İKÜ Tezler / IKU Theses
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11413/5
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. İKÜ Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing İKÜ Tezler / IKU Theses by Publisher "İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 21
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Open Access A continuous speech recognition system for Turkish language based on triphone model(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2009) Patlar, Fatma; Ertuğrul SaatçiKonuşma tanıma tabanlı uygulamaların popülaritesi her geçen gün daha da artmaktadır. Bu uygulamalara dikte sistemlerini ve komut arayüzlü sistemleri örnek olarak verebiliriz. Bir ürüne konuşma tanımayı entegre etmek kullanıcıya benzersiz bir kullanım kolaylığı ve etkileşim imkanı sunar. Bizimde buradaki asıl amacımız Türkçe için nispeten hassas çeviri imkanı sunacak geniş kelime dağarcıklı bir sistem tasarlamaktı. Türkçe, sondan eklemeli morfolojisiyle genel olarak Hint-Avrupa dillerinden (İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca vs.) farklıdır. Bu yapısı sözcük dağarcığında büyük bir artışa neden olmakta ve sonuç olarak Türkçe için kelime tabanlı sürekli konuşma tanıma sistemlerinin yapılabilirliği pek mümkün olmamaktadır. Bu gerçeğide göz önüne alarak, bu tezde, akustik modeller, beş durumlu Saklı Markov Modelleri olarak modellenmiş üçlü-sesler temel alınarak oluşturulmuşlardır. Özellik vektörü çıkarımı için Mel Kepstral Katsayılar yaklaşımı tercih edilmiş, eğitim ise Baum-Welch yeniden tahmin algoritmasını kullanan "gömülü eğitim" yöntemi kullanılarak yapılmıştır. Tanıma işlemi bir arama ağı üzerinde işleyen Viterbi Token Passing algoritması kullanılarak gerçeklenmiştir. Bu arama ağı aslında model durumlarının geçişlerler birbirine bağlanmış hali olarak görülebilir. Aynı zamanda daha doğru bir tanıma yapabilmek için ikili dil modellemesi de uygulanmıştır. SMM?i, ?gömülü eğitim? kullanılarak eğitilmiş; tanıma kısmında ise ?Andaç geçirmeli Viterbi algoritması? kullanılmıştır. Konuşmanın analizi ve işlenmesinde MATLAB; modellerin eğitimde ve tanımanın gerçekleştirilmesinde ise Hidden Markov Toolkit (HTK)?den faydalanılmıştır. Eğitim ve testlerde iki ayrı ses veritabanı kullanılmıştır. Genel amaçlı hazırlanmış olan TURTEL veritabanı kullanıcı bağımsız testlerde, daha özel amaçlı oluşturulan hava durumu tahmin raporları veritabanı ise kullanıcı bağımlı sistem testlerinde kullanılmıştır. Konuşmacı bagımsız sistem tanıma testlerinde kelime doğruluk yüzdesi 59-63 olarak hesaplandı. Sistem performansını arttırmak için en uygun karar ağacı budama eşiği seçildi ve bunun sisteme dil modeli ile uygulanmasının ardından yüzde 30-33 arası artış sağlanarak doğruluk yüzdesinde 92-93 arasi değerler elde edildi. Kullanıcı bağımlı olan tek kişilik veritabanında yapılan testlerde doğruluk oranı yüzde 89-93 civarında iken, en uygun karar ağacının ve dil modelinin kullanılmasının doğruluk oranını yüzde 95-97'lere yükselttiği gözlemlendi. Anahtar Kelimeler : Sürekli Konuşma Tanıma, Dil Modeli, Üçlü Ses, Saklı Markov Modeli, İkili Dil ModeliPublication Metadata only Açık kod kullanılarak ağ güvenliği kontrolünün sağlanması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2004) Bedir, Murat; Uzgören, GökhanPublication Open Access An architectural model for content management in e-commerce applications using intelligent agents(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2008-07) AKBULUT, AKHAN; Yılmaz, GürayBu çalışmanın amacı e-ticaret (e-commerce) uygulamalarının içerik toplama ve yönetimi konularına değinerek, bu alanlardaki problemlere bir çözüm önerisi sunmaktır. Ortak bir çatı altında birleşmiş pek çok e-mağaza`nın (e-shop) oluşturduğu e-Alışveriş Merkezi (e-Mall) sitelerde; üye mağazaların gönderdiği ürün bilgilerinin sisteme uygun bir şekilde dâhil edilmesi ve yönetimsel işlevlerin otonom bir yapı ile sunulması gerekmektedir. Bu mimari organizasyon için çoklu-ajan (multi-agent) destekli bir platform kullanılması öngörülmektedir. Çoklu-ajan platformunda farklı görevlerde çalışacak olan ajanlar sırasıyla; gönderilen içeriğin barındırdığı her bir ürün için açıklamalarında geçen kritik kelimeleri belirleyecek, anahtarlama (hashing) fonksiyonları ve kümeleme (clustering) teknikleri kullanarak sistem dâhilindeki en uygun ürün kategorisi altına yerleştirilmesi sağlanacaktır. Anahtar Kelimeler ? Akıllı ajanlar, e-ticaret, e-mağaza, içerik yönetimi, anahtarlama, kümelemePublication Open Access Arama motoru optimizasyonu teknikleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-01) Eğri, Gökhan; Bayrak, CoşkunGünümüz teknolojisinde internetin hayatımıza etkisi gün geçtikçe artmaktadır. İnternet üzerinden ticaret, reklam ve pek çok iş dalı hızla gelişmektedir. Ancak büyük bir hızla gelişen bu dünyada, bilgiye ulaşmak da bir o kadar karmaşık hale gelmeye başlamıştır. Kullanıcılar her gün onlarcası açılan sitelerin hızına yetişemez hale gelmiştir. Bu noktada kullanıcıların hizmetine arama motorları girmektedir. İnternet trafiğinin %93'ü arama motorları tarafından sağlandığı düşünülürse, arama motorları adeta kullanıcıların diğer sitelere yönlendiren yegâne araçlar olmuşlardır. Arama motorlarının bu denli önem kazandığı günümüzde, arama sonuçlarında üstte çıkabilmek ve daha çok kullanıcıya hitap edebilmek için web siteleri arasında ki rekabet artmış durumdadır. Bu rekabetteki bir numaralı unsur ise arama motoru optimizasyonudur. Hazırladığım bu çalışmada öncelikle arama motorlarının önemine, arama motoru sonuçlarının genel hatlarıyla incelenmesine ve SEO'nun önemine değinilmiştir. Ardından SEO'yu etkileyen başlıca faktörler olan PageRank ve TrustRank [1] algoritmaları ile Meta Etiketleri, Robots. txt dosyası ve SEO araçları incelenmiştir. SEO tekniklerine yenilikçi bakış bölümünde ise, günümüzde arama motoru olarak akla gelen ilk isim olan Google'ın son yıllarda yaptığı Panda ve Penguen güncellemeleri analiz edilmiştir. Bu güncellemeler sonucunda SEO'ya etkisi olduğu düşünülen alan adı etkisi, sitede kalma süresi, server yerleşkesi ve kod yapısı gibi farklı etkenler detaylı olarak incelenmiştir. Çalışmamın son aşamasında incelemiş olduğum SEO etkenleri bir proje üzerinde uygulanmıştır. Yapılan uygulama çalışmasında verilen kod örnekleri ile bu etkenlerin bir siteye nasıl uygulanacağı açıklanmış ve bu etkenlerin çalışmaya yaptığı katkılardan bahsedilmiştir.Publication Open Access Beyin elektriksel aktivitesinin ölçümü ve sinyal analizi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2009-06) Tülay, Emine Elif; Erol BaşarBeyin karmaşık ve dinamik bir yapıdır. Beynin dinamik yapısını anlamak için beyin görüntüleme yöntemlerinden biri olan Elektroensefalografi (EEG) yöntemi kullanılır. EEG kayıtları, BrainAmp DC cihazı kullanılarak yerleri 10-20 sistemine göre belirlenmiş 32 kanaldan alınmaktadır. Kayıt ve analiz işlemleri için Vision Recorder ve Vision Analyzer programları kullanılmaktadır. Kullanılan paradigalar ise işitsel ve görsel oddball paradigmalarıdır. EEG salınımları, delta, teta, alfa, beta ve gama dalgalarının süper-pozisyonu ile oluşur. Hızlı Fourier Dönüşümü kullanılarak yapılan güç spektrumu analizi ile artefaklardan temizlenmiş EEG verisi osilasyonel bileşenlerine ayrılır ve her frekansın genlik değerleri elde edilir. Ayrıca beynin farklı bölgeleri arasındaki bağlantıyı ölçmek için kullanılan koherans analizi de uygulanan yöntemler arasındadır. Beyin bir sistemdir ve genel sistem teorisi prensipleri beyin için de uygulanabilir. Beyne uygulanan sistem araştırma prensiplerine göre, beynin her durumunun (uyku, uyanıklık vb.) değişik patolojiler (Alzheimer, Bipolar vb.), değişik cinsiyet ve yaştaki insanlar ve değişik girdi türleri (işitsel, görsel vb.) için incelenmesi gerekir. Bu tez çalışmasında incelenen iki önemli çalışma sonucunda, Alzheimer hastalarında beynin sol frontal ve santral bölgelerin hastalıktan etkilendiği tespit edilmiştir.Publication Open Access C-drug : A medication usage control system(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-01) Çakaloğlu, Tolgahan; Coşkun BayrakGünümüzde, insanların çoğu günlük yaşamdaki yoğunluklarından, hafıza problemlerinden ya da tembelliklerinden dolayı reçetelenmiş ilaçlarını takip edemiyorlar. Bunlara ek olarak, doktorları ile olan randevularını da aynı nedenlerle unutuyorlar. Reçetelenen ilacın zamanında kullanılmaması, tedavi sürecini uzattığı gibi, hastanın tamamen iyileşmesine de engel teşkil eder. İlaçların doğru zaman ve dozajda alınmasının olumlu etkisi vardır. Aksi durumda ise hastaya hem zihinsel hem de fiziksel olarak negatif etkisi olur. Tez çalışması sırasında, iki çeşit anket hazırlandı. Bu anketler Türkiye'de ilaç veren ve ilaç alan taraf olan doktor ve hastalara dağıtıldı. Bu dağıtım kişilere kağıt olarak verildiği gibi, internet üzerinden anket linkleri oluşturularak ta yayınlandı. Toplanan bilgi ve istatistikler, ayrıca insanlar üzerinde yapılan gözlemler ve kazanılan tecrübeler ışığında, C-DRUG yaklaşımı geliştirilip, tasarlandı. Bu sistemin tasarlanma amacı yukarıda anlatılan problemleri çözmeyi hedeflemekti. Uzaktan yönetim teknolojisine sahip olan C-DRUG, doktor ve hasta arasında bilgi transferini gerçekleştirmek üzere kritik bir yere sahiptir. C-DRUG, doktor tarafından girilen veriyi veritabanından sorgulayıp, özel olarak tasarlanan Intelligent Drug Container (IDC) cihaza sinyal göndererek, hastanın ilacını zamanında almasını sağlar. Bu sistem ayrıca, hastanın hangi ilacı aldığını da izler ve takip eder. Diğer bir deyimle, C-DRUG, reçeteye olan itaatsizliği ortadan kaldırmayı da sağlar. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra, doktor ve hasta arasında güvenli bir iletişim kanalı kurar. Son olarak dikkat edilmesi gereken bir başka çarpıcı nokta da, ekonomi alanında, ülke kaynakları anlamında ve bunun gibi diğer unsurlar çerçevesinde, israfı önleyen vazgeçilemez bir çözümdür. Sonuç olarak, bu çalışmaların tümü, fazlar halinde tez üzerinde detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Yaklaşım ve ürünler görsel ve fiziksel olarak sunulmuştur.Publication Open Access Dağıtık veritabanları için test uygulaması(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2015-06) BAYDOĞMUŞ, GÖZDE KARATAŞ; Akbulut, Akhanİnternetin yaygınlaşması ile birlikte büyük veri kullanımında İlişkisel Veritabanı Yönetim Sistemleri (İVTYS), ölçeklenebilirlik konusunda yetersiz kalmaya başlamıştır. Son 10 yılın yükselmeye başlayan yeni veri saklama teknolojisi Dağıtık Veritabanları İVTYS‟lerin sunamadığı hizmetleri sağlamaktadır. Bu çalışmanın amacı, yazılım mühendisliği kapsamında önemli bir konu olan yazılım testlerinin, kullanımı artan bu sistemlere uygulanmasıdır. Bir dağıtık veritabanı uygulaması olan MongoDB üzerinde farklı sınamaların gerçeklendiği test uygulaması geliĢtirilmiş olup, bu uygulamaya "MongoDB Tester" ismi verilmiştir. Bu uygulama kullanılarak Dağıtık Veritabanları üzerinde yapılan iyileştirmelere ait sonuçlar paylaşılmıştır. MongoDB Tester uygulamasının önerisi ile yapılan iyileştirmelerle elde edilen sonuçlarda sistemde iyileştirmeler olduğu görülmüştür.Publication Open Access Hesaplama Programlarının Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (GUI) Hataları Perspektifinde İncelenmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005-06) Engin, Alpay; Servet BayramBu tez çalışmasının konusu; hesaplama programlarındaki Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (GUI) hatalarının incelenmesidir. Tezde, hesaplama programları olarak MATLAB 6.1 ve MathCAD 12 yazılımları ele alınmıştır. Hedef, arayüz tasarımında büyük çoğunlukla ne gibi hatalar yapıldığını incelemek ve bu hataların doğrularının nasıl olması gerektiğini göstermektir. Tez çalışmasında, hatalarından arındırılmış iyi bir grafiksel kullanıcı arayüzü nasıl olmalı konusunda bilgiler vermek amaçlanmaktadır. Tez, grafiksel kullanıcı arayüzü oluşturulması konusunda arayüz tasarımcılarına yol göstermesi ve yardım etmesi açısından da önemlidir. Bu tez çalışmasında, grafiksel kullanıcı arayüzü tasarımında dikkat edilmesi gereken arayüz dizayn prensiplerinin ve yöntemlerinin neler olduğu ve bunların önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışma tezinin ana konularından biri olan Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (GUI), insan-bilgisayar iletişimini ve bilgisayar ile kullanıcı arasındaki etkileşimi sağlayan bir araçtır. GUI, kullanıcıların çeşitli komutları grafiksel gösterimler (menüler, düğmeler, grafikler v.b) aracılığıyla gerçekleştirmelerini sağlayan bir sistem tasarımıdır. Tezde ele alınan GUI hata türleri dört tanedir : 1. GUI Elemanlarında Yapılan Hatalar, 2. Düzen ve Görünüm Hataları, 3. Metinsel Hatalar ve 4. Etkileşim Hataları. Tezde ele alınan hesaplama programları; matematiği temel alan, bilgisayar ortamında cebirsel her türlü hesaplamaya olanak tanıyan ve mühendislik alanında kullanılan yazılımlardır. Tezdeki hesaplama programlarından biri olan MATLAB, temel olarak nümerik hesaplama, grafiksel veri gösterimi, GUI tasarlama ve programlamayı içeren matris (matrix) tabanlı bir yazılımdır. Tezde seçilen uygulama programlarından bir diğeri olan MathCAD, matematik temelli işlemlerde ve sembolik hesaplamalarda kullanılan bir yazılımdır. MathCAD, bir programlama dilinden çok, kelime işlemci mantığıyla, matematiksel işaretlerin kullanımına olanak tanımaktadır. MATLAB ve MathCAD programlarının her ikisinin de ortak özelliği; mühendislik programları olmalarıdır. Bu tez çalışması, dünyada büyük bir popülaritesi olan ve inanılmaz boyutlarda kullanıcı kitlesine sahip MATLAB ve MathCAD programlarında pek çok grafiksel kullanıcı arayüzü (GUI) hatasının olduğunu göstermiştir. Tezde, bu hatalar tek tek incelenmiştir. Anahtar Sözcükler : MATLAB Programı, MathCAD Programı, Hesaplama Programları, Grafiksel Kullanıcı Arayüzü (GUI), GUI Hataları.Publication Open Access İnternet güvenliği ve risk yönetimi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2007-06) Uslu, Tolga; Servet BayramBu çalışmada güvenlik tehditlerinin ne olduğu, tanımı ve evrimi incelenmektedir. Kötü niyetli saldırılara karşı daha güvenli sistemler oluşturmak için sistemlerin güvenliğini tehdit eden adımlar incelendi ve risk yönetiminin önerileri eşliğinde gerekli güvenlik modülleri sistemlere dahil edildi. Risk Yönetimi olarak adlandırılabilecek bu yeni yaklaşım, farklı bir yönetim anlayışı ihtiyaçlarını da beraberinde getirmektedir. Araştırmanın sonuçları, Risk Yönetimi'nin temelinde hazırlık, tespit, müdahale, iyileştirme ve takım çalışması olduğunu göstermektedir. Internet tabanlı projelerde risk, diğer projeler ile karşılaştırıldığında çok daha fazla olduğunu göstermektedir. Riskin azaltılması için doğru politikaların belirlenip, daha güvenilir sistemler için bilgilerin sürekli güncellenmesinin gerekli olduğu ve güvenliğin bir o kadar önemli olduğu bu dönemde, hazırlanacak olan projenin tasarımların ve güvenlik stratejilerinin nasıl olması gerektiği konusuna açıklık getirmektedir. Anahtar Kelimeler : Internet, Virüs, Güvenlik, Risk YönetimiPublication Open Access Makine öğrenme yöntemleri yardımıyla tüketim istatistiklerine göre talep tahmini(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-09) Atalay, Muratcan; Demirer, Rüştü MuratElektrik enerjisi, doğası gereği büyük ölçeklerde depolanabilir değildir. Bu sebepten ihtiyaca uygun şekilde anlık üretilmelidir. Üretimin güvenilir bir şekilde sürdürülebilmesinde planlama önemli rol oynamaktadır. Hidroelektrik santrallerinde rezervuarda biriktirilen su, termal sistemlerde stoklanan yakıt miktarı ve aktif halde tutulan birim sayısı gibi kararlar elektrik üretim altyapısının kârlılığını birincil derecede etkilemektedir. Üretim planlamasının hayati bileşeni ise geleceğe dönük talep tahminidir. Talep tahmini, sektörel önemi ve tüketim örüntülerinin karmaşıklığı gereği açık araştırma konularından biridir. Bu problem üzerinde literatürde birçok farklı yöntem denenmiştir. Talebi zaman serisi olarak ele alan, talebin bileşenlerini doğrusal olarak modelleyen sistemler yanında doksanlardan itibaren makine öğrenmesi teknikleri öne çıkmaya başlamıştır. Makine öğrenmesi teknikleri geçmiş verilere dayanarak, tüketim ile etkileyen etmenler arasındaki doğrusal olmayan ilişkileri insan yardımı olmaksızın temsil edebilmektedirler. Ticari ürünlerin büyük çoğunluğunda kullanılan yapay sinir ağlarıyla beraber nispeten yeni destek vektör makineleri gibi teknikler de uygulanmaktadır. Bu çalışmada, ilki beş bin ticari işletmenin, ikincisi tüm Doğu Slovakya?nın toplam elektrik taleplerini içeren iki farklı veri kümesi kullanılmıştır. Sistem yüklerinin meteorolojik ve zamansal etmenler arasındaki bağımlılıkları dört farklı makine öğrenmesi tekniğiyle modellenerek başarımları karşılaştırılmıştır. Bu modellerden biri olan destek vektör makinelerinin, eğitim aşamasından önce ihtiyaç duyduğu parametre seçiminde üç farklı üst sezgisel yöntem denenmiş ve modelin başarımındaki etkileri araştırılmıştır. Özellik vektörü bileşenlerinin azaltılmasında temel bileşenler analizi kullanılmış ve başarım artışı incelenmiştir. Anahtar kelimeler: kısa vadeli talep tahmini, maksimum talep tahmini, yapay sinir ağları, destek vektör makineleri, rastlantısal ormanlar, parçacık sürü optimizasyonu, diferansiyel evrim, temel bileşenler analiziPublication Metadata only Makine Öğrenmesi Yöntemleriyle Gerçek Olmayan Tüketici Yorumlarının Tespiti(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2014-07) Güldan, Suat; Çatal, ÇağatayÇevrimiçi hizmetlerin gelişmesi ve e-ticaretin yaygınlaşması sonucu, firmalar arası rekabet giderek artmıştır. Bu bağlamda ürün yorumları, satın alıcıların kararlarını şekillendiren önemli bir faktör olarak ortaya çıkmıştır. Bu etkinin sonucu olarak ürün yorumları, ürün ve hizmetler hakkında aldatıcı yorumların yapılabileceği bir pazarlama alanı oluşturmuştur. Bu tezde, olumsuz aldatıcı tüketici yorumlarını tespit edebilmek üzere, çoklu sınıflayıcılı sistemler kullanılarak bir model önerilmiş ve önerilen modelin otel yorumları ile ilgili olarak hazırlanmış olan veri kümesinde geçerlenmesi sağlanmıştır. Önerilen model, üzerinde çalışılan problem için literatürdeki en iyi modelden daha yüksek performans sunmuştur. Bu modelde beş sınıflayıcı çoğunluk oylaması birleşim kuralına göre kullanılmıştır. Bu sınıflayıcılar libLinear, libSVM, ardışık minimal optimizasyon (SMO), Random Forest ve J48'dir. LibSVM ve libLinear, Destek Vektör Makinelerinin (DVM) iki farklı gerçeklemesi olarak bilinmektedir.Publication Open Access Network Coding For Multi-State Video Transmission(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-09) ŞENGEL, ÖZNUR; Sıla EKMEKÇİ FLIERLBu çalışmanın konusu dayanıklı video paketlerinin gönderiminde kullanılan Multi-State Video Coding (MSVC) Tekniği ile Ağ Kodlama tekniklerini kullanarak daha fazla ağ yayılımı ve video kalitesi ile paketleri tüm ağdaki düğümlere göndermektir. Böylece düğümler kendisine ait olan paketlere daha hızlı bir şekilde erişebilecektir. Sistemin iki ana kısmı bulunmaktadır 1) Multi-State Video Coding ve 2) Ağ Kodlama. Çalışmanın amacı hem video kalitesini hem de ağ yayılımını arttırmaktır. Multi-State Video Coding tekniğini dayanıklılığı sağlamak ve Ağ Kodlamayı ise ağ üzerindeki yayılımı artırmak için kullanıyoruz. Bu mantıkla öncelikle var olan video paketlerini MSVC tekniği ile iki ayrı alt dizine ayırıp ağ kodlama ile paketlerin gönderimini sağlıyoruz. Böylece, ağ üzerinde paketlerin dayanıklılığı gibi yayılımını ve videonun kalitesinide artırmayı amaçlıyoruz. Multi-State Video Coding (MSVC) bir video streaming tekniği olan Multiple Description Coding temeline dayanan Video Kodlama Teknolojisidir. MSVC ile video iki veya daha fazla altdizine ayrılmaktadır. Biz çalışmamızda videoyu iki altdizine ayırıyoruz: birinci altdizinde sadece çift numaralı çerçeveler, ikinci altdizinde tek numaralı çerçeveler bulunmaktadır. Oluşan bu altdizinler kodlanarak paketler haline getirilmektedir. Herbir paket sırasıyla ağda farklı kanallar üzerinden alıcılara gönderilmektedir. Eğer alıcı hem tek hem de çift numaralı çerçeveleri almış ise alıcı çözümlemeyi yapıp çerçeveleri oluşturur. Eger çerçevelerden biri kayıp ise, alıcı kayıp çerçeveyi farklı altdizinlerde bulunan bir önceki ve sonraki çerçeveler ile MSVC tekniğinin durum iyileştirme yapısını kullanarak oluşturabilmektedir. MSVC tekniği ile oluşan altdizinlerdeki paketlerin gönderimi için ağ kodlama yapılmaktadır. Çalışmamızda iki farklı ağ kodlama algoritması ile paketlerin gönderimi yapılmaktadır. İlk algoritma "Network Coding for Video (NCV)" daha iyi video kalitesi ile videoların alıcıya ulaşmasını sağlamaktadır. Bunun için altdizinlerdeki ilk aktif paketi alıp belirli kriterler ile diğer paketleri birleştirip aday paketleri oluşturmaktadır. Daha sonra en iyi ve yüksek kaliteyi sağlayan paketi ağdaki tüm nodelara göndermektedir. İkinci algoritma "Network Coding for Video: looking into the queue in depth (NCVD)" NCV'nin yaptığı gibi paketleri oluşturmaktadır, bu sefer ilk aktif paket ile oluşanlar dışında, kuyruktaki diğer aktif paketler ile de aday paketleri oluşturmaktadır. Oluşan tüm aday kodlar arasından en iyi paketi seçmektedir. Ağ kodlama algoritmaları ile gönderilen paketler ağdaki tüm düğümlere ulaşmaktadır. Ulaşan paketler alıcı düğümler tarafından çözümlenmektedir. Çözümlenen paketler içinde alıcıya ait paketler var ise gönderilen paket yerine ulaşmış demektir. Ana paketin dışında alıcıya ulaşan kendisine ait olmayan başka paketler var ise alıcı bu paketleri de saklamaktadır. Ağ kodlama esnasında ara düğüm kendi ağındaki düğümler ile sürekli bilgi alışverişi içinde olduğundan ara düğüm paket gönderimi yapmadan önce ağdaki tüm düğümlerdeki bu paketlerin bilgisini almaktadır. Ara düğüm bu paketleri aday paketlerden en yüksek verimi sağlayanı bulmak için kullanmaktadır. Ara düğüm gönderilecek paketi en fazla düğüm tarafından çözümlenerek kendi çerçevesini elde etmesini sağlayacak şekilde belirlemektedir. Bu kapsam için geliştirdiğimiz sistemi farklı ağ senaryolarında denemelerini gerçekleştirdik. Öncelikle, sistemin çalışacağı ağı oluşturduk. Ağı ara düğüm ve ara düğüm ile etkileşim içinde olan birden fazla düğümden oluşturduk. Birbirleri ile haberleşmelerini sağlamak için ara düğüm ağdaki tüm düğümleri dinlemeye başlıyor. Düğümler kendilerine ait videonun transferinin başlamasından önce ara düğüme bir önceki transfere ait buffer bilgilerini göndermektedir. Buffer bilgilerini alan ara düğüm ilgili algoritmanın yapısına göre paketleri oluşturup bilgi alışverişi içinde olduğu tüm düğümlere göndermektedir. Oluşturduğumuz farklı senaryolarda, ara düğümün gönderdiği ilk aktif paketin her iki algoritmada da (1) Network Coding for Video (NCV), (2) Network Coding for Video: looking into the queue in depth (NCVD) alıcıya başarılı bir şekilde ulaştığını gördük. Ağda ara düğüm ile düğüm arasında haberleşmenin kesildiği ve bir önceki paketin alımı bitmeden diğer paketin gönderiminden kaynaklanan paket kayıplarında alıcı düğüm kendisine gönderilen çerçeveye ulaşamadığı durumlar ile karşılaştık. Böyle çerçevenin ulaşmadığı durumlarda MSVC tekniğinin durum iyileştirme özelliği ile kayıp frame oluşturulmakta ve videoda oluşabilecek kesinti alıcıya yansımamaktır.Publication Open Access Rehber hizmet sunucuları ve uygulamaları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2004-06) Altun, Fuat; Kemal YüksekBilgisayar ağları ve Internet gibi donanımsal ve yazılım olarak dağıtık yapıların artmasıyla veri tekrarı, ortak veri kullanımı, veri tutarsızlığı gibi yeni kavramlar önem kazanmıştır. Bu çalışmada işletim sistemleri ve çok programlı ortamlarda, adı geçen kavramlara bağlı oluşan sorunlara çözüm olabilecek yapıların oluşturulması irdelenmiştir. Özel olarak İşletim sistemleri bazında Linux (aynı zamanda UNIX) işletim sistemleri üzerindeki kullanıcı hesaplarının tek bir noktadan yönetilmesiyle veri tutarsızlığı ve gereksiz veri tekrarının nasıl önlenebileceği gösterilmiştir. Aynı zamanda mevcut sistemde her platformun kendi kullanıcı rehberinde bu bilgileri saklamak zorunda olduğu ve bunun bir çok sorunu beraberinde getirdiği vurgulanmıştır. Çoklu programlar bazında ise, bir çok yazılım tarafından ortak kullanılması gereken örneğin Personele, Müşteriye ait bilgilerin standart bir veritabanı üzerinden erişilebilme zorunluluğu söz konusudur. Bu zorunluluktan dolayı her yazılım için veritabanları tasarlanmakta ve bir yazılım diğer yazılımın kullandığı verilere erişememektedir. Bu durumun, bilgilerin çeşitli kaynaklarda gereksiz yere tekrar edilmesine sebep olacağı açıktır. Böyle bir yapının yönetilebilirliği ise son derece zordur. Yukarıda bahsedilen iki sorunun çözümü de rehber hizmet sunucularının (directory service servers) kullanımı ile sağlanabilir. Bu alanda en gelişmiş ve standart haline gelmekte olan rehber hizmet sunucusu teknolojisi LDAP' (Lightweight Directory Access Protocol). tır. LDAP bu anlamda bir çözüm olmakla beraber yazılım geliştiricilerin, yazılımlarına mutlaka bu desteği kazandırarak, bu yazılımların LDAP rehber sunucularına erişebilir olmalarını sağlamaları gerekmektedir. Bu tez çalışmasında, yukarıda bahsedilen sorunların önerilen rehber hizmet sunucusu yapısı ile nasıl giderilebileceği kapsamında genel anlamda rehber hizmet sunucuları ve bu rehber hizmet sunucularına erişim yöntemleri incelenecektir. Bu bağlamda X.500, NIS, NIS+ ve özel olarak LDAP yapıları üzerinde durulacaktır. LDAP' ın bu sistemlere göre avantajı işlenecektir. LDAP rehber servis sunucuları ile İlişkisel Veritabanları (Relational Databases) arasında karşılaştırma yapılacaktır.Publication Open Access Sanal Gerçeklik Teknolojisini Kullanarak Fobilerin Belirlenmesi ve Başa Çıkma Yolları(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2017) Kurtuluş, Fettah; Akbulut, Akhan; 116056Günümüzde sanal gerçeklik teknolojisi (VR), ağırlıklı olarak eğlence sektöründe, oyun oynarken yaşanan tecrübenin gerçeğe yakın hale getirilmesi amacıyla kullanılmaktadır. Bu teknolojinin sunduğu imkânlar ile medikal çalışmaların ve tıbbi tedavilerin destekleme potansiyeli çok fazladır. Önerdiğimiz proje kapsamında, geleneksel fobi tanı ve tedavi yöntemlerine alternatif ve aynı zamanda beraber kullanımında destekleyici rol üstlenecek, sanal gerçeklik teknolojisi kullanarak terapistlerin fobi tanısı belirlenmesi, derecelendirmesi ve tedavisi süreçlerinde yardımcı olacak bir sistem geliştirilmiştir. Geliştirilen sistem olan s-FoBiT'in; geleneksel tedavi yaklaşımlarına alternatif bir yöntem olarak kullanılması amaçlanmaktadır. Günümüzde fobi tedavilerinde ilaç tedavisi veya bilişsel davranışçı terapi yaygın olarak kullanılmaktadır. Fobinin yoğun olduğu durumlarda ilaç tedavisi ve psikoterapi beraber uygulanır. Geleneksel yöntemler arasında kıyaslama yapıldığında, ilaç tedavisinin vücuda daha fazla zarar verdiği, başarı oranının daha az olduğu ve fobinin ilerleyen zaman içerisinde tekrar edebildiği gözlemlenmiştir. Bu sebeple çoğu terapist, sorunun neden sonuç ilişkisini ve baş etme yöntemlerini hastalarına öğreterek, uzun vadede terapinin kalıcılığını arttırmaya çalışmaktadır. Geleneksel tedavi yaklaşımlarından en etkin kullanılan yöntem, yüzleştirme (yüz yüze bırakma) tekniğidir. Fobik bireye, her seans içerisinde korku duyulan obje ile yüzleşme terapileri tecrübe ettirilerek, korkusunu yenebilmesi için yöntemler öğretilir. s-FoBiT'de bu nokta, terapistin ihtiyacı olduğu fobi tecrübe ortamlarının sunulmasına ek olarak, hastanın reaksiyonlarının gözleminde ve fizyolojik değerlerinin anlık olarak ölçümlenmesinde kullanılacaktır. Örneğin akrofobik (yükseklik korkusuna sahip) olan bir bireyin, terapistin belirlediği etki derecesinde korkusunu tecrübe etmek üzere hazırlanmış senaryo ile sanal gerçeklik ortamında, çok yüksek bir binanın üzerinden aşağıya bakarken, anlık kalp ritmi ve vücut sıcaklığındaki değişim kolaylıkla gözlenebilecektir. İleri bir seansta ise güvenli bir şekilde, uçurum kenarında dolaşırken ki vücut reaksiyonları kayıt altına alınabilecektir. s-FoBiT ile geleneksel tedavi yaklaşımlarını daha gerçekçi ve daha güvenli bir şekilde uygulanabilir bir şekilde sunmak amacı ile geliştirilmiştir. Her hastanın seans içerisindeki raporları otomatik olarak üretilecek ve hastanın gelişimi çok daha keskin ölçüm ile değerlendirilebilecektir. Terapistin sanal gerçeklik gözlüğü ve bilgisayarını kendi ofisinde kullanacak oluşu, hasta mahremiyetine de önemli anlamda destek olacaktır. s-FoBiT geliştirilmesinde günümüzde en etkin şekilde kullanılan sanal gerçeklik gözlüklerinden faydalanılmıştır. Sanal gerçeklik geliştirme ortamı Unity çerçevesi olacağı için, tercih edilmiş gözlük hangisi olursa olsun uyum problemi yaşanmayacaktır ve tümüne entegre edilebilecektir. Terapistin kullanacağı işletim sistemi tabanlı bir uygulama yönetim işlemlerinden sorumlu olacak, çok sayıda sensör bağlı mikro denetçi ile hastanın fizyolojik parametrelerin ölçümü sağlanacaktır. Seans esnasında fizyolojik değerlerde tehlike eşiği aşılması durumunda sistem kendiliğinden oturumu sonlandıracaktır. s-FoBiT'in amacı, terapist gözetiminde hastalar uygulama içerisinde oluşturulmuş senaryoları gerçekleştirerek terapistin hasta hakkında bilgi toplamasına yardımcı olmaktır. Hastadaki farklı davranışları anlayabilmek ve kontrol edebilmek için terapistler senaryo akışlarını kontrol ederek ve yönlendirerek hastanın verdiği tepkileri yorumlayarak tanı ve tedavilerini sanal gerçeklik teknolojisi ile yürütebileceklerdir. s-FoBiT, prototipi ile geleneksel yöntemlere göre daha az maliyetle daha güvenli bir şekilde uygulanabilen tedaviler mümkün olacaktır. Hastaların seans içerisindeki reaksiyonları daha iyi izlenebilir olacağından, tanı ve tedavi başarımı artacak olup, terapistlerin iş yükleri geleneksel tedaviye oranla azalacaktır. Çalışma kapsamında ortaya çıkan prototipin, ticari ürüne dönüştürülmesi imkânı bulunmaktadır. Sistemin test edilebilmesi için Koç Üniversitesi'nden etik kurulu belgesi alınmıştır ve gönüllü denekler üzerinde prototipin başarımı test edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sanal Gerçeklik, Yazılım Mühendisliği, Fobi, Fobi Tedavisi, VR Gözlük TeknolojisiPublication Open Access Sanal heykeltıraşlık sistemleri için yeni dış çeper ve dallanma yaklaşımlarının geliştirilmesi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2011-06) Göcen, Emre; Kemal YüksekBu çalışmada, sanal heykeltıraşlık sistemlerine yeni alternatif bir çözüm önerilmiş ve gerçeklenmiştir. ?Sanal düzlem? tabanlı bu yaklaşım ile sistemin önemli iki unsuru olan dallanma işlemi ile objelerin işlenmesi safhaları başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Oluşturulan yapı dış çeperlerin sağlıklı ve hızlı oluşturulması ile de sistem entegre edilmiştir. Temel geometrik özelliklerin uygun bilgisayar veri yapıları ile desteklenmesi sistemin gerçeklenmesinde önemli rol oynamıştır. Katı Model ve işleyicinin şeklinden bağımsız esnek yapısı ile sistem, hızlı ve az saklama alan ihtiyacı gerektiren yapısı ile mevcut dexel ve voxel çözümlerine üstünlük sağlamıştır. Çalışmanın, bilinen örnek problemleri aşma yeteneği ve performans değerleri incelenmiş ve mevcut yaklaşımlar ile kıyaslanmıştır. Sistemin gerçeklenmesinde, .Net platformu üzerinde C# programlama dili ve OpenGL grafik kütüphaneleri kullanılmıştır.Publication Open Access Sentiment analysis for Turkish Language(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-01) Çelik, Hakan; Bayrak, CoşkunDuygu yada düşünce analizi metinlerden kişisel değerlendirmelerin çıkarımını sağlayan doğal dil işleme branşıdır. Duygu analizinin ilgi alanına giren değerlendirmelere örnek olarak tüketici yorumları, film değerlendirmeleri, borsa tahminleri ve siyasi araştırmalar gibi geniş ölçekte örnekler verilebilir. Son yıllarda web 2.0 ve sosyal medyanın artış hızına bağlı olarak öznel değerlendirmeler müthiş derecede arttı. Her gün insanlar petabaytlarca veri girişi yapıyor. Bu boyuttaki ham verinin analizi gerek bireyler gerekse de şirketler için gittikçe daha fazla önem arz etmeye başladı. İngilizce için birçok duygu analizi çalışmaları mevcut. Ancak bu çalışma alanı Türkçe için hala bakir. Gerçekleştirilen tek çalışma tek bir alan üzerine yoğunlaşıp tek tipte veri üzerinde tek tip makina öğrenmesi algoritması kullanmış. Bu tez kapsamında farklı alanlara ait yeni veri grupları oluşturulmuş, Türkçe'ye özel veri hazırlama algoritması tanıtılmış ve oluşturulan veri üzerinde farklı makina öğrenmesi algoritmaları uygulanmıştır. Naïve Bayes sınıflandırıcı kullanılarak başarılı sayılabilecek %85'lik doğruluk oranı yakalanmıştır.Publication Open Access Sigortacılar için web tabanlı eğitim sistemi(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2004-01) Akalın, Hasan MeteBu tez çalışması, sigorta acentelerinin, sigorta poliçeleri ve acentecilik konularında eğitilmeleri ile ilgili olarak, web üzerinden ilgililere verilecek eğitim üzerine odaklanmıştır. Sigorta acenteleri, acentelik işlerinde kullandıkları poliçeler ile ilgili bilgilere, kendilerine verilmesi gereken eğitimler sayesinde hakim olabilirler. Ancak bu sayede, hangi koşullarda hangi poliçeyi hazırlayıp müşterilerine sunacaklarına karar verebilirler. Bu durumda, sigorta genel müdürlüklerine bağlı olan ve Türkiye’nin hemen hemen her ilinde mevcut olan acentelere bir şekilde ulaşılıp, bu bilgi ve eğitimlerin verilmesi gerekmektedir. Genellikle bu eğitimler, bölge bölge ayrılmış acenteleri bir araya getirerek bir eğitim salonunda verilmekterdir. Bu durumda, genel müdürlük eğitmenlerinin devamlı olarak Türkiye’nin her iline gitmesi ve bu illerde gerekli olan eğitimleri düzenlemesi, eğitimin yeterli olmadığı veya katılımın gerektiği kadar olmaması halinde, tekrar eğitim verilmesi gibi zorluklar söz konusu olmaktadır. Sigorta şirketi tarafından yeni bir poliçe hayata geçirildiği ve acentelere sunulduğu zaman, bir an önce bu poliçeye ait eğitim ya da eğitimlerin düzenlenmesi ve tüm acentelere anlatılması gerekmektedir, bu acentelerin de bu yeni poliçeye hızlı bir şekilde adapte olabilsin ve böylece müşterilerine bu poliçeye uygun çözümler sunabilecek seviyeye gelebilmesini sağlamaktır. Bu gerekçelerle; sigorta şirketi için yeni bir eğitim programı ve seyahati, acenteler için de, yeni bir ürün için eğitim alma zorunluluğu doğmaktadır. Verilen bu eğitimlerde, eğitmenlerin verdikleri poliçe eğitimileri ile ilgili bazı raporlar alması, acenteler açısından bu eğitimin ne kadar yararlı olduğunu ölçmesi ve gerektiği taktirde aynı eğitimi yeniden vermesi durumu ortaya çıkmaktadır. Eğitim sırasında ve sonrasında bu raporların ve değerlendirmelerin yapılıp bir yerde tutulması gerekir. Böylelikle, hangi acente hangi konuda eksik bilgiye sahip, hangi acente hangi eğitime katılması gerekmesine rağmen katılmamış, sorularının cevaplarına göre yeni bir eğitim planlanıp, düzenlenebilmesi mümkündür. Sigortacılık sistemi içinde geleneksel, eğitim planlanması ve düzenlenmesi yapılırken; öncelikle genel müdürlük, hangi bölgedeki veya hangi ildeki acentelere eğitim verileceğine karar verir. Daha sonra, bu seçilen acenteler, eğitim tarihi, eğitim içeriği ve kapsamı, eğitim için gerekli materyaller hakkında bilgilendirilir. Bu aşamada, yapılacak eğitimden sorumlu genel müdürlük çalışanı, eğitim gününe kadar verilecek eğitimde kullanılacak dökümanları hazırlar. Eğitim günü geldiğinde acenteler, daha önceden belirlenmiş olan bir salonda toplanırlar. Eğitmen hazırlamış olduğu dökümanları acentelere dağıtarak, bir sunum gerçekleştirir ve yeni ürün ya da poliçe ile ilgili bilgileri acentelere aktarır. Eğitim interaktif bir şekilde devam eder. Eğitim sonunda her acente, almış olduğu eğitimle ilgili bir memnuniyet formu doldurur. Bu bilgiler ışığında eğitim sona erer. Buraya kadar, acentelere verilen eğitimler ile ilgili yaşanan zorluklar ve problemler sıralanmıştır. Bu problemlere çözüm olarak, günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan olan “Web Tabanlı Eğitim” (WTE) sistemi önerilmektedir. Internetin gelişmesi, web tabanlı eğitim teknolojisinin, eğitim alanında nasıl kullanılabileceği sorusunu gündeme getirmiş, sonuç olarak, e-mail yoluyla eğitimciye ulaşım, basit grafik ve metinlerin yer aldığı intranet üzerinde bilgisayar tabanlı eğitim ve web üzerinde ses ve görüntünün, parçalar halinde aktarıldığı web tabanlı eğitim ortaya çıkmıştır. Günümüzde web aracılığıyla, sınıf eğitimi, eş zamanlı danışmanlık, geliştirilmiş eğitim hizmetleri ve güncel içerik birleştirilerek, etkili ve çok boyutlu bir öğrenme ortamı yaratılmaktadır. WTE, şirketlerin bu tür gruplara hızla ve düşük maliyetle ulaşarak kişilerin takvimine uygun özel eğitimler verilmesine imkan sağlamaktadır. Web tabanlı eğitimde amaç, bir eğitim yapılacağı zaman, yukarıda bahsedilen sorunlar ve zorluklar ile karşılaşılmaması ve kişilerin zaman ve mekandan bağımsız olarak Internet veya Intranet’ler üzerinden bilgiye ulaşabilmesidir. Geliştirilecek bir uygulama ile, tüm acentelere aynı anda ulaşılması sağlanabilir ki bu özellik başta eğitim maliyetlerinden tasarruf olmak üzere çalışanların ve dolayısıyla şirketin verimliliğinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Acenteler için eğitimin Internet ortamından alınması, acentelerin bu eğitime Internet bağlantısı olan herhangi bir yerden katılmaları anlamına gelmektedir. Böylece acenteler için de aynı kazançlar sağlanır. Eğitmenler de, bir eğitim verebilmek için tüm Türkiye’yi dolaşmak zorunda kalmayacaklardır. Raporlamalarını ise, kendileri için geliştirilecek arayüz sayesinde kolaylıkla alıp, gerekli bilgileri eğitim için hazırlanacak olan bir veritabanında tutabilirler ve istedikleri anda düzenlenmiş herhangi bir eğitimin bilgisine ulaşabilirler. Web tabanlı eğitimin avantajlarından biri de, sistem Internet ortamında olduğu için acentelerin bilgisayarlarına herhangi bir program ya da bilgi yüklemesi yapılmasına ihtiyaç yoktur. Tüm bilgiler server’da tutulmakta olup, acenteler bu server’a bağlanarak eğitimleri alabilirler. Acentelerin kullanmış oldukları işletim sitemi, Internet tarayıcısı gibi sistem kısıtlamaları bulunmadığından dolayı, platform bağımsız çalışan bir sistem olarak teknik ve kullanım rahatlığı sağlamaktadır. Aynı zamanda bu işler içinde insan kaynağı ayırmaya gerek kalmamaktadır. Buna bağlı olarakta eğitimlere katılacak acente sayısında da ciddi bir artış yaşanır. Herhangi bir mazeretten ötürü ki, bu genellikle vakit darlığı olmaktadır, eğitim ya da eğitimler için salona gelip katılamamış acente web tabanlı eğitim sistemi sayesinde ofisinde veya evinde bilgisayarı başında verilecek olan eğitime katılabilir. Eğitime katılım bilgileri ise, eğitmenler tarafından online olarak görüntülenebilip raporlar alınabilir. Bu raporlar analiz edilerek, eğitimlere katılmamış acenteler için ilgili eğitimler yeniden düzenlenebilir. Web tabanlı eğitim sisteminde, eğitimlere ait tüm bilgiler veritabanında saklanmaktadır. Daha önceden düzenlenmiş olan bir eğitim, yeniden verilmek istendiğinde ilgili eğitimi aktifleştirmek yeterli olur. Web tabanlı eğitim sisteminde teknik destek konusuna çok fazla ihtiyaç duyulmamaktadır. Dolayısıyla, sistem olabildiğince kullanıcı dostu şekilde tasarlanıp uygulanmalıdır. Bununla birlikte, eğitmenler eğitim içeriklerini çok kolay ve hızlı bir biçimde güncelleyebilmelidir. Böylelikle web tabanlı eğitim alan kişilerin, eğitim ile ilgili son bilgilere erişmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca, eğitime katılacak herkes, tüm bu güncellenmiş bilgilere eş zamanlı olarak erişebilmelidir. Bu çalışma, klasik eğitimlerde yaşanan öncelik sorununa çözüm sunar. Klasik eğitimlerin, diğer bir deyişle, acenteler ile yüz yüze yapılan eğitimlerin en önemli ve can alıcı özelliklerinden birisi, eğitmen ile acente arasındaki interaktivitedir. Bu eğitimlerde acente, eğitmene sunum sırasında sorular yöneltebilmekte ve aynı anda cevabını alabilmektedir. Web tabanlı eğitim sisteminde bu konu için bulunan yöntem, bir chat platformu kurmak olmuştur. Eğitmen ile acenteler arasındaki bu platformda, acente aynen klasik eğitimde olduğu gibi sormak istediği soruyu chat ortamına yazar ve eğitmen tarafından cevabı online olarak verilir. Bu sayede, chat platformu da interaktiviteyi koruma açısından web tabanlı eğitimin sisteminin en önemli araçlarından biri haline gelmiştir. Büyük firma ve üniversiteler kendi Öğretim Yönetim Sistemlerini (ÖYS) geliştirmektedirler. Bir çok kurum da kendi ihtiyaçlarına uygun Öğretim Yönetim Sistemini satın alma yoluna gitmektedir. Yeni yazılım dillerinin ve veri depolama yöntemlerinin keşfi ile Öğretim Yönetim Sistemleri 1999 yılında dünyada kendilerini göstermeye başlamışlardır. İlk Öğretim Yönetim Sistemi geliştiricileri, olanakları sınırlı ve bir çok pahalı ayarlamalar gerektiren e-eğitim projeleri içerisinde yer alırken bugün projeler organizasyonlardaki eğitim ve çalışma inisiyatiflerini birleştirme yoluna giderek tek bir yaygın altyapı oluşturmaktır. Sağlam bir Öğretim Yönetim Sistemi bir örgün eğitim kurumunun insan kaynakları, mali işler, öğrenci işleri ve diğer bölümleri ile ortak çalışabilir ve bu bölümlerdeki bilgisayar sistemleri ile bilgi paylaşımında bulunabilir. Böylece tüm uzaktan eğitim faaliyetlerinin temelini oluşturabilir. Öğrencilere ilişkin raporlar alabilmek, bir öğrencinin gelişimini takip etmek ve herhangi bir aksama durumunda kendisine yardımcı olmak açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Bahsedilen kayıtlar öğrencinin sadece ÖİYS içinde yaptığı işlemleri değil, online içeriklerde gezinirken yaptığı işlemleri de içermektedir. Öğrenim Yönetim sistemleri online ders içeriğine müdahale şansı vermese de online içeriklerin düzenlenmesinde aktif rol oynayan Eğitim İçerik Yönetim Sistemleri (Learning Content Management System, LCMS) ile de ortak çalışabilirler. Tüm bu bilgiler ışığında, web tabanlı eğitim sisteminin ne kadar faydalı olduğu, geliştirilecek olan bir e-Eğitim uygulaması bu çalışma ekseninde ele alınmıştır. Bununla birlikte e-eğitimin önemine yönelik olarak sigortacılık için yeni bir ÖİYS oluşturmaktır. Bu uygulamada, yukarıda bahsedilen ve web tabanlı eğitimin hem temelini hem de detayını oluşturan tüm materyaller kullanılmış ve sigorta acentelerine bu uygulama sunulmuştur. Ancak, daha öncesinde acentelere, seçilecek bir poliçe ile ilgili bir “ön test” uygulanmıştır. Bu testin sonuçları ve acentelerin almış oldukları notlar bir veritabanında tutulmuştur. Bu testin sonrasında, belirlenecek bir tarihte, web tabanlı bir eğitim oluşturulmuş ve bu eğitim “ön test”i dolduran acentelere verilmiştir. Eğitim sonrasında ise, acenteler “son test” diye adlandıralacak olan ve hemen hemen aynı tarz soruları içeren bir eğitim sonu teste tabii tutulmuşlardır. Bu testten alacakları notlar da bir veritabanında saklanmıştır. Sonuç olarak, her iki testten aldıkları notlar karşılaştırılmış ve web tabanlı eğitimin faydaları net bir şekilde gösterilmiştir.Publication Open Access Türk dili için çoklu sınıflandırıcı yöntemler ile duygu sınıflandırma(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2013-09) Nanğır, Mehmet; Çatal, ÇağatayDuygu analizi, doğal dil işleme yöntemlerinin kullanılarak kaynaklarda yer alan ham veriden kişisel bilgi ve çıkarımların elde edilmesidir.Kullanıcı yorumları; ticari, sosyal, siyasi analizler ve metin madenciliği için çok değerli bir kaynaktır. Duygu analizinin araştırma ve inceleme alanına giren konulara; tüketici yorumları, kitap yorumları, sosyal medya analizi, siyasi araştırmalar, haber yorumları, film değerlendirmeleri ve borsa tahminleri örnek olarak verilebilir. Son zamanlarda internet ve sosyal medya kullanımının artması, kişisel değerlendirmeleri önemli bir konuma getirdi. Internet kullanımının ticarete etkisi, marka-tüketici ilişkisini de önemli ölçüde değiştirdi. Olumlu ve olumsuz deneyimler artık marka ile tüketici arasında kalmıyor, sosyal çevreye hızla yayılıyor. Bu verinin analizi ve değerlendirilmesi, gerek birey gerekse şirketler için gittikçe daha fazla önemli kazançlar sunmaya başladı. Bu alanda genel olarak İngilizce için çeşitli çalışmalar literatürde mevcuttur. Bu konu, Türk dili için henüz derinlemesine incelenmemiş ve yeterli sayıda araştırmanın yapılmadığı bir konudur. Yapılan literatür taramasında, Türk dili için gerçekleştirilen sadece iki çalışmaya ulaşabildik. İlk çalışma, sadece bir alan üzerine yoğunlaşıp, tek tipte veri seti üzerinde sadece belirli tipte bir makine öğrenmesi algoritması kullanmıştır. İkinci çalışmada ise üç farklı veri seti üzerinde birden fazla makine öğrenmesi tek tek denenmiş ve Naive Bayes isimli makine öğrenmesi yöntemi ile yaklaşık olarak % 85 doğruluk oranı elde edilmiştir. Bu tez çalışması kapsamında, Türk dili için farklı veri kümeleri üzerinde çoklu sınıflandırıcı makine öğrenmesi algoritmaları uygulanmıştır. Daha önce uygulanan çalışmalardan farklı olarak, performansı yüksek üç tane makine öğrenmesi algoritması birlikte kullanılarak özgün bir çoklu sınıflandırıcı makine öğrenmesi algoritması tasarlanmıştır. Bu özgün sınıflandırıcı yaklaşımının yanı sıra, makine öğrenmesi algoritmalarının parametre optimizasyonu gerçekleştirilerek performans arttırılmıştır. Bu yeni yaklaşım sayesinde, daha önce tek sınıflandırıcı ile elde edilen doğruluk oranı % 86,13?lük bir doğruluk oranına yükseltilmiştir. Bu doğruluk oranı, yeni yaklaşımın performansı iyileştirdiğini ve birçok çalışmada kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Anahtar Kelimeler: Duygu Sınıflandırma, Türkçe, Naive Bayes, Karar Destek Makineleri, Karar Ağacı, Çoklu Sınıflandırıcı Sistemler, Parametre Optimizasyonu, Makine Öğrenmesi, Doğal Dil ??leme, Veri Madenciliği, WekaPublication Metadata only Veri madenciliği, algoritmaları ve naive bayes algoritmasının iyileştirme süreçleri(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2004) Başlangıç, Göksel; Yüksek, KemalPublication Metadata only XML web servislerinin veri paylaşımında kullanımı(İstanbul Kültür Üniversitesi / Fen Bilimleri Enstitüsü / Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı, 2005) Temizyürek, Ersan; Yüksek, Kemal