Person:
ÖZAYDIN, ÖZDEM

Loading...
Profile Picture

Email Address

Birth Date

Research Projects

Organizational Units

Job Title

Dr. Öğr. Üyesi

Last Name

ÖZAYDIN

First Name

ÖZDEM

Name

Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • PublicationRestricted
    İnternet Kanununun 8. Madde Çerçevesinde Erişimin Engellenmesi Kararı
    (Seçkin Yayıncılık, 2017) ÖZAYDIN, ÖZDEM
    İnternet giderek hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmakla birlikte, in-ternet üzerinden yapılan veri trafiğinde suç işlenmesinin de gün geçtikçe arttığını gör-mekteyiz. İnternet üzerinden gerçekleştirilen hukuka aykırı fiiller eskiden değişik ka-nunlar vasıtasıyla önlenmeye çalışılırken, kanun koyucu 2007 yılında özel bir kanunidüzenleme getirerek, İnternet Kanunu olarak adlandırdığımız 5651 sayılı “İnternet Or-tamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen SuçlarlaMücadele Edilmesi Hakkında Kanunu” yürürlüğe sokmuştur. İlgili Kanun internet süje-lerinin sorumluluk ve yükümlülüklerini belirlediği gibi, internet vasıtasıyla yayınlanmışolan içerikler suç olarak karşımıza çıktığında, bunlar ile nasıl mücadele edilebileceğinigöstermektedir. Bu çerçevede özellikle 8. madde kapsamında ele alınan koruma tedbirimahiyetinde ve idari tedbir niteliğinde olan iki adet erişimin engellenmesi kararı önü-müze çıkmaktadır. Çalışmamızda bu maddeyi özellikle ne şekilde anlaşılması gerektiği-ni açıkladıktan sonra, detaylı bir şekilde değerlendirme süzgecinden geçirmeye çalışa-rak, kanun koyucunun özellikle hangi hususları tekrar gözden geçirmesi gerektiğineilişkin ipuçları vermeye gayret gösterdik.
  • PublicationRestricted
    Türk ve Alman Ceza Muhakemesi Hukukunda Gizli Soruşturmacının Hareket Sınırını Aşması ve AİHM’in Konuya Yaklaşımı(*)
    (Seçkin Yayıncılık, 2021) ÖZAYDIN, ÖZDEM
    Gizli Soruşturmacı ceza muhakemesi hukukunda belirli suçlarda delillerin toplanması ve suçla ilgili araştırma yapması için görevlendirilen kamu görevlisidir. Hukuki niteliği itibariyle koruma tedbiri olan gizli soruşturmacı görevlendirilmesi bir takım koşullara bağlanmıştır. Bunun yanında gizli soruşturmacının görevini ifa ettiği sırada hangi sınırlar içinde hareket etmesi gerektiği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sınırlardan ilki, soruşturmacının suç işlemesi durumunda sorumlu olup olmayacağı ile ilgilidir. Özellikle suça kışkırtma durumlarında bunun hukuki sonucunun ne olacağı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararlarına da yansımıştır. Bu çalışmada AİHM’in gizli soruşturmacının suça kışkırtmasının hukuki sonucu ile ilgili olan 23.10.2014 tarihli Furcht/Almanya kararı ile 15.10.2020 tarihli Akbay ve diğerleri/Almanya kararı ele alınacaktır. Gizli soruşturmacının hareket sınırının ikincisi, kişinin kendini suçlayıcı beyanda bulunmaya zorlanamaması ilkesidir (nemo tenetur se ipsum accusare). Çalışmamızda ayrıca bu ilkenin Türk ve Alman hukuklarındaki yerini karşılaştırmalı olarak incelendikten sonra, AİHM’in konuya yaklaşımı üzerinde durulacaktır.
  • Publication
    Ceza Muhakemesi Hukukunda Eski Hale Getirme
    (Legal Yayıncılık San. ve Tic. Ltd. Şti., 2024) ÖZAYDIN, ÖZDEM
    Çalışmamızda Türk literatüründe genellikle detaylı olarak yer verilmemiş olan “ceza muhakemesi hukukunda eski hale getirme” kurumu ele alınmıştır. Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK’ da) eski hale getirmeye ilişkin düzenlemeler Alman Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (StPO' nun) düzenlemeleriyle büyük ölçüde örtüştüğünden dolayı, kurumun açıklanmasında özellikle Alman içtihadı ve Alman doktrinindeki görüşler dikkate alınmıştır. Türkiye ve Almanya’da eski hale getirmeyle ilgili oldukça fazla sayıda mahkeme kararı olduğu görülmektedir. Bu durum eski hale getirme kurumunun uygulamadaki öneminin büyük olduğunun bir göstergesidir. Konumuzla ilgili olarak yargı kararları incelendiğinde; Alman içtihadında, genellikle kaçırılmış olan başvuru süresinin ne zaman kusurlu ya da kusursuz sayılacağı sorusuna yanıt arandığı gözlenmektedir. Eski hale getirme çerçevesinde “kusuru olmaksızın” ifadesinden tam olarak ne anlaşılması gerektiği ve hangi durumlarda söz konusu olabileceği sorusunun açıklığa kavuşturulabilmesi elzemdir. Nihayetinde eski hale getirme kurumundan faydalanmak isteyen kişinin buna dair başvurusunun başarılı olup olamayacağı ihtimalinin öngörülebilir olması oldukça önemlidir. İşte çalışmamızda eski hale getirmenin Türk ceza yargılamasındaki uygulama alanını belirginleştirebilmek için, bilhassa bahse konu olan sorulara cevap verilmeye çalışılmıştır. Zira konumuzla ilgili olarak Türk içtihadında ekseriyetle kanun yoluna başvuru hakkının kendisine bildirilmeyen ilgili kişinin kusursuz sayılacağı üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir.