T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ ULUSAL YETKİ ALANLARI DIŞINDAKİ ALANLARIN DENİZ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİNİN KORUNMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KULLANIMI YÜKSEK LİSANS TEZİ SEREN ŞAHİN 2200002874 Anabilim Dalı : KAMU HUKUKU Programı : KAMU HUKUKU Tez Danışmanı Prof. Dr. HASAN S. KÖNİ KASIM 2024 T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ ULUSAL YETKİ ALANLARI DIŞINDAKİ ALANLARIN DENİZ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİNİN KORUNMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR KULLANIMI YÜKSEK LİSANS TEZİ SEREN ŞAHİN 2200002874 Anabilim Dalı : KAMU HUKUKU Programı : KAMU HUKUKU Tez Danışmanı : Prof. Dr. HASAN S. KÖNİ Jüri Üyeleri : Doç. Dr. DERYA AYDIN OKUR : Dr. Öğr. Üyesi SERKAN SEYHAN KASIM 2024 i ÖN SÖZ Bu çalışma, uzun yıllar boyunca süregelen tartışmaların ardından nihayet 2023 yılında imza ve onay sürecine açılan BMDHS Kapsamında Ulusal Yetki Alanları Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı Anlaşması kapsamında ele alınmıştır. Bu bağlamda “deniz genetik kaynakları, deniz koruma alanları, çevresel etki değerlendirmesi ve kapasite geliştirme ve deniz teknolojisi transferi” başlıkları altında toplanmış dört ayağı bulunan ilgili anlaşmanın son ve hukuk alanı dışı teknik inceleme gerektiren “kapasite geliştirme ve deniz teknolojisi transferi” ayağına çalışmamızda yer verilmemiştir. Çalışmamız üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde “Biyolojik Çeşitlilik” İle İlgili Yürütülen Çalışmaların Tarihi, Deniz Biyolojik Çeşitliliği, Deniz Kirliliği ve Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanlar başlığına ayrılmış 2000’ öncesi ve 2000’ sonrası dönem olarak incelenmiştir. Bu kapsamda anlaşmanın ele alınacağı diğer bölümlere bir zemin hazırlanmıştır. İkinci bölümde Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanlarda Çevresel Etki Değerlendirmesi başlığına ayrılmış ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda çevresel etki değerlendirmesi için mevcut çerçeve incelenmiş ve uluslararası arenada yapılan uygulamalar ele alınmıştır. Ayrıca bu bölümde Çevresel Etki Değerlendirmesine özel olarak değinilen sözleşmelerden bahsedilmiş ÇED kapsamında ekonomik faaliyet alanlarının -balıkçılık, derin deniz yatağı madenciliği, atıkların düzenli depolanmışı, okyanus gübrelenmesi- neler olduğuna dair bilgiler verilmiş ve incelemelerde bulunulmuştur. Üçüncü bölümde ise Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanlarda Deniz Koruma Alanları ve Deniz Genetik Kaynakları başlığı altında küresel ve bölgesel düzeyde deniz koruma alanları hakkında bilgiler verilmiş ve açıklamalarda bulunulmuştur. Bununla birlikte ayrıca deniz genetik kaynakları ve alan bazlı yönetim araçları incelenmiştir. Tez çalışmamız sürecinde, ilgili konu hakkında beni bilgilendiren ve çalışmama vesile olan, büyük bir özveride bulunup benimle birlikte tezimin her aşamasını dikkatle ve titizlikle takip eden, bilgi ve rehberliğiyle her zaman yanımda olan değerli tez danışmanım, Prof. Dr. Hasan KÖNİ’ye minnet ve şükranlarımı sunarak sonsuz teşekkür ederim. ii Tez sürecim esnasında bana anlayış ve sabır göstererek çalışma azmimi artıran ve destek olan kıymetli eşime ve evimizin neşesi olan kızımıza ayrıca minnettarım. Hiç şüphe yok ki, onların anlayışları olmasa bu çalışma tamamlanamazdı. Ayrıca tez çalışma sürecimde kızıma anne şefkati ve merhametiyle yaklaşan Özlem ŞAHİN’e ve desteklerini esirgemeyen Mehmet Niyazi ŞAHİN’e teşekkürü bir borç bilirim. Bu süreçte emeği geçen jüri üyelerine, katkıları ve destekleri için teşekkür ederim. Bu çalışmanın, deniz biyolojik çeşitliliğinin korunmasına ve sürdürülebilirliğine katkı sağlamasını ve gelecek nesiller için bir fark yaratmasını temenni ediyorum. SEREN ŞAHİN Kasım, 2024 iii İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ ....................................................................................................................... i İÇİNDEKİLER .......................................................................................................... ii KISALTMALAR LİSTESİ ...................................................................................... vi TABLO LİSTESİ .................................................................................................... viii ÖZET ......................................................................................................................... ix ABSTRACT ............................................................................................................... xi GİRİŞ .......................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM “BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK” İLE İLGİLİ YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALARIN TARİHİ, DENİZ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ, DENİZ KİRLİLİĞİ VE ULUSAL YETKİ ALANI DIŞINDAKİ ALANLAR 1.1. 2000 Öncesi Dönem ............................................................................................. 5 1.1.1. Birleşmiş Milletler Nezdinde Kurulan Organizasyonlar ....................... 8 1.1.2. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO- Food and Agriculture Organization) ..... 8 1.1.3. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN- International Union for Conservation of Nature) .................................................................................. 9 1.2. 2000 Sonrası Dönem .......................................................................................... 10 1.2.1. BM Genel Kurulu’nun Küresel Politika Sahası Olarak Rolü .............. 10 1.2.2. BBNJ Çalışma Grubu (2006-2015): .................................................... 11 1.2.3. Hazırlık Komitesi Dönemi (PrepCom - 2016-2017): .......................... 15 1.2.4. Organizasyon Toplantısı ...................................................................... 17 1.2.5. Pandemi Sonrası Dönem (2020-Günümüz) ......................................... 17 1.2.6. BBNJ Anlaşması .................................................................................. 19 1.3. Açık Denizler ve Bölge ....................................................................................... 21 1.3.1. Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin iv Sürdürülebilir Yönetiminin Uygulanması ..................................................... 23 1.4. Biyolojik Çeşitlilik .............................................................................................. 25 1.5. Deniz Genetik Kaynaklarının Tanımı ............................................................... 28 1.6. Deniz Kirliliğinin Tanımı ................................................................................... 30 1.7. Deniz Ekosisteminin Mevcut Durumu .............................................................. 32 İKİNCİ BÖLÜM ULUSAL YETKİ ALANI DIŞINDAKİ ALANLARDA ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRMESİ 2.1. Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanlarda Çevresel Etki Değerlendirmesi İçin Mevcut Çerçeve ......................................................................................................... 36 2.1.1. Uluslararası Düzeyde Yapılan Uygulamalar ........................................... 36 2.1.2. Çevresel Etki Değerlendirmesi’ne Özel Olarak Değinilen Sözleşmeler ..... ................................................................................................................. 40 2.2. ÇED Kapsamında Ekonomik Faaliyet Alanları ............................................... 57 2.2.1. Balıkçılık .............................................................................................. 58 2.2.2. Derin Deniz Yatağı Madenciliği .......................................................... 64 2.2.3. Atıkların Düzenli Depolanması ........................................................... 67 2.2.4. Okyanus Gübrelenmesi ........................................................................ 69 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ULUSAL YETKİ ALANI DIŞINDAKİ ALANLARDA DENİZ KORUMA ALANLARI VE DENİZ GENETİK KAYNAKLARI 3.1 Küresel Düzeyde Deniz Koruma Alanları ......................................................... 75 3.1.1 Birleşmiş Milletler ............................................................................... 75 3.1.2 BM Genel Kurulu Çerçevesinde Birleşmiş Milletler .......................... 76 3.2 Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nde Deniz Koruma Alanları ve Deniz Genetik Kaynakları ................................................................................................................. 82 3.3 Bölgesel Düzeyde Tartışmalar Ve Girişimler .................................................... 84 v 3.3.1 Mevcut durum ...................................................................................... 84 3.3.2 Barselona Konvansiyonu ..................................................................... 85 3.3.3 Antarktika Deniz Canlıları Kaynaklarını Koruma Komisyonu - CCAMLR ...................................................................................................... 86 3.3.4 Kuzey-Doğu Atlantik Deniz Çevresinin Korunması Sözleşmesi (OSPAR) ........................................................................................................ 88 3.3.5 Sargasso Denizi girişimi ...................................................................... 91 3.4 BBNJ Anlaşması Uyarınca Deniz Genetik Kaynakları Ve Alan Bazlı Yönetim Araçları ...................................................................................................................... 93 3.4.1 Deniz Genetik Kaynakları ................................................................... 93 3.4.2 Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Genetik Kaynaklarına İlişkin Dijital Dizi Bilgileri Hakkında Bildirim ............................................. 96 3.4.3 Faydaların Adil ve Hakkaniyetli Paylaşımı ......................................... 97 3.4.4 BBNJ Anlaşması Uyarınca Deniz Koruma Alanları ........................... 99 3.4.5 Deniz Koruma Alanlarının Oluşturulmasında Teklif Aşaması ......... 100 3.4.6 Deniz Koruma Alanlarının Oluşturulması ......................................... 103 3.4.7 Deniz Koruma Alanları Oluşturulmasına Karar Verilmesi ............... 104 3.4.8 Deniz Koruma Alanlarının Oluşturulması, İzlenmesi Ve Gözden Geçirilmesi ................................................................................................... 106 SONUÇ ................................................................................................................... 109 KAYNAKÇA .......................................................................................................... 115 vi KISALTMALAR LİSTESİ AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri ABNJ : Areas Beyond National Jurisdiction BBNJ : Biodiversity Beyond National Jurisdiction Bkz. : Bakınız BM : Birleşmiş Milletler BMDHS : Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi BMGK : Birleşmiş Milletler Genel Kurulu CARICOM : Caribbean Community CBD : Convention on Biological Diversity CCAMLR : Commission for the Conservation of Antarctic Marine Living Resources CHM : Common Heritage of Mankind CITES : Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and Flora CLCS : Commission on the Limits of the Continental Shelf COML : Census of Marine Life COP : Conference of the Parties ÇED : Çevresel Etki Değerlendirmesi DKA : Deniz Koruma Alanı DOALOS : Division for Ocean Affairs and the Law of the Sea Doc : Document EEA : European Environment Agency FAO : Food and Agriculture Organisation FSA : Fish Stock Agreement GESAMP : Group of Experts on the Scientific Aspects of Marine Environmental Protection IAIA : International Association for Impact Assessment IGC : Intergovernmental Conference ILBI : International Legally Binding Instrument IMO : International Maritime Organisation IPPC : International Plant Protection Convention ISA : International Seabed Authority IUCN : International Union for Conservation of Nature vii IWC : International Whaling Commission ibid : In the same place m. : Madde MARPOL : International Convention for the Prevention of Pollution from Ships MEB : Münhasır Ekonomik Bölge MGR : Marine Genetic Resources MPA : Marine Protected Areas NOAA : National Oceanic and Atmospheric Administration OSPAR : Convention for the Protection of the Marine Environment of the North-East Atlantic Pa. : Paragraf PrepCom : Preparatory Committee PSSA : Particularly Sensitive Sea Area s. : Sayfa SBSTA : Subsidiary Body for Scientific and Technological Advice SÇD : Stratejik Çevresel Etki Değerlendirmesi SPA/RAC : Specially Protcted Areas/Regional Activity Centre SPAMI : Specially Protected Areas of Mediterranean Importance TÜRÇEV : Türkiye Çevre Eğitim Vakfı UAD : Uluslararası Adalet Divanı UN : United Nations UNCHE : United Nations Conference on the Human Environment UNCLOS : United Nations Convention on the Law of the Sea UNDP : United Nations Development Programme UNECE : United Nations Economic Commission for Europe UNEP : United Nations Environment Programme UNGA : United Nations General Assembly UNICPOLOS : United Nations Informal Consultative Process on Oceans and the Law of the Sea WCMC : World Conservation Monitoring Centre WCPA : World Commission on Protected Areas WWF : World Wide Fund for Nature viii TABLO LİSTESİ Tablo 1. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği Kırmızı Listesi’ndeki Deniz Türleri…………………………………………………………………………….28 ix ÖZET Yüksek Lisans Tezi Ulusal Yetki Alanları Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı SEREN ŞAHİN EYLÜL 2024 Çalışmamızda ulusal yetki alanları dışındaki alanların deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunu, biyolojik çeşitlilik ile ilgili yürütülen çalışmaların tarihsel süreci, BBNJ Anlaşması ve ilgili tanımlamalar, ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda çevresel etki değerlendirmesi, deniz koruma alanları ve deniz genetik kaynakları çerçevesinde incelemiş bulunmaktayız. Bu kapsamda çalışmamızın birinci bölümünde, ulusal yetki alanı dışındaki alanlardaki biyolojik çeşitlilik ile ilgili yürütülen çalışmaların tarihsel sürecinden bahsettik ve bunu 2000 öncesi ve sonrası olarak iki başlığa ayırdık. 2000 öncesi dönemde Birleşmiş Milletler nezdinde kurulan organizasyonlardan, Gıda ve Tarım Örgütünden ve Uluslararası Doğayı Koruma Birliğinden bahsettik. 2000 sonrası dönemde ise BM Genel Kurulunun küresel politika sahası olarak rolünden, BBNJ Çalışma Grubundan ve BBNJ Anlaşmasından bahsettik. Sonrasında ise açık denizlerden, biyolojik çeşitlilikten, deniz genetik kaynakları ve deniz kirliliğinin tanımından ve deniz ekosisteminin mevcut durumundan bahsettik. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise, ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda çevresel etki değerlendirmesi başlığı altında önce mevcut hukuki çerçeveyi anlattık ve sonrasında da ÇED kapsamında ekonomik faaliyet alanlarına değindik. Mevcut hukuki çerçeve başlığı altında uluslararası düzeyde yapılan uygulamalar, ÇED’e özel olarak değinilen sözleşmeler olarak BMDHS, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve BBNJ Anlaşması yer almıştır. BBNJ Anlaşması kapsamında ÇED sürecine dair eşik ve faktörlere, sürece, raporlara, karar verme aşamasına, izin verilen faaliyetlerin etkilerinin izlenmesi, raporlanması ve gözden geçirilmesine değinilmiş ve ÇED ile ilgili olarak Bilimsel ve Teknik Organ tarafından geliştirilecek standart ve kılavuzlara yer verilmiştir. ÇED kapsamında ekonomik faaliyet alanları kısmında ise balıkçılık, derin deniz yatağı madenciliği, atıkların düzenli depolanması ve okyanus gübrelenmesi faaliyetlerine yer verilmiştir. Çalışmamızın üçüncü bölümünde, ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda deniz koruma alanları ve deniz genetik kaynaklarına yer verdik. Bu kapsamda önce küresel x bağlamda deniz koruma alanlarından, sonrasında Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi kapsamında deniz koruma alanları ve deniz genetik kaynakları konusuna yer verilmiştir. Daha sonrasında bölgesel düzeyde tartışma ve girişimler kapsamında mevcut duruma değinilip Barselona Konvansiyonuna, CCAMLR’a, OSPAR’a, Sargasso Denizi Girişimine yer verilmiştir. Bu bölümün son kısmında ise BBNJ Anlaşması çerçevesinde deniz genetik kaynakları ve alan bazlı yönetim araçlarına değindik. Deniz genetik kaynakları kapsamında dijital dizi bilgileri hakkında bildirime ve faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımına değinilmiştir. Alan bazlı yönetim araçları kısmının içeriğinde ise deniz koruma alanlarının oluşturulmasında teklif aşaması, oluşturulması, oluşturulmasına karar verilmesi, izlenmesi ve gözden geçirilmesine yer verilmiştir. Anahtar Sözcükler: BMDHS, BBNJ Anlaşması, Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması, Çevresel Etki Değerlendirmesi, Deniz Genetik Kaynakları, Deniz Koruma Alanları. xi ABSTRACT Master’s Thesis Conservation and Sustainable Use of Marine Biological Diversity in Areas Beyond National Jurisdiction SEREN ŞAHİN SEPTEMBER 2024 In our study, we examined the conservation and sustainable use of marine biodiversity of areas beyond national jurisdiction, the historical process of biodiversity studies, the BBNJ Agreement and related definitions, environmental impact assessments in ABNJ, marine protected areas and marine genetic resources. In this context, in the first part of our study we discussed the historical process of biodiversity studies in ABNJ, dividing it into two main periods: before and after 2000. In the pre-2000 period, we mentioned the organisations established under the auspices of the United Nations, the Food and Agriculture Organisation and the International Union for Conservation of Nature. In the post-2000 period, we discussed the role of the UN General Assembly in the global policy arena, the BBNJ Working Group and the BBNJ Agreement. We then looked at issues such as the high seas, biodiversity, the definition of marine genetic resources, marine pollution and the current state of the marine ecosystem. In the second part of our study, entitled Environmental Impact Assessment (EIA) in ABNJ, we first explained the existing legal framework and then addressed the economic activities that fall within the scope of EIA. Under the heading of the existing legal framework, we have included international practices, treaties that specifically address EIA, such as the United Nations Convention on the Law of the Sea (UNCLOS), the Convention on Biological Diversity (CBD), and the BBNJ Agreement. Under the BBNJ Agreement, we discussed thresholds and factors, the process, reports, the decision-making stage, monitoring, reporting and review of the effects of authorized activities, and the standards and guidelines to be developed by the Scientific and Technical Body on EIA. In the section on economic activities covered by EIA, we looked at activities such as fishing, deep-sea mining, landfilling of waste and ocean fertilisation. In the third part of our study, we looked at marine protected areas and marine genetic resources in the ABNJ. We first discussed marine protected areas in a global context and then focused on marine protected areas and marine genetic resources in the context of the Convention on Biological Diversity. xii We then discussed the current situation in the context of regional discussions and initiatives, covering the Barcelona Convention, CCAMLR, OSPAR and the Sargasso Sea Initiative. In the final part of this section, we looked at marine genetic resources and area-based management tools in the context of the BBNJ Agreement. We discussed the notification of digital sequence information and the fair and equitable sharing of benefits in the context of marine genetic resources. The content of the area-based management tools section covered the proposal stage, establishment, decision-making, monitoring and review of the establishment of marine protected areas. Keywords: UNCLOS, BBNJ Agreement, Conservation of Marine Biological Diversity, Environmental Impact Assessment, Marine Genetic Resources, Marine Protected Areas. 1 GİRİŞ Deniz, kara alanının %71’ini temsil etmektedir ve deniz alanının %64’ü açık denizlere aittir1 Okyanusun bu geniş alanının kendine özgü bir özelliği vardır: hiçbir devletin yargı yetkisine tabi değildir ve serbestlik ilkesi ile yönetilir. Serbestlik ilkesi ile her devletin açık denizlerden yararlanma hakkının olduğu vurgulanır. Fakat bu ilkenin “insanlığın ortak mirası” ilkesi ile beraber kullanıldığı gerçeğini de unutmamak lazım. Açık denizler ve derin deniz yatakları “ulusal yetki alanları dışındaki alanları” oluşturmaktadır. Hali hazırda benimsenen uluslararası hukuk sistemine göre, hiç kimseye ait olmayan ve aynı zamanda herkese ait olan alanlar olarak tanımlama yapmak mümkündür. Uzun süredir göz ardı edilen ve serbestlik ilkesine göre yönetilen ulusal yetki alanları dışındaki alanlar, günümüzde giderek artan bir ilgi görmektedir. Okyanus bu nedenle ülkeler için “yeni bir sınır” olup, kaynakları insanoğlu için erişilmez kalmıştır. Yakın zamana kadar okyanus tabanının sadece %5’i keşfedilmiştir2. Balıkçılık teknikleri ve teknolojisindeki ilerlemeler deniz çevresinin daha iyi tanınmasını sağlamıştır. Bu durum uzak ve derin deniz alanlarında balıkçılığı kolaylaştırmış (ve mümkün kılmış), bu da bu alanlara olan ilginin giderek artmasına yol açmıştır. Bu alanlar aynı zamanda, derinliklerinin keşfedilmemiş ve kaynaklarının tükenmez olduğu algısı altında, yasal “özgürlük” rejimine tabi olmuştur. Bu kapsamda yıllar içerisinde çeşitli hukuki doktrinler ortaya çıkmıştır. Bunlar Mare Liberum/Denizlerin Serbestisi ve Mare Clausum/Kapalı Deniz olarak ikiye ayrılır. Grotius’un Mare Liberum adlı eserinde denizlerin genel ve mutlak özgürlüğü rejimini savunduğu görülmektedir3. Bilindiği üzere bu yaklaşım, açık denizlerin res nullius/kimseye ait olmayan şeyler statüsünü reddeden, res communis/herhangi bir devletin egemenliğine bağlı olmayan statüsünün uygulanmasını ve dolayısıyla pratikte bilinmeyen bu alanın ortak yönetimini savunan yazarlarda karşıt bir karşılık bulmuştur4. Kapalı deniz doktrini J. Selden tarafından Grotius’un fikirlerine yanıt olarak hazırlanan Mare Clausum/Kapalı Deniz adlı eserinde savunulmuştur.5 Zaman içerisinde, açık denizlerin hukuki rejiminin belirlenmesinde Grotius’un doktrini pekiştirilmiş ve ulusal yetki alanları dışındaki alanlarda erişim ve faaliyet özgürlüğü 1 Mark J. Spalding, “BBNJ Workshop: Costa Rica” Bkz. https://oceanfdn.org/costa-rica-bbnj-workshop/ Erişim Tarihi: 18.01.2024. 2 Kadir Demircan, “Nobel Ödüllü Bacalar: Okyanus Derinliklerinde Neler Oluyor?” TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi, Haziran 2012, s. 45. 3 Hugo Grotius, “The Free Sea” ed. Knud Haakonssen, Liberty Fund Publications, Introduction s.xix. 4 Ivar Alvik, “History And Sources Of The Law” Scandinavian Institute of Maritime Law, s. 1-3. 5 ibid. s. 3. https://oceanfdn.org/costa-rica-bbnj-workshop/ 2 sayesinde son yıllarda sayısız doğal kaynak keşfedilmiştir. Bununla birlikte Deniz Yaşam Sayımı Organizasyonu (Census of Marine Life Organisation)6 6.000’den fazla yeni tür tespit ettiğini duyurmuştur7. Bu keşifler, enerji bilim ve eczacılık açısından paha biçilmez bir kaynak olan deniz dibinden yararlanma da dahil olmak üzere yeni fırsatların önünü açarak uzak deniz alanları hakkında daha fazla bilgi sahibi olunmasını sağlamıştır. Okyanusların keşfi, ulusal yetki alanları dışında kalan bölgelere olan ilgiyi giderek artırmıştır. Bu durum, bu bölgelerdeki deniz biyolojik çeşitliliğinin ne kadar zengin olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bununla birlikte, bu alanlarda kaynak araştırması ve kullanımına yönelik yeni zorluklar ve olasılıklar risksiz değildir. Aslında, ulusal yetki alanları dışındaki alanlarda (bundan sonra ABNJ olarak anılacaktır) artan insan müdahalesi deniz çevresi üzerinde endişe verici bir baskı oluşturmaktadır. Deniz trafiğindeki artış, kirliliğin ve ekosistemlerin bozulmasına neden olmaktadır ve bu durum açık denizlerde balıkçılık habitatlarını tahrip etmekte ve biyolojik çeşitliliğinin azalmasına sebep olmaktadır. Sonuç olarak, ulusal yetki alanları dışındaki deniz ekosistemleri, deniz biyolojik çeşitliliğinin zenginliğiyle birlikte giderek artan insan faaliyetlerine karşı daha savunmasız hale gelmektedir. Bu bağlamda, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 2. maddesi biyolojik çeşitlilik kavramını şöyle tanımlamaktadır: “diğerlerinin yanı sıra kara, deniz ve diğer su ekosistemleri ile bu ekosistemlerin bir parçası olduğu ekolojik kompleksler de dahil olmak üzere tüm kaynaklardan canlı organizmalar arasındaki farklılaşma anlamındadır; türlerin kendi içindeki ve türler arasındaki çeşitlilik ve ekosistem çeşitliliği de buna dahildir. “ 1992 yılında Rio’da düzenlenen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde kabul edilen bu sözleşme, biyolojik çeşitliliğin korunması, ekosistemler, türler ve genetik çeşitlilik gibi bileşenlerinin sürdürülebilir kullanımı ve genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımı gibi çeşitli hedefleri karşılamak üzere hazırlanmıştır8. Uluslararası toplum, sürdürülebilir kalkınma kavramına bağlı kalarak ve bu 6 Deniz Yaşamı Sayımı Organizasyonu, okyanuslardaki yaşamın çeşitliliğini, dağılımını ve organizmal farklılıklarını tanımlamakla görevli, 80’den fazla ülkeden küresel bir araştırmacı ağını içeren dış kaynaklı bir bilimsel araştırma organizasyonudur. 2000 yılında faaliyetlerine başlayan organizasyon, ilk raporunu 2010 yılında tamamlamıştır. 7 Bkz. “Census of Maritime Life” https://www.britannica.com/event/Census-of-Marine-Life Erişim Tarihi: 12.12.2023. 8 Ayrıntılı bilgi için Bkz. Convention on Biological Diversity https://www.cbd.int/intro/ Erişim Tarihi: https://www.britannica.com/event/Census-of-Marine-Life https://www.cbd.int/intro/ 3 kavramı benimseyerek biyolojik çeşitliliğin korunmasının gerekliliğini anlamış görünmektedir. Ancak, devletlerin okyanus kaynaklarını keşfetmelerinden bu yana, dikkatlerinin biyolojik çeşitlilik ve ekosistemlerin korunmasından ziyade bu alanın paylaşılmasına odakladığını belirtmek gereklidir. Münhasır ekonomik bölgelerin (MEB) artık toplam okyanus alanının %40’ını kapsaması açık denizlerin kapsamını önemli ölçüde daraltmıştır. Benzer şekilde, kıta sahanlıklarının 200 metrenin ötesine uzatılmasına yönelik taleplerin artması, tüm devletlere ait deniz yatağının kapsamının azalmasına neden olmuştur. Bu eğilim, “kara denize hükmeder (the lands dominates the sea)9“ prensibini doğurmuş ve devletler daha fazla alan tahsis ederek daha fazla doğal ve canlı kaynağa erişim sağlamaya ve böylece ekonomik güçlerini arttırmaya çalışmışlardır. Bu durum, devletlerin yargı yetkisinden muaf tutulan ve herkesin ortak alanı olarak kabul edilen deniz alanlarının amansız bir şekilde azalmasına ve dolayısıyla “müştereklerin trajedisi “nin yaşanmasına yol açmıştır. G. Hardin tarafından 1968 yılında ortaya atılan bu görüşe göre, ortak özgürlük rejimine tabi olan mallar yok olmaya ve kaynaklar tükenmeye mahkumdur10. Garret Hardin’e göre, malların yok olması trajedisinden ancak mallara el konulması ile kurtulunabilir. Hardin makalesinde, balıkçılık kaynakları örneğini açıkça dikkate almış ve şunları belirtmiştir: “okyanusların tükenmez kaynaklarına inandıklarını iddia eden [devletler], balık ve balina türlerini yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmaktadırlar11.” Okyanuslardaki kaynakların yönetiminde ortaya çıkan “ortak fayda trajedisi”, insan faaliyetlerinin düzenlenmesiyle kaynakların korunması için bu alanda yönetim ihtiyacını vurgulamaktadır. Bu görüşe göre, Hardin’in “ortak fayda trajedisi” ile kastettiği, herkesin serbestçe erişebildiği ve kullanabildiği kaynaklardır. Somut örnek olarak otlaklar, balık stokları, ormanlar ve atmosfer verilebilir. Her birey kendi çıkarlarını maksimize etmeye çalışırken, bu kaynakların aşırı kullanımı ve sonunda tükenmesi gibi bir sorun ortaya çıkar. 12.12.2023. 9 Bu ifade genellikle jeopolitik ve deniz hukuku bağlamında kullanılan bir deyimdir. Bu ifade, denize kıyısı olan ülkenin denizler üzerinde egemenlik iddiasını ifade etmektedir. Tarih boyunca, uluslararası hukukta kara üzerindeki devletlerin denizler üzerinde daha fazla hak ve kontrol sahibi olduğu kabul edilmiştir. Bu, denizlerin sınırlandırılması, deniz kaynaklarının kullanımı, gemi seyrüseferi ve diğer denizle ilgili konularda kara ülkelerinin daha fazla yetkiye sahip olduğu anlamına gelir. Bu ifade aynı zamanda, denizlerdeki egemenlik ve kontrolün, kara parçalarındaki politik ve askeri güce dayandığı gerçeğini ifade etmektedir. Denizlerdeki hak ve egemenlik, genellikle karadaki devlet yapısının gücü ve etkisi tarafından belirlenir. Özellikle deniz hukuku ve uluslararası ilişkiler bağlamında, bu ifade, kara ve deniz arasındaki ilişkinin ve denizlerin stratejik öneminin altını çizer. 10 Hardin, Garret. “The Tragedy of the Commons,” Science, 162, 1968, s. 1243-1248. 11 ibid. s. 1245. 4 Bu nedenle, uluslararası işbirliği ve etkili yönetim mekanizmaları, deniz kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanılması için kritik öneme sahiptir. Bu durum, deniz ekonomik faaliyetlerin dengelenmesi, deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda çalışmalar yapılması gerekliliğini doğurmuştur. 5 BİRİNCİ BÖLÜM “BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK” İLE İLGİLİ YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMALARIN TARİHİ, DENİZ BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ, DENİZ KİRLİLİĞİ VE ULUSAL YETKİ ALANI DIŞINDAKİ ALANLAR 1.1. 2000 Öncesi Dönem Biyolojik çeşitliliğin azalması, insanlığın karşı karşıya olduğu önemli bir küresel sorundur. Bu sorun, yaşam alanlarının yok olmasıyla birlikte birçok canlı türünün neslinin tükenmesine yol açarak ekosistemlerde dengesizliklere ve zararlı etkilere neden olmaktadır. Bu durum, Dünya’nın geleceğini tehdit eden birçok başka küresel sorunla iç içe geçmiştir. Biyolojik çeşitliliğin azalması, iklim değişikliği, doğal kaynakların aşırı kullanımı, plansız kentleşme, tarım alanlarının daraltılması gibi diğer çevresel sorunlarla yakından ilişkilidir. Bu sorunlar birbirini güçlendirerek ve derinleştirerek küresel ölçekte olumsuz etkiler yaratır. Örneğin, iklim değişikliği, yaşam alanlarının bozulmasına ve ekosistemlerin çökmesine yol açarak biyolojik çeşitliliği daha da azaltabilir. Benzer şekilde, aşırı tarım faaliyetleri ve ormansızlaşma, biyolojik çeşitliliği azaltarak ekosistemlerin kırılganlığını artırır. Bu nedenle, Dünya’nın geleceğini güvence altına almak için kolektif güvenlik önlemlerinin benimsenmesi hayati öneme sahiptir. Uluslararası toplum, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir yönetimi için ortak bir çaba gösterme gerekliliğinin bilincine varmıştır. Bu bağlamda II. Dünya Savaşı sonrası küresel bir barışın ve güvenliğin sağlanması noktasında 1945 yılında kurulan Birleşmiş Milletler insan hakları, terörizm, kalkınma, insani yardım ve güvenlik gibi sorunlara karşı çalışmalar yürütürken biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı içinde belirli sözleşmeler ve alt organizasyonlarla önlemler almıştır12. Bu kapsamda 3 Nisan 1952 tarihinde uygulanmaya başlanan Uluslararası Bitki Koruma Sözleşmesi (IPPC) ve 2 Şubat 1971 tarihinde yürürlüğe konan Ramsar Sözleşmesi gibi uluslararası çevre anlaşmaları, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için önemli adımları temsil etmektedir13. Bu sözleşmeler, küresel düzeyde bitki ve sucul alan kaynaklarının korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını teşvik etmektedir. Örneğin, IPPC, dünya genelinde bitki sağlığını korumak ve bitki hastalıklarının, zararlı organizmaların ve bitki ürünlerinin uluslararası ticaret yoluyla yayılmasını önlemek 12 United Nations (UN), “History of the UN”; https://www.un.org/en/about-us/history-of-the-un Erişim Tarihi:09.01.2024. 13 Bkz. Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Sözleşmesi (Convention on Wetlands of International Importance) https://www.ramsar.org/sites/default/files/documents/library/current_convention_text_e.pdf Erişim Tarihi:09.01.2024. https://www.un.org/en/about-us/history-of-the-un https://www.ramsar.org/sites/default/files/documents/library/current_convention_text_e.pdf 6 amacıyla hükümetler arasında işbirliği ve standartlar oluşturmayı hedeflemiştir.14 Ramsar Sözleşmesi ise sulak alanların korunması ve sürdürülebilir yönetimi için uluslararası bir yöentim sınırları belirler. Sözleşme, sulak alanların önemini vurgulayarak bu alanların biyolojik çeşitliliği desteklediğini, su kaynaklarını koruduğunu ve ekosistemin sürdürülebilirliği için katkıda bulunmak üzere örgütlendiğini ve faaliyetlerini bu noktada yürüttüğünü bildirir. Ramsar Sözleşmesi’nin akabinde Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES), 3 Mart 1973 tarihinde hayata geçirilmiş önemli bir düzenlemedir.15 Bu sözleşme, belirli koşullara bağlı olarak izin ve sertifika sistemleri aracılığıyla korunan hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretini düzenlemeyi amaçlamaktadır ve bu ticarete belirli sınırlandırmalar getirmektedir. CITES’in amacı, nesli tehlike altında olan yabani hayvan ve bitki türlerinin uluslararası ticaretini kontrol altına alarak tükenmelerini önlemektir. Bu çerçevede, yaklaşık olarak 6.610 hayvan türü ve 34.310 bitki türü dahil olmak 40.900’den fazla tür, uluslararası ticaret yoluyla aşırı sömürüye karşı CITES tarafından korunmaktadır16. CITES’in 2000 öncesi dönemde deniz faunası ile ilgili olarak bir farkındalık yaratmaya çalıştığı söylenemez ancak 2000 sonrası dönemde deniz fauna ve florasıyla ilgili olarak çalışmalarda bulunmuş ve kapsamını genişletmiştir.17 14 IPCC, “International Plant Protect Convention – 1997 Convention Revised Text”, https://assets.ippc.int/static/media/files/publication/en/2019/02/1329129099_ippc_2011-12- 01_reformatted.pdf Erişim Tarihi: 09.01.2024. 15 “CITES” Convention on the International Trade in Endangered Species of Wild Flora and Fauna. 3 Mart 1973 tarihinde Washington DC’de imzalanmış, 22 Haziran 1979’da Bonn’da revize edilmiş ardından 30 Nisan 1983 tarihinde Gaborone’de ikinci kez revize edilmiştir. Sözleşmenin güncel hali için Bkz., https://cites.org/sites/default/files/eng/disc/CITES-Convention-EN.pdf Erişim Tarihi: 09.01.2024. 16“CITES”, Geneva, CITES, 2019, s. 6., https://cites.org/sites/default/files/eng/disc/CITES%20Brochure_1903324E_depliant.pdf, Erişim Tarihi: 09.01.2024. 17 CITES 2018 yılında ilk kez deniz türlerine ilişkin olarak kapsamlı bir çalışma başlatmış ve deniz türlerine odaklanmıştır. Bu kapsamda CITES bünyesinde 2019 yılının resmi teması olarak “İnsanlar ve gezegen için suyun altındaki yaşam” temasının seçildiği duyurulmuştur. BM Genel Sekreter Yardımcısı ve UNDP Politika ve Program Bürosu Direktörü Abdoulaye Mar Dieye su altındaki tema için: “Okyanuslar iklimimizi düzenliyor, soluduğumuz oksijenin yarısını üretiyor, 3 milyardan fazla insana besin sağlıyor ve atmosfere salınan karbondioksitin %30’unu emiyor. Atmosfer ve ısının %90’ı iklim değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Okyanusların ve deniz türlerinin korunmasını ve korunmasını sağlamak için kamu, özel sektör ve sivil toplum ortaklarını bir araya getiren doğa temelli çözümlerin çoğaltılması ve ölçeğinin büyütülmesi gerekiyor." CITES Sekreterliği Sorumlu Memuru David Morgan ise konu hakkında: “Tüm balinalar ve yunuslar, tüm deniz kaplumbağaları, tüm denizatları, birçok mercan türü ve gittikçe daha fazla köpekbalığı türü, dünyanın yaban hayatı olan CITES tarafından koruma altına alınmıştır. Ticaret düzenleyicisi CITES, deniz türleri açısından sürdürülebilir kullanım ile uluslararası balıkçılık ticareti arasındaki ara yüzde yer almakta ve sözleşme kapsamında listelenen deniz türlerinin ticaretinin yasal, sürdürülebilir ve izlenebilir olmasını sağlamak için çalışmaktadır. CITES, etkili uyumluluk prosedürleriyle birlikte ticaretle ilgili önlemlerle Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 14’ün uygulanmasının ilerletilmesinde iyi hedeflenmiş bir rol oynuyor." Ayrıntılı bilgi için Bkz. https://cites.org/eng/news/focusing-on-marine-species- for-the-first-time-the-next-world-wildlife-day-is-bound-to-make-a- splash_16112018ErişimTarihi:10.01.2024. https://cites.org/sites/default/files/eng/disc/CITES-Convention-EN.pdf https://cites.org/sites/default/files/eng/disc/CITES%20Brochure_1903324E_depliant.pdf https://cites.org/eng/news/focusing-on-marine-species-for-the-first-time-the-next-world-wildlife-day-is-bound-to-make-a-splash_16112018 https://cites.org/eng/news/focusing-on-marine-species-for-the-first-time-the-next-world-wildlife-day-is-bound-to-make-a-splash_16112018 https://cites.org/eng/news/focusing-on-marine-species-for-the-first-time-the-next-world-wildlife-day-is-bound-to-make-a-splash_16112018 7 Tarihler 1980’lere geldiğinde deniz ve okyanus kaynaklarını korumak maksatlı olarak bir dizi önlem alınması gerektiği dünya kamuoyunda kendisine yer bulmuş ve bu kapsamda Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (United Nations Convention on the Law of the Sea - UNCLOS), 10 Aralık 1982 tarihinde imzalanmıştır. Bu belge uluslararası alanda okyanus ve deniz kaynaklarının kullanımını düzenleyen önemli bir olarak karşımıza çıkmaktadır. BMDHS çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Okyanus İşleri ve Deniz Hukuku Dairesi (DOALOS), sözleşmenin sekreteryasını üstlenerek uluslararası düzeyde deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması için çalışmalar yürütmektedir. DOALOS, ulusal yetki alanlarının dışındaki deniz bölgelerinde petrol, katran, plastik atıklar gibi çevresel tehditlerin deniz biyolojik çeşitliliğine zarar vermesini önlemek amacıyla organize olmuş bir yapıdır. Bu kapsamda, deniz biyolojik çeşitliliği ile ilgili verileri, tavsiyeleri ve yardım faaliyetlerini küresel düzeyde karar alıcıların dikkatine sunarak koruma çabalarını desteklemekte ve daha geniş anlamda okyanus meselelerinin tek tip ve tutarlı bir şekilde uygulanması konusunda yardım sağlamaktadır.18 Bu sözleşmenin akabinde biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik olarak küresel farkındalık artmış ve bu kapsamda Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı, Rio de Janeiro’da 5 Haziran 1992 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu konferans sırasında kabul edilen ve 1993 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD), biyolojik çeşitliliğin korunması ve bileşenlerinin sürdürülebilir kullanımını hedeflemektedir19. CBD’nin yanı sıra düzenlenen protokoller de biyolojik çeşitliliğin korunması bakımından önem taşımaktadır. Bu protokollerden biri olan Cartagena Biyogüvenlik Protokolü, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne ek olarak düzenlenmiş ve 11 Eylül 2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.20 Bu protokol, biyoteknolojik faaliyetlerin sonucunda ortaya çıkan ürünlerin insan, çevre ve biyolojik çeşitliliğin korunmasındaki etkilerini ele almaktadır. Birleşmiş Milletler nezdinde hazırlanan bir diğer anlaşma ise. BMDHS kapsamında göçmen balıkların ve diğer okyanus balık türlerinin sürdürülebilir kullanımını ve korunmasını sağlamak için uluslararası standartların oluşturulmasını amaçlayan 1995 18 “DOALOS” Division for Ocean Affairs and the Law of the Sea “Capacity Building and Trust Funds” https://www.un.org/oceancapacity/ Erişim Tarihi: 10.01.2024. 19 CBD “About the Protocol” https://bch.cbd.int/protocol/background/ Erişim Tarihi:10.01.2024. 20 United Nations “Cartagena Protocol on Biosafety to the Convention on Biological Diversity”, Montreal, 2000, s.1, https://bch.cbd.int/protocol/outreach/new%20protocol%20text%202021/cbd%20cartagenaprotocol%202020 %20en-f%20web.pdf Erişim Tarihi: 10.01.2024. https://www.un.org/oceancapacity/ https://bch.cbd.int/protocol/background/ https://bch.cbd.int/protocol/outreach/new%20protocol%20text%202021/cbd%20cartagenaprotocol%202020%20en-f%20web.pdf https://bch.cbd.int/protocol/outreach/new%20protocol%20text%202021/cbd%20cartagenaprotocol%202020%20en-f%20web.pdf 8 Birleşmiş Milletler Balık Stokları Anlaşması’dır21. Bu anlaşma, devletlerin kara sularında ve uluslararası sularda balıkçılık kaynaklarını koruma ve sürdürülebilir bir şekilde yönetme konusunda iş birliği yapmalarını öngörmektedir. Anlaşma, BMDHS ile belirlenen temel prensibi detaylandırarak, devletlerin korumayı sağlamak ve balıkçılık kaynaklarını hem münhasır ekonomik bölge içinde hem de dışında optimum şekilde kullanmak amacıyla işbirliği yapması gerektiğini teşvik etmektedir. 1.1.1. Birleşmiş Milletler Nezdinde Kurulan Organizasyonlar 1.1.2. Gıda ve Tarım Örgütü (FAO- Food and Agriculture Organization) Gıda ve Tarım Örgütü (bundan sonra FAO olarak adlandırılacaktır), 16 Ekim 1945 tarihinde kurulmuş ve merkezi İtalya’da bulunan Birleşmiş Milletler’in önde gelen kuruluşlarından biridir. Temel olarak, dünya genelinde açlıkla mücadele etmek, gıda güvenliğini sağlamak ve insanların sağlıklı bir şekilde beslenmelerini sağlamak gibi uluslararası çabalara liderlik etmektedir. Bu hedeflere ulaşmak için, FAO biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilir kullanımının önemini vurgulamaktadır.22 Bu, gıda güvenliği ve gelecek nesillerin kıtlık riski olmadan sağlıklı bir şekilde beslenmesini sağlamak için gereklidir. FAO, tarım ve üretim faaliyetlerinde yenilikçi değişikliklerin ve dönüşümlerin yapılmasının önemini vurgulayarak biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğiyle ilgili çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Su ürünlerinin yetiştiriciliği ve balıkçılık faaliyetlerine ilişkin çalışmalar da FAO’nun temel faaliyetleri arasında yer almaktadır.23 Bu kapsamda insan eliyle yapılan faaliyetlerin biyolojik çeşitliliği olumsuz etkilememesi ve sucul ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamak için çeşitli çalışmalar yürütmektedir. Bunlar arasında su ürünleri yetiştiriciliği uygulamalarının sürdürülebilir hale getirilmesi, balık stoklarının yönetimi ve deniz ekosistemlerinin korunması yer almaktadır.24 Ayrıca, biyolojik çeşitliliğin korunması için uluslararası anlaşmaların, eylem planlarının ve standart uygulamaların geliştirilmesi konusunda üyeler arasında iş birliğini desteklemektedir. FAO, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için birçok çalışmaya öncülük etmektedir. Bu çabalar arasında tarımın sürdürülebilirliği, ormancılık faaliyetlerinin yönetimi ve en 21 Sözleşme tam metni için Bkz. “The 1995 United Nations Fish Stocks Agreement” https://www.un.org/oceancapacity/sites/www.un.org.oceancapacity/files/files/Projects/UNFSA/docs/unfsa_te xt-eng.pdf Erişim Tarihi: 10.01.2024. 22 Food and Agriculture Organisation, “About-FAO”, http://www.fao.org/about-fao/ Erişim Tarihi: 14.01.2024 23FAOLEX Veritabanı. FAO-LEX Policy. Alıntı: www.fao.org/faolex/opendata Erişim Tarihi: 14.01.2024 24 Petursdottir, G vd.. Safety at sea as an integral part of fisheries management. FAO Fisheries Circular. No. 966. Rome, FAO. 2001 s.20-21; FAO,“Marine and Coastal Aquatic Biodiversity”,www.fao.org, http://www.fao.org/3/i0112e/i0112e18.pdf, s. 1-2. Erişim Tarihi: 14.01.2024 https://www.un.org/oceancapacity/sites/www.un.org.oceancapacity/files/files/Projects/UNFSA/docs/unfsa_text-eng.pdf https://www.un.org/oceancapacity/sites/www.un.org.oceancapacity/files/files/Projects/UNFSA/docs/unfsa_text-eng.pdf 9 önemlisi genetik kaynakların korunması yer almaktadır. Tarım, ormancılık ve su ürünleri yetiştiriciliği sektörlerindeki genetik kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımı teşvik edilmekte, ek kaynak destekleri sağlanmaktadır. Bu kapsamda, tarımsal biyolojik çeşitliliği korumak, genetik kaynakların depolanması ve çoğaltılması için altyapı oluşturmak ve tohum bankaları gibi koruma önlemleri uygulamak gibi çalışmalar yapılmaktadır. Bu alanlarda yürütülen çalışmaların amacı, biyolojik çeşitliliği koruyarak gıda güvenliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemektir.25 1.1.3. Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN- International Union for Conservation of Nature) Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN), kuruluşundan itibaren doğayı koruma ve sürdürülebilirliği teşvik etmek amacıyla faaliyet gösteren bir kuruluştur. 5 Ekim 1948’de Fransa’nın Fontaine-bleau kasabasında kurulan IUCN, ilk küresel çevre birliği olarak hükümetleri ve sivil toplumu doğayı koruma konusunda bir araya getirmiştir.26 Kuruluşun öncelikli hedefi, insan faaliyetlerinin doğa üzerindeki etkilerini incelemek ve çevresel etki değerlendirmelerinin kullanımını teşvik etmektir. IUCN’in kuruluşunun ilk yıllarında ana amacı, pestisitlerin zararlı etkileri gibi insan faaliyetlerinin doğa üzerindeki etkilerini incelemek olmuştur. Bu dönemde çevresel etki değerlendirmelerinin kullanımı, birçok sektör ve sanayi için norm haline gelmiştir. 1960’lar ve 1970’lerde IUCN’in çalışmaları, türlerin ve yaşam alanlarının korunmasına odaklanmıştır. 1964’te oluşturulan “Tehdit Altındaki Türler Kırmızı Listesi”, küresel yok olma riskiyle ilgili en kapsamlı veri kaynağı haline gelmiştir.27 IUCN, Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi (1971), Dünya Mirası Sözleşmesi (1972), Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (1974) ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992) gibi önemli uluslararası sözleşmelerin oluşturulmasında temel teşkil etmiştir.28 1980’de IUCN, BM Çevre Programı ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı ile birlikte Dünya Koruma Stratejisini yayınlamıştır. Bu strateji, sürdürülebilir kalkınma kavramının tanımlanmasına yardımcı olmuş ve uluslararası çevre politikasının temelini oluşturmuştur. 25 Food and Agriculture Organisation, Biodiversity Mainstreaming Platform, Roma, 2018 s. 3-4. 26 IUCN, International Union for Conservation of Nature “About-IUCN” https://www.iucn.org/about-iucn. Erişim Tarihi: 14.01.2024. 27 IUCN, “Seventy-five Years Experiment – History IUCN ” https://www.iucn.org/about-iucn/history. Erişim Tarihi: 14.01.2024. 28 ibid. https://www.iucn.org/about-iucn 10 1999’da BM Genel Kurulu, çevre konularının uluslararası alanda önem kazanmasıyla birlikte IUCN’e resmi gözlemci statüsü vermiştir.29 2000’lerin başında IUCN, iş etkileşimi stratejisini geliştirmiştir. Doğal kaynakların adil ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı hedefleyen kuruluş, özellikle madencilik, petrol ve gaz gibi doğa ve geçim kaynakları üzerinde önemli etkisi olan sektörlere odaklanmış ve doğaya dayalı çözümlere öncülük etmiştir. Aynı zamanda IUCN’in ekosistem üzerindeki tespit edilmiş tüm canlı popülasyonunu da kayıt altına almaktadır. Biyolojik çeşitliliğinin sürdürülebilir yönetimi ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan canlıların listesi bu organizasyon bünyesinde kayıt altına alınmaktadır. IUCN Kırmızı Listesi adı verilen bu veri seti, dünya genelinde biyolojik çeşitliliğin sağlığını değerlendirmek için kritik bir gösterge olarak kabul edilmektedir30. Sadece türlerin ve durumlarının bir listesini sunmakla kalmayıp aynı zamanda doğal kaynakların korunması için hayati önem taşıyan biyolojik çeşitliliğin korunması ve politika değişikliklerine yönelik eylemleri bilgilendirmek ve teşvik etmek amacıyla güçlü bir araç olarak işlev görmektedir. Bu liste, yayılış, popülasyon büyüklüğü, yaşam alanı ve ekoloji, ticaret, tehditler ve koruma eylemleri gibi bilgileri sağlayarak gerekli koruma kararlarının alınmasında etkin rol oynayan bir kuruluş olarak karşımıza çıkmaktadır. 1.2. 2000 Sonrası Dönem 1.2.1. BM Genel Kurulu’nun Küresel Politika Sahası Olarak Rolü BM Genel Kurulu, ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda (ABNJ) deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda kapsamlı bir yaklaşım sergileyen tek küresel politika sahasını temsil etmektedir. Bu konular çeşitli uluslararası platformlarda tartışılmış olmakla birlikte, BM Genel Kurulu’nun bu alandaki merkezi rolü, okyanuslar ve deniz hukukuyla ilgili kararlarında sıklıkla vurgulanmakta31 ve diğer uluslararası organlar ve sözleşmeler tarafından da tanınmaktadır.32 BM Genel Kurulu’nun bu merkezi rolünün iki temel nedeni bulunmaktadır: Geniş katılımcı yapısı ve BM Deniz 29IUCN, “About-IUCN” https://www.iucn.org/about-iucn/history. Erişim Tarihi: 14.01.2024. 30Bkz. “IUCN The Red List” https://www.iucnredlist.org/about/background-history. Erişim Tarihi: 14.01.2024. 31 BM Genel Kurulu’nun 11 Aralık 2012 tarihli A/RES/67/78 sayılı Kararı pa. 180 , BM Genel Kurulu’nun "ulusal yetki alanlarının ötesinde deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına ilişkin merkezi rolünü yeniden teyit ettiğini" belirtmektedir. 32 Bkz. Örneğin, bir CBD Kararı X/29, 21."Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ulusal yetki alanlarının ötesindeki deniz alanlarında biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili konuların ele alınmasındaki merkezi rolünün" altını çizmektedir. Deniz ve Kıyı Biyolojik Çeşitliliğine ilişkin kararı. https://www.iucn.org/about-iucn https://www.iucnredlist.org/about/background-history 11 Hukuku Sözleşmesi ile ilgili tartışmaların tarih boyunca BM Genel Kurulu himayesinde ve BMDHS Sekretaryası görevini yürüten DOALOS tarafından desteklenmiş olmasıdır. Bir devletin BM Genel Kurulu müzakerelerine katılımı için BMDHS’ye taraf olmasının gerekli olmadığı da önemli bir husustur33. 1.2.2. BBNJ Çalışma Grubu (2006-2015): 2004 yılında, BM Genel Kurulu, ulusal yetki alanlarının ötesindeki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik konuları ele almak üzere “Ulusal Yetki Alanları Dışında Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması Ve Sürdürülebilir Kullanımı Çalışma Grubunu”, yani BBNJ Çalışma Grubu’nu kurdu34. Bu çalışma grubunun tartışmaları, mevcut uluslararası çerçevenin zayıflıklarına ve yeni bir enstrümanın gerekli olup olmadığına odaklanmıştır. 1.2.2.1. 2006 – 2011 Arası 5 Yıllık Dönem: BBNJ Çalışma Grubu ilk olarak 2006’da ve ardından 2008’de toplandı. İlk oturumda, ABNJ’deki deniz genetik kaynaklarının (bundan sonra MGR olarak anılacaktır.) yasal statüsü ile ilgili ideolojik bir bölünme ortaya çıktı ve bu, sonraki toplantılarda belirleyici bir konu haline geldi. G77, Çin’in desteğiyle, ABNJ’deki MGR’ler için insanlığın ortak mirası (CHM) ilkesinin uygulanmasını savundu. Bazı devletler, MGR’lerin kullanımından doğan faydaların tüm ülkeler arasında paylaşılması gerektiğini ifade ederken, diğer bazı devletler ise MGR’lere erişimin açık denizlerin serbestliği kapsamında olduğunu savunarak bu görüşe karşı çıktılar. ABNJ’de deniz koruma alanlarının kurulması ve ihtiyati yaklaşımın uygulanması gibi konular da dikkat çekti. Avrupa Birliği, BMDHS’de ki düzenleyici boşluğu kabul ederek, 2004’ten itibaren prensipte yeni bir aracın geliştirilmesini destekleyeceğini ifade etti.35 2006’da Avrupa Birliği, BMDHS’nin uygulanması için bir Uygulama Anlaşması’nın kabul edilmesi çağrısında bulundu36. Bu çağrı bazı sivil toplum kuruluşları tarafından memnuniyetle karşılanırken, daha geniş bir destek bulamadı. BBNJ Çalışma Grubu, ilk defa 2010 yılında BM Genel Kurulu’na öneriler sunmak 33 Wright, G., Rochette, J., Gjerde, K.,Seeger, I. “The long and winding road: negotiating a treaty for the conservation and sustainable use of marine biodiversity in areas beyond national jurisdiction”. IDDRI, Studies, 08/18, 2018, s. 40. 34 “Biodiversity Beyond National Jurisdiction Working Group” Bkz. BM Genel Kurulu’nun 17 Kasım 2004 tarihli ve 59/24 sayılı kararı pa. 73. 35 ibid. s. 40. 36 ibid. s. 40. 12 üzere toplanmış ve bu tarihten itibaren her yıl düzenli olarak bir araya gelmiştir37. 2010’daki toplantıda, ABNJ’deki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için devletler tarafından çeşitli öneriler sunulmuştur. Bunlar arasında; (i) BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) Uygulama Anlaşması geliştirilmesi, (ii) modern yönetim ilkelerinin benimsenmesi, (iii) ABNJ’deki deniz biyoçeşitliliğine etki edebilecek insan faaliyetleri için Çevresel etki değerlendirmeleri (ÇED) uygulamasının kabul edilmesi, (iv) ABNJ’de deniz koruma alanlarının (DKA) belirlenmesine yönelik bölgesel işbirliği için standart bir model oluşturulması38 gibi öneriler yer almıştır. Ancak bu öneriler tüm devletler tarafından kabul edilmemiş ve nihai kararlarda yansıtılmamıştır. 2011’de gerçekleşen tartışmalar, ABNJ’deki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik, BMDHS kapsamında bir çok taraflı anlaşmanın potansiyeline odaklanmıştır. AB, G77/Çin ve Meksika arasında varılan uzlaşı ile ilk defa ortak bir pozisyon belirlenmiştir. Avustralya ve Yeni Zelanda gibi diğer destekleyici devletlerin katılımıyla, ABNJ’deki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımını kapsamlı bir şekilde ele alacak bir “paket anlaşma” için hükümetler arası bir müzakere süreci başlatılması kararlaştırılmıştır. Bu süreç; deniz genetik kaynaklarının fayda paylaşımı, alan bazlı yönetim araçları, çevresel etki değerlendirmeleri ve kapasite geliştirme ve deniz teknolojisi transferini içermektedir39. Ancak, ABD, Kanada, Japonya, İzlanda ve Rusya gibi bazı devletlerin muhalefeti nedeniyle, 2011 Çalışma Grubu’nun nihai önerilerinde yeni bir anlaşma için müzakerelerin başlatılması önerisi korunmamıştır. Ancak; “BM Genel Kurulu’nun, mevcut araçların uygulanması ve BMDHS kapsamında çok taraflı bir anlaşmanın olası gelişimi dahil, ulusal yetki alanları ötesindeki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için yasal çerçevenin bu konuları etkili bir şekilde ele almasını sağlamak için bir süreç başlatması gerektiği “ kabul edilmiştir40. 37 Bkz. 4 Aralık 2009 tarihli ve 64/71 sayılı BM Genel Kurulu kararı, 38 ibid. s. 41. 39 ibid. s. 41. 40 ibid. s. 41-42. 13 Ayrıca, devletler, konuların daha iyi anlaşılması ve kilit soruların aydınlatılması için oturumlar arası çalıştay düzenlenmesini kabul etmişlerdir. Genel olarak, 2011 oturumu, BBNJ Çalışma Grubu tartışmalarında önemli bir dönüm noktası olmuş ve müzakere çerçevesini temelden değiştirmiştir. 1.2.2.2. 2012-2015 Arası Dönem: 2012’de gerçekleşen BBNJ Çalışma Grubu oturumu, resmi müzakerelere başlamak için hala kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğunu göstermiştir. Tartışmaların büyük bir kısmı, oturumlar arası çalıştayların hazırlanmasına odaklanmış, ve 2013 oturumundan önce gerçekleştirilecek iki çalıştayla ilgili nihai tavsiyeler sunulmuştur. 2012’de düzenlenen Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio+20) sırasında, müzakerelerin başlatılmasıyla ilgili tartışmalar gündeme gelmiş ve konferans boyunca yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Konferansın ilk taslak belgesinde, ABNJ’deki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımını ele alacak bir BMDHS uygulama anlaşmasına yönelik müzakerelere başlanmasının kabul edildiği belirtilmiştir. Ancak, bazı devletlerin muhalefeti nedeniyle gerekli uzlaşı sağlanamamıştır. Nihayetinde, nihai metin, devletlerin “uluslararası bir enstrümanın geliştirilmesine yönelik bir karar alınması da dahil olmak üzere, ulusal yetki alanlarının ötesindeki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunu ivedilikle ele alma taahhüdünde bulunacakları” ifadesini içermiştir41. 2013 yılında, BBNJ Çalışma Grubu’nun faaliyetleri, deniz genetik kaynakları (MGR) ve koruma ve yönetim araçları üzerine odaklanan iki oturum arası çalıştay ile devam etti. Bu çalıştaylar, öncelikle delegasyonların bilgilendirilmesi amacı taşımakla birlikte, devletlerin kendi pozisyonlarını geliştirmelerine ve gayri resmi fikir alışverişinde bulunmalarına da olanak sağlamıştır. BBNJ Çalışma Grubu’nun altıncı oturumu sırasında, devletler, BM Genel Kurulu’nun 69. oturumunun bitiminden önce müzakerelere başlamak için gerekli sürecin oluşturulması konusunda yoğunlaşmışlardır. Bu amaç doğrultusunda, devletler, BM Genel Kurulu’na BMDHS çerçevesinde uluslararası bir aracın kapsamı, parametreleri ve fizibilitesi hakkında tartışmak üzere, Çalışma Grubu’nun en az üç adet dört günlük oturum düzenlemesini tavsiye etmeyi kabul etmişlerdir. 41 ibid. s. 42. 14 2014 yılında gerçekleştirilen bu üç toplantının ilki, Nisan ayında düzenlenmiş ve delegasyonlar arasında etkileşimi arttırmış ve esaslı tartışmaların başlamasına ivme kazandırmıştır. Eş başkanlar tarafından sunulan gayri resmi genel bakış, müzakerelerin ana hedeflerini, başlangıç noktalarını, olası yeni anlaşmanın diğer araçlarla ilişkisini ve müzakerelere rehberlik eden yaklaşımları, paket anlaşma dahil olmak üzere, kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Nisan 2014 toplantısı, şeffaflığından ötürü sivil toplum kuruluşları tarafından övgüyle karşılanmıştır42. Haziran 2014’te gerçekleşen toplantıda, devletler arasında bir dizi konuda artan bir yakınlaşma gözlemlenmiştir. Rio+20’de belirlenen son tarihe uyulması ve BBNJ Çalışma Grubu sürecinin uzatılmaması konusunda genel bir destek vardı. Devletler, herhangi bir uluslararası anlaşma için BMDHS’nin yetki sağladığı ve gelecekteki müzakerelerin 2011’de kabul edilen pakete dayanması gerektiği konusunda mutabık kalmışlardır. Haziran 2014’teki ikinci toplantıda, Afrika Birliği, Karayip Topluluğu (CARICOM) ve Pasifik devletleri gibi birçok bölge, müzakerelerin başlatılmasına yönelik desteklerini daha açık bir şekilde ifade etmişlerdir. Ocak 2015’te gerçekleştirilen nihai toplantıda, devletler BM Genel Kurulu’na “ulusal yetki alanlarının ötesindeki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımına ilişkin anlaşma kapsamında yasal olarak bağlayıcı bir uluslararası araç geliştirmeye” yönelik bir tavsiye kararı almışlardır.43 Özellikle, 2011 yılında BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen pakette belirlenen konulara odaklanarak, ulusal yetki alanlarının ötesindeki deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımının yanı sıra deniz genetik kaynakları, deniz koruma alanları gibi alan bazlı yönetim araçları, çevresel etki değerlendirmeleri, kapasite geliştirme ve deniz teknolojisinin transferini birlikte ve bütüncül bir şekilde ele almayı önermiştir. Bu süreç, devletlerin yeni sürecin “yasal olarak bağlayıcı uluslararası bir belgeye” mi yoksa daha genel anlamda “uluslararası bir belgeye” mi yol açması gerektiği konusundaki ihtilafları içermekteydi.44 Daha açık bir ifadeyle ABD, Rusya ve Japonya, yumuşak hukuk belgesi (soft law) yolunu tercih ederken, AB, G77/Çin ve birçok bağımsız devlet, yasal olarak bağlayıcılığı bulunan bir belgenin hazırlanması için mücadele etmişlerdir. Devletler, bir Hazırlık Komitesi 42 ibid. s. 43. 43Bkz. 23 Ocak 2015 tarihli, Deniz biyolojik çeşitliliğinin ulusal yetki alanları dışında korunması ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili konuları incelemek üzere oluşturulan “Geçici Açık Uçlu Gayri Resmi Çalışma Grubunun, Genel Kurulun “ 69. Oturuma sunmuş olduğu tavsiye metni. Bkz: http://www.un.org/Depts/los/biodiversityworkinggroup/documents/AHWG_9_recommendations.pdf. 44 BMGK A/RES/66/288 pa. 162. 15 (PrepCom) kurulması konusunda mutabık kalmış, ancak bu komitenin tam görevi konusunda anlaşmazlık yaşamışlardır.45 PrepCom’un “Genel Kurul’a uluslararası yasal bağlayıcılığı olan bir belgenin taslak metninin unsurlarına ilişkin esaslı tavsiyelerde bulunması” konusunda anlaşmaya varılmıştır46. Devletler, tavsiyelerde esaslı konuların hangi ayrıntı düzeyinde ele alınması gerektiği konusunda da farklı görüşlere sahip olmuşlardır. Nihai sonuç, müzakerelerin 2011 yılında kabul edilen pakette belirlenen konuları ele alması ve yeni anlaşmanın mevcut enstrümanları zayıflatmaması gerektiğini vurgulamıştır. 1.2.3. Hazırlık Komitesi Dönemi (PrepCom - 2016-2017): BM Genel Kurulu’nun 69/292 sayılı Kararı ile Haziran 2015’te onaylanan BBNJ Çalışma Grubu’nun tavsiyeleri sonrasında, bir Hazırlık Komitesi (PrepCom) kurulmuştur. PrepCom, 2016 ve 2017 yıllarında dört kez toplanarak taslak metnin unsurları üzerine kapsamlı tavsiyeler geliştirmiştir. Hazırlık Komitesinin ilk oturumunda, delegasyonların doğrudan esaslı tartışmalara geçmesiyle birlikte, müzakerelerde bir ivme kazanılmıştır. Başkan Eden Charles (Trinidad ve Tobago) liderliğinde, devletler paket anlaşmanın dört unsuru ile ilgili olarak detaylı pozisyonlarını açıklamış ve kapsam, mevcut araçlar ve forumlarla ilişki, yol gösterici ilkeler ve yaklaşımlar, ve kurumsal yönler gibi çapraz konularda ayrıntılı tartışmalar gerçekleştirmiştir47. Bu toplantıda, delegasyonlar koruma ve sürdürülebilir kullanım konularında entegre bir yaklaşım oluşturulması gerektiği konusunda detaylı görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Toplantı, geniş STK ve hükümetler arası kuruluş katılımı ile artan erişilebilirlik ve şeffaflık nedeniyle olumlu karşılanmıştır. Bu toplantı özellikle, ABNJ’deki MGR’lerin yasal statüsü konusundaki devam eden anlaşmazlıklara rağmen, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin “fayda paylaşımı” konusunda hakkaniyeti vurgulamaları açısından dikkate değerdir. İkinci oturum, somut ve ayrıntılı tartışmaları ve önerileri teşvik etme amacını taşımıştır. Başkan Charles, “anlaşma diline” çevrilebilecek “spesifik dil önerileri” çağrısında 45 ibid. s. 44. 46 Bkz. 23 Ocak 2015 tarihli, Deniz biyolojik çeşitliliğinin ulusal yetki alanları dışında korunması ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili konuları incelemek üzere oluşturulan “Geçici Açık Uçlu Gayri Resmi Çalışma Grubunun Genel Kurulun “ 69. Oturuma sunmuş olduğu tavsiye metni. http://www.un.org/Depts/los/biodiversityworkinggroup/documents/AHWG_9_recommendations.pdf. 47 ibid. s. 44. http://www.un.org/Depts/los/biodiversityworkinggroup/documents/AHWG_9_recommendations.pdf 16 bulunmuş ve buna karşılık olarak delegasyonlar, bir Uluslararası Yasal Bağlayıcı Araç (ILBI) için potansiyel unsurlar hakkında daha ayrıntılı öneriler sunmuşlardır. Delegasyonlar, fikir birliğine yaklaşılan konuları belirlemeye çalışmış, ancak daha fazla tartışılması gereken pek çok konu tespit edilmiştir. Üçüncü oturumda, yeni Başkan Carlos Sobral Duarte (Brezilya) yönetiminde, delegasyonlar anlaşmanın ana bölümleri için vizyonlarını paylaşmaya devam etmeye davet edilmişlerdir. Bu oturumda, önceki oturumların ardından derlenen başkanlık sunumlarıyla yönlendirilmişlerdir. Tartışmalar, bazı durumlarda birkaç seçeneğe indirgenmiş, özellikle DKA’lar ve ILBI’ın genel yapısı için farklı yönetişim modelleri üzerinde yoğunlaşılmıştır48. Üçüncü Hazırlık Komitesi, genel olarak olumlu bir adım olarak görülmüş ve delegasyonlar, Temmuz 2017’de PrepCom tarafından değerlendirilmek üzere, kolaylaştırılmış ve güncellenmiş bir Başkanlık sunuşu ile taslak esas tavsiyelerin hazırlanmasını talep etmişlerdir. Bu sunuş, delegasyonların ileri sürdüğü fikir ve önerilerin derlemesini sunmakta ve PrepCom oturumları sırasında geliştirilen seçeneklerin çeşitliliğini ve derinliğini yansıtmaktadır. Ayrıca, son PrepCom toplantısından önce yapılması gereken çok iş olduğu anlaşılmıştır. Hazırlık Komitesinin son oturumunda, devletler Genel Kurula sunulacak bir Uluslararası Yasal Bağlayıcı Araç (ILBI) taslak metninin unsurlarına ilişkin tavsiyeler üzerinde anlaşmaya varılması gerektiğinden, tartışmalara sınırlı zaman ayrılmıştır. Delegasyonlar, iki bölümden oluşan bir belge hazırlamaya karar vermişlerdir. Bunlar: (A) çoğu delegasyonun üzerinde mutabık kaldığı taslak ILBI metninin münhasır olmayan unsurları (B) farklı görüşlerin olduğu kilit konulardır. A ve B Bölümlerinin fikir birliğini yansıtmadığı ve Hazırlık Komitesi sırasında ifade edilen pozisyonların “devletlerin gelecekteki müzakerelerdeki pozisyonlarına halel getirmeyeceği” açıkça belirtilmiştir49. 48 ibid. s. 44. 49 Payne, Cymie., “Biodiversity in High Seas Areas: An Integrated Legal Approach” American Society in International Law, 21(9). Bkz. https://www.asil.org/insights/volume/21/issue/9/biodiversity-high-seas-areas- integrated-legal-approach Erişim Tarihi: 23.02.2024. https://www.asil.org/insights/volume/21/issue/9/biodiversity-high-seas-areas-integrated-legal-approach https://www.asil.org/insights/volume/21/issue/9/biodiversity-high-seas-areas-integrated-legal-approach 17 1.2.4. Organizasyon Toplantısı 16-18 Nisan 2018 tarihleri arasında New York’ta düzenlenen organizasyon toplantısında, Okyanuslar ve Deniz Hukuku Büyükelçisi ve Singapur Dışişleri Bakanı Özel Temsilcisi Rena Lee, Hükümetlerarası Konferans (IGC) Başkanı olarak seçilmiştir. Lee’ye her bölgesel gruptan üçer kişi olmak üzere toplam 15 Başkan Yardımcısından oluşan bir Başkanlık Divanı yardımcı olacaktır. Delegasyonlar, esnek bir yaklaşım benimseme ve gerektiğinde çalışma yöntemlerinde ayarlamalar yapma konusunda mutabık kalmışlardır. Çok sayıda delegasyon, özellikle sürecin ilk aşamalarında paralel toplantılardan kaçınılması yönünde güçlü bir tercih ifade etmiştir. Paketin temel unsurlarına yönelik kapsamlı tartışmaların gerçekleştirileceği ilk oturumun, usule ilişkin konular nedeniyle geciktirilmemesi gerektiği konusunda delegasyonlar arasında genel bir uzlaşı sağlanmıştır. Bu oturumdaki tartışmalar, Başkan Lee tarafından hazırlanmış olan “tartışma yardımı” belgesi rehberliğinde yürütülecektir.50. Kapanış konuşmasında, Başkan Rena Lee, Konferans Genel Sekreteri Miguel de Serpa Soares’in sözlerini yineleyerek, resmi müzakerelerin başlangıcında bir “fikir yağmuru” ve “ilham fırtınası” oluşturulmasını umduğunu ifade etmiştir51. Böylelikle, Hazırlık Komitesinin son oturumu ve sonrasında gerçekleştirilen organizasyon toplantısı, resmi müzakerelerin başlamasına doğru atılan önemli adımlar olarak değerlendirilebilir. Bu süreç, uluslararası hukukta deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda yeni bir dönemin başlangıcını işaret etmiştir. 2018 yılında başlayan bu görüşmelerin ardından 25 Mart-5 Nisan 2019 tarihleri arasında ikinci 19-30 Ağustos tarihleri arasında ise üçüncü görüşmeler gerçekleştirilmiştir52. Biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilir kullanımı üzerine gerçekleştirilen görüşmelerin 2020 yılı itibariyle nihayete erdirilmesi öngörülmekteyse de, Covid-19 pandemisi nedeniyle bir müddet askıya alınan görüşmeler neticesinde bu öngörü gerçekleşmemiştir. 1.2.5. Pandemi Sonrası Dönem (2020-Günümüz) Ulusal yetki alanı dışında kalan deniz alanlarında biyolojik çeşitliliğinin korunması 50 Bkz. 4-17 Eylül 2018 Tarihli “Intergovernmental conference on an international legally binding instrument under the United Nations Convention on the Law of the Sea on the conservation and sustainable use of marine biological diversity of areas beyond national jurisdiction” başlıklı konferansın ilk oturumu pa.2..A/CONF.232/2018/3. https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n18/197/15/pdf/n1819715.pdf?token=vQ1ak7AwtwccLaXogO&fe= true Erişim Tarihi: 12.01.2024. 51 ibid. s. 45. 52 BMGK A/RES/74/19. pa. 255. https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n18/197/15/pdf/n1819715.pdf?token=vQ1ak7AwtwccLaXogO&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n18/197/15/pdf/n1819715.pdf?token=vQ1ak7AwtwccLaXogO&fe=true 18 ve sürdürülebilir kullanımına ilişkin görüşmeler Covid-19 Pandemisi nedeniyle bir müddet askıya alındıktan sonra Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 76/564 sayılı Genel Kurul kararı uyarınca 15-26 Ağustos 2022 tarihleri arasında toplanmıştır53. Daha sonra BMGK’da beşinci oturumun ileri bir tarihte yapılmasına yönelik olarak karar alınmış ve Genel Kurul’un 77/248 sayılı kararı uyarınca, Hükümetlerarası Konferansın yeniden başlatılan beşinci oturumu 20 Şubat - 3 Mart 2023 tarihleri arasında toplanmıştır54. Toplantının nihayetinde anlaşmaya dair bir taslak metin ortaya çıkmıştır. Anlaşmanın kabulü için ileri bir tarihte yeniden toplanılmasına karar verilmiştir. Bu kapsam, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 18 Nisan 2023 tarih ve 77/L.62 kararında Genel Sekreterden konferansın 19 ve 20 Haziran 2023 tarihlerinde yeniden başlatılacak beşinci oturumunu toplamasını talep etti55. Buna göre, devam eden beşinci oturum 19 ve 20 Haziran 2023 tarihlerinde New York’taki BM Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. 19 Haziran 2023’te Konferans, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında Denizlerin Korunmasına İlişkin Anlaşmayı oybirliğiyle kabul etti56. Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması Sürdürülebilir Kullanımı Anlaşması (BBNJ Agreement)57nın kabul edilmesinin ardından konferans 20 Haziran 2023’te kapatıldı.58 19 Haziran 2023 tarihinde BM nezdinde sunulan sözleşme metni 20 Eylül 2023 tarihinde imzaya açılmış 20 Eylül 2025 tarihine kadar imzaya açık kalacağı beyan edilmiştir. Ayrıca ilgili sözleşmenin m. 68/1 hükmü uyarınca sözleşme 60. devletin onay/kabul/taraf olmasının ardından 120 gün sonra yürürlüğe girecektir. 1 Kasım 2024 tarihi itibarıyla 105 ülke tarafından imzalanmış, 14 ülke tarafından BBNJ Anlaşması onaylanmıştır. Türkiye’de 27 Eylül 2024 tarihimde BBNJ Anlaşması’nı imzalamış ancak henüz onaylamamıştır. 53Bkz.https://documents.un.org/doc/undoc/ltd/n22/298/78/pdf/n2229878.pdf?token=YomZcYkoV0wLwpKH nY&fe=true Erişim Tarihi: 13.01.2024. 54BMGK A/RES/77/248 pa. 275. Bkz. https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n23/004/78/pdf/n2300478.pdf?token=Z90eJPfQLXMvkzIsUa&fe=t rue Erişim Tarihi: 13.01.2024. 55BMGK A/RES/77/L.62 Bkz. https://undocs.org/Home/Mobile?FinalSymbol=A%2F77%2FL.62&Language=E&DeviceType=Desktop&La ngRequested=False Erişim Tarihi. 13.01.2024. 56 Bkz. Agreement Under The United Nations Convention On The Law Of The Sea On The Conservation And Sustainable Use Of Marine Bilogical Diversity Of Areas Beyond National Jurisdiction. https://treaties.un.org/doc/Treaties/2023/06/20230620%2004-28%20PM/Ch_XXI_10.pdf Erişim Tarihi : 13.01.2024. 57BMGK A/CONF.232/2023/4 Bkz. https://documents.un.org/doc/undoc/ltd/n23/177/28/pdf/n2317728.pdf?token=eLz3LTH5tDYL1BSPKj&fe=t rue Erişim Tarihi: 13.01.2024. 58 BBNJ Anlaşması; “BMDHS Kapsamında Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Sürdürülebilir Kullanımı Anlaşması” kabul edilmiştir. https://documents.un.org/doc/undoc/ltd/n22/298/78/pdf/n2229878.pdf?token=YomZcYkoV0wLwpKHnY&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/ltd/n22/298/78/pdf/n2229878.pdf?token=YomZcYkoV0wLwpKHnY&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n23/004/78/pdf/n2300478.pdf?token=Z90eJPfQLXMvkzIsUa&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n23/004/78/pdf/n2300478.pdf?token=Z90eJPfQLXMvkzIsUa&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/ltd/n23/177/28/pdf/n2317728.pdf?token=eLz3LTH5tDYL1BSPKj&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/ltd/n23/177/28/pdf/n2317728.pdf?token=eLz3LTH5tDYL1BSPKj&fe=true 19 Türkiye BBNJ Anlaşması’nı imza sırasında sunduğu deklarasyon metninde şu ifadelere yer vermiştir. “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tarafından, ulusal yetki alanı dışındaki alanların deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusundaki Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BBNJ Anlaşması) kapsamında, anlaşmanın imzalanması, onaylanması, katılımı, kabulü veya tasdiki, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi 1982'ye (UNCLOS) taraf olmayan bir ülke olarak hak ve menfaatlerine halel getirmemekte olup, Türkiye'nin UNCLOS ile ilgili hukuki pozisyonunda bir değişiklik olarak yorumlanamaz. Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler Yerli Halkların Haklarına İlişkin Bildirgesi’nin kabulü sırasında yaptığı açıklamaya atıfta bulunularak, Türkiye, anlaşma çerçevesinde ‘yerli halklar’ olarak kabul edilebilecek herhangi bir grubun kendi topraklarında mevcut olmadığını beyan etmektedir. Bu beyan, Türkiye tarafından gelecekte yapılabilecek ek beyanlara ve/veya çekincelere halel getirmemektedir.”59 1.2.6. BBNJ Anlaşması “BMDHS Kapsamında Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı Anlaşması” kısaca “BBNJ Anlaşması” savaş ve pandemi dönemine denk gelmesine rağmen başarılı bir şekilde sonuçlanmış ve tam metin nihayetinde ortaya çıkmıştır. BBNJ Anlaşması 19 Eylül 2023’te kabul edildi ve anlaşmanın 20 Eylül 2023 tarihinden itibaren tüm devletlerin ve bölgesel ekonomik entegrasyon örgütlerinin imzasına açık olacağı ve 20 Eylül 2025 tarihine kadar New York’taki BM Genel Merkezinde imzaya açık kalacağı hüküm altına alındı60. İlgili maddeden de anlaşılacağı üzere anlaşmaya taraf olabilecek kişiler BBNJ Anlaşması ile bağlı olmayı kabul eden ve bu anlaşmanın yürürlükte olduğu bir devlet veya bölgesel ekonomik entegrasyon örgütüdür61. Bütün ülkelerin ve uluslararası kuruluşların katılımına açık olması 59Bkz. BBNJ Agreement – Declaration of Türkiye https://treaties.un.org/pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXI- 10&chapter=21&clang=_en#EndDec Erişim Tarihi: 01/11/2024. 60 BBNJ Anlaşması m. 65. 61 BBNJ Anlaşması m.1/11; BBNJ Anlaşması m.1/12: "Bölgesel ekonomik entegrasyon örgütü", belirli bir https://treaties.un.org/pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXI-10&chapter=21&clang=_en#EndDec https://treaties.un.org/pages/ViewDetails.aspx?src=TREATY&mtdsg_no=XXI-10&chapter=21&clang=_en#EndDec 20 bu anlaşmanın evrensel katılıma önem verdiğini göstermektedir62. BBNJ Anlaşması önsözünde deniz çevresinin korunması, bakımı ve sorumlu kullanımını sağlamayı, okyanus ekosistemlerinin bütünlüğünü ve ulusal yetki alanlarının ötesindeki alanların biyolojik çeşitliliğinin doğal değerini korumayı, şimdiki ve gelecek nesiller adına ulusal yetki alanlarının ötesindeki alanlarda okyanusun bekçileri olarak hareket etme arzusunu taşımayı öngörmüştür. BBNJ Anlaşması, bu anlaşmanın ilgili hükümlerinin etkin bir şekilde uygulanması ve daha fazla uluslararası işbirliği ve koordinasyon yoluyla, ulusal yetki alanlarının ötesindeki alanların deniz biyolojik çeşitliliğinin korunmasını ve sürdürülebilir kullanımını, bugün ve uzun vadede sağlamasını amaç edinmiştir63. BBNJ Anlaşmasının uygulama kapsamını ulusal yargı yetkisi dışındaki alanlar oluşturmaktadır64. Bu alanlar yine anlaşmada açık denizler ve bölge olarak tanımlanmıştır65. Anlaşma kapsam alanını belirlediği gibi, istisnaları da yine hüküm altına almıştır. Bunlardan birisi, BBNJ Anlaşmasının, herhangi bir savaş gemisi, askeri uçak veya deniz yardımcı gemisi için geçerli olmadığıdır. Bölüm II (Faydaların Adil ve Eşit Paylaşımı da Dahil Olmak Üzere Deniz Genetik Kaynakları) hariç olmak üzere, BBNJ Anlaşması bir tarafın sahip olduğu veya işlettiği ve şu an için sadece hükümetin ticari olmayan hizmetlerinde kullanılan diğer gemi veya uçaklara uygulanmaz. Bununla birlikte, taraflardan her biri, sahip olduğu veya işlettiği bu tür gemilerin veya uçakların operasyonlarını veya operasyonel yeteneklerini bozmayacak uygun önlemleri alarak, bu tür gemilerin veya uçakların, makul ve uygulanabilir olduğu ölçüde, BBNJ Anlaşması ile tutarlı bir şekilde hareket etmelerini sağlayacaktır66. BBNJ Anlaşması, BMDHS’nin bir nevi uygulama anlaşmasıdır. BBNJ Anlaşması, BMDHS bağlamında ve BMDHS ile tutarlı bir şekilde yorumlanacak ve uygulanacaktır. bölgedeki egemen devletler tarafından oluşturulan ve üye devletlerinin bu anlaşma ile düzenlenen konulara ilişkin yetkilerini devrettikleri ve kendi iç usullerine uygun olarak bu anlaşmayı imzalama, onaylama, uygun bulma, kabul etme veya katılma konusunda usulüne uygun olarak yetkilendirilmiş bir örgüt anlamına gelir. 62 Jiang, Rui, and Ping Guo. 2023. "Sustainable Management of Marine Protected Areas in the High Seas: From Regional Treaties to a Global New Agreement on Biodiversity in Areas beyond National Jurisdiction" Sustainability 15, s.9 https://doi.org/10.3390/su151511575 63 BBNJ Anlaşması m. 2. 64 BBNJ Anlaşması m. 3. 65 BBNJ Anlaşması m. 1/2, detaylı bilgi için tezimizin “Açık Denizler ve Bölge” başlığına bakınız. 66 BBNJ Anlaşması m. 4. https://doi.org/10.3390/su151511575 21 BBNJ Anlaşmasındaki hiçbir husus, 200 deniz mili içinde ve ötesindeki münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığı da dahil olmak üzere, devletlerin BMDHS kapsamındaki hak, yetki ve görevlerine halel getirmeyecektir67. Buna ek olarak Anlaşma, ilgili yasal araçları ve çerçeveleri ve ilgili küresel, bölgesel, alt-bölgesel ve sektörel organları zayıflatmayacak ve bu araçlar, çerçeveler ve organlarla tutarlılığı ve koordinasyonu teşvik edecek şekilde yorumlanacak ve uygulanacaktır68. BMDHS veya bu belgelerle ilgili diğer sözleşmelere taraf olmayanların hukuki statüsü BBNJ Anlaşması’ndan etkilenmez69. Dolayısıyla BMDHS veya bu belgelerle ilgili diğer sözleşmelere taraf olmayan kişiler de BBNJ Anlaşmasının bir tarafı olabilmektedir. BBNJ Anlaşması, maddelerinde çeşitli ilke ve yaklaşımlara yer vermiş ve taraflara rehberlik etmesini öngörmüştür. Bunlardan birkaçı; kirleten öder ilkesi, BMDHS’de ortaya konan insanlığın ortak mirası ilkesi, açık denizlerdeki diğer özgürlüklerle birlikte denizde bilimsel araştırma özgürlüğü, hakkaniyet ilkesi ve faydaların adil ve hakkaniyetli paylaşımı, uygun olduğu şekilde ihtiyatlılık ilkesi veya ihtiyatlı yaklaşım, ekosistem yaklaşımı, okyanus yönetimine entegre bir yaklaşım, iklim değişikliği ve okyanus asitlenmesinin olumsuz etkileri de dahil olmak üzere ekosistem direncini artıran ve aynı zamanda okyanusun iklimdeki rolünü destekleyen karbon döngüsü hizmetleri de dahil olmak üzere ekosistem bütünlüğünü koruyan ve eski haline getiren bir yaklaşım, mevcut en iyi bilim ve bilimsel bilgilerin kullanılması, deniz çevresinin kirlenmesinin önlenmesi, azaltılması ve kontrol altına alınmasına yönelik tedbirler alınırken zarar veya tehlikelerin doğrudan veya dolaylı olarak bir alandan diğerine aktarılmaması ve bir kirlilik türünün diğerine dönüşmemesidir70. 1.3. Açık Denizler ve Bölge Ulusal yetki alanı dışındaki deniz alanı genellikle açık denizler olarak bilinir71 ve şu anda gezegendeki en büyük yaşam alanıdır. BMDHS m. 86’da şu şekilde tanımlanmıştır. “…bir devletin münhasır ekonomik bölgesine, karasularına veya iç sularına veya 67 BBNJ Anlaşması m. 5/1. 68 BBNJ Anlaşması m. 5/2. 69 BBNJ Anlaşması m. 5/3. 70 BBNJ Anlaşması m. 7. 71 Hüseyin Pazarcı, “Uluslararası Hukuk” 21. Baskı, Turhan Kitabevi, Ankara, s.304. ; Selami Kuran, “Uluslararası Deniz Hukuku”, 7. Baskı, Beta Yayınları, İstanbul, s. 276. 22 takımada sularına dahil olmayan tüm deniz alanlarına uygulanır.”72 Deniz, kara alanının %71’ini temsil etmektedir ve deniz alanının %64’ü açık denizlere aittir73. Bu alan şu şekilde ayrılabilir: yüzey, fotik bölge; mezopelajik bölge, 200 ila 1000 m arasında; batiyal bölge, 1000 ila 2000 m arasında; abisal bölge, 2000 ila 6000 m arasında; hadal bölge, 6000 metre ve daha derin bölgeler olarak yer alır74. Bu alanlar muhtemelen çoğu hala bilinmeyen mikro organizmalar dahil milyonlarca tür canlı içermektedir. Yaşam döngüleri ya da türler arasındaki etkileşimler hakkında bilgi azdır. Aşırı sıcaklık ve basınç koşulları ve ışığın yokluğu uzun zamandır buranın yaşam formları açısından fakir bir ortam olduğunu düşündürüyordu, bu da 1970’lerin sonlarına kadar denizlerin neden bu kadar az araştırıldığını açıklamaktadır. Öte yandan, ortalama derinliği yaklaşık 3.800 metre olan deniz tabanının yüksek basınç ve aşırı sıcaklık koşulları altında olduğu gösterilmiştir. Bu koşullar, hidrotermal bacaların yakınında çok yüksek sıcaklıklar veya kutup deniz alanlarında çok düşük sıcaklıklar şeklinde gözlemlenmektedir. Bu ekstrem çevresel koşullar, moleküler düzeyde önemli değişikliklere yol açmaktadır. Son olarak, derin deniz balıkçılığının gelişmesi, derin deniz kaynaklarından yararlanma imkanını artırmış ve bu çevreye yapılan insan müdahalesi, ekosistemlerin yapısını ve kendilerini yenileme kabiliyetlerini hızla değiştirmiştir. Bu durum, bazı derin deniz türlerinin popülasyonlarında azalmalar görülmesine neden olmuştur.75 İnsanlığın ortak mirası olarak anılan açık denizin derinlerinde yer alan bir diğer kısım ise kısaca “alan/bölge” olarak tanımlanan uluslararası deniz yatağıdır76. Derin deniz balıkçılığının gelişmesi, derin deniz kaynaklarından yararlanma imkanını artırmış ve bu çevreye yapılan insan müdahalesi, ekosistemlerin yapısını ve kendilerini yenileme kabiliyetlerini hızla değiştirmiştir. Bu durum, bazı derin deniz türlerinin popülasyonlarında azalmalar görülmesine neden olmuştur. 72 BMDHS m. 86 . 73 Mark J. Spalding, “BBNJ Workshop: Costa Rica” Bkz. https://oceanfdn.org/costa-rica-bbnj-workshop/ Erişim Tarihi: 18.01.2024 74 Yıldız, Ayşegül., “Paleontoloji Ders Notları” Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği, 2008. s.6. 75 Örneğin, bazı türler için dip balıkçılığı, bu türlerin çok uzun biyolojik ritmi ve üremek için üreme olgunluğa ulaşmalarının yavaşlığı da göz önüne alındığında, sınırsız insan avlanmasına karşı koyarak neslinin devamını sağlayabilmesi pekte mümkün görünmemektedir. Afrika açıklarında bulunan derin deniz kabuklularından Conus lugubris, Conus mordeirae ve Squatina squatina olarak bilinen keler balığı IUCN tarafından nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan canlılar listesi “the Red List”e alınmıştır. 76 BMDHS’nin ilk bölümünde bölge kavramı “ulusal yetki sınırları ötesindeki deniz yatakları ve bunların toprak altı” olarak tanımlanmıştır.; BMDHS m.1 pa. 1; Bölge’nin rejimi için ise “Bölge ve kaynakları insanlığın ortak mirasıdır.” Şeklinde tanımlama yapılmıştır. BMDHS m. 136. pa.1. ; ibid. Hüseyin Pazarcı, s. 308. 23 1.3.1. Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Sürdürülebilir Yönetiminin Uygulanması “Okyanusların anayasası77“ olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS)78 , ulusal yetki alanı dışındaki alanların deniz biyolojik çeşitliliğinin yönetim mekanizmasını oluşturmak ve yeniden değerlendirmek için ana bir çerçeve sunmaktadır. “Denizler ve okyanuslar için yasal bir düzen” ve “deniz hukukuna ilişkin tüm sorunların karşılıklı anlayış ve işbirliği ruhu içinde” çözülmesini önermektedir79. BMDHS, okyanusları kıyıdan uzaklıklarına göre farklı kategorilerde bölgelere ayıran ve açık denizleri kıyılardan uzak olarak tanımlayan “bölgesel” bir yaklaşım benimsemektedir.80 Özgürlük ilkesi, açık denizlere tabii sular için geçerliyse, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen ve “bölge” olarak bilinen deniz yatağı için çok farklı bir rejim geçerlidir. Bu fikir 1967 yılında Deniz Yatağı Komisyonu81 tarafından, deniz yatağının ulusal yetki sınırlarının ötesinde barışçıl bir şekilde kullanılmasını ve kaynaklarının insanlığın yararına kullanılmasını sağlamak amacıyla savunulmuştur82. İnsanlığın ortak mirasının bu alana atfedilmesi, denizler ve okyanuslar için yasal rejimin geliştirilmesinde hakkaniyetin gözetilmesi konusunda bir isteklilik olduğunu yansıtmaktadır. Deniz yatağı faaliyetlerinin yönetimi ve kontrolü, Okyanus Vakfı, Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA) olarak adlandırılacak yeni bir kuruluşa devredilmiştir83. Gerçekten de, okyanusların ve özellikle de ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliği (BBNJ)’nin yönetimi çeşitli konuları ele alması gereken birçok aktörü içermektedir. Yönetişim kavramı siyaset biliminden devşirilmiş bir kavramdır ve belirli bir alanda adil bir yönetim için otoritenin kurulması anlamına gelmektedir84. Bu kavram “aktörlerin çokluğunu ve çeşitliliğini” 77 10 Aralık 1982 tarihinde Singapur adına BM Üçüncü Deniz Hukuku Konferansının Oturum Başkanı Tommy T. B. Koh tarafından yapılan konuşmanın başlığı. Bkz., “A Constution for the Oceans” https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/koh_english.pdf. Erişim Tarihi: 14.12.2023. 78 Sözleşme, 10 Aralık 1982 tarihinde Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı’nın ardından 1982 yılında Jamaika’nın Montego Bay şehrinde kabul edilmiş ve 60. devlet tarafından onaylanmasının ardından 16 Kasım 1994 yılında yürürlüğe girmiştir. Bkz. https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/UNCLOS-TOC.htm. Erişim Tarihi: 14.12.2023. 79 BMDHS Önsözü. Bkz. https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/preamble.htm. Erişim Tarihi: 14.12.2023. 80 BMDHS m. 86. “…bir devletin münhasır ekonomik bölgesine, karasularına veya iç sularına veya takımada sularına dahil olmayan tüm deniz alanları…” 81 BMGK’nın 18 Aralık 1967 tarih ve 2340 (XXII) sayılı kararıyla “ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda denizcilik, maden, tetkik, okyanus tabanının barışçıl yolla aranması” maksadıyla kurulmuş bir komitedir. 82 Gönlübol, Mehmet. “‘Ulusal Yetki Sınırları Ötesindeki Deniz Yatağı Ve Okyanus Tabanının Barışçı Amaçlarla Kullanılması Komitesi’ nin Çalışmaları”. Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, c. 26, 1971, s.229; doi:10.1501/SBFder_0000001249. 83 BMDHS m.137 pa.3; m.140 pa.2; m.143 pa.2; m.144; m.145; m.146; m.150 ve devamı. 84 İlk olarak Ronald Coase tarafından 1937 yılında ortaya atılan bu kavram; “Çeşitli aktörlerin ortak eylemlerini eşgüdümlemek ve yönetmektir. Toplumsal ve ekonomik sorunların üstesinden gelmek üzere sınırların ve https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/koh_english.pdf https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/UNCLOS-TOC.htm https://www.un.org/depts/los/convention_agreements/texts/unclos/preamble.htm 24 vurgular ve “uluslararası ilişkilerin yönetimini çeşitli çıkar grupları arasında bir müzakere ve etkileşim süreci olarak” ifade edilebilir.85 Bu aktörler heterojendir ve başlıca Birleşmiş Milletler (BM) ve onun uzmanlaşmış kurumları, BMDHS tarafından oluşturulan kurumlar, bölgesel örgütler, sivil toplum kuruluşları ve devletlerdir. Bu yönetişimin uygulanması, seyrüsefer, kirlilik, bilimsel araştırma, çevrenin korunması, canlı kaynakların korunması ve balıkçılık yönetimi gibi farklı alanları kapsayacak yeterliliktedir. Bu çok çeşitli alanlar arasında ve farklı kurallar gerektirmektedir. Ancak, aktörlerin bu şekilde ayrılması bazen yetkilerin tekrarlanmasına, yönetişimin belirli bir düzeyde parçalanmasına ve dolayısıyla deniz çevresinin bütünlüğünde bir bozulmaya yol açabilir. BMDHS’nin ortaya çıkışından 40 küsür yıl geçmesinin ardından yeni düzenlemeler gerektiren alanlar da ortaya çıkmıştır. Nitekim BM Genel Sekreterliği’nin 2001 yılında yayınladığı “Okyanuslar ve Deniz Hukuku” başlıklı raporunda da: “son yıllarda Deniz Hukuku ve denizcilik konularının, 1982 Sözleşmesi ile her şeyin çözüme kavuşturulduğuna dair yaygın ancak yanlış izlenim nedeniyle nispeten ihmal edildiği” belirtmiştir86. Bunlar arasında küresel ısınmayla mücadele ya da biyolojik keşif uygulamalarıyla ilgili konular da yer almaktadır. Dolayısıyla, teknolojik ve çevresel gelişme ve değişimlere uyum sağlayabilmek için BMDHS’deki boşlukların doldurulması gerekirse revize edilmesi gerektiği sonucu doğmuştur. Ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliğini korumanın yetersizliği BM nezdinde de ortaya çıkmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) her yıl okyanusların durumunu, küresel yönetişimini, faaliyetlerin düzenlenmesini ve okyanuslar ve deniz hukuku ile ilgili yeni zorlukları değerlendirdiği “Okyanuslar ve Deniz Hukuku” konulu yıllık bir karar kabul etmektedir. BM Genel Sekreteri’nin BM Genel Kurulu’nun 28 Kasım 2001 tarihli 56.oturumuna sunduğu rapor87, aslında şu gözlemle başlamaktadır: “Dünya okyanuslarının ve denizlerinin durumu kötüleşmeye devam etmektedir. Birkaç on yıl önce tespit edilen sorunların çoğu henüz çözülmedi ve birçoğu da sorumlulukların bulanıklaştığı bir alan olarak yönetişim devletin içinden ve dışından kurumların ve aktörlerin kapsayıcı bir siyasi otorite olmadan karşılıklı güç bağımlılığı ilişkilerini ifade eder. Bir başka deyişle, yönetişim, kendi kendini yöneten özerk aktör ağlarının (yönetişim ağları) devlete dayanmadan işlevlerini yerine getirme kapasitesini anlatır.” Bkz. Gençkaya, Ömer Faruk.”Yönetişim” Sosyal Bilimler Ansiklopedisi, c.4 TÜBİTAK Bilim Yayınları Ankara 2022 s.415 https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/yonetisim. Erişim Tarihi: 17.12.2023 85 ibid. s.415 86 9 Mart 2001 tarihli BMGK Okyanuslar ve Deniz Hukuku Başlıklı 56. Oturum Raporu A/56/58. https://documents-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/280/58/IMG/N0128058.pdf?OpenElement. Erişim Tarihi: 17.12.2023 87 9 Mart 2001 tarihli BMGK Okyanuslar ve Deniz Hukuku Başlıklı 56. Oturum Raporu A/56/58. https://documents-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/280/58/IMG/N0128058.pdf?OpenElement. Erişim Tarihi: 17.12.2023 https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/yonetisim https://documents-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/280/58/IMG/N0128058.pdf?OpenElement https://documents-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/280/58/IMG/N0128058.pdf?OpenElement 25 açıkça kötüleşiyor88“. On yıl sonra, 24 Aralık 2011 tarihli BM Genel Kurulu kararı89 deniz çevresinin değişen durumu konusunda daha da endişe vericidir ve “…insan faaliyetlerinin deniz çevresi ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki zararlı etkilerinden bir kez daha ciddi endişe duyduğunu…” kabul etmektedir90. Bu nedenle, özellikle ulusal yetki alanı dışındaki alanlarda deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanması için uluslararası kuruluşlar ve devletler arasında daha bütüncül bir yaklaşım ve daha fazla işbirliği ve koordinasyon çağrısında bulunmaktadır91. Dolayısıyla deniz biyolojik çeşitliliğinin durumu BM için çözülmesi gereken kapsamlı bir problem halini almıştır. Bu kapsamda 2000’lerin başından itibaren deniz biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir kullanımı kapsamında çeşitli çalışma grupları oluşturulmuş ve nihayetinde 2023 yılında tezimizin aslını teşkil eden “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Anlaşması Kapsamında Ulusal Yetki Alanı Dışındaki Alanların Deniz Biyolojik Çeşitliliğinin Korunması ve Sürdürülebilir Kullanımı Anlaşması (BBNJ Anlşması)” hazırlanmıştır92. Ancak henüz yürürlüğe girmemiştir.93 Tezimiz henüz onay aşamasında olan ve yürürlüğe girmesi kuvvetle muhtemel olan bu anlaşma kapsamında ele alınacaktır. 1.4. Biyolojik Çeşitlilik Biyoçeşitlilik terimi; bios; yaşam, diversity; çeşitlilik ve farklılık- yaşamın ve 88 GESAMP and Advisory Committee on Protection of the Sea. 2001. “A sea of troubles” UNEP Publications Report No. 70, s.1. 89BMGK A/RES/66/231 sayılı kararı. Bkz. https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n11/472/68/pdf/n1147268.pdf?token=HXKFk5JJquqQmMCyyy&fe =true Erişim Tarihi: 17.01.2024 90ibid. s. 2. 91 BBNJ Anlaşması m.1/13; "Sürdürülebilir kullanım" biyolojik çeşitliliğin bileşenlerinin, biyolojik çeşitliliğin uzun vadede azalmasına yol açmayacak şekilde ve oranda kullanılması ve böylece mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaç ve isteklerini karşılama potansiyelinin korunması anlamına gelir. 92 Bkz. Agreement Under The United Nations Convention On The Law Of The Sea On The Conservation And Sustainable Use Of Marine Bilogical Diversity Of Areas Beyond National Jurisdiction. https://treaties.un.org/doc/Treaties/2023/06/20230620%2004-28%20PM/Ch_XXI_10.pdf Erişim Tarihi : 20.10.2023. 93 19 Haziran 2023 tarihinde BM nezdinde sunulan sözleşme metni 20 Eylül 2023 tarihinde imzaya açılmış 20 Eylül 2025 tarihine kadar imzaya açık kalacağı beyan edilmiştir. Ayrıca ilgili sözleşmenin m.68/1 hükmü uyarınca sözleşme 60’ıncı devletin onay/kabul/taraf olmasının ardından 120 gün sonra yürürlüğe girecektir. https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n11/472/68/pdf/n1147268.pdf?token=HXKFk5JJquqQmMCyyy&fe=true https://documents.un.org/doc/undoc/gen/n11/472/68/pdf/n1147268.pdf?token=HXKFk5JJquqQmMCyyy&fe=true https://treaties.un.org/doc/Treaties/2023/06/20230620%2004-28%20PM/Ch_XXI_10.pdf 26 süreçlerinin çeşitliliğini ifade eden kapsamlı bir terimdir94. Basit hücreden karmaşık organizmalara, popülasyonlardaki ve ekosistemlerdeki organizmaları ilişkilendiren süreçlere ve döngülere kadar tüm yaşam biçimlerini kapsar.95 Biyoçeşitlilik için çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Ancak en geniş ve kapsamlı tanım Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin (CBD) 2. maddesinde yapılmıştır: “…diğerlerinin yanı sıra karasal, denizel ve diğer sucul ekosistemler ve bunların parçası olduğu ekolojik kompleksler de dahil olmak üzere tüm kaynaklardan gelen canlı organizmalar arasındaki değişkenlik; bu, türler içindeki, türler arasındaki ve ekosistemlerdeki çeşitliliği içerir96.” Bundan birkaç on yıl öncesine kadar, okyanusların biyolojik açıdan karalardan daha az çeşitliliğe sahip olduğu düşünülüyordu. Ancak 2000’lerin başından itibaren yapılan araştırmalar denizlerin ve okyanusların bilinenden daha fazla biyolojik çeşitliliğe sahip olduğunu göstermektedir. Karada bulunan 15 ana canlı türünden (phyla) sadece 15’i denizlerde temsil edilmekteyken, denizlerde 34 ana canlı kategorisinden 33’ü bulunmaktadır. Bir zamanlar neredeyse hiçbir yaşamın olmadığına dair teorilerin bulunduğu derin denizlerin dünyanın tüm kara kütlesinden daha fazla tür içerebileceği araştırmalarla gösterilmektedir.97 Denizdeki yaşamın biyolojik çeşitliliği ile ilgili araştırmalar 2000’lere kadar nispeten ihmal edilmiştir. Ancak bu biyolojik çeşitlilik korunmaya değer bir çeşitliliktir, keza balık avcılığının sürdürülebilirliği bu çeşitliliğe bağlıdır. Balıkçılar tarafından avlanan balıklar, besin zincirlerinin ve habitatların biyolojik çeşitliliği ile sürdürülmektedir. Balıklar veya deniz canlıları henüz keşfedilmemiş ilaçlar için bir büyük kimyasal kaynağı içinde barındırıyor olabilir. Bazı türlerin genetik bileşenleri, biyo-teknoloji alanında faydalı olabilir. Ancak, mercan resifleri ve balıklar gibi bazı türler aşırı avlanma ve tüketime bağlı olarak ticaret tehdidi altındadır. Bu türler, özellikle zengin ülkelerde akvaryumlar ve lüks yiyecekler için talep görmekte ve yüksek fiyatlara satılmaktadır. BMDHS’de, deniz kaynaklarından gerçekleştirilen ticaretin sınırları her ne kadar 94 Daha ayrıntılı bilgi için Bkz. Etymology Dictionary; https://www.etymonline.com/word/biodiversity Erişim Tarihi: 12.01.2024 95 Daha ayrıntılı bilgi için Bkz. Avrupa Çevre Ajansı https://www.eea.europa.eu/tr/help/sikca-sorulan- sorular/biyocesitlilik-nedir-ve-korunmasi-neden-onemlidir ; Türkiye Çevre Eğitim Vakfı https://www.turcev.org.tr/turcevCMS_V2/files/files/Biyo%C3%A7e%C5%9Fitlilik%20nedir.pdf Erişim Tarihi: 12.01.2024 96 Daha ayrıntılı bilgi için Bkz. Convention on Biological Diversity ; https://www.cbd.int/convention/ Erişim Tarihi 12.01.2024 97 GESAMP and Advisory Committee on Protection of the Sea. 2001. “A sea of troubles” UNEP Publications Report No. 70, s. 12. https://www.etymonline.com/word/biodiversity https://www.eea.europa.eu/tr/help/sikca-sorulan-sorular/biyocesitlilik-nedir-ve-korunmasi-neden-onemlidir https://www.eea.europa.eu/tr/help/sikca-sorulan-sorular/biyocesitlilik-nedir-ve-korunmasi-neden-onemlidir https://www.cbd.int/convention/ 27 belirlenmişse de, genellikle düzensiz ve kontrolsüz olarak gerçekleştirilmektedir98. Bu durum da aşırı avlanmaya ve yaşam alanlarının tahrip edilmesine neden olmaktadır. Örneğin, Güney Asya’da, mercan resiflerinin madencilik faaliyetleri nedeniyle habitatlarının doğrudan tahrip edilmesi, biyolojik çeşitlilik üzerinde olumsuz olarak ciddi bir etkiye sahiptir.99 Özetlemek gerekirse; açık denizler büyük bir biyolojik çeşitliliğe ev sahipliği yapar ve önemli türler ile ekosistemler barındırır. Bu ekosistemler arasında soğuk su mercan resifleri, hidrotermal menfez alanları ve deniz dağları bulunmaktadır. Bu bölgeler, birçok tür için beslenme ve üreme alanları sağlar ve göçmen türler için önemli duraklama noktalarıdır100. 98 BMDHS m.61 99 ibid, GESAMP, s. 12. 100 Barbaro, Allison. "Spatial Opportunities for High Seas Conservation Under the U.N. Biodiversity Beyond National Jurisdiction Treaty." Master’s project, Duke University, 2024, s. 5. https://hdl.handle.net/10161/30542. https://hdl.handle.net/10161/30542 28 Tablo 1. Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği Kırmızı Listesi’ndeki Deniz Türleri (IUCN - The Red List) & Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme Eki (CITES) Türler Kırmızı Liste CITES Ek 1* CITES Ek 2** Balinalar, yunuslar 13 22 Tüm deniz memelileri Deniz Su Samurları 1 1 1 Foklar, deniz aslanları 12 3 9 Deniz İnekleri 3 3 1 Kuşlar 61 4 1 Deniz Sürüngenleri (Deniz Kaplumbağaları) 9 7 1 Balıklar 111 2 - Yumuşakçalar 10 - 10 Mercanlar 2 - Bütün kabuklu ve siyah mercanlar *Nesli tükenme riski altında, uluslararası ticareti yasaklı. ** Avlanma ve sömürüye karşı hassas ancak henüz nesli tükenme riski altında değil, izin verilen şekilde uluslarası ticaret yapılabilir. Kaynak: Marine Species on IUCN101 1.5. Deniz Genetik Kaynaklarının Tanımı Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS), ‘deniz genetik kaynakları’ terimine doğrudan atıfta bulunmamakla birlikte, “kaynaklar”, “denizde yaşayan kaynaklar” ve “yerleşik türler” gibi terimlerle ilgili hükümler içermektedir. BMDHS’de “kaynaklar” terimi; “deniz yatağının üstünde veya toprak altında doğal ortam içinde bulunan farklı madenlerden oluşan yumrular da dahil olmak üzere, katı, sıvı ve gaz halindeki bütün madensel kaynaklar anlaşılır102.” Ancak bu tanım genetik kaynakları kapsamamaktadır. “canlı kaynaklar” terimi ise BMDHS’de sıkça geçmesine rağmen tanımlanmamıştır. Dolayısıyla, bu terimin genetik kaynakları içerip içermediği belirsizdir. BMDHS’de yer alan hükümler, faydaların paylaşımı konusunu ele alırken genellikle deniz genetik kaynaklarını dikkate almamaktadır. Bu nedenle, BMDHS’de yer alan belirsizliklerden yola çıkarak bir yorumda bulunmak deniz genetik kaynaklarının tam olarak ele alınmasını sağlamaz. 101 Daha fazla bilgi için Bkz. https://www.iucnredlist.org/resources/summary-statistics Erişim Tarihi: 14.12.2023 102 BMDHS m. 133. https://www.iucnredlist.org/resources/summary-statistics 29 BMDHS’de “doğal kaynaklar” terimi; “deniz yatağı ve toprak altının madensel kaynaklarını ve diğer cansız kaynaklarını ve keza sedanter türden canlı organizmaları; yani hasata elverişli duruma geldikleri zaman, deniz yatağında veya bu yatağın altında ya hareketsiz bulunan veyahut da hareketleri deniz yatağı veya toprak altı ile sürekli temasa bağlı olan organizmaları içerir103.” Ancak bu tanım, açık denizlerdeki tüm deniz genetik kaynaklarını içerecek kadar geniş değildir. Ayrıca, derin deniz organizmalarının karmaşık ve çeşitli ekolojileri ve yaşam döngüleri nedeniyle “doğal kaynaklar” tanımının pratikte uygulanması zor ve yoruma açıktır. Bu durum, açık denizlerdeki deniz genetik ka