İstanbul Kültür Üniversitesi / Hukuk Fakültesi / Özel Hukuk Bölümü / Medeni Hukuk Anabilim DalıGündoğdu, Fatih2018-12-112018-12-112017-061309-8837https://hdl.handle.net/11413/3881TMK m. 193’e göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça , eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilir. Kanun koyucu eşlerin ve aile yaşamının merkezinde olduğunu göz önünde tutarak aile konutu bakımından bu hükme bir istisna getirmiştir. TMK m.194’e göre eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunun devdemez veya aile konutu üzerindeki hakların sınırlayamaz. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, kütüğüne konutla ilgili şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebileceği ifade edilmiştir. Türk öğretisinde ve mahkeme kararlarında “aile konutu şerhi”nin hukuki niteliği ve etki alanı hususu tartışmalıdır. Yargıtay 2015 yılında aile konutu şerhinin üçüncü kişilere etkisi ile ilgili görüşünü değiştirmiştir.trAile KonutuEşin RızasıEşlerin Hukuki İşlemleriŞerhAile Konutu Şerhinin Hukuki Niteliği ve Etkisiİyi Niyetli Üçüncü Kişinin DurumuYargıtayın Aile Konutu Şerhinin Üçüncü Kişilere Etkisi ile İlgili İçtihat Değişikliği Hakkında Bazı Tespit ve DeğerlendirmelerArticle