İşletme Doktora Programı / Business Administration PhD Program
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11413/90
Browse
Browsing İşletme Doktora Programı / Business Administration PhD Program by Title
Now showing 1 - 20 of 25
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access 2008 küresel finansal krizinin Türkiye, Japonya ve Çin'de demir çelik sektörüne etkileri üzerine ekonometrik bir uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Taşdelen, Selvihan; Çetiner, Emine Müge2008 küresel finansal krizi, 1929 Büyük Bunalımından bu yana yaşanan en büyük ekonomik kriz olarak kabul edilmektedir. Amerika'da başlayan ve küresel olarak tüm dünyayı etkisi altına alan 2008 finansal krizi, tüm ülkeleri ve sektörleri etkilediği gibi demir çelik sektörünü de etkilediği görülmektedir. Bu bağlamda, sunulan çalışmanın konusu, 2008 küresel finansal krizinin, Türkiye, Japonya ve Çin demir çelik sektörleri üzerindeki etkisinin ekonomik olarak test edilmesidir. Hedef, küresel finansal krizden, demir çelik sektöründe hangi ülkenin ne düzeyde etkilendiğini araştırmaktır. Çalışma, ülkeler bazında demir çelik sektörünün teorik olarak incelenmesi ve küresel finansal krizin etkilerinin belirlenmesi için yapılmıştır. Metodolojik olarak da, ülkelerin demir çelik tüketimleri, ihracatları, ithalatları ve gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) verileri ele alınarak krizin etkilerinin ortaya konulması amacıyla, kriz öncesi ve sonrası değişkenler için kukla değişkeni kullanılarak, 1990-2019 yılları arası için otoregressif hareketli ortalamalar modeli (ARIMA) uygulanarak ekonometrik bir analiz yapılmıştır. Analiz bulgularına göre, vaka ülkelerdeki demir çelik sektörünün 2008 krizinden etkilendiği gözlemlenmiştir.Publication Open Access Atıl kaynakların blokzinciri üzerinden menkulleştirilerek finansal varlıklara dönüştürülmesi: Bir model önerisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Çağlar, Onur Baran; Çetiner, Emine Müge; Çarıkçıoğlu, Peyami Sefa; Gökçen, Başak AtamanToplumda kabul gören ve iyiyi, güzeli öven estetik değerler, insan davranışlarını doğruya yönlendiren kültür ve sanat ortamlarıdır. Türkiye'de kültür ve sanat varlıklarının çeşitliliği dikkate alındığında sadece artan sayıda sanat yatırımcısının yanında kamusal anlamda sanat varlıklarının finansal risk ve yatırım durumunun araştırılmasına ihtiyaç vardır. Ekosistem oyuncularının finansal varlık yönetimi açısından âtıl durumda bulunan sanat eserlerinin değerlendirme algıları ve farkındalıkları bu proje kapsamında irdelenecektir. Sanat eserlerinin finansal risk yönetiminde özellikle çoklu mülkiyet haklarının Blokzincir2 ağı ve bağlı teknolojiler ile mümkün hale gelmesi, kanıta bağlı görünür varlıkların artmasına ve dijital haklar yönetimi ve uzlaştırma konusunda yeni nesil sözleşmelere olanak sağlamaktadır. Atıl durumdaki kaynaklarımız, taşınmaz menkuller, tarih, sanat ve antika eserlerimiz asıl değeri üzerinden finansman aracı olarak kullanılamamaktadır. Aile şirketleri başta olmak üzere girişimciler alternatif finansman kaynaklarına ve varlıklara ihtiyaç duymaktadır. Bu tezde; âtıl kaynakları gerçek değeri üzerinden alternatif finansal varlığa dönüştürme modeli önerilecektir. Model, Sanat eserlerinin fiziksel olarak farklı teknik altyapılar ile çalışabilir, ancak bu çalışmada NFC mikro-işlemcileri ile takip edilebilirliği baz olarak alınmıştır. Önerilecek model kapsamında Blokzincir ağı ve bağlı teknolojiler ile bireylerin veya kurumların sahibi oldukları sanat eserlerini menkulleştirilmesine yönelik mali düzenleme esasları, teknolojik ve hukuksal koruması konusunda veriler kullanılacaktır. Dünyada son dönemde varlık yönetimi konusunda artan finansal modellerin etkileri sanat eserleri konusunda da önemli gelişmelere neden olmuş ve sanat eserlerinin finansal varlık olarak tanımlanmalarına neden olmuştur. Özellikle sanat alanında teknolojik yenilikler ile birlikte dijital sanat gibi yöntemler ile ortaya çıkan eserlerde yatırımcı profili de çeşitlenmekte ve yeni nesil finansal modeller oluşmaktadır. Ayrıca, mevcut finansal varlıkların günlük dalgalanmalarından bağımsız bir alternatif yatırım aracı olabilir. Oldukça yeni bir bakış açısı olarak değerlendirilen bu modeller özellikle sanat eserleri konusunda farkındalığı yüksek olan bireysel veya kurumsal yatırımcılar açısından âtıl kaynak yönetiminden aktif finansal modele dönüşümün önünü açacaktır.Publication Open Access Bağımsız denetimde görüş ve görüşü etkileyen unsurlar üzerine bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Erdoğan, Tolga; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaBu çalışmanın temel amacı denetçi tarafından yapılan denetim sonucunda verilen olumlu görüş dışındaki şartlı görüş, olumsuz görüş ve görüş bildirmekten kaçınma türleri için denetçinin görüşünü etkileyen unsurların neler olduğunun tespit edilmesidir. Bu çalışmada öncelikli olarak denetimin tanımı yapılarak tarihsel gelişimi ele alınmış, denetimin türleri, amaçları ve yararları incelenmiştir. Genel Kabul Görmüş Denetim Standartları ve ardından Uluslararası Denetim Standartlarının ortaya çıkışı ve gelişimi ile son olarak Türkiye Denetim Standartlarının ortaya çıkışı ve gelişimi incelenmiştir. Çalışmanın diğer bölümünde denetimde görüş oluşturma ile yakından ilişkili BDS 700 ve BDS 705 incelenmiş bununla birlikte denetim raporu, yeni denetim raporu projesi ve raporun yeni şekli, denetim görüşü, görüş oluşturma ve olumlu görüş dışında bir görüş bildirilmesi incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde çalışmanın temel amacı olan denetimde olumlu görüş dışında bir görüş verilmesine neden olan unsurların tespitine ilişkin bir çalışma yapılmıştır. Bu kapsamda 2015-2019 yılları arasında Borsa İstanbul'da işlem gören ve bilgilerine ulaşılabilen 430 şirketin bağımsız denetim raporları incelenerek denetçinin kararında etkili olan unsurlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırmaya beş yıllık sürede tüm denetim raporlarına ulaşılabilen şirketler dahil edilmiş olup tüm sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerin olumlu görüş dışındaki tüm görüş türleri ele alınmıştır. Bu sayede sektör ve görüş türü ayrımı yapmaksızın görüş üzerinde etkili olan unsurların tespit edilmesi amaçlanmıştır.Publication Open Access Borsa İstanbul hisse senedi piyasasındaki kesitsel anomaliler(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Avedikyan, Sevan; Çetiner, Emine Müge; Çetiner, MügeYatırımcı davranışını açıklayan çeşitli teoriler mevcuttur. Bunlar yatırımcıların rasyonel davranış gösterdiklerini varsayan Beklenen Fayda Teorisi, Markowitz Modeli, Finansal Varlık Fiyatlandırma Modeli, Etkin Pazar Hipotezi şeklindedir. Kahneman ve Tversky 1979 senesindeki çalışmasında yatırımcıların rasyonel olmayan davranışlar gösterebildiğini ispatlamış ve Beklenti Teorisini ortaya koymuşlardır. Piyasaya ulaşan bilgiler menkul kıymet fiyatlarına tam ve doğru olarak yansıyorsa bu piyasalara etkin piyasalar denilmektedir. Buna karşın dünyada birçok piyasa incelenmiş ve pek çoğunun etkin olmadığı araştırmacılar tarafından ispatlanmıştır. Etkin pazar hipotezinin varsayımları ile çelişen bu tür bulgulara anomali ismi verilmektedir ve beş türü mevcuttur. Haftanın belirli günleri veya tatiller gibi bazı dönemlerde, hisse senedi getirilerindeki farklılaşmalar dönemsel anomali olarak anılmaktadır. Firmaya özgü bir takım faktörlere göre hisse senedi getirilerinde yaşanan değişimler ise kesitsel anomali başlığı altında incelenmektedir. Döviz kuru, enflasyon gibi ekonomik bazı faktörler nedeni ile hisse senedi getirilerinde ortaya çıkan farklılaşmalara ekonomik faktörlere dayalı anomaliler denilmektedir. Eğer yatırımcılar teknik ve temel analiz yöntemi ile gelir elde edebiliyorsa teknik anomaliler piyasada mevcuttur. Seçim gibi siyasi bazı olaylardan dolayı ortaya çıkan hisse senedi getirilerindeki farklılaşmalar, politik faktörlere dayalı anomaliler olarak isimlendirilmektedir. Çalışmada ilk olarak Fama ve Macbeth tarafından 1973 senesinde kullanılmış olan kesitsel regresyon analizi yöntemi ile kesitsel anomalilerin Borsa İstanbul Hisse Senedi Piyasasında Ocak 2009 - Aralık 2015 döneminde mevcudiyeti araştırılmıştır. Buna ek olarak toplam piyasa değerlerine göre küçük firmalar, büyük firmalar ve tüm firmalar için anomalilerin mevcudiyeti incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda firma büyüklüğü ve momentum anomalilerinin incelenen dönemde mevcut olmadığı, buna karşın piyasa değeri/ defter değeri anomalisi ile temettü verimi anomalisinin mevcut olduğu gösterilmiştir. Küçük firmalar, büyük firmalar ve de tüm firmalar için benzer sonuçlar elde edilmiştir. Bu piyasanın etkin bir pazar olmadığı da çalışmanın bulguları arasında yer almaktadır.Publication Open Access Duygusal emeğin örgütsel vatandaşlık üzerindeki etkisinde örgütsel yaşamda yalnızlığın aracı rolü: Bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Turhan, ÖzgeBu çalışmanın temel amacı, duygusal emek ile örgütsel vatandaşlık arasındaki etkileşimde örgütsel yaşamda yalnızlığın aracılık rolünün tespit edilmesidir. Dört ana bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde örgütsel vatandaşlık davranışının kavramsal çerçevesi ele alınmıştır. İkinci bölümde, duygusal emek kavramı incelenmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise, örgütsel yaşamda yalnızlık kavramı ele alınmıştır. Çalışmanın son bölümü olan dördüncü kısımda araştırma kısmına yer verilmiştir. Bu bölümde duygusal emek ile örgütsel vatandaşlık arasındaki etkileşimde örgütsel yaşamda yalnızlığın aracılık etkisine yönelik analizler gerçekleştirilip, sonuçları paylaşılmaktadır. Araştırma İstanbul ilinde bilişim sektöründe faaliyet gösteren ERP (Kurumsal Kaynak Planlaması) firmalarında çalışan danışmanlara yönelik gerçekleştirilmiştir. 440 denekten toplanan verilere göre duygusal emek ile örgütsel vatandaşlık arasında pozitif yönlü anlamlı etkileşim olduğu, duygusal emek ve örgütsel vatandaşlık tutumlarını örgütsel yaşamda yalnızlığın negatif yönlü etkilediği tespit edilmiştir. Bu etkileşimde alt boyutlardan yüzeysel rol davranışının anlamlı katkısı olmadığı da tespit edilmiştir. Örgütsel yaşamda yalnızlığın aracılık rolünün tespitine yönelik gerçekleştirilen hiyerarşik çoklu regresyon analizleri sonucunda, sadece sosyal arkadaşlık alt boyutunda kısmi aracılık etkisi olduğu saptanmıştır. Demografik özelliklere yönelik gerçekleştirilen fark analizleri sonucunda, duygusal emek sergilemenin, örgütsel vatandaşlık sarfetmenin ve yaşanılan yalnızlığın cinsiyetlere göre farklılık göstermediği saptanmıştır. Yaş, medeni durum, toplam kıdem, çalışılan pozisyon, gelir durumu ve öz ebeveyn ile büyüme durumlarına göre gruplar arası anlamlı bir farklılaşma olduğu saptanmış iken, ebeveynlerden her ikisinin eğitim durumunun, işgörenin eğitim durumunun, doğum sırasının farklılık göstermediği tespit edilmiştir.Publication Open Access Eğitim Sektöründe Büyük Veri Destekli Teknoloji Kullanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) TOPTAŞ, OĞUZ; Ali ŞenBilgi çağında teknolojinin ve internetin hızla gelişmesinin sonucu olarak hem özel, hem de kamu kurumlarında bilgisayarlar, akıllı cihazlar gibi bir çok algılayıcılarla toplanan bilgiler devasa veri yığınları oluşturmuştur. Kullanıcıların teknolojik aletleri kullanması sonucunda da geçmişte ürettikleri bu loglar, bilinen hakkında fikir yürüterek geleceğe yönelik tahminlerde bulunma konusunda insanlara yardımcı olur. Ancak bunun için elde edilen verilerin (data) analiz edilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu da günümüzde verilerin analiz edilmek üzere belli bir ortamda toplanmasıyla oluşan "Büyük Veri"yi (Big Data) oluşturmuştur. Günümüzde hızla artan rekabet ortamında özellikle eğitim sektöründe rekabet gücünü elde tutmak ve sektördeki eğitim kalitesini artırmak da, Geleneksel Yaklaşım'dan ziyade elde edilen dataların analizi sonucu yapılan planlamalar ile mümkün olabilmektedir. Geleneksel Yaklaşım'ın eğitim sektörüne katkıları kısıtlı olmakla birlikte aynı zamanda "kurum kültürü algısından" öteye geçememektedir. Bu nedenle her sektörde olduğu gibi eğitim sektörünün başarısında da "Büyük Veri ve teknoloji kullanımı" gereksinimi kaçınılmazdır. Bu çalışmanın amacı eğitim kurumlarında Büyük Veri (Big Data) ve teknoloji kullanımının eğitim kalitesine etkisini irdelemektir. Nicel araştırma yöntemlerinden betimsel araştırma modeliyle basit seçkisiz örnekleme ile yapılan "Eğitim Kurumlarında Büyük Veri ve Teknoloji Kullanımı" konulu anket ve sosyodemografik bilgi formu uygulanmıştır. Araştırma sonucunda eğitim sektöründe Büyük Veri kullanımının eğitimde kaliteyi ve verimliliği artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalişmada, "eğitimde Büyük Veri kullanım alanlarına", "gerçek hayattan örnek uygulamalara" ve "eğitimde Büyük Veri kullanımına yönelik endişelere" yer verilmiştir. Çalışmamızda Büyük Veri konusu değerlendirilirken; "eğitim sisteminde bireyselleştirilmiş öğrenmenin sağlanması, öğrenci performansının iyileştirilmesi, eğitimde verimsiz süreçlerin belirlenmesi, başarıya göre ders içeriklerinin yeniden yapılandırılması, öğrenci performansının takip edilmesi, vb." gibi Büyük Veri ile "yapılanlar ve yapılabilecekler" ele alınmıştır.Publication Open Access Ekip Kaynak Yönetiminde Kabin Ekiplerinin İletişim, Ekip Çalışması ve Stresle Başa Çıkma Tutumları ile Kişilik Yapıları Etkileşimi: Kabin Ekipleri Üzerinde Bir Çalışma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2018) Erdem, Zühal; Paksoy, MahmutBu çalışmanın amacı kabin ekiplerinin kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzlarını Ekip Kaynak Yönetimi çerçevesinde ortaya koymaktır. Bu çalışma dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, sivil havacılık ve uçuş emniyeti ile meydana gelmiş olan uçak kaza ve kırımlarından bahsedilmiştir. Uçak kazalarının en önemli nedenleri arasında, birinci olarak insan faktörünün gelmesi nedeni ile uçuş operasyonunda insanın yeri, ekip kavramı ve havacılıkta ekip çalışması açıklanmış olup bu bölümün sonunda, insan faktörleri ve SHELL modeli üzerinde durulmuştur. İkinci bölümünde, ekip kaynak yönetimi kavramı ve bileşenleri, oluşumuna etki eden uçak kazaları, ekip kaynak yönetimi eğitimlerinin zaman içinde gelişimi ve ekip kaynak yönetiminin bileşenleri açıklanmıştır. Üçüncü bölümünde, kişilik ve ekip kaynak yönetiminde kişilik, ayırıcı özellikler yaklaşımı, beş büyük faktör kişilik özellikleri, kişilik ile ekip kaynak yönetimi ilişkisi ve stres kavramı ile kabin ekibi stres ilişkisi açıklanmıştır. Dördüncü bölüm olan araştırmada ise, Türkiye'de ticari sivil havacılık işletmelerinde çalışan 800 kabin ekibi (kabin memuru/kabin amiri) üzerinde, kişilik yapılarının ve stresle başa çıkma tarzlarının, kabin ekip kaynak yönetimine yönelik tutumları arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik araştırma yapılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde; tanımlayıcı istatistikler korelasyon, regresyon, analizleri kullanılmıştır. Sonuçlara göre; kabin ekiplerinin kabin ekip kaynak yönetimi davranışlarına yönelik tutumları ile beş büyük kişilik faktörü boyutları arasında ve stresle başa çıkma tutumları arasında pozitif ve istatistiki olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Türkiye'de kokpit ekipleri üzerinde yapılan araştırmalar olsa da, kabin ekiplerinin kişilik özellikleri ve stresle başa çıkma tarzları ile KEKY boyutları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır, bu nedenle ilk çalışma niteliğinde sayılabilir.Publication Open Access Havacılık emniyet yönetim sistemlerinde risk kavramı ve risk değerlendirmede çerçeveleme etkisine yönelik Bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Uyar, Tevfik; Paksoy, MahmutBu çalışmanın konusu Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Emniyet Yönetim Sistemi'nde (SMS) risk kavramının ele alınışı ve bu sistemin havacılık işletmelerine önerdiği risk değerlendirme yöntemidir. Amaç sistemin risk yaklaşımının özelliklerini ve varsa eksiklerini tespit etmek, önerdiği risk değerlendirme yönteminin çerçevelenmesi halinde riskten/kayıptan kaçınma olgusuna yol açıp açmadığını ve dolayısıyla yöntemin rasyonel olup olmadığını araştırmaktır. Bu amaçla öncelikle ICAO SMS'in literatürdeki risk ve rasyonellik yaklaşımları açısından bir çözümlemesi gerçekleştirilmiştir. Bu çözümlemeyle ICAO SMS'in riski ontolojik bir perspektifte ele aldığı, riskleri asla sıfırlanamaz olgular olarak gördüğü, sosyolojik anlamda örgüt teorisini benimsediği, bürokrat kültürünü teşvik ettiği, olasılıksal risk analizine dayalı ancak aktüeryal bakış açısına da sahip bir mühendislik yaklaşımını kabul ettiği tespit edilmiştir. Risk ve belirsizlik durumlarını birbirine eşit kabul ettiği, hatta belirsizlik konusunda herhangi bir yaklaşımı olmadığı, operasyonel personeli sınırlı rasyonel kabul ederek insan faktörlerini önemsediği ancak hitaben yazıldığı risk yöneticilerini sınırsız rasyonel kabul ettiği gibi özellikleri de sistemin eksiklikleri olarak tespit edilmiştir. Risk değerlendirme sürecinin de sınırlı rasyonel olup olmadığının testi, risk değerlemenin bir parçası olan "olasılık değerleme" formu ile gerçekleştirilmiştir. Üçü ön araştırma olmak üzere toplamda dört araştırmada ICAO SMS'te kullanılması önerilen risk olasılığı değerlendirme formu olay ifadelerinin "olumlu" olarak çerçevelenmesiyle yeniden düzenlenmiştir. Kontrol grubu olarak çerçevelenmemiş standart form kullanılmıştır. İstenmeyen olay ifadelerinin istenen olay olarak çerçevelenmesinin düşük olasılıklı olaylarda algılanan riski artırdığı, yüksek olasılıklı olaylardaysa algılanan riski düşürdüğü tespit edilmiştir. Bu değişimin nedeninin riskten ve kayıptan kaçınma olduğu, sonuçların kümülatif beklenti teorisiyle ve bu teoriye ait dörtlü modelle uyumlu olduğu gösterilmiştir.Publication Open Access İnternet odaklı teknoloji firmalarının değerlemesinde Schwartz ve Moon Yöntemi'nin kullanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Özkara, Hakan; Köse, Kamil AhmetÇarpanlar yöntemi, indirgenmiş nakit akımları, net varlık değeri gibi firma değerleme konusunda genel kabul görmüş geleneksel yöntemler "Yeni Ekonomi" nin gözde firmaları olan Internet firmalarını değerlemekte zorlanmaktadırlar. Bu çalışma bir tez çalışması olup amacı Internet firmalarının değerlemesinde genel kabul görmüş yöntemlerin değerlendirilmesi, bu yöntemlere alternatif olabilecek yeni bir yöntemin araştırılması ve önerilen yöntemin bir uygulamasıdır. Schwartz ve Moon Yöntemi hızlı büyüyen teknoloji firmalarının değerlemesindeki belirsizliklerin etkisini azaltabilmek için Eduardo Schwartz ve Mark Moon tarafından ilk sürümü 2000 yılında yayınlanan İndirgenmiş Nakit Akımları yöntemine Reel Opsiyonlar Teorisi ve Monte Carlo Simülasyonu yöntemlerini ekledikleri çalışmadır. Bu yöntem Internet firmaları gibi hızlı büyüyen ve başlangıçta çoklukla zarar eden teknoloji firmalarının değerlemesinde geleneksel yöntemlere göre üstün özellikleri olan bir modeldir. Bu çalışmada bu model üzerinde ilave iyileştirmeler yapılmış ve önerilen yeni model Facebook firması üzerinde uygulanarak sonuçları paylaşılmıştır.Publication Open Access Kadın çalışanların psikolojik sermaye düzeylerinin kadın yöneticilere karşı tutumlarına etkisi: Hizmet sektöründe bir araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Ümitvar, Emel Bekmezci; Yozgat, UğurBu çalışmanın temel amacı, kadın çalışanların psikolojik sermaye düzeylerinin, kadın yöneticilere karşı tutumlarına etkisini araştırmaktır. Özellikle hem dünyada hem de Türkiye'de iş hayatında kadın çalışanlara ve kadın yöneticilere karşı bakış açısının temelini toplumsal cinsiyet rolleri oluşturmaktadır. Bu nedenle katılımcıların benimsediği toplumsal cinsiyet rolleri de dikkate alınmıştır. Üç ana bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde pozitif psikolojik sermayenin kavramsal çerçevesi ele alınmıştır. İkinci bölümde ise toplumsal cinsiyet, tutum ve kadın yöneticilere karşı tutum kavramı incelenmiştir. Çalışmanın son bölümü olan üçüncü kısımda araştırma bölümü bulunmaktadır. Bu bölümde kadın çalışanların psikolojik sermaye düzeyleri ile kadın yöneticilere karşı tutumlarına etkisi ve kadın çalışanların toplumsal cinsiyet rollerine (feminen ya da maskülen) göre aralarındaki ilişkiyi incelemeye yönelik analizler gerçekleştirilip sonuçları sunulmaktadır. Araştırma İstanbul ilinde bankacılık/finans sektöründe faaliyet gösteren kadın çalışanlara yönelik gerçekleştirilmiştir. 529 kadın çalışandan toplanan verilere göre pozitif psikolojik sermaye ile kadın yöneticilere karşı tutum arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu, geleneksel toplumsal cinsiyet rollerinin, kadın yöneticilere karşı tutumu negatif yönlü etkilediği ve psikolojik sermaye ile cinsiyet rolleri arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Demografik özelliklere yönelik gerçekleştirilen fark analizleri sonucunda, psikolojik sermaye düzeyinin, kadın yöneticilere karşı tutumun ve toplumsal cinsiyet rollerinin medeni duruma, çocuk sayısına, iş hayatında bulunma süresine, sektörde bulunma süresine, mevcut yöneticisi kadın olanların aynı yöneticiyle çalışma süresine göre farklılık göstermediği saptanmıştır. Diğer taraftan yaş, eğitim durumu, çalışılan pozisyon, gelir durumu, kurumda çalışma süresi, şimdiye kadarki kadın yönetici sayısı, yönetici cinsiyet tercihi, mevcut yöneticisinin kadın olması, mesleği ve toplumsal cinsiyet rollerine göre gruplar arası anlamlı bir farklılaşma olduğu saptanmıştır.Publication Open Access Makine Öğrenmesi Tekniklerinin Bütçe Verimliliğine Uygulanması Üzerine Bir Çalışma(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) DEMİREL, GÖKSEL KIVANÇ; Ali ŞenBu tez çalışmasının amacını satış ve promosyon bilgilerinden elde edilen büyük bir veri seti üzerinde daha az sayıdaki özellik sayısının kullanılarak pazarlamanın etkin olabileceği müşteri kitlesinin çeşitli makine öğrenmesi algoritmaları aracılığıyla seçilerek skorlanması oluşturmuştur. Bu amaç doğrultusunda, geçmiş yıllardan beri toplanılan müşteri bazlı pazarlama verileri üzerinden daha önce pazarlama bütçesi için ayrılmış ve başarılı olunmuş kitle işaretlenerek, deney veri seti farklı makine öğrenmesi algoritmaları KNIME 4.2.1 programında analiz edilmiştir. Makine öğrenmesi algoritmalarının matematiksel ve veri işleme farklılıkları dikkate alınarak, veri seti üzerinde karar ağacı, rastgele orman, çok katmanlı algılayıcı ve gradyan artırma algoritmaları kullanılarak performans analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu algoritmaların sonuçları doğruluk, duyarlılık, kesinlik, seçicilik ve F-Ölçütü oranları belirlenerek birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Pazarlamanın etkin olabileceği müşteri kitlesinin belirlenmesi için kullanılan dört algoritmadan elde edilen doğruluk değerleri birbirlerine yakın olduğundan bu algoritmaların herbirinin kullanışlı olduğu söylenebilir. Ancak en iyi performansı sergileyen algoritmanın gradyan artırma makineleri olduğu görülmüş ve bu algoritmanın pazarlamanın etkin olabileceği kitlenin tespit edilmesinde kullanımı tavsiye edilmiştir. Diğer taraftan, çalışmada özellik sayısının azaltıldığı ve karmaşıklık durumlarının en aza indirgendiği modellerin performans ölçümünden yüksek doğruluk değerleri elde edilmiştir. Bu bağlamda, yapılan çalışma en önemli ve doğru seçilmiş özelliklerden oluşturulan bir modele dayalı analizlerin yapılabileceğini göstermesi açısından değerlidir. Gerçek dünya verilerinin kullanıldığı bu çalışmada, izlenilen yöntemin ve elde edilen bulguların veri bilimine katkı sağlaması ve rehberlik etmesi beklenmektedir. Bu çalışmanın altyapı ve kapsamının geliştirilmesi, şirketlerin finansal öngörüler sağlayabildiği bütçe destek sistemlerinin oluşturulabilmesine olanak sağlayacaktır.Publication Open Access Mobil uygulamaların alışveriş amacıyla kullanılması sürecinde müşteri tatmini, bireysel yenilikçilik, algılanan kullanım kolaylığı ve fiyat duyarlılığı arasındaki ilişkilerin incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2019) Turp Gölbaşı, Bilge; Çarıkçıoğlu, Peyami SefaBu çalışmada mobil uygulamalar aracığıyla yapılan alışverişlerde, tüketicilerin fiyat duyarlılıkları ve algılanan kullanım kolaylıklarının müşteri tatmini ile olan ilişkileri ve bireysel yenilikçiliğin bu ilişkilere etkileri incelenmektedir. Mobil ticaret alanında, mobil uygulamalardan yapılan alışverişlerde özellikle bilgi sistemleri davranışlarını analiz eden araştırmalara az rastlanılmaktadır. Bilgi sistemleri başarılı olarak yönetilir ise, istenilen hedefe, satışlara, pazarlama stratejilerine, pazarlama kanallarına ve daha fazlasına ulaşılabilmesinin yolları açılacaktır. Bu amaçla, kullanıcıların mobil uygulamalarla alışveriş yapmasını sağlamak için mobil teknolojinin kullanımını kolay hale getirmek işletmeler için avantaj yaratacaktır. Yeniliklerin teknoloji ile paralel olarak yarattığı değer, kullanıcıların yeni bilgi sistemlerini benimsemesinde önemli bir değişkendir. Mobil ticarette, fiyatlandırma stratejilerinin tasarımında temel değişken olan alıcıların fiyat duyarlılığını ölçmek, satın alma kararlarını etkileyen en önemli unsurlardandır. Değişkenler tatmin edici seviyeye ulaştığında, mobil pazarlama başarılı sayılabilecektir. Tüm bu değişkenler göz önünde bulundurularak bu araştırmaya uyarlanan bir model önerilmiştir. Bu amaçla düzenlenen 612 kişilik anket çalışmasında, mobil ticaret kullanıcıları seçilmiş ve analiz için AMOS programı ile yapısal eşitlik modelleme (SEM) yaklaşımı kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarında fiyat duyarlılığı ile müşteri tatmini arasında negatif ilişki olduğu, algılanan kolaylığın müşteri tatminini pozitif etkilediği bulgularına ulaşılmıştır. Ayrıca mobil uygulamalar kullanılarak yapılan alışverişlerde, algılanan kullanım kolaylığının ve fiyat duyarlılığının müşteri tatmini üzerindeki etkisinde bireysel yenilikçiliğin moderatör rolü olduğu gözlemlenmiştir. Son olarak bireysel yenilikçilik, moderatör rolü üstlendiği ilişkiler üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir ve müşteri tatminini artırmaktadır.Publication Open Access Müşteri İstek, İhtiyaç ve Beklentilerinin Ürün ve Hizmet Özelliklerine Dönüşümü(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2023) KENDİR, HASAN ALİ; Peyami Sefa ÇarıkcıoğluFirmaların kurum imajını koruması, piyasadaki yerini garanti altına alması ve müşterilerin firmaya karşı güveninin canlı tutulması için müşteri memnuniyeti ve sadakati önemli bir paya sahiptir. Bu çalışmada, müşteri isteklerinin ve beklentilerinin/ihtiyaçlarının ürün/hizmet spesifikasyonlarına dönüşümünün akaryakıt sektörü bağlamında araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmada, müşteri memnuniyeti ve beklentilerinin firmaların sunduğu ürün ve hizmetlerin özelleştirilmesinde etkisinin incelenmesi amacıyla akaryakıt sektöründe bir araştırma gerçekleştirilmiştir. 1519 kişiyle gerçekleştirilen araştırmada KANO modeli ve Net Tavsiye Skoru ölçümleri yapılmıştır. Gerçekleştirilen anket çalışması SPSS ve Lisrel programları aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda, Akaryakıt İstasyonlarında arabadan inmeden ödeme çözümlerinin kullanılmasının tuvaletlerde covid'e özel ek temizlik ve sterilizasyon tedbirlerinin alınması ile kahve hizmeti sunulması üzerinde hem kalite fonksiyon yayılımı (KFY) hem de Net Tavsiye Skoru (NPS – Net Promoter Score) için pozitif etkisinin olduğu belirlenmiştir. Bu bulgu, Kano modelin, KFY'nin ve NPS'in müşteri beklenti ve ihtiyaçlarını ürün tasarımlarına ve sunumuna yansıtarak müşteri memnuniyeti ve sadakati oluşturmak için etkili araçlar olduğu şeklinde yorumlanmıştır. Ayrıca, Akaryakıt İstasyonlarında sunulan hizmetlerin müşteri memnuniyeti ve sadakati yaratması açısından birbirinden bağımsız olmadığı şeklinde yorumlanmıştır.Publication Open Access Sağlık kurumlarında pazarlama bileşenlerinin jkullanıcıların tekrar satın alma niyetine etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı, 2019) Gümüş, Rojan; Arıker, ÇağlaSağlık sektöründe hergün artan rekabet ve daha eğitimli hale gelen sağlık hizmeti kullanıcılarının, beklentilerini karşılayan sağlık kurumlarına yönelmesi sağlık yöneticilerinin bu hareketli sektörde değişen stratejiler uygulamalarını zorunlu kılmaktadır. Sağlık kurumlarının da sundukları kaliteli hizmetlerin yanında, reklam ve tanıtım faaliyetlerinden yararlanmaları ve tedavi süreçlerinde hasta katılımcılığını sağlamaları hasta sayılarını arttırmada önemli bir faktör haline gelmektedir. Bu çalışmanın amacı pazarlama bileşenlerinin sağlık hizmeti kullanıcılarının tekrar satın alma niyetine etkisini ortaya koymaktır. Bu amaçla, sağlık hizmeti kullanıcılarının pazarlama bileşenlerinden ürün, fiyat, tutundurma ve yer algısının marka sadakati ve marka güvenine etkisi bunun da tekrar satın alma niyetine etkisi incelenmiştir. Bunun yanında tedavi süreçlerinde hasta katılımcılığının da sağlık hizmeti kullanıcılarının tekrar satın alma niyetine katkısı araştırılmıştır. Araştırmada Diyarbakır ilinde farklı sosyo-ekonomik düzeyden 681 sağlık hizmeti kullanıcısına sorular yöneltilerek anketler Yapısal Eşitlik Modeli ile test edilmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre, katılımcılık ve tutundurma değişkenleri marka güveni oluşturmada en önemli etken olarak bulunmuştur. Kullanıcılar özellikle özel hastanelerin içinde katkı payı düşük olanları tercih etmekte ve fiyat önemli bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. Marka güveni ve marka sadakati tekrar satın almaya etki etmektedir. Yer değişkeni ile marka sadakati ve marka güveni arasında anlamlı bir ilişki yoktur. Hastanelerde sunulan hizmetler de marka güvenine olumlu etki eden bir husustur. Sağlık hizmeti kullanıcıları için marka sadakati ve marka güveni tekrar satın alma eğilimine katkıda bulunmaktadır.Publication Open Access Sanal Ortamda Finansal İşlem Yapan Farklı Kuşaklardaki Tüketicilerin Teknolojik Risk Farkındalığı ile Satın Alma Kararı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2021) KAYALIDEREDEN, DİDEM; Ali ŞenBu doktora tezinin temel amaçları; ülkemizde 2000'li yıllardan itibaren günlük hayatın bir parçası haline gelen internetin yarattığı riskleri ele alarak, finansal kurumların müşterisi olacak kadar kredibilitesi olan ve en az bir kez online finansal işlem yapan tüketicilerin sessiz kuşak, bebek bombardımanı, X, Y ve Z kuşağı oluşuna göre teknolojik / siber güvenlik algısı ile satın alma davranışı hatta özellikle online satın alma kararı vermesi ile ilişkisini araştırmaktır. Çıktıları; teknoloji nedeniyle oluşan riskler sonucu meydana çıkan siber güvenlik farkındalığı ve algısının farklı yaş gruplarındaki kişilerin satın alma kararında yaratması beklenen değişiklikleri çeşitli hipotezler kurarak tespit edip, bu bağlamda uygun stratejiler oluşturmak ve hem bireysel kullanıcıya hem de kurumsal şirketlere bu risk ve satın alma karar süreci konularında farkındalığı artıracak akademik yaklaşımlar sunmaktır. Araştırmanın ana kütlesi, Türkiye'de bulunan ve internetten en az 1 kez finansal işlem veya alışveriş yapmış olan 18 yaşından başlayarak tüm kuşaklardan tüketicilerdir. Maliyet ve zaman kısıtlarından dolayı online ve basılı anket uygulanmıştır. Örneklem türlerinden "Kolayda" ve "Kartopu Örnekleme" metodları kullanılmıştır. İstatistiksel analizler için SPSS 25 ve AMOS 23 programı kullanılmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre incelenen temel değişkenler olan siber risk algısıyla online satın alma kararının %88.8 ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Bu değişkenlerin kuşaklar aracılığında incelendiğinde de anlamlı farklar yarattığı gözlemlenmiştir.Publication Open Access Sosyal Ağlar Üzerinden Yürütülen Kurumsal İzlenim Yönetim Taktikleri: Türkiye'deki GSM Operatörleri Üzerinde Uygulama(İstanbul Kültür Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İşletme Anabilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2018) Yıldırım, Metin; Yüksel, Cenk ArsunKurumsal İzlenim Yönetimi, olumlu kurumsal imaj sahibi olma sürecinde önemli bir etmendir. Olumlu kurumsal imaj, paydaşların kuruma olumlu yaklaşmalarına yardımcı olmaktadır. Bu kapsamda gerçekleştirilen tez çalışması Kurumsal İzlenim Yönetiminin önemini vurgulamaktadır. Sosyal medya ve sosyal ağlar sunduğu olanaklar nedeniyle, Kurumsal İzlenim Yönetimi taktiklerinin uygulamasında kullanılabilecek en uygun iletişim platformları arasındadır. Tezin ana amacı, farklı ticari başarı seviyesinde olan operatörlerin kurumsal izlenim yönetim taktiklerindeki ayrışmalarının tespiti; kullanılan kurumsal izlenim yönetim taktiklerinin, müşteride yaratığı duygusal tepkinin gerek operatör gerekse kullanılan taktik bazında farklılaşmasının tespitidir. Operatörlerin ilettikleri tweetler tweeti ilk atan taraf itibarı ile iki temel gruba ayrılmaktadır. Bunlardan ilki, operatörlerin ilk tweeti atan taraf olduğu durumdur. Bu mesajlar, kurumun insiyatifi ile başlayan mesajlardır. Tez çalışmasında, operatörlerin ilk tweeti attığı durumda operatörlerin kurumsal izlenim yönetimine olan yaklaşımları analiz edilmiştir. Bu konuda sadece direkt ve kendini tanıtmaya yönelik taktiklerinin kullanımı araştırılmıştır. Operatörlerin ilettikleri tweetlere içindeki ikinci grup ilk tweetin müşteri tarafından atıldığı durumdur. Bu noktada, tüketicilerden gelen sorulara operatörler yanıt vermektedir. Tüketicilerden gelen soruları yanıtlarken operatörlerin izlenim yönetimin yaklaşımları analiz edilmiştir. Bu çerçevede sadece direkt izlenim yönetim taktiklerinin kullanımı araştırılmıştır. Hedeflenen nokta, operatörlerin kurumsal izlenim yönetim yaklaşımlarının saptanması, operatörler arasındaki benzerliklerin ve ayrışmaların belirlenmesi ve kullanılan taktiklerin müşterideki duygusal yansımasının değerlendirilmesidir. Çalışmanın sunduğu sonuçlar arasında operatörlerin ilk tweeti kendilerinin attığı durumda her üç operatörün mesajlarında ağırlıklı olarak Kurumsal İzlenim Yönetim Taktiği'nin kullandığı görülmüştür. İlk tweeti müşterinin attığı durumda operatörlerin tüketicilere verdiği yanıtlarda, iki operatörün ağırlıklı olarak Kurumsal İzlenim Yönetim Taktiklerini kullanarak cevap tweetlerini iletirken, bir operatörün bunu tercih etmediği saptanmıştır. Kullanılan taktiklerin dağılımında operatörler arasında farklılıklar olduğu saptanmıştır. Tüketicilerin verdiği duygusal tepkinin farklılaştığı görülmüştür. Kurumsal mesajların iletiminde kullanılan taktikler ile tüketicilere verilen yanıtlarda kullanılan taktikleri ait pozitif tweet oranları arasında anlamlı farklılar saptanmıştır. Kurumsal İzlenim Yönetim kavramı göreceli olarak yeni bir kavram olarak yer almaktadır. Araştırmanın sonuçları, organizasyonların kurumsal imaj yönetiminde sosyal medya üzerinden yürütülen Kurumsal İzlenim Yönetim Taktiklerinin belirlenmesinde rehber olacaktır. Bu kapsamda literatüre katkı sağlayacaktır.Publication Open Access Sosyal Ekonomik Ağlar Üzerinden Gerçekleştirilen Duygusal ve Kültürel Pazarlama Uygulamalarının Tüketici Karar Verme Tarzı İle Kalite Algısı Üzerindeki Etkisi: Sinema ve Film Sektörüne Yönelik Bir Araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi, 2022) BABÜR, YEŞEREN; Cenk Arsun YükselTemel amacı; sosyal ekonomik ağlar üzerinden gerçekleştirilen duygusal ve kültürel çekicilik içeren reklamların tüketici kalite algısı ile tüketici karar verme tarzı üzerindeki etkisini çeşitli değişkenlere göre tespit etmek olan bu araştırma nicel araştırma yöntemiyle yapılmıştır. Araştırma kapsamında kolaydan örneklem yöntemiyle seçilen toplam 1228 katılımcı ile 5'li Likert ölçeğinden oluşan bir anket uygulaması çevrim içi olarak yapılmıştır. Araştırma ölçekleri literatürde önerilen güvenilirlik ve geçerlilik testleriyle sınandıktan sonra araştırma hipotezlerini test etmek amacıyla korelasyon analizinin yanı sıra, ikili ve çoklu regresyon analizleri yapılmıştır. Ayrıca bireylerin sosyal medya benimseme düzeyinin aracılık rolünü tespit etmeye yönelik moderatör/hiyerarşik regresyon analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda duygusal ve kültürel içerikli reklam çekicliklerinin gerek tüketicilerin karar verme tarzları üzerinde (satın alma davranışana yönelik) gerekse kalite algısının oluşumunda pozitif yönde güçlü bir etkiye sahip olduğu; duygusal reklam çekicliğinin kültürel reklam çekiciliğine göre daha güçlü etkiye sahip olduğu her iki reklam çekicliğinin karar verme tarzı üzerinde kalite algısına göre daha güçlü etkiye sahip olduğu anlaşılmıştır. Araştırmanın diğer bir önemli bulgusu ise duygusal reklam çekiciliğinin tüketici karar verme tarzı ile kalite algısı üzerindeki etkisinde "sosyal medya benimseme düzeyinin" aracı rol üstlendiğine ilişkindir. Ancak bireylerin sosyal medya benimseme düzeyinin kültürel reklam çekiciliğinin tüketici kalite algısı ve satın alma davranışına yönelik karar verme tarzı üzerindeki etkisinde herhangi bir aracılık fonksiyonu bulunmamaktadır. Araştırma sonunda ulaşılan bulgulara göre gerek film ve sinema sektörü temsilcilerine yönelik gerekse gelecekte aynı konuda yapılacak araştırmalar için bazı öneriler geliştirilmiştir.Publication Open Access Spor ürünlerinin satın alınmasında S.a.v.e. pazarlama karmasının marka farkındalığı ve marka bağlılığına etkisi: Besyo örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2020) Kara, Funda; Bilişik, Murat TahaS.A.V.E. pazarlama karması elemanları (Solution: Çözüm; Access: Erişim; Value: Değer; Education: Eğitim), geleneksel pazarlama anlayışının çağımızın ihtiyaçlarına yeterince karşılık verememesi üzerine literatürde yer almaya başlamıştır. Bu yaklaşımın spor pazarlaması ve spor tüketicilerinin satın alma kararları üzerinde etkisinin olup olmadığını değerlendirmek bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Günümüzde spor tüketicilerinin spor pazarlamasının boyutlarını algılayış biçimi kadar, satın aldıkları spor ürünlerinin marka boyutu da önemli hale gelmiştir. Bu kapsamda çalışmamızın amacı; S.A.V.E. karmasının, Türkiye'nin ulaşılan devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 900 BESYO öğrencisinin marka farkındalığına ve marka bağlılığına etkisini anket tekniği ile araştırmaktır. Hipotezlerin testleri için Yapısal Eşitlik Modellemesi (YEM) kullanılmıştır. Bu model yardımıyla elde edilen bulgulara göre; S.A.V.E. pazarlama elemanlarının, öğrencilerin sportif ürün satın alma kararlarına ilişkin marka farkındalıkları ve marka bağlılıkları üzerinde pozitif etkiye sahip olduğu görülmüştür. Sonuçlar özellikle katılımcıların marka farkındalığını daha çok etkilediğini göstermiştir. Anahtar Sözcükler: S.A.V.E. Pazarlama Karması; Spor Pazarlaması; Yapısal Eşitlik Modeli; Marka Farkındalığı; Marka BağlılığıPublication Open Access Toplum kültürü ile örgüt kültürü etkileşimi: Türkiye'de bir özel okul çalışanları üzerinde bölgeler arası araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Bıçakçı, Cem; Paksoy, MahmutBu çalışmanın temel amacı, araştırmacı Hofstede'nin 1970'li yıllarda başlatmış olduğu ve halen güncellenerek devam eden kültür boyutları araştırma sonuçlarını, Türkiye genelinde bir zincir markaya ait özel öğretim kurumları çalışanları üzerinden test ederek sonuçlarını değerlendirmek ve Hofstede'nin araştırma sonuçlarıyla farklılıklarını incelemektir. Üç ana kısımdan oluşan çalışmanın birinci kısmında kültür kavramı ve toplumsal kültür kavramsal çerçeve açısından ele alınmıştır. İkinci kısımda, örgüt kültürü kavramı incelenmiştir. Çalışmanın son kısmı olan üçüncü kısımda ise araştırmaya yer verilmiştir. Bu kısımda araştırmacı Hofstede'nin uluslararası boyutlarda yapmış olduğu kültür çalışmasının bugünkü sonuçlarını bir özel okul zinciri bazında yineleyip sonuçlarını karşılaştırmak, toplumsal kültür alt boyutları ile örgüt kültürü alt boyutları arasında ilişkiyi inceleyip, örgüt kültürü ve toplumsal kültürün demografik ve coğrafi özellikler bağlamında farklılık gösterip göstermediğini test etmektir. Araştırma, Türkiye genelinde faaliyet gösteren bir özel öğretim kurumları zincirinde çalışan işgörenlere yönelik gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın üçüncü bölümünde, 549 denekten toplanan verilere göre bulunan sonuçlar detaylı olarak sunulmuştur. Demografik özelliklere yönelik gerçekleştirilen fark analizleri sonucunda, toplum kültürü ve örgüt kültürü boyutlarının bazılarında anlamlı farklar tespit edilmiştir. Toplumsal kültürün örgüt kültürünü etkileşiminde ise toplumsal kültür alt boyutlarının örgütsel kültür alt boyutlarını açıklama oranı düşük tespit edilmiştir.Publication Metadata only Tüketici algısı ve tercih nedenleri: Teknoloji kabul modelinin genişletilmesi ve çevrim içi pazar yerleri ile perakendeci çevrim içi alışveriş sitelerinin karşılaştırılması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / İşletme Ana Bilim Dalı / İşletme Bilim Dalı, 2021) Uğur, Elif Demir; Kaya, ÇiğdemGelişen teknoloji ile şekillenen günümüz ticaretinde önemli bir yer teşkil eden elektronik ticaretin (e-ticaret) önemi her geçen gün artmaktadır. Satın alma davranışları, gelişen teknoloji ve internet kullanımının artması dolayısı ile değişim göstermektedir. Son yıllarda çevrim içi pazar yerleri ile perakendeci çevrim içi alışveriş siteleri arasındaki dinamik dikkat çekmektedir. Tüketicilerin çevrim içi alışveriş davranışlarını incelemek için kullanılan en önemli modellerden bir tanesi Teknoloji Kabul Modeli (TKM) olup; bu model bilgi teknolojisinin kullanımını açıklamak ve kullanıcıların bilgi teknolojilerini benimsemesini, kabulünü ölçmek amacı ile kullanılmaktadır. Araştırmada keşfedici sıralı desen kullanılmış olup, öncelikle teorik inceleme yapılmış, sonrasında nitel çalışma kapsamında odak grup çalışması yapılarak değişkenler kontrol edilmiş ve modele konu olan ölçekler belirlenmiş, model genişletilerek Yorum-Puan ile Özelleştirilmiş Ürün ve Hizmet ölçekleri eklenerek TKM genişletilmiştir. Anket uygulaması öncelikle 400 katılımcı ile pilot anket çalışması ile test edilmiş güvenirlik ve geçerlik analizleri yapılmış, yapılan kontroller ile soruların net anlaşıldığı tespit edilmiş ve pilot veriler de dahil edilerek toplam 1100 kişilik anket sonuçlarına göre model test edilmiş, doğrulanmıştır. Elde edilen verilerin analiz sonuçlarına göre, çevrim içi pazar yerleri ile perakendeci çevrim içi alışveriş siteleri, tüketici algısı ve tercih nedenleri bakımından karşılaştırılmış ve anlamlı bir fark olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu tez literatüre, e-ticaret ve perakende sektörüne katkıda bulunmaktadır.