Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1268 Volume: 15 Issue: 3 - 2022 | Cilt: 15 Sayı 3 - 2022 …::KENT AKADEMİSİ | URBAN ACADEMY ARTICLE INFO | MAKALE KÜNYESİ Research Article | Araştırma Makalesi Submission Date | Gönderilme Tarihi: 23.01.2022 Admission Date | Kabul Tarihi: 20.06.2022 CITATION INFO | ATIF KÜNYESİ Uzaldı,B. ve Biber, E.(2022). Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması, Kent Akademisi,15(3):1268 – 1292. https://doi.org/10.35674/kent.1061912 Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Beril Uzaldı1 , Emel Birer2 ÖZ Ütopyalar, var olan devlet ve toplumların aksayan taraflarını, olması mümkün yanlışlıklarını ve yetersizliklerini eleştiren, ideal düzeni kurmak amacıyla yazılmış hayali tasvirlerdir. Ütopyalar bugüne gelene kadar birçok dönemsel olay ve düşüncelerden etkilenmiştir. 20.yyda sanayileşmenin de etkisiyle başlayan hızlı kentleşme ve nüfus artışı, çevre sorunlarının küresel ölçeğe taşınmasına, geri dönüşü olmayan doğa bozulmalarna sebep olmuş ve ekolojik tasarımı geleceğin ütopyalarına konu haline getirmiştir. Bu tarihten sonra yaşananabilir bir toplum ve mekan yaratma çabasıyla ütopyalar ekolojik olarak tasarlanmaya başlamıştır. Ekotopya kavramı ilk kez 1975 yılında Ernest Callenbach tarafından yayınlanan ‘’Ekotopya’’ kitabında kullanılmış, eserde yer alan ekolojik tasarım ilkeleri ekotopya tasarımlarının temelini oluşturmuştur. 20. Yüzyılda yazılmış edebi ekolojik ütopyalar, ekotopya tasarım kriterlerine uygun olup ekotopya olarak tanımlanabilirken, 20 ve 21.yy da tasarlanmış mimari ekolojik ütopyalar, ekolojik özellik taşımalarına rağmen ekotopya olarak tanımlanamamaktadır. Oysa günümüzde yaşayan ekoköylerin ekolojik ütopya tasarım ilkeleri özelliklerini taşımakta olduğu görülmektedir. Bu nedenle çalışma “bugünün gerçek ekotopyaları ekoköyler olabilir mi?” araştırma sorusuna dayandırılmıştır. Çalışmanın yönteminde ilk olarak ekotopya kavramının tasarım ilkeleri Ernest Callenbach’ın ‘’Ekotopya’’ eseri üzerinden söylem analizi yoluyla elde edilmiş, geçmiş edebi ütopya eserleri ile metinlerarası bağlamları çıkarılmış ve son adımda seçili 6 adet ekoköyün tasarım ilklerine yansıtma yapılmıştır. Sonuç olarak ekotopyanın hayali tasarım olmadığı ve uygulanabilir yerleşimler olduğu tespit edilerek, ekotopyaların günümüzde ekoköy örnekleri ile hayat bulduğu ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Ekotopya, Ekoköyler, Ekolojik Ütopya ABSTRACT Utopias are imaginary depictions written in order to establish the ideal order that criticizes the deficiencies of current administration and society and is influenced by various periodic events and thoughts. In the 20th century, due to rapid urbanization and population growth, the environmental problems have been brought to a global scale and the irreversible destruction of nature has made ecological design a subject of utopias in the future. The concept of ecotopia was first used by Ernest Callenbach in his work "Ecotopia" published in 1975. The ecological design criteria in this work have formed the basis of ecotopia designs. While literary ecological utopias written in the 20th century can be defined as ecotopia by conforming to the design criteria of ecotopia, architectural ecological utopias designed in the 20th and 21st century cannot be defined as ecological although they have ecological characteristics or are completely ecological. Therefore, the research asked “Are today’s real ecotopias could be ecovillages?” In the study, firstly, the design criteria of the concept of ecotopia were obtained by discourse analysis method on Ernest Callenbach's "Ekotopia", the past literary utopia works and their intertextual contexts were extracted, and then the design criteria of 6 selected ecovillages were reflected. When the current place of the concept of ecotopia and the findings of the study are examined, it has been observed that it is no longer imaginary design and has an applicable quality, and it is revealed that ecotopias come to life with ecovillage examples. Keywords: Ecotopia, Ecovillages, Ecolojical Utopia 1 İstanbul Kültür Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, beriluzald@gmail.com, https://orcid.org/0000-0002-4953-4850 2 Yetkili Yazar: İstanbul Kültür Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul, e.duzgunbirer@iku.edu.tr, https://orcid.org/0000-0003-0152-3690 https://doi.org/10.35674/kent.1061912 mailto:beriluzald@gmail.com https://orcid.org/0000-0002-4953-4850 mailto:e.duzgunbirer@iku.edu.tr https://orcid.org/0000-0003-0152-3690 https://orcid.org/0000-0002-4953-4850 https://orcid.org/0000-0003-0152-3690 Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1269 GİRİŞ: Ütopya; var olmayan, düşsel ve tasarlanmış ideal bir toplum yaşantısı olup ilk olarak Platon’un Devlet (M.Ö.3.Yüzyıl) eserinden günümüze kadar yazılı ve çizili örnekler vermiştir (Platon, 1992). Yaklaşık beş bin yıllık bir geçmişe sahip olan ve kusursuz toplum modeli yaratma arzusu ile ortaya çıkan ütopyalar, Hasol’a göre düşünen toplumlarda daha yaygındır (Hasol 2000). Ütopyalar, tarih boyunca yalnızca toplumsal düşünce ve yönetim konularını ele almamış; bilim, edebiyat, sinema, felsefe, mimarlık vb.gibi bir çok disiplinle ilişki kurmuştur (Yumuşak, 2012). Yapılı modelleri, ütopyanın bütününde betimlenen toplumsal düzenin ruhunun somutlaştırılmış birer örneğine dönüşmüştür (Sevinç, 2004). Ütopyaların mimarlık ile ilişkisi, ideal bir toplum için ideal bir fiziksel çevre tasarlamak ile başlamıştır. Bezel, “gerçekte her bir ütopya bir toplumsal tasarım olduğu kadar bir mimari tasarımdır” sözleri ile ütopya ve mimarlık ilişkisinin, ütopyaların ortaya çıktığı tarihten bu yana kadar olduğunu belirtmiştir (Bezel, 1984). Ütopya tasarımları; geçmişte yaşanan siyasal ve toplumsal olaylar, savaşlar, keşifler, akımlar, sanayileşme, kentleşme, bilimsel çalışmalar, teknolojik gelişmeler, doğal olaylar, afetler, inanç ve din gibi çeşitli gelişmelerin etkisinde kalarak şekillenmiştir. 18. ve 19. yüzyıllar Endüstri Devrimi sanayileşmeyi doğurmuş, 20. yüzyılın ikinci yarısında geri dönüşü olmayan çevresel hasara ve doğa tahribatlarına neden olmuştur. Ütopik edebiyatın bir dalını oluşturan ekolojik ütopyalar (Chuan, 2005), modern ütopyaların ekolojik eleştirisi olarak bu tarihten sonra var olmaya başlamıştır. Üretim ve tüketim oranının yükselmesi, enerji kullanımını artırmış, doğal ve yenilenemeyen enerji kaynakları tükenmeye başlamış, böylece ekoloji kavramı, ütopyalarda da bir alt başlık olarak yer almıştır. Ekolojik ütopya olan ekotopyalar ise, kırsal alana geri dönerek, doğayı tüketmeyen, doğanın üstünlüğünü kabul eden ve üzerinde egemenlik kurmayan, gelecek nesillere yaşanabilir dünya bırakma çabasıyla tasarlanan hayali, sürdürülebilir ve ekolojik mekânlar olarak ütopyaların içinde bulunmaktadır. Ancak literatüre geçmiş ve ekolojik ütopya olarak nitelendirilmiş birçok ütopya örneği, 1975 yılında Ernest Callenbach’ın ortaya koyduğu “ekotopya” kavramının tasarım kriterleri ile çelişkiler göstermektedir. Oysaki ekoköyler, yaşam şekli olarak insanların birbirine desteklediği küçük topluluklarda gelişir ve burada sürdürülebilir bir hayatın geleneksel yaşama biçimini yeniden canlandırılıp iyileşmesinden var olur (Dawson, 2006). Bu durum ekoköyleri ekotopyaya yaklaştıran en belirgin söylemdir. YÖNTEM: Çalışmanın hipotezi, ‘’Ekotopyaların günümüzde ekoköylerde hayat bulduğu, ekoköylerin gerçekleştirilmiş ekotopyalar olduğu’’ düşüncesidir. Bu sebeple çalışma, “bugünün gerçek ekotopyaları ekoköyler olabilir mi?” araştırma sorusunu içermektedir. Çalışmanın yöntemi söylem analizi, metinlerarasılık, bağlamsallık ve yansıtırlık olmak üzere 4 adımda gerçekleştirilmiştir (Şekil 1). “Bir şeyi söyleme şekli “olan söylemi (Van Dijk, 1997) inceleyen ve ilk kez Harris (1952) tarafından kullanılan söylem analizi, araştırmacıların ilgisi ve bakış açılarına bağlı olarak gelişen teknikleri içeren bir yöntemdir (Gür, 2013). Bu yöntemdeki çıkarımlar, dilden türeyen bir üretim, onun tekrar üretilmesi, okunması ve algılanması sırasında söylem üreticisiyle birlikte paylaşım yapan kişilerin katkıda bulunduğu yorumlamalardan oluşmaktadır. Söylem, dilbilimsel unsurlar, metinler arasılık, bağlam ve yansıtırlık (refleksivite) kavramları, söylemin anlaşılmasında ve incelenmesinde kullanılan çeşitli kavramlardır. Bu kavramlar eşliğinde incelenen kelime veya cümleler sosyal gerçeklik ve toplumsal bir eyleme dönüşmek için gerekli özellikleri kazanarak söylem oluşturmaya başlarlar. Bu bağlamda çalışma yönteminin ilk adımında söylem analizi yapılmıştır. Bu aşamada ekotopya kavramının tasarım prensipleri Ernest Callenbach’ın ‘’Ekotopya’’ kitabı üzerinden incelenmiş, ekotopya kavramının tasarım kriterleri Ernest Callenbach’ın ‘’Ekotopya’’ eseri üzerinden söylem analizi aşamasında, kitabının araştırmacıya bağlı düşünme, değerlendirme, yorumlama, eylem ve The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1270 etkileşimlerin uygun bağlamlar ve kavramlarla ifade edilmesi ile oluşmuş dilsel yapısı ele alınmış ve cümleler analiz edilmiştir. Metinlerarasılık olan 2.adımında ekotopya kavramının ekotopya eserinden önce ekolojik edebi ütopyalarda da var olduğu ortaya çıkarılmış, 3. Adımda “Ekotopya” eseri ve metinler üzerinden bağlamlar üretilmiş ve son adımda bu bağlamlar farklı bölgelerden seçilmiş iklim, altyapı, yapım ile kullanım yılları arasındaki teknoloji farklılıkları vb. göz önüne alınmaksızın kronolojik olarak sıralı ve çeşitli ekolojik olma özelliklerine sahip GEN üyesi, literatüre geçmiş 6 önemli birbirinden farklı ekököyün tasarım özelliklerine (rekleksivite) yansıtılmıştır. Seçili ekoköylerde aranan kriter, ekotopya özellikleri üzerinden bağlamın o dönemin özellikleri ile sağlanıp sağlanmadığıdır. Şekil 1. Metodoloji Diyagramı 1. Ütopyanın Oluşumu ve Tarihsel Gelişimi Ütopyalar, insanların içinde bulundukları sosyal, politik ve mimari vb. düzenden mutlu olmadıklarını belirten, dönemin eksik yönlerine ve sorunlarına eleştirel tutumla alternatif bir çözüm önerisi getiren yeni hayali ideal düzen tasvirleridir. Ütopya kelimesi, ilk kez 1516 yılında Thomas More tarafından literatüre kazandırılmıştır. Ancak ütopya kavramının oluşumu ve gelişimi tarih öncesi dönemlere kadar uzanmaktadır. Ütopya kelimesi etimolojik olarak Yunanca sözcüklerin birleşmesiyle oluşmasına rağmen Antik Çağ’da Antik Yunan sözcüleri arasında hiç yer almamıştır. Sözcük olarak var olmasa da kavram olarak dönemin eserlerinde sıklıkla karşılaşılmıştır. Antik Çağ ütopyalarının ortaya çıkmasını ve gelişmesini etkileyen başlıca unsurlar; Altın Çağ, İdeal Kent kavramı ve Binyıl İnancı kavramı olarak ifade edilmiştir. Ütopyalar çoğunlukla dine bağlı şekillenen ideal toplum ve yönetim modeli oluşturmak çabası ile kurgulanmıştır. Tasarlanan ideal düzen; hiyerarşi, ahlak, ekonomik zayıflıklar, durağan toplum düzenlemeleri, kurallar, sınırlar ve kapalılık gibi kavramlarla şekillenmiştir. Hesiodos’un İşler ve Güçler (M.Ö.8.Yüzyıl) ve Platon’un Devlet (M.Ö.3.Yüzyıl) eserleri dönemin izlerini yansıtan iki önemli eserdir Antik Çağ ütopyaları ideal toplum ütopyaları olarak da nitelendirilmiştir. Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1271 Modern Çağ; 16.Yüzyıl, 17.Yüzyıl ve 18.Yüzyılı kapsayan geniş bir tarihsel süreç olarak ele alınmıştır. Antik Çağ’da dine dayalı düşünce ile şekillenen toplum modelleri, Modern Çağ’da terk edilmiş, yerine mantık, akıl ve laik düşüncelere dayalı ütopyalar tasarlanmıştır. Modern Çağ’da ütopyaların ortaya çıkmasını ve gelişmesini etkileyen başlıca unsurlar; Rönesans, Reform, Coğrafi Keşifler ve Hümanizm olarak ifade edilmiştir. 16.Yüzyıl ve 17.Yüzyıl arasında din savaşları ve kargaşasının hâkim olduğu toplum ve devlet sorunlarına, mantığa dayalı ve sorgulayan toplum ve devlet modelleri önerilmiştir. 17.Yüzyıl ve 18. Yüzyıl arasında ise bilimsel gelişmeler ile şekillenen toplum modellerine yer verilmiştir. Tasarlanan ideal düzen; eşitlik, ekonomik zenginlik, canlılık, huzur, saadet, toplum düzeninde bilimin etkisi ve hümanist düşünce gibi kavramlarla şekillenmiştir. More’un Ütopya (1516), Campanella’nın Güneş Ülkesi (1602) ve Bacon’ın Yeni Atlantis (1621) eserleri dönemin izlerini yansıtan en önemli klasik modern ütopya örnekleri olarak incelenmiştir (Bruce, 1999). Rönesansın Vitrivius’un yazıları ile Platon’a ait kavramlardan etkilenen kent planlarında (Kumar 2006), dairesel merkezi plan tasarımları Devlet’in hiyerarşik düzenini kurmayı amaçlayan bir yapıdadır. Merkezden yayılan dairlerin oluşturduğu bu düzendeki kent ütopyaları, tüm evrensel düzenin başlangıç noktasında bir kapsayıcığı ifade eder (Eaton 2002). Bu tasarımların en bilindikleri Johannes Valentinus Andreae, Christianopolis (1619), Vincenzo Scamozzi, Palma Nova (1593) dır. Bu bağlamda Modern Çağ ütopyaları modern ütopyalar olarak da nitelendirilmiştir. 19. Yüzyıl dönemi, ütopyaların gelişimi açısından en önemli dönem olarak ifade edilmiştir. Bu dönemde ütopya ilk kez felsefi bir dal olmaktan çıkmış, mimarlık alanında da sayısız örnek vermeye başlamıştır. 19.Yüzyılda özellikle mimari ütopyalar sayıca artış göstermesine rağmen ütopya ve mimarlık ilişkisi, ütopyaların var olduğu klasik edebi metinlerden günümüze kadar uzanmaktadır. Ütopyalarda ideal düzen ve yönetim tasvirleri, ideal fiziksel çevre ve mekân üzerinden tasarlanarak mimarlıkla ilişki kurmaktadır. Bu dönemde tasarımlarda; ideal toplum, yönetim, ekonomi düzenleri dışında her türlü toplumu bilgilendiren sosyolojik ve yenilikçi yaklaşımlar ele alınmıştır. 19. Yüzyıl döneminde ütopyaların ortaya çıkmasını ve gelişmesini etkileyen başlıca unsurlar; Fransız Devrimi ve Endüstri Devrimi olarak ifade edilmiştir. Tüm dünyada da etki uyandıran bu iki olay ütopyaların sınırlarını zorlamış, bilimsel ve teknolojik gelişmeler, yeni iletişim araçlarının icatları, film ve bilimkurgu gibi yeni edebi dalların gelişimi, toplumsal sorunlar, nüfusun artışı, kentleşme problemleri vb. gibi unsurlar ütopyaların ele aldığı konuların temelden değişmesini sağlamıştır. Etienne Cabet’in İkarya’ya Yolculuk (1842) ve Edward Bellamy’nin Geçmişe Bakışlar (1888) eserleri dönemin izlerini yansıtan iki önemli eser olarak incelenmiştir. 19.Yüzyıl ütopyaları ortak yaşamda sosyolojik ve yenilikçi ütopyalar olarak da nitelendirilmiştir. 20.Yüzyıl dönemi ütopyaları, 19.Yüzyıl dönemi ütopyalarının devamı niteliği taşımaktadır. Bu dönemde hızlıca ilerleyen teknoloji, küreselleşme ve bilim; ütopyaları etkilemiş ideal toplum, yönetim, ekonomi ve çevre tasvirlerine yeni bir boyut kazandırmıştır. Bu dönemde kurgulanan ütopyaların dili çoğunlukla gelecekle ilgilidir. 20.Yüzyıl döneminde ütopyaların ortaya çıkmasını ve gelişmesini etkileyen başlıca unsurlar; teknoloji, Dünya Savaşları, fütürizm, feminizm ve ekoloji akımları olarak ifade edilmiştir. 19.Yüzyılda yaşanan sanayileşme, 20.Yüzyılda zirve yapmış, makineleşme, hızlı kentleşmeye neden olmuş ve kapitalist toplumları oluşturmuştur. Özellikle Dünya Savaşları kent içerisinde yıkımları artırmış, yeni yapı ihtiyacını doğurmuş ve mimari ütopyaların sayıca artmasına sağlamıştır. Küreselleşen çevre problemleri geri dönüşü olmayan doğa tahribatları oluşturmuş, çözüm önerisi olarak ekolojik tasarım gündeme gelmiştir. Edebi ütopyalarda ise hiyerarşik toplum yapısını savunan ve cinsel ayrımcılığa karşı bir toplumsal düzenden söz edilmiştir. Charlotte Perkins Gilman’ın Kadınlar Ülkesi (1915) eseri dönemin izlerini yansıtan eser olarak incelenmiştir. The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1272 Ebenezer Howard'ın 1898 tarihli Tomorrow: A Peaceful Path to Real Reform (Yarın: Gerçek Reform İçin Barışçıl Bir Yol) isimli eserinde var olan bahçe kent ütopyası, doğanın güzelliği, temiz hava, güneş, su, düşük kira gibi avantajları ile kentin toplumsal fırsat, yüksek ücret gibi avantajlarını birleştiren, bugünün ekoköylerine referans veren bir tasarım olarak ele alınabilir. Le Corbusier’in I. Dünya Savaşı’ndan sonra Paris gibi büyük kentleri düşünerek tasarladığı Çağdaş Kent’i (Contemporary City- 1922) günümüz kentlerinin bir öngörüsü ve ideal kent arayışlarının önemli örneklerindendir. Le Corbusier üç milyon nüfuslu ideal kentinde sanayi toplumunun varacağı yeri ve teknolojik gelişmeyi yansıtmaktadır. Howard Bahçe Şehirde kentin büyüklüğünün kontrol altına alınması ve doğanın korunması konularından bahsederken, Frank Lloyd Wright, Broadacre City (1934) de yerel yapı malzemelerinin kullanımını çok önemsemektedir. Bu durum 20.Yüzyıl ütopyalarını gelecekçi rasyonel ütopyalar olarak nitelendirmiştir. 21.Yüzyıl dönemi ütopyaları, 20.Yüzyıl dönemi ütopyalarının devamı niteliği taşımaktadır. 21.Yüzyıl; iletişim, bilişim ve bilgi çağı olarak tanımlanmıştır. Bu dönemde, geleneksel ütopyalar terk edilmiş, ideal toplum, yönetim, ekonomi ve fiziksel çevre düzenlerine göre şekillenen ütopya tasarımları durgunluk yaşamıştır. Ayrıca geleneksel ütopyaların dışarıya kapalı, totaliter, sabit, değişmez ve denetimli düzenleri yerine esnek, hareketli, uyarlanabilir, değişken ve teknolojik özellikler tercih edilmiştir. 21.Yüzyıl döneminde ütopyaların ortaya çıkmasını ve gelişmesini etkileyen başlıca unsurlar; çağdaş teknoloji, sinema, yapay zekâ, dijital ve sanal ortam olarak ifade edilmiştir. Ancak tüm bu unsurlar dışında 20.Yüzyılın ikinci yarısında küresel boyut kazanan çevresel problemler halen gündemini korumakta ve ekolojik ütopyaların sayıca artışını sağlamaktadır. Bu dönemde tasarlanan çoğu ütopya gelecekte üretilecek ileri teknolojiler sayesinde gerçeğe dönüştürülme ve uygulanabilme olanağına sahiptir. 21.Yüzyıl ve gelecek ütopyaları teknolojik, dinamik ve güncel ütopyalar olarak da nitelendirilmektedir. Ütopyaların tarihsel süreçteki gelişimi incelendiğinde ekoloji kavramının ilk kez 20.Yüzyılda ütopya tasarımlarını etkilediği ve 21. Yüzyılda halen etkisini koruduğu görülmektedir. Bu dönemde ekolojik tasarımlarla şekillenmiş ütopyalar, ütopyaların bir alt dalı olan ekotopyaları oluşturmuştur. 2. Ernest Callenbach’ın Ekotopya Kavramının Oluşumu ve Tasarım İlkeleri Ütopyalar dönemsel gelişmelerden etkilenmekte, insanların hayatlarının bir parçası olmakta, aile, cinsellik, toplum, mülk, pedagoji, biyoloji, bilim, mimari ve kentçilik, yönetim, din, akımlar, teknoloji, ekoloji gibi insanların hayatında var olabilecek tüm konuları içermektedir (Yumuşak, 2012). 19.Yüzyılda hızlanan çevresel sorunlara karşı alternatif çözüm önerisi oluşturan ekoloji kavramı, 20.Yüzyılda doğa merkezli tasarımların vazgeçilmez bir tasarım kriteri olmuştur. Özellikle 20.Yüzyılın ikinci yarısında dönemsel gelişmelerden etkilenen ütopyalar, çevre bilincini ve farkındalığı artırmak için hayali, sürdürülebilir, ideal çevre ve toplum tasvirleri yapmış, halihazırda yaşadığından çok daha farklı bir mekân tasarlanmıştır (Ceylan Baba, 2020). Ekotopyalar Mark Harrison’un tasvirinde olduğu gibi (Şekil 2) doğayla uyumlu kırsal yaşamı idealleştirilmiş ve komün topluluklar biçiminde oluşturulmuş çağdaş ütopyalardır (Tandaçgüneş, 2011). Ekotopya kelimesi “ekoloji” ve “ütopya” kelimelerinin birleşiminden üretilmiştir (Bookchin, 1980). Etimolojik olarak, Grekçe de “ev” ve “yuva” anlamına gelen “oikos”dan türemiş “eco” ve “yer” anlamına gelen “topos”dan türemiş “topia” kelimelerinin birleşmesi ile oluşmaktadır (Callenbach, 1975). Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1273 Şekil 2. Mark Harrison, Ekotopya Tasviri, (https://fineart.ha.com/itm/paintings/mark-harrison- british-20th-century-ecotopia-paperback-cover-1989acrylic-on-board145-x-20-ininitialed/a/7015- 87149.s) Ekotopya kelimesi Ernest Callenbach tarafından 1975 yılında yazılan Ekotopya (Ecotopia) adlı eserde kullanılmış, ilk ekotopya örneği olarak literatüre geçmiştir. Ernest Callenbach, 1970’ler sonrası artan ekolojik krize duyulan farkındalığı artırmak amacıyla Ekotopya eserini ortaya koymuştur. Eserde, 1999 yılından 25 yıl sonrası ve Amerika’dan Bağımsızlık İlanı ile ayrılan ve San Franscisco’da kurulan Ekotopya devleti konu alınmıştır. Ütopya tanımı gereği olmayan hayali yeri işaret etse de, Callenbach ütopyasında gerçekte var olan bir yerden bahsetmiştir. Tasvirlenen olmayan yer mekân olarak değil, mevcutta var olan bir yerde, olmayan ekolojik yaşam ve toplum biçimleri olarak değerlendirilmiştir (Tütüncü, 2015). Ekotopya ülkesi doğa ve insanın uyum içinde yaşaması temellerine dayanarak kurulmuştur. Callenbach, insanların doğa üzerinde egemenlik kurma çabasının, toplumda sınıfsal farklılıklara neden olduğunu öne sürmektedir. Bu nedenle, ütopyasında ekolojik toplum yapısını oluşturan insanların hak ve eşitliklerini, doğanın üstünlüğünü kabul ederek yeniden tanımlamıştır (Gökçen, 2018). Somay’a göre Ekotopya’daki ana ilke ‘’insanın doğadaki diğer yaratıklara tahakküm etmesi değil, onlarla denge içinde yaşamasıdır.’’ olarak ifade edilmiştir (Somay, 1984, s. 26). Ekotopyalar tüm bu tasarım kararları ile sürdürülebilir bir ideal çevre içinde eşitlikçi, ekolojik ve ideal bir toplum olarak tasarlanmıştır (Callenbach, 1994, Keleş, 2013). a. Söylem Analizi Ekotopya kavramının oluşumunu anlamak amacıyla incelenen Ekotopya (1975) eserinde çok sayıda ekolojik çerçevede kurgulanmış ve detaylandırılmış tasarım kriterlerine rastlanılmıştır. Bu aşamada kitabın dilsel yapısı ele alınarak cümleler analiz edilmiş, anahtar kelimeler çıkarılarak, kitaptaki tasarım kriterleri belirlenmeye çalışılmıştır (Tablo 1). Bu tasarım kriterleri; enerji kullanımı, malzeme kullanımı, yeşil alan kullanımı, su kullanımı, ekosistem, çevre kirliliğinin önlenmesi, yapı tasarım koşulları, konfor koşulları, ulaşım, üretim, teknoloji kullanımı, nüfus yapısı, eğitim yapısı, çalışma düzeni, devlet düzeni, sosyal düzen, ekonomi ve toplumsal yapı olarak çeşitli alt başlıklar halinde analiz edilmiştir. Bu tasarım kararları, bir ütopya örneğinin ekotopya olması için gerekli olan ekolojik tasarım kriterlerinin asgari kabullerini ortaya koymakta olup, ekotopya tasarım kriterlerinin genişletilmesi için temel oluşturmuştur. Örneğin Ekotopya (1975) eserinde yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş, rüzgâr, jeotermal, hidroelektrik, biyokütle, nükleer, hidrojen ve dalga gibi enerji çeşitlerinin kullanılması, başka bir ekotopya örneğinde tüm bu enerji kaynaklarının olmasını zorunlu hale getirmemektedir. Bu durum, ütopya tasarımının ekotopya olarak nitelendirilmesi için tüm enerji kaynaklarının yenilenebilir enerjilerden The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1274 karşılanması gerektiğini ifade etmekte ve hangi tür yenilenebilir enerji kaynağı kullanılması hakkında örnek vermektedir. Ütopya örnekleri arasında tüm yenilenebilir enerji kaynağı çeşidinin kullanılması ile iki yenilenebilir enerji kaynağı çeşidinin kullanılması, birinin diğerine oranla daha çok ekotopya olma özelliğine sahip olduğunu göstermemektedir. Çünkü tüm yenilenebilir kaynaklar yalnızca bir başlık olarak, enerji kullanımı altında değerlendirilmektedir. Önemli olan ihtiyaç duyulan tüm enerjinin yalnızca yenilenebilir kaynaklardan üretilmesidir. Tablo 1. Söylem Aşaması Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1275 The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1276 Tablo 2. Ekotopya Özelliklerine Sahip Olma Yüzdesi (Callenbach, 1975) Bu çalışmada ortaya konan bulgular ile ekotopya tasarım kriterlerinin varlığını yüzdelik dilimde değerlendiren bir tablo oluşturulmuştur. Bu tabloya göre Ekotopya (1975) kitabında yer alan ekolojik özelliklerinin tümü eşit oranlarda bütünü etkilemektedir (Tablo 2). b. Metinlerarasılık Metinlerarasılık bir metin içinde diğer metinlere gönderim yapılması olarak tanımlanabilir (Fairclough, 2003). Bu kavram, Ekotopya kitabının diğer edebi metinler ile arasındaki ortak söylemlerini ortaya koymaktadır. Şekil 3. Ekotopya Kavramının Oluşum Temeli Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1277 Ekotopya’dan sonra yazılan ve tam anlamıyla ekolojik tasarlanan Zamanın Kıyısındaki Kadın (1976) ve Yarın Yol Ayrımındaki Sanayi Toplumu Eleştiri ve Gerçek Ütopya (1979) edebi eserler ütopyaların temellerini oluşturmuştur. Ancak 1890 yılında yazılan William Morris’in Hiçbir Yerden Haberler adlı ütopya eseri ekolojik özellikler taşımaktadır (Şekil 3). Bu eser, birçok ütopya tasarımcısı tarafından adı konmamış ekotopya tasarımı olarak nitelendirilmekte ve ekotopya kavramının temellerini Ekotopya (1975) eserinden önce atmaktadır. Morris’in, Hiçbir Yerden Haberler (1890) adlı ütopya eseri değerlendirildiğinde, özel mülkiyetin ve otoriter yönetimin reddedildiği, bireysel özgürlüğün ve eşitliğin olduğu, üretim temellerinin tarıma dayandığı, rekabetin olmadığı, çocukların uygulamalı eğitimler aldığı, insanların zevk alarak çalıştığı, sınıfsal ve eğitimsel farklılıkların olmadığı bir toplumsal düzenden söz edilmektedir (Belge, 2017). Doğanın tüm vahşiliği ile kendi haline bırakılması, ormanların ve diğer tüm yeşil dokunun korunması, doğaya minimum müdahale yapılması ve saygıyla yaklaşılması, doğayla birlikte uyum içerisinde yaşayan toplum yapısının olması, kırsal yaşama önem verilmesi, bahçeli konutların olması, ulaşımda fosil yakıtlı araçlar yerine at arabalarının kullanılması vb. tasarım kriteri ekolojik yaklaşımları ifade etmektedir (Morris, 2011). Aynı zamanda teknolojinin sınırlandığı tarım ve el sanatlarına dayalı kırsal toplum özlemi, endüstrileşme ve makineleşmenin tekdüzeliği yerine geniş oranda el sanatlarının üretimi ekolojik olarak süreklilik ve dengeye dayalı bir dizge ortaya koymaktadır (Kumar, 2006). Ernest Callenbach’ın Ekotopya (1975) eseri, William Morris’in Hiçbir Yerden Haberler (1890) adlı ütopyasındaki ekolojik yansımaları başlangıç olarak alarak, çevresel sorunlara alternatif çözüm önerileri sunan, tüm tasarım kararları ekolojik olan ve ütopyanın bir alt türü olan ekotopyayı oluşturmuştur. 20.Yüzyılda tasarlanan edebi ekolojik ütopyalar, mevcut kentlerden bağımsız olarak tam anlamıyla ekolojik olma çabasıyla tasarlanmakta, ekolojik tasarım kriterlerinin çoğunu içermekte ve ekotopyaların gelişmesini sağlamaktadır. Zamanın Kıyısındaki Kadın (1976) ve Yarın Yol Ayrımındaki Sanayi Toplumu Eleştiri ve Gerçek Ütopya (1979) eserleri, Ernest Callenbach’ın Ekotopya (1975) eseri temellerine dayanarak şekillenen diğer edebi ekotopya örnekleri arasında yer almaktadır. Ekolojik ideal toplumu kurmak amacıyla; kapitalist yapının ve yönetimde totaliter rejimin terk edilmesi, tüketimin azaltılması, genç, yetişkin ve yaşlı nüfusunun dengelenmesi, nüfus yoğunluğunun azaltılması, ideal devlet yapısının kurulması, toplum üyeleri arasında düzenli ilişkinin olması, özel mülkiyetin olmaması, her şeyin ortaklaşa ve paylaşımlı kullanılması, kendi kendine yeten sosyal alt yapıların olması, geleneksel ataerkil aile kavramının olmaması, kan bağı olmadan da aile topluluklarının kurulması, kadın erkek eşitliğinin sağlanması, din kurallarının, örf adetlerin ve hukuk kurallarının tamamen insanın mutluluğu, toplumun düzeni ve refah düzeyi için kullanılması, küçük yaşta uygulamalı eğitimlerin verilmesi ve günün yalnızca belirli saatleri çalışılarak insanların işleri severek yapması gibi tasarım kriterleri tercih edilmiştir. Toplumun içinde bulunduğu fiziksel çevre ise 20.Yüzyıl döneminde gündeme gelen ekolojik mimarlığın etkisi ile şekillenmiştir. c. Bağlam Bağlam, söylemde anlamla ilişki kuran parçaların toplamıdır. Bağlam aynı zamanda söylemin ortaya çıktığı ve devam ettiği sosyo-kültürel, psikolojik, tarihi, dilbilimsel ve iletişime bağlı etmenlerden oluşan beraberliktir (Van Dijk, 2008). Bu aşamada bu bütünlüğün edebi metinler ile sağlanıp sağlanamadığı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Buna göre “Edebi” 20.Yüzyıl ekolojik ütopyaların; ortalama %94’lük oranında ekotopya olma özelliğine sahip olduğu sonucuna ulaşılmaktadır (Tablo 3). Bu %94’lük değer, 20.Yüzyıl döneminde kaleme alınmış edebi ekolojik ütopyaların, tasarımcılar tarafından ekotopya tasarım kriterleri kullanılarak tasarlandığını göstermektedir. The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1278 Tablo 3.’’Edebi‘’ 20. Yüzyıl Ekolojik Ütopyaların Ekotopya Tasarım Kriterlerinin Yüzdelik Değerlendirme Şeması 20.Yüzyıl edebi ekolojik ütopyaların, ekotopya tasarım kriterlerinin kullanım oranları %100’lük değer üzerinden değerlendirildiğinde ise; enerji kullanımının %100’lük, malzeme kullanımının %100’lük, yeşil alan kullanımının %100’lük, su kullanımının %100’lük, ekosistemin %67’lik, çevre kirliliğinin önlenmesinin %100’lük, yapı tasarım koşullarının %100’lük, fiziksel çevre verilerinin %67’lik, konfor koşullarının %67’lik, ulaşımın %100’lük, üretimin %100’lük, teknolojinin kullanımının %100’lük, nüfusun dengelenmesinin %100’lük, devlet yapısının %100’lük, toplumsal yapının %100’lük, sosyal düzenin %100’lük, çalışma ve eğitim yapısının %67‘lik oranlara sahip olduğu gözlenmektedir. %100 ekotopya olarak kabul edilen Ernest Callenbach’ın Ekotopya (1975) eserine oranla diğer ütopyalar değerlendirildiğinde; Zamanın Kıyısındaki Kadın (1976) %94’lük ve Yarın Yol Ayrımındaki Sanayi Toplumu Eleştiri ve Gerçek Ütopya (1979) %88’lik oranda %50’lik sınır üzerinden ekotopya olma özelliğine sahiptir. Bu iki eserde birer özelliğin bulunmaması, herbir özelliğin eşit oranda bütünü etkilemesi sebebiyle yüzdelik dilimleri eşit kabul edilmiştir. 20. Yüzyıl edebi ekolojik ütopyaların; doğa ile uyumlu tasarlanması, ekotopya tasarım kriterlerinin çoğuna %100’lük oranda sahip olması ekotopya olarak nitelendirilmesi için yeterli bulunmaktadır. Kırsal alanlara yayılmış geleneksel yerleşimlerden oluşan bu ütopyalar, %100’lük oran üzerinden ortalama %94 oranda ekotopya olma özelliğine sahip olup ekotopya olarak tanımlanmaktadır. Diyalektik ekonomik yeniliklerin sağlanması, daha yaşanabilir olmak adına kentten aileye uzanan parçalara kadar zarar vermeden geliştirilecek adımların bulunmasını gerektirmektedir (Tuğun ve Karaman, 2014). Özellikle çevresel ve toplumsal sorunların küresel boyut kazanması ile ütopyalar yüzünü; kentlerin terk edilmesi, kırsal yaşama alanlarına geri dönülmesi, doğal çevrenin geliştirilmesi, doğal kaynakların korunması, insanların doğa ile iç içe daha iyi bir yaşam sürmesi gibi ekolojik çerçevede şekillenen arzulara çevirmiş, gerçek dünyada bu durum ekoköy hareketlerinin temellerini oluşturmuştur. Ekoköy kavramı tartışmaya başlandığından birçok farklı tanımlamayla ifade edilmektedir. Ancak eksiksiz bir ekoköy modeli halen belirlenememiştir (Gilman, 1991). Geçmişte tanımlanan tüm ideal ekoköy modellerinin, günümüzün küresel çevre sorunları sebebiyle beliren problemleri iyileştirecek yeni bir yaşam önerisi sunmayı amaçladığı vurgulanmaktadır. 3. Ekoköyler Ekoköy tasarımları, insanı ve doğayı esas alan ekoloji, sosyallik, topluluk, ekonomi, kültür ve ruhsallık gibi tasarım yaklaşımları ile şekillenmektedir (Jackson ve Svensson, 2002). Bunun için, doğal ve kırsal yaşam biçimine, fiziki çevreye duyarlı yeni tasarım uygulamalarıyla kentin ve kırsalın geleneksel yaşama biçiminin korunması hedeflenmektedir (Karaman, 2009). Ekoköy topluluklarına emek, Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1279 sermaye, toprak gibi üretim süreçlerinde ve ekonomik faaliyetlerinin tümünde etkin rol verilmektedir. Bireylere sürdürülebilir ve doğa dostu turizm, el sanatları, organik gıda, tarım uygulamaları gibi yerel işletmelerde çalışma imkânı sunularak ekonomik kazanç elde edilmektedir (Sevier, 2008). Barton ve diğerleri de (2003), ekoköy yerleşimlerinin amaçları arasında sürdürülebilirliğin devam edebilmesinin sağlanmasında çevreye bağlı problemlere çözüm üretilme zorunluluğunu ortaya koymaktadır (Barton, Marcus, and Richard, 2003). Ekoköyde üretimlerin doğaya etkilerini gözlemlemek için doğal bitki örtüsüne zarar vermeden biyolojik tarımın yapılması, köy hakkında bilgi edinmek isteyen ziyaretçilerin kabul edilmesi, ekolojik gelişmeleri ve çevresel farkındalığın artırılması, kültür, sanat ve zanaat faaliyetlerinin yapılması, gençlerin çalışabileceği insan gücüne dayanan yapıların inşaat edilmesi ve yeşil teknolojinin yardımı ile ekolojik ürünlerin üretilmesi amaçlanmaktadır (Thibaud, 2004). Kentsel değişikliğin sürekliliği, yaşama dair tüm parçaların ilişkili ve beraber hareket etmesine bağlıdır. Bütüncül bakış açısıyla oluşan ekoköyler, yeşil alanlarıyla birlikte kırsal miras kabul edilmeli ve planlı bir büyümeye izin verilmelidir. (Çalışkan, 2004). Gilman, yerleşim alanlarına bakarak ekoköy kavramının özelliklerini yaşanabilir ölçekte bir yer olma, insanların bu alanda yere zarar vermeden doğayla birlikte hareket ederek tüm canlıların sağlığını koruyan ve geliştiren, bu sayede geleceğe sağlıklı alanlar bırakabilen bir yaşama alanı olarak ifade etmektedir (Gilman, 1991). 1995 yılında küresel boyut kazanan ekoköy hareketinin en önemli adımı, Findhorn Ekoköyünde yapılan “Ekoköyler ve Sürdürülebilir Topluluklar: 21.Yüzyıl Yaşamı İçin Örnekler” konulu bir konferansda atılmıştır. Bu konferansta Gilman’ın 1991 yılında yaptığı ekoköy tanımlamasında, ekoköy sürdürülebilirliğinin sosyal ve spritüal yönlerini içermediği belirtilmiştir (Jackson, 1998). 1991’de Küresel Ekoköy Ağı olan (GEN) kurulmuş, bu tarihten itibaren, var olan tüm ekoköylerin gelişmesinde topluluğun olumlu etkileri görülmeye başlanmıştır. Bu etkiler, GEN’in ekoköylerin sürdürülebilir olması amacıyla uygulamada tüm birey ve kuruluşlara yardım etme ve lider olma misyonuna dayanır (www.gen.ecovillage.org). Bu anlamda çalışmada incelenmek üzere 20.yüzyılda uygulanmaya başlanan GEN kuruluşuna üye, sürdürülebilir ideal düzen ve fiziksel çevre oluşturma özelliğine sahip, farklı bölge ve büyüklükte, kronolojik zaman dilimi içinde yer alan; Findhorn Ekoköyü (1962), Auroville Ekoköyü (1968), Arcosanti (1970), Ithaca Ekoköyü (1991), Ökodorf Sieben Linden Ekoköyü (1997) ve Govardhan Ekoköyü (2003) seçilmiştir. Seçilen 6 ekoköyün değerlendirilmesinde iklim, altyapı, yapım ile kullanım yılları arasındaki teknoloji farkları vb. göz önüne alınmamıştır. a. Findhorn Ekoköyü – İskoçya (1962) 1962 yılında Peter ve Eileen Caddy ve Dorothy Maclean, Findhorn Ekoköy’nün temellerini atmaya başlamış ve bugünün Findhorn ekoköyünün ilk yerleşik aileleri olmuşlardır. 2012 yılı itibariyle, Findhorn ekoköyünde 450 kişi beraber yaşam sürdürmektedir (Şekil 4). 1995 yılında Findhorn ekoköyünde, ilk uluslararası GEN toplantılarının ilki gerçekleşmiş ve ekoköy 1998 yılında, “UN Habitat En İyi Sürdürülebilir İnsan Yerleşimi Tasarım (UN Habitat Best Designation)” ödülüne layık görülmüştür. 2005 yılında Findhorn yerleşkesinde yapılan karbon ayak izine bağlı analizler sonucu Findhorn yerleşimi tam anlamıyla başarılı bir ekoköy yerleşimi olarak gösterilmiştir. Findhorn ekoköyünde ekolojik yaşantının uygulamaya geçirilebileceğinin kanıtını oluşturan 61 tane yapı bulunmaktadır. (Şekil 5,6) Bu yapılar; doğaya saygılı, yerel malzeme ile inşaat edilen, yeşil enerji kullanan, ekolojik yapım sistemlerine sahip olan ekolojik ve sürdürülebilir tasarımlardır (Hawken, 1975). Ekoköy, yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği, biyolojik atık su arıtma sistemi, geri dönüşüm, yerel organik gıda üretimi, sürdürülebilir ekonomi, detaylı düşünülmüş karar alma süreçleri gibi alanlarda kayda değer gelişmeler göstermiştir. Bunlardan en bilineni “Living Machine” adı verilen su arıtma sistemidir (Dawson, 2006) (Tablo 4). The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1280 Şekil 4,5,6. Findhorn Ekoköyü ve Yığma Taş ile Yapılmış, Toprak Çatılı Etrafı Yeşil Doku ile Sarılmış Konutlar (www.ecovillagefindhorn.com) Findhorn ekoköyü yerleşik halka ticari katkılar sağlamakla birlikte, var olan yaşamın sürdürülmesi konusunda toplumun gelenekle gelen sosyo-kültürel becerilerinin korunması, devam ettirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılmasını da sağlamaktadır (Cemal, 2007). Findhorn Ekoköyü’nde çıkan anlaşmazlıklar, Yuvarlak Toplantı olarak adlandırdıkları toplantılarda adaletli ve objektif konuşmalarla çözülmektedir. Böylelikle ortaklaşa yaşayan toplumun huzuru korunmakta sosyal ve toplumsal sürdürülebilirlik sağlanmaktadır (Talbott, 1995). Eşitlik sisteminden uygun olarak herkes her işi ortaklaşa çalışarak ve yardımlaşarak yapmaktadır. Bu durum bireyler üzerine düşen iş yükünü azaltmaktadır. Böylece insanlar, programlı bir şekilde günün belirli saatlerinde insani koşullarda çalışmaktadır (Inglig, 1996). b. Auroville Ekoköyü, Hindistan (1968) Auroville yerleşimi 1968 yılında Tamil Nadu bölgesinde, Mirra Alfassa ve Roger Anger tarafından deneysel bir yerleşim olmak üzere temelleri atılmıştır (Şekil 7). Hindistan’ın güneyinde Pondicherry şehrinin 12 km. kuzeyinde olan Auroville, 45 farklı ulusun çeşitli yaş gruplarından, sosyal sınıf ve kültürlerinden 2,160 kişinin yaşadığı bir yerleşimdir. Tropikal bir iklime sahiptir. Boyut ve nüfus yoğunluğu olarak diğer ekoköylere göre büyük olması onun bir eko kente dönüştüğü yorumunu oluşturmaktadır (Sobo ve Hoberg, 2010). Şekil 7,8,9. Auroville Ekoköyü, Modern Mimarlık ve Geleneksel Mimarlık Yapı Tasarımları (https://www.boslevha.com/auroville/) (https://www.ekoyapidergisi.org/4236-gelecegin- evrensel-sehri-auroville.html)(https://www.indianpanorama.in/tourist- attraction/pondicherry/auroville-pondicherry.php) Auroville Ekoköyü, Galaxy plan çizimine göre bir nilüfer çiçeğinin petal yapraklarına benzeyen bahçeler merkezdeki tapınağının etrafını sarmaktadır (Şekil 8) Mirra Alfassa ekoköyde “Mother (anne)” olarak bilinmektedir. “Mother” her bir bahçenin bir anlayışı temsil etmesi gerektiğini ve bahçeleri ziyaret eden insanların da o anlayışı duyumsamaları için hissedilen farklı tasarımları olması https://www.boslevha.com/auroville/) Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1281 gerektiğini vurgulamıştır. “Mother”ın özelleştirdiği bahçelerin her biri, meditasyon amacı doğrultusunda özel bir çiçeğe, renge ve amaca sahiptir (Gangopadhyay ve Chakrab, 2015). Auroville Ekoköyü’nde birçok farklı üslupta yapı tasarımları mevcuttur (Şekil 9). Ancak hepsi ekolojik tasarım kriterleri doğrultusunda ekolojik malzemeler ile oluşturulmuş, farklı biçimlenişlere sahip tasarımlardır. Bazı yapılarda organik ve modern mimarlık etkileri görülmekteyken, bazılarında klasik ve geleneksel mimarlık izlerine rastlanmaktadır. Teknoloji gelişmelerine bağlı olarak Hareket Edebilen Ev (Movable House) projesi üretilmiştir. Auroville Ekoköyü enerji kaynakları sayesinde Hindistan’daki en önemli enerji merkezi haline gelmiştir. Mekân tasarrufları ve enerji kayıplarını azaltmak amaçlı ortak kullanım binaları mevcuttur. Bunlardan biride Solar Mutfak (Solar Kitchen)’tır. Auroville Ekoköyü bu planlama yaklaşımı ile 2003 yılında “Ashden Sürdürülebilir Enerji Ödülü” diğer bir adla “Yeşil Oscar” ödülünü almıştır. Auroville Ekoköy’ünde yaşayan hiç kimse bireysel mülk sahibi değildir. Ortak mülkiyet anlayışı benimsenmiştir. Dinsel ritüeller yoktur, meditasyonu bir inanç sistemi olarak görmezler. Yerleşimde yaşayanlar, meditasyonu kendilerine nasıl fayda sağladığını anlamak konusunda bir bilim olarak görmektedirler (Meier, 2006). Auroville Ekoköyü multi-kültürel bir yapıya sahiptir. Bu nedenle UNESCO tarafından “geleceğin evrensel şehri” ilan edilmiştir. (Tablo 5) c. Arcosanti, Arizona (1970) Arcosanti, 1970 yılında Paolo Soleri tarafından Arizona çölünün ortasında tasarlanmıştır. Günümüzde yazın 80, kışın 60 kişi aktif olarak yaşamaktadır. Arcosanti ekoköyü amfitiyatro, kafeler, gökyüzüne açık çatısız yapılar, yenilenebilir enerji kaynakları ile ısıtılan seralar vb. birçok mekân ve yapıdan oluşan ideal bir yerleşim alanı olarak tanımlanmaktadır (Şekil 10). Arcosanti Ekoköyü kentlerin eşit olmayan toplumsal yapılarına, ekolojik olmayan yaşam tarzlarına ve yapılarına sürdürülebilir ve eşitlikçi bir yaşam önerisi sunmaktadır (Asımgil, 2017). Arcosanti’yi tasarlarken insanların ihtiyaçlarını karşılamak için kentsel imkânları ekolojik çerçeve içerisinde sunan doğal yaşam alanları önermektedir. Bu nedenle insanların kent yaşamından sıkılıp yaklaşık yılda 50.000 kişinin ziyaret ettiği Arcosanti Ekoköyü kentsel laboratuvar olarak tanımlamaktadır (Doğan, 2018). Şekil 10,11,12. Arcosanti Ekoköyü, Güneş Alan Bölgelerdeki ve Yapılardaki Güneş Panelleri (http://www.solaripedia.com/13/62/5516/arcosanti_solar_thermal.html) Arcosanti yerleşimine enerji üretimi için yenilenebilir enerji kaynağı olan güneşten yararlanılmaktadır. Yerleşim içerisinde güneş panelleri, güneş alan bölgelerde ve birçok yapının çatısında konumlanmaktadır. Arcosanti Ekoköyü, maksimum iki veya üç katlı yapılardan oluşan, banliyö yaşamı savunan ve geleneksel yapım teknikleri ile inşaa edilmiş yapılardan oluşmaktadır. Yapıların ısıtılması, soğutulması, aydınlatılması yalnızca güneşten üretilen elektrik enerji ile değil, tasarlanması aşamasında alınan mimari kararlar sayesinde doğal yolarlar sağlanmaktadır. Birçok yapı kendi bünyesinde bulunan enerji sistemleri ile güneş enerjisinden ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisini elde etmektedir. (Şekil 11,12) Arcosanti Ekoköyü’nde tarıma dayalı üretim yapılmaktadır. Konutların etrafında bulunan bahçelerde düzenlenen seralarda, insanlar kendi sebze ve meyvelerini üretmekte ve temel gıda ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Ulaşımda yaya ve bisiklet tercih edilmektedir. Sosyal yapıdaki en önemli amaç sınıfsal farklılıkları ortadan kaldırmaktır. (Tablo 6). http://www.solaripedia.com/13/62/5516/arcosanti_solar_thermal.html) The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1282 d. Ithaca Ekoköyü, EVI, ABD, (1991) Ithaca Ekoköyü, Jan Bokaer ve Liz Walker tarafından 1991 yılında, Kuzey Amerika da Ithaca Kentine yaklaşık 1.2 kilometre uzaklıkta temelleri atılmış yaşanabilir alanlara benzer tasarımların kolaylıkla yapılabilmesi ve tekrarlanabilmesi adına önemli bir yerleşim modelidir (Şekil 13). Ekoköyde halen 160 kişi sürdürülebilir ve ekolojik bir yaşama devam etmektedir (Walker, 2005). Isınma için yenilenebilir enerji ve pasif sistemlerin kullanıldığı örnekler mevcut, ulaşım, var olan arabaların ortaklaşa kullanımı için oluşturulan bir havuz üzerinden ilerlerken, toplu taşıma hibrit ve bitkisel yağlarla çalışan araçlar ve bisiklet ile sağlanmaktadır (Ovalı, 2007). Ekoköyde yaşayan toplum ile çevre arasında; doğa ve insan ruhunun birleştiği, doğada yaşamın gündelik yaşam aktiviteleri ile bütünleştiği ve bu yaşama biçiminin nesilden nesile aktarılmaya çalışıldığı bir yaşama biçimi benimsenmiştir (Kirby, 2003). Şekil 13,14,15. Ithaca Ekoköyü, Yeşil Doku ile Kaplanmış Sokak Görüntüleri (https://ithacavoice.com/2016/12/ecovillage-ithaca-serves-sustainable-example-students/) (https://inhabitat.com/ecovillage-at-ithaca-offers-sustainable-living-in-a-community- setting/)(https://www.landscapeperformance.org/case-study-briefs/ecovillage-at-ithaca) Ekoköy, bölgenin mevcut topografyasına müdahale etmeden, doğal bitki örtüsü ve ormanları korumak amacıyla inşaat edilmiştir. (Şekil 14,15) Bu nedenle köy yerleşimi içerisinde sık sık yeşil alanlara ve bahçelere yer verilmiştir (Striney, 2000). Ithaca Eko köyünde ortak kullanımlı alanlar, çok amaçlı evler ve üç mahalleden oluşmaktadır. Mahalleler FROG, SONG ve TREE olarak adlandırılmaktadır. FROG mahallesi tasarlanan ve uygulanan ilk mahalledir. SONG mahallesinde yapıların tümü yeşil bina sistemleri ile uygulanmıştır. Yapıların inşaatında kendi kendine gelişen (Self- Development) bir yapım modeli kullanılmıştır. Bu model esnek yapı tasarım imkânları sunmaktadır. Böylece yapıyı kullanan kişiler kendi ihtiyaçları doğrultusunda yeni ekleme ve çıkarmalar yaparak yapıları genişletebilmekte ya da küçültebilmektedir (Dawson 2006). En son tasarlanan ve halen gelişmekte olan mahalle ise TREE’dir. Ithaca ekoköyünde haftanın her günü farklı evlerde bir araya gelip ortak iş paylaşımı yapılarak ekoköyün sosyal sürdürülebilirliği sağlanmaktadır. Franke’ye göre, bu sayede insanlar kendilerini yalnız hissetmemekte ve madde bağımlılığı yaşamamaktadır (Franke, 2012) (Tablo 7). e. Ökodorf Sieben Linden Ekoköyü, Almanya (1997) 1997 yılında, bir grup ekolojist tarafından Ökodorf Sieben Linden Ekoköyü’nün temelleri atılmış, Almanya’nın doğusunda Altmark şehrinde Popau adındaki bir köyün yakınında, 82 hektarlık arazi üzerine kurulmuştur (Dawson, 2006, Andreas, 2012) (Şekil 16). 2012’deki nüfuz sayımına göre Sieben Linden ekoköyünde çeşitli inanç ve yaşam kültürüne sahip 135 kişi ortak bir bilinç ve amaç doğrultusunda birlikte yaşamaktadır. Ekoköyün uygulama aşamasında ilk olarak, merkezde bulunan eski binalar düşük enerjili yapı standartlarına uygun hale getirilmiştir (Şekil 17). Yerleşim birçok tasarımcı tarafından ekolojik deney alanı olarak da kullanılmakta, kendi kendine yeten eski ve yeni yerleşim yerlerinin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Çok küçük bir ayak izi bırakmak amacıyla ekoköylüler, odun ve kerpiç gibi yerel malzemeyi kullanarak ekolojik kurallarla, elektrikli alet kullanmadan beygir gücünden yararlanarak binalarını inşa etmişlerdir. Bu köyün elektrik ve ısınma http://www.yesilist.com/wp-content/uploads/2015/09/EC12262_Fb.gif Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1283 enerjisi yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmaktadır (Şekil 18). Köyün sebze ihtiyacının %75’i köylülerin kendi üretimidir (Oktay, 2007). Şekil 16,17,18. Sieben Linden Ekoköyü Fotovoltaik Panellerinin Kullanım Alanları (http://www.ecovillagenews.org/wiki/index.php/What_We_Can_Learn_from_Ecovillage_Sieben_ Linden) (https://www.imago-images.de/search?suchtext=Oekodorf%20Sieben%20Linden) (https://siedlungen.eu/galerien/fotogalerie-2016-oekodorf-sieben-linden/sony-dsc-3) Sieben Linden Ekoköyü, kanalizasyonlarına bağlı atık su arıtma sistemleri sayesinde elde ettikleri su tarım alanlarının ve yeşil alanların sulanmasında geri kullanılmaktadır. Aynı zamanda kompost tuvalet sistemleri kullanarak elde edilen kompostlar organik tarım toprakları için gübre oluşturmaktadır. Sieben Linden Ekoköyü’nde ulaşım yaya, bisiklet ve at arabaları ile sağlanmaktadır. Bu nedenle tüm sosyal alanlar yaya yolları ile çevrelenmiştir. Yerleşim yeri içerisine araç girememektedir. Herkes yönetimde eşit haklara sahiptir ve fikirlerini özgürce dile getirmektedir. Avrupa’da bulunan ekoköy gibi yerlerde yaşam sürdüren toplulukları konu alan yazıların paylaşıldığı Eurotopia adlı dergiyi yöneten kişiler Sieben Linden ekoköyünde yaşamaktadır. Sieben Linden ekoköyünde yönetim biçimi zaman içerisinde değişerek şekil almış, her hafta yapılan karar verme toplantıları daha sonra ayda bir kez yapılarak devam etmiştir (Tablo 8). f. Govardhan Ekoköyü, Hindistan (2003) Govardhan Ekoköyü ISKCON Chowpatty öncülüğünde 2003 yılında yaklaşık 95 kişinin yaşamasıya Hindistan da kurulmuş bir yerleşimdir. (Şekil 19) Govardhan Ekoköyü’nde enerji kullanımı değişiklik göstermektedir. Yerleşim içinde kırsal alanlara özgü alternatif kaynaklar benimsenerek, karbon ayak izini en aza indirgenmiştir. Çoğunlukla elektrik enerjisi için gerekli enerji biyogazdan sağlanmaktadır. İnek gübreleri ve diğer yiyecek atıklarıyla çalışan bir biyogaz tesisi kurulmuştur. Yapılarda malzeme olarak sıkıştırılmış toprak, ahşap gibi yerel ve doğal malzemeler kullanılmaktadır. Govardhan Ekoköyü, bir işlemden elde edilen atık malzemeyi başka bir işlem için hammadde olarak kullanmaya yönelik, doğanın yerleşik mekanizmasını kullanan “Simbiyotik Geri Dönüşüm” adlı teknik bir sistem oluşturmuştur. Govardhan Ekoköyü’nde temiz su ihtiyaçlarını yeraltı sularından sağlamak olup, köyde bulunan yapılar bölgesel iklime bağlı olarak çapraz havalandırmayı sağlamak ve rüzgârdan yararlanmak için yüksek zemin üzerine inşaat edilmektedir. (Şekil 20,21) Ekoköyde yaya ve bisiklet ulaşımı tercih edilmektedir. http://www.ecovillagenews.org/wiki/index.php/What_We_Can_Learn_from_Ecovillage_Sieben_Linden) http://www.ecovillagenews.org/wiki/index.php/What_We_Can_Learn_from_Ecovillage_Sieben_Linden) https://www.imago-images.de/search?suchtext=Oekodorf%20Sieben%20Linden) The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1284 Şekil 18,19,20. Govardhan Ekoköyü Zeminden Yükseltilmiş Yapı Tasarımları (https://jivamuktiyoga.com/events/immersion-galtare-india/attachment/govardhan-eco- village/)(http://ardentlight.com/ministry/our-fall-from-grace-our-return-to-eden/govardhan- ecovillage/)(https://www.shutterstock.com/tr/image-photo/mumbai-india-jan-5-2018-statue- 1131938768) Govardhan Ekoköyü, yeşil alanları çoğaltmak için iki dönümlük araziyi saf ve kimyasal madde içermeyen bitkiler yetiştirmek amacıyla kullanmaktadır. Govardhan Ekoköyü’nde temiz su ihtiyaçları yeraltı sularından sağlanmaktadır. Yeraltı suları için hidrojeolojik sistemleri mevcuttur. Govardhan Ekoköyü’nün atık su arıtımında devrim niteliğinde bir teknik sergileyen Soil Biotechnology (SBT) (Toprak Bioteknolojisi) tesisi, su arıtma işlemini kimyasal içermeyen bir yöntemle yapmaktadır. Govardhan Ekoköyü’nde hayvan bakımları için bir sürü tesis bulunmaktadır. Özellikle inekler, yerel köy ekonomi sistemlerini güçlendirdikleri için sürdürülebilirlik modelinin temelini oluşturmaktadır. Govardhan Ekoköyü, sosyal düzenin sürdürülebilir olması çeşitli girişimler yapmaktadır. Bu girişimler kırsal yerleşimlere yönelik hayatları kolaylaştırma, doğal kaynakları doğru kullanma ve korunmasını sağlama, sürdürülebilir yaşam programları oluşturma, organik tarım temellerini sağlama, Hint Vedik kültürünü Vedanta ile öğrenme, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarının ekolojik çerçeve içerisinde karşılama olarak sıralanmaktadır (Tablo 9). 4. Yansıtırlık (Refleksivite): Gerçekleştirilmiş Ekotopyalar: Ekoköyler Söylemler, üreten kişi/leri ve üretildikleri toplumu yansıtırlarken, toplum ya da kişiler de o söylemleri yansıtırlar. Bu ekoköylerde mevcut olan tasarım kriterleri, ekotopya söyleminin gerçekleştiren toplumlar olarak ele alınmaktadır. Gerçekleşen bu söylemler; güneş ve rüzgâr enerjisinin elektrik enerjisi üretiminde kullanılması, üretilen fazla enerjinin depolanması, organik, yerel ve dayanıklı malzemelerin kullanılması, sentetik esaslı malzemelerden uzak durulması, suyu az tüketen, geri dönüştürülebilen ve toprakta çözünebilen malzemelerin tercih edilmesi, doğal yeşil alanların korunması ve geliştirilmesi için çeşitli çalışmaların yapılması, enerji ve su etkin peyzaj alanların tasarlanması, yağmur ve kar sularının geri değerlendirilmesi, pis suların arıtılarak geri kullanılması, düşük su tüketen tesisat elemanlarının tercih edilmesi, tuzlu suyun damıtılarak içme suyuna dönüştürülmesi, floura ve faunan korunması, ekosistem dengesinin sağlanması, karbon ayak izinin, sera etkisinin ve çevresel kirliliklerin en aza indirgenmesi, geleneksel yapım teknikleri ile doğaya uyumlu yarı müstakil veya bitişik nizam, iki veya üç katlı yapıların tasarlanması, basit geometrik formaların tercih edilmesi, modüler sistemler ile esnek mekân organizasyonlarının sağlanması, doğal fiziksel çevre verilerine minimum müdahale yapılması, konfor koşullarının doğal yollar sağlanması, toplu taşıma, bisiklet ve yaya ulaşımlarının kullanılması, fosil yakıtlı araçlar yerine elektrikli araçların tercih edilmesi, tarıma dayalı organik üretimin yapılması, tarımda kimyasal ilaçlama yerine organik gübre kullanılması, üretim ve tüketimin dengelenmesi, yeşil teknolojinin kullanılması olarak özetlenmektedir. Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1285 Tablo 4. Findhorn Ekoköyü Ekotopya Tasarım Kriterlerinin Yüzdelik Değerlendirme Şeması Tablo 5. Auroville Ekoköyü Ekotopya Tasarım Kriterlerinin Yüzdelik Değerlendirme Şeması Tablo 6. Arcosanti Ekoköyü Ekotopya Tasarım Kriterlerinin Yüzdelik Değerlendirme Şeması The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1286 Tablo 7. Ithaca Ekoköyü Ekotopya Tasarım Kriterlerinin Yüzdelik Değerlendirme Şeması Tablo 8. Ö.Sieben Linden Ekoköyü Ekotopya Tasarım Kriterleri Değerlendirme Şeması Tablo 9. Govardhan Ekoköyü Ekotopya Tasarım Kriterleri Değerlendirme Şeması %100 ekotopya olarak kabul edilen Ernest Callenbach’ın Ekotopya (1975) eserine oranla diğer ekoköy örnekleri değerlendirildiğinde; Findhorn Ekoköyü (1962) %88’lik, Auroville Ekoköyü (1968) %77’lik, Arcosanti (1970) %82’lik, Ithaca Ekoköyü (1991) %77’lik, Ökodorf Sieben Linden Ekoköyü (1997) %71’lik ve Govardhan Ekoköyü (2003) %65’lik oranda ekotopya olma özelliğine sahiptir. Aralarındaki tek fark ise, ekotopyaların hayali projeler olması ve ekoköylerin uygulanmış projeler olmasıdır. Ekoköylerin ekotopya tasarım kriterlerinin kullanım oranları %100’lük birim üzerinden değerlendirildiğinde ise enerji kullanımının %100’lük, malzeme kullanımının %100’lük, yeşil alan kullanımının %100’lük, su kullanımının %100’lük, ekosistem %0’lık çevre kirliliğinin önlenmesinin %100’lük, yapı tasarım koşullarının %100’lük, fiziksel çevre verilerinin %50’lik, konfor koşullarının %30’luk, ulaşımın %100’lük, üretimin %100’lük, teknolojinin kullanımının %50’lik, nüfusun dengelenmesinin %33‘lük, devlet yapısının %50’lik, toplumsal yapının %100’lük, sosyal düzenin %100‘lük, çalışma ve eğitim yapısının %100’lük oranlara sahip olduğu gözlenmektedir. Doğa ile uyumlu tasarlanması ve birçok ekotopya tasarım kriterine %50’lik sınır değer üzerinden %100’lük oranda sahip olması, ekoköylerin temellerinin ekotopya tasarımlarına dayandığını kanıtlamaktadır. Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1287 Tablo 10. 20. Yüzyıl ve 21. Yüzyıl Ekoköylerin Değerlendirme Şeması Findhorn Ekoköyü (1962), Auroville Ekoköyü (1968), Arcosanti (1970), Ithaca Ekoköyü (1991), Ökodorf Sieben Linden Ekoköyü (1997) ve Govardhan Ekoköyü (2003) örneklerinin sahip oldukları ekotopya tasarım kriterlerine, kullanım yüzdelerine ve ekotopya olma yüzdelerine göre değerlendirilme yapıldığında ortalama %77’lik oranda ekotopya olma özelliğine sahip olduğu sonucuna ulaşılmaktadır (Tablo 10). Bu sonuca göre ekoköylerin ekotopya tasarım kriterlerine sahip olması, ekoköylerin gerçekleştirilmiş ekotopyalar olduğu hipotezini güçlendirmektedir. SONUÇ: Günümüz 21. yüzyılda ekotopya tasarımlarına rastlanılmamaktadır. Bunun en temel nedeni Ernest Callenbach’ın Ekotopya’sı ile ortaya konan ekotopya tasarım kriterlerinin bugün düşsel tasarım kriterleri olmaktan çıkması ve uygulanabilecek niteliğe sahip olmasıdır. Ekotopya tasarım kriterlerinin tümü, dünyaca ünlü ve başarılı ekoköy örneklerinde bulunan tasarım kriterleri ile yakından benzerlik göstermektedir. Dünyada mevcut olan başarılı ekoköylerin sürdürülebilir yaşam koşullarını devam etme çabaları ve örnek olmaları konusu Türkiye’deki çalışmalara da ışık tutmalı, rehber oluşturmalıdır. Ekotopya’nın dünya örneklerinde olduğu gibi yaşanabilir ekoköylere dönüşmesini teşvik edecek projelerin eğitim ve uygulama alanlarında teşvik edilmesi geleceğe bir yatırım olarak görülmelidir. Yerel malzemelere gösterilen önemin yanında, kırsal yaşamın sürdürülebilir olma çabası ekoköyün bulunduğu iklimsel ve coğrafi konumu içerisinde kendine özgü çözüm yolları üretmeli, bu konular araştırma kaynakları ile desteklenmelidir. Giderek artan kentleşme ve yoğun nüfusun kentten köye geçişine imkan verecek sosyal yaşam koşulları da sağlanmalıdır. Çünkü ekoköyler küçük topluluklar için mükemmel bir çözüm önerisi olmakla birlikte, büyük kentlere entegre edilmesi zor yerleşimlerdir. Kentlerdeki yoğun nüfusun oluşturduğu baskıyı azaltmak, kırsalı cazip kılarak doğayla ilişki içinde yaşama fırsatı sunmaları ve bu ruhu oluşturan toplukluklar olmaları bakımından ekoköyler, dünyadaki yaşamın zarar görmesini geciktirecek önemli girişimlerin başında gelmektedir. Bu tasarımlar gerçekçi hayaller olarak var olmalıdır. Her geçen gün büyüyen çevre sorunları doğanın ve yaşanabilir ekolojik yerleşimlerin korunması ve sürdürülebilir olması, bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu gereklilik, bugün ekolojik ve sosyal sorunlarına bir çözüm modeli olarak ekoköylerin ülkemizde ve dünyada uygulamalarının hakkında bilincin sağlanması, yaygınlaştırılması ekoköy girişimlerinin artmasına katkıda bulunmaktır. The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1288 Etik Standart ile Uyumluluk Çıkar Çatışması: Yazarlar herhangi bir çıkar çatışmasının olmadığını beyan eder. Etik Kurul İzni: Bu çalışma için etik kurul iznine gerek yoktur. Finansal Destek: Bu çalışma için herhangi bir finansal destek alınmamıştır. KAYNAKÇA: Andreas, M., (2012). The Ecovillage of Sieben Linden. Environment & Society Portal, Arcadia Project, ISSN 2199-3408. Asımgil, B., (2017). Yüzyıldan Günümüze Eko-Köylerin Tanımlama Yaklaşımlarına Göre Karakteristik Özelliklerinin Saptanması, Trakya University Journal of Engineering Sciences, 18(2),2017, 95- 111. ISSN 2147–0308 Barton, H. Marcus, G. and Richard, G.(2003). Shaping Neighborhoods: A Guide for Health, Sustainability and Vitality. Taylor and Francis, Spon Press, New York, 136-144, Belge, S.Z. (2017). Ütopya ve Distopya Örneklerinde İyi Mekân ve İdeal Toplum Değerlendirmesi: Hiçbir Yerden Haberler ve Efendi Uyanıyor. Toplum ve Demokrasi Dergisi, Sayı: 11 (23), 43-58. Bellamy, E., (2011). Geçmişe Bakış- 2000’den 1887’ye, Say Yayınları, Çev: Fahri Yaraş, İstanbul, 2011. Bezel, N., (1984). Yeryüzü Cennetlerinin Sonu (Ters Ütopyalar). Say Yayınları, İstanbul, 1984. Bookchin, M. (1980). Toward an Ecological Society, Quebec, Black Rose Books Ltd.), 57-71. Bruce, S., (1999). Three Early Modern Utopias: Thomas More: Utopia / Francis Bacon: New Atlantis / Henry Neville: The Isle of Pines. New York, The United States: Oxford Press. Cabet, E., (2012). İkaria’ya Yolculuk, Çev. Ela Güntekin, Maide Selen, Say Yayınları, İstanbul, 2012. Çalışkan, O. (2004). Sürdürülebilir Kent Formu: Derişik Kent. Planlama Dergisi, (3): 33–54. Callenbach, E., 1975. Ecotopia. Berkeley, California,1975. Callenbach, E. (1994). Ekotopya. Çev.: Osman Akınhay, Ayrıntı Yayınları, Renk Yapımevi, İstanbul. Cemal, İ. (2007). Büyükkonuk’ta Turizm, Eko köy Haber. Lefkoşa, Sayı 1, 1-2. Ceylan Baba, E. (2020). İdeal Kent Arayışında Mimari Ütopyalar. YEM Yayını, İstanbul. Chuan, C. (2005). Ecological Utopia: A Study of Three Literary Utopias in the 1970s, http://homepage.ntu.edu.tw/~bcla/e_book/63/63_09.pdf. (09.01.2018). Dawson, J. (2006). (Ecovillages: New Frontiers for Sustainability) Ekoköyler Sürdürülebilirliğin Yeni Ufukları. Sinek Sekiz Yayınevi, İstanbul, 18-44 Doğan, M., (2018). Ecological Ideals, Sustainable Tourism and the Heritage Concept of an Eco-Village: The Case of Arcosanti, Taylor & Francis, 2018, 371-381. Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1289 Eaton, R. (2002). Ideal Cities, Utopianism and the (un)built Environment. New York:Thames & Hudson Inc. Fairclough, N. (2003). Analysing Discourse. London: Routledge Franke, R. W. (2012). Overview of Research on Ecovillage at Ithaca. In Andreas, Marcus and Felix Wagner, editors. Realizing Utopia: Ecovillage Endeavors and Academic Approaches. Munich: Rachel Carson Center for Environment and Society. Perspectives, No. 8:111-124. Gangopadhyay, N. and Chakrab, P., (2015). An Alternative Model of Sustainable Living: the case of Auroville in India. IOSR Journal Of Humanities And Social Science (IOSR-JHSS), Volume 20, Issue 11, Ver. V, November 2015, 38-49. Gilman, R., (1991). The Eco-village Challenge, In Context, Summer vol: 29 [http://www.context.org/ICLIB/IC29/TOC29.html] Gökçen, N., (2018). Kutsal Metinlerden Bugüne Ekotopya, İzmir Felsefe Günlükler 2017-2018 Bildiri Kitabı, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir, 2018, s.81- 104. ISBN: 978-605-85453-4-2, Sertifika No: 40147. Gür, T. (2013). “Postmodern Bir Araştırma Yöntemi Olarak Söylem Çözümlemesi”, Journal of Worlds of Turk, 5(1), 185-202. Hasol, D., (2000). Mimarlıkta Ütopya, Yapı Dergisi, Sayı:228, 62-69. Havemann, R., (2005). Yarın: Yol Ayrımındaki Sanayi Toplumu Eleştiri ve Gerçek Ütopya. Çev.: Filiz Özçelik, 1. Baskı, İstanbul: Kaynak Yayınları. Hawken, P., (1975). The Magic of Findhorn. Book Club Associates, London. Inglig, M., (1996). Findhorn Foundation: Nature Spirits and New Age Business. Chapter 11 in B. Metcalf (ed) Shared Visions, Shared Lives: Communal Living around the Globe. Findhorn Press, Findhorn, Scotland, 119-129. Jackson, H., (1998). What is an Ecovillage? Gaia Trust Education Seminar, September 1998. [http://www.gaia.org/gaia/ecovillage/whatis/] Jackson, H., R. (2002). Why the Ecovillage Movement is of Political Importance, Ecovillage Living: Restoring the Earth and Her People. (Eds: H. Jackson and K. Svensson), Green Books; Gaia Trust, Denmark, 130-132. Karaman, A., (2009). Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Eşikleri Bağlamında İstanbul Üzerine Notlar. Tasarım + Kuram MSGSÜ Mimarlık Fak. Dergisi, cilt 5, sayı 8, 1-13. Keleş, R., (2013). 100 Soruda Çevre: Çevre Sorunları ve Çevre Politikası. Yakın Kitabevi, İzmir, 2013, 185. Kirby, A. (2003). Redefining Social and Environmental Relations at the Ecovillage at Ithaca: A Case Study. Journal of Environmental Psychology, 23 (3), 323–332. https://doi. org/10.1016/S0272- 4944(03)00025-2 Kumar, K. (2006). Modern Zamanlarda Ütopya ve Karşı Ütopya. Kalkedon Yayınları, Çeviri Ali Galip, İstanbul. The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1290 Meier, J. M. A. (2006). Being Aurovilian: Constructions of Self, Spirituality and India in an International Community, [http://research.jyu.fi/jargonia/artikkelit/jargonia10.pdf] More, T., (1516). Utopia, Hasan Ali Yücel Klasikler Serisi. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çev: Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol, Mina Urgan (Mina Urgan’ın İncelemesiyle) 39-43, 191- 192. Morris, W. (2011). Hiçbir Yerden Haberler, çev. M. Alakuş, Say Yayınları, İstanbul. Oktay, D., (2007). Büyükkonuk Eko Köyünde Aktivite Binaları Dağılımı Turizm Uygulama Planlaması için Analiz ve Sentez Haritaları Çalışması, Bearing Point-DAÜ. Ovalı, P. K., (2007). Kitle Turizmi ve Ekolojik Turizmin Kavramı, Mimari ve Çevresel Etkiler Bakımından Karşılaştırılması. Megaron, YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi, cilt 2, sayı 2, 64-79. Piercy, M., (2012). Zamanın Kıyısındaki Kadın, Çev.: Füsun Tülek, 2. Basım, Ayrıntı Yayınları İstanbul, 2012. Platon, (1992). Devlet, Remzi Kitapevi, İstanbul, 396 Sevier, L. (2008). Ecovillages: A Model Life, Ecologist, 36-41. Sevinç, A. (2004). Ütopya: Hayali Ahali Projesi. Okuyan Us Yayınları, İstanbul, 72. Sobo, D. ve Hoberg, Z. (2010). Sustainable Living in Auroville, [http://www.auroville.org/research/AV Sustainability Study Project by Visiting Students.pdf] Somay, B., (1984). Towards an Open-ended Utopia. Science Fiction Studies. 11 (1): 25-38. Striney, M., (2000). Ecovillage, Ithaca, NY, Hamer Center. Talbott, J., (1995). The Findhorn Community, in Eco-villages and Sustainable Communities: Models for 21st Century Living. Findhorn Press, Findhorn, Scotland. Tandaçgüneş, N. (2011). Pazarlama İletişiminde Sürdürülebilir Tüketim Olgusuna Farklı Bir Bakış: Ernest Callenbach ve Ekotopya Yapıtı Üzerine Hermeneutik Okuma Çalışması, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi, Sayı: 41, 103-124. Tandaçgüneş, N., (2013). Ütopya. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 21-29. Thibaud, Y. (2004). Concept des Eco-villages, Passerelle Eco, [https://www.passerelleco.info/article.php?id_article=350] Tuğun, Ö., ve Karaman, A. (2014). Çekirdek Köylerin Eko Turizme Kazandırılması İçin Sürdürülebilirlik Kavramı Çerçevesinde Bir Model, Megaron, 014;9(4):321-337. Tütüncü, İ., Ç., (2015). Ekotopya “Öteki”yle Uzlaşmanın Tek Yolu Aşk Mıdır? [https://ecotopianetwork.wordpress.com/2010/09/13/ekotopya- %E2%80%9Coteki%E2%80%9Dyle- uzlasmanin-tek-yolu-ask- midir-irem-cagil-tutuncu/] Walker, L. (2005). Ecovillage at Ithaca: Pioneering a Sustainable Culture. NewSociety Publishers, Canada. Van Dijk, T. (1997). Discourse as Structure and Process (Vol. 1). Londra: Sage. Ernest Callenbach’ın Ekotopyası’nın Ekoköylerde Hayat Bulması Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi ISSN: 2146-9229 1291 Van Dijk, T. (2008). Society and Discourse. How Social Contexts Control Text and Talk. Cambridge: Cambridge University Press. Yumuşak, C., F., (2012). Ütopya, Karşı-Ütopya ve Türk Edebiyatında Ütopya Geleneği, Bilgi Dergisi, Sayı:61, 2012, 47-70. EXTENDED SUMMARY2 Research Problem: The aim of this study is to evaluate the recent status of ecotopias, which is a sub-branch of the concept of utopia, in the 21st century. In accordance with this purpose, when utopias that were shaped by the periodic developments in the 20th century were examined, it was observed that human-centered design was abandoned and replaced by nature-centered design. In this period, ‘’utopias’’ connected with the concept of ‘’ecology‘’ and formed the discourse of ‘’ecotopia’’. While literary ecological utopias written in the 20th century can be defined as ecotopia by conforming to the design criteria of ecotopia, architectural ecological utopias designed in the 20th and 21st century cannot be defined as ecological although they have ecological characteristics or are completely ecological. Research Questions: The research asked “Are today’s real ecotopias could be ecovillages?” Literature Review: The formation of the concept of ecotopia, which was introduced to the literature by Ernest Callenbach for the first time in 1975, was explained by making studies on the book ‘’Ecotopia(1975)’’. In line with the information obtained from this work, the effects of the global environmental problems and the suggestions of ecological solutions for the sustainable world on the development of ecotopia in the 20th century and ecotopia design criteria shaped by these effects have been revealed. It is stated what the last point that the ecotopias have reached in the 21st century today and their close similarities with the eco villages are explained. The word ecotopia was first used in the book Ecotopia written by Ernest Callenabach in 1975. The work of Ecotopia(1975) entered the literature as the first example of ecological utopia and it created the criteria for ecotopia design. However, the work called ‘’News From Nowhere’’ written by William Morris in 1890 has ecological features. This work is described as an unnamed ecological utopia by many utopian designers and is thought to lay the foundations of the concept of ecotopia before the work of Ecotopia (1975). The purpose of the literature review was to use two main part of framework to examine ecotopia and the relationships with the ecovillages. The researchers reviewed literature in two main areas: ecotopia and ecovillages. Methodology: While literary ecological utopias written in the 20th century can be defined as ecotopia by conforming to the design criteria of ecotopia, architectural ecological utopias designed in the 20th and 21st century cannot be defined as ecological although they have ecological characteristics or are completely ecological. 2 Uzaldı, B. and Birer, E. (2022). The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages, Urban Culture and Management, 15(3): https://doi.org/10.35674/kent.1061912 The Emergence of Ernest Callenbach’s Ecotopia in Ecovillages Urban Academy | Urban Culture and Management ISSN: 2146-9229 1292 In this context, the first step of the study method, the design criteria of the concept of ecotopia, at the stage of discourse analysis through Ernest Callenbach's "Ekotopia", the linguistic structure of the book, which is formed by expressing thinking, evaluation, interpretation, actions and interactions depending on the researcher, with appropriate contexts and concepts, is discussed. and sentences were analyzed. In the second step, which is intertextuality, it was revealed that the concept of ecotopia existed in ecological literary utopias before the ecotopia work. etc. The GEN member, which is chronologically ordered and has various ecological features, is reflected in the design features (reflexivity) of 6 important different ecovillages in the literature. The criterion sought in the selected ecovillages is whether the context is provided with the features of that period through the features of the ecotopia. Results and Conclusions: Ecotopia designs are not encountered in today that is 21st century. The main reason for this is the fact that the ecotopia design criteria set out by Ernest Callenbach's Ecotopia (1975) are no longer the dream design criteria with today's technology and it has the quality to be applied. When the current status of ecotopias is examined, it is observed that all the design criteria are closely related to the design criteria found in the world famous and successful eco village examples. The fact that eco villages are designed in harmony with nature and have 100% criteria of the ecotopia design criteria have revealed the finding that the foundations of eco villages are based on ecotopia designs. According to this finding, it is concluded that ecotopias come to life in eco villages today that is 21st century and it is concluded that eco villages can also be defined as realized ecotopias. The efforts of successful ecovillages in the world to maintain sustainable living conditions and to set an example should also shed light and guide the studies in Turkey. Encouraging projects that will encourage the transformation of Ecotopia into livable ecovillages, as in world examples, should be seen as an investment in the future.