İKÜ Tezler / IKU Theses
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/5
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. İKÜ Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing İKÜ Tezler / IKU Theses by Publisher "İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 34
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access A proposal for a time extension special provision for use with standard forms of contract in construction projects(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2010-10) Beşlioğlu, Yiğit; Zeynep SözenPublication Open Access Aşırı Konsolide Ortamlarda Mekanik Özelleklerin Presiyometre Kullanımı ile Değerlendirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2010) Başhan, ElifBu tezde ilk aşamada presiyometre türlerinden Türkiye'de en yaygın kullanılnan Menard presiyometresi ve metodu incelenmiştir. Çalışma ortamı olarak aşırı konsolide ortamlar ile yumuşak/zayıf kaya olarak tanımlanan zemin ve kaya ortamlar arasındaki geçiş bölgesinin seçilmesinin nedeni genelde sondajlı çalışmalar esnasında örselenmemiş numune alınamamasıdır. Bu tür zeminlerden alınabilen örselenmiş numunelerde yaptırılan zemin ve kaya mekaniği deneylerinde yeterinde doğru sonuçlar vermemesidir. Bu çalışma ile presiyometre deneyinden, aşırı konsolide ortamlar ile çok yumuşak kayaçlar için mekanik parametrelerin doğrudan tespit edilmesini sağlamaktır. Ayrıca, presiyometre deneyinde arazi çalışmasında dikkate edilmesi gereken delgi takımı seçimi, zemin türüne uygun kuyu açma teknikleri, kuyunun göçmemesi için yapılması gerekenler irdelenmiştir. İkinci aşamada, mevcut presiyometre eğrilerine bakıldığında, eğrilerdeki yönelime göre, arazideki ölçüm esnasında kuyuda oluşan deformasyonlardan kaynaklanan olası hataların tespitleri yapılmıştır. Üçüncü aşamada presiyometre eğrisinden Menard Modülünün ve limit basınç'ın tespit edilmesi için önerilen doğrudan veya uzatımlı yöntemler incelenmiştir. Ayrıca, Menard parametreleri ile diğer geoteknik parametreler arasındaki korelasyonlar verilmiştir. Menard parametrelerinden temel mühendisliğine geçiş bağıntılarına da değinilmiştir. Son olarak aşırı konsolide ortamlarda yapılan presiyometre deney uygulamalarından örnekler sunulmuştur.Publication Metadata only Atatürk Havalimanı yeni terminal binasının proje yönetimi uygulamasının irdelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2001) Gürbilek, Andaç; Karataş, HasanPublication Open Access Betonarme binalarda oluşan deprem ve yangınların binaya etkisinin incelenmesi ve bir uygulama örneği(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2006-07) Şentürk, Hasan Orçun; Erdal CoşkunBu çalışmada, betonarme binalarda oluşan deprem ve yangınların binaya etkisi incelenmiş ve uygulama örneği yapılmıştır. Yangınların evreleri ve çıkış nedenleri üzerinde durulmuştur. Otel binasında deprem tetiklemesiyle yangın çıkmasına sebep olacak kaynaklar irdelenmiştir. Analizlerde deprem ile yangının aynı anda etkime olasılığı oldukça düşük olduğu için deprem ile yangın etkileri ayrı ayrı düşünülmüştür. Taşıyıcı sistem önce yangın yükleri altında ele alınmıştır. Taşıyıcı sisteme deprem kuvveti tepki spekturumları ile uygulanmıştır. Malzeme olarak beton elastik homojen olarak kabul edilmiştir. Araştırmanın sonuçları, binaların taşıyıcı sistemlerini oluştururken katlar arasındaki ani kesit değişimlerinin, bina deprem ve yangın yüklerine maruz kaldığında dayanımı etkilediği ve taşıyıcı sisteme aşırı yüklemeler getirdiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler : Deprem, Taşıyıcı sistemler, YangınPublication Open Access Betonarme çerçeve sistemlerde göçme hasar seviyesindeki plastik mafsalların klasik afsallara dönüşümünün performansa olan etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2007-06) Yıldırım, Mahmut; Erdal CoşkunÇalısması kapsamında: 1. Deprem bölgesinde Z4 zemin sınıfında yer alan on katlı simetrik ve ortogonal betonarme çerçeve sistem bir yapının deprem yüklerinin belirlemesi için Mod Süperpozisyon Yöntemi kullanılmıstır. Yapının birinci mod seklindeki yatay yük dikkate alınarak FEMA 356'da yer alan Deplasman Katsayıları Yöntemi ile yapının performansı ve plastik mafsalların hasar seviyeleri incelenmistir. Mod Süperpozisyon yöntemin sonucu yapının periyotları ve mod sekilleri bulunmustur. Sadece 1. mod sekli dikkate alınarak yatay yükler yapıya deprem yükü olarak etkitilerek, (G+0,3Q) yükleme durumundaki itme analizi sonuçları baslangıç durumu kabul edilerek onuncu kattaki bir nolu dügüm noktasında adım adım kuvvet arttırılarak itme analizi yapılmıstır. FEMA 356'da yer alan Deplasman Katsayıları Yöntemiyle yapının performans egrileri olusturulmustur. Mafsallarda göçme hasar seviyesi görüldügü ilk adımda göçme konumundaki plastik mafsallar tespit edilmistir. Bu plastik mafsalların yerlerine klasik mafsallar tanımlanmıstır. Bu islem yapının periyodunu ve mod sekillerini degistireceginden yeniden mod süperpozisyonu analizi yapılarak yeni periyotlar ve mod sekleri bulunmustur.. 1.Mod'a göre yük dagılımları tekrar elde edildi. Aynı islemler tekrarlandı. Sistem göçme konumuna gelene kadar analiz tekrarlanmıstır. Analizlerin yapılmasında ETABS Nonlinear yazılımı kullanılmıstır. Bu çalısmada; göçme hasar seviyesindeki mafsalların klasik mafsallara çevrilmesi sonucu periyot ve performans egrilerindeki degisim incelenmistir. Elde edilen sonuçlar degerlendirilmistir. Anahtar Sözcükler: Mod Süperpozisyon, Plastik Mafsal, Klasik Mafsal, FEMA 356, Deplasman Katsayıları YöntemiPublication Open Access Bina Kullanım Evresinin Denetimine Yönelik Bir Çerçeve Yaklaşım Önerisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2017) Elmas, Eyüp Salih; Hatay Önen, YusufBinalar yapım tekniklerine göre belli bir yaşam ömrüne sahiptir, kullanıcılarının gelişen ihtiyaçları ve olumsuz müdahaleleriyle ömürleri kısalmakta ve olası afetlerde emniyetsiz hale düşmektedirler. 1999 Marmara Depremi ve 2011 Van Depremi sonrasında açıklanan veriler, özellikle binaların kullanım evresinde kullanıcıların olumsuz müdahaleleriyle, yeni yapısal şekil ve fonksiyonlara maruz kaldığını ortaya koymaktadır. Bu tez çalışmasında bina türü yapıların sistem dâhilinde muayene edilmemesi ve verilerin kayıt altında tutulmaması bir eksiklik olarak tespit edilmiş, bu eksikliğin giderilmesi tez çalışmasının temel amacı olmuştur. Bu çalışmada bina türü yapıların daha sağlıklı ve emniyetli bir nitelik kazanması için kullanım evresi sürecinde denetim ve kayıt altına alınmasını amaçlayan bir çerçeve yaklaşım önerisi hazırlanmıştır. Çalışma, dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; problemin tanımlanması, araştırmanın amacı ve önemi, problemin çözümüne yönelik mevcut çalışmalar, literatür taraması, araştırma kapsamı ve araştırmada izlenen yöntem irdelenmiştir. İkinci bölümde; araştırmanın kavramsal çerçevesi açıklanmıştır. Bu bölümde yapı, yapı kimlik ve yapı denetim sistemi kavramları arasındaki ilişkilere ayrıca bina yaşam döngüsü kavramı ve kullanım evresi denetimine ilişkin süreçlere değinilmiştir. Çalışmada bina yaşam döngüsü evreleri kapsamlı bir vaka çalışmasıyla örneklendirilmiştir. Üçüncü bölümde; araştırmanın yöntemi ve araştırmada kullanılan teknikler açıklanmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında durum çalışması ve eylem araştırması süreçlerinde toplanmış olan veriler, içerik analizine tabi tutularak denetim süreci için geçerli olacak kriterler belirlenmiştir. . Durum çalışması ve eylem araştırmaları birbirini takip eden farklı iki dönem içerisinde 7 akademisyen ve 5 sektör uzmanının katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu aşamada kriterler belirlendikten sonra ikinci aşamada Delphi tekniği kullanılarak üç turdan oluşan bir çalışma neticesinde akademisyenler ve sektör uzmanları arasında bir önceki aşamada belirlenen bu kriterlere ilişkin görüş birliği sağlanmaya çalışılmıştır Delphi tekniği ile yürütülen çalışmaya inşaat sektöründe yapı ve yapı denetimi alanlarında bilimsel çalışmaları olan 12 akademisyen ile İstanbul ilindeki belediyelerin imar müdürü veya teknik başkan yardımcısı pozisyonunda olan 19 sektör uzmanı toplam 31 uzman/akademisyen katılmıştır. Durum çalışması ve eylem araştırması süreçlerinde veri toplama aracı olarak; yarı yapılandırılmış görüşmeler, doğrudan gözlem ve literatür taraması kullanılmıştır. Toplanmış olan veriler frekans skorları ve yüzdelik dilim analizine tabi tutulmuştur. Delphi tekniği ile yürütülmüş olan çalışmada, katılımcılardan daha önce belirlenen kriterleri beşli likert ölçeğine göre değerlendirmeleri istenmiştir. Bu işlem için birbirini takip eden iki Delphi anketi kullanılmıştır. Delphi anketleri aracılığıyla toplanan verilerin analizinde genel aritmetik ortalama, standart sapma değeri, medyan (ortanca), mod (tepe değer), yüzde, frekans, minimum ve maksimum değer katsayısı kullanılmıştır. Görüş birliği tanımında genel ortalama, medyan, standart sapma katsayısı değerleri dikkate alınmıştır. Durum ve eylem araştırması süreçlerinde yaklaşık 35 saat belirlenmiş akademisyen/uzmanlarla görüşme yapılmış, konuyla ilgili 79 farklı kaynak, içerik analizine tabi tutulmuştur. İçerik analizi sonucunda 7 alt başlık altında toplam 86 adet yeterlilik ifadesi ortaya çıkarılmış, yapılan çalışma neticesinde 86 adet yeterlilik ifadesinden 64 adeti üzerinde uzmanlar arasında görüş birliği sağlanmıştır. Araştırmanın sonucunda bina türü yapıların kullanım evresi denetimi için gerekli olan kriteler 7 ana kategoride toplanmıştır. Son bölümde ise; bu kriterlerin birleştirilmesi ve formülize edilmesi neticesinde, bina türü yapıların kullanım evresi denetimi için bir çerçeve yaklaşım modeli önerilmiştir. Bu sayede, binaların nitelikli ve uzun ömürlü olmalarını sağlamak, resmi idarelerin denetimini kolaylaştırmak, bina kullanıcılarının emniyetli bir binada yaşamalarını sağlamak amaçlanmıştır. Araştırma neticesinde oluşturulan çerçeve denetim modeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Yerel İdareler tarafından kullanıldığı taktirde bina kullanıcılarının farklı nedenlerle gerçekleştirecekleri olası müdahaleleri denetim altına alarak mevcut problemlerin çözümüne inovatif ve etkin bir kontrol sağlanacağı ve sektörde önemli bir eksikliği gidereceği değerlendirilmektedir.Publication Open Access Çeliğin plastik akma ve pekleşmesinin taşıma gücüne etkisi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2006-09) Pakdel, Vahit Soltani; Erdal CoşkunBu çalısmada, egilme moment etkisi altındaki çelik kesitlerin plastik davranısı, sünek malzemenin özelliginden kaynaklanan peklesme etkisi de dikkate alınarak incelenmistir. Dört bölümden olusan çalısmanın, birinci bölümünde elastik-plastik davranıs ana hatları ile verilmis yapıların plastik analizi konusunda ilgili çalısmalar özetlenmistir. kinci bölümde dikdörtgen kesit ve iki tip I profili üzerinde seçilen farklı elastisite modülü ve birim sekil degistirme oranı için moment-egrilik baglantıların çıkarılmıstır. Üçüncü bölümde moment-egrilik baglantılarında elde edilen dogru denklemlerinden alınan kesitler için bir basit kiris örnegi üzerinde yük-deplasman bagıntılarına geçilmis ve kirisin tasıma güçü irdelenmistir. Dördüncü bölümde bu çalısmada varılan sonuçlar yer almaktadır.Publication Open Access Çelik levha perdeli yapı sisteminin levha kalınlığına bağlı olarak incelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2004-09) SEÇKİN, EDİP; Güven Kıymaz; The purpose of this work is to identify the building response to variations in modeling thicknesses for the steel plate shear wall systems. Different frame models for this system were developed and nonliear pushover analysis were carried out using SAP2000 Structural Analysis Program. The frames investigated involved nonlineer hinges for the beam and column ends and analysis parameters for the pushover analysis. Static pushover analysis was used to assess the performance of frames subjected to lateral forces. The global storey level and roof displacement demands, storey drift ratio demands, base shears and structural periods were obtained by subjecting the eleven frames to a set of lateral forces. The results are compared to evaluate the influence of plate thicknes on the nonlinear response of the frames. According to the results obtained in the studies, it is concluded that varying the plate thickness has a significant effect on the linear and nonlinear response of the frames. It was found and that increasing the plate thicknessresults in higher elastic frame stiffness and a higher lateral load resisting capacity. However, frame ductility reduces in frames with plates of higher thickness.Bu çalışmanın amacı, özellikle çelik yapılarda kullanılan çelik levhalı perde sistemlerinin levha kalınlığının sistemdeki etkileri ve davranışını saptamaktır. Çalışmada Kanada Çelik Standardına göre bazı parametreler ele alınmış ve düzlem çerçeveli 5 katlı bir yapı taşıyıcı sistemi ele alınmıştır. Yapı sisteminde sadece levha kalınlıkları değiştirilerek analizler yapılmıştır. Modellerde moment aktaran çerçeve ve çeşitli gövde kalınlıklarına sahip çelik perdelerde doğrusal olmayan parametreler kullanılmıştır. Çalışmada ele alınan düzlem çerçevelerin performansını tayin etmek üzere deprem riski olan bölgelerde daha popüler olan ve üstünde birçok çalışma yapılan performans esaslı tasarım analizi (pushover) yöntemi kullanılmıştır. Taşıyıcı sistem için 11 farklı çerçeve tanımlanmış ve yapının kat ve tepe noktası yerdeğiştirmeleri, göreli kat ötelemeleri, taban kesme kuvvetleri ve yapı periyotları elde edilmiştir. Bulunan sonuçlarla çerçevenin doğrusal olmayan davranışı üzerindeki etkiler incelenmiştir. Sonuç olarak, yapılarda çelik levhalı perde sistemlerinin levha kalınlığının artmasıyla rijitliklerinin arttığı, depremden dolayı oluşan yatay kuvvetlerin karşılanmasında kapasitenin arttığı ancak sünek davranamadıkları görülmüştür.Publication Open Access Coğrafi bilgi sistemi ve uygulamaları (Gürpınar uygulaması)(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2007-01) Toklucu, Mustafa; Güzel, GürselPublication Metadata only Construction risk management in Libya(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2008) Abumnighir, Belgasem F. O.; Sözen, ZeynepPublication Open Access Effect of particle size on some physical properties of glass ceramic tiles(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005-08) Elbuaishi, Nozhat Moftah; Sarıer, NihalCam amorf, kimyasal tepkimeye girmeyen, gözenekli olmayan bir maddedir. Hijyeniktir ve kolayca geri dönüştürülebilir. Camın yığın (bulk) yoğunluğu yaklaşık olarak 1.300 kg/m3 ve özgül ağırlığı 2.500 kg/m3 tür. Geridönüştürülmüş camın özellikleri de farklı değildir. Çeşitli sanat ve dekoratif uygulamalar için kullanılabilir. Cam seramik yapmanın etkin bir yolu atık camdan yararlanmaktır. Cam seramik karolar duru beyazdan siyaha kadar uzanan çok farklı renklerde oluşturulabilir, görünümleri doğal taşlara benzer olarak bile hazırlanabilir. Bu karolar binaların iç ve dış kaplamasında kullanılmaktadır. Ambalaj malzemelerinin geri dönüşümü pek çok ülkede yeni bir kavramdır. Son yirmi yıldır geri dönüşüm endüstrisinde dikkat çekici değişimler ve uygulamalar gözlenmektedir. İyi işleyen bir geri dönüşüm sisteminin oluşturulması için ekonomik ve yasal çalışmalarla gönüllü çabalar gereklidir. Geridönüştürülmüş cam kullanımı hem ham maddede hem de camı eritmek için gerekli enerjide kayda değer bir tasarruf sağlar. Ham maddeden cam üretimi için gerekli olan enerjinin % 5 `i geridönüşmüş cam kullanılirsa yeterli olmaktadır. Bu da kuşkusuz önemli bir tasarruftur. Bu çalışmada, geridönüşmüş camın öğütülmesi ile elde edilen cam ham maddenin tane iriliği dağılımının uzun ömürlü , ışık geçirgenliği yüksek ve homojen görünümlü cam seramik karo üretimine etkisi incelenmiştir. Daha sonra, tane iriliğinin, sinterleşme sıcaklığı ve süresinin cam seramik karoların mikro yapısına etkisi polarize mikroskop görüntüleri ile çalışılmıştır. Ham madde olarak kullanılan camın kimyasal bileşimi XRF yöntemi ile saptanmıştır. Tane iriliği seçiminin, sıcaklık aralığının ve sinterleşme süresinin cam seramiklerin mikroyapısını, dolayisiyle mekanik ve optik özelliklerini etkileyeceği sonucuna varılmıştır. 0.25 mm tane iriliği aralığından % 50 ve 0.075 mm tane iriliği aralığından % 50 oranında alınarak harmanlanan ham cam karışımının cam seramik hazırlanmasında uygun tane iriliği aralıklardan bir olduğu söylenebilir. Sinterleşme sıcaklığı 800°C ve uygulanabilir sinterleşme süresi 15 dakika olarak belirlenmiştir. Gelecek çalışmalarda renk verici ağır metal oksidlerinin, sinterleşme sıcaklığını düşüren PbO ya da B? O? bileşiklerinin belirli tane iriliği aralığındaki ham maddeye eklenerek, bu değişkenlerin sinterleşme sıcaklığına, süresine ve mikroskobik özelliklere etkisi incelenebilir. Ayrıca mikroskobik çalışmaları desteklemek amacı ile DTA- TG yöntemleri ile ısıl değişim incelemeleri yapılabilir.Publication Open Access Evaluation of bentonite in Libya(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2006) IAB, ADEL KHALED MOHAMEDPublication Open Access İnce daneli zeminlerin koni penetrasyonunda boşluk suyu basınçlarının sönümlenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2009-06) Yekte, Yeşim; Akın ÖnalpIstanbul Kültür Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Inşaat Mühendisligi Anabilim Dali, Geoteknik Bilim Dal Programinda yüksek lisans tezi olarak hazirlanan bu çalşmanin amaci; ince daneli zeminlerde CPTU sönümlenme deneyi ile elde edilen boşluk suyu basinci sönümlenme egrilerinin COMSOL Multiphysics yazilimi yardimiyla Elsworth ve dig. (2006)'nin boşluk genleşmesi teorisine dayanarak modellenmesidir. Bu çalşmada, koni penetrasyon deneyi (CPT)'nin olumlu ve olumsuz yanlar, deneyin uygulanmasi, ölçümler sonucu elde edilen veriler ele alnmiştir. Esas olarak; CPTU sönümlenme deneyi incelenmiştir. Deneyin yaplşi, avantajlar, sönümlenmeyi etkileyen faktörler ve deneyden elde edilen zorlanma modülü(M), rijitlik indisi(Ir), konsolidasyon katsayisi(c) ve hidrolik iletkenlik(k) ayrntl olarak açklanmiştir. Arazi CPTU sönümlenme egrilerinin modellenmesi konusunda Elsworth ve dig. (2006)'nin önerdigi boşluk genleşmesi modeli kullanilmiştir. Bu modelde boşluk suyu basinci artişlar izotrop ve deviatörik gerilmelerin etkisinde drenajsiz kayma direnci Cu, kayma modülü G ve Skempton A parametresi ile tanimlanmaktadir. Zemin siniflarna göre farkl lk gösteren arazi sönümlenme egrileri üç tipe ayrlmiştir. Tip 1 sönümlenme egrisi çogunlukla siltli (ML, MI) ve kumlu (SM, SW-SM) zeminlerde görülmektedir. Tip 2 sönümlenme egrisi çogunlukla killi (CH, CL) zeminlerde karşimiza çkmaktadir; ancak nadiren de olsa siltli ve kumu zeminlerde de görülmektedir. Tip 3 sönümlenme egrisi ise siltli zeminlerde (ML, MI) karşimiza çkmaktadir. Bu egri tiplerine göre bofluk genleşmesi teorisine dayanarak COMSOL Multiphysics yazilimi ile analizler yapilmiştir. Tip 1 egrilerinde SM ve SW-SM kumlar difinda siltli olan zeminlerde arazi egrileri ile programin egrileri uyum göstermiştir. Tip 2 egrilerinde killi ve siltli olan örneklerde uyum yakalanmiştir ancak SM kumda uyum gözlenmemiştir. Tip 3 egrilerinde arazi ve program sonucu elde edilen egriler arasinda tam bir uyum gözlenmiştir. Analizler sonucu kumlu(SM, SW-SM) zeminler dişinda diger zemin siniflar nn sönümlenme egrisi tiplerinin (Tip 1, Tip 2, Tip 3) Elsworth ve dig., (2006)'nin boşluk genleşmesi modeli ile temsil edilebilecegi açklanmiştir. Anahtar kelimeler : CPT, CPTU, Sönümlenme, Boşluk Genleşmesi, COMSOL MultiphysicsPublication Open Access Integration of GPS and GIS(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005) Abdalla, Hamza A. Khalefa; Eren, KamilTwo of most exciting and effective technical developments to emerge in the last tow decade are: the Global Positioning System (GPS) and the Geographic Information System (GIS). GPS is a powerful tool providing a unique position of a specific feature. It allows you to know where you are by consulting a radio receiver. The accuracies range as good as a few millimeters to somewhere around 100 meters, depending on equipment and procedures applied to the process of data collection. While GIS is an extremely broad and complex field, concerned with the use of computers to input, store, retrieve, analyze, and display geographic information. Basically GIS programs make a computer think it?s a map, a map with wonderful powers to process spatial information, and to tell its users about any part of the world, at almost any level of detail. Combining the GPS data with GIS allow for greater capabilities than what GPS and GIS can provide individually. With the combination of two technologies one is able to display the ?Field/Actual Site? on a PC and make information decisions. There is no need to make specific site visits or review several documents/drawings. Also, anther benefit of the integration is the fact that the data can be shared by unlimited users in various departments for their own specific needs and analysis. This work has two main objectives; the first objective is to study the integration of GPS and GIS technologies. The second objective is to design and establish a good and up-to-date base for a modern cadastre system for Beyşehir municipality, Turkey, by using the GPS and GIS techniques and other modern surveying instrumentsPublication Metadata only İstanbul Avrupa Yakası Batı Bölgesi Zeminlerinin Geotekniği ve Zemin-Temel-Yapı Etkileşimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2017) Duran, İlhan Burak; Arel, ErsinBu çalışmanın amacı; İstanbul Avrupa yakası Batı Bölgesi'nde inşa edilen yüksek yapıların temel - zemin etkileşimi(SSI) ve yaygın olarak uygulandığı görülen kazıklı yayılı temel (radyejeneral) sisteminin yapı performansına etkilerinin tanımlanmasıdır. Bölgede yaygın olarak yapılmış sondajlardan gelen numuneler üzerinde yapılan laboratuvar, ve icra edilmiş arazi deneyleri sonucunda; çalışma alanında Güngören Formasyonu üyesi yeşil renkli, orta derecede aşırı konsolide, yüksek plastisiteli(CH) killerin ağırlıkta olduğu görülerek , bu zeminin fiziksel ve mekanik özellikleri tespit edilmiştir. Eldeki bu veriler doğrultusunda sayısal analizlerde kullanılacak modellerde, zemin rijitliğini belirlemede gerekli parametreler sağlanmıştır. Statik ve dinamik analizlerde; zemin - temel sistemi -inşası tamamlanmış yapı, aşamalı olarak birebir benzerlikte modellenmiştir. Analiz yönteminin, mesnetlenme şartlarının, zemin ortamının rijitliğinin ve temelin esnek veya rijit olması durumunun; statik yükler altında taşıyıcı sistemde ve temelde oluşan maksimum düşey deformasyonların yerlerini ve mertebelerini kontrol ettiği saptanmıştır. Çok katlı yapılar için artık geleneksel hale gelmiş olan kazıklı radyejeneral temelin statik durumda SSI üzerindeki iki belirgin etkisi tanımlanmıştır: İlk durumda esnek temeller için gözlemlenen dışbükey oturma kalıbının ortamda kazıkların varlığı ile içbükey şekle dönüştüğü, diğer ikinci durumda oturmaların kontrolü ve taşıma gücünün yükseltilmesi için tercih edilen kazıkların gerçekte yapının düşey perdelerinin davranışı üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu bulgusu elde edilmiştir. Modal analizlerde temel tipinin ve zemin rijitliğinin binanın hakim periyotları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Ayrıca, kazıklı radye temel uygulamasının yapı modlarının değişimine olan katkısının belirlenmesi için analizler yapılmıştır. Yapı ataletini sağlayan elemanlardan olan perdelerin konumunun kütle katılım oranı dağılımlarına etkiler sağladığı belirlenmiştir. Modal analiz değerlendirmeleri sonucunda belirlenen Rayleigh parametreleri, dinamik çözümlerde kullanılan malzeme modellerine uygun olarak tanımlanmıştır. Zeminin modele katılmadığı ankastre mesnetlenme durumu referans alınarak; temel gömme derinliği ile kazıkların, yapının salınımı ve göreceli kat ötelenmelerinde önemli farklılıklar yarattığı belirlenmiştir. Yapılan tüm analizler irdelendiğinde, "kazıklı radyejeneral temel" uygulamasının çok katlı, 4 veya daha fazla bodruma sahip yapılarda için belirgin bir olumlu etki yapmadığı görüşüne varılmıştır. Ancak uygulandığında; kazıkların, yapıdaki taşıyıcı perdeler üzerinde oluşan deformasyonları azaltması yönündeki etkisinin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.Publication Open Access İstanbul Genelinde İnşaat İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Üzerine Bir Araştırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2012-02) Tüzer, Fatma Sibel; Ümit DikmenTürkiye'de iş kazaları ve iş kazalarına bağlı yaralanma, sakat kalma ve ölüm oranları gelişmiş ülkelere oranla ciddi seviyede daha yüksektir. Bu bağlamda hem iş kazalarının en aza ineceği sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının oluşmasını sağlamak hem de 30 yılı aşkın süredir yürürlükte olan iş yasasını güncelleştirmek ve Avrupa Birliği müktesebatına uyarlamak amacıyla 4857 sayılı İş Kanunu yürürlüğe konmuştur. Diğer yandan, tüm dünyada olduğu gibi, eldeki mevcut istatistiklere göre Türkiye'de de inşaat sektörü bu oranların en yüksek olduğu sektörlerden biridir. Bu çalışmanın amacı, inşaat sektöründe yeni yasada öngörülen iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin ne seviyede uygulandığı ile sektörün konuya olan yaklaşımlarının incelenmesidir. Bu amaçla İstanbul'da 104 inşaat şantiyesini kapsayan bir anket ve tarama çalışması yapılmıştır. Bu tez kapsamında elde edilen sonuçlar ortaya konarak sonuçların bir değerlendirmesi yapılacaktırPublication Metadata only İstanbul örnek alanında yapı üretiminde tasarım, yapım ve denetim aşamaları sırasında izlenecek yol, alınması gereken evraklar, belgeler ve örnekleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2001) Hamzaoğlu, Ali; Karataş, HasanPublication Open Access İstanbul'daki rüzgar şartları ve inşaat çalışmalarına muhtemel etkileri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2011-12) YİĞİT, SADIK; Dikmen, ÜmitRüzgar dış mekan komforunu etkileyen önemli faktörlerden biridir. Aynı sebepten, rüzgar dış mekanlarda çalışanların verimliliklerini de etkilemektedir. Bu nedenle, rüzgar şantiye aktivitelerini aksatmakta ve öncesinde dikkatlice planlanmadığı takdirde önemli gecikmelere sebep olabilmektedir. Şantiyede çalışan işçilerin verimliliği ile ilgili bir çok araştırma yapılmıştır. Özellikle yüksek yapıların kaba inşaatı sırasında rüzgar, şantiyedeki bir çok aktiviteye etki etmektedir. Betonarme yapıların inşasında; işçi verimliliği, kalıp imalatı, vinç çalışmaları ve betonlama işlemleri rüzgardan etkilenen aktiviteler olarak sıralanabilir. Bu çalışmanın amacı; İstanbul'daki yüksek binaların inşasında rüzgar etkilerinin inşaat planlamasına olan etkilerinin analitik olarak gösterilmesidir. Analizlerde kullanılan rüzgar verileri Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden temin edilmiştir. Bu çalışma yoluyla İstanbul'daki rüzgar şartlarını ve rüzgar şartlarının inşaat işleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Publication Open Access Kat karşılığı arsa paylı inşaat yapım sözleşmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-10) Kepekçi, Şefika Dilek; Sözen, ZeynepKat karşılığı İnşaat sözleşmesi, tezin ana konusudur. Çeşitli isimlerle tariflenen, ancak içerikleri aynı olan bu sözleşmeler; arsa sahibinin arsası üzerinde tüm giderlerini karşılayarak bina inşa eden yükleniciye, inşa edilen binanın yapım bedeli olarak arsa sahibinin kendisine ait arsa üzerinden pay vererek, her iki tarafı birbirine karşı borçlandıran karma bir sözleşme türüdür. Bu tezin hazırlanmasındaki temel amaç; uygulamada çok sık kullanılan, ancak hukuk sistemimimiz de tam olarak tariflenmemiş ?Kat karşılığı İnşaat Sözleşmesi? nin uygulanması sırasında ne tür ihtilaflara açık olduğunu irdelemek ve bu ihtilafları en az düzeye indirmek için neler yapılması gerektiğini ortaya koymaktır. Tezin hazırlanmasında, halen davası süren yada karara bağlanmış somut olaylardan faydalanılmıştır. Her olaydaki ihtilaf nedenleri araştırılmış ve o ihtilafların yargıya intikal etmeden, sözleşmeye konulabilecek yeni hükümlerle çözülebilmesine yardımcı olmak amaçlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Arsa paylı inşaat sözleşmesi, kat karşılığı inşaat sözleşmesi, eksik ve ayıplı işlerPublication Open Access Kayalarda basma dayanımının don şartlarından etkilenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı, 2008-09) Özberk, Fahri; Akın ÖnalpKayaların yapısı donma-çözülmenin etkisiyle değişime uğramaktadır. Bu değişim kaya bloklarından hazırlanan numunelerin don sonrası basma dayanımları ölçümlerinde artış ve azalma ile beliren değişken sonuçlarla gözlemlenmiştir. Donma-Çözülme etkisiyle basma dayanımları ölçümlerinin her zaman azalmayıp bazen yükselme göstermesi neticesinde kayaların dokularındaki olası değişimler petrografik incelemelerle açıklanmaya çalışılmış ve bu amaçla ince kesit tayinleri yapılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda donma - çözülme sonrası mikroçatlaklardan oluşan boşluklarından bünyesine fazla su alan kaya numunelerinin rekristalizasyon (yeniden kristallenme) artışıyla basma dayanımları yükselmekte, mikroçatlaklardan oluşan boşluklarından bünyesine fazla su alamayan numunelerde ise tam tersine, düşmektedir. Anahtar Sözcükler: Basma Dayanımları, Donma-Çözülme, İnce Kesit Tayinleri, Petrografik İncelemeler, Mikroçatlaklar, Rekristalizasyon.