T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ BASIN İŞ KANUNUNA GÖRE KIDEM TAZMİNATI YÜKSEK LİSANS TEZİ ELİF TUBA KARABAĞ TÜREGÜN 1700005235 Anabilim Dalı: ÖZEL HUKUK Programı: ÖZEL HUKUK Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi ENDER DEMİR OCAK 2024 T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ BASIN İŞ KANUNUNA GÖRE KIDEM TAZMİNATI YÜKSEK LİSANS TEZİ ELİF TUBA KARABAĞ TÜREGÜN 1700005235 Anabilim Dalı: ÖZEL HUKUK Programı: ÖZEL HUKUK Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi ENDER DEMİR Jüri Üyeleri: Prof. Dr. NURŞEN CANİKLİOĞLU Dr. Öğr. Üyesi YASEMİN TAŞDEMİR OCAK 2024 iii İÇİNDEKİLER KISALTMALAR ............................................................................................................... v ÖZET ................................................................................................................................ vi ABSTRACT .................................................................................................................... vii GİRİŞ ................................................................................................................................. 1 I. BASIN İŞ HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI ............................................... 4 1. BASIN VE MEDYA ............................................................................................... 4 2. GAZETECİ ............................................................................................................. 6 2.1. Tanımı .................................................................................................................. 6 2.2. Koşulları ............................................................................................................. 10 2.2.1. Basın İş Kanunu Kapsamında Bulunan İşyerlerinde Çalışma ..................... 11 2.2.2. Fikir ve Sanat İşlerinde Çalışma .................................................................. 16 2.2.3. Basın İş Sözleşmesi ile Çalışma ................................................................... 22 3. İŞVEREN .............................................................................................................. 25 4. BASIN İŞ SÖZLEŞMESİ ..................................................................................... 26 4.1. Tanımı ve Unsurları ........................................................................................... 26 4.2. Türleri ................................................................................................................. 29 4.2.1. Belirli ve Belirsiz Süreli Basın İş Sözleşmesi .............................................. 29 4.2.2. Tam ve Kısmi Süreli Basın İş Sözleşmesi ................................................... 31 4.2.3. Çağrı Üzerine Çalışmaya Dayalı Basın İş Sözleşmesi ................................. 33 4.2.4. Uzaktan Çalışmaya Dayalı Basın İş Sözleşmesi .......................................... 34 4.2.5. Deneme Süreli Basın İş Sözleşmesi ............................................................. 35 4.3. Sözleşmenin Sona Ermesi .................................................................................. 36 4.3.1. Sözleşme Süresinin Dolması ........................................................................ 36 4.3.2. Tarafların Anlaşması .................................................................................... 37 4.3.3. Gazete Yayınının Sona Ermesi .................................................................... 38 4.3.4. Gazetecinin Ölümü ....................................................................................... 38 iv 4.3.5. Sözleşmenin Feshi ........................................................................................ 39 4.4. Sözleşmenin Sona Ermesinin Hukuki Sonuçları ................................................ 57 II. KIDEM TAZMİNATI ve ÖDENMESİ .................................................................. 64 5. KIDEM TAZMİNATI .......................................................................................... 64 5.1. Kıdem Kavramı .................................................................................................. 64 5.2. Kıdem Tazminatı Tanımı ve Hukuki Niteliği .................................................... 67 5.3. Türk İş Hukukunda Kıdem Tazminatının Tarihçesi .......................................... 68 5.4. Kıdem Tazminatına Hak Kazanma Koşulları .................................................... 75 5.4.1. Genel Olarak ................................................................................................ 75 5.4.2. İş Kanununa Göre ......................................................................................... 76 5.4.3. Deniz İş Kanununa Göre .............................................................................. 80 5.4.4. Basın İş Kanununa Göre .............................................................................. 82 6. KIDEM TAZMİNATININ ÖDENMESİ .............................................................. 93 6.1. Kıdem Tazminatının Miktarı ve Hesaplanması ................................................. 93 6.2. Zamanaşımı ve Gecikme Faizi ........................................................................... 96 6.3. İşyerinin Devri Halinde Kıdem Tazminatından Sorumluluk ............................. 97 SONUÇ ............................................................................................................................ 99 KAYNAKÇA ................................................................................................................ 102 v KISALTMALAR BİK Basın İş Kanunu bkz. bakınız ÇGD Çağdaş Gazeteciler Derneği DEÜHF Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi DİK Deniz İş Kanunu ET Erişim Tarihi HD Hukuk Dairesi HGK Hukuk Genel Kurulu İHSGHD İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi İşK İş Kanunu m. madde RG Resmî Gazete S. Sayı s. sayfa TİSK Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TÜHİS Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası vb. ve benzeri vd. ve devamı Y Yargıtay YKİ Yargıtay Kararları İncelemesi vi ÖZET Üniversite : T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi Enstitüsü : Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Dalı : Özel Hukuk Programı : Özel Hukuk Tezli Yüksek Lisans Tez Danışmanı : Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir Tez Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans – Ocak 2024 BASIN İŞ KANUNUNA GÖRE KIDEM TAZMİNATI Temelinde gazeteci kavramının bulunduğu 5953 sayılı Basın İş Kanununda gazetecinin çalışma ilişkilerine yer verilmektedir. Basın İş Kanunundaki gazeteci- işveren ilişkisi, İş Kanunundaki işçi-işveren ilişkisinden daha farklı ve daha az bağımlıdır. Bunun sebebi gazetecilik mesleğinin yapısı ve basın özgürlüğüdür. Bu çalışmada kanuna göre gazeteci sayılmanın koşulları ve basın iş sözleşmesinin sona ermesinden bahsedilmektedir. Ayrıca esas olarak gazetecinin çalışma süresi olan kıdemi ve kıdeme bağlı haklardan en önemlisi olan kıdem tazminatı hakkı incelenmektedir. Gazetecinin kıdem tazminatı hakkı da diğer çalışanların kıdem tazminatına hak kazanma koşullarından farklı şekilde belirlenmektedir. Bu çalışmada gazetecinin kıdem tazminatı yapılan son değişiklikler ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile beraber değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Gazeteci, Basın İş Kanunu, Kıdem, Kıdem Tazminatı, Basın İş Sözleşmesi. vii ABSTRACT University : T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi Institute : Institute of Graduate Studies Department : Private Law Program : Private Law Master’s Degree with Thesis Supervisor : Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir Degree Awarded and Date: LLM– January 2024 SEVERANCE PAY ACCORDING TO PRESS LABOR LAW The working relations of journalists are included in the Press Labor Law No. 5953, which is based on the concept of journalist. The journalist-employer relationship in the Press Labor Law is different and less dependent than the employee-employer relationship in the Labor Law. The reason for this is the structure of the journalism profession and freedom of the press. The conditions of being considered a journalist according to the law and the termination of the press employment contract are mentioned in this study. In addition, the journalist's seniority, which is in fact the length of service, and the right to severance pay, which is the most important of the rights related to seniority, are examined. The journalist's right to severance pay is determined differently from the conditions under which other employees are entitled to severance pay. In this study, the journalist's severance pay is evaluated together with the recent changes and the annulment decision of the Constitutional Court. Key Words: Journalist, Press Labor Law, Severance, Severance Pay, Press Employment Agreement. 1 GİRİŞ Bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşıp gelişmesi ile toplumların da hızla değişip dönüştüğü bir çağda en etkin iletişim araçlarından biri olan medya, toplumla birlikte gazetecilik mesleğini de etkilemekte ve değiştirmektedir. Günümüzde geleneksel medya olarak adlandırılan gazete, dergi, radyo, televizyon gibi iletişim araçları yerini yeni medya ortam ve araçları olarak ifade edilen internet, mobil iletişim ve sosyal medyaya bırakmakta, iletişimin yapısı değişmektedir. Basın tarihi boyunca ilerleyip şekil değiştiren ve gelişen gazetecilik ise bir yandan dijital çağın nimetlerinden yararlanırken bir yandan da basın sektöründeki sermayeden etkilenmektedir. Sermayenin medya sektörüne girmesi ve özellikle bu sektördeki holdingleşmeler sayesinde bağımsız gazetecilikten işverenlerin karşısında korumasız kalan bağımlı gazeteciliğe doğru bir dönüşüm yaşanmaktadır1. Gazeteciliğin önemi, toplumsal işlevi, bir nevi kamu hizmeti fonksiyonu taşıması ile mesleğin yıpratıcılığı, çalışma temposu, zorlukları ve tehlikeleri bir araya geldiğinde gazetecilerin işverenlere ve diğer güçlere karşı korunması ve sosyal haklarının güçlendirilmesi amaçlarıyla çalışma ilişkilerinin düzenlenmesi zorunlu hale gelmiştir2. Önceleri gazeteciler için özel bir hukuki düzenlemeye ihtiyaç duyulmazken gelişen basın sektöründe faaliyet gösteren büyük patronların ortaya çıkması ile gazetecilerin mesleki haklarının ve çıkarlarının korunması ihtiyacı doğmuş; bu amaçla ilk kez 1874 yılında İsveç Basın Birliği örgütü ve ardından 1883 yılında İsviçre Basın Birliği kurulmuş; 1900 yılında İsviçre’de kurulan Yayıncılar Birliği ile aynı yıl basın sektöründeki ilk toplu sözleşme imzalanmıştır3. Bu gelişmeleri Avrupa ve Amerika kıtasında benzer gelişmeler izlemiştir. 1 TOPUZ, Hıfzı, II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2012, s. 327- 347. 2 ŞUĞLE, Mehmet Ali, Basın İş Kanunu’nun Kişi Bakımından Kapsamı, Gazeteci Kavramı ve İş Sözleşmesinin Kurulması, Basın İş Hukuku Genel Esasları ve Uygulama Sorunları, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku 2005 Yılı Mayıs Toplantısı, Legal Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 26 (Kişi Bakımından Kapsam). 3 ATILGAN, Semra, Türk Basın Sendikacılığında Gazetecilerin Yasal Hakları, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yayınları, İstanbul, 2001, s. 28. 2 Basın çalışanlarının çalışma ilişkilerine dair hukuki düzenlemeler ülkemizde ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamakla birlikte basına genel bir çerçeve asıl olarak Cumhuriyet’in ilanından sonra getirilmiştir4. 1937 yılında yürürlüğe giren 3008 sayılı İş Kanununda5 kapsam dışında bırakılan gazeteciler için ayrı ve özel bir korumaya ihtiyaç duyulması üzerine 1938 tarihli 3511 sayılı Basın Birliği Kanunu6 çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile gazetecilere yazılı sözleşme, birliğe üyelik şartı, ihbar süresi düzenlemesi, işverence yapılacak fesihlerde tazminat ödenmesi gibi bazı hükümler getirilmiş ancak bu Kanunun 1946 yılında kaldırılmasıyla gazeteciler yine Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine tabi hale gelmiştir. 1952 yılında ise asıl ismi “5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun”7 yani kısa ve bu çalışmada söz edilen şekliyle Basın İş Kanunu çıkarılarak gazeteciler bakımından özel bir düzenleme yapılmıştır. Çok sayıda değişikliğe uğramasına rağmen bugün halen yürürlükte olan 5953 sayılı Kanun gazetecilere çeşitli haklar tanımaktadır. Türk Basın İş Hukukunun temelinde yer alan gazetecinin bireysel iş ilişkileri Basın İş Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu çalışmanın konusu olan ve Basın İş Kanununda yer alan kıdem tazminatı, gazetecinin kıdem hakkını ve koşullarını saptayan temel düzenleme niteliğinde olup esas itibarıyla Kanunda öngörülen asgari süre boyunca çalışmış olan gazetecinin basın iş sözleşmesinin yine kanunda öngörülen nedenlerden biriyle sona ermesi halinde gazeteciye işveren tarafından ödenmesi gereken bir miktar para olarak tanımlanmakta ve miktarı gazetecinin çalışma süresi ile son ücretine göre hesaplanmaktadır. Basın İş Kanunu kapsamında çalışan gazetecinin meslekte uzun bir süre çalışmış olması koşuluna bağlı olarak ve diğer iş kanunlarına kıyasla hem sınırlı hem de farklı şekilde kurgulanmış bulunan gazetecinin kıdem tazminatı hakkı çeşitli yönleriyle doktrinde uzun yıllar boyunca haklı olarak eleştirilmiştir. İlgili düzenlemenin bazı 4 GÜMÜŞ, İskender, Basın İş Hukukunda Gazetecilerin Çalışma İlişkileri, Yeni ve Geleneksel Medya Okumaları, İskenderiye Kitap, 2015, s. 52-53. 5 RG 15.06.1936, 3330. 6 RG 14.07.1938, 3959. 7 RG 20.06.1952, 8140. 3 hükümleri basın işçilerinin kıdem tazminatı hakkını güvence altına almakta yetersiz kaldığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne taşınmış ve nihayetinde Anayasa’nın eşitlik ve mülkiyet haklarına aykırı olduğu saptanarak iptal edilmiştir8. Anayasa Mahkemesi’nin sözü edilen iptal kararından sonra Basın İş Kanunu ile diğer iş kanunları arasındaki ayrımcı uygulama yalnızca iptal edilen beş yıllık mesleki kıdem şartı bakımından son bulmuştur. Ancak Basın İş Kanunu ile diğer iş kanunları farklı düzenlemeler olarak yürürlükte kalmaya ve toplumun değişik iş kanunlarına tabi olarak çalışanlarına ayrı ayrı koşullar sağlamaya devam etmektedir. Bu durumun doktrinde eleştirilmeye devam edilmesi kaçınılmazdır. Aslında iş kanunları arasındaki ayrımın tümden ortadan kaldırılarak tüm çalışanlar bakımından daha uyumlu ve eşitlikçi bir yaklaşımın benimsenmesi İş hukukumuzun özüne daha uygun ve isabetli olacak, ayrıca çalışma barışına da katkıda bulunacaktır. 8 RG 14.06.2023, 32221. 4 I. BASIN İŞ HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI 1. BASIN VE MEDYA Basın sözcüğü esasen basılı yayıncılığı, özel olarak da gazeteciliği tanımlayan bir kavramdır9. Bu kavram daha çok gazete ve dergi gibi belirli zamanlarda periyodik olarak çıkan basılı yayınlar için kullanılsa da geniş bir tanımlama ile “düşünceyi açıklama özgürlüğüne bağlı olarak haber verme, etkileme, eğitme, eğlendirme vb. amaçlarla haber ve fikirlerin toplanarak değerlendirildiği, bilgi ve görüşlerin kamuoyuna iletildiği süreklilik gösteren yazılı, işitsel ve görsel araçlar” olarak ifade edilebilir10. Gazetenin öncüsü olarak Avrupa’da ilk kez 1450’lerde beliren “haber yaprakları” 17. yüzyılın başından itibaren genellikle “gazete” adıyla anılan süreli yayınlara dönüşmüş ve 1660’da ilk günlük yayın olarak ortaya çıkmıştır11. Matbaanın Avrupa’da yayılması ile gelişen gazetecilik, sanayi devriminden ve sonrasında ortaya çıkan teknolojik gelişmelerden de etkilenmiştir. Başta burjuvazinin ticari sorunlarının çözülmesine yardımcı olan haber yapraklarıyla başlayan gazetecilik, 19. yüzyılda insanın ilgisini çekme ilkesinin benimsenmesiyle12 halka dönük bir kurum haline gelmiştir. Günlük hayatta çoğu kez birbiri yerine kullanılan basın ve medya sözcükleri ise benzerlik taşımakla birlikte esasında farklı kavramlardır. Medya; “ortam, araç” anlamına gelen Latince kökenli “medium” kelimesinin çoğulu olan “media” 9 DANESI, Marcel, Dictionary of Media and Communications, M.E. Sharpe Inc., New York, 2009, s. 239. 10 GÖKÇEK KARACA, Nuray, Basın İş Hukuku (Medya Çalışma İlişkileri), Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020, s. 17. 11 KOLOĞLU, Orhan Eşref, Osmanlı’dan 21. Yüzyıla Basın Tarihi, Pozitif Yayınları, İstanbul, 2006, s. 11. 12 TOKGÖZ, Oya, Temel Gazetecilik, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Yayınları: 476, 100. Doğum Yılında Atatürk’e Armağan Dizisi: 19, Ankara, 1981, s. 67-68. 5 sözcüğünden dilimize uyarlanmıştır13. Aslında gazete, dergi, radyo istasyonları, televizyon kanalları ve internet siteleri de dahil olmak üzere kitle iletişimini sağlayan sistemlerin ve araçların tümü günümüzde medya kavramı ile nitelendirilmektedir14. Gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi araçlarda iletişim tek yönlü olarak gerçekleşir. Bu araçlarda üretilen ürün ya da programın üretildiği noktadan kitlenin tümüne tek yönlü olacak şekilde ulaştırılması söz konusudur. Bu tür iletişim araçları geleneksel medya olarak adlandırılmaktadır. Ancak teknolojik gelişmelerin hızlanması ve internetin yaygınlaşmasının bir sonucu olarak hem kitle iletişiminin şekli hem de bu amaçla kullanılan araç ve ortamlar farklılaşmıştır. “Dijital teknolojiler vasıtasıyla üretilen ve içeriği üretenle tüketen arasında yeni bir ilişkiyi tanımlayan medyaya ise yeni medya denmektedir”15. Yeni medya geleneksel medyadan farklı olarak çift yönlü iletişimi mümkün kılan etkileşimsel medyayı, internet ağlarını ve sosyal medyayı kapsar16. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler medyayı da hızla değiştirip dönüştürmektedir. 1990lı yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde basılı olarak yayınlanan gazete ve dergiler ile radyo ve televizyonlar bu gelişmelerden etkilenmiştir. İlk kez 1995 yılında internette yayın yapmaya başlayan The Washington Times ve The New York Times gazetelerini aynı yıl ülkemizden ilk olarak Aktüel Dergisi takip etmiştir17. Sonraki yıllarda birer birer dijital ortama taşınan gazete ve dergileri televizyon ve radyolar da takip etmiştir. Tüm bu süreçlerin bir sonucu olarak; basılı gazetecilik, radyo ve televizyondan sonra haberlerin internette toplanması ve dağıtılması esasına dayanan yeni bir 13 https://tr.wikipedia.org/wiki/Medya, ET 11.09.2023. 14 DANESI, s. 192. 15 ÇAKIR, Hamza, Geleneksel Gazetecilik Karşısında İnternet Gazeteciliği, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Kayseri, 2007, s. 123. 16 BİNARK, Mutlu, Yeni Medya Çalışmalarında Araştırma Yöntem ve Teknikleri, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2014, s. 15-16. 17 DALGALIDERE, Sertaç, TOSYALI, Hikmet, ÇELİK, Ramazan, Geleneksel Gazetecilik ve Online Gazeteciliğin Karşılaştırmalı Örneği, Yeni ve Geleneksel Medya Okumaları, İskenderiye Kitap, 2015, s. 17. 6 gazetecilik türü yani online (dijital, çevrimiçi) gazetecilik kavramı doğmuştur18. Bu kavram geleneksel gazeteciliğe göre pek çok avantajı da beraberinde getirmektedir. Bu sayede okuyucu akıllı telefon, tablet veya kişisel bilgisayarı ile internet ağının bulunduğu her yerden anlık ve güncel olarak hızlı ve rahat bir şekilde habere ulaşabilirken gazeteci ise zaman ve mekândan bağımsız ve daha esnek bir çalışma ile mesleki faaliyetini sürdürme imkânı bulmaktadır. Online gazetecilik ve genel anlamda dijital yayıncılık gelecekte çok daha büyük ve önemli bir kavram olacaktır. İnternet kullanımın yaygınlaşması ve internete erişim hızının artması ile her alanda olduğu gibi bu alanda da dönüşüm hızla gerçekleşmektedir. Bununla birlikte gazeteciliğin dijitalleşmesi ile gelinen bu nokta elbette son olmayacaktır. Hızla gelişen teknoloji sayesinde bugün için mümkün görünmeyen kimi iletişim araç ve ortamları gelecekte ulaşılabilir olacak ve gazetecilik de muhakkak ki yeniden değişip şekillenecektir. 2. GAZETECİ 2.1. Tanımı Basın İş Hukukunun temelinde yer alan gazeteci kavramı, çeşitli ülkelerde ve kaynaklarda farklı yaklaşımlarla tanımlanmaktadır. Bazı ülkelerde gazeteci kavramının yasal bir tanımı yapılmaktadır19. Örneğin Fransız İş Koduna göre profesyonel gazeteci, “sürekli ve esas mesleği olarak, başlıca geçim kaynağını teşkil eder biçimde, bir veya birden fazla günlük gazete veya periyodikte ya da bir veya birden çok basın ajansında çalışan kimsedir”. Almanya, Danimarka, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, Norveç ve Yunanistan gibi bazı ülkelerde ise böyle bir yasal tanımlama yapılmamakla birlikte gazeteciliğin niteliği bireysel ve toplu iş sözleşmeleriyle belirlenmektedir20. Belçika, İtalya, Arjantin gibi kimi ülkelerde ise gazeteci sayılmak için bir meslek 18 BARDOEL, Jo L. H., DEUZE, Mark, Network Journalism: Converging Competences of Old and New Media Professionals, Australian Journalism Review, 23 (2), 2001, s. 92. 19 ŞUĞLE, Mehmet Ali, İş Hukuku Açısından Gazeteci, ÇGD Yayınları, Ankara, 2001, s. 30; ATILGAN, s. 61 vd. 20 ŞUĞLE, s. 30. 7 komitesinin kararı ile meslek siciline tescil yaptırma ve basın kartı çıkartılması gibi çeşitli prosedürler21 gerekmektedir22. Örneğin İtalya’da gazetecilik yapabilmek için Gazeteciler Birliği’ne kayıt yaptırmış olmak şarttır23. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre gazeteci; “gazete yayımlayan kimse; gazeteye yazı yazmayı, haber toplayıp vermeyi veya gazetenin yazı işlerinde çalışmayı iş edinen kimse veya gazete satan kimsedir”24. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ise Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumlulukları Bildirgesi’nde gazeteciyi “günlük yahut süreli, yazılı, görüntülü; sesli elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar” olarak nitelendirmektedir25. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) meslekler sınıflandırmasına göre gazeteciler; “gazete, televizyon, radyo ve diğer medya aracılığıyla haberleri ve kamuyu ilgilendiren diğer konuları araştıran, yorumlayan ve ileten kişilerdir”26. Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ise gazeteci kavramının “gelirlerinin büyük bir kısmını basılı, elektronik ve işitsel-görsel medya da dahil olmak üzere mevcut tüm iletim yöntemleri aracılığıyla haber, genel bilgi ve yorumların toplanması, hazırlanması ve dağıtımından kazanan kişileri” ifade ettiğini belirtmektedir27. Doktrinde de gazetecinin tanımı çok çeşitli şekillerde yapılmaktadır. Bir tanıma göre gazeteci, “erişmek istediği kitle için en önemli diye nitelendirdiği bilgileri toplayarak haber olarak seçen ve kişileri bilgi alarak düşünmeye sevk eden kişidir”28. Bir başka tanıma göre ise, “insanları yakından ilgilendiren günlük olayları kısa bir 21 ŞAKAR, Müjdat, Basın İş Hukuku, Gazetecilerin Çalışma İlişkileri, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 2002, s. 61. 22 SÜMER, Halûk Hâdi, Bireysel Basın İş Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2020, s. 26-27. 23 ŞUĞLE, s. 86. 24 https://sozluk.gov.tr/, ET 08.10.2023. 25 https://www.tgc.org.tr/bildirgeler/türkiye-gazetecilik-hak-ve-sorumluluk-bildirgesi/bildirge.html, ET 08.10.2023. 26 https://www.ilo.org/public/english/bureau/stat/isco/docs/groupdefn08.pdf, s. 172, ET 08.10.2023. 27 https://www.ifj.org/join-ifj/association-member/about, ET 08.10.2023. 28 TOKGÖZ, s. 10. 8 zaman süresi içinde görebilen, duyabilen ve onları değerlendirerek yayın organına ve o araçla halka çabuklukla ileten kişi”29 olarak tanımlanmaktadır. Kimi yazarlar gazeteciyi, “yazılı ya da görsel-işitsel bir iletişim aracında, haber peşinde koşan, ya da haberi biçime sokan, yani habercilik işlevi esas olan kişi”30, “bilgi toplamak, bilgiyi doğrulamak ve topladığı bilgiyi hitap ettiği topluma göre işlemek durumunda olan kişi”31 yahut “yazılı, basılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarında ve bu araçların yayınlandığı basın işletmelerinde, sürekli olarak makale yazan, haber toplayan ve hazırlayan kimse”32 veya “Basın İş Kanunu kapsamına giren bir veya birden fazla işyerinde, basın iş sözleşmesine göre ve başlıca gelir kaynağını teşkil etmek üzere ve ücret karşılığı fikir ve sanat işlerinde çalışan kişi”33 olarak açıklamaktadır. Tüm bu tanımlamalar gazeteciyi belli yönlerden nitelendirmektedir. Bölgelere ve ülkelere göre farklılık gösteren politik, sosyal, hukuksal, teknik, ekonomik, eğitim gibi faktörler gazetecilerin haklarının, statülerinin, sorumluluklarının da ülkelere ve bölgelere göre değişiklik göstermesine yol açmaktadır. Bununla birlikte gazeteci olarak kabul edilen kişinin belirli donanım ve yeteneklere sahip olması beklenirken çoğunlukla belli bir eğitim almış olması zorunluluğu bulunmamaktadır. Gazetecinin fiilen bu mesleği yapıyor olması yeterlidir. Profesyonel gazetecilik anlamında bir değerlendirmeye göre ise mesleğinde kaldığı sürece bir gazetecinin sorumluluk duygusu ve muhakeme yeteneği, eğitimi, yetişme tarzı, mesleğinde edindiği tecrübe ve staj, görevinin gerektirdiği teknik bilgi ile meslek standartları ve meslek ahlakına uygunluk ölçütleri ile profesyonel olup olmadığı belirlenebilecektir34. 29 ÇAPMAN, Nedim, Gazetecilik Tekniği Kitle Haberleşmesi I (Mass Communication), Başkent Yayınevi, Ankara, 1970, s. 13. 30 ÖKE, Mim Kemal, Gazeteci, Türkiye’de Basın Çalışanları Üzerine Bir İnceleme, ÇGD Yayınları, Ankara, 1994, s. 31. 31 ATILGAN, Semra, Mesleği: Gazeteci Gazetecilik Mesleği, Marmara Üniversitesi İletişim Dergisi, Sayı:6, 1994, s. 283 (Gazeteci). 32 GÖKÇEK KARACA, s. 25. 33 ŞAKAR, s. 61. 34 HOHENBERG, John, Gazetecilik Mesleği, Çev. Filiz Ofluoğlu, Gazeteciler Cemiyeti Yayınları No: 1, İstanbul, 1963, s. 22. 9 Günümüzde gazetecilik faaliyetinin kapsamını değerlendirirken hızla çeşitlenen medya ve iletişim kanalları da göz önüne alındığında, gazeteci ve gazetecilik kavramlarını ortaya koyan tanımlamaları daha da çeşitlendirmek mümkündür. Ancak Basın İş Hukuku bakımından esas alınması gereken gazeteci tanımı kısaca Basın İş Kanunu olarak isimlendirilen 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un35 1. maddesinde de açıklandığı üzere, “Türkiye’de yayınlanan gazete, internet haber siteleri ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında her türlü fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışan ve İş Kanunundaki “işçi” tarifi şümulü haricinde kalan kimseler” olacaktır. Kanunda 1. madde ile gazeteci olarak tanımlanan kişilere BİK m. 2’de bir istisna getirilmiştir. Bu hükme göre “birinci maddenin dahilinde bulunup da Devlet, vilayet ve belediyeler ve İktisadi Devlet Teşekkül ve müesseseleriyle sermayesinin yarısından fazlası bu teşekküllere ait şirketlerde istihdam edilen memur ve hizmetliler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz”. Dolayısıyla Kanunun gazeteci tanımına uyan kamu tüzel kişiliğine sahip işyerlerinde çalışanların BİK açısından gazeteci sayılmayacağı; bu kurum ve kuruluşlarda çalışan memurların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu36 kapsamında bulunduğu37 ve yine bu kurumlarda çalışmakla beraber memur statüsünde olmayıp işçi statüsünde bulunanların ise fiilen yaptıkları iş gazetecilik olsa dahi Basın İş Kanunu kapsamına girmedikleri belirtilmektedir38. Gazeteciyi Kanundaki bu tanımından daha geniş bir şekilde tarif eden Basın Kartı Yönetmeliği39 ise “BİK kapsamında fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışanların yanı sıra 6112 sayılı Kanun40 kapsamında kurulan radyo ve televizyonların haber birimlerinde çalışanları ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’nun haber birimlerinde çalışanları da” gazeteci olarak değerlendirmektedir. Ancak Yönetmelikte gazeteci olarak kabul edilmelerine rağmen Kanunda açıkça öngörüldüğü üzere, Türkiye 35 RG 20.06.1952, 8140. 36 RG 23.07.1965, 12056. 37 GÖKÇEK KARACA, s. 35. 38 SÜMER, s. 35. 39 RG 10.04.2023, 32159. 40 RG 03.03.2011, 27863. 10 Radyo Televizyon Kurumu çalışanları Basın İş Kanununa tabi değildir41. Benzer şekilde T.C Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde gazetecilik faaliyetinde bulunanlar da Basın İş Kanunu kapsamına girmezler42. Ancak özel hukuk tüzel kişiliğini haiz olan Anadolu Ajansı’nda gazetecilik yapanlar hakkında Basın İş Kanununun hükümleri uygulanır43. Türk Ticaret Kanununa44 göre kurulmuş bulunan özel hukuk tüzel kişiliğine sahip kurum ve kuruluşlar ile sermayesinin yarısından azı kamu tüzel kişiliğine ait olan şirketlerde çalışan gazetecilerden Kanunun 1. maddesinde öngörülen şartları taşıyanlar da Basın İş Kanunu kapsamında gazeteci olarak değerlendirilecektir45. Basın İş Kanununda gazetecilik niteliğinin kazanılması açısından önceden yerine getirilmesi gereken bir koşul ya da herhangi bir kayıt zorunluluğu bulunmayıp serbestlik sistemi kabul edilmiştir46. Kanun nezdinde gazeteci niteliğinin kazanılması ilgili hükümde sözü edilen koşulların bulunması ile sağlanır. Kendisinin gazeteci olduğunu belirterek buna bağlı olarak bir hak talebinde bulunan kimse gazeteci olduğunu ispat etmekle yükümlü olacaktır47. 2.2. Koşulları Bir kişinin Kanun bakımından gazeteci sayılarak hakkında BİK hükümlerinin uygulanabilmesi için bazı şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Kanun hükmü gereğince gazeteci sayılmamakla birlikte Yönetmeliğe göre basın kartı sahibi olanlar hakkında Basın İş Kanunu hükümleri uygulanmaz. Zira bu yönetmelik Kanunca gazeteci 41 TUNCAY, A. Can, Hukuki Yönden Basında İşçi-İşveren İlişkileri, Evrim Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1989, s. 30. 42 SÜMER, s. 36. 43 GÖKÇEK KARACA, Nuray, Gazetecinin Basın İş Kanunu’ndan Doğan Hakları ve Sorumlulukları, 5953 Sayılı Basın İş Kanunu ve Uygulaması, Legal Yayıncılık, İstanbul, 2010, s. 73 (Gazeteci). 44 RG 14.02.2011, 27846. 45 GÖKTAŞ, Seracettin/ÇİL, Şahin, Açıklamalı-İçtihatlı Basın İş Kanunu, İlgili Mevzuat, Turhan Kitabevi, Ankara, 2003, s. 22. 46 SÜMER, Haluk Hadi, Basın İş Kanununa Göre Fazla Çalışma, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, Cilt 20, S. 1, 2014, s. 95-96. 47 ÖZEKES, Muhammet, Basın İş Kanunu’ndan Doğan Uyuşmazlıklarda İspat Sorunları, Basın İş Hukuku Genel Esasları ve Uygulama Sorunları, 2005 Yılı Mayıs Ayı Toplantısı, İstanbul, 2006, s. 194. 11 vasfına sahip olmayan bazı kişilerin de basın kartı sahibi olmalarına imkân sağlamaktadır. Basın kartı sahibi ve basın işyerinde kadrolu gazeteci olup da fiilen gazetecilik yapmayanlar Basın İş Kanunu bakımından gazeteci sayılmayacaktır. Atılgan’a göre fiilen gazetecilik yapmayan ancak sırf basın kartı sahibi olabilmek amacıyla bir gazetede kadrolu olarak çalışır görünen bu kişiler “naylon gazeteci” olarak tanımlanacaktır48. Şakar, Basın İlan Kurumu’ndan daha fazla ilan alınması için aslında gazeteci olarak çalışmadığı halde çalışıyor gibi gösterilen kişileri de naylon gazeteci kavramı içinde değerlendirmektedir49. Gökçek Karaca ise işverenle arasında gerçek bir iş ilişkisi mevcut olmadığı ve fiilen gazetecilik yapmadığı halde sırf basın kartı alması için muvazaalı bir şekilde gazeteci olarak kadroda gösterilen ve genellikle basın işvereninin yakınları olan bu kişileri “kadrolu görünümünde gazeteci” olarak adlandırmaktadır50. Ona göre bir de “kadrosuz gazeteci” kavramı da mevcuttur ki bu kişiler aslında basın iş sözleşmesi ile çalıştırılması gerektiği halde uygulamada çoğu kez ücret almadan ve bazen telif ücreti ile çalıştırılan kişilerdir51. Bunun yanı sıra Kanundaki tanıma uygun olacak şekilde gazeteci niteliğine sahip olanlar, halihazırda basın kartı sahibi olmasalar bile gazeteci sayılacaktır52. Zira hukukumuz bakımından basın kartı sahibi olmak gazeteci niteliği edinmenin ön koşulu olmayıp bu anlamda yalnızca karine teşkil edebilecektir53. 2.2.1. Basın İş Kanunu Kapsamında Bulunan İşyerlerinde Çalışma Basın İş Kanununda işyeri kavramı açıkça tanımlanmamıştır. Ancak bu Kanun kapsamında yapılacak bir çalışmanın m.1’de düzenlendiği üzere “Türkiye’de yayınlanan gazete, internet haber siteleri ve mevkutelerle haber ve fotoğraf ajanslarında” olacağı belirtilmiştir. 48 ATILGAN, s. 28; ATILGAN, Gazeteci, s. 292. 49 ŞAKAR, s. 62. 50 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 58-59. 51 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 58-59. 52 ŞAKAR, s. 66. 53 ŞUĞLE, s. 84; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 11; TUNCAY, s. 28. 12 Buna göre, hükümde sayılan gazete, internet haber sitesi, süreli yayın, haber ve fotoğraf ajansları bu Kanun kapsamında değerlendirilecek işyerleridir. Bu hükmün ilk halinde gazete ve mevkutelerin yanı sıra “benzeri yayın müesseseleri ve matbaalar” ibaresi de bulunmaktaydı. Bu ibare 212 sayılı Kanun54 ile yasadan çıkartılmış ve nihayetinde “internet haber siteleri” ibaresi, 18.10.2022 yürürlük tarihli 7418 sayılı Kanun55 ile eklenmiştir. Madde hükmünde yapılan ilk değişiklik, bu Kanun kapsamındaki işyerlerinden benzeri yayın müesseseleri ile matbaaları çıkartarak işyeri kapsamını daraltmaktayken yapılan son değişiklik ile günümüzün yeni iletişim araçları ve yeni medya ortamları göz önünde bulundurularak teknolojik gelişmelerle paralel bir adım atılmış ve kapsam genişletilmiştir. Buna göre internet haber siteleri de diğer koşulların sağlanması kaydıyla bu Kanun kapsamında işyeri olarak tanımlanabilecektir. 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 3. maddesinde “medya hizmet sağlayıcısı”, “radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmeti içeriğinin seçiminde editoryal sorumluluğu bulunan ve bu hizmetin düzenlenme ve yayınlanma biçimine karar veren tüzel kişi” olarak açıklanmaktadır. Böylece şimdilik sadece, dizi, film, belgesel gibi yapımlar yayınlamakla birlikte ileride gazetecilik ve habercilik yapması da muhtemel olan ve günlük yayın akışına bağlı kalmadan internet üzerinden yayın yapan Netflix, Blutv, puhutv, Exxen, Amazon Prime Video gibi medya hizmet sağlayıcıları da Kanun kapsamına alındığından, bu tür kurum ve kuruluşlarda gazetecilik faaliyeti yürüten gazetecilerin basın kartı sahibi olmaları koşuluyla BİK kapsamında gazeteci sayılmaları mümkün hale gelmiştir56. Basın İş Kanunu bakımından işyeri olarak nitelendirilen yerlerin belirlenmesinde “Türkiye’de yayınlanma” şartından bahsedilmektedir. Bir başka deyişle, Kanun kapsamında gazetecilik olarak değerlendirilen bir faaliyetten söz edebilmek için işyerinin Türkiye’de yayın yapması gerekir. Kanunun lafzından hareketle, her ne kadar gazetecilik faaliyetinin tamamını Türkiye’de yürütse de yurt dışından yayın yapan bir 54 RG 10.01.1961, 212. 55 RG 13.10.2022, 7418. 56 KURTİŞOĞLU YÜCEL, Ezel, Basın Özgürlüğü Bağlamında Basın İş Sözleşmesinden Doğan Borçlar, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Doktora Tezi, Eskişehir, 2022, s. 18-19. 13 gazete ya da derginin Türkiye temsilcisi olarak çalışan bir kişi hakkında Basın İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı söylenebilecektir57. Bununla birlikte, merkezi yurtdışında bulunan bir ajansın tüm gazetecilik faaliyetlerini yurt dışında gerçekleştirmesine rağmen Türkiye’de yayınlanma koşulunu sağlaması durumunda ise burada çalışanlar Kanun kapsamında değerlendirilecektir. Böyle bir durumda bu koşul aynı şartlarda çalışan gazeteciler arasında eşitliksiz bir durum meydana getirecek ve Kanunun amacına aykırılık teşkil edeceğinden bu ifadenin Kanundan çıkarılması gerektiği fikri savunulmaktadır58. Türkiye’de yayınlanma koşulunu yerine getiren bir süreli yayında çalışan kişinin bu Kanun kapsamında gazeteci sayılması kişinin Türk vatandaşı olup olmamasına bağlı değildir59. Zira Kanun gazetecinin Türk vatandaşı olmasını şart koşmamaktadır. Benzer şekilde yayının dili de bu konuda bir fark yaratmayacaktır. Süreli yayın ister Türkçe ister başka bir dilde yayınlansın, Türkiye’de yayınlanma şartı yerine geliyorsa bu işyeri Basın İş Kanunu kapsamına girecektir60. Türkiye’de yayınlanma ile kastedilenin basılan yayınlar bakımından Türkiye’de basılma ve ortaya çıkma olduğu söylenmektedir61. Ancak gazete veya dergi gibi yayın yapmayan haber ajansları bakımından haberin toplanarak derlendiği ve servis edildiği ajans merkezinin Türkiye’de bulunması gerektiği; bu anlamda merkezi yurt dışında olup Türkiye’de bir bürosunun bulunmasının yeterli olmadığı belirtilmektedir62. Karşı görüşte olan Başterzi’ye göre ise gazetenin Türkiye’de basılması ya da haber ajansının Türkiye’de kurulmuş olması gerekmez; aksi halde haber ve fotoğraf ajansları bakımından Türk tabiiyeti aranması eşitliğe aykırı bir durum oluşturacaktır63. Ona göre 57 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 69; TUNCAY, s. 27; NARMANLIOĞLU, Ünal, İş Hukuku, Ferdi İş İlişkileri I, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 2014, s. 91. 58 ŞUĞLE, Kişi Bakımından Kapsam, s. 27; GÖKÇEK KARACA, s. 78; SÜMER, s. 29; SÜMER, Fazla Çalışma, s. 97. 59 SÜMER, Fazla Çalışma, s. 96. 60 ŞUĞLE, s. 39; BAŞTERZİ, Süleyman, İş İlişkisinin Kurulması, Hükümleri ve İşin Düzenlenmesi Açısından Yargıtay’ın 2009 Yılı Kararlarının Değerlendirilmesi, Yargıtay’ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi, On İki Levha Yayıncılık, Ankara, 2011, s. 28. 61 ŞUĞLE, s. 42-43; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 69; BAŞTERZİ, s. 28. 62 SÜMER, s. 29. 63 BAŞTERZİ, s. 28. 14 nerede basıldığından bağımsız olarak Türkiye’de satılan veya elektronik ortamda kamuya açık olarak bulunan gazeteler ile Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı haber ve fotoğraf ajanslarının Türkiye’deki işyerlerinde çalışan gazetecileri Basın İş Kanunu kapsamında gazeteci olarak kabul edilmelidir64. Kanunun 2. maddesinde belirtilen istisna, kimi kuruluşların bu Kanun kapsamında işyeri sayılmaması sonucunu doğurmaktadır. Buna göre gazete, süreli yayın, ajans, internet haber sitesi ve medya hizmet sağlayıcısının kamu tüzel kişiliğini haiz olması halinde bu kurum ve kuruluşların çalışanları BİK kapsamında gazeteci sayılmayacaktır. Bu kurum ve kuruluşların çalışanları gazetecilik faaliyeti yürütseler bile çalışmış oldukları işyerleri Basın İş Kanununa tabi işyeri olarak değerlendirilmeyeceğinden çalışanları da bu Kanun kapsamında gazeteci olarak sayılmayacaktır65. Gazete; “politika, ekonomi, kültür ve daha başka konularda haber ve bilgi vermek için yorumlu veya yorumsuz, her gün veya belirli zaman aralıklarıyla çıkarılan yayındır”66. Mevkute; “belli zamanlarda çıkan süreli yayındır”. Basın Kartı Yönetmeliği m. 4/1’e göre süreli yayın ise “belirli aralıklarla yayınlanan gazete, dergi gibi basılmış eserler ile haber ve fotoğraf ajanslarının yayınlarıdır”. Buna göre aslında süreli yayın kavramı gazeteyi de kapsamaktadır. Uygulamada haber ajansı olarak çalışan fotoğraf ve haber ajanslarının ise Yönetmelikteki tanımından hareketle “dünyada ve ülkede meydana gelen olayları başta diğer basın-yayın kuruluşları olmak üzere müşterilerine ulaştırmak için fotoğraf, görüntü ve haber toplayarak masraflarını bu fotoğraf, görüntü ve haberleri satarak karşılayan yarı resmi ve özel kuruluşları ifade ettiğini” belirtmek gerekir. 64 BAŞTERZİ, s. 28. 65 KURTİŞOĞLU YÜCEL, s. 22. 66 OĞUZMAN, M. Kemal, Gazetecilerin Mesleki ve Sosyal Hakları ve Bunların Korunması, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Fakülteler Matbaası, Cilt 32, Sayı: 2-4, İstanbul, 1966, s. 861; TUNCAY, s. 28; ÖZEK, Çetin, Türk Basın Hukuku, İstanbul Üniversitesi Yayınları, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1978, s. 803; ŞUĞLE, s. 45; ATILGAN, s. 25. 15 Basın İş Kanununda sözü edilen gazete ve süreli yayın ifadeleri ile kastedilenin nesne yani fiziksel olarak gazete ya da derginin kendisi mi yoksa işletme mi olduğu ile ilgili iki ayrı görüş bulunmaktadır. İlk görüşe göre gazete ya da süreli yayın çıkaran kuruluşun niteliğinin bir önemi bulunmamaktadır. Bu sebeple örneğin gazeteyi çıkaran kuruluş gazete işletmesi niteliğinde olmasa da çıkarılan gazetede fikir ve sanat işinde çalışan kişi gazeteci sayılmalıdır. Üstelik bu yayının ücretli, ücretsiz, enformasyon veya reklam amaçlı olması; profesyonel editörlerce, dernek, sendika, ticari veya endüstri işletmeleri tarafından çıkarılmış olması gazetecilik niteliğinin edinilmesini etkilemeyecektir67. Bu görüşe katılmak mümkün değildir. Bizim de katıldığımız diğer görüşe göre ise Kanunda sözü edilen kavramlar işletme anlamında kullanılmıştır68. Başka bir deyişle Basın İş Kanununda sözü edilen gazete ve mevkute kavramları gazete ve süreli yayını çıkaran işletmeleri ifade ettiğinden, örneğin ticari anlamda bir gazete işletmesi olmayan bir market zincirinin tüketicileri için çıkarmış olduğu gazetede çalışan kişilerin BİK kapsamında gazeteci sayılmaları mümkün olmayacaktır. Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir69. Ancak daha eski tarihli bir kararında Yargıtay aksi yönde bir karara imza atmış ve bir işçi sendikası tarafından çıkarılmakta olan gazetede yazı işleri müdürü olarak çalışıp daha sonra emekli olmuş kişiyi 5953 sayılı Kanun anlamında gazeteci sayarak kıdem tazminatı talebini haklı bulmuştur70. Gerçekten de gazeteci kimliğinin kazanılabilmesi bakımından yayının kendisi kadar nerede yayınlandığının da önemli olduğunu, gazetecilik faaliyetinin reklam ve halkla ilişkilere yönelik etkinlikler gibi bazı başka çalışmalardan ayrılması gerektiğini ve güncel olay ve haberlerin kamuoyuna yayımlanmasının işletmenin temel amacı olması gerektiğini belirtmek gerekir71. Elbette işletmenin asıl işinin gazetecilik çalışmaları olması kaydıyla gazetecilik faaliyetine destek amaçlı yürüttüğü ikincil ve ek işlerinin olması da mümkündür. 67 ŞUĞLE, s. 27. 68 TUNCAY, s. 28; GÖKÇEK KARACA, s. 75; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 4; BAŞTERZİ, s. 28. 69 Y 9. HD, 30660/8953, 31.03.2009, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 70 Y 9. HD, 10772/952, 03.02.1987, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 71 ŞUĞLE, Kişi Bakımından Kapsam, s. 28. 16 Basın İş Kanununa göre gazeteci çalışmasını bir gazete veya süreli yayınla sınırlamak durumunda değildir. Gazetecinin birden çok gazetede ya da süreli yayında çalışması hatta bu yerlerden birinin örneğin bir marketler zincirinin gazetesi olması halinde bile hakkında Basın İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır72. Gazete, süreli yayın ve haber ajanslarından başka medya hizmet sağlayıcılarının haberle ilgili birimlerinde çalışan ve asgari sayısı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından belirlenen basın kartı sahipleri de Basın İş Kanunu hükümlerine tabi olacaktır. Kanun medya hizmet sağlayıcısının haber biriminde çalışmayı gazeteci sayılmak açısından yeterli görmeyerek ayrıca basın kartı sahibi olmayı da aramıştır73. Elbette bu kişilerin fiilen yaptığı işin gazetecilik faaliyeti olması gerekir. Özel radyo ve televizyonların haber birimi dışındaki departmanlarında çalışanlar hakkında ise İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır. 2.2.2. Fikir ve Sanat İşlerinde Çalışma Basın İş Kanununa göre gazeteci olarak nitelendirilen kişi “her türlü fikir ve sanat işlerinde ücret karşılığı çalışan kişidir”. Bu tanım, gazete ve süreli yayınlar ile Kanunda sayılan diğer işyerlerinde çalışan kişilerden hangilerinin gazeteci olarak kabul edileceği konusunda ayırt edici niteliktedir. Kanunun ilk halinde fikir ve sanat işleri örnekleme yoluyla sayılmaktaydı. Buna göre, “başmuharrirlik, muharrirlik, mesul müdürlük, yazı işleri müdürlüğü, istihbarat şefliği, muhabirlik, mütercimlik, musahhihlik, foto muhabirliği, ressamlık, karikatürcülük, istihbarat telsizciliği ve radyoculuğu, gazete müdürlüğü ve idare müdürlüğü gibi her türlü fikir ve sanat işleri” gazetecilik işlerinden sayılmakta ve benzeri işler denilerek kapsam geniş bir şekilde belirlenmekteydi. Ancak bu örnekleme 212 sayılı Kanun ile kaldırılmış ve gazeteci kavramı “her türlü fikir ve sanat işlerinde çalışma” şeklinde bir genelleme ile tanımlanmıştır. 72 GÖKÇEK KARACA, s. 37; ŞAKAR, s. 15; ŞUĞLE, s. 49; TUNCAY, s. 29; SÜMER, Fazla Çalışma, s. 99. 73 KÖME AKPULAT, Ayşe, Gazetecinin Başka İşte Çalışma Serbestisi ve Sınırları: Basın İş Kanununun 13. Maddesi Kapsamında Bir İnceleme, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 10 S.1, 2019, s. 228. 17 Bu genellemeden hareketle fikir ve sanat işinin tanımı, kapsamı ve iki ayrı iş olarak mı yoksa birbirini bütünleyen bir iş olarak mı değerlendirilmesi gerektiği ile ilgili çeşitli görüşler bildirilmiştir. Oğuzman’a göre gazeteci kabul edilmek için yapılacak işin “fikir ve sanat işi olması” zorunludur74. Özek’e göre bu ifade ile aranılan “kişinin fikri uğraşının bedensel uğraşından fazla olmasıdır”75. Gökçe de aynı görüştedir; ona göre “gazetecinin fikri çalışması bedeni çalışmasının önüne geçmiş olmalıdır”76. Tuncay, “gazetecilik mesleğiyle doğrudan doğruya ilgili olan fikren çalışan kişilerin” BİK anlamında gazeteci olduğunu ve “gazeteciliğin fikir işçiliğinin özel bir türü olup mesleğe özgü bir sanatı da içerdiğini” belirtmektedir77. Göktaş/Çil’e göre burada sözü edilen gazetecilik mesleğinin ifa edilmesi olup bu anlamda “her gazeteci fikir işçisi sayılacak ancak her fikir işçisi gazeteci kabul edilmeyecektir”78. Narmanlıoğlu da Kanunun bütün fikir işçilerini değil Basın İş Kanunu kapsamına giren yerlerdeki fikir ve sanat işinde çalışanları kapsadığından hareketle bir kişinin gazeteci sayılması için “Kanun kapsamındaki bulunan işyerinde çalışması gerektiğini” söylemektedir79. Gökçek Karaca’ya göre gazeteci; “fikir ve sanat işlerinde gazetecilik mesleği ile doğrudan doğruya ilgili fikri bir çalışma yapan kişidir”; BİK kapsamına giren işler ise “sadece gazetecilik mesleğine özgü fikir ve sanat işleridir”80. Şakar da benzer bir görüştedir; ona göre de her ne kadar fikir ve sanat işi yapıyor olsalar da gazetenin başka departmanlarında çalışanlar gazeteci olarak değerlendirilmemeli, “yalnızca gazetecilik mesleği ile doğrudan ilgili işler BİK kapsamında fikir ve sanat işi sayılmalıdır”81. Şuğle’ye göre fikir ve sanat işleri birbirinden ayrı işler olup Kanundaki ifadeden anlaşılması gereken, örneğin bir haberin yazılması gibi tümüyle fikirsel bir iş ya da 74 OĞUZMAN, s. 861. 75 ÖZEK, s. 803. 76 GÖKÇE, Sibel, Basın İş Sözleşmesine Göre Gazetecilerin Hakları ve Mesleki Sorunları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007, s. 15. 77 TUNCAY, s. 31-32. 78 GÖKTAŞ/ÇİL, s. 6. 79 NARMANLIOĞLU, s. 96. 80 GÖKÇEK KARACA, s. 81. 81 ŞAKAR, s. 63. 18 gazeteciliğe yönelik bir resim, çizim, karikatür yapılması gibi sanatsal bir iştir82. Ona göre gazeteci olarak nitelendirilecek kişide bu iki unsurun birlikte aranması halihazırda gazetecilik mesleğini sürdüren çok sayıda kişinin Kanun kapsamı dışında kalmasına sebep olacağından bir işin yalnızca fikir işi veya yalnızca sanat işi olarak değerlendirilmesi gazeteci sıfatının kazanılmasında yeterli olacaktır83. Zira gazetecilik mesleği haberlerin yalnızca yazılı olarak iletilmesinden ibaret olmayıp grafiksel, fotografik ve görsel-işitsel anlatımlar gibi çok çeşitli yollarla haber iletimi ve gazetecilik yapılması mümkündür. Başterzi de aynı görüştedir84. Sümer de bir gazetede salt fikir işi ya da sanat işi yapan herkesin gazetecilik faaliyeti yaptığından söz edilemeyeceği fikrinden hareketle fikir ve sanat işi kavramı ile kastedilenin gazetecilerin yaptıkları iş, gazetecilik faaliyeti kapsamında gazetecilik mesleğini anlatan bir ifade olduğu görüşündedir85. Ona göre örneğin sağlık köşesinde soruları cevaplayan doktorun, şiir köşesinde şiir yayınlayan kişinin, hukuk köşesinde güncel hukuk konuları yazan avukatın ya da bir gazetede muhasebe işinde çalışan kişinin gazetecilik faaliyeti yürüttüğünden söz etmek mümkün değildir86. Dolayısıyla her somut olay bakımından gazetecilik mesleğinin gerekleri dikkate alınarak kişinin gazeteci olup olmadığı değerlendirilmelidir. Basın İş Kanunu kapsamında sözü geçen fikir ve sanat işinin gazetecilik mesleği kapsamında olması gerektiği aşikardır. Fikir ve sanat işinin gazetecilik kapsamında değerlendirilebilmesi için ise yapılan çalışmanın içeriği de önem taşımaktadır. Bir çalışmanın gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirmesinde enformasyon ve güncellik kavramlarından yararlanılması gerekmektedir87. Şuğle, bir kimsenin gazetecilik statüsünden faydalanabilmesi için “çalışmasının kamuoyuna enformasyon sunmak amaçlı olması ve çalışmanın az ya da çok güncellik ile ilişkisinin bulunması gerektiğini” 82 ŞUĞLE, s. 66. 83 ŞUĞLE, s. 66. 84 BAŞTERZİ, s. 30-31. 85 SÜMER, s. 39. 86 SÜMER, s. 39. 87 ŞUĞLE, s. 76. 19 söylemektedir88. Aynı görüşü paylaşan Gökçek Karaca da BİK kapsamına giren bir işyerinde fikir ve sanat işçisi olarak çalışan bir kişinin faaliyetinin ancak ve ancak enformasyon ve aktüalite koşullarını taşıması halinde gazetecilik faaliyeti sayılacağını, yapılan işin bu iki koşuldan yoksun olması halinde ise bu kişinin gazeteci olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir89. Ancak özellikle düzenli olarak gazeteye yazı yazan, çizim yapan ve başlıca gelir kaynağı bu olan kişiler bakımından ise bu iki ölçütün çok katı bir biçimde değil, başka ölçütlerle de birlikte ve daha esnek bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği de belirtilmektedir90. Hukukumuzda gazete, süreli yayın, internet haber sitesi, haber ve fotoğraf ajanslarında çeşitli unvanlarla görev yapan kişilerden hangilerinin gazeteci sayılacağı ile ilgili çeşitli görüşler bildirilmektedir. Bu görüşlerden hareketle örneğin yazar, muhabir, foto muhabiri, redaktör, editör, ressam, karikatürist, sayfa sekreteri, görsel yönetmen, sanat yönetmeni, haber müdürü, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, servis şefi gibi gazetecilik mesleği ile doğrudan ilgili ve ilişkili olan işlerde çalışanlar gazeteci olarak kabul edilmektedir91. Hangi iş ve unvanların hem fikir ve sanat işi olup hem de gazetecilik mesleği ile doğrudan ilgili olduğu yapılan işin niteliği ile de ilgilidir. Örneğin gazeteci denince ilk akla gelen unvanlardan biri olan muhabir, “basın ve yayın organlarında haber toplayan, bildiren veya yazan kişidir”92. Sözü edilen ister haber muhabirliği ister foto muhabirliği olsun bu işin idari bir görev olmayıp gazetecilikle doğrudan ilişkili bir fikir işi olduğu93 açıktır. Basılı bir eserin redaksiyon işlemlerini gerçekleştiren, fikri malzemeyi toplayıp düzenleyerek inceleyen ve gerekli değişiklikleri yaparak eseri yayına hazırlayan kişi olan yazı işleri müdürü de kendisi bizzat yazı yazmasa bile fikri nitelikte bir gazetecilik 88 ŞUĞLE, s. 76. 89 GÖKÇEK KARACA, s. 84; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 80. 90 GÖKTAŞ/ÇİL, s. 7; ŞUĞLE, s. 76. 91 TUNCAY, s. 31-32; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 81; SÜMER, s. 39; AKYİĞİT, Ercan, Basın İş Kanunu’nda Kıdem Tazminatı, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt 24, S. 3-4-5, Ağustos-Kasım 2012/Şubat 2013, s. 6 (Basın İş). 92 https://sozluk.gov.tr/, ET 10.10.2023. 93 ŞAKAR, s: 64. 20 işi yapar94 ve bu sebeple BİK anlamında gazetecidir95. Gazetedeki sayfa sekreteri ya da dergideki görsel yönetmenin resim ve yazıları toplayarak sayfaya görsel olarak son şeklini verip tasarımlarını yaparak baskıya hazırlamasından ötürü gazetecilikle doğrudan ilgili fikir ve sanat işi yaptığı kabul edilmektedir96. Bir yayının en yetkili konumdaki kişisi olup tüm yayına hazırlık faaliyetlerinin başında bulunan genel yayın yönetmeni de fikir ve sanat işi yapar, dolayısıyla BİK kapsamında gazetecidir97. Benzer şekilde gece haber kameramanı, internet haber sitesinde haber video editörü, prodüktör, haber ajansı editörü, özel bir televizyon kanalında yayın akışı planlayıcısı gibi gazetecilik mesleğiyle bağlantılı olarak fikir ve sanat işi yapanlar gazeteci olarak kabul edilmektedir98. Hangi unvanla çalışanların gazeteci sayılacağı ile ilgili örnekleri çoğaltmak mümkündür. Ancak esas olan her somut olayda kişinin gazeteci niteliğinin fiilen yaptığı işe bağlı olarak saptanmasıdır. Zira aynı unvana sahip iki kişiden biri fiilen gazetecilikle bağlantılı fikir ve sanat işi yapıyorken bir diğerinin yalnızca unvanı veya iş tanımı gazeteciliğe uygun olup kişinin çalışması bu yönde olmayabilir. Nitekim Basın İş Kanununda 212 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önce fikir ve sanat işlerinde çalışanlara verilen örnekler arasında yer alan gazete idare müdürleri açısından durum böyledir. Önceleri BİK’te bizzat gazeteci olarak sayılan unvanlar arasında bulunan gazete idare müdürlüğünün değişiklik sonrasında da gazeteci olarak değerlendirilmesi gerektiği fikrine99 rağmen baskın görüş aksi yöndedir. Bu görüşe göre yalnızca fikir işi yapan gazete idare müdürleri gazeteci sayılmamalıdır100. Zira gazete idare müdürlüğü bir gazete işletmesinin idari işlerinin yönetilmesi olduğundan, fikri bir iş olmakla birlikte gazetecilik mesleğine ilişkin gazetecilik faaliyeti değildir101. Elbette gazete idare 94 ŞAKAR, s. 63; TUNCAY, s. 34: İÇEL, Kayıhan/ÜNVER, Yener, Kitle Haberleşme Hukuku, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 2009, s. 175. 95 AKYİĞİT, Ercan, Kıdem Tazminatı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2010, s. 934 (Kıdem Tazminatı); TUNCAY, s. 33; ŞAKAR, s. 63. 96 SÜMER, s. 42. 97 ŞAKAR, s. 63; TUNCAY, s. 33; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 7. 98 SÜMER, s. 40-44; NARMANLIOĞLU, s. 98; ŞAKAR, s. 63; GÖKÇEK KARACA, s. 80; OĞUZMAN, s. 862; AKYİĞİT, Kıdem Tazminatı, s. 934; TUNCAY, s. 31. 99 ÖZEK, Çetin, Basın Hukukumuza Göre Fikir İşçileri İle İşverenler Arasındaki Hukuki Münasebet, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, Cilt 38, S. 1, İstanbul, 1962, s. 65-66 (Fikir İşçileri). 100 OĞUZMAN, s. 861; ŞAKAR, s. 65; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 78; TUNCAY, s. 32; ATILGAN, s. 26; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 7; AKYİĞİT, Kıdem Tazminatı, s. 934. 101 SÜMER, s. 49. 21 müdürünün aynı zamanda gazetecilik çalışması da yapması da olasıdır. Böyle bir durum söz konusu ise, yani gazete idare müdürü aynı zamanda makale ya da haber yazıyor, seçiyor ya da yayının çizgisini belirlemek gibi bir gazetecilik faaliyeti yürütüyorsa o zaman Kanun kapsamında gazeteci sayılacaktır102. Yargıtay kararlarında da “fikir ve sanat işinde çalışma ölçütü, gazetecilik mesleğinin yerine getirilmesine dair ve doğrudan doğruya söz konusu alanlarda çalışmayı ifade eder” denmektedir103. Bu noktadan hareketle Yüksek Mahkeme’nin de çeşitli kararlarında fotoğrafçı/foto muhabirini104, haber yönetmenini105, haber ajansı editörünü106, haber ajansı istihbarat şefini107, haber ajansı muhabirini108, özel bir televizyon kanalında program yapımcısı ve sunucusunu109, özel radyo kanalında haber bülteni editör ve sunucusunu110, gazete yazı işleri müdürünü111, spor sayfası sekreterini112, spor yazarı ve muhabirini113, spor sayfası grafikerini114, gazete haber merkezi müdürünü115, kameramanı116, yayın yönetim koordinatörünü117, dergi editörünü118, internet haber sitesinde haber video editörünü119, haber ajansı temsilcisini120 BİK kapsamında gazeteci olarak değerlendirdiği görülmektedir. 102 ŞUĞLE, s. 108; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 7. 103 Y 9. HD, 20549/13466, 21.06.2018, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 104 Y 9. HD, 19854/2080, 24.02.2000, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023; Y 22. HD, 12881/14237, 10.05.2016, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 105 Y 9. HD, 16836/11373, 29.01.2001, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023; Y HGK, 9-82/118, 29.03.2006, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 106 Y 9. HD, 14659/29779, 26.10.2015, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 107 Y 9. HD, 4131/9544, 05.06.2001, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 108 Y 9. HD, 13623/16996, 10.11.1999, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 109 Y 9. HD, 75/3605, 09.03.1998, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023; Y 9. HD, 1671/10248, 25.04.2016, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023; Y 7. HD, 5003/12131, 02.06.2014, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 110 Y 9. HD, 17945/30671, 02.11.2015, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 111 Y 9. HD, 15662/18182, 01.2.1999, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 112 Y 9. HD, 14130/8314, 14.04.2008, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 113 Y 9. HD, 35444/6557, 21.03.2016, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 114 Y 9. HD, 31172/4148, 29.02.2016, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 115 Y 9. HD, 20796/36209, 10.10.2011, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 116 Y 22. HD, 23163/1340, 28.01.2015, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 117 Y HGK, 2310/1086, 07.06.2017, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 118 Y 9. HD, 22566/985, 06.06.2017, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 119 Y 9. HD, 36605/6799, 26.03.2019, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 120 Y HGK, 8157/13085, 17.04.2014; www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 22 Gazeteci olarak kabul edilen kişilerle aynı gazete, süreli yayın yahut Kanunca basın işyeri olarak değerlendirilen diğer işyerlerinde çalışsalar bile, doğrudan gazetecilik mesleği ile ilgili bir işte çalışmayan kişilerin, örneğin muhasebe, satış, pazarlama, reklam, personel, insan kaynakları, hukuk, ulaştırma, idare gibi yardımcı hizmet ve teknik alanlarında çalışanlar ise gazeteci olarak değerlendirilmemektedir121. Yargıtay’ın da bu şekilde değerlendirmelerde bulunduğu çeşitli kararlarında gazete personel şefini122, gazetede çalışan güvenlik görevlisini123, gazetede çalışan muhasebeciyi124 BİK kapsamı dışında tutarak bu kişilere 4857 sayılı İş Kanunu’nun uygulanacağını belirttiği görülmektedir. Zira Yargıtay’a göre “işçinin hangi yasaya göre çalıştığı hususu kamu düzenine ilişkin olup resen dikkate alınır”125. 2.2.3. Basın İş Sözleşmesi ile Çalışma Basın İş Kanunu kapsamında gazeteci sayılmanın koşulu olarak yapılan işin ücret karşılığı olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sebeple bir kimse tarafından yapılan fikir ve sanat işi her ne kadar gazetecilik çalışması olarak yapılsa da bu işin karşılığı olarak işverence bir ücret ödenmesi söz konusu değilse, BİK kapsamında gazeteciden bahsedilemeyecektir. Gazeteci ile işvereni arasındaki hukuki ilişki gazeteciye iş görme borcu yükleyen, işverene ise bunun karşılığı olarak ücret ödeme yükümlülüğü getiren basın iş sözleşmesidir. Gazeteci ile yapılacak olan sözleşme BİK m. 4 uyarınca yazılı olmak zorundadır. Bu hükme aykırılığın yaptırımı m. 26/a’da düzenlenmiş olup işverene yazılı iş akdi yapmadığı her gazeteci için ayrı idari para cezası öngörmektedir. Gazeteci ile yapılan sözleşme tam zamanlı olabildiği gibi, kısmi zamanlı, belirli veya belirsiz süreli olabilir126. Ancak kanunen gazeteci sayılmanın gerekliliği olarak basın iş sözleşmesinin yapılmış olması koşulu serbest gazetecilerin bu Kanun kapsamında gazeteci olarak kabul edilmemeleri gerektiği sonucunu da beraberinde getirmektedir. Buna göre şahsi çabaları 121 TUNCAY, s. 31; ŞAKAR, s. 63; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 80. 122 Y 9. HD, 8604/1446, 05.02.2018, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 123 Y 9. HD, 3191/17598, 25.09.2002, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 124 Y 9. HD, 19051/22744, 18.11.1971, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 125 Y 9. HD, 1671/10248, 25.04.2016, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 126 SÜMER, s. 44. 23 ve mesleki becerileri sayesinde elde ettikleri haber, resim, fotoğraf ve yazıları çeşitli gazete ve haber ajanslarına satarak gelir elde eden kişiler olan serbest gazeteciler, BİK kapsamında gazeteci sayılmazlar127. Bu kişilerin arasındaki hukuki ilişki genellikle bir yayın sözleşmesi olup bu sözleşme ilgili uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacak, aksinin iddia edilmesi durumunda gazeteci bu iddiayı ispatla yükümlü olacaktır128. Gazeteci ile işveren arasında iş sözleşmesi bulunmayıp telif karşılığı birkaç yıl çalışılmış olması halinde ise Yargıtay bu durumun aslında hizmet sözleşmesinin varlığına işaret ettiğine karar vermiştir129. Doktrinde gazetecilik niteliğinin elde edilebilmesi ile ilgili olarak kişinin bu işi meslek olarak seçip seçmediği veya esas gelir kaynağının buradan elde edilip edilmediği ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Kimi yazarlar gazeteci niteliğinin ancak bu işten elde edilen gelirin başlıca geçim kaynağı olması halinde mümkün olabileceği fikrindedir130. Tuncay’a göre kitle haberleşme araçlarında haber yazma ve yayımlanması süreçlerinde çalışmanın meslek edinilmiş olması gazeteci sayılmanın en önemli kıstasıdır131. Dolayısıyla her ne kadar Kanunda açıkça yer almasa da gazeteciliğin başlıca geçim kaynağı olarak seçilmiş olması gerekir. Şakar da başlıca geçim kaynağı olarak ve ücret karşılığı çalışmayı gazeteci kavramının unsurları arasında kabul etmektedir132. Özek ise geçimini başka bir işten sağlayan kişilerin bir yayın organında sözleşmeyle fikir işçisi olarak çalışmaları halinde “münhasırlık” unsuru sağlanamayacağından bu kişilerin gazeteci olarak kabul edilemeyeceğini belirtmektedir133. Göktaş/Çil de benzer görüştedir; bir kimsenin gazeteci sayılabilmesi 127 TUNCAY, s. 39; ŞAKAR, s. 52; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 8. 128 ÖZEKES, s.195. 129 Y 9. HD, 30971/20788, 13.06.2005, www.kazanci.com, ET: 12.09.2023. 130 ÖZEK, s. 803; TUNCAY, s. 37; ŞAKAR, s. 65; GÖKÇE, s. 21; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 9; ATILGAN, s. 27; SOYER, M. Polat, Basın İş Kanunun Kapsamı ve Yargıtay Uygulaması, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, S.50, 2016, s. 626 (Basın İş). 131 TUNCAY, 37. 132 ŞAKAR, s. 65. 133 ÖZEK, s. 803. 24 için gazetecilik mesleğinin doğası gereği başlıca gelir ve geçiminin buradan temin edilmesi gerekmektedir134. Bazı yazarlar ise gazeteci tanımına uygun bir işte çalışan kişinin geçimini ağırlıklı olarak gazetecilikten sağlaması gerektiğini düşünmemektedir135. Ancak gazeteci olarak yapılan çalışmanın ücret karşılığı olması zorunludur136. Nitekim böyle bir zorunluluk Kanunda yer almadığı gibi gazetecinin başka bir işte çalışması da yasaklanmamaktadır. Kaldı ki BİK m. 13’te “gazetecinin işverenle yaptığı mukavelede aksi zikredilmediği takdirde dışarda, basınla alakası olsun veya olmasın, başka iş tutmakta serbest olduğu” açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla gazetecinin bir işveren ile basın iş sözleşmesi yoluyla iş görme borcu altına girmesi ve çalışmanın ücret karşılığı yapılması halinde, ayrıca bu işten elde ettiği gelirin gazetecinin başlıca geçim kaynağı olması gerektiği fikrine katılmamaktayız. Aksi halde gazetecilerin çoğu kez kısmi süreli sözleşmelerle ve emsallerine göre çok düşük ücretlerle çalıştığı bir çalışma düzeninde bir de Kanunun kapsamını daraltan nitelikte yorum yapılarak bu kişilerin gazetecilere özgü düzenlemelerden mahrum bırakılması sonucu ortaya çıkacaktır137. Basın İş Kanununa göre gazeteci sayılabilmek için 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında işçi tarifi dışında kalmak gerektiği de hüküm altına alınmıştır. Ancak bu Kanunda, BİK kapsamında kalan kimselerin İşK kapsamı dışında tutulacağına dair bir düzenleme de bulunmadığından bu hükmün hukuki bir değeri bulunmamaktadır138. Bununla birlikte Basın İş Kanunu, gazeteci olarak çalışanlara özel bir düzenleme olduğundan, bu kanunda belirtilen özellikleri taşıyan gazeteciler bakımından uygulanacaktır. Önceki bölümde detaylı olarak belirtildiği üzere, gazete, süreli yayın, internet haber sitesi yahut ajanslarda fikir ve sanat işleri dışında kalan işlerde çalışan kişiler bakımından ise İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır. 134 GÖKTAŞ/ÇİL, s. 9. 135 OĞUZMAN, s. 874; ŞUĞLE, Kişi Bakımından Kapsam, s. 35; GÖKÇEK KARACA, s. 83; AKYİĞİT, Kıdem Tazminatı, s. 935; SÜMER, s. 45; SÜMER, Fazla Çalışma, s. 109. 136 GÖKÇEK KARACA, s. 83. 137 KÖME AKPULAT, s. 232. 138 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 82; TUNCAY, s. 38; ŞUĞLE, s. 31. 25 Bu durumda aynı gazetede birlikte çalışan kişilerden örneğin muhabir ve genel yayın yönetmeni BİK’e tabi olarak değerlendirilirken matbaa çalışanı, teknik personel, güvenlik görevlisi ya da insan kaynakları müdürü İşK’ya tabi çalışan olarak değerlendirilebilecektir139. 3. İŞVEREN Basın iş sözleşmesinin taraflarından biri gazeteci iken diğer tarafı ise gazeteciyi çalıştıran yani onun işverenidir. Basın İş Kanununda açıkça tanımı yapılmayan işveren kavramı yine bu kanundan hareketle, “Türkiye’de yayınlanan gazete, süreli yayın, internet haber siteleri ve haber ve fotoğraf ajanslarında ücret karşılığı gazeteci çalıştıran gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi” olarak tanımlanabilir. Kanunun 1. maddesindeki tanımda sayılan işletmeler basın işletmesidir. Bu sebeple basın işletmesi niteliği bulunmayan kurum ve kuruluşların BİK kapsamında işveren kabul edilmesi olanaklı değildir. İşveren gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olabilir. Ancak BİK. m. 2’deki istisna sebebiyle kamu tüzel kişisi olamaz. Bununla birlikte Basın İş Kanunu açısından işveren, Kanunda aksine bir düzenleme bulunmadığından Türk vatandaşı veya yabancı olabilecektir140. Basın İş Kanunu bakımından işveren sayılabilmek için gazeteci ile iş ilişkisinin hizmet sözleşmesine dayalı olması ve bu ilişkinin bir sonucu olarak da gazeteci ve işveren arasında bağımlılık ilişkisi bulunmalıdır. Ancak bu ilişki İş Kanununa kıyasen daha yumuşak ve “iç basın özgürlüğü” ilkesine uygun olarak yürütülen bir ilişki olmalıdır141. İç Basın Özgürlüğü ilkesi; “gazetecinin herhangi bir baskı altında kalmaksızın çalışmalarını kamu yararına uygun bir şekilde sürdürebilmesini sağlamak amacıyla başka basın işletmelerine, sendika gibi kolektif güçlere ve işverenlere karşı korunmasını ifade etmektedir”142. Taraflar arasında iş sözleşmesi olarak 139 SÜMER, s. 47. 140 ŞAKAR, s. 67; TUNCAY, s. 41-42; GÖKÇEK KARACA, Nuray, Basın İş Kanununa Göre İşveren Kavramı, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 2002, Cilt 18, S. 1, s. 145. (İşveren); AKYİĞİT, Kıdem Tazminatı, s. 936. 141 GÖKÇEK KARACA, İşveren, s. 142. 142 DÖNMEZER, Sulhi, Basın Hukuku, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No: 303, 4. Baskı, İstanbul, 1968, s. 187. 26 nitelendirilemeyecek bir ilişkinin varlığında, örneğin bir yayım sözleşmesinin bulunduğu varsayımında bu ilişki BİK kapsamı dışında kalacak ve Kanun nezdinde gazeteci ve işveren ilişkisi söz konusu olmayacaktır. Basın İş Kanununda işveren vekili kavramına da yer verilmemiştir. Ancak basın işletmelerinde de işvereni temsil eden ve işveren adına hareket eden kişiler bulunduğundan, İş Kanunundaki işveren vekili kavramı kıyasen uygulama alanı bulabilecektir. İş Kanunu m. 2/4’teki şekliyle işveren vekili, “işveren adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan” kimsedir. Kanunda işveren için öngörülmüş olan her türlü sorumluluk ve zorunlulukların işveren vekilleri hakkında da uygulanması önerildiğinden kendi görev alanı ve yönetim yetkisi ile sınırlı kalmak kaydıyla işveren vekilinin sorumluluğundan söz edilebilecektir. Bu noktadan hareketle, durumun özelliklerine göre, gazetedeki genel yayın yönetmeni, yayın koordinatörü, yazı işleri müdürü, bölüm şefi, haber müdürü, istihbarat müdürü, magazin müdürü gibi sıfatları taşıyan gazetecileri işveren vekili olarak kabul etmek gerekmektedir143. 4. BASIN İŞ SÖZLEŞMESİ 4.1. Tanımı ve Unsurları Basın iş sözleşmesi, genel tanımıyla gazeteci ile işvereni arasındaki hukuki ilişkiyi düzenleyen bir özel hukuk sözleşmesi olup taraflar arasındaki ilişki temel olarak iş, ücret ve bağımlılık unsurlarından oluşur144. Esas itibarıyla Borçlar Hukuku sözleşmesi niteliğinde olup tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun serbest iradelerinin bir sonucu olarak oluşan ve iki tarafa da borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile temel olarak gazeteci iş görme borcu, işveren ise bu işin karşılığında ücret ödeme borcu altına girer. Burada gazetecinin kişiliği, mesleki deneyimi, bilgisi, davranışları gibi kişisel özellikleri önemlidir. Gazeteci ile işveren arasındaki bağımlılık unsuru her ne kadar günün teknolojik gelişmelerine paralel olarak 143 SÜMER, s. 52. 144 SÜMER, s. 61. 27 diğer işçi ve işveren ilişkilerinde gözlemlenmesi muhtemel bağımlılık unsuruna göre daha zayıf karakterde olsa da yine de mevcuttur ve bu sözleşmenin diğer iş görme sözleşmelerinden, örneğin eser sözleşmelerinden ayırt edilmesi açısından önemli bir ölçüttür. Zira çoğu zaman işin niteliği gereği gazeteci işini mekândan, hatta zamandan bağımsız olarak yerine getirebilecektir. Tele çalışma, basın sektöründe oldukça yaygın bir esnek çalışma yöntemi olarak benimsenmiştir145. Bu durum Yargıtay kararlarında da belirtilmekte, gazetecinin işi işverenin işyerinde veya onun iletişim araçlarıyla yerine getirmesi zorunluluğu bulunmadığı açıkça hüküm altına alınmaktadır146. Anayasal güvence altına alınmış olan düşünce ve basın özgürlükleri de gazetecinin örneğin siyasi görüşlerini açıklarken, yorum yaparken işverenden talimat almaksızın görevini yerine getirebilmesine ve kendi işvereni karşısında korunmasına imkân sağlar147. Bu durum da gazeteci ve işvereni arasında güçlü bir bağımlılık ilişkisinin kurulmasına engel olur148. Zira bütünüyle bağımlılık basın özgürlüğünün ortadan kalkmasına sebep olabilir149. Elbette işin niteliğine uygun olacak şekilde işin yürütülmesi, çalışma esasları vb. konularda gazetecinin işverenin talimatlarına uyması yani bağımlılık söz olacaktır. Bunun yanı sıra gazetecinin ücretinin bordro ile ödenmesi de bağımlılığın tespitinde önemli bir kriterdir150. BİK m. 13, gazetecinin gazetecilik ile ilişkili olsun veya olmasın başka bir işte çalışmasına kısıtlama getirmemektedir. Bu durumun aksine bir düzenleme gazetecinin işverenle akdedeceği sözleşmeye bu konuda bir hüküm konması ile mümkün olabilir. Ancak esas itibarıyla gazeteci tanımı, bir işverene bağımlı olmayı içermeyen daha geniş bir çerçeve çizmektedir151. Önceki bölümde de bahsedildiği üzere, gazetecinin tanımını yapan uluslararası örgüt ve kuruluşlar da gazeteciyi tanımlarken bağımlılık unsurundan söz etmemektedirler. Bununla birlikte Türk Basın İş Hukuku bakımından bir değerlendirme yapılacaksa, Kanunda sözü edilen gazeteci tanımının bağımlılık unsuru 145 ŞAKAR, s. 51. 146 Y 9. HD, 30228/29979, 26.10.2015, www.kazanci.com, ET: 10.10.2023. 147 SÜMER, s. 64; ŞAKAR, s. 49. 148 SÜMER, s. 63; GÖKÇE, s. 25. 149 GÖKÇE, s. 25; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 101. 150 ŞAKAR, s. 51. 151 GÖKÇEK KARACA, s. 56. 28 içerdiği tartışmasızdır. Dolayısıyla işveren ile arasında herhangi bir bağımlılık unsuru bulunmayan, basın iş sözleşmesi ile çalışmayan, çoğu kez esnek bir çalışma yaparak kendi yetenek, bilgi ve becerisiyle elde ettiği haber, fotoğraf veya oluşturduğu yazı vb. telif ücreti karşılığı bir basın işverenine satan serbest gazeteciler ise duruma göre eser, neşir, vekalet sözleşmesi ile çalışmış sayılacak ve bu kişiler bakımından Basın İş Kanunu değil uygun düştüğü şekliyle Borçlar Kanunu hükümleri uygulama alanı bulacaktır152. Basın iş sözleşmesi, Borçlar Hukukunda sözü edilen sözleşmelerin genel sınırlandırmaları dışında İş Hukukunun emredici karakteri ile uyumlu olarak da kanun koyucu tarafından kimi yönlerden sınırlandırılmıştır. Yazılı olarak düzenlenmesi yasal bir zorunluluk olan basın iş sözleşmesinde iş ve işçiye ödenecek ücret ile gazetecinin kıdemi gösterilmelidir (BİK m. 4/1-2). İş türü ve ücret değişikliği sözleşmeye kaydedilmelidir (BİK m. 4/3). Yine gazetede iki yıl çalışan gazetecinin terfie hak kazanacağı ve bu durumda yapılacak ücret artışı da sözleşmede tespit edilmelidir (BİK m 4/4). Bu düzenleme gazetecinin kıdeminin tespitinde ve kıdem tazminatının hesaplanmasında da önemli bir rol oynar153. Yazılı şekil şartının geçerlilik şartı mı yoksa ispat şartı mı olduğu konusunda doktrinde farklı görüşler dile getirilmektedir. Kimi yazarlar Kanunda öngörülen şekil şartını geçerlilik şartı olarak değerlendirmekte154; ancak baskın görüş155 ve Yargıtay kararları156 bu şartın geçerlilik koşulu olmadığı yönündedir. Bu görüşü savunan yazarlara göre Kanunda öngörülen şekle ilişkin düzenleme ile kanun koyucu tarafından işverene yönelik bir tedbir olarak getirilmiştir. Bu yükümlülüğe uyulmamış olması 152 TUNCAY, s. 39; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 8; ATILGAN, s. 27. 153 GÖKTAŞ/ÇİL, s 28. 154 SÜMER, s. 80; TUNÇOMAĞ, Kenan, CENTEL, Tankut, İş Hukukunun Esasları, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 2018s. 85; ESENER, Turhan, İş Hukuku, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, Ankara, 1978, s. 150. 155 TUNCAY, s. 44; ŞAKAR, s. 54; ŞUĞLE, s. 115; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 27; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 110. 156 Y 9. HD, 562/761, 13.02.1964, www.kazanci.com, ET: 10.10.2023; Y 9. HD, 5050/8083, 11.07.1969, www.kazanci.com, ET: 10.10.2023. 29 halinde Basın İş Kanunu m. 26/a uyarınca işverene yönelik idari para cezası öngörülmektedir157. 4.2. Türleri 4.2.1. Belirli ve Belirsiz Süreli Basın İş Sözleşmesi İş Kanunu m. 11’e göre iş ilişkisi için bir süre öngörülmemiş ve sözleşme belirli bir süre için akdedilmemişse sözleşmenin belirsiz süreli kabul edileceği; belirli süreli iş sözleşmesinin “belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak” akdedilebileceği öngörülmüş; esaslı bir neden olmaksızın zincirleme şekilde belirli süreli sözleşme kurulamayacağı, aksi halde sözleşmenin en baştan beri belirsiz süreli olarak kabul edileceği düzenlenmiştir. Zira belirsiz süreli sözleşmeler iş güvencesi hükümleri ve feshe bağlı sonuçlar bakımından kural olarak işçinin daha lehine düzenlemeler içermekte ve işçinin yasal haklarını korumaktadır158. Belirli süreli sözleşmeler ise kural olarak herhangi bir fesih beyanına gerek kalmaksızın ve sözleşmede öngörülmüş olan sürenin geçmesiyle sona erecektir159. Bu sözleşmelerin iş güvencesi ve kıdem tazminatı gibi feshe bağlı sonuçlar bakımından koruyucu bir vasfı bulunmadığından işverence iş güvenliği hükümlerinin dolanılmasını önlemek amacıyla belirli süreli sözleşmelerin kurulmasına bu şekilde çeşitli sınırlamalar getirilmiştir160. Belirli süreli iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması esastır. Borçlar Kanununda ise hizmet sözleşmesinin belirli süre ile kurulabileceği (TBK m. 393/1); belirli süreli bir sözleşmenin süresinin bitmesinden sonra bile örtülü olarak sürdürülmesi halinde sözleşmenin belirsiz süreliye dönüşeceği ve üst üste belirli süreli 157 KURTİŞOĞLU YÜCEL, s. 42. 158 SÜZEK, Sarper, İş Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2023, s. 251. 159 ÇELİK, Nuri, CANİKLİOĞLU, Nurşen, CANBOLAT, Talat, ÖZKARACA, Ercüment, İş Hukuku Dersleri, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2023, s. 186. 160 SÜZEK, s. 251; EKONOMİ, Münir, 4857 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Belirli Süreli İş Sözleşmelerinin Hukuka Uygunluğu, İHSGHD, 9, 2006, s. 16-19; ALPAGUT, Gülsevil, Belirli Süreli, Asgari ve Azami Süreli İş Sözleşmelerinin Kurulması ve Hükümleri, İş Hukukunda Güncel Sorunlar 1, Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 2012, s. 102; NARMANLIOĞLU, Ünal, Belirli Süreli İş Sözleşmesini Sona Erdiren Olgular ve İşlemler, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, S. 35, 2012, s. 11. 30 sözleşme kurmak için ise esaslı bir sebebin varlığının aranacağı belirtilmektedir (TBK m. 430/2). İş Kanununda belirli süreli sözleşmenin kurulmasında aranan objektif koşul, TBK uyarınca kurulacak hizmet sözleşmeleri bakımından baştan aranmayacak; ancak taraflarca fesih bildiriminde bunulmadığı takdirde ve sözleşmenin esaslı bir neden olmaksızın devam ettirilmesi halinde sözleşme belirsiz süreliye dönüşecektir. Doktrinde kimi yazarlar gazetecilerle yapılan belirli süreli iş sözleşmelerinde de bu hükmün uygulanması gerektiği görüşündedir161. Buna göre Basın İş Kanunu kapsamındaki gazeteciler bakımından ilk kez belirli iş sözleşmesi yapılması durumunda objektif koşul aranmayacak, sözleşmenin belirli süreli olarak yenilenmesi ise ancak objektif koşulun varlığı halinde mümkün olacaktır162. Basın iş hukukuna göre de sözleşme belirli veya belirsiz süreli olarak yapılabilir. Kanunda sözü geçen “müddeti muayyen olmayan iş akitleri” tanımlaması ile açıkça belirsiz süreli iş sözleşmeleri kastedilmekte ve bu akitlerin feshinde kıdeme göre ödenmesi öngörülen fesih ihbar süreleri BİK m. 5 vd. maddelerde belirlenmektedir. BİK md. 6’da ise “müteaddit mukavele” kavramı ile birden çok sözleşmenin yapılmış olması ile kastedilen belirli süreli sözleşmelerdir. Belirsiz süreli basın iş sözleşmeleri ise ancak BİK m. 6-8 maddelerindeki fesih hükümlerine göre sona erdirilebilecektir. Tarafların basın iş sözleşmesine açıkça bir süre koyarak belirli süreli bir sözleşme akdetmeleri mümkündür. Bu durumda sürenin sona ermesi ile sözleşme de sona erecek ve sözleşmede özel olarak kararlaştırılmadıysa genel kural olarak belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi halinde gazeteciye kıdem tazminatı ödenmeyecektir. Bazen de yapılacak işin niteliği itibarıyla sözleşme belirli süreli olarak kurulmuş olabilir. Örneğin gazeteci ile belirli bir zaman aralığında gerçekleşecek olan spor müsabakalarında kameramanlık yapması için anlaşılması durumunda kurulan basın iş 161 ŞAHLANAN, Fevzi, İş Güvencesinin Genel Esasları ve Gazetecinin Feshe Karşı Korunması, Prof. Dr. Tankut Centel’e Armağan, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, İstanbul, 2011, s. 565. 162 CANİKLİOĞLU, Nurşen, Türk Borçlar Kanununun Hizmet Sözleşmesinin Kurulmasına, Tarafların Hak ve Borçlarına İlişkin Hükümlerinin Genel Bir Değerlendirilmesi, TİSK, Çalışma Hayatı Açısından Yeni Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu Semineri, 20-21 Eylül İstanbul, Ankara, 2012, s. 84-85; ALPAGUT, Gülsevil, Türk Borçlar Kanununun Hizmet Sözleşmesinin Devri, Sona Ermesi, Rekabet Yasağı, Cezai Şart ve İbranameye İlişkin Hükümleri, TİSK, Çalışma Hayatı Açısından Yeni Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu Semineri, 20-21 Eylül 2011 İstanbul, Ankara, 2012, s. 139-140. 31 sözleşmesi belirli süreli olacaktır. Aynı gazeteci ile yeniden belirli süreli iş sözleşmesi akdedilmesi ise ancak objektif koşul mevcutsa mümkün olacaktır. 4.2.2. Tam ve Kısmi Süreli Basın İş Sözleşmesi Tam süreli basın iş sözleşmesi, gazetecinin kanunda belirtilen haftalık ve günlük çalışma süresinin tamamını belirli bir işverene bağlı olarak geçirmesi için yapılan sözleşmedir163. Eğer gazetecinin haftanın belirli günlerinde veya belirli saatlerinde çalışması öngörülüyorsa yapılan sözleşme kısmi süreli basın iş sözleşmesi olacaktır164. Kısmi süreli çalışan gazeteci ile işveren arasında basın iş sözleşmesi bulunduğundan, bu kavram gazete işletmesiyle arasında eser veya yayın sözleşmesi bulunan serbest gazeteci kavramından ayrılmaktadır. Zira kısmi süreli çalışan gazeteci Basın İş Kanunu kapsamında gazeteci olarak sayılmakta ve basın iş sözleşmesiyle çalıştığı için sendika ve toplu sözleşme haklarından yararlanmaktadır. Oysa serbest çalışan gazeteci BİK kapsamında değerlendirilmediğinden, Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacak şekilde çalışacak ve sendikal haklardan yararlanamayacaktır165. Sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı müddetçe gazeteci, basınla ilgili olan veya olmayan bir başka işte çalışabilir (BİK m. 13). Bu düzenlemeden yola çıkarak gazetecinin kısmi süreli sözleşme ile birden çok basın iş sözleşmesi yapabileceği sonucuna ulaşmak olasıdır166. Esas itibarıyla Basın İş Kanununda tam ve kısmi süreli iş sözleşmelerinin tanımı ya da uygulanacak hükümlerle ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır167. Basın İş Kanununa göre genel kanun niteliğinde olan Borçlar Kanunu m. 393/2’de ise kısmi süreli iş sözleşmelerinin kurulabileceği belirtilmiş olmakla birlikte başkaca bir düzenlemeye yer verilmemektedir. Bu durumda kısmi çalışma tanımı ve süresi ile ilgili bu iki kanundan yola çıkarak bir sonuca varmak söz 163 SÜMER, s. 68. 164 ŞAKAR, s. 57; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 106. 165 GÖRMÜŞ, Ayhan, Basın İş Sözleşmesi, TÜHİS İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt 21, S. 5-6, Ağustos- Kasım 2008, s. 65. 166 KURTİŞOĞLU YÜCEL, s. 95-96. 167 SÜMER, s. 69. 32 konusu olmayacaktır. Bizim de katıldığımız görüşe göre ise ortaya çıkan boşluğun İş Kanununun ilgili hükümleri ile doldurulması olasıdır168. Gazeteci ile yapılan basın iş sözleşmeleri tam süreli veya kısmi süreli olabilir. Kısmi süreli iş sözleşmelerine ilişkin tek hüküm olan İşK m. 13’de kısmi süreli iş sözleşmesinden bahsedebilmek için normal haftalık çalışma süresinin tam süreli çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde az olarak belirlenmesi durumundan söz edilmektedir169. Ancak bu “önemli ölçüde az” ifadesinin ne anlama geldiği Kanunda değil, İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’nin170 6. maddesinde açıklanmaktadır. Buna göre çalışmanın kısmi süreli olarak değerlendirilebilmesi için emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yapılması gerekir. İş Kanunu açısından değerlendirildiğinde, haftalık kırk beş saat çalışma yapılan bir işyerinde otuz saate kadar olan çalışma kısmi süreli çalışma, bu sürenin üzerindeki çalışma ise tam süreli çalışma olacaktır171. Kısmi süreli iş sözleşmesiyle haftanın belirli günlerinde tam gün ya da her gün belirli saatlerde çalışma yapılması kararlaştırılabilecek, böyle bir çalışma düzenlenebilecektir172. Kanunun Ek-1 maddesi ile tam süreli çalışan gazeteciler bakımından günlük çalışma süresi sekiz saat olarak saptanmış ve Kanunun hafta tatili düzenlemesini içeren 19. maddesinde de gündüz çalışanlar için bir, gece çalışanlar için ise iki gün hafta tatili olarak belirlenmiştir. Buna göre haftalık çalışma saati gündüz çalışan gazeteciler için kırk sekiz saat, yalnızca gece çalışan gazeteciler için ise kırk saattir. Basın İş Kanunu ve genel kanun niteliğindeki Borçlar Kanununda kısmi çalışma süreleri ile ilgili düzenleme bulunmadığından, burada İş Kanunu hükümlerinden yararlanılması isabetli olacaktır173. Böylece bu çalışma saatlerinin üçte ikisine kadar süre ile yapılacak çalışma kısmi süreli çalışma, bu şekilde yapılacak sözleşme ise kısmi süreli sözleşme olacaktır. 168 SÜMER, s. 69. 169 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 207. 170 RG 06.04.2004, 25425. 171 CANİKLİOĞLU, Nurşen, YAMAKOĞLU, Efe, 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu Bakımından Kısmi Süreli Çalışma, Çimento İşveren Dergisi, Cilt 27, S. 4, 2013, s. 11. 172 EYRENCİ, Öner, Uygulama ve İş Hukuku Açısından Kısmi Süreli Çalışmalar, Mozaik Basım ve Yayıncılık, İstanbul, 1989, s. 23 (Kısmi Süreli); CANİKLİOĞLU/YAMAKOĞLU, s. 12. 173 CANİKLİOĞLU/YAMAKOĞLU, s. 12. 33 Kıdem tazminatı ve kıdeme bağlı diğer haklar bakımından kısmi süreli sözleşmelerde işçinin fiilen çalıştığı sürelerin birleştirilmesiyle bulunacak sürenin değil sözleşmenin başlangıç ve sona erme tarihleri arasındaki sürenin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmektedir174. Kıyasen belirsiz iş sözleşmesi ile kısmi süreli çalışan gazetecinin de kıdem süresinin de iş sözleşmesinin başlangıç ve sona erme tarihleri arasındaki süreye göre hesaplanması gerektiği fikrindeyiz. 4.2.3. Çağrı Üzerine Çalışmaya Dayalı Basın İş Sözleşmesi İş yapma ediminin yerine getirileceği zamanı işverenin kendi ihtiyacına göre belirlediği ve niteliği bakımından kısmi süreli olarak değerlendirilebilecek çağrı üzerine çalışma Basın İş Kanunu ve Borçlar Kanununda düzenlenmemiştir. Ancak gazetecinin çağrı üzerine çalışmasını engelleyecek herhangi bir hüküm de mevzuatımızda yer almamaktadır175. Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesi aslında kısmi süreli iş sözleşmesinin bir türüdür176. Önceki bölümde de belirtildiği üzere gazeteci ile kısmi süreli iş sözleşmesi kurulabileceğinden, gazetecinin çağrı üzerine çalıştırılması da mümkündür. Yine önceki bölümde tartışıldığı üzere burada ortaya çıkan boşluğun İş Kanunu hükümlerinin kıyasen uygulanması ile doldurulabileceği ve gazeteci ile çağrı üzerine çalışmaya dayalı bir sözleşmenin yazılı olmak kaydıyla yapılabileceği değerlendirilmektedir177. Bu fikre katılmaktayız. Uygulamada da bu tür sözleşmelerin sıklıkla kurulduğu görülmektedir. Esas itibarıyla kısmi süreli sözleşme niteliğinde olan çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesi, çalışma süresi ve zamanının işverence belirlendiği bir sözleşme türüdür. Dolayısıyla işveren kendi ihtiyacına göre işin yerine getirileceği zamanı belirler. Bu sebeple bu tür sözleşmelerde çalışma sürelerine ilişkin bir düzenleme yapılmışsa, gazeteci belirlenen bu süre içinde çalışmak için işe çağırılmasa bile ücrete hak kazanacaktır178. Çağrı üzerine çalışmaya dayalı iş sözleşmesi koşulların uygun olması 174 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 214; SÜZEK, s. 276. 175 SÜMER, s. 71. 176 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 224. 177 SÜMER, s. 72. 178 KURTİŞOĞLU YÜCEL, s. 102. 34 halinde belirli süreli olarak kurulabilecektir179. Ancak aksi durumda belirsiz süreli olarak kurulduğundan kıdem tazminatı ödenmesine ilişkin koşulların sağlanması halinde gazetecinin kıdem tazminatı hakkı bulunacaktır. 4.2.4. Uzaktan Çalışmaya Dayalı Basın İş Sözleşmesi İşin bilişim ve iletişim hizmetleri yardımıyla tamamen veya kısmen işyeri dışında gerçekleştirildiği iş organizasyonu olarak tanımlanabilecek olan uzaktan çalışma180; günümüz dünyasının ihtiyaçları, teknolojik gelişmeler, küreselleşme gibi çeşitli olgular birlikte değerlendirildiğinde hem gazetecilik işinin niteliklerine uygun bir çalışma şekli olup hem de gazeteci ve işveren tarafından çoğu kez avantajlı bir durum oluşturmaktadır. Gerçekten de gazetecilik mesleğinin fikir ve sanat işi olması sebebiyle köşe yazarlığı, editörlük gibi kimi işler işyeri dışında yapılmaya ve uzaktan çalışmaya dayalı iş sözleşmesinin konusunu oluşturmaya müsait olacaktır181. Uzaktan çalışmanın bir biçimi olan tele çalışma, çalışanların iş edimlerini düzenli olarak, işverenlerin doğrudan bir denetim ve gözetimi altında bulunmaksızın klasik işyeri dışında herhangi bir yerde, bilgi ve iletişim teknolojileri aracılığıyla işyeri dışında yerine getirdikleri bir çalışma şeklidir182. Bu çalışma şekline ilişkin herhangi bir hükme Basın İş Kanunu ve Borçlar Kanununda yer verilmemektedir ancak İş Kanununun 14. maddesi ile Uzaktan Çalışma Yönetmeliği’ndeki düzenlemelerden hareketle gazeteci ile yapılacak basın iş sözleşmesinin uzaktan çalışmaya dayalı olarak akdedilmesinin mümkün olduğu belirtilmektedir183. 179 SÜZEK, s. 279; SÜMER, s. 71. 180 Uzaktan çalışma ile ilgili geniş bilgi için bkz. EKONOMİ, Münir, Teknolojik ve Ekonomik Gelişmeler Karşısında İş Hukukunda Yeni Yaklaşımlar, Kamu ve Özel Kesim İşletmelerinde Yönetimin Beşeri Yönü ve Endüstriyel İlişkiler Sistemimiz, İstanbul, 1986, s. 173 vd.; EYRENCİ, Öner, Tele Çalışma ve İş Hukuku, İş Hukuku Dergisi, Nisan-Haziran 1991; TUNCAY, A. Can, Çalışma Süreleri ve İstihdam Türlerinde Esnekleştirme, Çalışma Hayatında Yeni Gelişmeler, Esneklik, Çimento Müstahsilleri İşverenleri Sendikası, Ankara, 1995, s. 55 vd.; KANDEMİR, Murat, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Açısından Tele Çalışma, İstanbul, 2011; ALP, Mustafa, Tele Çalışma (Uzaktan Çalışma), Prof. Dr. Sarper Süzek’e Armağan, Cilt 1, İstanbul, 2011, s. 795 vd.; AYDINÖZ, Gonca, İş Hukukunda Tele (Uzaktan) Çalışma, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara, 2014. 181 ŞAKAR, s. 293; KURTİŞOĞLU YÜCEL, s. 103. 182 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 229; SÜZEK, s. 286. 183 SÜMER, s. 78. 35 4.2.5. Deneme Süreli Basın İş Sözleşmesi Sözleşmenin taraflarından işverenin işçinin kabiliyeti, çalışkanlığı, kişiliği hakkında bilgi almak, işçinin ise işyeri ve çalışma koşullarının kendisine uygunluğunu anlamak istemesi durumunda tarafların karşılıklı olarak kesin ve bağlayıcı bir sözleşme yapmadan önce bir deneme süresine ihtiyaç duymaları söz konusu olabilir184. Böyle bir durumda taraflarca deneme süresi kararlaştırılabilmesi mümkündür. Taraflar sözleşmeye deneme süresi koyup koymamakta serbesttir185. Tarafların sözleşmeye devam edip etmeme kararını saklı tuttukları bir başlangıç süresinin bulunduğu bu türden bir sözleşmeye deneme süreli iş sözleşmesi denir186. Deneme süresi ile ilgili yasal sınır Borçlar Kanunu m. 433’e göre iki ay; İş Kanunu m. 15’e göre bireysel sözleşmeler bakımından iki ay, toplu iş sözleşmeleri bakımından dört ay; 854 sayılı Deniz İş Kanununda187 ise bir ay olarak saptanmıştır. Basın İş Kanununda ise tüm bu düzenlemelerden farklı olarak deneme süresinin en fazla üç ay olabileceği ancak bu hükmün ilk kez gazetecilik mesleğine başlayanlar için geçerli olduğu belirtilmektedir (BİK m. 10). Buna göre gazeteci bir kez mesleğine başladıktan ve deneme süresini geçirdikten sonra yeniden deneme süresi ile çalıştırılamayacaktır188. Kanun deneme süresi içinde çalışanı, “stajyer gazeteci” olarak tanımlamakta ve stajyer sayısının sözleşmeli yazı işleri kadrosunun yüzde onunu geçemeyeceğini bildirmektedir (BİK m. 10/3). Doktrinde de birçok yazar bu Kanun kapsamında stajyer gazeteci olarak nitelendirilen kişinin gazetede staj yapan bir öğrenciyi değil mesleğe yeni başlamış gazeteciyi tanımlamakta olduğu ve gazetecinin daha önce başka bir basın işyerinde ister deneme süresi geçirmiş ister böyle bir süre geçirmeksizin gazeteci olarak çalışmış olması halinde, yapılacak iş farklı bile olsa yeniden deneme süresine tabi 184 SÜZEK, s. 266-267. 185 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 238. 186 KAR, Bektaş, Deneme Süreli İş Sözleşmesi, Osman Güven Çankaya’ya Armağan, Ankara, 2010, s. 15 vd.; SOYER, M. Polat, Deneme Süreli ve Deneme Amaçlı İş Sözleşmeleri, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2008/1, s. 30 (Deneme Süreli). 187 RG 29.04.1967, 12586. 188 TUNCAY, s. 41; ŞUĞLE, s. 113; GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 103. 36 tutulamayacağını ifade etmektedir189. Yargıtay da buradaki stajyer kavramının mesleğe yeni başlayan gazeteci anlamında olduğunu belirtmektedir190. Basın iş hukuku bakımından deneme süresi gazetecinin fiilen işe başlamasıyla başlar ve en çok Kanunda öngörülen üç ay için kararlaştırılabilir. Basın iş sözleşmesinde Kanunda veya toplu sözleşmede belirlenenden daha uzun bir deneme süresi belirlenmişse bu süre geçersiz sayılacak, Kanunda veya toplu sözleşmede öngörülen süre uygulanacaktır191. Taraflar, basın iş sözleşmesine deneme süresi koyup koymamak hususunda serbesttir; ancak deneme süresi koydukları takdirde sözleşmeyi bu süre içinde herhangi bir zamanda neden göstermeksizin, bildirimsiz ve tazminatsız olarak feshedebileceklerdir. Deneme süresi sonunda ise sözleşmenin yazılı yapılması zorunludur (BİK m. 10/2). Buradan hareketle deneme süresi için sözleşmenin yazılı olarak yapılmış olması zorunluluğunun bulunmadığı söylenebilir. Deneme süresinin dolması ancak buna rağmen sözleşmenin devam etmesi halinde ise sözleşme hüküm ve sonuçlarını deneme süresinin bitiminden değil gazetecinin fiilen işe başladığı tarihten itibaren doğurur ve ancak Kanunda öngörülen hükümlere göre sona erdirilebilir192. Böyle bir durumda stajyer gazetecinin stajyerliği biter ve kişi gazeteci niteliğini kazanır. 4.3. Sözleşmenin Sona Ermesi 4.3.1. Sözleşme Süresinin Dolması Belirli süreli iş sözleşmeleri kural olarak sözleşmede kararlaştırılmış olan sürenin sonunda son bulacaktır. Burada sözü edilen belirli süre kararlaştırılmış bir tarih ya da sözleşmenin başlangıcından belli bir süre sonrası olabileceği gibi sözleşmenin konusunu oluşturan işin niteliğine bağlı olarak da öngörülmüş olabilir193. Böyle bir durumda sözleşmenin son bulması için tarafların birbirine bildirimde bulunmasına gerek yoktur. Ancak taraflar kendi aralarında akdettikleri sözleşmede sona erme tarihinden önce 189 ŞUĞLE, s. 113; ŞAKAR, s. 59; TUNCAY, s. 41-42; UÇUM, Mehmet, KARATAŞ, Hüseyin, Başlıca Esasları Yönünden İş Kanunu – Basın İş Kanunu Karşılaştırması, Legal İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, İstanbul, 2007/14, s. 581; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 151; GÖKÇEK KARACA, s. 99. 190 Y 9. HD, 5050/8083, 11.07.1969, www.kazanci.com, ET: 10.10.2023. 191 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 103. 192 SÜMER, s. 74; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 152; SÜZEK, s. 267-268. 193 SAYMEN, Ferit Hakkı, Türk İş Hukuku, 1954, s.546. 37 sözleşmeyi yenilemek istemeyen tarafın karşı tarafa bildirimde bulunmasını şart koşmuş ve iki taraf da böyle bir bildirimde bulunmamışsa sözleşme belirsiz süreliye döner (TBK m. 430/4) 194. Kararlaştırılan sürenin sonuna gelinmiş olmasına rağmen gazetecinin çalışmaya, işverenin ise çalıştırmaya devam etmesi yani sözleşmenin örtülü olarak sürdürülmesi halinde üst üste belirli süreli iş sözleşmesi kurulmasını mümkün kılacak objektif bir sebep varsa sözleşmenin aynı süre için yenilendiği ve bu süre için uzayacağı; ancak bu şekilde yenilemelerin devamlı bir nitelik kazanarak zincirleme iş sözleşmeleri kurulması halinde ise tüm iş ilişkisinin baştan beri tek bir belirsiz süreli sözleşme ile kurulmuş olarak kabul edileceği belirtilmektedir195. 4.3.2. Tarafların Anlaşması Gazeteci ve işverenin birbirine uygun taraf iradeleri ile sözleşmeyi ortadan kaldırmaları her zaman mümkündür. Tarafların bu şekilde anlaşarak iş sözleşmesini ortadan kaldırmaları olan ikale196, sözleşmenin feshi anlamına gelmez. Zira fesih tek taraflı irade beyanı ile sözleşmeyi sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir hak iken ikale karşılıklı ve birbirine uygun olan iki iradenin birleşmesi ile meydana gelmektedir197. Bu sebeple örneğin bildirim sürelerine uymak ya da iş güvencesi hükümlerinin uygulanması gibi feshe bağlı hukuki sonuçlar ikalede söz konusu olmayacaktır198. İkale esasında bir sözleşme niteliği taşıdığından ve Borçlar Kanununun uyulması zorunlu sınırlamaları dışında sözleşme serbestisi söz konusu olduğundan, bu sözleşmenin hükümlerinin serbestçe belirlenmesi mümkündür199. Başka bir deyişle, 194 SOYER, M. Polat, Hizmet Sözleşmesinin Sona Ermesine İlişkin “Yeni” Türk Borçlar Kanunu Hükümleri, Sicil İş Hukuku Dergisi, 2011/22, s. 13 (Hizmet Sözleşmesi). 195 ŞAKAR, Müjdat, Gazeteci ile İşveren Arasındaki Basın İş Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Sonuçları, Prof. Dr. Halid Kemal Elbir’e Armağan, İstanbul, 1996, s. 489 (Gazeteci); SÜMER, s. 144. 196 GÜNAY, Cevdet İlhan, İkale Sözleşmesi, Çimento İşveren Dergisi, Cilt 23, S.5, 2009, s.9; AYDIN, Ufuk, İş Sözleşmesinin Anlaşma Yoluyla Sona Erdirilmesi, Çimento İşveren Dergisi, Cilt 18, S.3, 2004, s.8-10; TAŞKENT, Savaş, İş Sözleşmesinin İkale Yoluyla Sona Erdirilmesi, Kamu-İş Dergisi, Cilt 11, S.4, 2011, s.1. 197 GÖKÇEK KARACA, s. 151. 198 GÖKÇEK KARACA, s. 152. 199 AYDIN, s.8-10. 38 ikale sözleşmesi ile gazetecinin örneğin kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi koşuluyla işten ayrılması kararlaştırılabilir200. 4.3.3. Gazete Yayınının Sona Ermesi Yayın faaliyetinin herhangi bir sebeple durması ya da sona ermesi halinde gazeteci iki ay daha ücretini almaya devam edecek ve ancak bu sürenin sonunda gazetecinin işvereni ile arasındaki hukuki ilişki son bulacaktır. BİK m. 17’nin son fıkrasında her ne nedenle olursa olsun yayını tatil edilen mevkutede çalışanların bu tarihten itibaren iki ay daha ücretlerini alacağı ve bu çalışanların kanuni tazminatlarının ödeneceği belirtilmiştir. Burada sözü edilen kanuni tazminat kıdem tazminatını ifade etmektedir201. İş sözleşmesinin kendiliğinden sona erdiğinin kabul edilmesi için yayın faaliyetinin sona ermesi yeterli olup bu faaliyetin nasıl sona erdiği önem taşımamaktadır202. Burada sözü edilen sona erme sebepleri de sınırlı değildir; bir kamu kararı sebebiyle, işverenin kendi kararıyla veya ekonomik sebeplere bağlı olabilir203. İki aylık sürenin sonunda tarafların birbirlerine fesih beyanında bulunmalarına gerek yoktur204. 4.3.4. Gazetecinin Ölümü Basın iş sözleşmesi, gazetecinin ölümü ile sona erer (TBK m. 440/1). Bu durumda gazetecinin yasal mirasçılarının ya da işverenin sözleşmenin sona erdiği şeklinde bir bildirimde bulunmasına gerek yoktur205. Ölümle birlikte gazetecinin iş görme borcu ortadan kalkar, yasadan ve sözleşmeden kaynaklanan tüm hakları mirasçılarına geçer206. 200 GÖKÇEK KARACA, s. 152. 201 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 155. 202 GÖKÇEK KARACA, s. 153. 203 GÖKÇEK KARACA, Gazeteci, s. 155; SÜMER, s. 145. 204 SÜMER, s. 145. 205 GÖKÇEK KARACA, s. 150. 206 SÜMER, s. 145. 39 İşverenin ölümü halinde ise kural olarak yerini kanuni mirasçıları alacağından yayın organını miras yoluyla devralanlar sözleşmenin tarafı haline gelir. TBK m. 441’e göre işyerinin devri halinde gerçekleşen iş ilişkisinin devri hükümleri burada kıyasen uygulanacaktır. Ancak aynı hükmün devamında, akdin ağırlıklı olarak işverenin kişiliği dikkate alınarak kurulmuşsa onun ölümüyle akdin de sona ereceği belirtilmektedir. Basın iş sözleşmesi kurulurken böyle özel bir durum mevcutsa işverenin ölümüyle de sözleşme sona erecek ancak değilse iş sözleşmesinin tarafı ölen işverenin mirasçıları olacaktır. 4.3.5. Sözleşmenin Feshi 4.3.5.1. Genel Olarak Fesih bildirimi, sözleşmenin taraflarından birinin sözleşmeyi sona erdirmeye yönelik irade beyanıdır207. Bu beyan tek taraflı olup karşı tarafa yöneltilmesi gereken ancak karşı tarafın kabulüne bağlı olmayan bir beyandır ve hukuki niteliği itibarıyla bozucu yenilik doğuran bir haktır208. Basın iş sözleşmesi de taraflardan birinin, yani gazeteci veya işverenin, hatta işveren adına bu konuda yetkilendirilmiş olan işveren vekilinin tek taraflı irade beyanı ile sona erdirilebilir. Sözleşmenin sonlandırılmasına yönelik irade beyanı açık ve anlaşılır olmalı, kural olarak herhangi bir koşula bağlı olmamalıdır209. Ancak Yargıtay’a göre eylemli fesih olarak adlandırılan ve taraflardan birinin tutum ve davranışlarından sözleşmeye son verdiğinin anlaşılabildiği durumlarda da fesih gerçekleşmiş sayılacaktır210. İşçinin işe 207 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 475; ESENER, s. 222; SÜMER, s. 47; GÖKÇEK KARACA, s. 154. 208 OĞUZMAN, M. Kemal, Türk Borçlar Kanunu ve İş Mevzuatına Göre İş Akdinin Feshi, İstanbul, 1955, s. 41-42, (İş Akdinin Feshi); SÜZEK, s. 542; ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 476; EKONOMİ, Münir, İş Hukuku Cilt 1 Ferdi İş Hukuku, İstanbul, 1984, s. 166 (İş Hukuku); ŞAKAR, s. 152; MOLLAMAHMUTOĞLU, Hamdi, ASTARLI, Muhittin, BAYSAL, Ulaş, İş Hukuku Ders Kitabı Cilt 1: Bireysel İş Hukuku, Ankara, Lykeion Yayınları, 2020 s. 282. 209 ÇELİK/CANİKLİOĞLU/CANBOLAT/ÖZKARACA, s. 477; ESENER, s. 223; OĞUZMAN, İş Akdinin Feshi, s. 127; EKONOMİ, İş Hukuku, s. 167; NARMANLIOĞLU, s. 358-359; SÜMER, s. 147; GÖKTAŞ/ÇİL, s. 34. 210 Y 9. HD, 21210/6065, 07.03.2007, www.kazanci.com, ET: 24.10.2023; Y 9. HD, 1426/19511, 06.07.2009, www.kazanci.com, ET: 24.10.2023; Y HGK, 9-83/92, 17.02.2010, www.kazanci.com, ET: 24.10.2023. 40 alınmaması211, otomatik geçiş kartına el konulması212, işçinin açık iradesi olmadan uzunca bir süre ücretsiz izne çıkarılması213, ücretsiz izni kabul etmeyen işçinin işyerini terk etmesi214 gibi taraflardan birinin sözleşmeyi sona erdirme iradesini ortaya koyduğu haller bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Kanunda fesih bildiriminin şekli ile ilgili olarak yazılı ihbardan söz edilen iki hüküm bulunmaktadır. Bunlardan biri işverenle arasındaki iş ilişkisi en az beş yıl sürmüş olan gazetecinin işine son verilmesinin ancak “yapılacak yazılı ihbardan itibaren üç ay geçtikten sonra” geçerli olacağını belirten BİK m. 6/4 hükmü; diğeri ise gazetecinin “en az bir ay önce işveren