İKÜ Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 15, Sayı 1-2, (2016) Makale Koleksiyonu

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/8545

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 23
  • PublicationRestricted
    Gerçek Kişilerce Gerçekleştirilen Aval İşlemlerine, TBK M.603 Hükmü Uyarınca Kefaletin Şekline, Kefil Olma Ehliyetine ve Eşin Rızasına İlişkin Hükümler Uygulanacak Mıdır?
    (Seçkin Yayıncılık, 2016) ALTOP, ATİLLA
    TBK m.603 hükmü uyarınca, aval işleminde, aval verenin, sorumlu olaca- ğı azami miktarı kendi el yazısıyla yazması ve şayet evli ise eşinin de aval verilmesin- den önce ya da en geç aval verilmesi işlemi sırasında rızasını yazılı olarak vermesi ge- rekmektedir. Buna karşılık aval verenin, aval işleminin tarihini ve müteselsil olarak sorumlu olacağını kendi el yazısıyla yazması gerekli değildir.
  • PublicationRestricted
    Ceza Muhakemesi Hukukunda Adil Yargılama Yükümlülüğü
    (Seçkin Yayıncılık, 2016) ÖZTÜRK, BAHRİ
    Türk Ceza Yasalarındaki yenilikçi düzenlemeler, yargılamanın her aşama- sında adil yargılanma hakkının sağlanabilmesi adına büyük bir titizlikle kaleme alınmış- tır. Adli kolluğun yetkileri ve sorumluluğu azalt ılarak, CMK soruşturma evresinin tek hukukçusu olan savcı merkezli olarak hazırlanmıştır. Ayrıca iddianamenin iadesi prose- dürü ile yarg ılamanın kural olarak tek celsede yapılmasının önü açılmıştır. Ne var ki uygulamada, adil yarg ılanma hakkı kapsamında getirilen bu düzenlemeler bakımından aksaklıklar yaşanmaktadır.
  • PublicationRestricted
    Anayasa’ya Aykırı Bir Vergi Örneği: Bina Vergisi
    (Seçkin Yayıncılık, 2016) CANGÜLOĞLU, YASEMİN
    Servet vergisinin bir alt türü olan emlak vergisinde, bina vergisinin matrahının tespit edilebilmesi, Türk Vergi Sistemi’ndeki pek çok vergiden farklı olarak, beyana dayalı değildir. Bu çalışmamızda bina vergisi matrahının belirlenmesinde bir kıstas olan bina met- rekare normal inşaat maliyet bedellerinin, Maliye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenmesi ve ilgili bakanlıklar tarafından belirlenen bu bedellere karşı da yalnızca Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği tarafından dava açılabile- ceğini kabul eden, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 49 maddesinin (a) fıkrası, Anayasa’nın 73. maddesinde düzenlenen yasallık ilkesi ile yine Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti açısından değerlendirilerek ele alınmaya çalışılacaktır.
  • PublicationRestricted
    Türk Ceza Kanununda Meşru Savunma
    (Seçkin Yayıncılık, 2016) YAKUT, MUHAMMED
    Ceza Kanunları genel ve soyut normlar içerdiği için bir davranışın ceza- landırılabilirliğinin her somut olay için belirlenmesi mümkün değildir. Belirlilik ilkesi- nin gereği olarak, bir eylemin suç say ılabilmesi için ceza kanunlarında açıkça hüküm bulunmalı; hangi unsurların gerçekleşmesiyle suçun ortaya çıkacağı ve yasak davranışın sonucunda hangi yaptırımının uygulanacağı açıkça belirlenmelidir. Bunun sonucunda ceza hukuku bak ımından hukuka aykırılık belirli bir hale gelmekte ve önceden öngörü- lebilmektedir. Ceza Hukuku, hukuka aykırılıkların hangi hallerde hukuka uygun bir hale dönüşeceğini de belirlemek durumundadır. Ceza Kanunumuzun belirledi ği bir hukuka uygunluk hali de meşru savunmadır. Bu çalışmamızda giriş bölümünde meşru savunma kavramı öğretideki ve uygulamada- ki görüşler dikkate alınarak açıklanmış, meşru savunma kurumunun tarihsel serüveni hak- kında genel bilgilere yer verilmiştir. Meşru Savunmaya konu olabilecek haklar kısaca belir- tilmiş, Eski Türk Ceza Kanun’unda düzenlenen meşru savunma genel olarak işlenmiştir. İkinci kısımda meşru savunmanın saldırıya ve savunmaya ilişkin şartları, Yargıtay ve öğretideki görüşlerden yararlanılarak yer verilmiştir. Meşru savunma sırasında öngörülen s ınırın a şılması meselesine de genel hatlarıyla değinilmiş, Ceza Muhakemesi açısından meşru savunmanın sonuçları değerlendirilmiştir. Son kısımda çalışma hakkında genel bir değerlendirme yapılmış, meşru savunma- nın kötüye kullanımına da kısaca değinilmiştir.
  • Publication
    Adli Kontrol
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Sırma Gezer, Özge; Saygılar Kırıt, Yasemin F.; 142306; 142305
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile birlikte Türk ceza usul hukuku sisteminde yer edinen yeni koruma tedbirlerinden biri de adli kontrol tedbiridir. CMK’da yapılan değişikliklerle adli kontrol tutuklamaya alternatif bir koruma tedbiri olması öngörülmektedir.
  • Publication
    Vergi Ödevlilerinin Kişisel Verilerinin Korunması ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Karaçoban Güneş, Tuğçe; 254840
    Kişisel verilerin korunması hakkı, insan onurunun korunması, maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme ve özel yaşamın gizliliği hakkının gereğidir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile bir temel hak ve özgürlük olarak korunan vergi ödevlisinin kişisel verileri, risk yönetim sistemi ve sistem dahilinde kullanılan elektronik uygulama ve teknolojilerle, günümüzde en çok müdahalede bulunulan alanların başında gelmektedir. Bu çalışmada, öncelikle Anayasa ve Vergi Hukuku temelinde vergi ödevlisinin kişisel verilerine ilişkin düzenlemeler incelenecektir. Takiben de, bu yoğun müdahale alanı içerisinde, yeterli korumayı sağlamayan vergi mahremiyetine ilişkin hükümler dışında, bugüne kadar hiçbir kanuni düzenlemeye konu edilmemiş olan vergi ödevlisinin kişisel verilerinin korunmasına ilişkin esas ve usullerin, yürürlüğe girmek üzere olan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı’nın kapsamından istisna tutulması ve bu durumun Anayasa’ya uygunluğu üzerinde durulacaktır.
  • Publication
    Kentsel Dönüşüm Kanunu Çerçevesinde Yapı Maliklerinin Üçte İki Çoğunlukla Alacakları Kararın İçeriğinin Amaca Göre Sınırlanabilmesi
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Öz, M. Turgut; 142320
    Kentsel Dönüşüm kanunu olarak da adlandırılan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkında Kanun’un uygulamasında en sık rastlanılan sorunlardan biri, belki de birincisi, Kanunun aradığı üçte iki (2/3) malik çoğunluğunun verdiği karar karşısında azınlık maliklerin durumudur. Zira, kanun onlara ya bu karara katılma yahut da mülkiyet haklarının kendi dışlarında bir bedel takdiri ile ellerinden alınması seçeneklerini göstermektedir. Bu düzenlemenin kötüye kullanılmasına engel olmak için, kanunun öngördüğü bu nitelikli çoğunluk kararının gene kanunun amacı gözetilerek bazı sınırlamalara tabi tutulması gerekmektedir. Bu çalışmada, bu sınırlamaların neler olabileceği ve nasıl uygulanabileceği incelenecektir.
  • Publication
    Sigorta Sözleşmesinde Sigorta Edilen Menfaatin Sahibinin Değişmesi Durumu
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Bağrıaçık, Safiye Nur; 258070
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) madde 1470’te sigorta edilen menfaatin sahibinin değişmesi durumu düzenlenmiştir. İlgili düzenleme de aksi öngörülmediği takdirde sigorta edilen menfaatin sahibinin değişmesi durumunda sigorta sözleşmesinin sona ereceği ifade edilmiştir. Getirilen yeni düzenleme ile sigorta uygulaması ile paralellik sağlanmıştır.
  • Publication
    Vadeden Önce Muaccel Olan Kredi Borçları Bakımından Müteselsil Kefilin Sorumluluğu - Karar İncelemesi
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Acar, Özlem; 109688
    Bankacılık uygulamasında yer alan hesap kat ihtarnamesi, kredi ödemelerinin vadesinde yapılmaması halinde kredinin durdurulduğunu ve alacağın tamamının yasal yollardan tahsil edilmeye başlanacağını ve tüm kredi borçlarının muaccel kılınacağını borçluya bildiren bir ihtarnamedir. Söz konusu ihtarnameyle vadesi gelmemiş kredi borçları da muaccel hale gelmektedir. Çalışma konumuz olan dava çerçevesinde, vadesi gelmeden muaccel kılınan kredi borçları bakımından müteselsil kefilin sorumluluğuna gidilip gidilemeyeceği, Türk Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümleri kapsamında tespit edilmeye çalışılacaktır.
  • Publication
    Alman Federal İş Mahkemesi Kararı (2 AZR 237/14 – 26.03.2015)
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) 229489
    1. Vücut dışında bir döllenmeden kaynaklanan hamilelik (in vitro fertilizasyon) durumunda MuSchG (Alman Annelik Koruma Kanunu) § 9 Abs. 1 S. 1 gereğince, iş akdini fesih etme yasağı döllenmiş yumurta hücresinin rahime yerleştirilmesiyle birlikte (embriyo transferi) başlamaktadır. 2. KSchG (İşten Çıkarmalara Karşı Güvence Kanunu) kapsamının dışında gerçekleşen bir fesih durumunda bu fesih, fesih nedenini istenilen tüp bebek tedavisi ve buna bağlı olarak bir gebelik olasılığının oluşturduğu durumlarda, BGB (Alman Medeni Kanunu) § 134 ve AGG (Alman Genel Eşit Muamele Kanunu) § 7 Abs. 1, §§ 1, 3 gereğince geçersiz sayılacaktır.
  • Publication
    TBK m.316 Çerçevesinde Genel Olarak Kİracının Özenli Kullanım ve Komşulara Saygı Gösterme Borcu
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Ural Çınar, Nihal; 111822
    Türk Borçlar Kanunu’nun 316’ıncı maddesi çerçevesinde kiracı, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda outran kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğü, hem taşınır hemde taşınmaz kiralarında mevcuttur. Kiracının, özenle kullanmave komşulara saygı gösterme yükümlülüğü ihalal etmesi halinde, kiraya veren belli şartlarla sözleşmeyi feshedebilecektir. Ayrıca kiraya veren, fesih ile birlikte, sözleşmenin süresinden önce sona ermesinden kaynaklanan müspet zararını kusurlu kiracıdan isteyebilecek ve TBK m.334 uyarınca da kiralananın iadesini talep edebilecektir.
  • Publication
    AB’deki Kadın Mülteci ve Sığınmacıların Durumu Üzerine
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) 273247; 262094
    Bu çalışma, Avrupa Parlamentosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesinin, kadın mülteci ve sığınmacıların durumlarının düzeltilebilmesi için farklı alanlarda gereçkleştirilecek bir dizi eylem önerisinde bulunduğu, “AB’deki kadın mülteci ve sığınmacıların durumu üzerine” başlıklı raporunun çevirisinden oluşmaktadır.
  • Publication
    Anonim şirket yönetim kurulunda cinsiyete dayalı kota uygulamaları
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Tütüncü, Muharrem; 254839
    Kadınların ekonomik yaşama katılımı son yıllarda artış trendindeyse de yönetici poziyonlardaki oranının hala oldukça düşük olduğu göze çarpmaktadir. Kurumsal yönetim ilkeleri kapsamında, yönetimde çeşitliliğin sağlanması amacıyla bağlayıcı olmayan kurllar ile kadınların şirket yönetimindeki rollarinin güçlendirilmeye çalıştığı görülmektedir. Ayrıca devletin erkek eşitliğinin sağlama konusundaki yükümlülüğünden hareketle cinsiyete dayalı bir takım köta düzenlemelerine rastlanmaktadır.
  • Publication
    Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (CISG) Göre Satıcının Sözleşmeye Aykırılığı Giderme Hakkı
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Gündoğdu, Fatih; 113726
    Milletlerarası Mal Satımına İlşikin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması kapsamında kalan satım sözleşmelerinde, sözleşmeye uygun şekilde sözleşmeye aykırılığı giderme ve böylece alıcının kendisine tanınan seçimlik haklara başvurmasını engelleme imkanı tanmıştır. Bu hükümle varılmak istenen hedefin Antlaşmanın temel düşüncesine uygun olarak sözleşmenin ayakta kalmasını sağlamak ve uluslararası sözleşmelerde sözleşmenin sona ermesinin doğuracağı güçlükleri engellemek olduğu ifade edilebilir.
  • Publication
    Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararı Işığında Elektrik Kayıp Bedelinin Talep Edilmesine İlişkin Hukuki Değerlendirmeler
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Öztürk Akkartal, Hanife; Kandıralıoğlu Cuylan, Çağla; 114552; 141814
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak olarak kullanılan elektrik bedellerinin, ödemelerini gerçekleştiren abonelerden tahsil edilmesinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı gerekçesiyle eletrik faturalarında yer alan kaçak bedeli ve diğer kalem bedellerinin tüketiciden alınmaması yönünden karar vermiştir. Bu kararın üzerine elektrik piyasası mevzutında özellikle 01.01.2016 tarihinden geçerli olarak uygulanmak üzere değişiklikler yapılarak kayıp kaçak bedelleri açıkça fatura kalemi olmaktan çıkarılmış ve dağıtım bedeli adı altında örtülü olarak abonelere yansıtılmaya devam edilmektedir. Elektrik faturalarında aslında dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olması gereken kalemlere her ne ad altında olursa olsun yer verilmesi hukuka uygun değildir. Perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketleri Enerji Piyasası Üst Kurulundan aldıkları izin ile elektirik dağıtım hizmetini sürdürdükleri için hazırladıkları sözleşmeler Borçlar Kanununu genel işlem şartları hükümlerine tabi olacaktır. Genel işlem şartlarına ilişkin hükümler ister gerçek kişi tüketici ister tüzel kişi tacir olsun geçerli olacak ve tacirler de sözleşmelerde yer alan hükümlerde genel işlem şartlarına aykırılık iddiasında bulunabilecektir.
  • Publication
    Gelir Paylaşımlı İnşaat Sözleşmesinin Hukuki Niteliği
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Gümüşsoy Karakurt, Güler; 258071
    Çalışmamızın konusunu gelir paylaşımlı inşaat sözlşemesi ve yüklenici ile iş sahibi arasındaki ilişkinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Bu nedenle gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinin hukuki niteliği doktorinde ve uygulamada tartışmalıdır. Bu çalışmada, doktorin ve yargı kararları ışığında gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinin hukuki niteliği üzerinde durulacaktır.
  • Publication
    İmar Planlarına Karşı İtiraz ve Dava Açma Süresi Yönünden Güncel Karar Analizi
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Altınok Çalışkan, Elif; Özelçi, Musta Aytaç; 202820; 141896
    İdari işlem nedeniyle menfaati ihlal edilenler iptal davası açmadan önce İdari Yargılama Usulü Kanunun 11. Maddesinde yer alan başvuru yolunu tüketebilirler. İhtiyari bir başvuru yolu öngören bu düzenlemede idare, ilgilinin başvurusuna 60 gün içinde yanıt vermez yani suskun kalırsa başvurunun zımnen reddedildiği Kabul edilir. Bu zımni ret kararından sona ilgili kalan süresi içinde dava açmaz ise dava açma hakkı sona erer. Danıştay’ın yerleşik uygulamasına göre, zımni ret kararından sona başlayan dava açma süresi geçtikten sonar, iadreden gelen açık ret cevabı üzerine dava açılamamaktadır. Ancak son zamanlarda bu konuda Danıştay, idarenin yargısal denetiminin işlerliğinin tam olarak sağlanması ve mülkiyet hakkının Korunması yönlerinden içtihat değişikliğine gitmiştir.
  • Publication
    AİHM Kararlari Işığında Kolluk Mensuplarının Sendikalaşma Özgürlüğünün Sınırları
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Tezcan, Durmuş; 114237
    Bu çalışmada kolluk mensuplarının sendika kurma ve sendikaya üye olma özgürlükleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ışığında tarihsel bir yaklaşımla incelenmiştir. Konunun Türk Hukukundaki gelişimi açıklanmış ve AİHM’in konuya ilişkin kararları değerlendirilmiştir. AİHM’in Türkiye aleyhine vereceği olası bir mahkumiyet kararından önce mevzuatımızdaki düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
  • Publication
    İşçi E-maillerinin Kontrol Edilmesi ve Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması Hakkı
    (Seçkin Yayıncılık, 2016-01) Altınok Villemin, Derya; 253608
    Çalışmamızda; özel hayatın gizliliği ve korunması hakkının ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemelerdeki yeri kabaca incelenmiş olup işcinin çalışma hayatında bu korumanın nasıl sağlanması gerektiği ve müdahalelerin yasal sınırları Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi güncel içtihatları ışığında ele alınmıştır.