. İstanbul’daki üç büyük sanat müzesinin twitter hesapları incelendiğinde nitelik ve nicelik olarak önemli dünya müzelerinin ortalamalarından farkları olmadığı görülmektedir. Her üç müzenin de Türkçe tweetlere eşlik eden birer İngilizce tweete de yer vermesi uluslar arası sanat ortamını hedef aldıklarını göstermektedir. Twitterı müze odaklı bir sosyal atmosfer yaratmak üzere kullanmaktadırlar. Takipçi sayıları dikkate alındığında böyle bir atmosferin varolduğunu ve gelişmekte olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. İstanbul sanat müzeleri ağırlıklı olarak dünyadaki diğer sanat müzelerinin hesaplarını takip etmekteyken çok az sayıda bireysel twitter hesabının takipçisidir. Buna karşılık önemli sanat müzelerinin hiçbiri onların hesaplarını takip etmemektedir. İstanbul sanat müzeleri pek çok önemli uluslararası serge düzenlemekte olmasına karşın bu durum kendilerini yeterince tanıtamadıklarını düşündürmektedir.Publication Open Access Sosyal Medya Her An Ve Her Yerde Görünür Olmak(The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2013-10) Eraslan - Uludağ, ReyhanYüzyıllardır, bireyin her an ve her yerde görünür olma isteği portre resim sanatı ile başlayıp fotoğraf sanatı ile yoğunlaşarak devam etmiştir. Günümüzde ise sosyal medya ile farklılaşıp doruk noktasına ulaşmaktadır. Sosyal medya resim, fotoğraf, video, film gibi görsel paylaşım ağırlıklı iletişimin yanında blok, mikroblog, forum, sözlük, sohbet, tanışma odaları gibi metin tabanlı iletişim ortamları şeklinde de kendini göstermektedir. Eleştirel kuramcılar; G. Deleuze, F. Guattari ve J. Baudrillard’ın 1970-80’lerdeki metinleri günümüzde sosyal medyanın kullanılması ile ilgili önceden yazılmış birer alt metin niteliğindedir. Özellikle Deleuze ve Guattari, “Kapitalizm ve Şizofreni” adlı iki ciltlik kitaplarının kurucu unsurlarından ödipalleştirilmiş temsiliyet ve öznellik tanımları ile günümüzde yeniden tanımlanan kamusallık türlerini öngörmektedirler. Aynı zamanda ikinci cilt “Bin Yayla” da söz ettikleri yüzsellik olgusu sosyal medya ile ilgili bir bakış sunmaktadır. Bu çalışmada, bireyin görünür olma isteği portre sanatı ile başlayarak günümüzde sosyal medya aracılığı ile devam etmesi üzerinde durulmaktadır. Bu durum ile G. Deleuze, F. Guattari ve J. Baudrillard’ın 1970-80’lerdeki metinlerinin örtüştüğü vurgulanarak, görüntü olma isteğinin her geçen gün görüntü kirliliğine yol açtığı örneklerle anlatılmıştır.Publication Open Access Sosyal Medyaya Halkla İlişkiler Perspektifinden Eleştirel Bir Bakış(The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 2013-10) Ilıcak - Aydınalp, Ş. Güzin; TR111134Kavramların katman katman içinin boşaldığı, bedenlerin kamusallaştığı dijital dünyada, bilgisayar ekranına tek tuşla bağlanan ruhlar, hayatlarını perdesiz bir biçimde herkese teşhir etmektedir. Bu sistem içinde sevdiklerimizi, yaşantımızı, ideolojilerimizi, korkularımızı, takıntılarımızı, gönüllü olarak paylaşıp, birbirimizi röntgenlemekteyiz. Gerçek dünyada ötekileştirilmiş ve soyutlanmış insanlar bile internet sayesinde toplum içinde kendilerine yer bulmuşlardır. Fiber optik kablolarla birbirine bağlanan çoklu benlikler, bu yeni teknolojilerin getirdiği yeni medya düzenine de uyum sağlamaya çalışmaktadır. Kurumların da bireyler gibi kimlik kazandığı bu siber çağda, kurumlara destek veren halkla ilişkiler uzmanlarının görev tanımları sürekli gelişmektedir. Bu çalışma ‘‘göreceli eleştiri yöntemiyle’’ sosyal medyayı eleştirerek, halkla ilişkiler disiplinin sosyal medyaya nasıl adapte olduğunu açıklamaktadır. Ayrıca çalışmanın amacı sosyal medyaya eleştirel bir gözle bakarak, halkla ilişkiler uzmanlarının değişen rollerini yeniden gözden geçirmek ve halkla ilişkiler uzmanlarının sosyal medyada yaşadıkları ana problemleri belirlemektir. Çalışma, halkla ilişkiler uzmanlarının sosyal medyaya göre yeniden şekillendirdikleri iletişim tekniklerini kavramak açısından da önemlidir.