Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Postgraduate Education Institute
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/1
Yasal Uyarı ⚠️
Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz.
İKÜ Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing Lisansüstü Eğitim Enstitüsü / Postgraduate Education Institute by Rights "info:eu-repo/semantics/restrictedAccess"
Now showing 1 - 11 of 11
- Results Per Page
- Sort Options
Publication 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’na Göre Adam Çalıştıranın Sorumluluğu(Seçkin Yayıncılık, 2016) ATEŞ, ZEHRA GİZEMAdam çalıştıranın sorumluluğu kusursuz sorumluluk hallerinden biridir. 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda İstihdam Edenlerin Mes’uliyeti olarak düzenlenen mad- de, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda Adam Çalıştıranın Sorumluluğu olarak düzen- lenmiştir. Maddeye eklenen yeni fıkrada adam çalıştıranın organizasyon sorumluluğu düzenlenmiştir. Çalışmamızda TBK md. 66’nın düzenleniş biçimi, uygulama şartları ve adam çalıştıranın sorumluluğunun hukuki sonuçları ele alınacaktır.Publication Alacağı Devredenin Garanti Sorumluluğu ve Garanti Sorumluluğunun Faktoring Sözleşmelerindeki Görünümü(Seçkin Yayıncılık, 2017) BİLGİÇ, YARGIÖzel hukuka dayalı, üçlü taraf ilişkilerinin bir türü olan alacağın devri, de-vamlı gelişen ve değişen sosyo ekonomik dünyada kişi ve kurumların nakit para ihtiya-cını sağlaması amacıyla işlev gösteren bir müessese olup günümüzde faktoring şirketle-rinin alacağın devri anlaşmalarında sıkça görülmektedir. Bu uygulama gereğince şahısve/veya kurumlar alacaklarını faktoring şirketlerine devreder, nakit para ihtiyaçlarınıkarşılarlar. Geçmiş hukuk sistemlerinde şahsa bağlı borç olma özelliğini koruyan alaca-ğın devri, günümüzde bağımsız bir borç ilişkisi olarak karşımıza çıkmış, ama üçlü tarafilişkisi olması dolayısıyla devredilen alacağın doğmamış veya ileride doğmayacak ola-bilmesi ya da geçmişte doğmuş alacağın devir anında son bulmuş olması risklerini be-raberinde getirmiştir. Aynı zamanda alacağı devralanın borçlu şahsın ödeme gücündenyoksun olmasıyla karşılaşması da olasılıklar içerisindedir. Bu sorunlar karşısında çeşitlimevzuatlarda problemleri çözmek amacıyla bazı düzenlemeler yapılmış ve biz de bumakalede alacağı devredenin garanti sorumluluğu müessesenin daha iyi anlaşılmasınısağlamak adına ilginç çözüm önerileri getirmiş kanuni düzenlemeleri incelemekteyiz.Publication Anayasa’ya Aykırı Bir Vergi Örneği: Bina Vergisi(Seçkin Yayıncılık, 2016) CANGÜLOĞLU, YASEMİNServet vergisinin bir alt türü olan emlak vergisinde, bina vergisinin matrahının tespit edilebilmesi, Türk Vergi Sistemi’ndeki pek çok vergiden farklı olarak, beyana dayalı değildir. Bu çalışmamızda bina vergisi matrahının belirlenmesinde bir kıstas olan bina met- rekare normal inşaat maliyet bedellerinin, Maliye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından belirlenmesi ve ilgili bakanlıklar tarafından belirlenen bu bedellere karşı da yalnızca Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği tarafından dava açılabile- ceğini kabul eden, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 49 maddesinin (a) fıkrası, Anayasa’nın 73. maddesinde düzenlenen yasallık ilkesi ile yine Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti açısından değerlendirilerek ele alınmaya çalışılacaktır.Publication Aşırı Yararlanma(Seçkin Yayıncılık, 2016) BİLİÇ, YARGILiberal hukuk sistemlerindeki Borçlar Hukuku'nun en temel ilkelerinden olan sözleşme özgürlüğünün gereği taraflar kendi aralarında sözleşme yaparken edim ve karşı edimlerini serbestçe belirleyebilecek olup bunun için bir denge de gözetmeyebilir- ler. Ancak sözleşmelerin kuruluşu sırasında edimler arasında her ne kadar ekonomik bir dengenin olması kural olarak zorunlu olmasa da edimler arasındaki dengesizliğin aşırı olduğu hallerde zayıf olan tarafı korumak amacıyla hukuk sistemlerinde belli sınırlama- lar getirilmiştir. Eski adı ile gabin, şimdi ki 6098 Sayılı TBK'da Aşırı Yararlanma olarak geçen kurum ile değinilen sınırlamanın mahiyetini daha iyi anlayabilmek adına yapılan ayrıntılı incelemelerimizi bu çalışmamızda sunmuş bulunmamaktayız.Publication The Effect of Wearing High Heels on Lower Extremity Kinematics During Walking for Female with Hypermobility(Elsevier Ireland Ltd., 2023) AYAN, BUSE; AKALAN, NAZİF EKİN; ÖNERGE, KÜBRA; KUCHIMOV, SHAVKAT; EVRENDİLEK, HALENURPublication Haksız Tahrik Kurumu Üzerine Bir İnceleme(Seçkin Yayıncılık, 2019) BIKMAZ, RAİFHaksız Tahrik, failin bir suçu, mağdurun hukuka aykırı eylemlerinin kendisinde doğurduğu öfke ve derin elemin etkisi altındayken işlemesi halinde dikkate alınması icap eden bir Ceza Muhakemesi Hukuku kurumudur. Türk Ceza Hukuku’nda, haksıztahrik bir genel düzenleme olarak kaleme alınmıştır dolayısıyla şartlarının vuku bulduğutüm durumlarda uygulanması (Haksız Tahrik’in uygulanması doğası gereği imkansızolan durumlar hariç olmak üzere) gerekir. Mukayeseli Hukuk penceresinden bakıldığında,bazı hukuk sistemlerinde bir genel düzenleme olarak kaleme alınan haksız tahrikdiğer hukuk sistemlerinde ise özel düzenleme olarak belirli suçlar için düzenlenmiştir.Ancak genel düzenleme olarak düzenlenmediği sistemlerde dahi verilecek makul cezanınbelirlenmesinde dikkate alınması gereken bir durum olduğu Kabul edilmektedir.Bu çalışmamızda, failin bir suçu mağdurun eylemlerinin psikolojik etkisi altındaiken işlemesi; Haksız Tahrik’in bir genel düzenleme olarak düzenlenmesinin gerekliliğive son olarak Haksız Tahrik’in mukayeseli hukuktaki uygulaması inceleme konusu yapılmıştır.Publication İyi Niyetli Sebepsiz Zenginleşenin Geri Verme Borcunun Sınırlandırılması Sorununun Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirilmesi(Seçkin Yayıncılık, 2018) Kuzgun, Şerife; KUZGUN, ERSANSebepsiz zenginleşme TBK 77-82. maddeleri arasında düzenlenmiş oluphaklı bir neden olmaksızın bir kimsenin malvarlığının başka bir kimsenin malvarlığıaleyhine çoğalmasıdır. TBK m.79/1’e göre, iyi niyetli sebepsiz zenginleşenin geri vermeborcunun kapsamı, fiilen elde ettiği zenginleşme değil de geri istenme anında malvarlığındamevcut bulunan, henüz elden çıkarmadığı zenginleşme miktarıdır. Çalışmanınamacı TBK 77. maddede düzenlenen sebepsiz zenginleşmenin özellikle iyi niyetlisebepsiz zenginleşenin geri verme borcunun sınırlandırılmasına ilişkin kısmını hukuksalaçıdan ve güncel Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirmektir. Yargıtay HukukDaireleri arasında, iyi niyetli sebepsiz zenginleşenin geri verme borcunun sınırlandırılmasıkonusunda görüş ayrılıkları mevcut olup Yargıtay 3., 7, ve 22. Hukuk Daireleri’ninkararlarında “iadesi gereken borç para borcu olduğunda, iadesi zamanında borçlununelinden çıkmış olması veya harcanarak tükenmiş olmasının borçlunun iade yükümlülüğünüortadan kaldırmayacağı” görüşünün ağırlık kazandığı, Yargıtay 4. ve 9.Hukuk Daireleri kararlarında ise “iadesi gereken borç para borcu olduğunda takdir yetkisininkullanılmasında sosyal içerikli saiklerin etkili olduğu görülmektedir. Çalışma ilebirlikte iyi niyetli sebepsiz zenginleşenin geri verme borcunun hangi kriterler dikkatealınarak sınırlandırılabileceği Yargıtay’ın son dönemde vermiş olduğu kararlar ile birlikte değerlendirilmiştir.Publication Karayolları Trafik Kanunu’na Göre Araç İşletenin Hukuki Sorumluluğu(Seçkin Yayıncılık, 2016) SİVRİ, AHMETMotorlu araçların zarara her an yol açma potansiyellerinden dolayı trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk halini, bir tehlike sorumluluğu olarak görmekteyiz. Araç işletenin sorumluluğu tehlike sorumluluğunun en çok karşılaşılan bir konusuolup 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda özel olarak düzenlenmiştir.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, on üç bölüm, 138 maddeden oluşmaktadır. Hukuki sorumluluk ve sigorta sekizinci kısımda yer bulmuş ve beş bölüme ayrılmıştır:birinci bölümde (KTK. m.85-90) işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu, ikinci bölümde (KTK. m.91-100) sigorta, üçüncü bölümde(KTK. m.102-107) özel durumlar, dördüncü bölümde (KTK. m.108) garanti fonu (güvence hesabı), son bölümde (KTK. m.109-111) ise ortak hükümler olan zamanaşımı, yetkili mahkeme ve sorumluluğa ilişkin anlaşmalar düzenlenmiştir.Publication Temel Hak ve Özgürlüklerin Kötüye Kullanılması Yasağı(Seçkin Yayıncılık, 2012) ÇİFTCİOĞLU, CENGİZ TOPELTemel hak ve özgürlükler kavramı; ulusal ve uluslararası metinlerde çoğu zaman hiçbir ayrım yapılmadan tamamen es anlamda kullanılan kisi hakları, kamusal haklar, insan hakları, temel haklar, kamu özgürlükleri ve vatandaslık hakları gibi terimlerle de açıklanan teorik olarak bütün insanlara tanınması gereken ideal haklar listesini ifade eder. Liberal demokrasilerdeki klasik özgürlük anlayısında temel hak ve özgürlükler tamamen sınırsız (mutlak) bir niteliğe sahiptir. Çağdas demokrasilerde ise, düsünce özgürlüğü dısında sınırsız özgürlük bulunmamaktadır. Gerçekten özgürlüklerin var olabilmesi ve kisi yönünden pratik bir değer tasıyabilmesi için bir takım kayıtlarla çerçevelenmesi yani düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak demokratik bir toplumda temel hak ve özgürlükler sınırlandırılırken bu sınırlandırmanın da sınırları vardır. Bu sınırlandırma sınırsız, keyfi ve temel hak ve özgürlükleri bütünüyle yok edici nitelikte olamaz. Temel hak ve özgürlüklerin varlığının ve tanınmasının doğal sonucu onların kullanılmasıdır. Diktatörlükler temel hak ve özgürlükleri anayasa üzerinde tanırlar, ancak bu hakların kullanılmasını çesitli sınırlamalar ve idari tedbirlerle engellerler. Sınırsız, mutlak özgürlük kavramı toplum ve devlet hayatı içinde yer alamaz. Anayasa ya da kanunlarda herhangi bir özgürlüğe yönelik hiçbir sınırlama nedenine yer verilmemis olsa bile, özgürlüğün kendi yapısından kaynaklanan objektif (nesnel) sınırları vardır. Bu çalısmada esas itibariyle; 1982 Anayasasının 14. maddesinde düzenlenen temel hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılması yasağı incelenmistir. Ancak konunun sistematiği bakımından temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması, buna iliskin ilkeler, temel hak ve özgürlüklerin durdurulması ve temel hak ve özgürlüklerin korunması konuları da ana hatlarıyla ele alınmıstır.Publication Türk Ceza Kanununda Meşru Savunma(Seçkin Yayıncılık, 2016) YAKUT, MUHAMMEDCeza Kanunları genel ve soyut normlar içerdiği için bir davranışın ceza- landırılabilirliğinin her somut olay için belirlenmesi mümkün değildir. Belirlilik ilkesi- nin gereği olarak, bir eylemin suç say ılabilmesi için ceza kanunlarında açıkça hüküm bulunmalı; hangi unsurların gerçekleşmesiyle suçun ortaya çıkacağı ve yasak davranışın sonucunda hangi yaptırımının uygulanacağı açıkça belirlenmelidir. Bunun sonucunda ceza hukuku bak ımından hukuka aykırılık belirli bir hale gelmekte ve önceden öngörü- lebilmektedir. Ceza Hukuku, hukuka aykırılıkların hangi hallerde hukuka uygun bir hale dönüşeceğini de belirlemek durumundadır. Ceza Kanunumuzun belirledi ği bir hukuka uygunluk hali de meşru savunmadır. Bu çalışmamızda giriş bölümünde meşru savunma kavramı öğretideki ve uygulamada- ki görüşler dikkate alınarak açıklanmış, meşru savunma kurumunun tarihsel serüveni hak- kında genel bilgilere yer verilmiştir. Meşru Savunmaya konu olabilecek haklar kısaca belir- tilmiş, Eski Türk Ceza Kanun’unda düzenlenen meşru savunma genel olarak işlenmiştir. İkinci kısımda meşru savunmanın saldırıya ve savunmaya ilişkin şartları, Yargıtay ve öğretideki görüşlerden yararlanılarak yer verilmiştir. Meşru savunma sırasında öngörülen s ınırın a şılması meselesine de genel hatlarıyla değinilmiş, Ceza Muhakemesi açısından meşru savunmanın sonuçları değerlendirilmiştir. Son kısımda çalışma hakkında genel bir değerlendirme yapılmış, meşru savunma- nın kötüye kullanımına da kısaca değinilmiştir.Publication Varagavank Monastery’s Khachkar Motifs: Understanding Production Through Parametric Methods(Birkhauser, 2023) BAYER, SEMİH; Çakıcı Alp, NeşeThis study investigates the traditional religious architecture through the examination of Armenian Khachkar motifs at Varagavank Monastery in Van, Turkey. “Khachkar” is pivotal within Armenian religious architecture, denoting a minor architectural style and symbolising “cross-stone.” The study employs a parametric identification method to extract the fundamental unit of Khachkar motifs and develop a model to explore various variations. By utilising a mathematical analysis, the research showcases the practicality of this approach in facilitating diverse transformations within intricate designs. The study offers a comprehensive analysis of the built heritage found in Armenian religious architecture, enhancing the understanding and appreciation of these cultural artefacts. The findings of this study on Khachkars make valuable contributions to architectural research and deepen our comprehension of their significance in Armenian religious art.