T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ AHMET KUTSİ TECER’İN ŞİİRLERİNİN SÖZ DİZİNİ (SIKLIK-DİL-KAVRAM) YÜKSEK LİSANS TEZİ Fatih DEMİR 2000000922 Anabilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Programı: Türk Dili ve Edebiyatı Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Emre Berkan YENİ NİSAN 2022 T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ AHMET KUTSİ TECER’İN ŞİİRLERİNİN SÖZ DİZİNİ (SIKLIK-DİL-KAVRAM) YÜKSEK LİSANS TEZİ Fatih DEMİR 2000000922 Anabilim Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Programı: Türk Dili ve Edebiyatı Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Emre Berkan YENİ Jüri Üyeleri: Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL (İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi) Dr. Öğr. Üyesi Kayhan ŞAHAN NİSAN 2022 I ÖN SÖZ Şiir, bir milletin damarlarından beslenen edebî türdür. Bu damarlarda akan kan (ruh, düşünce, duygu, yaşam biçimi, kültür…) kendini şiirde bulur. Türk dilinin genel yapısına, işlenişine ve kullanılışına bakıldığında şiir için oldukça elverişli olduğu görülmektedir. Türk tarihi içerisinde binlerce şairin yaşamış olması da bu duruma örnek teşkil etmektedir. Türk edebiyatı; tarihî seyri içerisinde farklı oluşumlara, dönemlere ve anlayışlara da sahne olmuştur. Özellikle Türk şiiri, bu anlayışlardan en fazla etkilenen alan olmuştur. Türk şiiri, aynı anda birbirinden tamamen ayrı şekilde gelişen şiir anlayışlarına da sahip olmuştur. Bu farklı anlayışların en fazla görüldüğü dönemlerden biri de “Cumhuriyet Dönemi Türk şiiri”dir. Cumhuriyet Dönemi Türk şiiri birçok akımın etkisiyle şekillenmiş ve birbirinden farklı gruplardan beslenmiştir. Tez konumuz olan Ahmet Kutsi Tecer de bu dönemde eserler vermiş bir sanatçıdır. Şiirlerde kullanılan dil, gündelik dilden daha farklıdır. Şiirler; yazıldıkları dilin en ince ayrıntısını, çağrışımlarını kısacası dilin sihirli dünyasının kapılarını aralar. Şairler de kullandıkları kelimelerin tek anlamlı değil, çok anlamlı olmasına özen gösterirler. Bir dile ait olan bir şiirin, başka bir dile çevrilmesi oldukça güçtür. Çünkü her şiir kendi dilinin anlam özelliklerini taşır. Ahmet Kutsi Tecer de yaşadığı dönemim dil özelliklerini, kelimeler dünyasını eserlerine yansıtabilmeyi başarmış çok yönlü bir sanatçıdır. Türk şiiri üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda şiir üzerine odaklanıldığı gibi bu çalışmaların şair üzerine odaklanılanları da olmuştur. Şairler üzerine yapılan çalışmaların bir kısmının şairlerin sanat anlayışlarına, bir kısmının da kelimeler dünyası üzerine yapıldığı görülmektedir. Biz de çalışmamızda Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinin söz dizinini sıklık, dil ve kavram yönünden ortaya koymaya çalışacağız. Derslerini alma şansına eriştiğim, saygıdeğer hocam Prof. Dr. Vahit TÜRK’e; tez danışmanım olarak her türlü desteği veren saygıdeğer hocam Dr. Emre Berkan YENİ’ye sonsuz teşekkür ederim. Yüksek lisans eğitimimde tanıma şansı bulduğum Dr. Kayhan ŞAHAN, bana katkılarından dolayı sonsuz teşekkür ederim. Gerek lisans eğitimimde gerekse sonrasında bana kattıklarından dolayı Prof. Dr. Mehmet Mehdi ERGÜZEL, Doç. Dr. Kenan ACAR, Dr. Yavuz KÖKTAN hocalarıma teşekkür ederim. Bu günlere gelmemde emeği olan aileme sonsuz teşekkürü borç bilirim. Yüksek lisansım boyunca desteklerini esirgemeyen ve hayatıma değer katan Şükran COŞKUN, İsmail KILIÇ, Süleyman AY, Emir BİLİR, Orhan Aytuğ TOLU, Hasan ERDOĞAN ve Derya BARLIK arkadaşlarıma teşekkür ederim. Bu çalışmamda katkısı olan herkese sonsuz teşekkür ediyor, çalışmamı onlara ithaf ediyorum, Fatih DEMİR Nisan 2022 II İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ ................................................................................................................................................ I İÇİNDEKİLER ................................................................................................................................... II KISALTMALAR .............................................................................................................................. III ÖZET ................................................................................................................................................. IV AHMET KUTSİ TECER’İN ŞİİRLERİNİN SÖZ DİZİNİ (SIKLIK-DİL-KAVRAM) ............ IV ABSTRACT ........................................................................................................................................ V 1.GİRİŞ ................................................................................................................................................. 1 2. GENEL HATLARIYLA BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK ŞİİRİ ..................................... 2 2.1. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1860-1896) .................................. 2 2.1.1. Tanzimat I. Dönem Türk Şiiri ..................................................................... 3 2.1.2. Tanzimat II. Dönem Türk Şiiri ................................................................... 4 2.2. Servetifünun Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1896-1901) ............................ 5 2.3. Fecriati Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1909-1912) ..................................... 6 2.4. Millî Edebiyat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1911-1923) .......................... 7 2.5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Şiir .................................................. 8 3. AHMET KUTSİ TECER .............................................................................................................. 10 3.1. Ahmet Kutsi Tecer’in Yaşamı ......................................................................... 10 3.2. Ahmet Kutsi Tecer’in Edebî Yaşamı .............................................................. 16 3.3. Ahmet Kutsi Tecer’in Eserleri ......................................................................... 27 3.3.1. Şiirleri ....................................................................................................... 28 3.3.2. Tiyatroları ................................................................................................. 28 3.3.3. İnceleme Yazıları ...................................................................................... 28 3.3.4. Konferans Yazıları .................................................................................... 28 4.AHMET KUTSİ TECER’İN ŞİİRLERİNİN SÖZ DİZİNİ ........................................................ 29 4.1.Söz Dizininin Oluşturulmasında İzlenen Yöntem ........................................... 29 4.2.Dizin .................................................................................................................... 34 5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER ..................................................................................... 243 5.1. Sıklık................................................................................................................. 243 5.2. Dil ..................................................................................................................... 244 5.3. Kavram ............................................................................................................ 261 5.4. Değerlendirme ................................................................................................. 276 KAYNAKÇA ................................................................................................................................... 278 III KISALTMALAR A. H. T. : Abdülhak Hamit Tarhan A. K. T. : Ahmet Kutsi Tecer Ar. : Arapça C. : Cilt Çin. : Çince Far. : Farsça Fr. : Fransızca H. T. : Halk Türküsü İng. : İngilizce İt. : İtalyanca K. A. : Kişi Adı Lat. : Latince M. A. E. : Mehmet Akif Ersoy Moğ. : Moğolca Ö. A. : Özel Ad Rum. : Rumca S. : Sayfa T. : Türkçe Y. A. : Yer Adı IV Enstitüsü: Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Dalı: Türk Dili ve Edebiyatı Programı: Türk Dili ve Edebiyatı Tezli Yüksek Lisans Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Emre Berkan Yeni Tez Türü ve Tarihi: Yüksek Lisans – Nisan 2022 ÖZET AHMET KUTSİ TECER’İN ŞİİRLERİNİN SÖZ DİZİNİ (SIKLIK-DİL- KAVRAM) Fatih Demir Dil, bir milletin millet olma yolundaki en önemli yapı taşıdır. Dillerin içerdiği kelimeler, bize o millet hakkında birçok bilgi vermektedir. Dil, aynı zamanda kültürün bir taşıyıcısı ve gelecek kuşaklara aktarılma aracıdır. Şairler, bir milletin dilinin en ince noktalarını ortaya koyan kişilerdir. Kelimelere yükledikleri anlamlarla dilin şiirsel bir yapıya bürünmesini sağlarlar. Şiirsel bir anlatıya sahip olan Türkçenin, bu özelliği bürünmesinde sayısız şairin katkısı olmuştur. Bu doğrultuda çalışmamızda bu şairlerden biri olan Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinin söz dizinini sıklık, dil ve kavram yönüyle ortaya koymaya çalıştık. Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerini inceleyerek sanatçının şiirlerinde kullandığı dil, hangi kelimeleri hangi sıklıkla kullandığı, hangi kavramlara sıklıkla yer verdiği ve kullandığı kelimelerin kökenlerini ortaya koymaya çalıştık. Ahmet Kutsi Tecer’in kullandığı şiir dilinde yaşadığı dönemin edebî anlayışına dair izler bulmak mümkündür. Bu bağlamda çalışmamızda Ahmet Kutsi Tecer’in yaşadığı dönemdeki edebiyat anlayışına, sanatçının yaşamına, edebî yönüne ve şiirlerinin söz dizininin sıklık, dil ve kavram yönünden incelenmesine de yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ahmet Kutsi Tecer, Şiir, Söz Dizini, Sıklık, Dil, Kavram Bilim Dalı Sayısal Kodu: 30201 V University: T.C. İstanbul Kültür University Institute: Institute of Graudate Education Department: Turkish Language and Literature Programme: Turkish Language and Literature Supervisor: Asst. Prof. Emre Berkan YENİ, Ph.D. ABSTRACT Language is the most important constituent on the way of being a nation. The words that languages contain give us a lot of information about language and nation. Language is also a conveyor of culture and a means of transmitting it to future generations. Poets are individuals who reveal the most elaborate points of a nation’s language. Poets enable language to get a poetic structure with the meanings that attach to words. Numerous poets have contributed to this feature of Turkish which has a poetic expression. In this study, we tried to reveal all the poems of Ahmet Kutsi Tecer who is one of these poets that are mentioned, in terms of frequency, language and concept. By examining all the poems of Ahmet Kutsi Tecer, we tried to reveal the language that he used and which words he used and how often, and which concepts he frequently refers to and also we tried to reveal the origins of the words that he used.It is possible to find traces of the literary understanding of the period in which he lived in the language of poetry used by Ahmet Kutsi Tecer. In this context, in our study, Ahmet Kutsi Tecer's understanding of literature in the period he lived, the artist's life, literary aspect and the analysis of the syntax of his poems in terms of frequency, language and concept are also included. Keywords: Ahmet Kutsi Tecer, Poetry, Word İndex, Frequency, Language, Concept Science Code: 30201 1 1. GİRİŞ Millî Edebiyat Dönemi ile Türk şiirinde bir uyanış başlamıştır. Cuhuriyet’in ilk yıllarındaki Türk şiirinde bu uyanışın izlerine rastlamak mümkündür. 1923-1940 yıllarına tekabül eden Cumhuriyet Dönemi sanatçılarımız bir uyanış içine girerek yavaş yavaş dilde sadeleşme, eserlerinde günlük konuları işleme ve halkı anlatma yoluna gitmiştir. İnci Enginün, bu yıllarda eser veren sanatçıları Eskiler, Öz Şiir ve Memleket Edebiyatı gibi gruplar içerisinde değerlendirmiştir (Enginün, 2014: 30-86). Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinin tasnifi sonraki yıllarda daha farklı kollara ayrılarak şekillendirilmiştir. İnci Engünün’ün yaptığı tasniften başka tasnifler de yapılmıştır. Sonraki yıllarda yapılan tasnif örneklerinden biri şu şekildedir: “Gözlemci Gerçekçiler, Folklor Unsurlarını Şiire Taşıyanlar, Hamasî Şiirlerle Yiğitlikleri Gür Sesle Anlatanlar, Ülke Dertlerinin Halli İçin Marksizm’iTeklif Edenler, Mistik Bakışla İç Dünyayı Araştıranlar ve Yunan Mitolojisinden Hareket Edenler” (Enginün, 2014: 41-70). Kısacası Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatı ile ilgili çeşitli sınıflandırmalar yapılmıştır. Cumhuriyet Dönemi ile birlikte halk bilimi çalışmaları da hızlanmıştır. Bu çalışmaların kaynağını “öze dönüş” düşüncesi oluşturmuştur. Türk halk bilimi içerisinde çeşitlilikler barındıran bir alandır. Bu alan birçok sanatçıya esin kaynağı olmuştur. Tez konumuz olan Ahmet Kutsi Tecer de bu isimlerdendir. Yıllarca Anadolu’da yaşayan şair, Anadolu kültürünü eserlerinde yoğun olarak işlemiştir. Bu yüzdendir ki Ahmet Kutsi Tecer Memleket Edebiyatı’nı benimseyerek Folklor Unsurlarını Şiire Taşıyanlar topluluğuna dâhil edilmektedir. Halkevleri sayesinde gücünü ve sayısını arttıran folklor unsurlarını barındıran bu tarz şiirlerin çoğunlukla Tecer gibi öğretmen şairler tarafından kaleme alındığı, halk kültürü ve halk edebiyatına ilginin de yine bu öğretmen şairler sayesinde yaygınlık kazanarak sonraki nesillere aktarıldığı görülmektedir (Enginün, 2014: 51). Tez çalışmamızın ana konusu Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinin söz dizinini sıklık, dil ve kavram yönünden ortaya koymaktır. Ancak bu kısma geçmeden önce Ahmet Kutsi Tecer’in de içerisinde yer aldığı Batı etkisinde gelişen Türk şiirine 2 kısaca değinmenin faydalı olacağı inancındayız. Böylece Ahmet Kutsi Tecer’in nasıl bir edebî çevrede eserler verdiğini, hangi edebî anlayışa yakın olduğunu daha iyi kavramış olacağız. Bu bağlamda ilk olarak Batı etkisindeki Türk şiiri hakkında kısaca bilgilendirme yapacağız. İkinci bölümümüzde değineceğimiz konu, tezimizin ana kahramanı olan Ahmet Kutsi Tecer’in hayatı ve edebî yaşamıdır. Edebiyatımızın birçok türünde eser veren, edebiyatımızın önemli dergilerinde görev yapan bu usta şairin açık ve anlaşılır bir dille yazdığı şiirleri; günümüze kadar gelmiştir. Ahmet Kutsi Tecer, derin yurt sevgisi ve sanat sevgisiyle eserler ortaya koymuş; Âşık Veysel başta olmak üzere birçok sanatçının edebiyat dünyasında tanınmasını sağlamıştır. Üçüncü bölüm, Ahmet Kutsi Tecer üzerine yaptığımız çalışmada izlediğimiz yöntemin yer aldığı bölümdür. Bu bölümde yaptığımız çalışma kronolojik olarak belirttilmiş, çalışmamızın ana hatlarına değinilmiş, görsellere de yer verilmiştir. Çalışmamızın esas bölümünü oluşturan dördüncü bölümde Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerini (162 adet) inceleyerek söz dizinini sıklık, dil ve kavram yönünden ortaya koymaya çalıştık. Elde edilen 16.219 kelimeyi inceledik. Bunun yanı sıra kelimelerin şiirlerde kaç kere tekrar ettiğini yani kullanım sıklığını tespit etmeye çalıştık. Araştırmamızın son bölümünü sonuç ve kaynakça kısmı oluşturmaktadır. Sonuç kısmında elde ettiğimiz bulguları metin içi örneklerle beraber ortaya koymaya çalıştık. Kaynakça kısmında da çalışmamızın nihayete ermesinde bize yardımcı olan kaynakları alfabetik sıralama yaparak vermeye çaba gösterdik. 2. GENEL HATLARIYLA BATI ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK ŞİİRİ 2.1. Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1860-1896) Osmanlı tarihinde Batılılaşmanın ilk hareketlerinden biri olarak kabul edilen Tanzimat Fermanı’nın (1839) ilanı, yeni bir edebiyat anlayışının ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Bu dönemde Avrupa’ya öğrencilerin gönderilmesi, Avrupa’dan eğitim uzmanlarının yurda getirilmesi, matbaanın yaygınlaşması, tercüme odalarının açılması, yabancı eserlerin Türkçeye çevrilmesi gibi gelişmeler yeni edebiyatın doğmasını hızlandırmıştır. 3 Yeni ortaya çıkan edebiyat anlayışı beraberinde farklı şiir anlayışlarının oluşmasına da zemin hazırlamıştır. Türk şiiri tarihi içerisinde farklı anlayışları yansıtmıştır. Divan şiirinde, şiirimiz yüzünü Doğu’ya dönerken 19. asırla birlikte yüzünü Batı’ya dönmeye başlamıştır. Nitekim Tanzimat Devri’nde, Fransız edebiyatı ağırlıklı olarak örnek alınmış; dönemin önemli yazar ve şairleri gerek Fransız edebiyatını tanıtan yazıları gerek Fransız edebiyatından yapılan tercümeleri gerekse bu edebiyat örnek alınarak oluşturulan edebî denemeleri bu devrin dergi ve gazetelerinde yayımlamışlardır. Bu bakımdan, çağdaş Türk edebiyatının kurulup geliştirilmesindeki hizmetleri büyük değer taşımaktadır (Akyüz, 1995: 28). Anadolu sahası Türk şiiri uzun yıllar boyunca iki koldan gelişim göstermiştir. Bu iki kol divan şiiri, halk şiiridir. Türk şiirinin iki ana geleneği olan divan edebiyatı ve halk edebiyatı, bu dönemde ve sonraki dönemlerde şairleri etkilemiştir. Bu etki aynı dönemde farklı anlayışlara sahip sanatçıları da beraberinde getirmiştir. Yeni Türk şiirinin gelişmesinde bu iki yerli geleneğin dışında henüz hem şekil hem de kelime ve kavramları bakımından çok yabancı olan bir etki de Batı’dan özellikle Fransız edebiyatından gelir. Fransız şiirinden gelen hava, bu iki etkiyle birleşmiştir (Enginün, 2009: 451). Fransız şiirinin de etkisiyle 19. yüzyıl edebiyatımızda bir ikiliğin de meydana geldiğini söylememiz mümkündür. Tanzimat Dönemi’ndeki Türk şiiri, iki farklı şiir anlayışına sahne olmuştur. Bu anlayışlar Tanzimat I. Dönem ve Tanzimat II. Dönem olarak adlandırılmıştır. Bu adlandırma bu dönemdeki şairlerin şiire farklı açılardan yaklaşmalarından dolayıdır. Bu bağlamda tezimizde bu iki dönemi ayrı ayrı ele almayı uygun gördük. 2.1.1. Tanzimat I. Dönem Türk Şiiri Tanzimat I. Dönem şiirinde “Sanat, toplum içindir.” anlayışı hâkimdir. Bu anlayışı başta Namık Kemal ve İbrahim Şinasi olmak üzere birçok şairin şiirlerinde de görmemiz mümkündür. Tanzimat I. Dönem’de hak, vatan, millet, adalet, özgürlük, bilim gibi konular işlenmiştir. Namık Kemal’in Vatan Şarkısı şiiri buna örnek teşkil etmektedir. Tanzimat I. Dönem şiirlerinin bazıları şekil olarak eski lakin içerik olarak yenidir. Bu dönemde Namık Kemal tarafından kaleme alınan Hürriyet Kasidesi bunun en başarılı örneklerindendir. Tanzimat I. Dönem’de hece ölçüsü denenmiş ama ağırlıklı olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır. Nazım biriminde ağırlıklı olarak beyit tercih edilmiştir. Bu dönemde eski nazım biçimlerinin şekilsel özellikleri 4 bazı sanatçılar tarafından değiştirilmiştir. İbrahim Şinasi’nin Mustafa Reşit Paşa için yazdığı kaside bunun en iyi örneklerindendir. Tanzimat I. Dönem’de “Kafiye, göz içindir.” anlayışı hâkimdir. Tanzimat I. Dönem’de klasisizm, romantizm gibi Batı edebî akımları etki göstermiştir. 2.1.2. Tanzimat II. Dönem Türk Şiiri Tanzimat I. Dönemin aksine Tanzimat II. Dönem’de “Sanat, sanat içindir.” anlayışı hâkimdir. Bu anlayışı Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Muallim Naci gibi isimlerde görmemiz mümkündür. Tanzimat II. Dönem’de bireysel konular işlenmiştir. Özellikle Recaizade, şiirin konusunu genişletmiş; metafizik kavramları şiirlerinde kullanmıştır. Tanzimat II. Dönem’de de ağırlıklı olarak aruz ölçüsü tercih edilmiştir. Nazım birimi olarak ilk dönemdeki gibi ağırlıklı olarak beyit tercih edilmiştir. Bu dönemde de divan edebiyatında kullanılan nazım biçimleri kullanılmıştır. Tanzimat II. Dönem’de “Kafiye, göz içindir.” anlayışı vardır, bu anlayışın yanı sıra “Kafiye, kulak içindir.” anlayışını dile getiren şairler de bulunmaktadır. Muallim Naci “Kafiye, göz içindir.” derken Recaizade Mahmut Ekrem “ Kafiye, kulak içindir.” demiştir. Şiirlerde konu bütünlüğü sağlanmıştır. Tanzimat II. Dönem’de “Zerreden küreye her şey şiirin konusu olabilir.” denilerek şiirin konusu genişletilmiştir. Şiirlerde somut gerçeklik üzerinde durulmaya başlanmıştır. Şiirlere başlık getirilmiş, uyaksız şiirler de yazılmıştır. Abdülhak Hamit Tarhan’ın yazdığı Validem adlı şiir, uyaksız ilk şiir olarak anılmaktadır. Bu dönemde ilk pastoral şiirimiz olarak anılan Sahra adlı eser, Abdülhak Hamit Tarhan tarafından kaleme alınmıştır. Bu iki dönemde de Batı edebî akımlarının Tanzimat şiirinde izlerine rastlanılmaktadır. Tanzimat II. Dönem şiirinde ağırlıklı olarak romantizmin izleri vardır. Türk edebiyatı Tanzimat Dönemi ile başlayan bir kabuk değişimi içerisine girmiştir. Bu kabuk değişimine etki eden faktörler Batı’dan edebiyatımıza giren yeni edebî türler ve işlenen yeni konulardır. Tanzimat Dönemi’nde başlayan dil çalışmaları, gelecek yıllarda ortaya çıkacak olan “Millî Edebiyat Hareketi”nin habercisi durumundadır 5 2.2. Servetifünun Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1896-1901) Yukarıda sözünü ettiğimiz üzere Türk edebiyatı Tanzimat Dönemi’nden sonra bir kabuk değişimi yaşamıştır. Türk edebiyatı, Tanzimat’tan sonra Servet-i Fünun Dönemi’nde gerek zihniyet gerek temalar gerekse teknik bakımlarından tamamıyla Avrupai bir mahiyet kazanmış; bu kısacık safhanın sonunda büyük bir ilerleme göstermiştir (Akyüz, 1995: 88). Bu dönemde şairler özellikle Fransız şiirini yakından tanımışlardır. Servetifünun Dönemi, Türk şiiri üzerinde Fransız şiirinin etkisinin arttığı bir dönemdir. Şairler, şiirlerinde Fransız edebiyatını örnek almışlardır. “Sanat, sanat içindir.” anlayışıyla birlikte bireysel konular işlenmiştir. Siyasi sebeplerden ötürü sanatçılar; sosyal konulara girmemiş; daha çok şiirlerde “aşk, doğa, karamsarlık, umutsuzluk, düş kırıklığı, gerçeklerden kaçış, hayal-gerçek çatışması” gibi temalara yer vermişlerdir. Şairler; aşırı duygulu, kırılgan ve hayalci yapılarını şiirlerde kullandıkları “ah, of, ey, oh” gibi nidalarla ifade etmişlerdir. Servetifünun şairleri, şiirlerde süslü ve ağır bir dil tercih etmişlerdir. Dilimizde o güne kadar kullanılmamış Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalardan Fransızca söyleyişi yakalamaya çalışarak alışılmadık tamlamalara “berr-i zerrin (altın kar), lerze-i rûşen (ışıklı titreyiş), zulmet-i ebkem (dilsiz karanlık)…” yer vermişlerdir. Şiirlerde mecazlara, benzetmelere ve ses değeri yüksek imgeler kullanmışlardır. Servetifünun Dönemi şiirlerinde genellikle aruz ölçüsü kullanılmıştır. Aruzun dize hâkimiyeti kırılarak temaya göre bir şiirde birden çok aruz kalıbı kullanılmıştır. Divan şiiri nazım şekillerinden müstezat, daha serbest hâle getirilerek serbest müstezada dönüştürülmüştür. Bunun yanı sıra şiirlerde ağırlıklı olarak Batı nazım şekillerinden sone, terzarima, triyole, balad kullanılmıştır. Servetifünun Dönemi şiirlerinde Batı edebî akımlarının etkisini görmek mümkündür. Bu dönemde şiirlerde sembolizmin ve parnasizmin etkisinde kalan sanatçılar; bu etkiyle ses, ahenk ve musiki gücü yüksek bir şiir oluşturmuşlardır. Servetifünun Dönemi şiirlerinde Batı şiirinde kullanılan teknikler de kullanılmıştır. Örneğin, anjambman tekniği ile nazım nesre yaklaştırılırken; pitoresk tekniği ile resim altına şiirler yazılmıştır. 6 Servetifünun Dönemi’nde parça güzelliği anlayışı tamamen terk edilerek bütün güzelliğine geçilmiştir. “Kafiye, kulak içindir.” anlayışı benimsenmiştir. Şiirde ilk defa noktalama işaretleri kullanılmıştır. Mensur şiirin edebiyatımızdaki ilk örnekleri verilmiştir. Halit Ziya Uşaklıgil’in Mensur Şiirler ve Mezardan Sesler adlı eserleri bu türün edebiyatımızdaki ilk örneklerini teşkil etmektedir. 2.3. Fecriati Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1909-1912) Fecriati, bir beyanname yayımlayarak ortaya çıkan ilk edebî topluluğumuzdur. Dil, üslup ve içerik yönünden Edebiyatıcedide şiirinin devamı niteliğindedir. “Sanat, sanat içindir.” ilkesini benimsemişlerdir. Aşk, tabiat, özlem ve ölüm gibi bireysel konular şiirlerde yer almıştır. Fecriati edebiyatı, içerisinde bulunduğu II. Meşrutiyet Dönemi’ne rağmen bireysel bir sanat anlayışı ortaya koymuştur. Edebî bakımdan ilerlemeyi Fecr-i Âtîciler, “Sanat, şahsi ve muhteremdir.” cümlesiyle Servet-i Fünuncuların tecrübelerine dayandırarak sürdürmüşlerdir (Argunşah, 2009: 228). Bu bakımdan Servetifünun edebiyatından farklı olmaktan ziyade onun devamı niteliğindedir. Fecriati şiirinde sembolizmin etkisiyle gerçeklerden uzak ve sübjektif tabiat tasvirleri yapılmıştır. Sarı, turuncu, kızıl… renkler sıklıkla kullanılmıştır. Ahmet Haşim’in Merdiven şiirinden alınan aşağıdaki dizeler buna örnek oluşturmaktadır: “Sular sarardı yüzün perde perde solmakta Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta” Bu dönemde romantik ve duygusal yönü ağır basan şiirler yazılmıştır. Şiirlerde ağırlıklı olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır. Serbest müstezat geliştirilerek şiir; serbest nazma yaklaştırılmış ayrıca Batı nazım şekillerinden sone, terzarima gibi nazım şekilleri şiirlerde kullanılmıştır. Fransız şiiri örnek alınmış; sembolizm, empresyonizm ve parnasizm edebî akımlarının etkileri görülmüştür. “Kafiye, kulak içindir.” anlayışı benimsenmiştir. Arapça, Farsça kelimelerin de kullanıldığı ağır bir dil tercih edilmiştir. Ne var ki Fecriati şiiri, Türk şiirinde büyük bir etki uyandıramadan sona ermiştir. 7 2.4. Millî Edebiyat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir (1911-1923) 1908’de ilan edilen II. Meşrutiyet’ten sonra Türk dili ve Türk tarihi ile ilgili araştırmaların hız kazanması, vatan ve millet sevgisini işleyen şiirlerin sayısında da bir artış meydana getirdi. Siyasi ve sosyal alanda yaşanan gelişmeler millî bir edebiyat anlayışının ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Bu dönemde kurulan derneklerin ve yazın hayatına başlayan dergilerin; milliyetçiliğin siyasi bir akıma dönüştürülmesine, dilin sadeleştirilmesine büyük katkıları oldu. Millî edebiyat ancak millî bir dille mümkün olabilir. Millî edebiyat, bir milletin kendi diliyle meydana getirdiği edebî tecrübelerin tamamı olarak geniş manada ifade edilir. Bu ifade özel ya da dönemsel anlamıyla kendi dönemine damgasını vurmuş bir edebî anlayışla sürdürülüp temsil edilir (Argunşah, 2009: 191). Bu temsil o dönemin dil ve edebiyat anlayışını da ortaya koyar. Millî edebiyat şiirinde aruz ölçüsü ve hece ölçüsü birlikte kullanılmakla beraber, hecenin kullanımı giderek ağırlık kazanmıştır. Konu ve tema seçiminde yerli unsurlar, Anadolu coğrafyası, Türk tarihi tercih edilmiştir. Halk edebiyatı nazım biçimlerinin yanı sıra Batı’dan alınan nazım biçimleri de kullanılmıştır. Konuşma dili, yazı dili hâline getirilmeye çalışılmıştır. Sanatçıların bazıları Türkçülük akımını yaymaya çalışırken bazıları bireysel duyguları dile getirmiştir. Sade dil ve hece ölçüsüyle şiirler yazılmaya başlanmıştır. Bu şiir anlayışında görüşleriyle Ziya Gökalp, uygulamalarıyla “Beş Hececiler” etkili olmuştur. “Beş Hececiler”in Cumhuriyet Dönemi’nde de eserler vermeleri Millî Edebiyat Dönemi ve Cumhuriyet Dönemi arasında bir köprü vazifesi görmelerini sağlamıştır. Millî Edebiyat Dönemi’ndeki tüm şairler Türkçülük düşüncesi, sade dil, hece ölçüsü ekseninde eserler kaleme almamıştır. Bu dönemde yaşamalarına rağmen bağımsız özellik gösteren Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim gibi isimler de vardır. Bu isimler ağırlıklı olarak aruz ölçüsüyle eserler yazmışlardır. Millî Edebiyat Dönemi şiirinde genel olarak şiir, şu üç anlayış içerisinde değerlendirilebilir: 1. Sade Dil ve Hece Ölçüsüyle Yazılan Şiirler ( Mehmet Emin Yurdakul, Ziya Gökalp, Beş Hececiler…) 2. Saf (Öz) Şiir ( Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Haşim) 8 3. Halkın Yaşayış Tarzını ve Değerlerini Anlatan Manzumeler ( Mehmet Akif Ersoy) Millî Edebiyat Dönemi şiirinde; Nev-Yunaniler, Nayiler ve Beş Hececiler gibi edebî topluluklar da ortaya çıkmıştır. Millî edebiyat anlayışıyla birlikte Türk tarihine yönelik yapılan çalışmalar da millî bir edebiyatın doğmasını hızlandırmıştır. Bu dönemde Tanzimat Dönemi’nde ifade edilen dilde sadeleşme düşüncesi ile ilgili de somut adımlar atılmıştır. Ömer Seyfettin tarafından yazılan Yeni Lisan makalesi, bu konu ile ilgili ciddi tartışmalar başlatmıştır. Makale yayımlandıktan sonra makaledeki görüşlere bazı sanatçılar tarafından tepki gösterilse de daha sonra birçok sanatçı tarafından buradaki görüşler uygulanmaya çalışılmıştır. Bu sayede millî bir edebiyat anlayışı ortaya çıkmıştır. 2.5. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Şiir 1911’de başlayan Genç Kalemler hareketi ile Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul gibi sanatçıların başlattığı edebiyatta yenileşme ve millîleşme anlayışı; Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte neredeyse bütün edebiyatımıza damga vurmuştur. Köklü bir değişim yaşayan Türk aydını, bir yandan millî değerlerine sahip çıkmaya çalışırken bir yandan da Batı medeniyetine ayak uydurmaya çalışmıştır. Bu durum her alanda olduğu gibi şiiri de etkilemiştir. Türk şiiri, Tanzimat Dönemi’nden bu yana yenileşme arayışlarına girmiştir. Yenileşme arayışları, asıl meyvelerini Cumhuriyet Dönemi’nde vermiş; Çağdaş Türk şiirinin özgün metinleri bu dönemde ortaya konulmuştur. Bunun temel nedenlerinin başında, Cumhuriyet Dönemi’nin değişikliklere ve yeniliklere en açık dönem olması gelmektedir. Bu yenilikler oluşan ortamla da hız kazanmıştır. Bu kısa dönemde birçok topluluğun ortaya çıkması bunun en açık kanıtıdır. Şairlerin; genel olarak artık geleneğin önlerine koydukları kalıplardan kurtulup şiirinin içeriğiyle biçimi arasındaki sıkı bir bağlantı kurma çabası, içine girdikleri ve “Her yeni öz, biçimini de beraberinde getirir.” ilkesinden hareket ettikleri görülmektedir. Bu düşünce, bir nevi biçimin içeriğe ait olduğunu da göstermektedir (Geçgel, 2006: 1). Biçimle içeriğin arasındaki uyum da bu dönemde sağlanmıştır. 9 Cumhuriyet Dönemi’nde şiir, farklı anlayışlar ekseninde gelişim göstermiştir. Bu anlayışların bir kısmı birbirine benzer özelliklere sahipken bir kısmı ise apayrı özellikler sergilemiştir. Bu şiir anlayışları genel hatlarıyla şu şekildedir: 1. Öz Şiir Anlayışını Sürdürenler ve Yedi Meş’aleciler (1920-1940) 2. Serbest Nazım ve Toplumcu Şiir (1920-1940) 3. Millî Edebiyat Zevk ve Anlayışını Sürdüren Şiir (1920-1950) 4. Garip Hareketi [I. Yeni (1940-1950)] 5. Serbest Nazım ve Toplumcu Şiir Anlayışını Ön Plana Çıkaran Şiir (1940- 1960) 6. Garip Dışında Yeniliğini Sürdüren Şiir (1940-1960) 7. Maviciler (1950) 8. Hisarcılar (1950) 9. İkinci Yeni Şiiri (1950-1965) 10. Dinî ve Millî Duyarlılığa Bağlı Şiir 11. İkinci Yeni Sonrası Serbest Nazım ve Toplumcu Şiir (1960-1980) 12. 1980 Sonrası Şiir 13. Cumhuriyet Dönemi Halk Şiiri 1923-1940 arası dönemde Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi şairler şiirlerinde aruzu kullanırken bu dönemde ağırlıklı olarak hece ölçüsü kullanılmıştır. 1940’lı yıllardan sonra daha çok serbest ölçüyle şiirler yazılmıştır. Cumhuriyet Dönemi Türk şiirinde siyasi ve sosyal dalgalanmalara, olaylara şiirlerde yer verildiği gibi bireysel konulara da şiirlerde yer verilmiştir. Batı şiirindeki edebî akımlar, bu dönemde de Türk şiirinde etki göstermiştir. Tez konumuz olan Ahmet Kutsi Tecer, Cumhuriyet Dönemi Türk şiiri içerisinde yer almaktadır. Ülkü dergisinin idaresini üstlendikten sonra Tecer’in folklora ve halk kültürüne daha çok ağırlık verdiği görülmüştür. Tecer, şiir yazmaya ise mensur ve manzum memleketin her meselesi ve folkloruna değinerek Cumhuriyet’ten beslenen Dergâh dergisinde başlamıştır. Özellikle folklor unsurlarına şiirlerinde ağırlık verse de didaktik şiirlerinin yanında Tecer’in çok duygulu, lirik şiirler de kaleme aldığı görülmektedir. Hemen hemen bütün güldestelerde yer alan Nerdesin bu lirik şiirlerine örnek teşkil etmektedir (Enginün, 2014: 51). Sanatçıyı, şiirlerinin gerek yapısı gerek konusu gerekse şiir anlayışıyla 10 “Millî edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiir” içerisinde değerlendirmemiz mümkündür. Nitekim çalışmamızın bundan sonraki bölümlerinde Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinin dizini (sıklık-dil-kavram) ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Ancak öncelikli olarak sanatçıya dönük eleştiri bağlamında bir şairin biyografik verilerinin edebî yaratıcılığında oynadığı rolün büyüklüğünü göstermesi bakımından öncelikle Tecer’in yaşamı üzerinde durulacaktır. 3. AHMET KUTSİ TECER 3.1. Ahmet Kutsi Tecer’in Yaşamı Çok yönlü sanatçı kişiliği, çeşitli kurum ve kuruluşlardaki başarılı ve verimli çalışmaları, eğitimciliği, kültürel faaliyetleri, şairliği, tiyatro yazarlığı ve folklor araştırıcılığı ile Cumhuriyet Dönemi Türk yazınının ve düşünce hayatının önemli figürlerinden birisi olan Ahmet Kutsi Tecer; 4 Eylül 1901’de Kudüs’te doğmuştur. Babası Abdurrahman Efendi, annesi ise Hatice Hanım’dır. Aslen Eğin kazasının Geşo köyünden olan aile Abdurrahman Efendi’nin görevinden ötürü Kudüs’tedir. Babası oğluna Ahmet adını vermiştir. Bulundukları yere izafeten ve “Kudüslü” anlamına gelen “Kudsî” kelimesini Ahmet kendine ikinci ad olarak ekleyince Ahmet Kutsi adıyla tanınmıştır. Kudüs’te başladığı eğitim hayatına babasının tayininin Kırklareli’ne çıkması sebebiyle ilk eğitim kademesini Kırklareli’nde tamamlayan Ahmet Kutsi, ortaöğrenimini de aynı kentte tamamladı. Liseyi Kadıköy Sultanisinde okudu, 1922’de Halkalı’daki Ziraat Mekteb-i Âlisinden mezun oldu. Parasız yatılılık sınavlarını kazanarak İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak İstanbul Üniversitesinde okumaya başladı. Burada iki sene okuduktan sonra okulun sağladığı burs ile biyoloji eğitimi almak için Paris’e gönderildi. Ancak Tecer, burada biyoloji okumak yerine felsefe okumayı tercih etti. Buradan herhangi bir öğrenim belgesi alamadan yurda döndü. Fransa’da yarım bıraktığı felsefe öğrenimini İstanbul Üniversitesinde 1929’da tamamladı. Ahmet Kutsi Tecer, 1930 yılında çalışma hayatına öğretmen olarak başladı. Çeşitli illerde öğretmenlik yaptıktan sonra Sivas’ta il millî eğitim müdürü oldu. 1934 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Tecer; edebiyat öğretmenliği, Millî Eğitim 11 Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği, Adana ve Urfa’dan milletvekilliği, Halkevleri müfettişliği, Paris’te kültür ataşeliği, Güzel Sanatlar Akademisinde öğretim üyeliği gibi ülkemize sayısız hizmetler verdi. Ölümünden sadece bir yıl önce emekli oldu. Tüm bu anlatılanlar; Tecer’in çalışkan yapısıyla dikkat çeken, nadir ve değerli sanatçılarımız arasında yer aldığına işaret etmektedir. (Kurdakul, 1973: 377). Tecer, çalışma hayatında da çok yönlü kişiliğini ortaya koymuştur. Halk adamı olma özelliğini çalışma hayatında da sürdürmüştür. Tecer, yakın arkadaşı Ahmet Hamdi Tanpınar ile 1930 senesinde Görüş adlı bir edebiyat ve tenkit dergisi çıkarır. Tecer, Sivas’a tayin olduktan sonra dergiyi Sivas’ta tek başına çıkarmaya devam eder lakin bu çok uzun sürmez. Ahmet Kutsi Tecer, çevresi tarafından sevilen ve saygı duyulan bir sanatçıdır. Tecer’in Anadolu gezilerinde yanındaki arkadaşlarından Halil Bedii Yönetken, Tecer için şu ifadeleri kullanmıştır: “Ahmet Kutsi Tecer denilince her şeyden önce müstesna insanlık kişiliği ile çok şefkatli, çok vefalı bir arkadaş ve bir insan hatıra gelir. İstanbul Açıkhava Tiyatrosunda tertiplenen Halk Oyunları Festivallerini yerlerinde hazırlamak üzere 1955’ten beri onunla yaptığımız inceleme gezilerinde ondan gördüğümüz yakın ilgiden dolayı kendisine karşı sonsuz minnet borcumuz vardır. O; folklor gezilerinde, halka karşı daima büyük sevgi ve saygı göstermiştir. Sohbetine doyum olmazdı. Karşısındakini âdeta büyüleyen bir varlığa sahipti. Konuşmaları espri dolu, çok kültürlü bir insandı. İri cüssesi, taşkın neşesi ile etrafını hemen kendine çeken bir güce sahipti.” (Yönetken, 1967: 4524). Tecer’in Sivas yılları, sanatçının halk kültürünü daha yakından tanımasını sağlamıştır. Sivas, onun sanat anlayışına ve düşünce dünyasına yepyeni bir ufuk açmıştır. Tecer’in, halk bilimini yeni bir iklim gibi keşfettiğini söylemek çok da yanlış olmaz. Sivas, Ahmet Kutsi Tecer için çok özel bir yere sahiptir. Burada halk bilimi kaynaklarını doğrudan gözlemleme şansı bulmuştur. Folklor araştırmalarına Sivas’ta geçirdiği yıllardan sonra hız vermiştir. “Tecer” soyadını da bu sırada almıştır. Sivas’ın Deliktaş köyünde doğduğu için o yörede “Deliktaşlı Ruhsati” diye tanınan şairin şiirlerini çok sevmiş olan Ahmet Kutsi; Ruhsati’nin doğup büyüdüğü, yanında, yöresinde güzel günler geçirdiği Tecer Dağı’ndan etkilenerek bu soyadını tercih etmiştir (Özbalcı, 2007: 21). 12 Tecer, Sivas yıllarında birçok organizasyona imza atar. Tecer, bunlardan en önemlisi “Halk Şairleri Bayramı”dır. 1931 yılında Sivas’ta “Halk Şairleri Bayramı” düzenlenmesine öncülük eder. 5 Kasım 1931 tarihinde başlayıp tam üç gün bir halk şiiri ve folklor şöleni hâlinde geçen bu bayram, başta Âşık Veysel olmak üzere, Revâni, Suzâni, Âşık Süleyman, Âşık Yusuf gibi Sivas yöresine mensup birçok ozanın tanınmasını sağlamıştır. (Özbalcı, 2007: 22). Bu organizasyonlar, birçok şairin tanınmasını sağlamasının yanı sıra halk şiirinin sesini daha geniş kitlelere duyurmasını sağlamıştır. Ahmet Kutsi Tecer, Sivas yıllarında bazı derneklerin de kurulmasında pay sahibidir. Örneğin, Ahmet Kutsi Tecer “Halk Şairlerini Koruma Derneği”nin kurulmasına da öncülük etmiştir. Eflatun Cem Güney Türk Folklor Araştırmaları Dergisi (A. K. Tecer Özel Sayısı) C.2.nr.218 1 Eylül 1967 tarihinde yazdığı Tecer Dağı Yıkılır mı? adlı eserinde Ahmet Kutsi Tecer’in şu ifadesine yer vermiştir: “Cumhuriyet; millî eğitimi geniş kitleleri eğitmek, onlara yurt ve medeniyet bilgisi vermek için uğraşırken halk kültürünün terbiyedeki öneminden haberdar olmalı ve bundan faydalanmalıdır.” Sivas yılları sanatçının halk kültürünün, şiirinin kuvvetli bir şekilde ortaya koyulmasına yöneliktir. Bu anlayışta Cumhuriyet ile gelişen “halka yöneliş” düşüncesinin de büyük önemi vardır. Verimli geçen Sivas yıllarının ardından Tecer Ankara’ya döner. 1934 yılında Millî Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim Şube Müdürü olarak Ankara’ya dönen Tecer, yedi yıl sürecek olan bu görevi esnasında Gazi Lisesinde felsefe; Gazi Eğitim Enstitüsü’nde ise Türkçe kompozisyon dersleri okutmuştur. Tüm içinde bulunduğu bu görevlerinin yoğun temposuna rağmen Sivas’ta yüreğine işleyen âşık edebiyatından asla kopmamış, Ankara’da halk kültürünü araştırma ve halk şairlerini teşkilatlandırma çalışmalarını ayrı bir heyecan ve coşkuyla yürütmüştür. Tecer, bu alanda fikirlerine önem verdiği değerli ve uzman kişilerle birlikte hareket etmiş; pek çok atılım yapmış ve yeniliklere imza atmıştır (Özbalcı, 2007: 26). Halk şiirinin gelişim göstermesi için çabalar göstermiş; bu alanda yapılan çalışmalara, etkinliklere destek vermiştir. Tecer’in hayatında önemli şehirler vardır. Bu şehirler bazen bir duraktır Tecer için bazense bir konak. Edirne, Tecer için önemli bir şehirdir. İlk olarak çocukluğunda babasının görevi sırasında geldiği bu şehre daha sonra 1957 yılında 13 tekrar gelmiştir. Bir süre yaşadığı bu şehirle ilgili yedi tane şiir kaleme almıştır. Bu şiirler şunlardır: Bir Gün Edirne’ye Gelirsem, Muradiye’de Akşam, Şehri Gezerken, Ağaçla Sarmaşık, Selimiye’nin Minareleri, İstanbul Yolundan Selimiye, Kırkpınar’da Edirne adlı şiirlerdir (Topaloğlu, 2007: 194). Tecer, milletvekilliği döneminde Halkevlerinde de çalışmıştır. 1943-1946 yılları arasındaki bölümünde Tecer, Halkevleri Büro Şefi olarak çalışmıştır. 1946 yılında milletvekilliği sona erince Gazi Eğitim Enstitüsü felsefe öğretmenliğine, 1948 yılında ise Devlet Konservatuvarı Türk edebiyatı öğretmenliğine atanmıştır. Fakat Tecer, hangi görevde olursa olsun Sivas’ta başladığı folklor araştırmalarını asla aksatmamış; yurt gezileri yaparak Türk el sanatlarını yakından tanımaya çalışmıştır (2007: 26-27). Anadolu’da gezdiği birçok yerde folklorik numuneleri derlemiş, eserlerinde onlara yer vermiştir. Tecer’in Devlet Konservatuvarındaki görevi sırasında folklor çalışmalarına yoğunlaşarak bu çalışmalardan asla kopmadığını Timuroğlu şu şekilde ifade etmiştir: “Ahmet Kutsi Tecer, Devlet Konservatuvarına atandı. Bu görevini sürdürürken folklorumuz üzerindeki araştırmalarını da yoğunlaştırmıştır. Halil Bedi Yönetken’le birçok gezi düzenlemiş ve yeni bulgularda bulunmuştur. Bu arada, Soma’nın Torkala köyünde yapılan ayakkabıların yapılış biçimleriyle yakından ilgilenmiş, Zara köylüklerindeki mezar taşlarının üzerinde bulunan resimleri ilgililere duyurmayı da başarmıştır.”(Timuroğlu, 1980: XXXIV-XXXV). Timuroğlu’nun dedikleri de Ahmet Kutsi Tecer’in halk kültürü ile ne kadar yakından ilgilendiğinin bir göstergesidir. Ahmet Kutsi Tecer’in çalışmaları, sadece yurt içi ile sınırlı değildir. Tecer, yurt dışında olduğu zamanlarda da çalışmalarını sürdürmüştür. Halk kültürüne yaptığı katkılar yurt dışında da devam etmiştir. 1949 yılında Paris Türk Kültür Ataşesi olan Tecer, burada Paris Millî Kütüphanesinde bulunan Türkçe yazmaları incelemiş; Cezayirli Türk halk şairlerinin şiirlerini gün yüzüne çıkarmıştır. 1950 yılında Tecer, UNESCO’da İcra Komitesi Türk Delegesi olmuştur. Aynı zamanda Milletlerarası Tiyatro Teşkilatının da üyesi olup merkez toplantılarında konuşmalar yapan Tecer, 1961 yılında Paris'te yayımlanan "Türk Minyatürleri Albümü" adlı büyük boy bir albümün hazırlanmasında da emeği geçenler arasında bulunmaktadır (Özbalcı, 2007: 27-28). 14 Yurt dışında görev yaptıktan sonra Tecer, tekrar yurda dönmüştür. 1951’de Paris'ten döndükten sonra sırasıyla; Galatasaray Lisesi edebiyat öğretmenliği, 1953'ten itibaren aynı zamanda İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk tiyatro ve tarih dersleri öğretmenliği görevlerinde bulunmuştur. Bu görevlerine devam ederken bir yandan da 1954 yılında başlamak üzere İstanbul Sanat ve Edebiyat Dergisi'nde uzun yıllar içerisinde yaşayıp tanıdığı halkı ve onun edebî ürünleri hakkında -halk tiyatrosu, halk oyunları ve halk türküleri konularında- bir seri makale neşretmiştir. 1957 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik dersleri vermeye başlayan Tecer, bu esnada konservatuvardaki derslerine de devam etmiştir. Meslek hayatındaki tüm bu hizmetlerine ilaveten ayrıca, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsünde öğretim üyeliği; İstanbul Radyosu Eğitim Bölümünde ise Halk Edebiyatı ve Türk Tarihi dersleri okutmuştur (2007: 27-28). Tecer, farklı alanlarda görev alsa da halk bilimi ile olan bağlarını hiçbir zaman koparmamıştır. Halk kültürünü konu alan eserleri de bunu göstermektedir. Tecer’in, 1942 yılında Millî Eğitim Bakanlığındaki görevi değişmiş; aynı bakanlıkta Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi olarak görev almıştır. Bunun dışında ayrıca 1941 ara seçimlerinde Adana ve 1942 genel seçimlerinde Urfa’dan milletvekili seçilmiş olup; milletvekilliği görevinde 1946 yılına kadar devam etmiştir. Milletvekilliği yaptığı döneme tekabül eden 1941-1945 yılları arasında Halk Evleri Genel Merkezinin yayın Organı olan Ülkü dergisinin yazı işleri görevini yürütmüştür. Derginin 1 Ekim 1941’de çıkan sayısı onun ve arkadaşlarının imzasını taşımaktadır (2007: 26-27). Derginin uzun yıllar yönetiminde yer almıştır. Ülkü dergisinde yazdığı yazılarla, şiirlerle de okurlarına seslenmiştir. 1937 senesi Tecer’in hayatının dönüm noktalarından biridir. 13 Aralık 1937 tarihinde meslektaşı coğrafya öğretmeni Meliha Hanım’la hayatını birleştiren Ahmet Kutsi Tecer ve Meliha Tecer’in Mehmet ve Leyla adlarında iki çocukları olmuştur. Leyla Tecer, Devlet Tiyatrolarında yıllarca görev yapmış ve buradan emekli olmuştur. Oğlu Mehmet Tecer’in Umut Ahmet Tecer ve Utku Suphi Tecer adında iki oğlu vardır. Meliha Hanım 1979 yılında emekli olmuş, 2005 yılında ise vefat etmiştir. Mehmet Tecer ise 2013 yılında vefat etmiştir. Ahmet Kutsi Tecer, hakkında merak edilenlerin olduğu bir sanat adamıdır. Bu merak edilenlerin aydınlatılması için de çalışmalar yapılmıştır. Bu araştırma 15 yapanlardan biri de Türkolog Sermet Sami Uysal’dır. Uysal, Tecer ailesini Kadıköy’deki evlerinde ziyaret ederek onlarla söyleşi yapmıştır. Bu röportaj ekseninde başta Ahmet Kutsi Tecer ile eşi Meliha Tecer’in nasıl karşılaştıkları, Ahmet Kutsi Tecer’in nelere ilgi duyduğu, mizacı… ile ilgili merak edilenler cevaplanmıştır. Meliha Hanım AKT ile karşılaşmalarını şu şekilde ifade etmiştir: “Edebiyat Fakültesine 1933-1934 ders senesinde girdim. Ve hiç sene kaybetmeden bitirdim. Ben talebe iken hocamız İbrahim Hakkı, Ankara coğrafyasını tetkik için beni oraya gönderdi. O zaman Yüksek Tedrisatta şube müdürü olan Kutsi Bey’i, bir müşkülüm için ziyaret ettim.”( Uysal 1954: 5). Meliha Hanım, Ahmet Kutsi Tecer’in çok kibar ve nahif bir insan olduğunu, kendisine karşı da nezaketi elden bırakmadığını belirtti. Aynı soru Ahmet Kutsi Tecer’e sorulduğunda ise Tecer; Meliha Hanım’ı görene kadar evlenmeye niyetli olmadığını, bu fikrinin Meliha Hanım’ı tanıdıktan sonra değiştiğini ifade etti. Meliha Hanım, bu karşılaşmadan sonra Tecer’i uzunca bir zaman görmediğini ama Tecer’in, hocalarından kendisi ile ilgili bilgi aldığını ve planlanan bir organizasyonda kasıtlı olarak Tecer ile bir araya getirildiklerini anlattı (Uysal, 1954: 5). Ahmet Kutsi Tecer ve Meliha Hanım ile ilgili merak edilen bir diğer husus da Meliha Hanım’ın Ahmet Kutsi Tecer’e esin kaynağı olup olmamasıyla ilgilidir. Bu konuda sorulan soruya her ikisi de Meliha Hanım’ın esin kaynağı olmadığı cevabını vermiştir. Bunun yanı sıra Meliha Hanım, üretim aşamasında Ahmet Kutsi Tecer’in sessiz bir ortamı tercih ettiğini, bir şey söylendiğinde de kafasında konuştuğu için konuşulana dikkat etmediğini söylemiştir. Ahmet Kutsi Tecer ise eserlerini yazarken eşinden gereken desteği gördüğünü ifade etmiştir. Buna örnek olarak da Köşebaşı oyununu yazarken yemeğini tepsi ile önüne kadar getirdiğini söylemiştir (1954: 5). Ahmet Kutsi Tecer, yaşamını Türk folkloruna, edebiyatına, kültürüne vakfeden önemli bir sanatçı ve iyi bir aile babasıdır. Ali İmren de sanatçı için kullanılan “Altın Baş” ifadesini özellikle vurgulamıştır. İmren’e göre Tecer Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatında apayrı bir yerdedir. Ali İmren, Tecer’i Cumhuriyet’in yaratmak istediği ideal, yegâne model olarak görmekte ve bu düşüncelerini de şu şekilde ifade etmektedir: “Cumhuriyet Dönemi’nin yaratmak istediği insan modelinin en önde gelen ozanlarından biri, belki de en önemlisi Ahmet 16 Kutsi Tecer’dir. Kendi kuşağının aydınları, üstün zekâsı ve gayretli çalışmaları nedeniyle ona “Altın Baş” derlerdi.”(İmren, 2002: 13-14). 3.2. Ahmet Kutsi Tecer’in Edebî Yaşamı Ahmet Kutsi Tecer gerek sanat anlayışı gerekse dil anlayışı bakımından “Millî Edebiyat Anlayışını Devam Ettiren Sanatçılar” içerisinde yer almaktadır. Ahmet Kutsi Tecer, Türk edebiyatına kazandırdığı pek çok eserle adını unutulmaz sanatkârlar arasına yazdırmış önemli bir kişiliktir. Ahmet Kutsi Tecer, eserlerinde içerisinden çıktığı halkı yansıtmayı başarmış isimlerdendir. Karış karış gezdiği Anadolu ve yakından tanıdığı Anadolu insanı, onun eserlerinde kendine yer bulmuştur. Çalışmalarının genelinde Anadolu’ya ve Anadolu’nun sesini duyurmaya odaklanmış olan Tecer, halkı ve halk kültürünü sanatının her noktasında öncelemeyi görev bilmiştir. Halkın yaşadığı acı, sevinç ve diğer duygular, onun eserlerinde kendini açıkça göstermektedir. Tecer, eserlerini yazarken herkesin kendinden bir parça bulmasını hedeflemiştir. Bu sebeple eserlerinde yaşam-ölüm, mutluluk-hüzün, doğal güzelliklerin övgüsü-içinde bulunulan mekândan kaçış isteği gibi tezat anlamlar içeren kavramlar bir arada yer alır. Çünkü o, eserlerinde bütün insanlığa seslenmek gayesindedir ve insanların hayatında bu kavramların her biri farklı farklı zamanlarda yer alır. Ahmet Kutsi Tecer, çok yönlü bir sanatçıdır. Bazı kesimlerce bu çok yönlülük, şairin şairlik yeteneğinin göz ardı edilerek ikinci plana atılmasına sebep olmaktadır. Onu, şair olarak atfetmekten ziyade bir tiyatro yazarı, folklor araştırmacısı olarak göstermektedirler. Onun şiir dışında faaliyet gösterdiği sahalarda oldukça etkin ve etkili olması bu görüşü kuvvetlendirse de kesinlikle şairliğinin geri plana atılmasını gerektirmez. Onun şairlik yeteneğini hafife almak kesinlikle mümkün değildir. Tam tersine Tecer’in edebî hayatında en önemli ve sürekli çizgiyi onun şairliğinin teşkil ettiğini söylemek bile mümkündür. Tecer’in Türk halk kültür ve edebiyatı dünyası tarafından sevilmesinde Nerdesin, Orda Bir Köy VarUzakta gibi gerçekten güzel ve seçkin şiirleri başta olmak üzere Anadolu insanının tabii güzelliklerini ele alıp işleyen şiirlerinin çok önemli rolü olmuştur. (Özbalcı, 2007: 100). Türk edebiyatında folklorik unsurları şiire taşıyan birçok isim vardır. Bu isimlerin başında da Ahmet Kutsi Tecer gelir. Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinin söz 17 dizinine baktığımızda kullandığı kelimeler bunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Halkın gündelik yaşamını canlı bir şekilde tasvir eden kelimelerin yanı sıra yöresel konuşmalara da yer veren bir dil ve kelimeler dünyası da vardır. Tecer’in Karadeniz Türküsü adlı şiirinden alıntılanan şu kısım buna örnek niteliğindedir. … “Yaşa Ali Reis yaşa, Yelkeni açalım başa, İnelim Rize'den aşağ, Benim yolum da öyledir.” (Tecer, Bütün Şiirleri, 2009: 105). … Ahmet Kutsi Tecer’in Nola? Şiirinden alınan şu kısım da yine örnek olarak gösterilebilir. “Yine gönlüm karmakarış Tutmaz oldu elim bir iş Köydeki sabana eriş Nola hey elim nola?” (2009: 97) … Ahmet Kutsi Tecer, şiirlerinde halk şiirinin ağırlıklı olarak kullandığı hece veznini tercih etmiştir. Birçok şiirini bu vezinle kaleme almıştır. Örneğin, Tecer Uzaklara Gidelim şiirinde hece ölçüsünü kullanmıştır. … “Ey benim ak alınlı, güleryüzlü sevgilim, Hadi kalkıp seninle uzaklara gidelim, Sıcak göğsünde başım, avuçlarında elim.” (2009: 25) … Tecer, şiirlerinde sadece hece ölçüsünü değil, aynı zamanda serbest ölçüyü de kullanmıştır. Örneğin, Tecer Sofra şiirinde serbest ölçüyü kullanmıştır. 18 … “Irgat Şükür, doydum ben. Obabaşı De buyur sen, konuk! Konuk Ziyade olsun! Ocağın parlasın, konağın dolsun!” (2009: 124) … Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerine baktığımızda kullandığı kelimelerin ağırlıklı olarak Türkçe olduğu görülmektedir. Türkçe kelimeleri sırasıyla Arapça ve Farsça kelimeler takip etmektedir. Kullandığı yabancı kökenli kelimelerin birçoğu halkın gündelik hayatında yer alan, halka mâl olmuş kelimelerdir. Ahmet Kutsi Tecer, çeşitli yerlerde farklı görevlerde bulunmuştur. 1920’lerin sonuna doğru Halk Bilgisi Derneği (Ankara, İstanbul), 1930’lu yıllarda Halk Şairlerini Koruma Derneği (Sivas), 1930’lu ve 1940’lı yıllarda Halkevleri (Sivas, Ankara), 1950’li yıllarda Yapı ve Kredi Bankasınca kurulan Türk Halk Oyunlarını Yaşatma ve Yayma Tesisi ile Türk Halk Sanatları ve Ananeleri Tetkik Cemiyeti (birkaç ad değiştirdikten sonra “Folklor Araştırmaları Kurumu” ve bugün “Halk Kültürü Araştırmaları Kurumu” İstanbul Şubesi gibi kuruluşlarda gördüğü hizmet ve üstlendiği görevler, yaptığı yayınlar onun halk kültürü çalışmalarının da bir göstergesidir. Ahmet Kutsi Tecer de bütün öğretmen halk bilimciler gibi görevli olduğu yerlerde derlemeler, araştırmalar yapmış; bu çalışmalarının sonuçlarını yazdığı kitap ve yazılarda, konuşmalarında kullanmıştır. Öğretmen olarak ilk görev yeri 1930 yılında atandığı Ankara Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsüdür. Buradan mecburi hizmeti olduğu için aynı yıl içinde dört yıl görev yapacağı Sivas’a atanmıştır; ilk görevi lise edebiyat öğretmenliğidir, kısa bir süre sonra da Sivas’ta Maarif Müdürü olmuştur. Dergilerde ve halkevlerindeki görevleri esnasında Anadolu’nun birçok yerini gezen Tecer, köyü konu alan şiir zevki sayesinde folklorik unsurları şiirlerine 19 taşımayı bilmiştir. Halk şiirinin büyük ozanı Âşık Veysel Şatıroğlu (1894-1973)’nu tanıtmıştır. Tecer, köy hayatı ile kent hayatı arasındaki uçurumu ortadan kaldırmıştır. Hayatı boyunca hor görülen köy hayatının bağrında saklı kalmış kültürümüze dair pek çok kıymetli cevheri ortaya çıkarmaya çalışmış ve bu konuda başarılı da olmuştur. Tecer’in Orda Bir Köy Var Uzakta şiirinde geçen “Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür.” ifadesi işte tam da yukarıda bahsedilen köylerde keşfedilmemiş değerlere, köylerin terk edilerek hor görülmesine işaret etmektedir. Ahmet Kutsi Tecer, şiir çalışmalarına Yahya Kemal’in çıkardığı Dergâh dergisinde başlamıştır. Bu şiirlerinde aşk, sevgi, ölüm gibi bireysel temaları işlemiştir. Daha sonra halk bilimi çalışmalarıyla zenginleşen Türk halk şiirinin özelliklerini şiirlerine yansıtmaya başlamıştır (Ertop, 1967: 4). Ahmet Kutsi Tecer’in Dergâh’taki bazı şiirleri şunlardır: “Gölgesinde Oturduğum Ağaç ve Ben”, Dergâh, 5.9.1921, S. 10, s. 158 “Bir Kadın Değeri”, Dergâh, 20.10.1922, S. 37, s.500 “İhtiyar Kızlar”, Dergâh, 5.11.1922, S. 38, s.25 (Gültekin, 2020: 42). Ahmet Kutsi Tecer’in Dergâh dışında da önemli yerlerde şiirleri, yazıları yayımlanmıştır. Yayımladığı yerlerden bazıları şu şekildedir: Ahmet Kutsi Tecer, 1924-1933 arasında Millî Mecmua’da şiirler yayımlamıştır. “Mart Akşamı” (şiir), Millî Mecmua,15.12.1924,S.27, s.443 “Yarasa” (şiir), Millî Mecmua, 1.1.1925, S. 28, s.453 “Güvercin” (şiir), Millî Mecmua, 15.1.1925, S.29, s.474 “Bir Vadi” (şiir), Millî Mecmua, 1.2.1925, S.30, s.487 “Ölü” (şiir), Millî Mecmua, 15.1.1925, S.31, s.507 “Serçeler” (şiir), Millî Mecmua, Ağustos 1932, S. 138-139, s. 296 “Yoldan Geçenler” (şiir), Millî Mecmua, 1.1.1933, S. 140-141, s. 300 (Gültekin, 2020: 42). Tecer 1921-1922 yılları arasında Dergâh, 1924-1925 yılları arasında ise Millî Mecmua’ da şiirlerini ve yazılarını okuyucularla paylaşmıştır. 1930-1932 yılları arasında ise Ahmet Hamdi Tanpınar ile Ankara’da Görüş dergisini çıkarmıştır. 20 (Önder, 1967: 4516). Görüş dergisi de bu dergilerdendir. Görüş’te yayımlanan edebî ürünleri kısaca şu şekildedir: “Şark ve Garp”, Görüş, Temmuz 1930, S.1, s. 5-14 “Besbelli”, Görüş, Temmuz 1930, S.1, s.25-27 “Mezartaşları” (şiir), Görüş, 1930, S.1, s.26 “Nerdesin?” (şiir), Görüş, Temmuz 1930, S. 1, s.27 “Notlar – [Nazım Hikmet,] Varan 3”, Görüş, Temmuz 1930, S. 1, s. 55-56 “Deniz Sarhoşları”, Görüş, Eylül 1930, S. 2, s. 118-121 (“A.K.” imzasıyla.) “Eski ve Yeni Edebiyat”, Görüş, Temmuz 1930, S.2, s.96-107 “Bulutlar” (şiir), Görüş, Nisan 1931, S. 3, s.3 “Persefon ve Geçmiş Zaman Masalları”, Görüş, Nisan 1931, S.3, s. 182-185 “Dalgalarla Engine: Tevfik Abdurrahman”, Görüş, Nisan 1931, S. 3, s. 185, 186 “Lâhit” (şiir), Görüş, Şubat 1932, S. 4, s.209 “Bir Kadın Başı…” (şiir), Görüş, Şubat 1932, S. 4, s. 210 (Gültekin, 2020: 43). Tecer’in şiir alanındaki en verimli çağının ise Varlık, Oluş, Yücel, Ülkü, Türk Düşüncesi, Şadırvan, Türk Dili dergilerinde eserler kaleme aldığı 1930-1936 yıllarına denk gelen dönem olduğu söylenebilir (Önder, 1967: 4516). Ahmet Kutsi Tecer, Yaşar Nabi Nayır öncülüğünde çıkarılmaya başlanan ve Türk edebiyatının en uzun soluklu edebî dergisi olan Varlık’ta da edebî ürünler vermiştir. “Deniz” (şiir), Varlık, 15.7.1933, S. 1, s. 7 “Rüzgâr” (şiir),Varlık, 13.8.1933, S. 3, s. 41 “Pervane” (şiir), Varlık, 15.11.1933, S. 9, s. 130 “Yağmur Çitli Ufuk…” (şiir), Varlık, 15.09.1934, S. 29, s. 66 “Rüzgâr Gülü” (şiir), Varlık, 1.10.1934, S. 30, s. 82 “Keder ve Ümit” (şiir), Varlık, 1.11.1934, S. 32, s. 117 “Tabiat Odam” (şiir), Varlık, 1.12.1934, S. 34, s. 148 “Uyku” (şiir), Varlık, 15.1.1935, S. 37, s. 194 “Uyku” (şiir), Varlık, 15.3.1935, S.41, s. 257 “Yelken” (şiir), Varlık, 1.5.1935, S. 44, s. 309 “Bakıcı” (şiir), Varlık, 1.8.1935, S. 50, s. 18 “Uyan Emine” (şiir), Varlık, 1.9.1935, S. 52, s. 52 “Şeytan” (şiir), Varlık, 1.1.1936, S. 60, s. 177 21 “Köylüler Nasıl Eğlenirler?”, Varlık, 1940, S. 163, s. 475-478 (Gültekin, 2020: 43- 44). Varlık’ta yayımlanan bazı eserleri bunlardır. Ahmet Kutsi Tecer’in yaşadığı dönemin bir diğer önemli yayın organı da Kalem’dir. Kalem’de çıkan edebî ürünleri kısaca şu şekildedir: “Şiire Dair”, Kalem, 15.4.1938, S. 2, s. 50-53 “Halk Edebiyatı ve Folklor-I”, Kalem, 15.5.1938, S. 3, s. 98-105 “Lâhit” (şiir), Kalem, 15.8.1938, S. 6, s. 235 “Folklor Gezintileri [-I]”, Kalem, 1.2.1938, S. 9, s.112-117 “Folklor Gezintileri- II”, Kalem, 1.3.1939, S. 10, s. 162-165 “Dede Korkut”, Kalem, 15.8.1939, S. 6, s. 13-17 “Köroğlu’nun Felsefesi”, Kalem, 7.1.1939, S. 8, s. 68 (Koçyiğit Köroğlu’ndan bir parça.) “Folklor Gezintileri- II”, Kalem, 1.3.1939, S. 10, s. 162-165 “Folklor Gezintileri-III”, Kalem, 1.4.1939, S.11, s. 204-207 “Folklor Gezintileri [-IV]”, Kalem, 1.6.1939, S. 13, s. 15-20 (Gültekin, 2020: 45-46). Ahmet Kutsi Tecer, sanatçı yönünün yanı sıra yöneticilik yönü de bulunan bir kişidir. Uzun yıllar Ülkü dergisinin yönetiminde yer almış ve bu dergide birçok edebî ürün kaleme almıştır. Aynı zamanda Ülkü dergisi sanatçının en fazla edebî ürün verdiği yayın organıdır. Bu edebî ürünlerden bazıları şunlardır: “Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta”, Ülkü, 1.1.1941, YSS. 7, s. 11 “Koçyiğit Köroğlu-VII”, Ülkü, 1.1.1941, YSS. 7, s. 19-20 “Bilginin Değeri”, Ülkü, 1.1.1941, Yeni Seri Sayı: 1, s. 2-3 “Konya Destanı”, Ülkü, 1.10.1941, YSS. 1, s. 16 “Koçyiğit Köroğlu-I”, Ülkü, 1.10.1941, YSS. 1, s.21-22 “Türkçenin Pınarı”, Ülkü, 16.10.1941, YSS. 2, s. 1-2 “Koçyiğit Köroğlu-II”, Ülkü, 16.10.1941, YSS. 2, s. 19-21 “Havacıya Türkü”, Ülkü, 1.11.1941, YSS. 3, s. 9 “Dünden, Bugünden”, Ülkü, 1.11.1941, YSS. 3, s. 16-19 “Koçyiğit Köroğlu-III”, Ülkü, 1.11.1941, YSS. 3, s. 29-31 “On Beş Gün İçinde”, Ülkü, 16.11.1941, S. 4, s. 1-2 “İzcilere Öğüt”, Ülkü, 16.11.1941, S. 4, s. 15 22 “Koçyiğit Köroğlu-IV”, Ülkü, 16.11.1941, YSS. 4, s. 21 “Koçyiğit Köroğlu-V”, Ülkü, 1.12.1941, YSS. 5, s. 19-20 “Koçyiğit Köroğlu-VI”, Ülkü, 16.12.1941, YSS. 6, s. 16-18 “Dergiler Arasında: ‘Kültür ve medeniyet’, Ülkü, 1.1.1942, YSS. 7, s. 22-23 “Dergiler Arasında: ‘İnanç buhranı’, Ülkü, 16.1.1942, YSS. 8, s. 22-23 “Koçyiğit Köroğlu- VIII”, Ülkü, 16.1.1942, YSS. 8, s. 19-20 “Gerçek Edebiyat”, Ülkü, 1.2.1942,YSS. 9, s. 1 “Koçyiğit Köroğlu- IX”, Ülkü, 1.2.1942, YSS. 9, s. 19-20 “Koçyiğit Köroğlu-X”, Ülkü, 16.2.1942, YSS. 10, s.18 “Halkevleri Yıldönümünde”, Ülkü, 1.3.1942, YSS. 11, s. 1-2 “Alplar Türküsü”, Ülkü, 1.3.1942, YSS. 11, s. 13 “Koçyiğit Köroğlu-XI”, Ülkü, 1.3.1942, YSS. 11, s. 26-28 “Halay Çeken Kızlar”, Ülkü, 16.3.1942, YSS. 12, S. 6 “Millî Birlik”, Ülkü, 1.4.1942, YSS. 13, s. 1-2 “Geyik ile Âşık”, Ülkü, 1.4.1942, YSS. 13, s. 5-6 (Anlatan: Âşık Alî İzzet Özkan – Kaleme alan: Ahmet Kutsi Tecer) “Talebe Yurdu”, Ülkü, 16.4.1942, YSS. 14, s. 1-2 “Nenninenni!”, Ülkü, 16.6.1942, YSS. 18, s.11 “Kurultay Günlerinde”, Ülkü, 16.8.1942, YSS. 22, s. 1 “Bir Demet Şiir”, Ülkü, 1.9.1942, YSS. 23, s. 7-9 “Türkçede Yeni Gelişmeler”, Ülkü, 1.10.1942, YSS. 25, s. 1 “Yirminci Yıla Girerken”, Ülkü, 1.11.1942, YSS. 27, s. 1 “Büyük Iztırap”, Ülkü, 16.11.1942, YSS. 28, s. 1 “Köylü”, Ülkü, 16.11.1942, YSS.28, s. 25-26 “Romana, Hikâyeye Dair [- I]”, Ülkü, 1.12.1942, YSS. 29, s. 1 “Romana, Hikâyeye Dair [- II]”, Ülkü, 16.12.1942, YSS. 30, s. “Bir Konuşmanın Sonu”, Ülkü, 1.1.1943, YSS. 31, s. 1-2 “Değer ve Gerçek”, Ülkü, 1.2.1943, 1.2.1943, YSS. 33, s. 2-4 “Ülkü Yolunda”, Ülkü, 1.3.1943, YSS. 35, s. 3-4 “Güzelleme”, Ülkü, 1.5.1943, YSS. 39, s. 3 “Büyük Kurultay ve İnsanlık Ülküsü”, Ülkü, 1.6.1943, YSS. 41, s. 1 “Toprak Cenneti”, Ülkü, 16.8.1943, YSS. 46, s. 13 “Otuz Ağustos”, Ülkü, 1.9.1943, YSS. 47, s. 4 23 “Dilek Kaynağı”, Ülkü, 16.9.1943, YSS. 48, s. 1 “Sorarım”, Ülkü, 16.10.1943, YSS. 50, s. 2 “Biz Ne İstiyoruz”, Ülkü, 16.5.1944, YSS. 64, s. 1 “Halk ve Cumhurluk”, Ülkü, 1.7.1944, YSS. 67, s. 1-2 “İş ve Değer”, Ülkü, 16.7.1944, YSS. 68, s. 1 “Aydınlarımıza Düşen Hizmet”, Ülkü, 16.8.1944, YSS. 70, s. 2-3 “Güzel Türkçe”, Ülkü, 1.1.0.1944, YSS. 73, s. 1 “Hep Beraber” (şiir), Ülkü, 16.10.1944, YSS. 74, s. 1 “Birinci Vazife”, Ülkü, 1.11.1944, YSS. 75, s. 4 “23 Şubat Kararı”, Ülkü, 1.3.1945, S. 83, s. 1 “Nadas Türküsü (Maliye çölünde bir gezinti)”, şiir, Ülkü, 16.7.1945, YSS. 92, s. 3 “Bir Toprak İşçisine” (şiir), Ülkü, 16.8.1945, YSS. 94, s. 5 “XXIII Yıla Girerken”, Ülkü, 1.11.1945, YSS. 99, s. 2 “29 Ekim” ( şiir), Ülkü, 1.11.1945, YSS. 99, s. 7 “Güzelleme” (şiir), Ülkü, 16.11.1945, YSS. 100, s. 11 “Beşinci Dil Kurultayı”, Ülkü, 1.12.1945, YSS. 101, s. 1 “Köy Enstitüleri Dergisi”, Ülkü, 1.12.1946, S. 103, s. 22-23 “Şiir Üzerine”, Ülkü, 1.3.1946, S. 107, s. 4 “Kurultay ve Fikir Hayatımız”, Ülkü, 16.5.1946, S. 112, s. 1 “Bir Konserden Sonra Notlar”, Ülkü, 1.6.1946, S. 113, s. 9-10 “Yeni Seçime Doğru”, Ülkü, 16.6.1946, S. 114, s. 1,2 “Seçme Hakkı”, Ülkü, 1.7.1946, S. 115, s. 1 “Oyumuzu Kullanmak”, Ülkü, 18.7.1946, YSS. 116, s. 6 “Birleşmiş Milletler Eğitim ve Bilim Kurumu (UNESCO) [-I]”, Ülkü, Ocak 1949, YSS. 25, s. 1-11 “Birleşmiş Milletler Eğitim ve Bilim Kurumu – I. UNESCO nedir? (Gültekin, 2020: 47- 48-49). Ahmet Kutsi Tecer, sanat hayatını tek bir edebî türe adamamıştır. Sanat hayatını halk kültürü ve bilimi üzerine teşekkül ettirmiştir. Şiirlerinin yanı sıra folklor alanında da çalışmaları bulunmaktadır. Sanatçının folklor alanındaki yazılarından bazıları şunlardır: “Jübilesinde – Âşık Veysel Şatıroğlu”, TFA, Mayıs,1952, S. 34, s. 546-548 24 “Bayram Yeri”, TFA, Nisan 1958, S. 105, s. 1675-1977 “XV. Yüzyıla Ait / Oyun-Raks Hakkında Mühim Bir Eser-I”, TFA, Mayıs 1958, S. 106, s. 1695-1696 XV. Yüzyıla Ait / Oyun-Raks Hakkında Mühim Bir Eser-II”, TFA, Haziran 1958, S. 107, s. 1709-1712 “Örnek Olacak Bir Hayat”, TFA(Mehmet Halit Bayrı Sayısı), Ocak 1959, S. 114, s. 1822-1823 “Karagöz ve Kuklaya Ait Kısa Notlar”, TFA, Haziran 1959, S. 119, s. 1917-1921 “Oyun-Raks Hakkında Mühim Bir Eser [-VI]”, TFA, Aralık 1959, S. 113, s. 1805- 1808 “Ansiklopediden Önce Folklor Bibliyografyası”, TFA, Şubat 1961, S. 139, s. 2317- 2318 “Oyun Folkloru”, TFA, Ekim 1961, S. 147, s. 2517-2518 “Mahmut Ragıp [Gazimihal] için”, TFA, Mart 1962, S. 152, s. 2658-2659 “Mahyalar ve Kandiller”, TFA, Şubat 1963, S. 163, s. 2965-1967 “Sarısözen İçin”, TFA, Nisan 1963, S. 165, s. 3034-3035 “Hokkabazın Yardağı”, TFA, Eylül 1963, S. 170, s. 3161-3164 “Tecer’le [Şemsi] Yastıman’ın Birbirine Yazdığı Şiirler”, TFA, Ahmet Kutsi Tecer Özel Sayısı, Eylül 1967, S. 218, s. 4521 “Tecer’le Yastıman’ın Birbirine Yazdığı Şiirler: ‘Yastıman’dan Tecer’e’ – ‘Tecer’den Yastıman’a’”, TFA, Eylül 1967, S. 218, s. 4521 “Yayımlanmış ve Yayımlanmamış Şiirleri – Tecer’in Şiirlerinden Örnekler”, (Ayıran: Meliha Tecer), TFA, Eylül 1967, S. 218, s. 4536-4537 “Eğitim ve Folklor Üzerine – Tecer’in Halkevleri Seminerindeki Konuşması” (Yay. Haz. : İhsan Hınçer), TFA, Ekim 1967, S. 219, s. 4548-4553 (Gültekin, 2020: 51-52- 53- 54). Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinde dönemlerinde kuvvetli birer ses olmuş şairlerin kullandığı imajlara da rastlamak mümkündür. Bu imajların en dikkat çekenlerinden biri “taş”tır. “Gözlemleme kategorileri olan duyum, algı ve tasarım bir sanatçının özellikle bir şairin şiirinin şekillendirmesinde önemli araçlardır. Bunların birbiri arkasından 25 birbirine yardımcı araçlar olduğunu görmekteyiz. Mekanik birleşmeler etkileyici imajları doğurmaz. Mesela taştan doğan imajlar yukardan aşağıya orijinalleşir ve değer kazanır. “Yürüdüm yavaş yavaş ayağıma deydi taş.” H. T. “Bu taşındır diyerek Kabe’yi diksem başına” M. A. E. “Bu taş cebinime benzer ki aynı makberdir. Dışı sükun ile zahir derunu mahşerdir.” A.H. T. Sevmeliyiz mezar taşlarını biz. Çünkü yalnız onlar bizi yad eder. A. K. T. Biri halk şiirinden gelen bir imajdır, mekaniktir. Dördüncü mısralar az da olsa mekaniklikten kurtulmuştur. Akif ‘in mısrası ile Hamit ‘in mısrasındaki sanat diğerlerinden daha farklıdır.” (Uç, 2005: 2-3). Ahmet Kutsi Tecer, Anadolu’nun birçok şehrinde bulunmuş bir sanatçıdır. Bu şehirler arasında ise Sivas’ın Tecer için anlamı başkadır. 1930 yılında mecburi hizmet süresini tamamlamak için gittiği Sivas, Tecer’in şiir felsefesine yön vermiş ve gerçek manada Tecer’in edebî yönünü bulmasını sağlamıştır. Bu topraklarda yaşatılan âşıklık geleneğine tanıklık eden Tecer, şiirde özünü bulma fırsatını yakalamıştır. Bu topraklarda tanıştığı Sivaslı Âşık Ruhsatî’nin halk diliyle, basit, lirik ve özlem dolu şiirler yazma felsefesi Tecer üzerinde büyük etki yaratmıştır (İmren, 2002: 9-10). Tecer, halk şiirinin en ince dokunuşlarını Sivas yıllarında keşfetmiştir. Cumhuriyet Dönemi edebiyatı sanatçılarımız arasında yer alan Tecer, kültürümüzü kitaplarda yazanlardan öğrenmek yerine doğrudan köyleri gezerek, köylülerle aynı sofrada bir parça ekmeği bölüşerek deneyimlemeyi, kültürümüze bu şekilde dokunmayı tercih etmiş bir “halk adamı” olarak karşımıza çıkmaktadır. Halkın hayatını bilmeden ve tanımadan halk adına herhangi bir işi gerçekleştirmenin mümkün olmayacağına inanan Tecer; bunun için de önce halkı sevmek, istikrarlı bir şekilde halk fikrine sahip olmak gerektiğine inanıyordu. Ona 26 göre; millî bir hayatın bir bütün olarak alınabilmesi için halk fikri, halk düşüncesi şarttı. Gerçek aydın; gözü ve gönlü ile halk bilgisine, dolayısıyla halk hayatına ve ruhuna bağlı olmalıdır. Zira böyle aydınların halkla bütünleşmesi çok daha kolay olacaktır. Bunu millî bağları kuvvetlendirmenin en sağlam ve güvenilir yollarından biri olarak mütalaa eden Tecer’in, Cumhuriyet’e ve Atatürk’e büyük samimiyetle bağlı olmasının başlıca sebebi de Atatürk ve Cumhuriyet’le birlikte halk hâkimiyetine dayanan bir devlet anlayışının ortaya çıkmasıdır (Özbalcı, 2007: 32). Ahmet Kutsi Tecer, Cumhuriyet Devri Türk şiirinde çok önemli sanatçıların arasında yer almıştır. Necip Fazıl Kısakürek (1905-1983), Cahit Sıtkı Tarancı (1910- 1956), Ahmet Hamdi Tanpınar (1901-1962), Ahmet Muhip Dıranas (1909-1980) Nazım Hikmet Ran (1902-1963 ), Orhan Veli Kanık (1914-1950)… Bu kuvvetli isimlerle çağdaş olan ama onları taklit etmeyen, kendisine ait çizgisi olan bir sanatçıdır. Onun şiirlerinin, sanatının merkezinde Türk halk kültürü vardır. Halk edebiyatından, dilinden, şiirinden yararlanarak kendine özgü bir şiir dünyası, dili oluşturmayı başarmıştır. Tecer, Anadolu insanını ikinci plana atarak gözünü Batı’ya çeviren aydınları eleştirmiştir. Ona göre Anadolu, zengin bir kültür mirasını üzerinde taşımaktadır. O, bunu görmezden gelerek Anadolu insanını ve köylüsünü yok sayan aydınlara dikkat çekmiştir. Ona göre bu aydınlar vurdumduymazdır. Sanatçının Orda Bir Köy Var Uzakta, Yağmur Duası, Unutmam Sizi, Nadas Türküsü, Bir Toprak İşçisine, Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta gibi şiirleri sanatçının köyü ve köylüyü yansıtan şiirleridir. Ahmet Kutsi Tecer; ilk şiirlerinde romantik aşkları, ölüm, yalnızlık ve hüzün gibi bireysel konuları işlemiştir. Halk kültürünün zenginliği ile tanıştıktan sonra bu konuları çeşitlendirebilmeyi başarmıştır. Onu şöhrete ulaştıran, şair kimliğini ortaya koymasını sağlayan şiirlerini 1925’ten sonra vermeye başladığını söylemek mümkündür. 1921’de yayımlanan ilk şiirlerinden sonra gitgide şairliği olgunlaşır. 1930’lu yılların başında şair kimliğini tam anlamıyla ortaya koymayı başarır. İyi ve güzel şiirin halka hitap etmesini ve halk için söylenmesi gerektiğini savunur. Ona göre, halka dayanmayan şiirler kısa soluklu ve ölgün olur. O, şiirlerini folklorik unsurlarla zenginleştirir. Halk ozanlarının söyleyiş zenginliğini ve güzelliğini yakalamaya çalışır. “İlk şiirlerini 1921-1922 yılları arasında Dergâh dergisinde, 1924-1925 arasında ise Millî Mecmua’da yayımlamıştır. 1930-1932 arasında Ahmet 27 Hamdi Tanpınar’la birlikte Ankara’da Görüş dergisini çıkardı. Onun şiir alanındaki en verimli çağı, 1930-1936 yılları arasına rastlamaktadır. Bunları daha çok, Varlık, Oluş, Yücel, Ülkü, Türk Düşüncesi, Şadırvan, Türk Dili dergilerinde bulabiliriz.” (1967: 4516). Tecer, sanat ve bilhassa şiir hakkında görüşlerini, Ömer Bedrettin Uşaklı (1904-1946)’nın Deniz Sarhoşları adlı şiir kitabının 1929 yılında yapılan ikinci baskısı dolayısıyla kaleme aldığı bir yazıda açıklamıştır. Ona göre şiiri “mysthique” ile açıklamak yanlıştır. Belki şiirin “mistik” olanla karıştığını söylemek, kimi şiirlerin birtakım mistik esintiler taşıdığını ileri sürmek mümkündür. Şiirin resullerle de bir münasebeti olamaz. Resul kendisine gaybdan vahiy gelen insan demektir. Kimileri şairi, “gözlerini yukarıya dikmiş, başı hafifçe mail ve mütebessim” gibi sıfatlarla anlatmak isteseler de şairin gaybdan böyle bir şey beklemeye ihtiyacı yoktur. Böylece Tecer, Ahmet Haşim (1885-1933)’in şiiri resullerin sözlerine benzetmesini hoş karşılamadığını da gösterir ve şöyle der: “Bu söz belki hoşa gitmek içindir fakat şair kendisinin bir resul olmadığını bilmek mecburiyetindedir.” (Özbalcı, 2007: 104). 3.3. Ahmet Kutsi Tecer’in Eserleri 23 Temmuz 1967 tarihinde aramızdan ayrılan Ahmet Kutsi Tecer, yaşamı boyunca şiir, tiyatro, inceleme yazısı gibi pek çok türde eser kaleme almış; ayrıca dergilerde çeşitli konularda makaleler yazarak fikirlerini paylaşmaya devam etmiştir. Ahmet Kutsi Tecer’in eserlerinin bir kısmı basılmışken bir kısmı müsvedde olarak kalmıştır. Eserlerine dair bilgiler aşağıda mevcuttur. Sanatçıya ait olan Köylü Temsilleri adlı inceleme yazısı ile İstanbul Üniversitesinde yapmış olduğu konferansa hazırlanırken tuttuğu müsvedde notlardan eşi Meliha Tecer tarafından derlenen Türk Folklorunda Sosyal Mesele adlı konferans yazısı en önemli yazıları arasında yer almaktadır. Köylü Temsilleri bir kitapçık hâline getirilmiştir. Türk Folklorunda Sosyal Mesele yazısına ise İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi yayınlarında yer verilmiştir. Bundan dolayı Ahmet Kutsi Tecer’e ait bu iki önemli yazı, eserleri kısmında belirtilme gereği duyulmuştur. 28 3.3.1. Şiirleri Şiirler (Kâmil Matbaası, Sivas 1932) Sivas Halk Şairleri Bayramı (Kâmil Matbaası, Sivas 1932) 3.3.2. Tiyatroları Koçyiğit Köroğlu (Köroğlu Hikâyeleri, 2 Bölüm, 6 Tablo, Ülkü Mecmuası, Yeni Seri, C.1, nr. 2-11, 1 Ekim1941-1 Mart 1942) Yazılan Bozulmaz (Trajedi, 1 Perde) Sunalar (Dram, 1 Perde) Köşebaşı(Dram, 3 perde, 2 tablo, Kültür Basım-Yayım Kooperatifi, Koşal Basımevi, Ankara 1947) Bir Pazar Günü (Oyun, 3 Perde, Genç Oyuncular Oyun Yayınları: 1, İstanbul 1959) Satılık Ev (Dram, 3 Perde, 6 Tablo) Hakikat –Yahut- Yüzük Oyunu (Dram, 1 Perde) 82 Didonlar (Komedi, 5 Perde) Avşarlar (Manzum Dram, 6 Tablo) Arkadaş Hatırı (Komedi, 4 Tablo) Ömür Yolu (Dram, 2 Bölüm) 3.3.3. İnceleme Yazıları Köylü Temsilleri (Çığır Mecmuası Neşriyatı, nr. 9, Ankara 1940) Ahmet Kutsi Tecer, Kişiliği, Sanat Anlayışı ve Tüm Şiirleri (Hazırlayan: Vecihi Timuroğlu), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1980. 3.3.4. Konferans Yazıları Türk Folklorunda Sosyal Mesele (İ.Ü. İktisat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1969) (Özbalcı, 2007: 41-44) 29 4. AHMET KUTSİ TECER’İN ŞİİRLERİNİN SÖZ DİZİNİ 4.1. Söz Dizininin Oluşturulmasında İzlenen Yöntem Tez çalışmamız yukarıda da beyan ettiğimiz üzere Ahmet Kutsi Tecer’in Şiirlerinin Söz Dizini (Sıklık-Dil-Kavram) boyutunu incelemek üzeredir. Bir sonraki bölümde yer alan söz dizinini hazırlarken öncelikle Ahmet Kutsi Tecer’in şiirleri dijital ortama aktarılmış, sonrasında şiirlerin ve şiirlerdeki kelimelerin akış sırasına göre her bir kelime tek satıra gelecek biçimde şekillendirilmiş ve metinler birleştirilerek “Microsoft Excel” programına aktarılmıştır. Her bir satırdaki kelimenin kullanılan programda bir hücreye gelecek biçimde yerleşimi tamamlandıktan sonra her sözcüğün sağında yer alan hücreye sırasıyla kelimenin geçtiği şiir kitabı, yanına hangi şiirde yer aldığı, yanına kelimenin hangi sayfada yer aldığı, kelimenin kök ya da gövde durumu ve kökeni eklenmiştir. Kelimeler, birer dizin maddesi hâline getirilmek üzere aldıkları çekim eklerinden ayrılmış, kök ya da gövde olarak yeniden elden geçirildikten sonra alfabetik sıralama yapılmıştır. Bu sıralamada ad-eylem dışında kalan eylemsiler de kelimeden ayrılmıştır. Alfabetik sıralamanın ardından birbirini mükerrer olarak takip eden hücre verileri silinerek tekil dizin maddesi, maddenin geçtiği şiir kitabı, kitaptaki şiirin adı ve geçişi sayısınca sayfa numarası kalacak biçimde yeniden biçimlendirildikten sonra “Word” programına aktarılıp font ve diğer biçimlendirmeler yapılarak hazır hâle getirilmiştir. Yalnızca sayfa numarası verilerek hazırlanacak bir dizinin Ahmet Kutsi Tecer’in şiirlerinin farklı yayınevleri tarafından yayımlanan nüshalarına sahip olan araştırmacıların sağlıklı bir arama yapmasına müsaade etmeyeceği göz önünde bulundurularak maddelerin geçtiği şiirlerin adlarının verilmesinin zarurî olduğu düşünülmüş ve dizindeki gösterimleri bu biçimde yapılmıştır. Dizin maddelerinin bazılarında görülen mükerrer sayfa numaraları, o maddenin o sayfada geçtiği sayıyı göstermekte olup inceleyecek kişinin sözcüğün sayfada ilk geçtiği yerine bakıp şiirin geri kalanında sözcüğü görememesine engel olmak amacıyla tekilleştirilmemiştir. Çalışmamıza dair bazı görseller aşağıdadır. 30 31 32 33 34 4.2. Dizin aban- T. Nerdesin: Parya Toprak; 72. abrul (april/nisan) İng. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 130. abugilin (abdullahgilin) K. A. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 127. acaba Ar. Paris Acıları: Yabancılar; 210, 210. acar Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yol; 120. Unutmam Sizi; 131. acele Ar. Paris Acıları: Kartiye Laten; 206. acep Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yağmur Duası; 115. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 161. acı T. Tabiat Odam: Anneler; 20. Mayıs Sabahı; 28. Nerdesin: Siz Ağaçlar; 75. Ağaç: Ağaç; 142, 143. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. Nenni Nenni: Bebeği İncinen Çocuğa Ninni; 188. Paris Acıları: Paris'e Giriş; 203. Yabancılar; 210. acı- T. Ağaç: Ağaç; 145. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176. Paris Acıları: Yabancılar; 210. acımak T. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 229. aç T. Ağaç: Ağaç; 138, 144, 145. aç- T. Tabiat Odam: Mayıs Sabahı; 28. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41. Ocak Başında; 59. O Gece; 71. Başbaşa; 87. Orda Bir Köy Var Uzakta: Taraktor; 101. Karadeniz Türküsü; 105, 105. Eski Günler; 121. Ağaç: Ağaç; 142, 142, 144. Paris Acıları: Bir Gelen; 212. Paskalya; 219. Gelişigüzel: İlkbahar; 235. Sorarım; 242. Eğer Bir Gün Ölürsem; 245. açık T. Nerdesin: Çıkmaz Aylar; 36. Sayıklama; 53, 53. O Dönmeden Evvel; 58. Besbelli; 62. Rüzgâr; 91. Orda Bir Köy Var Uzakta: Sofra; 125. Ağaç: Ağaç; 138. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. Afyon Destanı; 161. Kepezde Mola; 166. Paris Acıları: Kahveler; 207. Ölüler Günü; 215. Tanışma; 222. Gelişigüzel: Kış Düşünceleri; 234. açıl- T. Tabiat Odam: Anneler; 20. Yelken; 26, 27. Mayıs Sabahı; 28. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41. Gün Batmış; 47, 47. Ölü; 35 61. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. Güzelleme; 159. Gelişigüzel: Sorarım; 241. açlık T. Gelişigüzel: Ömür Bir Böyle Günde; 236. açma- T. Ağaç: Ağaç; 145. ad T. Nerdesin: Ölü; 61. Ah; 64. İyi Ad; 82, 82. Kahkahalar Şeytan; 85. Ağaç: Ağaç; 137, 146. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 152. Afyon Destanı; 161. Nenni Nenni: 29 Ekim; 196. Paris Acıları: Paris'e Giriş; 203. İlk Günler; 204. Lüksenburg Parkı; 221. Gelişigüzel: Of Dede; 243, 244. ada T. Urfa Gecesi: Silifke Havası; 165. Paris Acıları: Gezmeler; 205, 205. Rıhtımlar; 208, 208, 208. adak T. Urfa Gecesi: Seyit Gaziye Adak; 167. adam Ar. Paris Acıları: İlk Günler; 204. Lüksenburg Parkı; 221, 221. Gelişigüzel: Of Dede; 243. adamcıl Ar. + T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99. adana Y. A. Urfa Gecesi: Adana Destanı; 154, 154, 154, 154, 154, 154, 155, 155, 155, 155. Mersin Destanı; 156. Nenni Nenni: 29 Ekim; 196. aden Ar. Nerdesin: Sivrisinekler; 42, 42. âdeta Ar. Paris Acıları: Kartiye Laten; 206. Tanışma; 222. adım T. Tabiat Odam: Yaz Mevsiminde Bir Gün; 31. Nerdesin: Besbelli; 62. Kahkahalar Şeytan; 85. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 131. Nenni Nenni: Kaybolan Çocuğa; 190, 30 Ağustos; 198. Paris Acıları: Bir Gelen; 212. afacan T. Urfa Gecesi: Güzelleme İzmir Üzerine; 158. afyon Ar. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 161. Nenni Nenni: 30 Ağustos; 198. ağ T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Karadeniz Türküsü; 105. ağ- T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yağmur Duası; 115. ağa T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yol; 120. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 228, 228, 229. ağaç T. Tabiat Odam: Kır Uykusu; 19. Gölgesinde Oturduğum Ağaç; 21. Nerdesin: İhtiyar 36 Âşık; 51. Ah; 64. Ağaçla Konuşma; 73, 73, 73. Siz Ağaçlar; 75, 75, 75. Öğüt; 81. Orda Bir Köy Var Uzakta: Toprak Cenneti; 96. Mayıs 1975; 104. Unutmam Sizi; 131. Ağaç: Ağaç; 137, 137, 137, 137, 137, 138, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 143, 144, 144, 146, 146, 146, 146, 146, 147, 147. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 152, 153. Adana Destanı; 154. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176, 176. Nenni Nenni: Nenni Nenni; 184. Arabadaki Çocuğa Türkü; 185. Hasta Çocuğa Türkü; 189, 29 Ekim; 197. Paris Acıları: Rıhtımlar; 208. Lüksenburg Parkı; 221. ağar- T. Tabiat Odam: Kır Uykusu; 19. Nerdesin: İhtiyar Âşık; 51, 51, 51. Orda Bir Köy Var Uzakta: Sofra; 123. Ağaç: Ağaç; 137. ağıl T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99. Es Kabayelim Es; 116. Unutmam Sizi; 130. ağılı T. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 152. ağır T. Tabiat Odam: Köy Mezarlığı; 24, 24. Nerdesin: Keder ve Ümit; 43. Halay Çeken Kızlar; 80, 80. Orda Bir Köy Var Uzakta: Güreş; 113. Unutmam Sizi; 131, 131. Ağaç: Ağaç; 142, 145, 145. Paris Acıları: Ölüler Günü; 215. ağıt T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Düğün Ağıdı; 109, 109. Ördek Ağıdı; 110. Nenni Nenni: 29 Ekim; 197. ağız T. Nerdesin: Kaplıcada İhtiyar Aslan; 78, 78. Rüzgâr; 91. Orda Bir Köy Var Uzakta: Eski Günler; 122. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 161. Paris Acıları: Konuşma; 223. ağızlık T. Nerdesin: Ağaçla Konuşma; 73. ağla- T. Tabiat Odam: Tabiat Odam; 17. Ağustos Böcekleri; 32. Nerdesin: Kaybolan Ses; 74, 74. İyi Dost; 83. Kahkahalar Şeytan; 85. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köyde Bir Garip İhtiyar; 106, 106. Henonun Gözleri Yolda; 107, 107. Bağlamacıya; 111. Urfa Gecesi: Fırat Ağlıyor; 160, 160, 160. Nenni Nenni: 37 Bebeği İncinen Çocuğa Ninni; 188, 188. Kaybolan Çocuğa; 190. Paris Acıları: Ölüler Günü; 215, ağlama T. Paris Acıları: Ölüler Günü; 215. ağlama- T. Nenni Nenni: Bebeği İncinen Çocuğa Ninni; 188, 188, 188, 188. Kaybolan Çocuğa; 191. ağustos Lat. Tabiat Odam: Ağustos Böcekleri; 32, 32. Nenni Nenni: 30 Ağustos; 198, 198, 198. Paris Acıları: Paris'e Giriş; 203. Gelişigüzel: Şimal Rüzgârı; 233. Kış Düşünceleri; 234. ah T. Nerdesin: Ah; 64. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 132, 132. Ağaç: Ağaç; 146. Nenni Nenni: Arabadaki Çocuğa Türkü; 185. Paris Acıları: Gezmeler; 205. Sarhoşluk; 209, 209. Kış Ayları; 217. Havalar Düzeliyor; 218. ahali Ar. Edirne'den Şiirler: Şehri Gezerken; 175. Kırkpınar'da Edirne; 179. ahbap Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yol; 119. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 161. ahenk Far. Tabiat Odam: Kuşlar; 22. ahiret Ar. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 229. ahmet K. A. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yol; 119, 120, 120, 120. Köy Odası; 126, 126, 127, 128, 128, 128. ahu Far. Gelişigüzel: Karıma Deyiş; 240. ahuzar Far. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 131. ak T. Tabiat Odam: Uzaklara Gidelim; 25. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 131, 132. ak- T. Tabiat Odam: Uzaklara Gidelim; 25. Nerdesin: Sayıklama; 53. Musiki; 69. Orda Bir Köy Var Uzakta: Karadeniz Türküsü; 105. Sofra; 124. Urfa Gecesi: Güzelleme İzmir Üzerine; 157. Gelişigüzel: Masal; 237. akarçay Ö. A. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 162. akbaba T. Nerdesin: Kuleler ve Kuşlar; 89, 89. akdeniz T. Urfa Gecesi: Silifke Havası; 165. Kepezde Mola; 166. 38 akım T. Ağaç: Ağaç; 139. akın T. Nerdesin: Rüzgâr; 91, 91. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 128, 128. Urfa Gecesi: Kepezde Mola; 166. Nenni Nenni: Havacıya Türkü; 194, 30 Ağustos; 198. Paris Acıları: İlk Günler; 204. akıntı T. Nerdesin: Vadi; 79. akis Ar. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. akma- T. Gelişigüzel: Ömür Bir Böyle Günde; 236. akrep Ar. Nerdesin: İstek Kıvılcımı; 66. aksaray Y. A. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 100. akset- (akis et-) Ar. + T. Nerdesin: Vadi; 79. akşam T. Tabiat Odam: Kuşlar; 22. Yelken; 26, 27. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41, 41. Kader ve Kuyumcu; 46. Mart Akşamı; 50, 50, 50, 50. İhtiyar Âşık; 51. Bir Garip İhtiyar; 56. O Dönmeden Evvel; 58. Ocak Başında; 59. Besbelli; 62. Ağaç: Ağaç; 145, 145. Urfa Gecesi: Mersin Destanı; 156. Konya Destanı; 163. Kepezde Mola; 166, 166. Edirne'den Şiirler: Muradiye'de Akşam; 172, 172. Paris Acıları: Gezmeler; 205. Kartiye Laten; 206. Daüssıla; 211. Bir Gelen; 212. Gelişigüzel: Eğer Bir Gün Ölürsem; 245. akşamlayın T. Edirne'den Şiirler: Muradiye'de Akşam; 172, 173. akşamleyin T. Tabiat Odam: Köy Mezarlığı; 24. Orda Bir Köy Var Uzakta: Toprak Cenneti; 96. akşamüstü T. Nerdesin: İyi Dost; 83. al T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 129. Nenni Nenni: Nenni Nenni; 183, 30 Ağustos; 198. al- T. Tabiat Odam: Anneler; 20, 20, 20. Nerdesin: İlk Uykular; 40. Mart Akşamı; 50. Bir Garip İhtiyar; 56. Ocak Başında; 59. Mezar Taşları; 63. Rüzgârgülü; 68. Rüzgâr; 91. Orda Bir Köy Var Uzakta: Nola; 97. Köyde Bir Garip İhtiyar; 106. Güreş; 113. Köy Odası; 127, 127. Ağaç: Ağaç; 140, 142. Paris Acıları: İlk Günler; 204. Gezmeler; 205. Bezginlik; 220. Gelişigüzel: Kış Düşünceleri; 234. Sorarım; 241, 242, 242. 39 alabil- T. Nerdesin: İyi Dost; 83. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 152. alaca T. Tabiat Odam: Uzaklara Gidelim; 25. alâiddin Ö. A. Urfa Gecesi: Konya Destanı; 164, 164. alan T. Nenni Nenni: Havacıya Türkü; 194. alart- T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 131. alay T. Nerdesin: Çıkmaz Aylar; 36. Sayıklama; 53. Edirne'den Şiirler: Kırkpınar'da Edirne; 179. Nenni Nenni: 30 Ağustos; 198. Paris Acıları: Kartiye Laten; 206. alçak T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 128. alçal- T. Nerdesin: Sivrisinekler; 42. Paris Acıları: Kış Ayları; 217. Gelişigüzel: Eylül Mehtabı; 239. aldat- T. Paris Acıları: Gezmeler; 205. aldatıcı T. Nerdesin: Ne Yapsam Olmuyor; 70. aldır- T. Nerdesin: Cezveyle Fincan; 45. aldırma T. Ağaç: Ağaç; 143. âlem Ar. Tabiat Odam: Anneler; 20. Nerdesin: Sivrisinekler; 42. Cezveyle Fincan; 45, 45. Güvercin; 48. Yarasa; 52. Tükenmez Gündüz; 90. Nenni Nenni: 29 Ekim; 196. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 227. alet Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Taraktor; 101. alev T. Nerdesin: Gün Batmış; 47. İstek Kıvılcımı; 66, 66, 66. Tükenmez Gündüz; 90. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. Nenni Nenni: Havacıya Türkü; 194. Paris Acıları: Dost Yüzü; 213. alıcı T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Buğday İlahisi; 102. alık T. Tabiat Odam: Yaz Mevsiminde Bir Gün; 30, 30. alın T. Tabiat Odam: Gölgesinde Oturduğum Ağaç; 21. Yelken; 27. Nerdesin: Mezar Taşları; 63. Rüzgâr; 91. Orda Bir Köy Var Uzakta: Taraktor; 101. Urfa Gecesi: Adana Destanı; 155, 155. Nenni Nenni: 29 Ekim; 197, 30 Ağustos; 198, 198, 28 Nisan; 199. alın yazısı T. Ağaç: Ağaç; 142. 40 alınlı T. Tabiat Odam: Uzaklara Gidelim; 25. alış T. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 162. alış- T. Nenni Nenni: Kaybolan Çocuğa; 191. Paris Acıları: Kartiye Laten; 206. Kahveler; 207. alışık T. Nerdesin: Pervane; 57. alışveriş T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 126. Nenni Nenni: Kaybolan Çocuğa; 191. ali Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Karadeniz Türküsü; 105, 105, 105. Köy Odası; 126. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 228. âli Ar. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 227. aliş K. A. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 126, 126, 128. alkış T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Güreş; 113. Paris Acıları: Dost Yüzü; 213, 213, 213. Gelişigüzel: Kış Düşünceleri; 234. allah Ö. A. Tabiat Odam: Kuşlar; 22, 22. Nerdesin: Cezveyle Fincan; 45. Ayna; 86. Deniz; 92. Paris Acıları: Dost Yüzü; 213. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 227, 229. Eğer Bir Gün Ölürsem; 246. allı T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yağmur Duası; 115. allık T. Nerdesin: Gün Batmış; 47. alma- T. Nerdesin: Keder ve Ümit; 43. Orda Bir Köy Var Uzakta: Eski Günler; 122. Gelişigüzel: Masal; 237. alsancak Y. A. Urfa Gecesi: Güzelleme İzmir Üzerine; 157. alt T. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41. İhtiyar Âşık; 51. Öğüt; 81. Orda Bir Köy Var Uzakta: Nola; 97. Güreş; 113. Ağaç: Ağaç; 145, 146. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 151, 152. Edirne'den Şiirler: Muradiye'de Akşam; 172. Ağaçla Sarmaşık; 176. Nenni Nenni: Arabadaki Çocuğa Türkü; 185, 185. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 229. Kıyıda; 232. Ömür Bir Böyle Günde; 236. Eğer Bir Gün Ölürsem; 245. altı T. Nerdesin: Vadi; 79. altın T. Nerdesin: Kader ve Kuyumcu; 46. 41 ama Ar. Ağaç: Ağaç; 141, 141, 145. Urfa Gecesi: Konya Destanı; 163. Edirne'den Şiirler: İstanbul Yolundan Selimiye; 178. Nenni Nenni: Bebeği İncinen Çocuğa Ninni; 188, 188. Paris Acıları: Dost Yüzü; 213. Lüksenburg Parkı; 221. Tanışma; 222. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 228, 228. âmâ Ar. Nerdesin: Yarasa; 52. aman Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yağmur Duası; 115. Es Kabayelim Es; 117, 117. ambar Far. Orda Bir Köy Var Uzakta: Bir Toprak İşçisine; 98. Es Kabayelim Es; 117. Sofra; 124. âmenna Ar. Urfa Gecesi: Konya Destanı; 164. an Ar. Tabiat Odam: Yaz Mevsiminde Bir Gün; 30. Nerdesin: Gün Batmış; 47. Yarasa; 52. Bir Garip İhtiyar; 56. Pervane; 57. Ocak Başında; 59. Ah; 64. Yılda Bir; 76. İyi Dost; 83. Kahkahalar Şeytan; 85. Tükenmez Gündüz; 90. Ağaç: Ağaç; 146. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176. Paris Acıları: Rıhtımlar; 208. Gelişigüzel: Kıyıda; 232. an- Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Bağlamacıya; 111. Ağaç: Ağaç; 140. Urfa Gecesi: Silifke Havası; 165. Gelişigüzel: Eğer Bir Gün Ölürsem; 245, 245, 245, 245, 245, 245, 246. ana T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Bir Toprak İşçisine; 98, 98. Henonun Gözleri Yolda; 107. Halay; 112. Yağmur Duası; 114. Urfa Gecesi: Konya Destanı; 163. Nenni Nenni: 29 Ekim; 196. anadolu Y. A. Ağaç: Ağaç; 137. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 162, 162. ancak T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 100. Paris Acıları: Kartiye Laten; 206. Gelişigüzel: Karıma Deyiş; 240. andır- T. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41. Tükenmez Gündüz; 90. Gelişigüzel: 27 Mart; 248. anı T. Urfa Gecesi: Silifke Havası; 165. Edirne'den Şiirler: Kırkpınar'da Edirne; 179. 42 anıl- T. Paris Acıları: Kahveler; 207. anıt T. Paris Acıları: İlk Günler; 204. anız T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99. anla- T. Tabiat Odam: Yelken; 27. Nerdesin: Sivrisinekler; 42, 42. Orda Bir Köy Var Uzakta: Toprak Cenneti; 96. Ağaç: Ağaç; 137, 143. Nenni Nenni: Hasta Çocuğa Türkü; 189. Paris Acıları: Bir Gelen; 212. anlan- T. Paris Acıları: Gezmeler; 205. anlaş- T. Nerdesin: Sivrisinekler; 42. anlaşıl- T. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41. anlat- T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 131. anma- T. Tabiat Odam: Annem; 23. Ağaç: Ağaç; 142. Gelişigüzel: Eylül Mehtabı; 239. anne T. Tabiat Odam: Anneler; 20, 20, 20. Annem; 23, 23, 23. Orda Bir Köy Var Uzakta: Düğün Ağıdı; 109. Edirne'den Şiirler: Selimiye'nin Minareleri; 177. Nenni Nenni: Nenni Nenni; 184. Kaybolan Çocuğa; 190, 190, 190, 191, 191, 28 Nisan; 199. Paris Acıları: Ölüler Günü; 215. Gelişigüzel: Sorarım; 241. ansızın T. Nerdesin: Nerdesin; 35. İlk Uykular; 40. Cezveyle Fincan; 45. Gün Batmış; 47. Ocak Başında; 59. İstek Kıvılcımı; 66. Çay Vakti; 67. O Gece; 71. Öğüt; 81. Ağaç: Ağaç; 138. Edirne'den Şiirler: Şehri Gezerken; 175. Paris Acıları: Sayıklama; 214. Ölüler Günü; 215. ant T. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176. antalya Y. A. Urfa Gecesi: Mersin Destanı; 156. Kepezde Mola; 166. apolliner K. A. Paris Acıları: Sarhoşluk; 209. ar Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 132. ara T. Tabiat Odam: Uzaklara Gidelim; 25. Yaz Mevsiminde Bir Gün; 30. Nerdesin: Çıngırak; 38. Hülya İçinde Hülya; 54, 54. Orda Bir Köy Var Uzakta: Halay; 112. Yol; 119. Urfa Gecesi: Afyon 43 Destanı; 161. Edirne'den Şiirler: Selimiye'nin Minareleri; 177. Nenni Nenni: Kaybolan Çocuğa; 190. Paris Acıları: Gezmeler; 205. Kahveler; 207, 207. Daüssıla; 211. ara- T. Nerdesin: Nerdesin; 35. Keder ve Ümit; 43. Yarasa; 52. Pervane; 57, 57, 57. Ayna; 86, 86. Deniz; 92, 92, 92, 92. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yol; 120. Ağaç: Ağaç; 145. Nenni Nenni: Arabadaki Çocuğa Türkü; 185. Kaybolan Çocuğa; 190, 190. Paris Acıları: Rıhtımlar; 208. Daüssıla; 211. Gelişigüzel: Of Dede; 243, 243, 243, 244. araba T. Nenni Nenni: Nenni Nenni; 183. Arabadaki Çocuğa Türkü; 185. araf Ar. Edirne'den Şiirler: Edirne'den Şiirler; 171. aralık T. Tabiat Odam: Kır Uykusu; 19. Nerdesin: Çıngırak; 38. Paris Acıları: Bir Gelen; 212. aran- T. Paris Acıları: Kahveler; 207. arap Ö. A. Paris Acıları: Yabancılar; 210. arapça Ö. A. Nerdesin: Ah; 64. araştır- T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 133. Gelişigüzel: Of Dede; 243. arazi Ar. Nerdesin: Ufukta Yağmur; 65. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99. arda T. Edirne'den Şiirler: Selimiye'nin Minareleri; 177. ardı sıra T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Nadas Türküsü; 103. ardıç T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Sofra; 124. Ağaç: Ağaç; 137, 143. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 152. arı T. Nerdesin: O Gece; 71. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yağmur Duası; 114. Es Kabayelim Es; 116. Urfa Gecesi: Adana Destanı; 154. Nenni Nenni: Uyandırma; 186. arık T. Nerdesin: Parya Toprak; 72. Ağaç: Ağaç; 144. arka T. Tabiat Odam: Ağustos Böcekleri; 32. Nerdesin: Besbelli; 62. Kahkahalar Şeytan; 85, 85, 85. Orda Bir Köy Var Uzakta: Bağlamacıya; 111. Ağaç: Ağaç; 142. Edirne'den Şiirler: 44 Muradiye'de Akşam; 172. Şehri Gezerken; 174, 175, 175, 175. Nenni Nenni: 28 Nisan; 199. arkadaş T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yol; 119, 120, 120. Eski Günler; 121, 122, 122. Nenni Nenni: İzcilere Öğüt; 192. Paris Acıları: Sisli Geceler; 216. Kış Ayları; 217. Gelişigüzel: 27 Mart; 248. armağan T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Nadas Türküsü; 103. Urfa Gecesi: Seyit Gaziye Adak; 167. arpa T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 126. arşın T. Tabiat Odam: Tabiat Odam; 18. art T. Tabiat Odam: Yelken; 26. Nerdesin: Yarasa; 52, 52. Bir Garip İhtiyar; 56. Ocak Başında; 59. Lahit; 60. Mezar Taşları; 63. İyi Ad; 82. Deniz; 92. Orda Bir Köy Var Uzakta: Toprak Cenneti; 96. Mayıs 1973; 104. Deli Kızın Türküsü; 118. Ağaç: Ağaç; 138, 139, 145. Urfa Gecesi: Kepezde Mola; 166, 166, 166. Edirne'den Şiirler: Muradiye'de Akşam; 173. Nenni Nenni: Arabadaki Çocuğa Türkü; 185, 29 Ekim; 197. Paris Acıları: Rıhtımlar; 208. Sarhoşluk; 209. Bir Gelen; 212. Ölüler Günü; 215. Bezginlik; 220. art- T. Nerdesin: Ah; 64. Nilüfer; 77. Ağaç: Ağaç; 140, 141. artık T. Tabiat Odam: Yelken; 27. Yaz Mevsiminde Bir Gün; 30. Nerdesin: Cezveyle Fincan; 45. Lahit; 60. Mezar Taşları; 63. Kaplıcada İhtiyar Aslan; 78. Deniz; 92. Orda Bir Köy Var Uzakta: Karadeniz Türküsü; 105. Sofra; 125. Unutmam Sizi; 130, 132, 133, 133. Ağaç: Ağaç; 138, 138, 138, 144, 144. Urfa Gecesi: Fırat Ağlıyor; 160, 160. Kepezde Mola; 166. Nenni Nenni: Havacıya Türkü; 194, 194, 194, 194, 194, 194, 195, 195, 195. Paris Acıları: Rıhtımlar; 208. Yabancılar; 210. Sisli Geceler; 216. Paskalya; 219. Bezginlik; 220. Lüksenburg Parkı; 221. Gelişigüzel: Eğer Bir Gün Ölürsem; 246. arz Ar. Ağaç: Ağaç; 146. 45 arzu Far. Tabiat Odam: Yelken; 26. Nerdesin: Ah; 64. Orda Bir Köy Var Uzakta: Ördek Ağıdı; 110. Gelişigüzel: 27 Mart; 248. as- T. Urfa Gecesi: Afyon Destanı; 161. ases Ar. Edirne'den Şiirler: Şehri Gezerken; 174. asıl Ar. Nerdesin: Siz Ağaçlar; 75. Gelişigüzel: Karıma Deyiş; 240. asır Ar. Nerdesin: Lahit; 60. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 151. Güzelleme; 159, 159. Afyon Destanı; 161, 161. asi Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Köy Odası; 128. asil Ar. Nenni Nenni: 28 Nisan; 199. asker Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Henonun Gözleri Yolda; 107. Urfa Gecesi: Konya Destanı; 163. aslan T. Nerdesin: Kaplıcada İhtiyar Aslan; 78, 78, 78. Orda Bir Köy Var Uzakta: Güreş; 113. Urfa Gecesi: Adana Destanı; 155. aş T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Henonun Gözleri Yolda; 107. aş- T. Tabiat Odam: Uzaklara Gidelim; 25. Nerdesin: Güvercin; 48. Yılda Bir; 76. Rüzgâr; 91. Deniz; 92. Orda Bir Köy Var Uzakta: Nola; 97. Ağaç: Ağaç; 139, 140, 140, 141. Paris Acıları: Sarhoşluk; 209. aşağ (aşağı) T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Karadeniz Türküsü; 105, 105. aşağı T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Yağmur Duası; 115. Ağaç: Ağaç; 146. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 152. aşçı T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Ördek Ağıdı; 110. âşık Ar. Tabiat Odam: Mayıs Sabahı; 28, 29. Nerdesin: Nerdesin; 35. İhtiyar Âşık; 51. Orda Bir Köy Var Uzakta: Bağlamacıya; 111. Urfa Gecesi: Adana Destanı; 155. Mersin Destanı; 156. Afyon Destanı; 162. Kepezde Mola; 166. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176, 176, 176. âşıklık Ar. Gelişigüzel: Karıma Deyiş; 240. aşıl- T. Nerdesin: İhtiyar Kızlar; 41. Urfa Gecesi: Kepezde Mola; 166. 46 aşın- T. Paris Acıları: Daüssıla; 211. aşırı T. Paris Acıları: Sarhoşluk; 209. aşina Far. Tabiat Odam: Gölgesinde Oturduğum Ağaç; 21, 21. Nerdesin: Ocak Başında; 59. aşk Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 100. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 151, 153. Güzelleme; 159, 159, 159. Silifke Havası; 165. Paris Acıları: Kahveler; 207. Gelişigüzel: Eğer Bir Gün Ölürsem; 245, 245, 245, 245, 245, 246, 246. at T. Nerdesin: Rüzgâr; 91. Orda Bir Köy Var Uzakta: Düğün Ağıdı; 109. Yağmur Duası; 115. Deli Kızın Türküsü; 118. Unutmam Sizi ; 130. Unutmam Sizi; 132. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176. Nenni Nenni: 30 Ağustos; 198, 198. at- T. Nerdesin: Nerdesin; 35. Musiki; 69. İyi Ad; 82. Orda Bir Köy Var Uzakta: Buğday İlahisi; 102. Güreş; 113. Köy Odası; 128. Ağaç: Ağaç; 143, 144, 144. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 151. Nenni Nenni: 28 Nisan; 199. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 229. ata T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Bağlamacıya; 111, 111. Sofra; 124. Unutmam Sizi; 130. ateş T. Nerdesin: Tükenmez Gündüz; 90. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 151, 153. Nenni Nenni: 29 Ekim; 196. Gelişigüzel: Neyleyim; 230. Eğer Bir Gün Ölürsem; 245, 246. atıl- T. Tabiat Odam: Mayıs Sabahı; 29. Nerdesin: Kader ve Kuyumcu; 46. Orda Bir Köy Var Uzakta: Güreş; 113. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. Fırat Ağlıyor; 160. Paris Acıları: Havalar Düzeliyor; 218. atışma T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Eski Günler; 122. atla- T. Nerdesin: Çıngırak; 38. Paris Acıları: Paskalya; 219. atlas Ar. Nerdesin: İlk Uykular; 40. Geniş Yastıklarda; 44. atlı T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Deli Kızın Türküsü; 118. av T. Nerdesin: Ufukta Yağmur; 65. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 227, 229. 47 avare Far. Paris Acıları: Paskalya; 219. avaz Far. Orda Bir Köy Var Uzakta: Ördek Ağıdı; 110, 110, avcı T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Ördek Ağıdı; 110, 110, 110, 110. Ağaç: Ağaç; 143. avize Far. Nerdesin: Gün Batmış; 47. avlu Rum. Edirne'den Şiirler: Ağaçla Sarmaşık; 176. avuç T. Tabiat Odam: Gölgesinde Oturduğum Ağaç; 21. Uzaklara Gidelim; 25. Nerdesin: Kader ve Kuyumcu; 46. Gün Batmış; 47. Güvercin; 48. Sonu Gelmeyen Hülyalar; 49, 49. Bir Garip İhtiyar; 56. Orda Bir Köy Var Uzakta: Buğday İlahisi; 102. Yörük Hasreti; 108. Ağaç: Ağaç; 141, 145, 146. Nenni Nenni: İzcilere Öğüt; 192. Gelişigüzel: Ömür Bir Böyle Günde; 236. Sorarım; 242. Eğer Bir Gün Ölürsem; 246. avun- T. Tabiat Odam: Annem; 23. Nerdesin: Ağaçla Konuşma; 73. avutmak T. Tabiat Odam: Yaz Mevsiminde Bir Gün; 30. ay T. Tabiat Odam: Tabiat Odam; 17, 17, 18. Köy Mezarlığı; 24. Yelken; 26, 27. Yaz Mevsiminde Bir Gün; 31. Nerdesin: Çıkmaz Aylar; 36, 36, 36, 36, 36. Güvercin; 48. İhtiyar Âşık; 51. Lahit; 60. Mezar Taşları; 63. O Gece; 71. Yılda Bir; 76. Orda Bir Köy Var Uzakta: Toprak Cenneti; 96. Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99, 99. Sofra; 125. Köy Odası; 126. Ağaç: Ağaç; 139, 145, 146. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 151, 153. Güzelleme İzmir Üzerine; 158. Afyon Destanı; 161. Nenni Nenni: Havacıya Türkü; 194. Paris Acıları: Gezmeler; 205. Kartiye Laten; 206, 206. Kış Ayları; 217. Gelişigüzel: Erdek Mehtabı; 231. Kıyıda; 232. Şimal Rüzgârı; 233, 233. Mutluluk; 238. Eylül Mehtabı; 239, 239. ayak T. Tabiat Odam: Köy Mezarlığı; 24. Nerdesin: Çıngırak; 38. Orda Bir Köy Var Uzakta: Uçsuz Bucaksız Bir Toprakta; 99. Halay; 112, 112. Güreş; 113, 113. Ağaç: Ağaç; 138, 144, 147. Urfa Gecesi: Konya Destanı; 163. 48 Edirne'den Şiirler: Edirne'den Şiirler; 171. Şehri Gezerken; 175. Paris Acıları: Bir Gelen; 212. Sisli Geceler; 216. Gelişigüzel: Ben Süleyman; 228, 228, 228. ayar Ar. Orda Bir Köy Var Uzakta: Unutmam Sizi; 131. ayaz T. Nerdesin: Siz Ağaçlar; 75. Başbaşa; 87. Orda Bir Köy Var Uzakta: Mayıs 2001; 104. Ördek Ağıdı; 110. aydın T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Taraktor; 101. Unutmam Sizi; 132. Urfa Gecesi: Güzelleme İzmir Üzerine; 157. Afyon Destanı; 161. aydınlık T. Tabiat Odam: Annem; 23. ayıl- T. Urfa Gecesi: Urfa Gecesi; 153. ayırabil- T. Nenni Nenni: Havacıya Türkü; 195. ayırma- T. Ağaç: Ağaç; 144. ayna Far. Nerdesin: Ayna; 86, 86, 86. aynı T. Ağaç: Ağaç; 140, 140, 140. Paris Acıları: Yabancılar; 210. ayran T. Orda Bir Köy Var Uzakta: Es Kabayelim Es; 117. ayrı T. Nerdesin: Hülya İçinde